18 Mart 1941 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 3

18 Mart 1941 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

e pe Yapaca,; ğI ne- Papayı da siya —_&,— r. Japon dininde _İllm. dinl bir Kibi harbin AAMI zaman .—::'::ın da ye % Zirişmesi bir kaç hafta İleri sü. h—“:“l"ıh_vıt F ortalıklan olsa sulh *ilip süpür. h :.'IJ: attığı salh YO Nazırının Birakmadığını, | ..:ı“-n daha öu- faraftar ol ha İbsizlik olaca- tile — sulh Vaziyeti Hiğ de bil Çorapçılar heyeti Ankara ya gitti Yünlü kumaşların indirilmesi 8 Nisanda tatbik mevkiine gi- recek olan yeni ipekli kadın ço" rabı standard nizamnamesi etra- fmda İktisat Veküâleti ile temas- larda bulunmak üzere İstanbul Çorap fabrikatörlerinden mürek- kep bir heyetin Ankaraya gide ceğini yazmıştık. Heyet, dün, Ankaraya gitmistir. Bundan başka İktısat Vekâle- ti tarafından Ankaraya çağrılan kumaş fabrikatörlerinden mü- rekkepn heyet de Ankaraya vasıl !içın esaslı tetkikler yapılıyor olmuş bulunmaktadır, Bu heyet, vekâlete, yünlü ku- maş fiyatlarında daha ne kadar ucuzluk teminine imkân bulunup bulunmadığı etrafında izahat ve recektir. Konuşmalar neticesin- de yünlü kumaşların. bugünkü fiyatlarından mühim — miktarda tenzi|)ât yapmasına karar verile- ceği ümit edilmektedir. Bu ku- maşlar, halk tipi namı ile hazır lanan kumaşlarla alâkadar de- | ğildir. Belediye kooneratifi ile Vatan gyazetesi arasındaki dava Geçenlerde Vatan gazetesi, be lediye kooperatifinin salığı mah y n bozuk ve sihhate | müuzir olduğu yolunda muayyen | neşriyatta bulunmuştu. | Bu neşriyatı tahkir edici ma- hiyette bulan belediye Koopera tifi, Vatan gazetesi “aleyhinde asliye sekizinci ceza mahkeme- | sinde bir dava açmıştı. Bu dava- mnın görülmesine dün — başlanıl" ğ'.'ihn—ıl?: Süytaların sebep ola- eden Müharip far- karşılaşacağı lk r, —” €©rine dün. n laea y Sulhu ha- y M Mihver sul- Ku Nh::&k, B KiTüktür N lııııııkn D “ kurtul. b —“l'ı Sahip ol- çikma- Bi Ş © ftas taş NÜ Ve denebilir ki SA kötü günle- *lî::ı İR Tn | %ı WYorlar, a dar, Hiç bi- | Medeniyet ba. | b hiç lııı”..._. | A hayat sartları: N ür, Nİi neticesi ola N Ş, Ollazu kadar | _";u tutuşma- e hülinden çe İTMEKk için iki Nirleşmesi lü- tafın fikrinin, Üa ftarafından Mümi h“”' kün olur. Ç kl bir gale- Minen neteahei N —— AyM kana- Zalerin ken Bülü inan- Wr ki Vi kabule ma- ;::llhn Mmevcut- da ka- N kaeşrya kay- N , İngülte. N mitia daha u **ğndur,n:'.: eu harp * bitaraf ü'::ıım)n ö en çetin İN gPlomatlar sulh Vx g—:."'uı Papayı S zUma ede N _H"Y! narırı z ü yeen LA birini basarmıs ! bizce henüz x k l ERTEM o, davacr olarak kor operatif müdürü Haydar Berk- man ve maznım olarak da Vatan gazetesi sâhip ve neşriyat müdü" rü Ahmet Emin Yalman gelmiş bulunuyorlardı. Davacı Haydar Berkman, is- tidasında yazıları tahkir edici mahiyette bulduğundan Ahmet | Emin Yalmanm cezalandırılma- | sını ve kooperatife tazminat ver- Ihracat ve ithalât o müdürü geldi Ticaret Vekâletine bağlı ola- rak kurulan iage miületesarlığı ih- racat ve ithılât ofisi umum mü dürü Ahmet Cemil Conk, şehri- | mize gelmiştir. Umum mMmüdür, burada, iaşe teşkilâtının kendi branşına ait işleri ile mesgul olacak müdür- lük için yeni bir bina bulunması etrafında alâkarlarla temasa ge- çecektir. Ahmet Cemil Conk'un bir haf ta kadar şehrimizde kalacağı an- laşılmaktadır. Dünkü ihracatımız Dünkü ihracat yekünu 282 bin firadır. Dünkü ihracat csnar sında Almanya ve Misira tütün | satılmıştır. — Bd Çünkü bir geyin gözünüzden kaçmasma —imkân olmadığını görüyordum. — Ben de, nihayet beni anlı yacağınızı tahmin ediyorum, Mösyö Masson.. — Söyleyin öyleyse, şimdi ba na, Kristin ile o delikanlı bahçe- de uzun müddet kaldılar mı? — Hayır.. Yarım saat bile kal madılar.. İlk olarak Matmazel Kristin kalktı ve elini hasta gibi görünen güzel Gabriyel'e uzata, rak: — Haydi, gidelim içeriye, dedi. Babam az sonra gelir. Oh Gabriyel ne kadar uysal çocuk. Hem canım bu kız erkek- leri istediği hale sokmasını bili- yor. Geçinmeğe karar verdikten sonra Kristin eğildi genç adamın koluna girdi ve pavyonun sağm. dan döndüler. Biliyorsunuz. bu tarafa Mösyö Jak'ım çalışmakta olduğu lüboratuvarınka- pisı açılıyor. İşte bu — kapıdan içeriye girdiler. Ben | sonu ne olacak, diye bekledim. Bir çey- rek sant kadar sgonra Kristin dışarıya çıktı ve girip atölyesine kapandı. Bu adamlar ne garip bir ha yat yaşıyorlar. Doğrusu ben bundan hiç bir şey anlamıyorum. — Neden anlamtyorsunuz”?.. Mesele gayetle basit.. Bu deli, kanlı herhalde hasta olacak ve tedavi gördüğü kimselerin ya. nımda ikamet ediyor. Aileden ol- masi da kuvvetle muhtemel.. — Oh, evet.. Aileden olması meselesine gelince bir erkek dai- ma bu şekilde aileden sayılır. Madam Langluva bu sözleri : mesini istiyordu ve Haydar Berk man iddiasını şöyle hülüsa etti: “— Vatan gazetesinin her ne dense belediyeye karşı bir hu- sumeti vardır. Yazılar bunun bir neticesidir.” Buna kargı Ahmet Emin Yal- man, gazetesinin belediyeye kar şı herhangi bir husumeti olma dığını, şimdiye kadar yağlar bakkında yaptığı tahkikatın ne- | tcesini evrakr müsbite olarak mâhkemeye vereceğini söyledi ve İzmir, Ankara, Bursa beledi- yelerinin, İstanbul belediyesi kor operatifi tarafından geriye iade olunan yağlarının iade sebepleri nin ne olduğunun ve bu yağlar üzerinde yapılan tahlil raporla- rmm mahiyetinin sorulmasını istedi. Mahkeme de buna karar vererok muhakemeyi başka bi güne bıraktı. Doktor Hüdaverdi tahliye olundu Samatya Güzeli Katina adında 19 yaşında bir kıza kürtaj ya parak ölümüne setep olmalı çundan yedinci sorgu gince tevkif olunmuş bulunan kadın doktoru Hüdnverdi, dün tahliye olunmuştur. Hakkmdaki tohkikat — gayri mevkuf olarak devam edecek ve iş, yakmda mahkemeye intikal edecektir. —i Denizyolları koopera- tifinin toplantısı Denizyolları — kooperatifinin yıllık umum! heyet - toplantısı, martın 26 sında kooperatif bina- sında yapılacaktır. hâkimli- | Piyes Müsabakası KEanlüğnü Halkevinden: Hvimiz Sosyal Yardım Şubeki tara- fmdan aşaığtıdaki şartlar dahilinde bir piyea müsabakam tertip edilmiştir: 1 — Piyos soayal yardım mevzuum dâ alacaklır. ? — Adapte veya tercüme olmüyum caktır. 38 — İki perdeden az ve dört perde- den çok olmuyacak, bir geceyi doldu yacak uzunlukta bulücücüktrr, 4 — Eserler 15 Temmuza — kadar sosyal Yardım Şubemize teslim edile- cektir. 8 — Bu tarihe kadar gelen eserler Evtmizin Sosyal Yardım, Güzel San'e | atlar, Edebiyat ve Temsil şubaşinden seçilecek birer Azadan mürekkop dürt | kanımlarla halkın $ -— VARIT 18 MART 1081 Görüp düşündükçe: Memlekette, ihtikâr var. Av- rupada harp başlaymca, ©o da, üstündeki yirmi yıllık mezar toprağını silkerek, hortladı, Şer le beşlenen, felüket, kan ve ölüm le dirilen bu canavar, iç düşman | larınımn en korkuneudur. İ Hudutlarda süngüler parlar, | toplar mevzilere girerken, o da içerde ağmı, pususunu kurar Çuvaldan çuvala, sandıktan sane dığa, tenekeden tenokeye atlıya- rak piyasayı zehirler. İşte bu yüzdendir, ki onun « i- rildiğini gören devlet, bir takım etrafma bir kişilik heyet tarafından telkik edüe- | emniyet hisuri koymrya çinıştı. cektir. 6 — Birinciliği kazanan esvere (50), ikincdiye (23) ve üçüncüye (15) lira mükâfat verilecektir. Şehir meclisinde Tiyatro temsillerinin Nisan sonuna kadar devamı istendi Şehir meclisi ikinci cılışmuİ devresini tamamlamak Üzere üç | gün üstüste toplantılar yapacak tır. Meclis dün Vali Lâtfi Kır- darın riyasetinde toplanmış ve ruznamedeki maddeleri müzaker re etmiştir. Ruznamede; Fenerbahçe - rım adasmdaki yolların, Valikor nağı karşısındaki Çocuk bahçe- sinin umumi tenviratı hakkında- ki teklifler kabul edilmiş ve alâ- kalı encümenlere havale edilmiş tir. Şehir tiyatrosunun bütçesi müzakere edilirken temsillerin nisan sonuna kadar devam — et- mesi istenmiştir. Bncümen âzasından Refik Ah- met Sevengil söz alarak bunun tecrübo edildiğini ve müsbet ne- tice vermediğini, binaenaleyh teklifin bir temenni mahiyetinde | olmasını istemişlir. Bu istek kabul edilmiştir. Muh telif belediye işlerinde müteah- hitlerin 500 yerine 1000 lira a- vans vermeleri teklifi kabul ee dilmiş ve mülhakat — bütçesinin müzakeresine geçilmiştir. Bütçe | müzakere edildiktne sonra kabul! edilmiştir. Valinin Çayı Vali ve Belediye Reisi “Lâtfi Kırdar şehir meclisinin bu yılki çalışmalarının sona ermesi dala- yısiyle önümüzdeki perşenbe gi | nü belediye gazinosunda meclis | âzalarma bir çay ziyafeti vere- cektir. Altın Fiyatı Altın fiyatları yüksekliğini muhafaza etmektedir. Dün de bir altmım fiyatı 24.5 bra idi. Esrar ve maceralarla dolu zabıta romanı Kanlı Yazan: Gaston Löru tamamen — anlamış olmam için şunları da ilâve etti: — Bilhassa matmazelin ni, ganlı olduğu da göz önünde tu- tulursa işe nasıl buşlamış olduk- ları tahmin olunur. Herhalde gü. zel zevk veriyor bu kız. Ve bu sözleri üzerine artık zaferi tamamen kazanmış oldu. ğuna emin bulunan Madain Langluna muzaffer adımlarla v- zaklaştı. Demek ki Gabriyel ölmemişti. Ben Kristin hesabma buna mem- nun oldum. Madam Langluna'nm verdiği izahata göre demek ki bu adam yalnız harap olmuştu. Herhalde Kristin ile doktor namzedi Jak bu delikanlıyı tedavi etmişler ve ölümden kurtarmıştı. Şimdi vak'aların sırrını daha iyi tahmin ediyorum.. O müthiş hâdiseyi seyrettiğim gece Gab. riyeli her tarafı kırılmış ve bit. kin bir halde atölyeye nakletmiş ve İlk tedavisini yapmıslardı. Bu sekilde Kristin ile Jak çılgm saatçinin —esrarengiz misafire karşı yantığı öldürücü hareketi tamir etmek istemişlerdi. Sonra ertesi gece benim atöl- yeden asağıya tıp talebesi Jak'ın çalıştığı lâbratuvara — indirildi- ğini gördüğüm, ceset değil, Gabriyelin hurdahaş olmuş vü. cudu idi. Bebek Çeviren: M. ACAR T a çalıştırmış ve saatçinin muhak, kak bir cinayet işlediğini ve ce- sedin yakıldığını tahayyül etmiş hattâ bu hisain tesirile bazı ko- kular duymuştum. Muhayyilem kötü yolu takip. ten daha ilerilere de gidiyordu. Çünkü o zamandanberi ilk defa bu gibi hâdisclerle karşılaşma, yordum. Hanriyet Havard ve di- âerk-rl de ben de derin teessür- ler bırakmıştı. Gidip te geri gelmeyenler benim muhayyilemi hastaetmişti. Artık her tarafta, hattâ komedi cereyan eden hal. lerde bile ben daima bir faci& görüyordum. Fakat nihayet madam Lang. hına'dan bütün bu öğrendiklerim de Gabriyel'in esrarengiz şahsi yeti hakkında bana bir fikir ver- mediği gibi, bu meçhul adamın dolaptan çıkması sebeplerin', Norber ailesinin nezdine ne şe. kilde girip çıptığmı ve ailenin bu adama karşı olan vaziyetleri. ni de izah etmiyordu. Fakat hiç değilse şimdi factanımn hemen er- tesi günü büyük bir sükünet i- çinde gördüğüm Kristin, artık bana izahı gayri mümkün bir ha. bis, merhametsiz, bir bebek, bir kanlı bebek gibi görünmeyor, üzerimde soğuk korkunç nazar. Tarmı hissetmiyordum. Fakat neden itiraf etmiyeyim ben Kris- tin'i bu hallyle de seviyordum. Yalnız nazarları bile beni deh. Polisle belediyoe, clele vererek çalıştı. Maddeler — ağırlaştırıldı. “Korunma kanunu” da, bu cana- vara karşı hazırlanmış yeni bir silâhtı. Fakat ne gariptir, ki ka- nun — keskinleştikçe, — ihtikârm hain vücudunu örten xırh da, o nisbette kalınlaştı. Hileler, « ha zengin peçeler altında gizlen- di. Zincirleme yolları, içinden çı- kılmaz bir hale kondu. | — Hükümet, bu uğursuz örtünü- gü görünce, boş durmadı. O da saklanan düşmanı, gizli silâhlar- la vurmak yolunu tuttu. Teşki- lâtım tanmmış adamlarına, halk arasından — seçilmiş — kimselezi kattı. Bunlar, dükkân dükkân dolaşıyorlar, fesat, hile gördük leri yerleri mimliyorlar ve dev lete haber veriyorlar. Düşman, ancak denk silâhlar- la yenilir. Düsturu, pek eskidir. GÜÖÜNDEN Canavarla kurdbanı Yeryüzünde sonra, bu h her çarpışmadan zat bir kore daha halk arasın za göre, l rin, plyaza- dan seçi da tanınd kalariyle değiştirmiye miş. Memleke rından heyet, elbi göreceklerdi öğrendik, ler, mürakabe heyetinin çalıştır gı binayı kendi casuslariyle giz 1 rdir, Oraya kendi- ci Üi c bu yeni hayırlı — işler bunlara mal vermiy Bir gazete sütun facindır ve din ne kadar de- rinlere indiğin! gösteri: Canavarın, zeh lendiği yerde kalm Bu karerlikli tod ten sonra, artık en bir — reddüt günah olur. Hızlı vur mak, ağır vurmak, öldürücü de- mir yumruklar indirmek zama” nıdır, Vurulanım bir daha kalk- , etrafma ibret ol madığı sezilirse, anm suçu kargılamadığına hükmetmeliviz. Canavarı kurhanmın eline ver- mek, güze! bir sev. Fakat ceza kılıcı da yüzü dömmez cinsten olmalıdır, Hakkı Silha or demek.. * gördük” CP3AİN Ca L NEE Bu şehre bir muvakkit lâzım eyoğlu kaymakamlığmın Tepebaşımdaki saatin yü züne her baktıkça, onu “za- man” la âdeta çekişir bir halde görürüm, Saatlerin muntazam geçişine uyup gitmeyi, kendisi için bir esaret, bir mahkümiyet saymış gibi zıngadak durur ve ayaklarını bir keçi inadiyle Kadranın bir köşesine dayıya- rak öylece kalır; bekler. O sırada “zaman” — meselâ, günün ikindi sularını bulmuş Ba, o, sabahla öğle arasmda mıhlanıp kalmıştır. Hülâsa saat “beş” iken, », “dokuz buçuğu” gösterir. Ve bu hal, ertesi gün de devam eder... Ertesi gün “zaman” sa> bahın dokuz buçuğunda onun yakınından gecerken sessizce yalvarıp kendisine yoldaşlık etinesini istodiği halde, Beyoğ- lu kaymakamlığımın hercai sar şelle sarsmasına rağmen — yine kalbim ondan vazgeçmiyordu. Bütün bunlar iyi hem de çok iyi.. Ancak Gabriyel yaşayor ve ©, Gabriyel; seviyor. Bir gün öğleden sonra Kric, tini gördüğüm zaman nasıl he, yecanlandım. Dudaklarım: “Na- sıl Gahriyelin shhati iyi mi?,, Sualini aormak için nasıl yandı. Fakat çaresiz sustum. Gabriye., ismini söylemeği ne kadar iz- tiyordum.. Fakat buna ne hak, kım vardı? Sustum.. Çünkü lu onun sırrı, onun kalbinin sırrı.. Romanlarda da böyle demezler mi? İşte bu da onun romanı.. Ben onun kalbinin dışında çok uzaklardayım.. Fakat yanmda yaşayorum.. İşte o kadar.. Eğer yanında yaşamağa devam etmek istiyorsam Gabriyeli de muhak, kak unutmak Jâzım. Kristin bu kadar memnun, o kadar sevinçli ki.. Buna sebep herhalde Gabriyelin — iyileşmiş olması.. 'Tabii artık koluna alryor ve bahçede — dolaşıyorlar, —Artlık Gabrieli unutmak lâzım,. Fakat nerede? Ne yapsam yine zihnim enıuplunıyuır. Fakat bir gey söylemiyorum.. Kristin de haya- tımdan mmenun bir. tarzda ya- nımda calışıyor. Evet Marki dö Kultrey'in bü. yük kütüphanesinin sonımda ze tahsis olunan kücük odada Kristin (le birlikte calışryoruz.. Birden Markizin bitkin bir hal- de koşarak bize doğru geld Rötüyoruz. Sine sine de arka- sından koşuyor. Markiz bize yaklastığı zaman nefesi tükeni, gi (Devamı var) atini, bir türlü nazından vazge- çiremez, İstanbulda nice umumi saat” ler vardır ki bövledir. Bunlar, alâkadar dajire veya müesseselerin mesul adamları tarafından ayar edilip işletil- mediği takdirde, bu şehre bir “muvakkıt” lâzımee'ecek... Koleuları, gözcüleri, praktis yenleri ve bityük bir tamir a- telyesiyle salâhiyetli bir. mu vakkıt!.. Sokaklarımızda — hal- km yüzüne bönbön bakan <© kendilerinden bekledifimiz reh berliği yarı yolda brrakrp, üs- telik işlerimizi karıştıran saat leri, başka türlü tahrik edebil- miye imkân #öremiyorum. HİKMET MÜNİR Yırmı yi evvelki Vılm' 183931 Loyd Corcun nutku İngidz Başvekili Loyd Corç süyle diği bir nutukta Türklerin İstanbulda ve Türklerle meskün mahallerde İb. Kasının bütün fırkaların tasvibiyle iki sene evvei tekarrür - etmiş olduğunu ve İsgilizlerin sözlerinden dünemiye geklerin! söylemiş, cazaları kAfI görek vek intikam fikrin! basiş bulmuştur. ÇU 18.3.1941 808 Ajana aati BAS Hafif 1845 Küy saz, purçalar 19.00 Oda SAĞ Yemek matsikisl Listesi 1980 Ajana 1838 Türkçe 1013 Faml heyeti plaklar 8015 Radyo 1230 Ağans gavetesi 1805 TYürkçe 2045 Salon plüklar 1820 Karışık proxram 18.08 Konuşma 1808 Cuzband 18.30 Çiltçinlin Çarşam. Salı 18 Mart | 19 Wari seberi ib — | Bolor: 46 Kasım: 131 | Kasam: 103 ——— Vakiliri Vusulü zi Vat ezar Tan tlAV L0K YLAG darışn Öğle Ekindi Akşam Yatar İmaak 1832 1640 1920 20.50 5.20 602 9.27 1200 131 tö06 1822 16.46 1810 2049 &08 8.7

Bu sayıdan diğer sayfalar: