16 Mart 1941 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 3

16 Mart 1941 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

$ — VARIT 16 MART 1841 Reisıcumhur Tıbbiye- İka: : Ortaköyde Adliye bir kaza ı “.. el Ortakö, ei — Tutulan balıkl eee ee | — |ileri tebrik eti Ai — Tutulan balıkların 5—3 ileri tebrik etli Hi yöbttile vazitesin, | DARİŞESİİNEN MŞN İ bümar Si eee el aa ea ee Bdasni ERİİ bir demir eşya fabrikasında gece bekçiliği yapan Mustafa Saçlıoğlu adında birisi, dün aksam fabrika- nn eşyalarını taşımaya mah#tus arabayı fabrikadan — içori sokmak isterken hayvanlar azm'ş ve alabil diğine bir hızla yandaki yokuştan aşağı koşmaya başlamışlardır. Bu baştboş koğu, kısa siülrmüş ve Mardin me. Cumhurumuza çokmiş olduğu tazım telgrafına retdcamhurumuz tarafınday gök samimi ve takdirkâr bir cevap günderilmiştir. 'Trbbiyeli gençleri ve bütün trp temimizi memmnüniyet hjkleri içinde bu rakan bu telgrafı aynen aşağıya koyuyoruz. muhafazası için e |Buz imaline yarayacak külli- yetli miktarda amonyak geldi Dün limanımızda mühim mik- —:hı Üniversite Rektörlüğüne İstanbul lâtını arttırmak maksadı il U 1 arti maksadı ile Ro- Konferans salonunda toplanan tıb talebesin- #enn lıî tarda balık Lşımlmuştur. Dünkü | manyaya amonyak ısmarlamış | nraba biraz sonra yan tarafa dev. 7 : ” M b ae . . P Ibıbk saydi bilhassa torik tarla- | ve tüpter glönğ:rmışu rilerek bütün giddetile kenardaki den fakültenin 114 cü yıldönümü munnscbenyk » Böfirlikler. | lâarı civarında coreyan etmiştir. Haber aldığımıza göre ısmar | telgar direğine çarpmıştır. Neti- t H."'::llluma._ baye Balıkeılar, buzsuzluk yüzün- | lanan amonyaklar şehrimize gel- | cede araba parçalanmış, ve Mus. lelşmf ıld!ı'n. Tıb İ.ıocalıar!nı. ve_ :—nlıskan talebe- Oan gel tecrübeli | den, tutulan balıklardan mühim | miştir. Balıkçılar, ihtiyaç nisbe- | tafa Saçoğlu da başı direğe vura- | lerine sevgi ve tebriklerimin iblâğ buyrulmasını N larmn, V Okyar w | bir yekünun denize döküldüğü” | tinde buz temin ettikleri takdir- | rak kafası kırılmış, beyni ak- rica ederim ğ:dl'n Verdiği yor- | nü iİleri sürmüşlerdi. Buz fabri- | de tutulan balıkların hüsnü mtr | mıstır. z İsmet İnönü â BL, Affmr iste. | kast iso, amanyak - kıtlığından | hafaza edileceğini — söylemişler: | | Yetişenler, bekçiyi kanlar içinde T Stokday “Aİ Retik | dolayı günde 500 kalıptan fazla | dir. Balık fiyatları normaldir. | Sişli lâlğlu; î;—'NB“:lgı ılıomıunıun. Mesai ar- | buz veremiyeceğini — balıkçılara | Çekozlovakyaya bile taze — torik | Yolda tür. Beygirlere hir gey B B bildirmistir Sulmaktadır oimam, sama Yökken aa | Batmak tehlikesi O zaman belediye, buz istihsa- mıştır. İki Yahudi muh- gecçiren bir molör Müreitebatı gece yarısı kurlarıldı Ferah sineması yangınına itfaiye ne için Zabıta dün de iki muhtelif semt- te ihtikâr yapan iki yahudiyi ya- kalamış, adliyeye teslim- etmiştir, Bunlar Sirkecide Muradiyede 19 numaralı bakkaliyo mağazası sahi. bi Abraham Anjel jile, Takaimde Cumhuriyet caddesinde otomobil yedek aksamı mağaza sahibi Yasef Ceeradır, Bunlardan Abruham Anjel, bir kaç gündenberi dükkânıma müra- caat eden müşterilere: “— Peynir hiç kalmadı. Yok tur? demiş, fakat zabıta tarafın- yeni hiz. ©lde et- ŞAMan bu ve. “özlfesini gör eei D, gea ve İnsan .':9' faali- Yekir Sağaetinden A Belediye ikrtsat müdürlüğü tarafmdan yapılan — tetkiklere göre, günde 226 çuval francala unu sarfedilmektedir. Yehi ali- nan karar Üzerine sarfiyat. 110 çuvala indirilmiştir. Bu mikfar undan yapılan francalalar hasta- hanelere verilecektir. Hastaha- nelerden maada evlerinde hasta Bir firmanın, fiyat bürosuna müracaat ederek — yerli nişadır. yaptığını bildirdiğini yaz- mıştık, Yörl nisadırdan alman nümunec- 22— Çünkü bir taraftan da fevkal- beşer kuvvetlerin mevcudiyetine İnanan muharrirlerin bu mevze- da yazdıkları mariz karakterli kitapları da okuyordu. İşte Lu iki fikrin aynı beyinde çarpışma- sı Markizin akli müvazenesini bozmıya başlamıştı. Bu sebepr lderle burada gördüğü dört res- min aynı âdama ait olduğuna |- nanmıya başladı ve nihayet bu adamın kendi kocası — olduğuna kanaat getirdi. İrte Mösyö Benedik Masson, şimdi Markizin hastalığını ta- mamen anladınız. Eğer yapabi- lirseniz onu bu fikri sabitinden ayırmıya gayret edin. Bakalım muvaffak olabilecek misiniz? — Fakat, Matmazel Kristin, benim daha size sorulacak bir sualim var. Markiz kıskanç bir kadın mı? — Hayır. Noden sordunuz? — Saordum. Çütkü — buradan ayrilırken: — “Bilhassa — Kristin varken onu hiç bir sebenle yal- nız birakmayın..” diye sık! akı tenbih etti. — Evet, anladım.. Bunu no den söylediğini anladım. Fakat bunun kıskanclıkla hiç bir alâ- kası olmadığı gibi ehemmiyet! de yok, Fakat ben de sizin dalımna yanımda olmanızı arzu ederim. Ben burada olduğum saman be- ni yalnız bırakmamaltsımız. Kristin bunu söyledi ama, Markizin bu sözleri ne gibi bir sebep tahtında söylemiş olduğu- nu anlamadı.. VIn sallkmdz da za. Rta bazlan: S h.be k r N Nllhgh ihracatına hh:kkındı bir #&, kikatrmıza 'hı,'“'_’“ğşıı değir Bilgitler a İı_ı,:n:h::; a aa danlde hiç bir * Haziran; — Evet. bir ;,in bekliyordum. bunun — olmasını tekir yakalandı dan dükkânmda — yapdan araştır. mada tam 8,5 toneke beyaz pey nir bulunmustur. Otokar mağazası sahihi Yasef Sara da 18 liraya satılması lâzim- gelen su pompasmı, başka mov- cudu olmadığını ileri sürerek bir satan Otokar adlı | müşteriye yarı yarıya fazlasile 380 | Hraya satmıştır. Her iki musevi vatandaş da ya- kalanmış, müddehrmumlliğe teslim edilmiştir. Bugün asliye ikinci ce. za mahkemesi netlceda tevkif olun maları mehtemeldir. Hastahanelerin ve has'aların "fırancala ihtiyacı tesbit ediliyor bulunan kimselere ne gekilde ve- rileceği de ayrıca tesbit edile- gektir. Bu suvetle Tokanta, birar hane vesair yerlerde Trancala kullanmıyacaklardır. Son glünlerde pivasaya Anador lu değirmenlerinden has un gel- mektedir. : Yerli nişadır yapıliyor Fakat tiyatı ecnebi nişadırından fazla murakabo görülmüştür. Ancak ecnebi men- geli nişadırm kilosu TÜ—TS kuru- ga mal öolürken yerli nişadır 81 ku. ruşa mal olmaktadır. Halen 2000 kilo yerli nişadır. mevcut bulun- ler tahli! edilerek netlee muvafık | maktadır. Esrar ve maceralarla Kanlı Yazan: Gaston Löru Evvelâ, benim maceramın ma: hallede küçük bir inkılâp vücur da gelirmiş olduğunu kaydet- metm doğrü olur. Sen Luij adasının mütecessis sakinleri Matmazel Norber'in sık sık benim ziyaretime geldi- gini heyecanla öğrendiler, Hele benim saatçinin güzel kıziyle Marki dö Kultrey'in evinde sant- lerce başbaşa kaldığımızın şayi olması Sen Lüui adasının bütün dükkânlarında oldukça .herumi” yetli bir gürültü, yani dedikodu kopardı Adada herkes benim kilise ile alâkadar olmadığımı ve duâaya gitmediğimi bilirlerdi. Fakat bir pazar günü benim de Norber ai- lesiyle birlikte kiliseye girdiğimi gördükleri zaman artık benim kaybedilmiş bir delikanlı olduğu- ma hüküm verdiler. Bütün ada halkr pronses ta- vırlı Kristinin beni sıfıra indir- miş, beni kendi idaresi altma al- miş olduğunda müttefikti. Ar- tık ben ne yemek yiyor, ne u- yüyor, ne de konuşabiliyordum. Filbakika birkaç defa Ma- dam Langluva'nın suallerini ce- vapsız bırakımıstım. Fakat bu hareketim büivlit bir gürültü dor Burmuştu. Cünkü avnı zamanda Matmazel Barekast'in dükkânı- nin arkasındaki odada beni içine geç geldi? Ferah tiyatrosunun a itfaiyenin geç gittiği ve bu yüz den yangınım teveasil ettiği hak- kımda yapılan iddiaları belediye riyaseti tetkik etmiştir. Tetki- kat neticesinde itfaiyenin geç gelmediği, fakat itfaliyeye — geç haber verildiği anlaşılmıştır. Geç haber verenler hakkında takibata başlanmıştır. — Dil dersleri yoklamaları ne şekilde yapılacak? Başka başka yabancı diller o- kutan iki okulun birinden öteki- sine naklen gelecek - talobelerin dil dersleri yoklamalarının he gekilde yapılacağını gösteren bir talimatname hazırlanmıştır. —— Tarihi sebiller tâmir ediliyor Tarihi sobillerin muhafaza & dilmesi hususunda belediye fen heyeti tarafımdan tetkikat yan- mak üzere mütehassıslardan vir heyet teşekkül etmiştir. - Heyet tamire muhtaç ve tarihi ti olan sebilleri tesbit edıok:z:: D aa Araba vapuru seferleri fazlalaştırılıyor Üsküdar meydanınm genişler mesine ait plân ayın 27 sinde * hale edilecektir. Meydanda - » pılacak değişmeyi mütcakmp a- raba vapuru seferleri de Kabwr taş ilk Üsküdar arasında fazla' Taştırılacaktır. Altın Fiyatı Sadri kaptana ait 22 tonluk bir motör, evvelki gün, Karadenizden limanımıza doğru gelirken batmak tehlikesi geçirmiş, mürettebat is. timdada başlıyarak demir stmip tır, Vaka mahalline gönderilen Alem dar tahlisiye gemisi de bir müddet çalıştıktan sonra 7 kişiden ibaret olan motör mürettebatın: gI yanaşmağa imkân bu Kazazede gemiciler, nihaye gece yarısma doğru tahlisiye sandalları tarafından almarak sahile çrkarıl- mışlardır. İnsanca zayfat yvoktur, Tahkikata deovam olunmaktadır. IGÜNDEN GÜNEI Kocakarı soğudğu EVSİMİN şu tuhaflığına “Kocakarı Soğuğu” de- niliyor. O münasebetle hatırı” ma çair Fitnat Hanımm güzel bir kadınla gezdiği sırada, ken- disine şair Hâşmet tarafından alılan söz geldi, Şair Hâşmet. o zaman hayli yaşlanmış olan Fıtnat Hanımmm yanmdaki giüzele bakarak; ar- kalarından demiş ki:; o kadar” hükmü yok.. Fakat Yeni vilâyetidare heyeti âzası Almanyaya gidecek bağırsaklar Dün öğledn evvel mıintaka ti- earöt müdürlüğünde barsakçıların iştirakile yapılan bir toplantıda Al- manyaya verilecek — barsakların Altm fiyatlar 1 yükselmekte de- | tevzi listesi hasırlanmıştır. Alman. vam etmektedir. fiyatı 24.5 lira idi. dolu zabıta romanı Bebek Çeviren: M. ACAR düştüğüm bu girdabdan, bu bü- yüden kurltarmak için gayret gösterilmekte olduğunu tahmin ediyordum. Ben ki o kadar sakin, terbiyeli ve hürmetkâr bir delikanlı idim, işte nihayet en ziyade temas et" mekte olduğum kadm Madam Langluvaya karşı kaba muame- lede bulunmuştum. Bu affedil- mez hir kusurdu. Madam Langluva benim bu hareketim üzerine varlığını bana hissettirmiye yemin etmişti ve bunu yantı da,.. Bakın bunun da nasıl olduğu- nu size anlatayım. Çünkü bun- lar nihayet hep birbirlerine bağ- h olan hâdiselerdir. Dün, vakit sabahın saat ön bir ri vardı. Kultrey'lerde saatler" ce Kristini beklemiştim. Bilmem neden Kristin gelmemişti. Mar- ki de benimle muttasıl konuşu- yor, vakit öldürmiye bakryordu. Onun da Kristini beklemekte ol duğu aşikârdı. Fakat nodense Kristin hiç gelmemiş ve ben ca- nım fevkalâde sıkılmış olduğu halde saat on birde eve dönmüş- tüm.. Madam Langduva'nın bu saa- te kadar işini ikmal! edip gitme- si Jcabederdi. Fakat her nedense Madam Langluva bıkmadan. yor rulmadan temizliği tekrarirvor, bir kere temizlemiş olduğu yer- Dün bir altımm | yaya verilecek barsak kontenjanı 600 bin liradır. leri bir daha temizliyordu. Muttasıl etrafrmda dönmekte olduğunu görünce bana bir şey- ler söylemek arzusunda olduğur nu hissettim. Ezasen o da bur nu derhal isbat etti ve ben içeri- ye girer girmez arkamdan kap- yı kapadı ve iki yumruklarını kalçalarına davıyarık: —E artık.. Sizin prensesiniz biraz fazla iler! gidivor.. diye sör ze başladı ve ilâve etti: — Tabil onu bu sabah görme diniz, değil mi? — Pardon Madam Langluva, pardon.. diye sözünü kestim.. Prenses derken her halde Mat- mazel Norberi kastediyorsunuz. Eğer öyle ise &iz de şunu bilin ki Matmazel Norber istediği şe- kilde harekette se:besttir. Hattâ size onun yaptıklarının beni zer- re kadar alâkadar etmediğini de söyliyebilirim. Allaha ısmarladık Madam Langluva. Bu mevzu Matmazel Barekast'a — tekrarla- nmca beni iyi sözlerle anarsırnız. Bu sözlerim ve hareketim ü- zerine Madam Langluva havuç gibi kıizardı, sonra morardı, du- daklarını ısirdi ve yolumu kes- mek ister gibi kaprya doöğrüu yü* rüdükten sonra e'leriri göğsü Ü- zerinde kavusturup bana döndü: | — Hayır, dedi.. Size o güzel | delikanlının tekrar gelmiş oldu- | ğunu söylemek latiyordum da.. — Hangi güzel de'ikanlı? diye sormaktan kendimi ala- madım. — Boyu kadar uzun siyah manto ve çizme given delikanlı, Bu izahat üzerine etrafımda ne varsa — dönlün vıkıldıklarımı | zannettim. bora'adım: — Şu göçenlerde.... fDevaya var) şu “Kocakarı Soğuğu” olma” Ba'.. arkasından “Öküz Soğuğu" ge" mese; demiş. Şair ve hazır cevap Fıtaat Hanım böylece, hem “Kocakı. Soğuğu” nu takip edecek olan “Öküz Soğuğu” ndan bahset- miş, hem de Hüâsmetin tarizi ne, aynı suretle çevap vererek kocakarılığına yapılan hakare ti “öküz” demekle karşılamış bulunuyordu. Bu küçük fıkra, hâdiselerin bugünkü seyrine ne kadar uyur yor, İnsanlar, daima kötü bir şeyin ardından iyisini bekler- ler. Fakat Yirminci Asır, umu- mi siyasetinde bu ümidin tar mamen aksini tecelli ettiriyor. “Kocakarı” soğufumnu, "Öküz” soğuğunun takip etmesi gibi, karpleri harpler takip ediyor. İhanetlerin peşinden yine ihar netler geliyor.,. Hastalarm İyi- leşeceğini umarken, üstelik in- tihar ettiklerini görüyoruz. Gecelere, geceler ilâve — olunu” yor. Ve ortalığı kapiryan ba- rut, duman bulutları — icinde gündüzün günesi boğuluyor. Bütün bu münasebetsizlik - rin ardından tonyeküin bir yaz mevsiminin şeleceği zaman, mcaba ne kadar uzaktadır?.. Müz'iç kocakarı hırçınlıkları nm hemen pesinden fırlayıver miş boynuzlu kasırralar v kan fırtmaları ne vakit dinee cek!? HİKMET MÜNİR |Pazartesi 17 Wart Pazar 16 Mart seler: 18 Kasım: 180 Seleri 17 Kasmn: 180 ELBE — 700 1822 16A5 1918 2018 4.80 Tar 1823 Akgam V07 Vat — 204? Bnsak — 03t Çeşidli güzellik — ve cazibeleri ihtiva eden 430,000 metire mu> rabbalık Kültürpark içinde kurulan: - u iZzMiR ENTERNASYONAL FUARI Bölencoleri ve gaşaası e sizi tesbir edecektir. 20 Ağustos . 20 Eyini 1908

Bu sayıdan diğer sayfalar: