YVARIT $ MART 10841 & - Fılofun beyanatı (Baş tarafı 1 incida) Sunday Taymis zarı İtibare alinrak ve Bulgar dev. | let'nde mevcut kanun ve nizama- gazetesi yazıyor : )t muhafaza odileceğini ve Bul- | gar menfaatlerine riayet olunaca- Bulgaristanı geçerek | . .. | talehde bBulunmamıştır.Bilâkiz Al- Yunanistana hücum —| man hükümetinin talebini kahule ederse TURKIYE ”î; benamepabe t çe Üyenme MUDAHALE EDECEKTIR BAYRAK Ne zaman kullanmağa başlandı Bayrağın kullanılmava başlar” | ması cok taki çağlara Tüttir. Bu bilir ki, Bulgaristanda Alman kı- talarınm movcudiyeti, Bulgarla. |uıı.uı sulh xiyasetini hiç bir veç. | hile değişttrmemektedir. Bulgaris- tatt giriştiği taahhütlere sadık kal ; maktadır ve yukarıki suih hattı ha S ge ze reketinden şaşmamağa ve bina- | vaziyet karşısında bayrağın s“'y"ue." B_"":' n emaleyh her türlü tanrruzdan v2 | zaman kullanılmağa bıslıındl; hakkında hiçbir endişe | herhangı birinin menfaatlerini teh- | bilinmiyor. varid görülmemektedir | (* edebilecek / her türlü tedbir. 'Türkler çok eki mmancdan - beri bayrak ve tuğ —kullanmağı başlamışlardır. Milli remis *)>> direğin üztüne konmuş, boyalı ve dağmık bü saç manzarasını andıran hu çim bayrak askerlerin önünder götürülüyordu. Buta (Haliş) a dı verilmişti. Sonraları bu baş . ka biçimlere so'ruldu. Bir a... n ageundan sarkıtılan ve kırm'zıya boyanılan at kılları örü'erek sir büküm saç vücüde getirii*i Burun üstüne de yıldızlı | şeklinde bir Fs'alra kondu. Laliğ sere sonradan Tuğ adı verildi. Selsuk hülümdaerı — Alâettin TI inci tarafımdan Osman G .— yollanan tn7 bu rekilde hazır- lanmıstı. Bu tuğlar sonraları büyük rütbeli Türk memurları... alâmeti farika olarak verilmişti. İlk sancak, ikinci Alâettin ter rafından beyaz olarak yanılmış- tı. Sonraları yeşil zemin Üz: .i - ne ürtüne bevaz klantan işlen * miş Üç hilâ! vevahut kırmızı or- tasma ve yeşile boyarmıe havzi bietminde ve bir'birinin #erizir - de Üc btAN olan İkci tür'ül sanrek kullanıimıstı. Bayraltin ük ;nmuıdınbed kırmızı renk vir- ar. Eskiden Selstuk bavrablarının Günten'in Defterinden : K o den içtinab eylemeğe karar ver- miçtir. Bu kararı verirekn Bulgar hükümeti, bununla — Bulgaristana buzün ve istikbalde ve keza Bal. kanlarda sulha en iyi bir tayıda hizmet ett'ği mütalcasmdadır. Bul- gar hükümeti vaziyetinin her ta- rafta iyice anlaşılacağını ve Bul- gar milleti tarafından taavib edi- leceğini üm't eder. Başvekilin bu beyanatmı moclis ayakta dinlemiş ve uzun alkışlar. la karşılamıştır. Mocls roisi Logofetef, — meecli. sin, başvekil'n beyanatmı ekseri. yeti mutlaka ile tasvib ve kabul ettiğini söyliyerek — tarihi celseyi kapamıştır. Moclis dM evvel hükt- mete ve bühassa başvekil Filofa bararetli tezahtiratta bulunmuş - tur, Mareşal Poten (Baş tarafı 1 incide) İş şartlarını birkaç kelime ile anlattıktan sonra Mareşal de - miştir ki: Haksızlık devam ettikçe içti- mal huzur olmryacaktır. Hakikatte, «mıflar arasındaki mücadeleyi izale etmek için, Fran sız işçisinin bulunduğu — tecrit edilmiş vaziyetin salâh bulması, işçinin beraber yaşadığı cemaat arasında lâyık olduğu hayat gartlarını, yaşamak ve ümit et . mek imkânlarını temin oetmek lâzımdır. Mareşal Peten işçilere hitab €d-cek şunları ö anişlir: Franız işçileri, Hitabımı dinlemenizi istiyo. rum, İçtimaf ıslâh mesaisine »e- lı iltihak etmezseniz bu yo'dı hiçbır gey yapılması milm- kün olamaz. İşçiler, < astlarım, demagoji Landra, £ (A.4.) — Sunday 'Taymis gazetesinin diplomatik Mmuharriri yazıyor: Bulgaristanın üçlü pakta ilti- hakına ait protokolun imzası - Berine dün Viyanada belki sevi. milmiştir. Fakat Sofyada sevinç gduyulmamıştır. Bulgarlar mu - kodder, gaşırmış bir hâlde ve 18- tırap içinde ve mihvere iltihak etmekle her geyi kaybedebile - geklerini fakat hiçbir şey kaza - namıyacaklarını anlamış gibid.r- ler. İngilterenin Bulgaristana bir ültimatum verdiği hakkında İ . talyanlar tarafından yayılan hu- ber doğru Mihver sinir hnıhm şiddetlen gdirerek Yunanistanı ürkütme'i ve İtalya ile sulh müzakeresine fobar etmek niyetindedir. Londrada kuvvetle zannodil - diğine ve Türk matbuatının müt kan işaret ettiğine göre, Al. manya şayet Bulgaristandan e. gerek Yunanistanı istilâ etmeğe kalkarsa Türkiye müdahale e - decektir. Başlıca meselelerden biri Türk ordusunu uzun bir harbe karşı koyacak şekilde techiz etmektir. Ankarada yapılan son İngiliz - 'Türk konuşmalarında bu husus hakkmda memnuniyet verici ne ticeler alımdığı zannedilmekte . dir. Sovyetler Birliği hakkmda * ! Nı- endişe varit görülmemekte - Ankmdı kuvvetla zannedildi- e göre, Soövyetler Birli başını ağrıtmaksızın Boğaz . ların Türkiye ve İngiltere tara - fımdan müdafaa edilmesini Sov- Hindiçini meselesindeki Japon tavassutu y',_;:uğ: "“' 'fgwl"nüwıî y bakkında Onlar sizi hayalle boalediler, si- d ze her geyi vadettiler. Onlarıa Fransız BİÇSİ —| e düstürünü unutmaymız: Bi oe , İ rmek, sulh ve hürriyet. Halbuki Matsuokaya hükümeti- | siz sefa'etle, harpla ve hezimetle e kargılaştınız. Bilâhara patronlara hitaben Mareşal demiştir ki: Patronlar, Smıflar arasmdaki mücadel” den aranızda Lirçoklarının mes- uliyet hissesi vardır. Hodbinli - ğiniz ve işçilerin hayat şartları- nr anlamamaklığınız çok defa komünizmin en iyi yardımc..: olmuştur. İşinizde çalışmanızın meşru kârlarından müstefit ol - mamanızı sizden talep etmiyo' rum. Yalnız insanlık ve Fransız- lık vazifelerinizi he-kesten evvel müdrik olmanızı istiyorum. Mareşal nutkunu — bitirirken herkesin sevgi ve neşe ile müs- tekar ve sulhperver bir cemiy tin ferdi olmasmı talen etmişi.r. nin cevabını verdi Tokyo, 1 (A.A.) — D. Japon hükümetinin istih! elisinden — bildirildiğine — güre, Fransız büyük elçisi Arsen Han ri bugün öğleyin Japon hariciye nazırı Matsuokayı ziyaret ede . rek Japon bükümetine yap.'.n Sulh tavassutuna Fransız hükü * Metinin cevabını tevdi etmiştir. Fransız notasının — mühteviyatı hakkında hiç tafsilât — verilme- mektedir. Fransız büyük elçisi - nin atsuoka ile bir saatten fazla göriüşmüş olmasını maballi si - yasl mahfeller Tokyo sulh kon. feransmı alâkadar eden mom : lerin bu mülâkatta etrafile tet- kik edildiğinin alâmeti olarak kabul ediyorlar. Bulgaristanın Uçler Paktına iltihakı Belgradda Sükünetle karşılandı Belgrad, 8 (A.A.) — D.N.B ajana 2.; $ Yükselir her bacadan İnce, beyaz bir duman. Köyün üzerine kar Sessiz, durmadan yağar Ve yalnız derin derin Sesi gelir derenin. Karla sıvanır çitler, Görünmez hiç geçitler. Her şey dalar uykuya, Örderkler iner suya. Bir avcı gider karda, Izi kalır yollarda. 'Yen: neşr yat : Vatan yahut Silistre Namık Kemâl'in bu meşhür piyesi. Gazi, Yerbiye Knstitileti Edebiyat öğ. retmenlerinder Mustafa — Nibat Özen tarafından tertip edilen ve Remzi Ki. bildiriyor: tabevi tarafmdan Edebiyat Kütüpha: Betgradın salâhiyetti mahfilieri wl nesi ramı altında neşrlidemekte olan | İnce, beyaz bir duman Bgarlatanın Üçlü pakta Utibakın, sükü- | bu geşit emerlerin 3 inelaidir. Namık netle kargılamışlardır. Komşu milet İ Kemâl'ın yesi harflerla ilk defa olr. Yükselir her bacadan. İeilerıs dostane münasebetlerin müba, | rak Tarılan bu eserini, bütün edebi | Günü arttıkça karın, faza ecilleceği hakkında Bulgar başve | yat meraklılarma, bilhassa bülün lse | O) j, obanların Kilk Fof tarafından yapılan beyana- | talebelerine ehemmiyetle tavalye ede, içli ç u fi bühassa memnuniyetle karşılandı- | riz. Fiyatı (28) kuruştur. Bt söylenmektedir. ... KZazreb siyest mahfülleri Bulgarla A İsüm 6010 gakta Ntühakmı . hödlerle Türkçe izahlı Fıııınıı.ı:qî ramer gin Labil bir Inkişafr olarak kabul « Fransıyca — öğrenmek — istiyentere diyorlar. Kaçrebteki faşilir kansoloslutunun | bühassa orta ve ilsalerde — Wranmzda tedrisatını takibeden — tatabadre dü Yktısat işleri gefi Avansın Yugoslavya, Ğ öğrenmek — husumunda — en güsel bir $ gaki İrgilizlerin ikamel — zünklerinir Baydı okduğunu söylemesi derin bir te | rehberdir. Framaızca Gramer kaldele sir yapmışlır. rini Türkçe olarak izah ad-lıkıl;:. Ankara Ticaret Lisesi Fransırca Erzürumda zelzele — | retmen! Ali Teoman taratmdan yazıl Ersurum, £ (AA.) — Buga | maştin. Remzi Kitapevi neşriyatı olup burada saat 7,10 da orta giddet. | itinasr hir şekilde tabedilmiğtir. Fiyat te ve 6 saniye devam eden bi | (50) kuruştur. Bütün Pransızca hwt »övele olmuştuğ. Hasar yoktur. Yakllarına bararcile tavsiye edertı. sırıkları üzerinde bir hilâl oldu. ğu söylenirdi. Bu hilâl Osmanlılar terafrm * dan istik!âl alfmeti sayıldığın « dan sonraları bayraklarıma hilâl resmi yanma”a baslamışlardır. Simdiki bavraklarmarzdaki hilâ- lin ortasında bulunan v İrz <a- ki deği!Air. Abdtlhamit zama. nmda Tunzimat devrinden ! müdAst sonra burülekii yıl 2 gekli kabul edilmletir. Fakat S1 ha evvelki bavraklarrmızm da vı'*slarla süslendiği görülmek - tedir. Tür'rive Cumhurivetinin bay- rağı kırmısı zemin ortasında ve- yaz av va'dir”'ir. Kısılır nefesleri; Yok çıngırak sesleri. Havladıkça köpekler Kurtlar dağları bekler. Köy örtündükçe karı Bomboş pınar başları; Sesler kesilir kırda. Türküler yok bayırda. Köyün üzerine kar Sessız, durmadan yağar Kim var çeşme taşında? Herkes ocak başında; Yülkselir her bacadan İnce, beyaz bir duman. Müuhittin Ertan Br saka kuşunun hayatı yumurtadan başlıyarak Tuhaf bir 4! Birinci sınıf köşesi: Neclânın O KÜÇÜK NECLA 0 '_ SEVER. ANNESİ DİKİ? KEN ONUN YANIND MAZ. SAATLERCE SEYREDERDİ. BİR YAPTI BİLİYOR ANNESİ ODADA KİŞ KUTUSUNU El BİR SÖKÜK DIKMP'Şİ YULDU. BEREKE ANNESİ cABuıc YOKSA iÖNE ELİNE CE LiR. ONUN EPEY! ACITABİLİRDİ. Öykü: Engin denizin dalgaları arasm da günlerce çalkanarak gittikten sonra, nihayet uzaktan bir nda gördük, Bu adanın dağları ve ka- yalıklar şekerden, Irmakları şu- ruptandı. Oradaki insanlar o6 kadar obud idiler ki: bütün gün yolları yaulayorlar ve parmaklarmı nehir- löre batırarak emiyorlardı. Bu a- dantmn miyan kökünden ormanları, ve rüzgürla salland kça, tatlı mey- valar düşüren büyük ağaçları var. di, Meyvaları toplayıp yemek hü- susunda, seyyahiar hiç bür zorluk gökmezdi. Çünkü rüzgür onları sayyahların ağızlarna kadar getl- rirdi. Bu hoş şayler hizi çok mam- nun etti. Adanm başka taraflarına on iki tane ıt)'.'d Lrtıd gün Dıhn bıııııuı'f" tiyordum. AW gayet tuhgf bir ’ nu hâber vardu::” ba İle gitmeye ’4 B Bir saat sonrü Üygifl Tahiniaen büyüklüğünde a'l' ler yoktu. Hslk' l şey derhal ,—ıv memlekette eden, bükmek, gerfi geçirir ve karili ', 1 memek İçin a Bu tarif olunan adaya gitmek için, ginde dev kadar iri iki tay- fa bulunan bir gemiye bindik. Bu adamlar güvertede uyuyor- lardı. Hotlarken öyle br nefes alp ve- riyorlardı ki, hava gayet sakin olmakla beraber; yelkenler bun- larmn nefeslerindan şişti, ve gemi süratle yol almağa basladı. Diğer adaya geldifimiz taman, iştah satan adamlara rasgeldik. Bazı satıcılar da uyku satryorlar- di, Görülmek istenilen rüyalara göre uykular pahalı veva ucuzdu. En güzel rüya en pahalı idi, Ban pek ziyade yorgun oldu- #umdan, ön iyisinden bir uyku a- ltp yatmağa gittim, Tam ya'scağım s'rada, birden- bire müthiş bir gürültü işiterek yerimden firladım. Pok - ziyade korktum — ve “imdat!..” diye ba- fırmağa başladım. Bana: “yor yarılıyor!.” dedi. ker, Makvoldum zannettim. — Fakat Sonra Şşu gözlerle beni temin etti- ler: — Korkmaymız efendim, böy- le her gece muayyen enatte yer yarılır. İçinden dışarıya kaymak- * çikolatalar, buzlu gerbetler atı kr. Hemenr yerimden kalktım; bu nefis şeylerden biras yeyip içtik. ten sonra tekrar yatltım. Uzun ve rahat bir uykudan körükörüne iııı' Deniliyor Ki İf iş tamsmile Her yerd'ı B kekler karılarmi miş; faknat mııl'ldı. arzuları derhal * Binden, çalışmağıt mişler, Gımde 0 kadar tembel, VE muşlar ki; kıd# lar tarafından İ temfiverek, büÜY ö cesinde, hâkimiY' Ğd linden almışlar. emirleri altınfa ? lsnmağa muvsi Bir cabamava zivafetler, eğli aat tembel ve FOT gg bi, hiç bir suretl” miyor, bu gurin * halisinden uzaki keder yerine bİ”