bi Eİz T LK Z ğ | TÜ Üİ Healml n nnüke e D B KOCA YUZU AMEF!iKADAFJ Vazan: Iskender F. Sertelli 5 — VAKIT l4 ŞUBAT 19li )smanlılar devrinde İstanbul hastahaneleri,, Eminönü evlenme memurlu, ğunda: Müfettis O. Faruk Ertekin i, le Halide Kütükbaşı, — berber Mehmet Güven ile Hayriye, diş a a Y—xml GÜN. Petro, gazeteleri —gözden ge- o rahat - Çirirken, şöyle bir ilân gördü: Sötu, YA "gok . Ayu “Nevyorkta güreşmekte o. ; n gözlerini açtığı İlkönce Mis Nelsonu ha. £f kızcağız gece yarısın - ch:mhhntıdın ayrılmış. N gözlerime dikmiş, 'q,dnhndııini ötele götür h davet — bekliyordu. Bu kere olur. Yağma yok! - İ lan cihan pehlivant Koca Yu- sufu Arjantin — pehlivanları dört gözle bekliyor. Eğer Yu. | suf Arjantine kadar - gidecek | olursa, bu seyahat onu — Ar- | jantinde mağlüp olsa bile — dünyanın en meşhur zenginle, ri arasına sokabilecek kadar servet sahibi yapacaktır.., q::.ıh'.,b'mm başıma bir — Petro bu satırları okuyunca Kolü örerse, Nevyorktan — sevindi: _"q,y Y kurtulamam. — Ben, seninle dünyanın ö- Yavaşça yataktan kalk bür ucuna kadar gitmeğe hazı, 0 rım, Yusuf pehlivan! Eğer is- Pâatronunu — nasıl üz. dola ç Pöylelikle nasıl beş İblngüllik bir çek kopardığını ’?'ı ökçe kendi kendine gülü- KSU. berabere kaldığı Cakı Yeneceğinden — emindi. biütün söyledikleri, onu YaşeZDekten İbaretti. ’Nı Yatağından — kalkınca, Mohk' küçük odada yatan tersen... Yusuf, terelimanın sözünü kes ti: — Hayır.. haytr.. Ben o kadar zengin olmak istemem. İçki iç. mem, kumar oynamam... O ka- dar parayı ne yapacağım? Ne. zara servetimle beraber gidecek değilim ya... — Acanım, bu yalnız servet para işi değil, Biraz da zevk İ < p. Teslendi: | d Kai Hele gidir. Güzel yolculuklarla boş :*'ek—n— Rel bakalım be. Şu — vakit geçirirsin! Bu fırsat her Z gözden ge. zaman ele geçer mi? bir kere K gaktümki güreşimiz hakkın Petm AZIyorlar acaba?! K Çarçabuk yataktan fır. — İyi ama kim götürecek bi. zi Orava? — Hele sen bir. kere — bu işt razı ol! Ben derhal, bu haberi Yuuşgütünü yıkadı gazeteye veren Arjantin spor a- qun r:'mmsd' jJanmı bulur ve: — Yusul Mhü is neredir .. livan Arjantin — güreşçileriyi D*:ah son getirdi. Ma- Çüreşmek üzere Arjantine gil Kit git duruyor.. Meğe razıdır. Derim. Onlar der Hahireriyük bir gazetenin hal hazırlıklarmı yapar; angaj. 'esinde kendi resmini a: el ıf,"* benden bahsediyorlar. H a Dak.. Cak Üzerime çık. & aa simmnış hu retim. bu resme — bak- mi dönen dolapla, "ıı,,,._m Mdmiz? Beni yenilecek mi ? KSD Burda dan ün ga. SÜ MA Tfuglli Süya ağız birliği yap- yeratrin bir ittifakla Yu. Tineyey Nileceği kanantini ileri “| z şelerinden hiç bırini — kendine hha&'.î“" devam edecek ©- mal etmiyor. onun , kadar dü- litegini © KSSUN) güreşinin — günmüyordu. | Siz Pati akşama. öğrenece — Acaba, Yusufun — kendisiyk Kam hhmşâkat. şimdiden kolayca " edebiliriz ki, Harryi İş h _Y"'uf pehlivan, bu se. '!_" Mma mağlüp olacak- y tlardı. N aç' Rüzetenin spor mu, M—k Böyle bir mütalca yü- K diyordu. ki: SMten SUF pehlivanın, Harryyi & ae Tası) yendiğini şim. Vetiş Yoruz. Kolları çok kuv- Olan Yomuf — pehlivan, hlq,'_' bir aralık havaya “_ Tak birkaç daire çiz. '*tlumny'“' hasamı sersem” a bi Sönra — yere : vurmuş .I,“liv,ı 'î?e yenmiştir. Bu, ga. Slün (çi) C€ Meshur bir peh- Elamay NL bir zafer sa, B oe Biz - Yusufu, (kün Gen, YENUNa müracant etmi Te rimmi tam güreş tekniği: n görmeÇiMek suretiyle ga. bi manek isterdik. Cakm "ne güü Yüsufun (künde) KA Röçeiveceğini ümit ede mlnq“ _Y“SU! bu gece Ce “llıı. MN mMüracaat edecek Te d“.(il & buna sadece: Gü. İetiy F bu bir canbazlıktır! manlara girişiriz. Yusuf kat'i bir şey — söyliye- medi: k — Hele bir kere bu gecoki fırtmayı atlatalım da. O işi ya, d düsünürüz. dedi Yusufun zihnini o günle > güreşlen ziyade — Mis Nelson kurcalıyordu. Bu kızt da nere- den görmüştü! Yusufun, bir kadına tutulma zaafı yuktu. Nelsona da tutul . muş değildi. Fakat, O san gece- yi hatırladıkça tüyleri Üürperi. yor: “ — Kızcağızın başmı — yaktım ama.. Kabahat bende değil. Ken disini bile bile ateşe utan yine kendisidir. Diyordu. Garip şeydir ki, bu kadar ince ve akıllı bir kız 0- lan Mis Nelson, Yusufur. endi. evleneceğine inanmış mıydı? . * * YUSUFUN “KÜNDE,1E. | SELESİ ALEVLENİYOR Yusuf o gün akşama ötelden çıkmadı. Gazetecilerin beşi geliyordu. kadar gidip onu (Devamı var) - [g Ç Bugün biraz canım sıkıl”yor, ar kadaşlar, Bir köpeğin marifoti be. ni hayretler içinde bıraktı, Geçen gün bir gey oldu; bir tüccarmmız paltosunu kaybetti. An. laşılar biriel tarafından — aşırılmış olacak, Adam, pek tabill olarak söy lenmeğe başladı: — Gayet iyi bir palto idi, Kay- bettiğimden dolayı müthiş surette can'm sıkılıyor. Her ne pahasma olursa olsun gu vaziyeti polise an- latacağım. Sirkat bürosu tahkikat âmirliği me tolefon etti; ve bir pol'a köpe- ğinin gönderilmesini rica etti. Te yi bu Köpekle beraber bir de hafiye ğ:ğ'" "“"'"J_“;“k':k“" geldi. Hattâ hafiyon'n sapkaar bir n H. | ara geri itilmişti. Göpeğin de ağız Yusuf hia, Mıw’;f hiddetinden küp - bi ea her iki taraf da kasmı oldukça sivricene idi; ve her geye burnunu sokuyordu. Her ne 'nu!ıı Kitlarnda gertesi ha ine. sevimli bir hayvan değildi .İı,.h"xuıı_n onların “Ame. | — Hafiyo, tücecarm oturduğu odu. N.- ha “mideye “YAN vur- | aen önündeki ayak islerini köneğe » İhdirmeeye, dirsek ve | koklattı;. ve “pet., dedikten sonra Büyüm 7 mölerine itiraz edi | bir kenara çekildi, Vüm? 0 'h'ı?g"" demesinler... M;" Cakr (künde) ye Aiyimla Ge Ve hazmını başka Köpük, ayak izlerin! kokladıktan sonra başını kaldırarak etrafımda. ki insanları gözden geçirdi. Pek tabli olarak olup biteni anlamak iğin epeyoc bir kalabulık — toplan- mişti, Köpek, birdenbire; beş nümara- da ikamet eden Tekia teyzeye doğ ru yürüdü; ve eteğini koklamağa bayladı. TLâkin, Tekla teyse diğer insan- çi Karnik Muratyan ile Bercu- hi Astine, sebzeci A. Muharip Bavut ile Fehime, asker Şükrü Seyhan ile Makbule Uzdil, be: lediye memuru İbrahim ile Hay riye Aydoğan, memur A. Ya, gar Birol ile Molâhat Özdoğan, Bahçıvan Tofani Ciberaltı ile Kıryakiçe, dokumacı Ahmet Dündar ile Nurdane, dalgıç Ta, hir Tek ile Zahide Sıdıka, mani faturacı Remzi Coşkunsular ile Güllü, kunduracı Ohannes Şe- nerol ile Veruhi, banka memuru M. Necati Erge ile Hatice Be- rin, kimyağer Fuat Seyhun ile Sıdıka Saadet, memur M. Feyzi ile Andriona Galonati. Bir kasap çırağı Kendisinden yüz çeviren nişanlısını vurdu Diün sabah Karacümrükte bir yaralama vakası olmuş, Rahmi adında bir kasap çırağı nişanlı. sinı kıskançlık yülzünden ağır varalamıştır. Eyüpte bir dükkânda çırak- lik yapan Rahmi Hoş, bir müd. det evvel Karasülmrükte — Topal çeşme sokuğunda 690 numarada oturan dokumacı Tahsinin kızı 16 yaşında Nimet ile sevişmiş ve nisanlanmıştır. Ancak, son günlerde kız ken- disinden yüz çevirmede başla, miş, Rahmi bundan mufber o'a rak dün sabah Karagümrüğe git Miş ve kızı sokakta vakalaya: rak üzerine hücum etmiştir. Kız, Rahmiyi görünce bağı, rip çağırmağa baslamış, fakat gene bu aralık cebinden kasap bıcağımı çıkararak var — hizivle Nimetin sağ kalçasına sanla- mietir, Kız baygın bir. halde yere düsşmile, Rahmi kararken yaka, lanmıştır. Nimet Beyoğlu haa- tanesine kaldırılmıştır. ——— ——— Altın fiyatı Dün de bir- altının 23,25 lira |di. fiyatı unsma ve Tiyatro:ar Hi YN Şehir Tiyatrosu Tepebaşı TÜram kismanda Akşam 9080 >-> Emilia Galotti ...- Estiklâl Caddesi kemedi kusnılnda Akşam 0030 da: Kiralık Odalar Her gün gişede çocuk temsilleri içib Bilet vörilir Beyazıt, LAJ, Aksaray, Şahremi Bi ve Topkapıya otobüs tomin olun” Müştür. larin arkasına gizlenmeğe hazırlan- dıysa da... köpek pegini bırakma- dı. Kadın kaçmak istedi; (fakat hayvan dişlerile onu eteklerinden srmsikr yakaladı ve kaçmasına ma- ni oldu. Böylece,. Tokla teyze bafiyenin ayaklarına kapanarak: 'akalaadım, dedi, Artık h- kâr edemem, Evet, baş kova tavuk yemile bir Fotoğraf makinesi aşır- drm. Doğru söylüyorum. Hepelni banye odasında, kazanın altında bulacaksırç. Beni hapsedinir, Kalabalığı teşkil eden insanlar hayretler içinde kalmışlardı. B'risi sordu: — Paltodan ne haber?. Kadm, covsben: — Paltodan haberim yok, dedi; Öyle bir gey görmedim; lâkin, isim lerini saydığım eşyaları aşırdığımı itiraf ediyorum, Köpek, haklıdır, Bu vaziyet karşısmda Tekla tey zeyi yakaladılar. Arast cok geçmeden, hafiye, ge- ne köpeğe ayak izlerini koklattı ve “pst” dedikten sonra bir ke- nara çekildi. Konya mebusu Doktor Usman Şevki Usucağ dün Beyoğl halkevinde bu mevzulu enteresan bir. konterans verdi Kanya mob'usu Doktor Osman Şev- ki Uludağ dün snat 17,5 *» Beyoğlu halkevinde “Osmanlılar devrinde İse tanbul hastahaneleri, mevzulu bir könferana vermiştir. Başta Vali Dok- tor Lâtfi Kırdar olmak üzere seçkin dinleyicilerin hazır bulunduğu konfe- raneta Doktor, projeksiyoz.a resimler de güstermiştir. Hatip demiştir ki: “— Oamanlılar maya sığucak derccede te Osmanlıların — aline Mart 1820 de İtAf devletieri — tara- Ondan işgaliyle Osmanlı tmparatortu: Bunun 487 sene 2 ay 13 gilelük hüki- miyetleri altında Kkalmış olan İstata bulda yapılmış hastahaneserin yalnız isimlerini bile saymak bir a8t gadar sürecek kadar uzundur. Zaman oldu ki, İstanbulda yüzden fazla haataha- ne bulundu. Zaman oldu kı: Galata külesinin etrafı bile açık hastahant oldu. 1828 de Kızkuülesi — Vsba hası tahanesi idi. Hastalara bakmak, onlarn yardım etmak Türklerin eski Gdetidir. Ow manlılar ilk hastahanelerlk Bursada açmışlarcır. Birinci Kosva harbini mütsakip Yıldırım, harp sakamının gi maline doğrü akıncdar — yollayarak Bursaya dönmüş, Osmanlı imaretlert- min e& büyügünü yaptırmıştır. Bunlar arasmda bir de hastahane verdir. Y- ne Özmanidlar saki “Selçük — illerini zaplettikçe oralardaki hastahaneleri Mmuhafaza etmişlerdir İstanbulda da böyle olması —tabü idi. Hastahane tâbiri son bir aaırdan- beri kullanılmaya başlamıştır. Ve lik defa bu tübir 1545 te Yenibuhçe çayım rı kenarında Abdülmecit zamanmda velki hastabanalerin adı daztişşifadır, Türkler İstanbula sahip elunca Ük günden tibaren İstanbulu süslemeyo, sakinlerini rahat yaşalacak — mücame seler yapurmaya başladılır. Tlk önce şimdiki Fatik camiinin bulunduğu te pede yeni bir medeniyetin tumaellerini attlar, Kuki va harap bir mâbadin ye- rinde Fatih camlini yaptılar, Etrafr Da medrereler sıraladılar. 1470 de tar mamlanan bu mamüre içinde — Fatik Darüşgifası da vardı. Fatih — darüş. şifasını bulmak için camalin — ceni bunda bugün “Eski Şifahane sokağı. adını taşıyan sokağa giriniz. Bir tar rafta hir yıkıcı dükkânı görecekisniz. Uzun sırıkların, tahtaların Jayandığı oradakl duvar parçasma cikkat odi niz, Fatih Dartişşifasından kalma bir duva” parçasrdır. Çırçır yanığınından sonra Patih da. Tüygifasından —ancak bu vadar eser kalmıştır. Yangm yerinin tanzimi ea nasında (Baki şilahane sokağı) Da Füşşifasının tam ortasmdan — göçiril Mişti. Bugün budutlarını voğru olarak tayin etmek mümkün değildir. Fatihten sonra İstanbulua Uk has. tahaneler: yaptıran Kanunl Sülevman olmuştur Bunlardan birid şımdi. as- Yazan: Köpek, otrafmt çeviren — halkı #peyce gözden göçirdiktün sonra evin idare müdürüne saldirdı. İdare müdürnün yüzü — sarardı. Ellerini usatarak : — İşte.. dedi. Bileğime kelep gçe takaremız. Asıl ceza görecek adam benim; kiracılardan su para- sinı topladım; ve bu para ile zevk ve safaya daldım, Tabil kiracılar adamın üzerine çullandılar, Bu arada, köpek yine sıçradı. Bu sefer de yedi numarada oturan ki- Tacmın pentolonunu dişlerinin ara- sına aldı, Bu udamm rengi de attı, Kala: .an önünde diz. çökerek hay:- — Suçumu kabul ediyorum, Ben bir gahtekâr'm. Hüviyet cüzdanım. da doğum tarihimi tahrif ettim, Yoksa.. çoktan asker — olmuştum, Beni de tevkif ed'niz.. — Ne harikulâde köpek!., diya herkes mırıldanmağa başladı. Bir aralık köpeği getirten tüe. car bile endişeye düştü; cebinden çıkardığı bir kaç kuruşu hafiyeye uzatarak: — Köpeğinizi alıp gitseniz.. hiç de fena yanmazamız, dedi, Lâkin, köpek tüeccayım — önlnde dürüyordu; ve kuyruğunu salirya- rak adamla şakalaşryordu. 'Tüccar, telâşa düştü. Ve kaçmak arsusunu gösterdi. Fakat, köpeğin devrinde Istanbul hastahaneleri mevzuu ufak bir konuş> <üçük ve & hemmiyetsiz değildir. 29 Mayıs 1453 geçen Ve 16 keri Macbau olarak kullan'maktadır ve Sülayınaniyededir. Diğen ime Avrat pazurmdudir. yüni şimdiki — Haseki bastahanesinin — biraz ileriendeki sor Kaktan s&ğa sapılığca tesadüf olunatı narabedir. Her ikisi de Mimar Sins- nin eseridir. (Valde Sultan Atik) Darüşeilası şu bizim DUdiğümiz Topkapı xutüphane. Bidir. Sultanahmet Darüşşifasi, Sullanakı meç meydanımın sonunda OulUNAN Ba: mayi mektabinin bulunduğ. yerdir ve bügü ancak eserleri mevdutlur. Patih Darüşşitası — Evlya Çelebi bUTasını yetmiş höcereli, Se«sen kub» beli Olarak tasvir ediyor. Yine oca gö ve Darüşgifanin 200 hizmaıçisi oldur guna inanmak lâzimgelirse ce sevgili seyyahrmızın iliyat edindiri mütalâ- gaların, önun yazılarını vakıfname ile karşılaştırdığımız takdirde, pek fazla olduğunu görürüz. Beksen hubbayı ku gü indirmek lâzmn olduğu —bukkında Dir gey söylenemezer de İk' yüz hiz metçiyi iki hastabakıcı fle üç hizmet- giye indirerek ve yüzde doksan yedi buçük mübalâğayı bertaraf ederek Bakikate erişmiş oluruz. Yine Evliya Çelebi buruda huristi- yanlar ve kadınlar için ay.> dalreler sulunduğunu söylemektedir. ki, vu da vakıfnadıçye uymuyor, —uncak şunu da söylyelim ki Fatih darış 3fası için Banraları bazı şeyler İlâve orunmuştur. Moselâ esasta hamam — oluğu balde 1478 de bir hamam — yapumaştır. ki, bunun de vakıfnamede yeri olmudığı Ba göre bu noktada Evliyı Çelebiye hak vermek inmaflılık olur. Vakıfna. me, Darüşşifanın — (marasayi müali mine) mahsus olduğunu kaydeder. Fatih Darüğşifası 1300 da Beizele: dan barap olmuştur. İkinet Beyazıt zamanında Chmir gördükren —sonra 19 uncu aara kudar faal idi Son tar bibi sanla. olan Hacı Mahmat bin Ha. € Ebubakir 1826 senosinde tayin o Tunmuştu. Anlaşıtıyor ki dartışşıfa bir asır evve'ine gelinceye kadaı — boşal ulmış değildi. Bu tarihten sanra bir söyterler, fakat Böleymitniye Darüşşifası — Şimdi Azkeri Matbas olarak kulanddan Sü- leymaniyedeki — binadır. Burada içiçe iki avlu ile eski tarz Üstüha başka bir revnak ve cesamet verilmişti. Avtulaa rın etraf. başlıkları günel — istalaktit- serle süslü mermer direkle”'e fırdola: yı çevrilmişti. Rügün Gnadeki kısım Askeri matbaa tarafından .neğguldür, arkadaki avlu ise kemerlerin ve di- zeklerin arası örülmek suretiyle eski nalini muhafaza etmektedir. Silleymaniya Darüşşifası her gün sabahleyin açılmca hariçten — gelen hastalar munyene olunur, enulitaclara aacccanen İlâç veriliyordu, Vakıf ka» yıtlarına göre son hekimirinden biri olat Bekir bit Hüneyinin 1820 ve Za- fir Elenainin 1431 de tayin olunduğu- na balılırma bundan sonna — orasının HİKÂÖYE Z3 Acaip bir köpek | Cevat Tevfik ENSON elinden kurtulmanm imkün ve M- timali yoktu. Derbal adamı takip ederek lâstiklerin! koklamağa baş- ladı, Tüccarin rengi attı; kekelemeğe —— Yalan söylemeğe lüzüum yok, Allah hakikati görür, Benda iti. rafatta bulunmalıyım. Hırsızım; çalman palto, hiç de benim malm değildi. Kardeşimden aşırmıstım. Biraz sonra, herkes sağa sola kaçışmağa başladı. Köpeğin koku almasna Ürsat kalmamıştı. Lükin, böyle olmasına rağmen yine bir iki kişiyi yakaladı. Bunlardan birisinin hükümetin parası He kumar öyna- diği tahakkuk atti, Öteki da, de- mirle karısının beynini patlatarak :_bnr dünyaya yolladığınt itiraf et- Herkes kaçınca, köpekle hafiye yalnız kaldılar, İnanır mımmız? Kö- | pok, hafiyaye doğru sıçrıiyarak | kuvruk sallamağa başladı. Hafiyenin röngi sarardı; ve kö- poğin önlnde diz çökerek: * — Ellerimi, bağla, dedi; veya- hut arzu ederşen beni döv, Seni yodirip içirmem için bana ayda ©- tuz rühle veriyorlar; yirsini ken dime ayırryorum, Bir an evvt! kaçabilmek için bü- yük bir süratle koşmağa başladım, Ve daha naler olduğunu bilmiyo- kapanmır) olduğuna bükmetmek İöz bDeder. Halbuki başvekâlet arşiyindem gıkardığımız kayıtlara göre bu darliyi gifanın daha sonraları da açık bulumu duğu, yine başvakâlet arşivinden BK dığımız Lir vesikaya göre 1851 de Büm rada bayl' mduhat yapılarak yenidem umuml bir hastahane hadne kondür Bu anlaşılmaktadır. Biz burasını 1874i ta Umarhana şeklinde — görmekteyli Ancak bu tarihlerde çıkan kelera bami tulağı esmasında oradaki deliler Topri taşma Kuldırlmak — suretiyia ba, miy ve 348 sonelik arthat milej case. n bu hüviyotina nihayet wer rilmiştir. ... Süleymaniye Darüşşifasının buşltü; bir hususiyeti vardır. Ona gelinceyği kadar yopılan diğer darlşşifalar ei hastaların tedavi edildikleri yer, hemli da tıb Alemizin tahsil eylediği müelij Sese idi, Yâni oraları hem hastahağej hem Ub medresesi idi. Eizasan © te kadar bütün şarkın âihaat mü seseleri böyle ola gelmişil İl böyle idi, Bağdatta böyle 4di, Salçi biarda da ayni id Kapısının üzerli (Darlissıi.ha) yazıtmakla beraber kıfnamesinde mükorzer olarak VD Tüşşifa) ketimeleri okunan Sıvas D rüşşifasının yanında, Selçuklular, rıca bir medresel gifmiye şarkın bu hususiyetinden ayrı blr kâmül güstermişlerdi. Kayseride dall) böyle yapıldığı söylenizse de bumu yit eden vesika görmediğimiz içilr vasın bu bususiyetine bir Mi der, Güyebiliriz. İşte Osmanlrlar d kendilerinden evvelki bütün şari giht — darlişgilalarını hasratane tıb medresesi olarak kullana gel larken Suleymaniyede bu KuMdeyi dular, Hasta tedavi yeri Je tıb ocağımı ayırdılar. Sülayman:ye darü gifast yölüız bir. hastadane Kkaldı. Orun yanında ayrı bir m #0i übbiye yapıldı. Bu hüsüsiyet, Osmanlıların işlerinde mühim bir tekâmi' eserid Ondan evvel bir Alman mubül Fon Brsahardştern, dahâ <ü msirda Fatihte — dartişşifadan tüyük DU Ud modreşesi Lulund dan bahseder, bizde de biz Türk harriri Fatih medresel —Ubülyu haber verir. Fakal evkaf ve diğer d Jet vesikaları arasında bunu teyit den bir vesika görmediğirei iÇis Bük seymaniye darüşgifasını, Osnanlı Tüe Kiyosinde b tedrisini ayı arak yüle nız bastalara tansıs cdüme olan (l mücssele olarak tanıyoruz. Edirneder Kt darlişçifanın yanında da Dir möğdü resel tiodiye olcUĞğundan Hu varsa da gerek vakifnniseden genelişi B0 (Hayri) nin (Batstlimceamirin) Hel dan çıkasdığımız hetlca orutaki müdel resenin Ub medresesi olmadığıdır. Kanuni devrinde Lstantu.ce yaptliiı| ikinci bastahanı — (Haseki Darülşşiflari si) dır. Burası bir tak bina — balimdi yanyana gelirilsa Dd paviyıodan Mmüe rekkeptir. Her paviyonda at merikaliçi kendi kırmının bütün oda'ariyle mllğe terektir. Mimat Sinan bursum hai hane binasını aaki tiptan çikarmıytarii Bir avlu etrafındaki situtüu. korldom lura açılar ayn ayrı kapuar yerimik bütün ocsları harice veya avluya aat zır bir bale koymuştur. Bu suretle idareyi ve hizmeti de kolaytaştırmiğa tır. Mimar Sinap bu merkeznen biltüm Gairelere ve odalara iştirkir. edilen BU plânın esasını Edirnedeki Geyasıt D zuşgifasından almış olacakur. Edirnesi de Mimâar Hayrettin taraftncaa YEpER ten darfişeifa, bir. kubbenın etrafınak Oatadane olarak konmüş ocüb ML n ardan mürekkep bir kompurisyon VÜS cuda getirmiştir ki ortada ralunaa kimse bÜtün odalara en kestirime yöle aam gidarilir. Dörl sene evvel matlus alta odalarmın dört veya nep Köyeli olduğu hekiinda — münakaşalar certe, yan edeu BDdirne darüşşifası filbakileş, Kurlit tarafından beş köyeli olarakk resmedilmiş ise de kıymetli minaras miz Sedat Çetintaşm gösterilecek 0 lan plânızda bu yanlışım değrusüu gük rülecektir. Mimar Hayrettin — bir. merkezdan idare ödilebilir. nastabande tinalarmı” eanseni kurduktan sonra, Mimar Sönadi da sade ve zerif bir üzlüp (le, ond Uham alarak, Haseki — darlişşifasınai #ynl tarrda yapmıştır. Bu tarz, billils hira düryanım birçok yezinde doda, olmuştu. Haseki Darüşçifaar 9 KAnunusamli 1581 de açılmıştır. Göçen vöne elarak dört yüzüncü senei devri kutlanan bu haştabane bugün 800 mez ne ve 4 günlüktür. (Lütfen sahifeyi çevinimdea)