! “"tlka: F çı"F'ılin nutku |A Balkanlar A u:'u':*' aylık — hâdiseleri ÜŞ Butuk söyledi. Ba ş .,"N""ıııı.ı.—munı, AL %—n. Yapılan müca- KONT sözü Bal- Üo Taifdüğü —mütaloalarda | Almanyanın bu N t'."ıî gözçtllmesi ihti- sürüyor, ve harckete, müdafaaya Pa. iee Bulgarislar » q——hiı gündenberi AŞ Beyir —memleketten : delişen haleti ruhiye- — —. zamanlarda yçnl N Yandımcı olan panik denebilecek bir Slİu. Yalat harbia on N dünyanın ııııır: Sdtle dinamik emper Nötematik emperyalist Ç— devam etmek. Mabası çayet genişlir. bir kuvveti hak- K Mukayese yapmak k Mağlüptur, İmpa- sağlamdır hem Ğ Ş y kıtada hem de kıta ND İlalya da — Yünanis- tüğime &ş Al—vııl:ıııl.n ılı:!:: İtalya Yunanis. , dAVasını kaybetmiştir. de n NŞ Abüksa, Talüptur. Ak #WYaA olduğundan, Ağirceza — mehke YO irmkakemest 20 , ökteri S Haber aklığımıza göre Almanlar memleketimizden — hazır elbise ve la Almanyadan şehrimize gelen bir mümessil, alâkadarlarla temaza baslamıstır. Sizan malümata nazxa. Evvelki gün Sirkeciden geçmek- te olan şaför Mustafanın idaresin- deki bir otobüs birdenbire önüne çıkan Albert adında 8 yaşında bir gocuğu, altma almı, bir müddet sürüklemiştir Bu sırada goför fren yaptığı gibi kazayı önlemek için de direksiyo- nu kırmışz, fakat otobüs durmadı- Rmmdan bültün hızıyla kölfteci Safi- nazım dükkânma çarpmıştır. Came- Şehir Haberleri Almanlar memleketimizden hazır elbise almak istiyorlar Bir mümessil temas- lara başladı ayakkabı alacaklardır. Bu maksat- | (ocek eşyası mübayaatında yeni c4- | ki diye bir gert koşmamaktadırlar, Alman ajanı, temaslarma devam etmektedir. Bundan başka Alman- | lara yeniden satılacak tiftikler ü- | zerinde de temaslara başlanmıştır. Bir otobüs bir çocuğu altına alıp sürükledi 'Köfteci dükkânına çarpıp camekânı| kırdıktan sonra durabildi kân parçalanmış ve otobüs böyle- ce durarak altındaki — çocuk çika rılmıştır Albert, şayaaı hayret bir tesa düf neticesinde Ülmemiz, ancak bir bacağı kırdmış, başından ve muhtelif yerlerinden ağır yaralar almaştır. Yaralı çocuk baygm bir halde Şisli Çocuk hastanesine — kaldırıl- miş, gölör yakalanmıştır. İstanbul köylüleri şimdiye kadar 32 İlk okul yaptılar İstanbul — vilâyeti köy okulları inşaatma büyük bir ehemmiyet vermektedir. 923 den beri vilâyet, köylerde 37 ilk okul açmıştır. Bun- dan maada ayrıca köylü tarafından 087 yılındanberi 82 ilk okul daha insa edilmiştir. Bu okulların yer- leri şunlardır: Yalova köprü Kirazlı, Kartal kazaamda; sında: Ömerli, Kılıçiı, Sırapınar, Şile kazasında; Alacalı, Övezli, Kö mürlük, Karabeyli, İmrenli, Gök- kazasında: — Koru, Tağ- | maalı, Korhallı, Kervansaray, Be- voğlu kazasında; Kâğıthane, Çatal ca kazasında; a , Boyalık, Ö- merli, Sillvri kamanda: Korkallı, Fethe, Beycolor, Sinekli, Sayalar, Yapağen, Küçük Kılıçlı, Bakırköy kazaaımda; İkitelli, Küçükçekmoce, Yenibcana, Atışalanı köy okulları- B - Bundan maada ayrtca Üskildarda Kısıklı orta okulu tarafından lsgal edilen bina tahliye edilmiş ve ye- , ni birdik okul açılmasma karar ve- rilmiştir. Bir hizmetçi kız kömürden | zehirlenip öldü Koska — caddesnide, 8 numarahı eesedi belediye —doktoru tarafın- Gülser apartımanında, 4 numara- | dan müayene edilerek morga kalh da oturan doktor Nejadın hizmet- koymuş, ancak yıkanırken mangal- dan intişar eden gazlardan xehir- lenerek ölmüştür. Ev halkı hizmetçi uzun müddet dışarı çıkmayınca — güphelenerek yıkandığı yerin kapısını açmışlar ve kendisini ölü olarak bulmuşlar. dir, Polis tahkikata başlamış, Raşelin dırılmaştır. Yenişehirde Bostan sokağı 46 numarada oturan Eleni bir kaç gün evvel 7 aylık bir kız - çocuğu doğurmuş, fakat çocuk — iki gün sonra ölmüştür. Bu ölüm hüdisesi de şüpheli görülerek 'ceset morga kaldırılmış, her iki hâdise hakkın- da da tahkikata başlanmıştır. (Kısa haherler: Romanyadaki Fransız a: general Belon, dün şebrimi tir. Genemi Süriyede — tayin odldığgi yenl vazilesine gitmektedir. * Yakında Slovakyadan memleketi- | mize 400 ton çivi gelecektir. Iei hu | rusta icaheden akredil | tiler, peyni ve tüzlü bati, ke- | tan, yanca Tahumu ve paçavra inraç | #decek tacirler bu ayın 18 inde — bir toplantıya çağırılmışlardır. Toplurt Ticaret odası ms yapılacaktır. * İslanbul hübubal ve nakliyor T yaçat birliğinin yıllık umumt toplantısı, — Şubatın 26 zndü merkezinde yapılacaktır. * Dünkü ihracatım yo: wKi bim firadır. Mutad mallar satılmıztır * Balatta Odun iskelesinde oturan Yanke ile Süleyman Eroi arasında dün bir kavga çıkmış, ve Suleyman beçağtını gekerek — Yankoyu ağır su rette yaralamıştır. Yaralı Balat Müsevi hastaln>esine kaldırılmiış, suçlu tutulmuştur * Göçen sene, Beşiktaşta 180 ku: ruşluk bir alacak yüzünden kühveci Abdurrahmanı vuran — Kadirin ikimci Pizircezada görülen muhakemesi cün bitirilmiş, ve müddelümum! mütalca- zını söyliyerek katilin 18 sare hapsi- ni istemiştir. Muhakema, karer veril mek üzere başka bir güne bıraknımış tır, Yeni tip ekmek Nümunelerin tahlil neyet | Hirlik raporları / akaraya gönderildi Yüzde 20 ve 40 çaydar onu LNwesile hazırlanan yani tip ekimi Kirilerek hazırlanan raporlı Vekâületine gönderilmiştir. çevdar umu ilâve «dilen ekmek kabul | edildiği takdirde ön para, — difr tip | kabul edüdiği takdirde — yirn pura | ucuzlayacaktır. Halbuki istontlen ol | mek fiyalının temini bu veziyette ka- | Bil olmamaktadır. | Ekmok fiyatında hiç olmansa bu güne nazaran yüz para tenz'i isten mektedir. Vaziyet — tetkik edümekta- dir, ——— Bir amele ağır yaralandı Sirkecide Liman İşletmesinin ı numaralı anharında, amelelik yapan Davüt, dün tütün denk. lerini istiflerken, —denkler bir. denbire yıkılmış Davut altında kalmıştır. Vücudunun muhtelif yerlerin- | den ağır surette yaralanan ame- ; te baygın bir halde Cerrahpasa hastanesine kaldırılmıştır, | Halkevlerinde “İstanbulda Türk hastahaneleri,, BEYOĞLU HALKEVİNDEN - 1 — 132841 Pergemhe günü saet 1730 du Evimizih —Tepebaşındak! morkez binasında Konya meb'usu Dr. Osman Şevki Uludağ tarafındaa "e tanbulda Türk Hastahaneleri,, mev zunmda profeksiyonlu mühim bir ken ferans verilecektir. | 2 — Berkes geledilir 8— VAKIT Gerçek korkusu ! Şair Fikret, hakikati çatık | kaşlı, yüzü — gülmez bir mahlük | heyetinde görmüştü. Şair, hele ©o zamanlarda hayalle beslenen bir varitk olduğu için, bu görü- ü pek çekiştir hakkımız yoktur. Ömrü, âlemlerinin murassa — köprülerinden melek | kanatları üstünde bir geçiş sa- vyan, ayağı toprağa — değmiyı 1 m için, gerçek korkunç bir er olabilir. Bunu yadırğa- mak aklımızdan geçmez. Fakat hayatta, başkaları: hayatiyle oynamak hakkmı kendinde görenler, atı, ha- yalin kadife — kınımdan — cek) çıkarmak zorundadırlar. Ama, bu kadifenin örttü l gey, keskinmiş, tc eli imiş. kime ne! Bunu evvelce — düetir mek gerekti. Çağımızda da, bası devletle- rin, gercek korkusiyle tiril tiril titrediklerini görüyoruz. Fakat bugün böyle bir korkuyu tar şıyanlara — zaman düşmandır. Artık hakikat, şgimseklere bine- rek ufuklardan ufuklara uçır yor. Ne zindan kaptla.: onu ör- tebiliyor; ne de ocellâl kement- lerji onu boğabiliyor. “Haber,, yıldırım oldu. Sözler, wik h ziyle mâagrıptan masvika ulagır yor. Hangi kement onu tuta- YA e LA 12 ŞURAT 1941 eak, hangi duvar ona siper ola- cak?.. Şu halde niçin bu çıkmaz yo- la sapryorlar? Bazı yerlerdeki bu gerçek düşmanlığının sırrı ne? Susmak, yerinde altm in çok kere kirli bir tıkaçtır da, Hele başkalarının hiç umursa- madan, hakikati olanca çıplak- hliığiyle ortaya döktüxleri bir de virde, kapanan ağız, tıkanan kulak, adama emniyet değil, endişe verir. Meselâ evvelki — gece, İngili Başvekili Çörcil, konuştu. Bü. tün dünyayı allak bullak ede- cek geyler söyledi. Haberler verdi. Bazı memleketlerde bu uzun nutkun bir tek harfi bile neşredilmedi. — Fakat sadece neşredilmedi. — Yokaa her radyosu olan ev, büyük adamı can kulağiyle dinledi. Hafıza sahipleri tecrübe Be öğrenmişlerdir, ki gimdiye — kar dar Çörçili, hüdiseler hiç ya. laneı çıkarmadı. Ne dediyse, bi- rer birer fi — vesikalariyle ta- rihe geçti. Şu halde bu nutkun basılmadığı, yayılmadığı yörler, de gimdi iki ayrı küme var. Bi- ri, bu sözlerin taşıdığı gerçek- ten korkanlar, öteki, o gerçe. ği vasıtasızlığa rağmen dinle- yen halk. Saklayanlar, şunu unutmasır lar: Saklanan gerçek büyür. Ağızdan ağıza cığ t göçer. Gerçek korkusu, gerceği daha muhteszem yapmaktan başka ge. Süha GEZGİN GÜNDEN GÜNEI STAKOZ YAZISI AZI kitaplar — çıkıyor. Fakat üzerlerindeki ya zalardan, ne olduğunu bir tür ili kestiremiyorsunuz... — Yazı, lar, o kadar garip bir gekil al. miış ve “modern,, namı altında öyle halt karıştırılmış — ki, in- san, kendini bir muamma kar- gisında sanıyor. Bittabi bu hal, o kitapların rağbet bul, ması hesabma bir zarardır. Gerçi bir yazınm, muhtelif tarzlarda yazılması mümkün, dür. Fakat akunması da gart değil midir? Esaki yazınm “Ta'lik,, , “sü- lüs,, , “Tik'a,, sımdan başka bir de “küfi,, denen şekli vardı ki okunması bir hayli müşküldü. Altı. çifteli kayık, ibrik ve çaydanlık seklinde yazılar da yazıldığı görülürdü. — Fakat bunlar, ekseriyetle aırf — tezyi- ni maksatlarla yapılır ve yazı okunamasa bile, ibriğin şekli , ne bakrlarak mümkün o. lan — göz zevki almnırdı. Bununla beraber, o zaman- larda dahi, kitap üstümde böy- le bir münasebotsizlik — görül, düğü zaman, şikâyetler ekaik olmamıştır. Bundan elli sene kadar ev, vel, İstanbulun kitapçı Yahu- dilerinden biri: — Aman aman, istakoz çr kıyor! Diye haykırarak dük. kündan fırlamıs. LAT AAA — Kendisinin polise giderek bazı şeyler haber vermesi ihti- malini düşündüm. — Valdez! Senin gibi dünya. Nin en büyük ihtira kafaları.. gdan birine malik olan adamın, bu derece aklı selimden mahrum oluşuna hayret ediyorum. — Bırak Allah aşkı benim dediklerimi Sen Bu dinle! Lorn dediğin adam, senin tuza- ğına kolay kolay düşecek — gibi değil. Eğer buraya gelirse, mu- hakkak kendi menfaati Jecektir... Dün gece, benim kendisini ta, kip ettiğimi sezdi. — Seninle konuştu mu? — Hayır! konuşmadı. Ozun yerine bir yumruk vurdu. Çene- için ge. —— | mi dağıtıyordu. Valdez bu esnada, suratmdaki ağrıyı halâ hissediyormuş gi- elile çenesini tuttu. - Pek alâ, sen ne yaptın ? — Ben de onun karnına bir tekme indirdim. Ve kaçtım... E- ğer beni tanımış olsaydı, yan.. mıştım. Silveyn'in canı sıkılmıştı — Sen son zamanlarda pek çok düşünüyorsun çocuğum. Sen sinirlerine mağlüp oluyorsun. O, num' için, evvelce de - söylediğim gibi, sen bir tebdilhavaya çıka- cak olursan, pek iyi edersin. HAYKIRAN — Inıılızcıdzrı — Yapamam Silveyn.. Çünkü sana itimadım yok. Esas fikir benimdir. Bu fikri senin çalmak lığına ve istediğin gibi kullan. mana müsaade edemem... Zaten bozuk bir yolda bulunuyoruz. Sen, bu ihtira eserini bir san. taj vesilesi yapacağına doğrudan doğruya... — Sus... Ben bu işte nasıl bir yol takip edeceğimi — biliyorum. Kendi istediğim gibi hareket edeceğim. Lorn'a gelince, onun da icabmna bakartm. z — Ya kızı pe yapacağız. Bu kız, zannettiğiniz gibi bir buda- la değil.. Bunu ben gayet iyi bi liyorum. Beraher Londraya git. memize müsaade etmediğiniz za, man, bana o kadar fazla sual sordu ki... Hem dene sualler!.. Eğer izin verirsen, onun haddini ben bildireyim, — Ne demek istiyorsun. Sek: reterim olan kız hakkında, haki- k! düşüncen nedir; söyle! — Hakikt düşüncem şu ki, bu kız dahi bir. casustur. (Çok heyecanlı büyük zabıta, casusluk ve korku roman KURUKAFA çeviren: H. MUNİR X Lorn, daveti kabul ederek ga. toya gelmisş, yemek yemişler, o. turuyorlardı. Silveyn ona özür dileyerek — Affedersiniz Mr. Blek, di- yordu. Bir tek otomobilimizin tesadüfen bu gece bozulmuş < masma pek müteessifim. —Arzu ederseniz burada kalmız. — Sizi Tahatsız. etmezsem memnuniyetle kalırım.. — Rahatsız etmek mi?.. O da ne demek? Ben sizin solbetiniz. den bu akşam o kadar zevk al, dım ki, gideceğinizi düştlinmek bana azap geliyor. — İltifatmıza çok teşekkür ederim efendim. Bu esnada, oda- da bulunan Cessi Milhörn'a dö nerek, eğer Mr. Silveyn, bu mi, safirperverlikte devam edecek o, lursa, çok geçmeden ziyaretçi- leri kapıdan çevirmeniz lâzım gelecek, şatonuz, o derece dola- cak. Larn, genç, cararengiz kızı ko. suşmaya sokmak istiyordu. Fa, kat mııvıi'fık nlnmıdı.- " Esasen gatoya geldiği aaattenberi, dai, | ma müteessir, endigeli yor ve susuyordu. Aceba onun bu endişeli hali, bir gün evvel, yaptığı ihtara kulak asmayıp buraya geldiğin. denmi idi?.. Bir dakikacık olsun, onunla hususi olarak görüşmek imkâ- nmrı araştırdı. Buna da muvaf- fak olamadı. Çünkü Silveyn'in şeytani göz. lerji daima kendilerini takip edi. yordu. Derken kız ava'fa kalktı. Silveyn'e dönerek : — Başımın ağrısı fena halde arttı. Müsaade ederseniz, ben gidip yaltavyım efendim, dedi. Silveyn derhal : Hay hay şekerim, dedi. Müsa- ade senin!. Esasen ben, Mr. Blok ile gayet mühim mevzular etrar fında konuşacağım. Ve ihtimal geç vakte kadar konuşur gide, görünü- riz. Onun için, sen gidip rahatı, | na bak gözüm. Haydi, gecen ha- yır olsun.. Güzel ruyalar gör!.. Kız dışarı çıkmak üzereyken, | Lorn yoerinden fıriryarak ona kar piyi açtı. Bu sırada, gözle kaş arasında ona temin edici bir ba, kışla bakmak firsatını elde et. mek istemişti. Fakat bu kızın ne düsündüğünü bilmiyordu. "Devamı var) | Ve Ö zamanın — güzete'-rinden birinde fıkra yazan bir mu, harrir. vakayı söyle tasvir e- diyor: “Kitapçı dükkânmdan ista- koz çıkmasıta bir türlü imkân veremediğimden, merak ede, rek kitapçıdan sordum... Me, ğer Yahudinin korkmasma ge- bep, Ziya Pasa merhumun son zamanlarda ikinci defa olarak basılan “Endülüs,. tarihini, dolapta görmesiymis... Bu ki tabın kabmmda yazıları - bacaklı macaklr bir “Endülüs,, yazısı. nı, Yahudi, canlı istakoz zan, nederek, korkusundan kendisi- (Lhtfen sahifeyi çeviriniz) I Yırmı yı! evvelki Vakıt zwt Karnaval eğlencelerinin tahdidi AtHAF zabıtası tarafından — bildiril- miştir; Ahvalı büzıra haseviyla bu ae ne Karnamal eğlenceleri tahdit ödll miştir. Umami 'kametgâhlar göce yar rısından sonra açık — olmuyucaktır. Karnavallar Türk müsltiman mahal- lelerinden geçmiyecek ve sokaklarda TAtarma çalmıyacaklardır. Aksi şekli- de hareket edenlere elli lira para ee gasiyle bir ay hapis cezazı ve-ilecek tr. îğ(?(_l(/(/j 12.2.1941 808 Ajans BIB Hafif program BAĞ Yemek listesi şarkılar 1820 Orkostra KA Oda müriğt 1830 Konüynin 1845 Çocuk 19.15 Çoouktur 22.30 Ajans Vakitl ı vasamı Kizati Vasut Güneşin doğuşu — * Öğle — 1828 ns2 7.50 150 1828 Tni i6I9 Gd0 1620 (Ü Alaşamı 1888 1200 1840 YVala — 2000 L32 3611 ı imsak — &20 1LAZ gü —ai