Yazan: bizi CP gey! Mister Valker Samimiyetimizden, '— tak lüdlımmunien hiç yım x_mwgıgu Kadın olııydı ! diyecektim. düsunıııeku haklı- arlşe.medı; ciğe. Bu, bizde atalar ş.—m—ıvılhen iltifat etmi diye. © da size adeta ğı- ae &ı benim a!ıhuplıgımdnr Mmusunuz? ;i! * . .,,ğ'futuıkım yemekler gel- qt—dv her söylemişti. Kr ':"'“'m yanında tam iki ki. Barnitlir olarak - m'9. ::'lmuı vardı. Amerika- hm:hnekhn Yusufun kar M iyor, çarçabuk aciki. Ğ;m patatesleri — görünce İ tutamadı: MMM ekmek yerine mi h_u'-' yapalım? Ekmekleri- Nm 'yurmuyor.. Patates , M doyduğumu — hissot. % başladılar. —' Nelsan ııvmcıw.ı in "t rdu. Koca » osu. b Akşam biraz daha sevmiş ——'.—*-m.m.:""mm Pa B 'a! le te ldi.. bilen Alnıı:h:iyî:m an&âılmı zamanki gibi, tanınmış adamlara, ve Şampiyonlara gönül ver koşarlardı. ıh"""ıalılıı' için — bu bir â.gnlır, kocalarını, arslan llo elde etmekwı hos okumuı üniversite —m!r kızdı. Hoppe,- sima, şakayı sever şlün bu tarafı, yani şakacı ..—ı değil miydi? 'O £ece adeta içimde el i- ıı"ğ';lım kadar büyük, de. —'d;)'lım yıllarca - onların N kemik alır gibi, zofla, ' ""N bitirmiş ve hiç evlen - ü di, Biraz ı.“en Yusufun hoşuna giden Bu yemek yerken: Sevinç var. Allah &ir ZI kncmnua "m.',.”'“' n 'ı'uıııfı yaranmak K LEneği - bitirir - bitirmez Tülüe İ Sikalım. Kendi kendi- Tz ıllıııbn oynar, eğleni- ı.”.“*-lg,. toklif Yusufunm ho. Te e Ka bu Tadm " büğsez. T kere bizimle yukartya t—îğmlymeğlnl anlıyalım N ! oyunu — kolay. Ol- & oyunlar oynar, e. %-ınho’“"l oturup konnıumı Şarın akşam da nasıl ol- '—ıhhmh beraberdir. Çok N bi ge- h:;t kızcağız doğrusu. In, Çiçek gibi korhmıgı ç. mu., '_l H“hn var, Yusuf pehli- %y"'k bütün — bunları — h_'h!un anlattığı gibi — ı— birer birer söyledi. !)mm sevinmemesi- Ah. Mr vardı? 4 fmikıir ederim — N.,, ? verdi — ben de bu. KŞt lliılmııtım Herkrs ee cd'yor Daima w ö Törlerde oturuyoruz. O- Sıkarsak, daha serbest l N ş"( faslı — hlı — şüphesiz ! a fatla 'Hıf £ uzayamazdı. Wğıııı cabuk bitir. "’*'“dıı Çi TÜ P gördüler. Mis Nelsonun lhtk.. musallat edip de, | Taouaram a eee eee YÜ an eee BN iIskender F. Sertelli — 'Bö — artmıştı. Yusufun kendirire gös terdiği bu samimiyet ve yakın- lk öonün ümit ve hülyalarını biraz daha arttırmış: biraz da, ha derinleçtirmişti. Kalktiler. Lokantadan çıktılar. İşte yeni bir dert. Yusuf, yemekten sonra asan söre binip yukarıya çıkmıyı hiç de sevmiyordu. İnmek — bir dereceye kadar — onu sık- mıyordu. Fakat. çıkış faslı o, nun için bir dert, bir üÜzüntü teşkil edivordu. Tereümana ya vasça eğildi: — Bereket versin ki gu aşif- te yanımızda da. Şeytan ara, basına binince canımız — sıkıl- mıyacak. Asansöre binmişlerdi. Bununla otelin üst katlarına € ak da büyük bir vanurla u: yolculuk yapmağa — benzi- yordu. Bir cok Jetralelere uğra, yan bir vapur gibi... Mis Nelson asansörde Yustur fu meşsgul edecek. — oyalayacak güzel bir mevzu buldu. Gülernek sordu: — Istanbul şehrinin ne kadardır? p z Yusuf bunun farkında değil - .:İhıdhnın derhal cevap ver. di: — Bir milyon. - Şehir büyük mü? — Dünyanın en büyük şehir lerinden biridir. Ortaamdan ol, dukça geniş ve bir buçuk saat uzunluğu süren bir boğazı var dır, — Bu boğazın iki tarafında evler var mıdır? — Evet, Her iki tarafı da, mesakündur. — O halde bu kadar uışak bir memlekette, İnsan, sokakta korkar. — Niçin? — Çünkü, tarif ettiğiniz o şe. hirde ön, on beş milyon nüfus oturmalıdır. ’H;grem Iâı._?r ;Id yöon nüfus — va y tenha demektir. Bu kadar ten - ha bir şehirde insan emniyetle nasıl dolaşabilir? Yusuf afallamıstı. Gen> verecek cevap bulamıyordu. Tercüman mdsda yetişti. fDevamı var ) nüfusu kıza Spor Yarınki yürüyüş müsabakası Böeden Terbiyesi — İstaenbul me Başkanlığından; 1 — 2861941 tarihine müsadif pa zar günü saat 10 da yalnız mü- kelleflere mahsüs olmak — izere on beş kilometrelik bir yürüyüş Tmüsabakasi yaprlacağından İş. tirak edecek grupların beheme" hal saat dokuzda Şisli tramvay deposu Öönünde hazir bulunma, ları. 2 — Grup âmirleri müsabaka tertip heyetine müracaatla eller rindeki resmi listelerini göste, rerek numera almaları lâzımdır. 3 — Müsabaka tam saat 10 da başlıyacağından vaktinde nu mata almadıkları takdirde mü, sabaka hakkından mahrum ka- lacaklardır. 4 — Milsabakayı idare ede, cek olan aşağıda isimleri yazılı hakem arkadaşların lütfen teş- rifleri rice olunur. Adil Giray, Hüsamettin Güre, li, Zeki Gökuşık, Tevfik Böke, Füruzan Tekil, İlhami Pulator, Neriman Tekil, Cemil Uzunoğlu, Süleyman Tekil, Fethi - Dinçer, Abbas Saka—yı. Sekip Okçuoğ d, . Bakır, C. Raçaran, Şakir Baroer, ğelşle ğği ll Hakemler toplantısı İstandul futbal aianhömdanz dler arasında yapılmakta olan — taplantıların ikincisi 27.1M41 pazartesi akşamt saat 18 de Bölğe merkezinde yapıla- saktır. Bütün hakem ve hakem nam, zedi arkadaşların tegrifleri rica alunur. ——— Erkek liseleri voleybol maçları Bckek üzeleri arasındaki — völeybo! Mmüzabakaalrısa dün Eminönü halke vi salcnunda devam edilmiştir. Günün birinci milsnbeakası Detiklül lisesi ile Yüceüikü arasında yapılnış ve Tatikiâi takımmır 15/7, 1656/6 galip gelmiştir. Tkinci maçı Taksim iisesi ile Hirkek Muallim takırmları yapmışlar ve neti- deda Taksim eeei 18/3, 13/3 — galip gelmiştir. Bayağlu halkevinde yapılacak mü sabakalar hakem — bulunmaması yü- Tünden tehir edilmiştir. ——— Liseler futbol müsabakaları Istaabul. Erkek Mektepleri — Wuthul Lik Heyeti Başkanlığından: O sabah üç kişi Uzün br yüru- yüşe çıkmışlardı. Şermin ince tül den hafif dekolte ve kolsuz bir blüz giymişti. Bu sade tuvaletin kendi. sine refakat eden erkeklerin her ikisinin de hoşuna gittiğine şüphe yoktu. Fakat her zamanki gihı Necmi hissiyatını belli etmiyor. çekingen tavrımı muhafaza ediyor- du, Onun bu hali bazan Şermini kızdırır ve bazan da rür. dü. Kendisini seven bu delikanlı. daki durgunluğun mânasını anla- makla beraber yine bir pey sövle. mesi, bir şeye büs etmesi ik tiza ederdi: Çi €en tatlı hislet bile, izhar edilmedikleri zaman toprak altında saklı elmas parça- larından farksız olurlar: - Onlarır. mevcudiyetinden kimse haberda olmaz, taydalanmaz. Galibe gelin: ce, genç kızı görür görmez kendi. sine bir kompliman yapmaktarn kalmadı: <— İşte güneş doğdu! diye ger: kazın bir elini tutup öptü. Bu ha- reketi yapmaması itabederken va- Ti şaka yarı ciddi bir tavırla buna yeltenmesi genç kızı kısdırmamak. İn beraber yaptığı komplimanın çok orijinal bir şey olmadığını söylemekten kendisini Mmenatmeri. Nöcmi tse tül blüzü ile her a. matdan güzel görünen Şermini hayran hayran seyrettikten sonra, içini çekerek semadaki bulut!lara baktı. Genç kız: — Maslâk büuradan çok sürer mi? diye sordu. Galip derhal ce. vuap verdi: — Bir asat kadar yürüyeceğiz. Hava güzel, yol da rahattır. Fakat biz düz yoldan gitmiyelim de tar. halar arasından geçelim! Bilmem bir zamanlar Yılanlı Bostan adı verilen yerden geçtiniz. mi? — Fakat neden bir zaman ©: dıyomımz’ Şimdi oralarda yılan- lar yok mu? Her halde insanları 1mımra itira zehirlenmiş olacaklardır. — savalır. nkü şimdi hiç ıahıodildl Hi işitmedim. — Yine alaya başladınız! — Yılanlr Bostandaki - çitleri frasından Maslağa vardığımız sa- man derizin güzel manzarasını elektriği ve terkosu ve sıcak süyu bulunan köy evlerini göreceğir.- — Canım, ne kadar fazla şaki yı seviyorsunuz! Sizden hiç bir z I-F_An, ciddi sözler işitemiyecek m: yim? — Siz bu kadar güzel olmakti ve hoşuma gitmekte devam ettiki, bunun imkânı yok! Güzel bir ka dina karer gayri ciddi şeylerdei bahsetmek bir vezife, bDir muaşe- vet icabıdır: -Alçalarak onu yük seltmeak: demektir. Eskiden silâh. şorlar şapkalarını çıkararak ba. yanların önünde reverans yapa'- lardı. Benim böyle zarif bir we tansa müsait tüylü şapkam olma. dığı için zırva konuşarak kendi!e- Tini eğlendiriyorum. — Fakat bunda — fazla cömert davrarnayorsunuz. — 000... Ben hasislikten nelrci ederim. Fakat benimle evlenmeğe razı olduğunuz takdirde bu husus. ta ne kadar müktesit - olacağımı göreceksiniz, lmdan geçiriyordu. Bazan, bu ne- geli şocuğun kalbini teshir etmiç olduğunu zannetmekte, fakat ba zan da bundan şüphe etmekte idi Onu çekingen ve sessiz bir karak. tere malik olan Necmi ile muka- yese ettiği zaman, ondan fazla meriyetleri olduğumu farketmekir beraber Necmiye kıyasla bazı ek tiklikleri de oldu” nu görüyorrdu Delki de bünd: yamlıyordu. Fakat bunu katiyetle tayin e' dnesine nasıl imktün vardı? Necmi kendisini — sessizce sevmekte idi. ğî#n #ğzmı umn'ğ" söyleme- kalkışsa durmıyan Galip buna imkân bırakmamakta '& — VAKIT Winadalet hatası: Bır iıdam ma Yer yüzünde bir çok adalet ha- talarınm vuku bulduğu göcülmüş- tür, Bunların bazıları vakit ve za- manında meydana çıkmıs, bazıları hükümlerin inlazındaan sonra bel- Hi olmuş, bazıları meçhul kalmıştır, Bugün nakledeceğimiz vaka bunla. rm an müthişlerinden biridir. Va kanın kahramanı Jotn Lae adındın asil ve zengin bir İngiliz kadmının ugağıdır. Lee hizmet ettiği kadın! öldürmekle mazmun olarak muha keme edilmiş ve Idama mahküm ©- dilmisti, Joln Le0 © zgamanlar yir- mi yaşlarmda — vardı. Hizmetindr bulunduğu kadın Londraya civar bir kassbada oturmakta ve olduk- ça zengin bulunmakta jdi. Uşak kadının tam itlmadımı kazanmış o'- makla beraber haşin bir karakte- re sabip olan sahibesi tarafımdan oot hırnalanmakta idi, Bir geco onların bulunduğu ka- #aba halkt korkunc bir faryat üze- rine yataklarmdan fırladılar, Lee köskün — peüceresinden — gırtlağını yırtarcas'na imdat istiyordu: I — İmdat! Koşunuz!.. Bayanı ldürdüler... Evimlsi atoşlediler!.. Hakikaten köşkün damı tutur- muş alev ve duman sültunları gök- ldre yükseliyordu. Bir anda bütün elvar balkı köşkü sardılar, Bekçi ve polislerle itfalye arabaları der. hal yangın: söndürmek için büyük bir gayret sarfetmeğe başladılar. AÂz zamanda afteş söndürüldü. Fa- kat evin sahibtsi bir balta ile öl- dürülmüş, vücudu —parça parça e- -c<7<c<c Büğün Şaeraf Stadında —yapılacık maçlar: Baha kamiseri: H. R. Yalım, Kaba- taş L. — Derüşgafaka lisesi ssat 1330 da. Hakem: Hüsnü, Galntası- ray — Vefa L. Bastı 14.43 te, Hakeri: Hüsnü, Süllğüe Çonberlıtııtı Pazar ünü pehlivan güreşleri B:r hafta muntaraman terti) #dilen büyük pehlivan giresleri ne bu hafta da en tanmmış pehlı yoktur. Günılı' Edirnede hakemliği, ni yapen Fuat pehlivanın ida- resi altımda Kırpınarda yapı. lacaktır. Güreşlere saat tam 2 de başlanacaktır. idi. — Ne düşünüyorsunuz, Bayan Şermin? — Bir ıslık işitir gibi oldum. — Yal Korku mu? demek vı. anları düşünüyorsunuz. Fakat b lanlar öğle sıcağı bastırmadan & vel meydana çıkmazlar. Şimdi m tak kuşlar öter. Sonra bizim gıön iki kavalye arasmda bulunan bir bayanın yılandan korkusu olma. malıdır. Galip bugün çok keyifli idi, O: teki ise mahzun görünüyordu. Kız her ikisi tarafından sevil diğini hi sediyordu. Bu durgunluğu, hassa. iyetinin bir delili c'abilirdi: Fa- kat yine bu sessizliği genç kızda lena bir tesir bırakıyordu. Bir ka. dm hassasiyetini ve aşkını izhar nd!m'ven bir erkeğe fazla yakımlık histedemez. Bu sabah gezintisi teklifini bilhassa iki genç arasında bir Mukayese yapabilmek için 'ta. bul etmiş bulunuyordu. Fakat Ca- Hbin gittikçe avantaj temin ettiği. ni hissediyordu. Böyle sakin ve çekingen <luran Nec vinin kaybe. deceğini anlayordu. Nihayet, süküt! söze karıtşı: — Galiba yanlış yoldan geldik. Aslalttan ıuulkçe uıakıuzyonn Galğı .E Vet fakat yiııe ayni yola şi- kacağız. Biraz geç varmakla ne ç. kar. Maksat hedefa — ulaşmaktır: Üyle değil mi Bayan Şermin? U. zun yollardan hoşlandığınızı bildi. tim için bunu size soruyorum. Delikanlı bu sözlerle, bir sene. denberi talip bulundukları halde genç kızın içlerinden birini seç. mekta hâlA tereddüt göstermesine ima etmek istemişti. Bu ktsa konuşmadan sonra da- ba hızlı yürümede basladılar, Ga lip hendekleri aşmak için genç kı. Ta elini uzatarak yardım - ediyor, Nectmi iki adım ilerden yürüyordu. Galip tekrar etti: — Evet maksat hedefe varmak- bat; iln dilmişti Kadının yatak odası bir mezbahaya dönmüştü. Bütün du- varlar kana boyammıştı. Evin her larafı araştırdılı halde hiç bir kapıtın zorlanmadığı veya xilldin krrlmadığı görüldü, Tahkikat çahuk yor: Bu einayeti kim islemiş olahilir Büvük erle eve girmiş ve re usağlın duhalesi ile bir vanamadan kacmt haydütlar neticelendirik sev Mi mevgini bahisti* FPakat nereden virmle alahilirlerdi? — Polia, baeks bir p ucu elde edameyince halkır heyecanmı teskin etmek müaksı dile süohe edilen sahıs olan uşak Lee'vi tevkif etmisti, Dinletilen sahitlör — kendisinin bir kaç karo ev sahibesinin hasisliğinden ve şiddetli ve haşin muamelelerinden şikâyet etmiş olduğunu ifade et- mislerdi. Masum olduğunu söyle. mekte rarar etmesine rağmen bedhaht Lee idama mahküm edil- di, Marmun wevtsmönin Kkararını bövük hbir siütünetle — dinlamlişti Müddetümum! mazmunun bu” sükü- netini kabahatli olduğusa ve mu- kadderatma razı olmasama bir de- ll addettiğini söylemesi Üzerine Lee gu cevabi vermişti: — Bakinim, çünkü — Allaha ina atyorum ve benim masum olduğu mü Allah da gahittir!. Öltümle karşı karsryas Üç hafta sonra mahküm Exeter haplsanösinde idam edilecekti, Ası. Tacağı gün bedbaht adam gardi- yanlar ve nöbetcilerin erzaretl al- tmda idam sehpasmım yanma ge tirildi. Gözlerinde garto bir 1şık ol- duğu halde sehnan'n yanma kadar başımı d'm dik tütarak — flerledi. Gözlerinde bir korku emaresl ae- tilmediği gibi rahibin bütün dua- Tarımr açık ve yüksak seele takrar ladı, Cellât kendisini sehpaya çı- kardıktan sonra — boğazma İlmili geçirdi. Yüzüne bir mandil kapa. diktan sönra iki adım geri çekildi. Artık hükmün infazı için her şey tamamlanmıtş — bulunuyordu. Mah- kümun bulunduğu verdaki blr met- ve murabbaliık bir döğeme kısmnını aşağıya düşürüp boğazma İp ge. Fakat döğemc açılmadı ve —hmıı olduğu yerde kaldı. No olmu tu? Her halde eihanda hir Arıza ve- kun gelmişti! Fakat çabucak imle sdflebilecek bir Arma idi mubak- kak! Callât De yardımedarı Arızayı iki namzet #ır, Nehirler aşılır, ormanlar © . Çilir... Yalnız sabırlı ve cesarelii olmak (âzımdır. Bu sırada Galip sesini alçalımış ve rakibinin uzaklaşmasınt bet'e. mişti. Necmi ana yoldan ne kadar mesalede bulunduklarını anlamak için bir tepeciğe çıkârak etrala vöz gesdiriyordu: — Maslağa varmak için iki ki- g(ıı;uı kadar daha yürüyeceği'z. — Teşekkür ederiz Bay Necmi. Yanımızda yol gösteren siz olmu. saydımız bu geveze ile halimiz a-. raptı. Genç kız bu komplimanın biraz soğuk taçtığını anlamıştı. Fakat yalnz yol göstermeğe vaktini has- reden bir yol arkadaşndan da biç bir zaman hoşlanamyacağını da idrâk etmekte İdi. Galibin kendisini kucaklamat teşebbüsüne mani olduktan sunra: — Canım ne oluyorsunuz? In. san size biraz müsaadekâr davrar.. sa kimbilir ne kadar ileri gidecek. siniz? — Siz hedele vasıl olmak içi! bir kadınla da olsa, sabır ve ces ret sahibi olmak icabettiğini söy! miştiniz. Belki cesaretiniz hartlin- den fazla fakat en mühimmi etan sabırdan mahrumsunuz! — Şimdilik cesaretli olmak Xâ Üdir. Siz benimle evlenmeğe razı elduktan sonra öteki moziyeti Je iktisap ederim, elbette. Sıra 'le.. Fakat kocaların en sabırlısı olmak sırası gelinceye kadar, Aşıkların en cesaretlisi olmaktan beni mem'e kalkışmayınız rica ederim, Şimdi iki çit arasından geçivor. lardı. Necmi çok ilerlemiş - oldu- ğundan görünmüyordu. Galip, bir. denbire, yanında yürüyen genç kı. zin kolunu yaâkalayıp üzün uzün, asarır gibi öptü. Şermin — şidde''e kolunu çekmekle beraber ağrını açmadı. Fakat artık kararını ver- (Deramı 6 meda) ümunun dehşet ve heyecan verici macerası 25 İKİNCİKİNUN 194f düzeltmeğe — çabarlarken mahküm bir kenara çokilmişti. Yüzünden mendil kaldırılmış ve bedbaht adem doğmakta olan güneşl görerek te- bossüm etmişti, Talihine lünet ei memesi ve Allahm İnayetine iti- madı olmasını söyleyen rahibhe gu hayret edilecek cevabı vermişti: — Çok sakin olduğuma #min ©- unuz, Masum olduğum için büyük Allahımım beni unutacağına inan- Mmiyorum, İ Etraftakilere bir asır kadar - | run görünen bir intizardan sonra | nihayet sehpaniım — manivelâsınm | irmamı izale — edilebildi. Mahktim tekrar muayyen yere sevkedildi. Ayni tüyleri Ürperten sahne tek - rar edildi. Boğazma geçirilen ip, yüze konan mendil, rahibin duasi,, | Cellâdın giddetik bir el darbesi ile manivelâ hareket etti. Bulki de adam içinden “Allah gürahlarını affetsin!,, demişti... Fakat bir met hâlâ olduğ uyırdn dim dik, hare- ketsiz dürüuyordu. Bu bir mucize mi idi? Btrafta bulunan ve Allahla- rına İnanan kimseler salip İşareti yaptılar. Fakat cellât yine yılma « dr. Belki de işinden olacağından korkmuştu! Hiddet ve asabiyetle tekrar faaliyete geçti. | Çıraklarma bir iki küfür savur- du, Fakat bir türlü otomatik ek | hazı işletemiyordu. Nihayet hapi- sane müdürü mahkümu — höctesime gönderdi, Hazır bulunanlar dı&ı- az heyecan ve hayret göstermiş olan insan John Lçe — olmuştu. İlk işi nişanlısma bir mektup yazmak ol- dü, Zavallı kız, matem elbisesi giy- miş ve sevgilisinin ölümüne ağla- dıği bir sırada olinc bir mektup sıkıştırmışlardı. Bu ademden gelen bitr haber mf idr, yoksa gözleri yan- ltş mı görüyordu? Fakat iste anun yazısı idi! Hem de ne kadar nük- tali yazmıştı: maktubumun sor mektubura olt ca- ğinr zannetmiştim. Faket büyük Allahım, masumiyetimi herkase isbait etmeden önce bü dünyadan | ayrılmama razı olmamış olacak ki işte yine sağ kalmış bulunuyorum, Hüdisenin bir mucizeden başka bir gey olamıyacağına kantim. Geçea pazar Tüyamda jdum — sehpasınım bozuk olduğunu görmüş ve gardi- yanlara bundan bahsederek bir ye. nisini yaptırmaları fcap ettiğini söylemiştim, Zavalklar! Bir Tüya. mm bazan Allahım hir 'htar: olabi- Jeceğini düşünmemişler!" meselesini daha o zaman müdürle. Fine söylemiş oldukları fein hapl. sane direktörü rabbrunda bnnu da yazmıştı. Hüdise bütün memleket- be alâka uyandırdı. Püleümet cel- ât kadar müudir görünmek istame. di İdam kararı mücbbet hapse tahvil edildi. Bu karar Loo'nin bir gün hapi. ganöden — kurtulacağı hakkındaki kuvvetlendirdi. Bu tnan- liyoceğine andiçti. Aradan urun yıllar geçti. Bed. baht uşak Allahım kendisini unut. tuğundan süphe etmeye başlamış- tı. Fakat nihayet bir tren altmda kalarak ölüm hallade — hastanaya kaldırılan bir #erseri, son nefetin- de, yaptığı etnayetlerden bir çoğu- dü ve bu arada zengin kadını da kendisi öldürmüş olduğunu itiraf Adinco hapisanenin kapıları John Lee'ye açıldı. Fakat — zavallı Tee nişanlısını beyhude yere aradı: Allaha iman etmiş, kurtulmuştu! Fakat bir kadına İnınmakta hata etmişti. Çünkü nişanlısı, bokla. mekten Ümidini; kesenek başka bir adamla evlenmişti. Ölüm Orman mektebi idare müdii, rü merhum İbrahim Türkün oğ- u ve Cumhburiyet — gazetesi Başğmuharriri Yunus dinin kaymbiraderi Gün, düz Teztürk — müptelâ c'duğu kalb hastalığından kurtulrruya, rak henüz on sekizden ihıret çok genç yaştıda dün hayata gözlerini yummuştur. Merhum Sanatlar ökulunun son - smifin: da bulunuyor ve memlekcte iyi bir sanatkâr olmağa b clanı, ynrg; bügün öğleyin aze namazı Beyazıd — camiinde kilmarak nâşt Merkezefendi hatiresinde hazırlanan mezarına tevdi olu- nacektır. N