lı-ııı_ııııı vaziyeti Silâh altında bulunan muvazzaf efradın N© T L A R: Askerlik müddetleri bir sene uzatılıyor bukkında bir kamun Jâyihas hazırlane maş ve alâkalı encümenlerde müzaka. re ve kabul edilerek Mecliş ruzmame- Gine alınmıştır. Moclistin pazartesi günkü toplant» sında müzakere edilmesi — muhtemel Bulunan bu lâyihanm esbabı mucibe. finde hükümet şüyle demektedir: “Ordumuzun bugünkü teşkilâtı ge. Nişlemiş Ve muvazzaf er ihtiyacı art Mıiştır. Bu' teşkilâtin kadrolarının ik. maline yetebilmek üÜzere halen silâh İtalyanın münferit (99 kişi ile hatan sulh yapmasına mani olmak gayreti (Baş tarafı 1 incide) i müdafaa bakımından ken. yıpratacağına şüphe olma. için Almanyanın böyle bir vaziyoti aslâ arzu etmiyoceği a. şikârdır. İşte, Almanya bir gün böyle orduları ile İtalyan topraklarını müdafaa mecburiyetine düşme- mek için şimdi tayyare kuvvet. leri göndererek Musoliniyi mev. kiinde tutmağa çalışıyor. Fikrimizce, Bulgar başvekili Filofun hastalık bahanesiyle Vi. yanaya gitmesi ve hariciye na- zırı Popofun da bu seyahata iş. tirak etmesi ile İtalyaya yapılan Ki lüzuma binaen Baruri görülmüştür. Bunün için işba kanun lâyihası tan zim ve takdim kılınmıştır.., Bu Xanun lâyihaat ile 1111 nüma. ralı askerlik kanununun beşinci mad. Geside gu muvakkat fıkra NlAve ediler cektir: “Halen silâh altımda bulunan 1355 ve daha evvelki doğumlu muvazzaf e. rat ile bu doğumlulardağ — muvazzaf hizmete tabi eratın smıflarına mahsus muvazzaflık müddetleri birer — sene uzatılmış olacaktır.,, Tetis * denizaltı gemisi Sudan çıkarılıp yeniden faaliyete başladı tecrübeler yaparken batan > “Tetis, denizaltı gemisi ile mürettebatı — için gözyaşı dökmekte Idi Halk, günlerce merak içinde, kurtarma — ekiplerinim muvaffakiyeti için dua etmekte idi, Fakat 'Tetisin 99 kişiden ibaret alan mürettebatını kurtarmak kabil — ola. manttş ve geml beş ay suyun dibinde Alman yardımı arasında da bir | - münasebet olsa gerektir. Zira Libyadaki İtalyan ordu. sunun uğradığı mağlübiyetten ve İngiliz harb gemilerinin Adriya. tik denizini dahi hâkimiyeti ve kontrölü altına alması, artık Al- manyanın Süveyş ve Cobelütta. rıkı kapatarak Akdenizi, mihver devletlerinin hayat sahası haline getirmek hayaline hatime çek. miştir. Bundan sonra, Almanya için Balkanlarda bir taarruz yap. maktan ziyade kendi aleyhine buradan bir taarruz cephesi a- çılmasını — önlemek - teşebbüsü beklenir. Önun için Bulgar baş. vekili ve hariciye mazırı ile Al. man devlet adamları arasında konuşulacak meselenin Bulga. ristan toprakları arasından yanı. lacak bir. Alman taarruz plânı yerine buradan gelmesi muhte- mel bir İngiliz taarruzunu önle. mek olması ihtimali daha kuv. vetlidir. Nitekim, Romanyada Demir Muhafızlarla Komünist. ler arasındaki müsademolar - ile — Hem sokuldular, hem de mü- him kararlar verdiler. Görüyorum, ki henüz bir şey yapamamışlardır. Vakit göçirmeden karşı durmalı- yız, Hainler, ordudan bazı adam- lazt kaşkırttılar, Bu adamlar, ge- milere dolup buradan hareket ede- — Kâhya uyuyor mu idi?, diye h— Çabuk kâhyayı buraya ça- — Kâhya gelain., Ali paşa, derhal yapacağı işi kararlaştırmıştı. İçeri giren kâhyaya: — Kâhya, dedi, Hemen bir kaç adamı gemilere gönder.. Bütün * |gemilerin dümen ve yoekoelorini kuvvetleri, 2, 8 fırkadan fazla de- ğildir. O kuvvetlerin yüzde ellisi Misir harekâtından sonra işe ya- ramıyacak hale gelmiştir. Grasla- Bi ordusnun motörlü kuvvetleri ve bank birlikleri Sidi Baranlde bü- en çekinmiştir. talya - yunan harbi Bugün cephede pek-mühim faa> yet olmamıştır. İtalyanlar Berat tikametinde İlerlemekte olan Yu- xa kıtalarma bir mukabil taarruz vApmş ve püskürtülmüşlerdir. Kli- wirn le Üzüm suyu arsamda bazı nnn Sörkümet si kaydolunmuş - söksünler.. — Baş üstüne.. — Yeniçori zabitlerine söyle, emirlerimi yerine getirmekte fe- dakârirktan kaçınmasınlar.. — Baş üstüne., Ali paşa bunları Böyledikten sonra: — Eaydi Hasan, dedi dşarı çr kalım., — Aman paşam nası! olur.. — Ha,. doğru.. Esir tüocarları- nn casusları seni tanırltar, İyi ol- maz, Hasan: — Tanısınlar, dedi. Ben de on- ları görmek istiyorum. Zaten bu- raya gelen casusların hepsi yakar Tanrp idam edilmeli, ki işimiz pl rüzslüz olsun.. Ben gene onların arasına gireceğfim. Orada yaprlacak daha daha çok işimiz var.. — Demek şimdi benimle dısşarı gelmek istiyorsun ?, i l gu sütünü yükseldiğini — görmüştür. Bunu mütcakip şiddetli bir infilâk o). muştur. Bu sütunu ile duman kaybok dukxtan sonra denizaltının bir ucumun göğe doğru dikildiği görülmüştür. Bu vç, bilaz sonra batmıştır. Üç aDâhlı balıkçı gemisinden ibâret olan — kafl. le, derhal birçok deniz bombaları at. mıştır, Torpilia infilâkı görülmüş ve işitilmiş olduğundan, denizaltmın da, yanıbaşında balıkçı gemileri su bome büları atarken kendi arsusu ile dalk mıryacağı tabi! bulunduğundan İtalyan denizaltısınm battığı muhakkak ad. dediletilir. bu memlekette yeniden Alman tahşidatı yapıldığı hakkındaki haberler de petrol mıntakasının muhafazası bakımından tedaflli bir tedbir hareketi gibi tefsir > lunabilir. Asım US Tramvaydaki genç kızlar tramvayı... Temiz giyimleriyle iyi bir ai- leden oldukları anlaşılan — iki #enç kız, ellerinde mektep çan. talariyle bir durakta içeri gir- diler. Biri bir közeye büzüldü, öbürü kapmm önünde yer aldı. Yüksek sesle gülüşerek konuş. mayâa başsladılar, Bütün başların bu seslere u- zandığı bir. zamanda ben de gözlerimi kaklırarak bak'ım: Kapmın önünde kalan, köşe. deki arkadaşma, daha rahat o- lan yerini kendisine vermesi i. çin Israr ediyor, kolundan tu- * Z: beri tarafa doğru çekiyor- du. Bu itişip çekiemeye bakar. ken, cocukluğumuzda fransızca kitaplarda okuduğumuz “tren - de annesinin daha rahat olan yerini kendisine vermesini is- teyen gımarık çocuk,, hikâyesi. ni hatırladım ve bu koca şima- rık genç kıza için için güldüm. Konuşma sövle devam etti: — Kırk yılda bir kafama (kokoroz) — yapayım — dedim, tramyaya binerken — morufun biri bir yumruk aşkedince, bo - zuldu gitti. (Ve bir kahkaha)... — Tramvay da ama kalabı. lrik. Ben bundan evvelki tram- vaya binecektim, sen istemedin. — O da kalabalıktı. — Tenhalığından dolayı de- Kll, anlarsın a, efem? (Bir kah. kaha) yani o tramvayda bazı hoş tesadlifler olur da ekseri- Götürü vergi Liyilıı_ Meclis Ankara 4 — Muamolo vergisi kanununa ek kanun lâyihası Mec- Hs rezmamesine alınmıştır. Lâyiha esaslarına göre muamele — vorgisi kanununun 27 nci maddesi ile hak- Tarında götürü vergi usullinün tat. biki kabul edilmemiş olan mükel- leflerden muharrik kuvveti iki bey- Kiri ve işçi sayısı mücasese sahibi ile birlikte onu göçmiyen trikotaj, plâstik eşya, kundura kalıbı, ökçe kese kâğıdı, terazi, hasküil ve bun- larm montaj işlorini yapan smal mllesscenleri ve nüfusu 30 bine ka- dar olan yerlerde bulunup muhar- rük kuvvet kullanmıyan ve isçi sa- yıst mücssese sahibi ile birlikte o- nu gecmiyen boyahaneleri istedik. leri takdirde Maliye Vekâleti götü- rü vergiye bağlıyacnktır. Kurban — bayramı, üç milli cemiyetin gayelerine yardım iz çön en uygun fırsattan biridir. “ Çerkes Kızları No. 19 hu Yazan: NİYAZI AHMET Büyük Tarihi Aşk ve Macera Romanı — Haydi öyle ino.. Moydan kaynaşıyordu. İsyan e- denlerin çoğu sandallara dolmuş, gemilere doğru gidiyorlardı. Diğer bir kısmı bağrışıyorlardı. Ali paşa, isyanı tertip edenler. den oldukları anlağılan bir kaç ki- şgiye yuklaştı. Onlara gayet tatlı bir dille ve bir baba şefkati ile na- sihatler vermeğe başladı: — Yaptığınız işin ne kadar kö tü olduğunu bolki gimdi düşüne miyorsunuz. Ama sonunuz hayırlı olmaz, İçlerinden biri ortaya gıktı: — Burası dedi dünyanm hari- cinde bir diyardır.. Biz burada kâ- lamayız, — Niçin dünyanın haricinde dir, Rahat değil misiniz, — Elbette rahat değiliz. Niçin bu emekler, bu eziyetler.. Bir lok- ma ekmek için değil mi?, — » — Hepimiz hir lokma ekmek için ve vazife için, vatan için çalı- şıyoruz. " — Öyle mi sanryorsumuz, EBtrü- fınya topladığınız bir takım pir ve clvan ağalar samur, sincap ve ai- tas dibalar dikiyorlar, Onların 1âf ve güzafma İtikat ediyporsunuz. Bi ze verdiğiniz aylıklar da onların olsun.. Kimsa karşı dürmayacaktır. Silâh- larmız ellerimizdedir. İki tombaz gemi de işte kargımızda, Gemiler adamlarımız tarafmdan işgal edil- miştir. — Peki ama, o gemileri kaptan- lar idare eder., Sizin kaptanınız var mı?. Adam düşündü, Evot, kaptan kendi *taraflarına dönmezse ne yapacaklardı? Bir diğeri ortaya çıktı: — Biz hepimiz denizciyiz.. diye haykırdı. Ömrümüz gemilerde ge- çiyor,. Elbotte bir iyi hava bulup istediğimiz tarafa gideriz. Hasan, derin derin soluyor, ba- zan of çekiyordu. En nihayet da- yanamadı. Paşaya yaklaştı: — Paşa, dedi. Siz. dünyanm en İyi kalpli adamısmız, Bunu hepl- miz anladık, Onun için canımız, başımız yoluna fedadır, Yalnız şu adamlar, artık nimetten anlamıya caklar sanıyorum, Bunlara nefes tüketmeyin. Alj Pasa gayet sakindi, gülüm- süyordu. Yavaşça : — Onu ban de biliyorum oğ- kam, dedi, Sön bu cihetten Üzülme, Ben bunlara zaman kaybettiriyo. rTum. Ne kadar zaman geçerse, bi. zim işimiz © kadar kuvvetlenir... Sen gimdi kaleya git, topçubaşı Hesarfen Hüseyin ağayı bul, sofi- Yazan: Şüküfe — Bizim (Keleş) banvayla gidiyor. Hole yürü- vüze de bak, dalgayâ tutulmuş (Bir kahkaha ve bir göz isare. t). — Bu gece, dersleri astım. nım, ondan kölay he v — Biletçi nerdesin pâreler elimde kaldı. Şimdi seni de at. Ltır, aşağı ineriz. hal Ay ay, başıma — carptılar, — ibeklerim büsbütün elde> sittil.. .. * Hangi mektebin . “2besi ol- duklarını bömediğim iki genç kız, havada bir kahtıaha akai bırakarak ve — tramvaydakikrir afallayan bakışlarını hı:ı.lu::do sürüyerek kayıtsız, llerinden meydanmda Ezani matı 2.38 244 2.50 2.06 8.2 816 Kurbanını Hava Kurumuna vermek, kurban — olmamak için en kuvvetli teminattır. sersem ve hain höriflerin cezası verilecek, hepgi top ateşine tutu. Tacaktı, Hezarfen Hüseyin ağa, bulun. maz bir topçu idi, Zaman zaman şenliklerde atılan — toplardan hiç zevk almazdı. Onun bütün ve en şiddetli armısu heyecanlı top mu- harebeleri ve emredilen yerleri Yına emirler verdi. Bir kaç dakika içinde toplarmı gemilere döndür. müşlerdi. Barutları zaton dolu idi Ateşlâmek emrini verecekti. Hasan : — Ağa, dedi, Yalnım hazırlar. ması için emir aldık. Ateşlönsin Hüseyin ağa, belk; hayatında ilk defa bir hata işliyecekti. He- İstanbul çöpleri heccavlar ve bulunmuş olacak ki, ikâyetçiler haklı mı?.. B ?nunılruıınıyıpıak Yalnız gu kadarını ö lâzım, ki İstanbul, bugünkü bir sımıf esnaf, sabahtan | ma kadar İstanbulu dört dol& Arayıcı denize düşen e arayıp çıkarmakla meseul çe vapurla önünden geçilirken evveli büyük bir yel değirmeni göze çarpan Marmaranım şirin Lâpsekisini ve Bövük İskender. le mürebbiyesi Anaksimeni ha. tırlarım, yanma koştu. İskender, mürebbiyesinin söy Teyeceklerini anlamtetı: — Anakaimen, dedi, çok ya - zık, ki benden istiyeceğin şeye razı olamıyacağım. Ve Tİskender, — Anaksimenin dileğini yerine Retiremiyeceğini yeminle temin etti.