aAKOLCA YUZUF| ; AMERiİKADA Yazan: Iskender F. Sertelli G SS Şimdi herkeste bir merak u- nmıaştı: — Acaba kuzunun hepsini yi- yebi mi? Herkes biribirine aynı sua- P lol'lş*ordu. Valkerle tereil han, Yusufun noler yiyebilece- ni bildikleri için, böyle bir ph ve tereddüde düşmek dursun, bü mevzu üzerit- de konuşmak bile istemiyorlar- . * * KOCA YUSUF, KOCA KOYU- NU BİTİREBİLECEK Mİ? Yusuf, geniş bir nefes aldık- n ve bir bardak su içtikten Konra, ikincl — hamleyi yaptı. Mi birini daha kopardı. Ve ahlı iştahlı yemeğe başladı. Blrada belediye reis mua- Mister Peterson, Yusufun ! Olan Harrye üuzaktan Bor — Siz ne dersiniz? Türk peh- “’l':';_r:ılızu)u bitirebilesek mi? Y kendine mahsus soğuk Ve müsteh; d İsallaği. zi bir tavırla başmı — Hayır. Bir insan midesi bunu alamaz! - Reis muavininin bir fikri ve a iddiast yoktu. O, herkes gi- — Yiyemez.. Kanaatini ileri sürmüyordu. Mister Peterson sadece, bu- Bu sormakla, misafirleri oyala- Mak ve meraklarını tahrik et- * İstemişti. Ynin cevabı bir çok kim- h"' lzerinde menfi tesir yap- H_B" ihtiyar gazete muharri- — Afrikalr petlivanların mi- üesi küçük, Amerikalıların va- (Bat, fakat Asyalılarmki — İk- M iktizası fazla kalori alma- Mecbur.. oldukları için — Yük olur.. çok yemek yerler.. Yö-bir söz atmıştı. Bu, pek de boş ve manasız bir. buluş :'î“dı. Şarklıların - ekseriyetle Yitpalılardan fazla yemek ye- leri muhakkaktı. Ha iSter Valker bir aralık şüp Y düştü; tercümana döndü; | suraltsufa sor bakalım.. Ö- | ündeki kuzuyu yiyebilecek mi? g Ve , Sormadan cevap <e Otelde iki kuzu yediğine ahit olmadınız. mr? lı-î Bvet ama, onlar tam ma- Ü ioglt kuzu idi. Her bBiri Üç Kilodan fazla değildi. Fukat, buk/ Betns bugün küçük kuzu ön amış, Şimdi Yusufun yediği kuzu, sekiz ön Ve koyunlaşmış büyük hayvandır. Bunu ya kasten » Yusufu denemek İ- bir tosadüf eseridir. bunun ilzerine Yu* N kulağına fısıldadı: mr Nasil, bitirebilecek misin önlindeki ? Yusut düşünce- şe varsa, haber ver de davranayım. Tercişman Iımkyı:lnımhn gül- Bahse tutuşan falan yok H « Böyle birşey olsa da sa- ha faydası — dokunmaz. Yalnız anlamak istiyor. Harry, in bu kuzuyu yiyemiyeceği - ki anidir. Eğer midenin henüz Taya verilmemiş boş köseleri Varsa, davran da gu adami zi- | İ."ğ.',;î"“m“ mağlüp etme - Yuııı! yavaşça ve biraz daha d-:n bir tavırla başını salla- Yusuf ekmeği kesmişti. Zira |0 €kmeksiz yemek yiyemezdi. — Ekmek yerine kuzunun kemik - | lerindeki etleri sıyırmağa ve op faraflarını lokma İlokma “koparıp — midesine indirmeğe Çok sürmedi.. “Yüsuf kuzuyu - bitirdi. Biraz #önüüe-ğ inin içinde tepsinin IĞ?L 4 Mister Valker, Harryden in - tikam almak istiyordu. Güle- rek: — Şimdiden mağlüp oldur nux, Harry! dedi. İddianız boşa çıktı. Yusuf pehlivanın midesi de kolları kadar kuvvetli oldu- ğunu tahmin etmemiştiniz, de - gil mi? Harrynin yüzü kıpkırmızı ol- du... Birşey söyliyemedi. Aralarındaki — soğukluğu ilk defa bu konuşma İle anlayan Mis Beens, lâf karıştırarak me> seleyi kapatmak istedi: — Artık — pehlivanlarımızı, fazla sıkmıyalım... Kendilerini serbest bırakalım.. İster sofra - da yemiş yesihler, — isterlerse holde müzik dinlesinler. Dedi. Zaten bu sırada birçok kimseler sofradan kalkmış bu - lunuyordu. Gazetecilerden biri de Yusu - fun önünde küçük bir abide gi- bi, tepsi içinde duran kemik yığımınm resmini çekmeğe ça -. lışryordu. Şu Amerikalılar cidden garip inganlardı. 'Tercüman, bu gazeteciye sor- du: — Kemiklerin resmini neden çekiyorsunuz? Gazeteci — Bundan daha ta- bil na olabilir — demek - iste yen bir tavırla cevap verdi: — Neden mi çekivorum? Ku- zu sofraya yeni ge'diği zaman da çokmiştim. Şimdi kemikleri- ni de çekiyorum. Yarm gazate- de evvelâ kuzüyüu — muhteşem gövdesiyle tepside — görecekal- niz.. Onun da bir y ğın kemik haline gelmiş şekli - ni.. Nasıl, bu buluşuma ne der- siniz? 'Tercüman gülerek ayrıldı. Yusuf u;(.ndın kalkar kalk - maz şöyle bir gerindi: — İşte bu akşam çok yedim.. Midemin kopacak gibi gerildi . ğini hissediyorum, Şöyle geniş bir yere otürsüm da - biraz ne- fea alsam, Tercüman, Vglkerle beraber, Yusufu geniş ve yumuşak - bir koltuğa oturttular. Yusufun hasmr uzakta dola- gıyordu ama, gözünü de Yusuf- tan ayırmıyordu. Harry, kosko- ca kuzunun bittiğini ve baline geldiğini görünce, hay- retinden — gözlerini — açmıştı.. Adeta gözlerine inanamıyordu. (Devamı var) ihtikâr yapan üç | orlak | Müddeiumumi sürgün | edilmelerini istedi Kâmil Karta! adında bir yor- gancıya 600 kilsür liralık yor - gan malzemesini yüksek fiyatla Batarak fatura vermek istemi- yen, manifatura tüccarlarından Rafael Eli ile ortakları Moiz ve Hayimin — muhakemielerine mevkufen dün öğleden — sonra da devam olunmuş, müddeiumu mi mazmunların sürgün ve pa - ra cezasiyle tecziyelerini iste- miştir. Suçltuların avukatları da mü- dafaalarını yapmış ve muhake - me bugün saat 14 de karar ve- rilmek üzere kalmıştır. Balıkesir Parti kongresi dağıldı Bahkesir, $0 (Hususi) Parti vilâyet kongresi bugün soön içtimamı yaptı. Bütçesini 33 bin lira olarak kabul ile vilâyete ait bir çok dilekler üzerinde faydalı karar- lar aldı. Eski idare heyetini aynen seçti. Deleğe intihabı da yapıl- Bir randevu evi kapatıldı Ahlâk şubesi memurları, evvel- ki gece urun zamandanberi rande- vuculuk yapan ve Usküdarda Tah- taminare sokağı 2 numarada otu- rah Kör Hakimenin evini basmiş- lar, ikl kadınla bir erkeği münase. betsiz vaziyetlerde yakalamışlar- dir, Babıkalı bir randevucu olan Kör Hakime, adliyeye verilmiş, ev mü- hürlenerek kadımlar muayeneye #sevkedilmişlerdir. — Resmi daireler bugün öğleden sonra tatil Yıbaşt münasebetile orta tedri- sat milamseseleri dünden İtfbaren, Hlk todrisat ve Ünlversite ile ros- ml daireler de bugün öğleden son. ra tatil edileceklerdir. Üniversite, orta okul ve dalre- lerin tatili çargamha akşamma kadar devam edecektir, İlk okul- Tarm tatili cumartesi sahahima ka- —— dar sürücektir, - Altın Fiyatı Dün, bir altmın fiyatı 23 lira 5 kuruştu. ı Beşer dakikalık hikâyeler Tirede yol ingşaatımda çalıştığım #cneydi. İki aydanberi bekârdim. | — İzmire ilk indiğim hafta tavsiye ( ettikleri otelde, Portior: — 22 numara en iyi odamızdır; efendim ,dedi, Ve, uşaklardan biri, valizlerimi kaptığı gibi yukarı alıp götürdü. Vakitlerinin bir çoğumu seyahat- lerde geçirenler bilir: Başmızı din- çük da bir arzunuz vardır. Bir iki kadın gürmek; ve en azı oda hiz- metçinizi bastırmak. Buna muvaf- - fak olabilir misiniz? Şüphesiz.. Fa- kat bunu bilen otel gahipleri bir hileye: başvurmuşlar; fam dö şam- brları mesal müddetlerini doldur" muş kadmlardan intihap etmişler dir. 1 Otelin ikinci kat odalarma ba- kan hizmetçi de bunlardan biriydi. Çilli bir yüzü vardı. Kırkımı geç- lmk',L Saçlarımnın kızla yakm ven- gini ancak boya muhafarsa ediyor- du: | — Buyurumuz efendim, dedi; 29 numaralı oda.. | İçinde bir gece geçirnceğim oda sağ odalardan biriydi. 'Tek yatak: tı. Sıcak ve soğuk suyu, bir de te- lefonu vardı. Odaya küçlük bir göz gezdire- rek; ve oda hizmetçisinde hiç bir cinaf meziyet bulmryarak: — Gidebilirsiniz. dedim. Zilin yerini gösterdi. Kapıdan hafifçe çıkıp gitti. Bir taraftan valizlerimi açarken bir taraftan gu oda bizmetçisin! dü- şunüyordum: Yabtncı bir vilâyet- 1te kadım bulmak, randevu vermek, otele getirmek bir mosele, hiç de- Filse uzun merasime tabidir. Hal- buki eli ayağı dümgün bir fam dö gamıbr gantanımmda mükemmel bir keklik sayılabilir. — Gace amat ge salarıyık. Üyume- ya hazırlandım. Bütün otel de za- ten uyumuş gibiydi. Ah bu otel- ler.. Bütün bekâr insanların ve ev- sizlerin kokusu orada — toplanmış gibidir. Kendi kendime bir hıristi- yan evinde olduğu kadar vâzıh du- yulan bu kokuyu düşünüyor; ve yi ne kendi kendimin hüviyetini ge- ripsiyordum. Birdenbira — kulakla- yıma bir takım sösler çarpmaya başladı. Bunlar bir kadmım sesle- riydi. Bir yatakta #ğlryor gibiydi. Pakat hasta bir kadının iniltimi de- #ildi. Öpülen bir kadınm iniltisiy di, Hafif — yalvarmalar, gülüşler... Yani, canlı bir aşk sahnesinin bü- tün mimikleri.. Kulaklarımı diktim; ve sesin eeyi hurursuzluk ve erkek oyanık- lf içinde geçirdim. En büyük vilâyet merkezimizden bir çoğunun bile ancak bir iki oto- H vardır. Yalatı biri orta sınıf, di Borleri ise yatılamıyacak şeylerdir. Ertesi hafta olunca, bu sebepten, aynı otele gelmekten başka çare bulamamıştım. Koridorun baçş tarafında fam dö gamıbr karşıladı: riş hareketile komodin ve aynanın totunu üldı; sonra çekilip gitti. Geceyi ilk haftanm aynı teces- Fiyat murakahe komisyonu Dün gıda maddesi meselesini tetkik-etti Fiyat murakabe komisyotu, dün, vali muavini Ahmet Emik'n rels- Tiğinde toplanarak gpdu maddeleri meselesi Üzerinde e Ticaret — Vokületi, — komisyonu gönderdiği emirde sadeyağı, zeytin Yağı, pirinç ve fasalye gibi mad- delere narh koyarken normal ra- manlardaki — maliyet fiyatr yüzde kârı üzerinden yürünmesini ve harp dolayısı ile fazla kâr veril - memesini — bildirmiştir. Bundan aynı , bulunacak narlıların ilân edilmeden vekilete bildirilmesi istenmektedir. Bu narh lar, muhik görüldükten sonra ve. kületçe ilân edilecektir. Bundan başka celepleri çağıra- rak kendilerinden 1938 - 39 seneler rTindeki canlı ve perakende hayvan fiyatlarını istemiştir. Komisyon bu iki senenin de fiyatlarımı göz önün- d0 tutarak bir (emsal) ilân ede - cektir. Bu emsal ilân edikdikten sonra hâlk, canlr hayvan fiyatları. n göz önünde tutarak etin cinsine Böre satış fiyatmı anlıyacaktır. Diğer taraftan komityon, yılba- # dolayısile bazı gazinoların gaha başma 5. liradan aşağı olmamak şartile sandalya parası aldıklarını göz önünde tutarak tetkikat yap- tırtmağa karar vermiştir. Hakika- ten sandalya parası namt altında müşterilerden para alındığı tahak- kuk ederşe komisyon belediya ik. tmat müdürlüğünce, yalnız yılbaşı- fa mahsus olmak fzcre eğlence yerleri tarifelerinde yaprlan yık - sokliği reddedecek ve gazinolar hakkında takibat jera ettirecektir. — Şirketi Hayriyenin kış tarifesi Şirketi Hayriyenin yeni kış ta- rifesi bugünden itibaren tathik mevkiine girecektir. Yeni tarife- de pazarlar da dahil olduğu halde her gün Köprüden Çengelköyüne saat 10 da ve 11,25 de ilâve posta- ları tahrik edilmektedir. Cumarto. si Kavaklara son vapur 2415 te- dir, Son araba vapuru da Usküdar dan Kahataza saat 19,30 da, Ka- bataştan Üzküdara da saat 20 de hareket edecektir. — Ankarada bir iktısat meşheri açılıyor Hükümet, Ankarada bir iktısat meşberi açmağa karar vermiş ve teşebbüslere geçmiştir. Bu cümle- den olarak bütün vilâyetlere gön- derdiği bir tamimde o vilâyet da- hilindeki el sanayli eserlerinin ha- zırlanarak İktsat Vekâletine gön- derilmesi bildirilmiştir. Şehrimiz- den de el dokumacılığna ait 40 parça hazırlanarak — ticrrot odası vasıtasile Vekâlete gönderilmiştir. /B — VAKIT $i BİRİNCİKANUN 1040 Şehir hayatından Bir araba ucuz aldım! kömür Günlerden pazar.. Öyle bir yağ- mur yağıyor ki, sanki sel götürü. yor.. Tabil, gurada karakışa iki adım kaldı. Kânunuevvel ortasın: dayız.. Düşünüyorum : — Kış gekdi çattı. Sobayı kur- dük İyi ama daha bir alay da man” Bal kömürü Lzım, Penceroden sarkıp — baktyorum, Üzeri hasıtla örtülü bir araha ve hallerinden köylü oldukları anlağı- lan iki kömürcü. — Aman, diyorum., İşte kıamet Ayağına kadar geldi.. Şu kömürü ueuza alabilirsin.. Sosleniyorum: —— Kömüreü, kömürcü.. Ve aşağıya inip pazarlığa giri sİyoruz.. — Kaçtan kömürün? — Ne kadar alacaksın efendi. — Uyuşursak kolay, — Dört olursa ne âlâ, — Güzel hatırın için yirmi pe- rasını daha İ kırdım, — dört buçuğa Kömürün 65 * satıldığı günlerde kapıdan dört içuğa mür alabilmek ae iş .,.b_f Ve — Peki ben de dört buçuktan alayım ama, bir şartla, diyorum, tozlu ve mlak u !MMWM—# kalptiliğile gülüyor: — İâhi efendi, bir öyle adam mıyız., Dökerim öyle alırsın, sini tartalım mı? Z — Yok şimdi iki çuval İâzm, Haftaya bir araba getirin alayım, Va İki kömürcü ellerini biribir . lerinin omuzlarma «atıp âdeta bir n5 kilo,.. e) çuval da aynı gekild. kiliyor: M — 79 kilo., — Al efendi hayrınr Kömürlüğü e yorlar.. Kömürlere bir göz atıyo - J rum, bepsi de elema, Bönde bir #evinç ki tarif edemem, Paraları. nı verdikten Sonra memnimiyetim : — Bavdi Allah hayırtı ©r versin ağanlar. Haftaya rim,, Yine böyle iyi kömtür n=b Diye kömüreüleri uğurluyorum, Aradan bir kaç gün geçti. Tanr dik bir kömüreüde bulunuyo Kömürcü birisi için kömür hamriı yor,, Dikkat ettim çuvallar gekili. yor: Oda hizmetçisi ceğini ilk defa düşünüyordum, Zi- Je bastım: — Bir kahve, dedim. Fakat asıl söylemek — istediğim bu değikdi! — Sey, diyerek tamamisdım; yan odalarda acaba kim oturuyor? Bu sefer de fam dö şambr ha- tit güldü: — Evli bir çift, dedi, Zanne- dersem bir ay daha kalacaklar.. Bir ay daha,, Yani dört hafta, eğer aynt odaya düşersem aynı hu- zursuzluk ve aynı uyanıklık.. Yal- nız, oda hizmetçim kapıdan çikı- yordu ki gövle bir baktım: Omut- Jarı hiç de fena değil.. Kemikli bir kağm. Halbuki gençiiğimde yıldız Brigit Helm'i yalnız kemikleri için Arzı etmiştim. Fakat bu yeni bu- Tuşum bir saniye sürdü; hattâ kahveden bile vazgeçerek uyuma. ya hamrlandımı. Daha ertesi hafta, yegâne aF zum, yan odadaki - evlileri gör- mekti. Ötel Jokantasmda, bir bu- çuk saatlik bir yemok zamanı bek- ledim; ve ikinci kat korkdorda da tam yarrm saat aşağı yukart do- Jaştım. Kimacler yoktu, Hizmet- çim : — Sinemaya gitmiş olacaklar, dedi; ekseriya on birde dönüyor- lar. Bütün Aâsabim dolu idi. Gece bir saat içinde dört defa zile bastrm, Birinde suyun fazla sıcak olmasın- dan şikâyet ettim. Ötekinde pan- tolonumu Ütüye yolladım. Üçüncü- sünde oda hizmetçimden İamini sor- dum, Dördüncüsünde zile yanlış - Ukla bastığımı söyliyerek Özür di- ledim. Bunu takip eden birinci hafta kararımı vermiştim. Fam dö şambr mı çağırdım: — Geceliğin, dedim, siri nasıl Yazan: Kenan Hulüsi Mi “"'":Wı—-? İA el — z en Sonra, dedim. Üç ay, bir kafese düştüğümü 'anla, d—dm. Yani tam manasile lamgasını yedim. Meseleyi yol İnşaatmda — çalışan a rımdan biri hallötti: — Birakın canım, dedi; otal d Hü bir kafestir oram.. Bahsettiği- niz yan oda fam dö şambhr talde müvtahdem kosasmu dır. Senin gibi uzun müddet gelinee yet acıdım, — Ağalar, dedim, kömürünüz iyi rek bulup kömürün üstünü bir ke- nara yığdırdım. Alt tarafı baştan aşağıya toz mıcır.. — Haydi, dodim, marş marş, simdi bunları tekrar çuvallara dol” gEZ ı ER %ğg H i!' d i! ü rti Hi FE Eş L t Ht İ t HU U İy tep İti FAT H | d S9 f t d | u Ht bigi z EerFi Vzğ j ş İk & ı * ! j ! f İ 3 ti y |