26 Aralık 1940 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 3

26 Aralık 1940 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

bi anlaşma zihniyeti Haboş da- vasında Milletler Cemiyetinin bir harabe , haline , ginmesini intaç et- Tİği gibi “Avusturyanm Hhakı, Çer yada — cumburiyetçileri — yık- Makta mihver kuvvetleri ile iş- Birliği ediyordu. Estşen Münihanlaşması bir ta- Taftan - totaliterlerin — prestijlerini urttırdığı gibi dünya üzerinde de Mokrasilerin nüluzunu karmıştı. Çemberlayn ve Daladye Münihto Avrapanım — mükadderatimı aşağı yukarı Hitlere — teslim etmişlerdi. Marpsonrası dünyasında büyük ih- Hiraslarla otraya çıkan dinamik emperyalist unsurları bir kısım Muhafazakârlara itimat telkin edi- Yor ve bu İhtirasların bir raddede duracağını — tahmin — ettiriyordu. Çemberlayn — imparatorluğun tehr dit olarak Balkanları ka- bul cdiyordu. Eden ise imparator- Tağun Viyanasın işgali gününden übaren tehdit cdildiği — iddlasında idi. Totaliterlerin —Avrıpa nizamı içinde bir kısım hisse alarak sükü- nete avdet edeceklerini zanneden- Tere müukabil Eden böyle bir sü- kün devrinin avdet edocoğine kani döğildi. Bunun içindir ki Çombir- layn ba fikir ayrılığından — dalayı Kdeni kabinesinden çıkardı. Buta muknbil bir İtalyan anlaş- masına varmak emelinde I. Çem- borlayn'iın hâüdiseleri -anlamakta Kösterdiği isabetsizlik nihayet 939 sertkinde kendisinin harp ilân et- mesine kadar devam etti. Orta Avrupanın — mukadderatı Münih'te totaliterlere terk edlidik- fen sonra harbi hir emrivaki ola- Yak kabul etmek zarureti vardı. Fakat pay vererek — salhü koruma Politikası taraftarları bunu anla- Makta çok geç kaldılar. Harp başladığı günlerde bile E- den'in tezi vuzükla idrâk edilmiş değildi. Pakat hâdirelerin inkişafı Edenin hakikati görmüş olduğunu her gün yeni, yeni misalerle orta- Y& attı. Bayvekli Çörçil'in ttalyaya hitap .©den nutku da Eden'in hüdiseleri Yaktile ihmta etmekteki Kabetini M İNbat etmektedir. İtalyaya gökleri- “len ve artık farihe mal olam cemi lelerin nihayet harp gibi bir aksül- ümclle karşılaşmış — olması bugün bir emrivakidir. Uzun bir devir yaptıktan sonra gilir harici siyasetinin — Eden'in fasavvur ettiği noktaya gelmiş ol- Ması dünya tarihinde beş senelik mühim ve harikulâde — sayılabile- Sek hâdiselere mal olmuştur. Eden'in görüşlü 933 senesinden itibaren hâkim bir unsur halini al Miş olmasaydı öyle tahmin edile- bilir Vd tarihin müthiş şımarıklık- ları ya hiç olmaz, yahut da ba ka- dar tantanalı bir suretta milletle- rin a imkân verilmezdi. Habeş harbinde enerjik davranık Saydı, Münih olmazdı. Münih ol- Mmasâaydı. bu harp belki de — çık> mazdı, Çünkü — totaliterlerin fazla yüz bulması İsa vari bir — itaatla Silerin inhilile uğramış okdukları hlssinl verdi. gtln maddesinden mahrum olan ve etrafları dünya denixleri ile çeç- vilen insanlar Nupolyondan sonra Hıplıı Napolyon gibi harp yaparak yet bir ıınınılı! haline'girmiş olma- iki zehir Köprü altında hamallık yapan Bohor geçenlerde — yakalanmış, ü- zerinde yapılan âramada esrar bu. lunarak beşinci aaliye ceta mah- kemesine verilmiştir. Bolor dün yapılan muhakeme- sinde asrarı muamnit baş ağrısına yegâne çare olarak — kullandığını söylemiş, fakat mahkeme bunu varid görmiyerek kendisini 2 ny bir lira para cezasına mahküm et- Taksimde bir bina çöktü Uç amele yaralanarak hastahaneye kaldırıldı Taksimde Mete caddesinde met. rük bir binanın. yıkılması İşinde çaltşan ameleden Hüzeyin çiftçi Nüzım Karataban ve Etem Uzun, ani olarak yıkılan ralanmışlardır. Yaralılar haygın — bir halde Be- yoğlu hastanesine kaldırılmışlar « rılrı"ıau-. bağka bir çökme hüdinesi daha olmuş, Arnavutköyünde As. priye 4it olan 4Ö numaralı ev ya- Zan yağmurların tesirile birden - bire çökmüştür. Ev boş bulunduğundan insanca bir rayiat olmamıştır. — İki balıkçı boğuldu Bu sabah Kalamış sahili açıkla- roda bir deniz Xazası olmuş, ve bir balıkçı kayığı batarak iki kişi çılar Hasan Varici Babaha karg balığa çıkmışlar. kat sandal her nasılsa devril tavan — altında | kalarak muhtelif yerlerinden ya ı ile Mi unlar, . yanlarında balikçi Tamali Ondar Sidağn. önlde |. Bunlardan biri esrarı muanmnid baş ağrısı için kullaıııyormuş! Sabikalı zehir — kaçakçılarından Fazlı, bir müddet evvel Kasrmpa- şa iskelosi civarmda şüpbeli bir halde dolaşırken çevrilmiş ve Uzo. rinde 46 paket eroiu bulunmuştur. Beşinel asliye ceza mahkeme- #ine verilen Fazlı mahkemede her ne kadar bunları yerde bulduğu- nü söylemiş ise de suçu sabit gö- rülerek 1 sene 3 ay 15 gün hapis ve 234 lira ağır para cezetna çar- pilmiştir. Almanlarla yeni bir anlaşma Dört milyon lira tütüne tahsis edilecek Ankaradan şehrimize gelen malü- mala göre Almanya ile yapılan ye- ni ticaret anlaşmasının bugünlerde Ankarada imzalanması mevzuuba- histir. Verilen malümata göre yeni anlaşma T milyon Uralıktır. Bu meblâğın 4 milyon Hirası yalnız tü- tün mübayatma tahsis edilmiştir Ticaret heyetimiz M acaristana gitti Hariciye — Vekâleti — şeflerinden Bedri Tahir Şamunın riyasetindeki ticaret heyetimiz, Macaristan hü- kümeti ile müzakerelerde bulun- mak üzere Budapeşteye gitmiştir. Heyete Ticaret Vekâletinden Zeki Zeybekoğlu ve kambiyo mildürü do refakât etmektedir, eeti Bükreş sefirimiz Romanyadan geldi Bükreş büyük elçimiz Ham- dullah Suphi — Tanriöver, dün, ğ'vnıinyıqıx_ı gehrimize ı;gl_r.-.vş— Ğtıyük elçi, bu akşam Anka- rvaya gidecek, birkaç gün kal- İsmatl yüze yüze sahile çıkmış, di | dıktan gonra şehrimize dönerek ğerleri boğulmuştur. Kaza etrafinda lanmiş, mağrukların henüz cesetle- ri meydana çıkardamamıştır. —. Bir fabrikada yangın başlangıcı Fatihte Demir Nalbant sokağın- da, Haşim oğlu Fehmi Rozlo'nun lâstik fahrikasmın üçüncü katın - | vazifesine avdet edecektir. tahkikata baş- | l Yakalanan diğer kaçakçılar Küçükpazarda Aziz Kara adın- da birisi, arkadaşlarından Muam- mer Hokkabaz - ile birlikte esrar satarken yakalanmış, Azizin üze- rinde çubuk halinde esrar, Wuum- merde de afyon bulunmuştur. Çağlar ve Hakkı Gülbey de dan yangin çıkmış, gelen itfaiye | muhtelif somtlerde esrar ve ero- tarafımdan hemen söndürülmüştür, Yapılan tahkikat sonunda, yan- gimin. Mmangalın üzerine benzin-ve kauçuk dökülmesi yüzünden çıktığı anlaşılmış, tahkikata haşlanmıştır. | | in satarken suç üzerinde yakalan- muşlardır. Zehirler miüsadere olunmuş, ka- çakçılar beşinci asliye cota mah- kemesino verilmişlerdir. | Ticaret Odası “Sörün düşündükçe : . 5 a ı kaçakçısı Meclisi seçildi l B LAG iYeni meclise) isten eveci söz, çok tekliksli " -Türkçe kursları ' O Emlnünü Halklerilmnden : — girenler Tatanbul ticarot ve sanayi oda- gsınm yenzi oda meclisi hrtihabi, dün yapılmıştır. İçtima için, heyeti u- mintaka — ticaret Sakman, vekâlet na. | youmiye oda salonlarında — toplar- taplantıyı b Tlş, müdürü Avni Tama açmışlır, Serbest reyle — yapılan — intihap neticesinde gy zevat oda meclisi azalığına seçilmişlerdir. Tmrazatçılardan : Mithat Nemli, Şerafettin Alemdar ve kardeğleri, Ziya Kılıç, Sebri ve Bekir Tüten, Rasim Aktar ve ortakları, Murat H. Furtun. Mustafa ve şerikleri Hazan Öğütemen, Nuri Kozikağlu, İthalâtçılardan: Suat — Karuoa- man ve şeriki, Hüseyin Hüsnü Ar- san, Rahmi Köseoğlu ile Vehbi Bilimer, Salit Akmeı ve Sait Dor- men, Dahlli ticaretten: Hasan Riza Temelli, Ahmet Bican — Bağcıoğlu ve ortakları, Bankalardan: Merker, ticaret ve İş bankası İstanbul şubeleri, Deniz ce kara inşaatmdan: Dev- Jet denizyolları — işletmesi, Şirketi Havriye, Deniz ve kadar nakliyatı: Dev- let demiryolları işletmesi umum müdürlüğü, Antalya nakliyat şir- keti R Sigortacılıktan — Milli reasürans T. A, girketi. Sanayicilerden: Nur kalem limi- bet girketi, Şark deri Türk anonim girketi, Helil Sozar, Buraa dokuma- cılik ve Türk anonim gşirketi, ken: dir ve keten sanayli T. A. sirketi, Sümer Bank deri ve kundüra ga. nayil müecssesesi, Moehmot Cemil Torpilil ve ortakları, Karamürsel mensucat vo titapet Türk anonim sirketi. Meclis 3 sene müddetle miştir, seçil- Evimizde Türkçe (2) ve (R) kurs darı açılmıştır. Pazartesi ve Çarşam- | bü akşanları &âul (20) dec (22) ye kadar yapılacaı olan bu kuralarn da- ha bir hafta müddetle talebe kaydo- dunacağından arsu — edenlerin ikişer Hotoğrafla — büromuza — müracaatları Yân olunur. ... Temsiller Beyoğlu halkevinden : 1 — Evimizin Temzil yubesi het hafta pazar günü saat 1430 da Beyoğlunda İstiklâl caddesinde Nu ru Ziya Bokağında parti binasın- daki temsil salonunda — temsiller vermektedir. 2 — Arzu edenlerin Kvimize müracaat ederek — düvetname ah maları rlca olunur, 3— VAKIT 26 BİRİNCİKANUN 1040 ——— — bir ihtiyatsızlıktır. — Müdebi adamlar, bu türlü kaypak yi larda yürümezler. — Gerçi, zel dağlarımdı ışık kaplı tepelerin - ve oturanlar, saman zamızın ovü- da yaşıyanlara bazı haberler verirler. Fakat bu, işten — evvel bir söz sayılamaz, Çünkü umu- Mi seviyenin çok üstünde olan - lar, söylediklerini görmüşlerdir. Hüâdise, basit bir yükseklik me- selesi gibi düşünülebilir. Gazetelerde okuduğum halde bir türlü inanamadığım, daha doğrusu atfodilen adama Yaraş- tiramadığım haberi, dolamnsiyle, — büyük vazife ve mesuliyet sahipleri bi- rer mesaj neşrettiler. Bunlar a- rasında, Alman — orduları - baş- kumandamı mareşal “Bravçiç,. in de orduya bir. hitabımı okur duk, Milyonlarca msanı bir yerden kaldtrıp başka bir yere atmak Rwvvetini elinde tutan bu 20t — Bildir noeli “Majino,, mun Sönünde — geçirmiştik. Bu hat, | Fransayı koruyamadı. Bu sene de deniz seddinin karşısındayız, Bu set de, Iııgcırmyı, Alman- Yanın MÜSANÂE edeceği samana kadar, koruyacaktır..,, Diyor. “Mafino,, lar, “Ziçfri beton kandarrları m:ü ::pı namluları usanan birer — istih. kâmdır. Fakat taş olsun, beten veya çelik — olmun hiç bir aet, kendiliğinden muharebe etmez, Onları, geçilmez hisarlar haline koyan içindekilerdir. Yine içim p STAD Refik Halit, “Bo- ©N valç Baçç.istmii - dir. ya. zısmda, genc görünmek için tabiati zorlamanın gülünçlüğü- | nü lâyıkiyle anlattı. Pakat bu mevzuun canlı levhalar halin- de tekrarma o kadar çok şa- hit olmaktayız ki, her fırsatta birkaç şey söylemek bir zarır rettir diycceğim!, Fenn! çarelere başvurarak genç görünmek gayretini, an- fak bir #ebeble mazur görebi- irim: O da “anlavıgerzlık,, kar- şısında kıymetli bir statükoyu muhafaza endişesidir. İnsan vardır; muhitinde ih- tiyer tanmımakla kendisine bir xzarar geleceğinden, yahut fay- dalandırmak — hususundaki e- meklerine bir son verileceğin” zir < — Lâmbayr yakar miesin, Vest, dedi. İstorim ki iyice gör- sünler, ortalık kararmak üze- re.. Vest yerinden kalkarak gaz Jâmbasını yaktı, Vç Fakat daha evvel ben yerim- den kalkarak pencerenin önüne gitmiş, banknotu — muayeneye başlamıştım. — Ortalık Levisin de işaret ettiği gibi, gittikçe kararıyordu. Mevsım sonbahar- â. Pencerenin önünde bulundu- um sırada, avluda bir sey gö- züme ilişti. Gördüğüm şey beni müthiş bir heyecana sevketmiş- ti: Kapının — önüne ikinei bir otomobil yaklaşmış, — dürmüş, içerisinden çıkan adam otomo - bilin kapısını kilitleyip anah - tarı cebine — koyduktan #onra, bulunduğumuz binaya girmişti. Bu adamm kim olduğunu an- lamıştım. Son cinayet vakasım * da Pol Duranti ile kaçmağa muvaffak olan ve bizi de bitta- bi çok iyi tanıyan Barney isim- Ni sabıkalı idi. xalip geleceklerini sandılar, On beç | Şunu itiraf — etmeliyim ki. oydır harp bu yanlış teşhis yüzün- den devam etmektedir. Yanlış hosap bu defa Bağdattan değil Londradan geri döndü. SADRİ ERTEM Altın Fiyatı bir iki saniye için müthiş bir tereddüt ve telâşa düştüm. Çünkü Barneyin içeri gelip bizi orada bulması, hiç de ho- BA gidecek bir şey değildi. Ne yapacağımı bilmiyordum. İşin müskül tarafı, Stanleyi de Altın fiyatları dün 22,70 lira | vaziyetten haberdar edebilme- alarak teshit edilmiştir. Altm fl- vatlarınma deha da düşeceği söy leniyor. Be imkân yoktu. Ne yapabilirdim. Kulağma e- bir işarette bulunmaklığım da ihtiyatsızlık olurdu. 'Tuhaf bir tesadüftür; içersin- de bulunduğum muammayr, yi - ne Levis halletti. Ben tehiikeyi Stanleye işa- ret edemediğim için, herhalde öyle garip bir hale girmişim ki, yüzümün aldığı Mmanzara Levi * sin dikkatini celbetmiş: — Ne oluyorsun yahu! dedi. Fırsat bu fırsattı; - heyecan- — Ey, ne olacak, dedi. Gelir Be gelsin! | Yabancımız — değil ki... O da bizim çeteye — dahil- ıdın". Demek Barneyi tanıyorsun R! — Evet, dedim. Sansart kim tanrmaz!.. Sen bana tabancanı verir misin? Bu isteği, bilhassa, bizde ta- banca ı:“'m“&mu sezdirme- mek için göstermiştim. Aksi takdirde hüviyetimiz meydana erkmbilirdi. Levis hayretle: 4 dıd_.i. Tabancayı ne apacaksın? Bu sözleri söylerken, ağzı yamulmuş, tam sorserilere hâs GAZ MASKELİ HAYDUT Çok heyecanlı bir zabıta romanı ——Öİngilizceden Çeviren : H. MÜNİR vaaa bir tavır takınmıştı. — Ne mi yapacağım ? dedim. Sen hele ver; o zaman — görür- sün. Levis: — Yağma yok; dedi... Fakat ne oluyoruz allah ağkına... Biri- birimize mi gireceğiz? Ben süratle cevabı — yetiştir- dim: — Buraya bak Levis! Mese- le çıkarmak — istemem. Fakat Barneyin bana kargı kini var- dır. Şimdi beni burada görecek olursa, bütün hırsları yine ka - baracak ve ihtimal kapışacağız. (Barneyin ayak gsesleri işitili- yordu. Ben daha çabuk konu- şarak) yahut o gidinceye ka- gdar biz buradan sıvışalım. Levis, sözlerime inanmış gö - rünüyor, hattâ içerisinde bulun duğu müşkül vaziyetten — nasıl çıkacağını düşünüyordu. Niha. N— Olmaz, dedi. Siz bir yere gidemezsiniz? — — ise bizi bir yere sak la! Ve yalvarırız sana... Bizim burada olduğumuzu kendisine katiyen Böyleme! O — gittikten sonra sebebini anlatırım. Ah.... Ben, Barneyin bu işin içinde olduğunu zannetmiyordum. Bil - den ürkerek, — “devam arzır seydim vallahi burnumu — sok- mazdım Leviş kendi kendine küfürler ederek, yan taraftan bir küçük kapı açtı: — Gitin buraya, dedi. İkiniz de girin! Dar bir merdivenden indik. Falat ben rahat bir nefes al- miştim, Az önce, bulunduğumuz oda- ::lı yapılan konuşmayı işitiyor- Barney içeri girmişti. İlk sor duğü sual şü oldu: — Elde ettin mi herifleri? — Elbette!, D î;kilâ— neredeler? — Karılarım — görmek - içii evlerine gittiler, SİÇEMAİ .: SO — Tuh! Allah cezanı versin! İnsan onları birakır mı? — Fakat yine gelecekler! E- ve gidip karılariyle — görüşme- den evvel, herhangi bir cevap veremiyeceklerini göylediler. — Anladım. Fakat salım bu tedbirsizliği reise söyleme” Deh getli kızar... Çünkü bana, bu herlmen Körmek istediğini söy: ledi. — Ne zaman görmek istiyor? — Saat altıda! — Nerade? — (Yuvarlak şi hane- skhir ak şişe) meyi — Pekâlâ. — Ne biçim adam bunlar? — Biçilmiş kaftan. — Ağzından fazla bir şey kaçırmadım ya? — Henüz hiçbir şey söyleme- dim. (Devami var) dekilerdir, ki en kalın çelik dü- varı, bir örümcek ağınını titrek perdesinden beter hele kör. Fransa dövüşmeden yıkıldı. Hele “Majino,, hiç mudafda et medi, Bunun sırrmı, yarın öğ- reneceğis. Yalmz hölâ unulma - dığımız bir nokta var: Majinonun küçücük, münimi- uicik bir sipori mütarekeden Od baş gün sonra da ateş kesme mMiş Ve oraya Alman bayrağı dikilmemişti. Oraya bir Frahsız generali getirdiler. Dövüşen kahramanlara: — Aleş kesin, Müfareke im- salandı! Dedirttiler. Ancak — bundan sonnadır, ki bir avuç Pransızm saplandığı o istihkâm, sustu, Şu halde “Majino” , Vir rah çürüyüşünün kurbanı olmuştur. İnsan, kendi eliyle yere serma- diği bir cenazerin Üstüne bas- makla kahraman sayılmaz. “Donüz soddi,, Majinoya ben - zemiyor, Ait aydanberi — olup bitenler, bu dar su — parçasmın arkasında, vatan ve şerçf âşığı bir mülletin varlığımı gösterdi. Oradan ötosi, bir damla haysis yet için, tondarla kan verenlerin diyarıdır. Eylül tecrübdelerini yaylanlar, kendilerini ne yalçın bir: kayaya çarptıklarını görmüşlerdi, Ava - dam daha bu köslü tecrübeyin unufulacağı kadar zaman da çmedi. 'şten evvel — söz, harkilnlen tehlikeli birşey. Vaktiğle 15 a- ğustos, 15 — eylül de “Lemdra,, fethimin müydesi gidi Öne sürübnüştü. Şimdi kâmumun sonundayız ve hâdö bondradı düşmüş — binlerce — tayyareden başka hiçbir müstevik yaktır. Hakkı Süha GEZGİN GÜNDEN GÜNE Genç görünmek cay- retine kapılanlara ! siyle,, gençlik manzarasımı, y hut İntibammı korumağa çalı şır. IKeza, İnsan vardır; kurmuş olduğu bir ailenin, aynı ro- mans, aynı ha; güzellik |- çinde sürüp gitmesine yüreği titrej tina eder ve günün birinde göste- ren en bir emârenin bu,ha: inetine halel getire- mâ—.l: korkarak, gençlik Bunları mazur — görürüm... Fakat dediğim gibi, bu iki su- bada -sarfedilen gayret de. “anlayışsızlığa,, kargı bir mü- cadetedir! Yokşa, her iki vak'ada da, karşı taraf, anlasa ki: Her yaşın kendisine —mahsus bir hal kalmaz.. — Hele — birinci Yötüarmllr, eli eei “ehliyet,, olduğunu — kabul et- mek, et paket — boyalara, kmnl:;t.kve ermbizlara - ebe- diyyen veda etmek ve tabil bir gönül rahatlığına kavuş- mak demek olacaktır. Evet!.. Genç — gürünmek gayretine kapilanlara ve onla- rı o gayrete sevkeden anla- yışsızlığa yegâne şifâ — verici tavsiyemiz, şu hikmette hülâ- sa edilebilir: Her yaşın, kendine mahsus bir güzelliği vardır.. Diğer bir tabirle: “Zorla güzellik HİKMET MÜNİR Peynirciler Narhın değiştirilmesini istediler Haber aldığımıza göre, pey” nir tacirleri, belediye iktisat | müdürlüğüne müracaat ederek | bugünkü narh üzerinden peynir satışlarma devama imkün güle- medkldm'i,ni» çünkü yeni mahsul peynirlerin mali arttığını ııiıdııvmıılwt peynire ye - niden narh konmasını İstemiş - lerdir. a 5 Bu hususta tetkilder yapıl- maktadır. Fiyat murakabe komisyonu, önümttadeki içtimalarından bi - rinde peynire nartı yacaktır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: