2 Aralık 1940 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 2

2 Aralık 1940 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

$ — VAKIT ? BİRİNCİKİNUN 1940 NOTLAR: e LNM Köydeki kabiliyet- leri yetiştirelim Muzafferi şöyle tanıdık; Köyde sıtma var.. Doktor geli Çocuklar ağaçlardan ham meyva- ları koparip — yedikleri için hasla- köylü ba- önünde durarak: e kızcağız VEr, Sit t layalım, , Girdik, Bizi, boynu bir yaz külmüş, boğazı bağlı, kekeliyerek konusan anormsi, hasta bir genç karşıladı. Bayanlar #ordular; — Nasıl kır kardeşin O, bize üst katı güsterdi: — Yatıyor, nöbet tuttu yin Altı, yanları açık, tahta m ger hevenkleri... Kapısı açık, çıplak bir odanım kapısında durduk. Köcede ne oldu- u belli olmuyan, öüki bezlerle ör- tülü uzun bir tümsek,.. Yvin has- ta genç kazı... O kadar şarılı ki yü- Bünü göremedim, Çıplak, 16z bir odada tek ba. ga kıvrılip yatan by yüzünü gür- mediğim insan, beni bir azize kut giyetile ürpertti Hasta yavrularımı- Ba nasıl baktıklarımızı, nastl başuç- İarından ayrılmadıklarımız! düşün- düm, Afll, baba tarlada... Bu hat- ta çocuğa Zamanmda ilâcı, yemeği , Yeriliyor mu? Yiyeceğini, n kimler hazırlıyor? Evin ne alt, no Üst kalında yemeğe, tabağa, ça- tala ait bir şeyler yok, Ocak bom- boş.. Yanmadaki boynu bükük gence sordum : O, kelimeleri biribirine çarparak söyledi: — Doktor kinin verdi. ama, bitti. Haftaya yina gelir de verir, —— Porhiz ediyor mu, ne yediri- yorsunuz? —— Daha bir şey istemedi, gimdi gw. İsterse, bakaldan ekmek , veririm, Ealbim bir daha emladı, bir da- he parçalarndı. Oraya yakın tir. evde misafir. dik, Dönlince gördüklerimi, benim. le beraber köye gelmiş olan arka- daşlara anlattım. Hemen biraz çor ba flân hazırlattık, — yanımızdaki kâninlerle beraber hastaya gönder dik. Akşam fÜszeri, hastayı bir daha göretim, dedim, Arkadaşlar da be- nimle geldiler, Bu defa, bizt ön dürt. yaşmda, temiz basma entarili, çıplak ayak- i, mavi güzlü, soluk yüzlü, fakat göklerin, yıldızların ktzı d t kadar güzel bir genç kız karstla: &: Hastantn nöbeti! geçmiş, kalk- muştı. Yüzüne baktım, baktım; bu Yazan: Şüküfe Nihâl Tarladan dönmüş olan anne, bi- bir teşekkürle karşıladı. A- dir torbadam cevis çıkararak ilkrara etti. Yanları açık sofanın bir dire- © dayanmış, dudakları elleri tit ik benizli bir Grkek çocu- ırmrzı görünce; — Büu da oğlum, dedi. Bak, yine sıtması başladı, nasıl sarardı yav- rurak! Ne güzel bir delikanlı! Munta- zam, samer bir yüzü, ates gibi par- iryan, kocaman, düşünen kars göz- leri var. Ayakta, dayandığı yerde dişlerine kadar titriyor. Sordum: — Adm ne yavrum? — Muzaffer, Anne emir verdi: — Gel, hanım teyzelerin elleri- ni öp. _Nuu.f(er treye titreye gekli, ellerimizi öptü, AÂnne anlattı: — Mekteplidir. Okumayı çok se- ver. Köyümüzde orta —mektep yok, K ya gönderiyoruz, haf ada bir geliyor, Şimdiye kadar ne yaptık yaptık, ayda beş lira artır dik, çocuğa bir ovde baktırdık, A* ma, gayri gücümüz yetmiyor. Ki- tap lâzım, üst baş lâzım, Artık vazgeç, köyde kal, sen de bizim gi- bi çiftçi ol, diyoruz, razı olmuyor bir türlü... Müuzaffer bunları dinlerken daha gok ttremeye başladı, gözleri bu- landı, kirpiklerinden kocaman dam lalar düşmeye hazırlandı, — Muzaffer, çok mu seviyorsun okumayı? Dudakları titriyerek — utangan bir sesle cevap verdi: — Çok seviyorum, Annesi onu tamamladı: — Asker olacağım, zabit olsos: Erm, ııîiyı l;luımu. Bir türlü vaz Böçmiyor. Yemez, içmez, hep bu- nu düşünür; kitap buldu nıı.!ph.- Oradan ayrıldıktan bonra biltüm köy ha'kımndan Muzafferin hikâye- Bini dinledik, O, ateşli zeki, iyi bir çocuk, - çiüde sonsuz bir okuma aşkı var, Müutlak âsker olacak, memleket Uğrunda öyle çalışacak!. —Bunun Önüne geçilmer, çünkü arkadaş - larma söylemiş, “Anam beni mek- topten alırsa kendimi öldürürüm!,, damiş, Biribirimize bakıştık, güzel, zeki köy çocuğunu bekliyen muhtemel fatia, hepimizi derin dörin düşün- dürdü, Heyecanların, — ideallerin önüne geçilebilir mi? Muzaffer, bir köy çocuğu İse, mutlak köyde kalma- H, giftei olması lâzmn değil ya! O, yaradılışında belki daha geniş, da- ha engin dünyaların çocuğudur. İ- timizdeki alevi kim söndürebilir? Köyün yüz çocuğu toprağa bağla- bırsa, varsın, bir tanesi de o hu- INamık 52 yıl evvelki bugün ölmüştü Büyük vatan şairimiz Namık Kemal adı. na bir tören hazırlanmaktadır. 'Tören üniver- sitede ve Kemalin dünyaya geli €ü yıldönümü olmak üzere bu aym 21 inde yapılacaktır. Namık Kemal adma bu müna. sebetle Maerif Vekületince de büyük bir sser hazırlatıldığııı. memnuniyetle öğreni. yoruz. Kemal için en geniş bir tetkik eseri ola- rak Riza Nurun (Namık — Kemal) i vardır. Büyük ve meşkür bir emek mahsulü olan bu eaeri tetkik ettiğimiz zaman görürüz ki bu da büyük inkılâpçıya tahsis cdilmesi borç o lan kitab Için ancak bir kılavuzluk - yapabilir ve bu kılavuzluk daha çok Kemali millf bir hürmet halesi içine almakta gösterdiği haklı hassasiyette aranabilir. Yeni hazırlanan ese. rin bu gecikmiş vazifeyi yerine getireceğini düğüne göre, bugün ülü y geçmiş oluyor demektir. 48 yaşında kaybetti.- ğimiz bu dâhi Türk, doğumunun 100 üncü yr lmı anacağımız bugünlerde sağ olabilirmiş! Namtık Kemalin neşrolunmamış eserlerin. den bir kısmı da sayin Bay Ali Türkgeldi'nin kütüphanesindedir. Ziyaretine — müsaade lüt. fundan istifade ederek bunlardan birkaç kü- çük parça ile (Prusya politikası) üzerine “Tbr ret) de yazdığı bir makaleden bir iki parçayı naklediyoruz: (Prusya politikası) makalesinden: (Makale 70 yıl evvel yazılmıştır.) *, .. Fransa — diplomatlarından — Krup topları Parisi ateşlere gark eylediği — sırada, tarraka-i hevlengiz ile uğradı'ları sersemlik. ten — Memaliki Osmaniyeyi hüccetli, sened. Hi çiftlikleri imiş gibi, Rusyaya rı_şvebı müua. venet yollu arzetmek pek de istib'ad olum maz; lâkin Prens Bismerk için di y_ıı:_lı ne ihtiyaç tasavvur olunabilir ki devletinin bu ikbali, politikasmm bu galebe.i mutlakası ha. linde, muvazenci düveliyyenin mev'udu ecel-i hükmünde olan mahud Büyük Petro vasiyet- namesinin Jerantıma âlet olmak istesin. Fransa milletinin efradında meşhur olan hubb.! insiniyyet ve tervici medeniyet — tema> yülâtı ve bahusus bu temayül uğrunda görülen Amerikada İsveç hesabma yapılan 200 tayyare Kanadaya satıldı Nevyork, 1 (A.A.) — Tus: United Press'in verdiği bir habere göre, — İzveçin vaktile Amerikaya sipariş etmiş oldu. İngiliz dominyonlarında İlk destroyer denize indirildi Sidney, 1 (A.A.) — İngiliz dominyonlarında inşa edilen ilk destroyer dün denize indirilmiş. tir. Bu destroyer Aruata adını Kemal gayreti fedakârane ceihetleriyle hiçbir müte- meddin millet yoktur ki mağlüp ve makhur olduklarını istesin; fakat yine hiçbir. müte- meddin millet yoktur ki Fransa hükümetinin hemen her vakit müttezemi olan müdahale-.i herze vekilâne ve hevesat-i mütehakkimâne ve tazyikat-i mağrurâneyi düşünüp de Fram dutları içine inhisarını istemesin!..,, e' © Abhbdülâzize culüsiye Wakdem-i mes'üdu elti dahrden def'i fesad Hak serefras evylesin şâhinşeh-i bahr.ü beri' Sâyesinde âlemi tslâha başdan baslanıb Avrupa derdinden âzüd oldu dünyânen ser'i ... » Alf Paşaya tariz Nekadar olsa da berhemzede-i fitme, avâm, Gene tedbir ile ıalâhları, K Vükelâ hdin olunca, ona gilçtür cçare: İlleti sadr'a fcdavi.vle.ı“: müşkildir. Terkibri Bendden: Bir şekli olurdum aam ile cerk'a miaehdâr. Bncümleri dâğımı gibi olmuştu şererbâr. Hurşid, nihân olmuş idi, cur ruhâ mahsüd, siya-küster idi, çen dili gamhâr. Ferhad-stfat, airye.vü âh idi, serând, Bir ebr-i siyeh, câyın edüb dâmen-i küksür, Mütüd süküt olmuş idi carhu zemine Bülbül bile meyletmez idi âh-ü enine, Düş oldu gözüm hâyret ile arsa da nânâh, Gördüm hi dökülmüş yüsüne tâbü ferâ mâh, Yeni, esk-i ediban gibi, âheste.rev olmus, Bdd, dhâi gariban aibi, gamaikrü cidergdâh. Bacârda bir savtâ hastn vâr idi günü; Görmüm gibi evlerler idi hasret ile âh. Bülbül oüle hasrd nigehsi hasret ederdi, Pervâne ibe şem'ile germ ülfet öderdi. (16 bendlik terkibden ikisi budur. (Rüya) adir eserinin başmda okuduğumuz ve şimdiye kadar müstakil bir kıt'a sandığımız şiirin bu. rada terkibin ikinci bendinden iki beyit oldu. ğunu görüyoruz. Maksadımız bu kabil eserleri ikmal için himmetlerinden — istifade edilecek menbalar olduğunu hatırlatmaktır.) Amerikada 166 torpido süratle yapılacak Nevyork, 1 (A.A.) — Nevyork Herald Tribune gazetesi yazıyor: Ruzvelt, dün, gazetecilere yaptr ğt beyanatta 166 torpitonun inşasr ğu 200 tayyareyi Kanada satın almıştır. İsveç elçiliği, Valty Alreraf firmasının İsveç — hükümetiyle | bu baptea yapmış olduğu muka. ! veleyi feshettiğini bildirmekte. dir. Bununla beraber İsveç hükü - meti bu siparişlerin yarı vede - lini tesviye etmiş olduğundan kumpanya ile bir anlaşınaya tukta “bu gemilere konulan her givi düşmanlarımızm - tabutuna vurulan bir çividir,, demiştir. ——— Mareşal Peten bugün Marsilyaya gidiyor Vişi, 1 (A.A.) — Mareşal Peten yarm Marsilyaya gitmektedir: Ma. reşal Arles'de tevakkulf edecek ve Salr günü Marsilyaya varacaktır. Yine haber alındığına göre, Ma- reşal Peten, Çarşamba gürü va. purla Toulon'a gidecek ve Perşem. nı tesri ettirmek maksadiyle müda” halede bulunduğunu bildirmiştir. Reisicumhur, İngilteranin Ameri kadan diğer destroyerler almak ar susunda olduğu hakkında hiç bir şey söylememişse de, yeni torpito: lar hizmete tesbit edilen — tarihten daha evvel konulabildiği - takdirde bu vaziyetin Amerikaya İngiltere için bir miktar daha torpito ayır mak imkânını Vereceği zannedil” mektedir. masum güzelliğe gaştım, kaldım, Tefrika Numarası : 51 Dedi kodu mü yaparlar... Köhne bir zihniyetin esi: ri olup gitmekte do mana var; mmızin elrafindeki kafbaleri kaldırrp'atmak, pencereleri açmak, mığa y dınlığa, yeni fikre, tetbest düşünceye kavuşmak zama- ni gölip geçmedi mi? Gülseren l gitmek Üzere çükt lince Beşiktaş Köprünün Üstünden oluk gİbi akmak kârışarak yoluna deva kekler, Köprü y dolmak, tık am Karanlığında yazıhaneden eve ıt Sondra Kminönü meydanma ge- kcamvayına binmadem — ilerleyip geçti, olan kalabalığa €tti Bir takım kadmlar ve er ivenlörinden — inerek vapurlara çinde ezilmük ve bir an yuvalarmın basık kapısından ediyorlar, Bu telişlarına ba dan mümnun ve mesut ” İse biribirinden şikâyet mahkeme — korlidorlarmı Talâk davuları niçin üsleri teden tarafla- zamm Ve !munhrııı sitalarını bi içeriye girmek için se2le kalırsa — ho; K olduklarına hükmı için avukat — yazıh r&n karı kocalı or, hâkimlerin rın hoşuna gitmiyor? çt baakıar olmasa abtam ai emek bu 'nşanları aile YUYVRAMA Sadık yapan sadece hürriyetei air & vi d ikolojinin Çen- ve a hakeme mekınizmasıdaki Üm farkında değil &; edgm hirriyet ha büyük dağ başları dümantıdır. Gilerrenir &i Svlece yüksek'ir tifalarda dolasan bir sis tahakası “ hürümlüştü:; bayata ö K dün (Devaant 4 ünckde) varacağını ümit etmektedir. ve hâdiselere yeni bir mengşürun dilimleri arasmdan ba- kıyor ve baktığı geyleri değişik, başka türlü, aslm- dan uzak ve şürli bir eda içinde görüyordu; akşam sa- atlerinde evlerine koşmak için naki! vasıtalarma htlcum eden kalabalığın manzarasını acıklı buldu, hürriyeti- nin kıymeti gözünde bir kat daha büyüdür. Kendi ken- disine: — Bu hürriyetten istifade etmek lâzım! Diye düşündü, Karaköy —meydanında — dağainnan insan moddücezrini aşarak tünele girdi, Böyoğluna gıktı, Tramvay istsayonunda aynt manzara,.. Caddoya iki taraftan bol ışıklarımı döken sülelü vitrinlerin önün- den, yaya kaldırımmndan, türlü şekil, renk ve kıyafet- te, türlü dil konuzan, karışık hüviyetli kütlenin arasma karışmp ilerlemekte büyük bir zevk duyuyordu. Niçin ve nereye gittiğini bilmiyor, fakat sebebini düşünmeden, hosabımı vermeğe mecbür olmadan, başı boş bir yar şayışın lezzetlerinden faydalanmak istiyor, Büyük mağazaların kapılarında neon tiyalarile C- zilmiş renkli reklim yazıları hoşuna gidiyor; yanıp Sö- nen, olduğu yerde dönen, — türlü şekle bürünen mikli levhaları hosuna Fidiyor; eamekânlarda görülen 1 kürkler, üstlerinde otuz iki Hra, kirk Uru, kirk Hira gibi otiketler taşıyan İskarpinler, hin bir «Öslü küçük kadımn eşyast hoşuna gidivor; bu biribirine gir miş gibi İş içe yürüven, gülen, konusan, garin ve ge hevi sösler çıkaran iİnsan akmt hoeuna gidivor, Çalgılı bir Takantava, sorüzüd İnsanlarm, İyi givinmis. terhi- VeN kimaelerin varı amlak sürel kadımlar karsremda bin Hir tekeliif, ttfan ve merasimle yemek yedikleri, ter ki içtikleri kibar ve pahah eğlence yerlez'oden birine, - AA Üai ea be günü Vişiye dönecektir. KÇ E BT LA FUF A p A S l R BO AA LAİ Nİ girmek ve orada tek başma bir masaya oturup piril p- rıl bir salonda onlar gibi burnunu yukarıya kaldırıp ha- vayı koklamak hoşüna gidiyor, Şeker fabrikasInın sabık müdürü Ahmet Turgudun böyle bir hayat İçinden yetişip içki, eğlence ve kadın teslisi ile ömür sürdüğünü ona söylemişlerdi. Huylu hu- yundan vazgeçemez, Anadoluda sılalan ve fabrika mü- dürtüğünden İstifa ederek ortadan silinen Ahmet Tur- gut eğer AVTUDA Şeh'rlerinden birine gitmemişse mut- lâka İstanbulda ve mutlâka Beyoğlundadır; bu gece da buradamı ve acaba bu çalgılt Jokantaların hangisin de kimlerle yemek yiyor? Kalabalığın içinde, sağında solunda tanımadığı kim- selerle ömüz omuza, cereyana kendini bırakmtış bir ha de yürümekte iken bir zamandır yani başımda giden delikanlınm âdeta koluna girmrğe hazırlandığını ve ku lağının dibndo sıcak fisiltilar halinde Ona bazı teklif- lerde bulunduğunu farkederek fena halde aekıldı, İlk rast geldiği aydmlık camir kapıidan İçeriye — girerok kurtuldu. Detikanlı sekakta kalmış ve elbette başka Ucuz ve kolay kadmlar aramak üzere yürüyüp geçmiş Olacaktı Kibtr bir salonun hanmefendisi zannedilebilecek kıyafette süslü ve güzel bir kadın Gülsereni karşılamış Ve mayi ışıklarla şelrane bir köşe halindo mizafirlerini bakliyen bir masaya götürüp oturlmuştu. Temiz kılık- , genç ve yakışıklı bir garson tabakları, çatalları, br- çakları, tçki kadehlerini filân harzırlarken başka bir ka- dm elinde yemek Tiatesile karşısma dikflerek nazikâne emir Mk'ıuic başlamışlı. Ax kalam, kadma: pAt - *Decamı var) ŞA ÜMTA a İ Vet A ÜÜ gaK | Hâdissler arasında Serserilerin toplanması Her memlekette örfi '*idare - lânı bir dehşet tesiri — bırakır; Türkiyede muayyen bir hudut dahilinde ilân edilen örfi ida. re bilâkis halk tarafından de. rin bir memnuniyetle kargılan: dı. Bunun sebebi örfi idarenin tam zamanında hakikf bir ihti- yaç üzerine ilân edilmiş olma. sıdır, Bu idarenin lherangi bir harici tehlikeye kargı hazırlıklı olmanın ilk şartı bulunmasıdır. Nitel İcraat olarak şeh rimizde lunan — gerserilerin toplanmağa başlandığını öğrer niyoruz. Küçük yaşta olup yer- siz, yurtsuz bulunanlara Darül. âceze gili bir umumi yardım mileesesezir de bakılacı....r. Nis- beten yaşlı olup çalışma kabili. yetinde bulunanlar yol inşaatı ve Saire gibi yerlerde çalıştırı. lacaktır. Bu gekilde çalışma im- kânları temin edilme-'-» rağ- men doğru yollun — sapanlar hakkında tabif olarak ağır ce. zalar tatbik olunac......c. | Harp tehlikesine karş hazır. Plik cümlesinden olarak rşıklerm maskelenmesi ister — istemez zabıita memurlarınımn — vazifesi- Dİ zorlaştırır. Buna — mukabil Istanbul gibi yüz binlerce nü. fuşu olan büyük tir şehirde sokaklarım tamamiyle karanlık olması hırsız, yankesici. terseri gibi kötülür unsurlar..... cüret. lerini ve faaliyetlerini arttırır. Onun için ne i', â eli olmayan işsiz, gücsüz kimselerin toplanarak sıkı bir znbıta pesa. Nushile vola celmiyeni etmeli tekdir Tekdir ile uslanmayanın hakkı kölskılb'v. Şikâyetler: Beykoz belediye ebesinden şikâyet Beykozda oturan ve Beykoz ri ve kösele fabrikasında qıh:ıî adresi bizde mahfuz İsmai: isimli bir vatandaşımız dün mathaamıza Relerek gu şikâyette bulundu: “Beykozda oturuyorum. Karım hâmile idi. Doğum günü yaklaşı- yordu. Fakir olduğum için bele. diye ebesine müracaatla hastamla meşgul olmasını rica ettim. “Ağrı. ları başlayınca gelirim,, dedi. Ağ- rılar başiadı. Doğum saat mesele. si oldu. Koştuk çağırdık. “Hasta. yım, gelemem,, diye nazlandı ve araba tutunca gelmeğe razı oldu. Biraz hasta ile meşgul oldu. San- cılar şiddetlenince birdenbire has- tayı bıraktı gitti. Komşu kadınlar. dan birine: “Hastanm çatısı dar. dır, diğer ebeye müracaa; etsinler,, demiş. Bunun üzerine hükümet dokto- ru vasıtasiyle can kurtaran otomo. i getirttik ve hastayı Zeynep Kâmil hastahanesine kaldırarak kurtardık.. Hastayı eve naklettiğimiz za- man da yeni bir müşkül ile karşı» laştık. Belediye ebesi bu kere de hastaya lâzım olan ihtimamı yap. mak üzere eve gelmek istemedi ve gelmedi.. Halbuki bu ebe beledi. yeden maaş aldığı gibi benim ça- lışmakta olduğum fabrikadan da ayda on Hira ücret almaktadır. A. lâkadarların nazarı dikkatini cel. betmenizi rica ederim. Cezalandırılan şoförler Evvelki yartemdan sonra ısıklarını lemiyen Üç oto, mobil soförü yakalanmış, Pasif Korunma kanununa göre 25 lira para cezasına çarpılmışlardır. Bunlar 2068 numaralı otomo- bil şoförü Remzi, 2402 numaralı otomobil şoförü Savarş ve 2462 Bümartlı otomobil goförü Faik, tir. — Sivasa kar yağdı Sivas, 1 (AA.) — Mevsimin ilk karı bu gece sabaha karşı yağ. tülş ve ince bir tabaka halinde ıdd_dıi kaplamışt (.

Bu sayıdan diğer sayfalar: