n ŞA [ Hâdiseler arasında I Fransa mihver devletlerile anlaşamıyor Berlinden bir İsviçre gazetesine bildirildiğine göre, geneml Vey- gündm Fransanın hiç bir aruzi terx edemiyeceğine dnir vordiği beya- nat Alman hariciye nezaretinde giddetli bir aksülamel husuln ge- tirmiştir. Resmi Alman mahaflij hu beya- natta mareşal Petenin siyasctine karşı bir muhalefet görmektedir. Bu mahafile göre halihazında Al- manya ileFranaa arasııda bir itilâf imkân? yoktur. Poten ve Lâval ta- rafımdan tasdik — edildiği — veçhile Fransanın mağlübiyeti esas ola- rak kabul edilmedikçe sulhl tesis etmok mümkün olamıyacaktır. İ — VARIT 20 İKİNCETEŞRİN 1940 Ttalyan başvekili Musolininin bü- yük faşlat koönseyi hükümet ve fa- $ist partisi direktövarı üzalarma hitaben söylediği nutukta Fransa- ya taallük eden cümleler yukar- daki haberlerle mukayese edilince dikkate değer bir mahiyet alıyor, Müsolini bu nutukta şöyle diyar : “Üç taraflı paktın batıda ve Tu> na havzasında inkişafma mütenliik her goy Almanya-ile müştereket takip edilmektedir. Fransanm VA giyeti hakkımda da böyledir. İste- diklerimiz meşru mahiyetlerinden dolayıdır ki mütovusert voy& — Mi- vakkat sureti halleri gimdiden red- dediyoruz.,, Berlinden gelen haberler ile Mu- solininin buraya kaydettiğimiz sör- leri gösteriyor ki Almanya ve İtal- ya evvelee meşredilen — gaymılara rağmen Pransa devlet acdamlarila Avrupanm sulhül mesolasinde he- nüz anlaşmış olmaktan gok uyakta- dırlar,  Sivas - Erzurum istik- - Tazının yedinci tertibi Kayıt muamelesi bugün başlıyor Ankara, 19 (A-A.) — Haber göre 28/5 ve tarih ve 2468 . 2414 — numaralı ka . nunlar mucibince ihracma salâ. hiyet verilen ve giliri tamamen Sıvas - Erzuürum demir — yolu- nun inşasma tahsis olunan yüz. “de 7 gelirli Srvas . Erzurum İz. tikrazının 20 genede Itfası mes. rut 5,5 taliyon Jiralık yedinci tertibinin kayıt — muamelesi 5.12.1940 akşamı nihayet bul mak üzere 20.11.1940 sabahın.. dan itibaren başlıyacaktır. 'Tahviller hamiline muharrer olup, beheri 20 ve 500 lira iti. | kıymette birlik ve 25 lik olarak iki kupüre ayrılmıştır. Bu tahviller umumi ve mül. hak bütçelerle İdare olunan dai. re ve mücssesclerce, vilâyot hu. sasf idareleri ve belediyelerce vapılacak , müzayede ve müna. kasa ve mukavelelerde teminat olarak ve hazinece satılmış ve satılacak olan milli emlâk be. dellerinin tediyesinde başabuş kabul olunacakları gibi, gerek tahvil ve gerek kupon bedelle. ri de tahvillerin tamamen itfa . sina kadar her türlü vergi ve resimden muaf — bulunacaklar. dir. “ahvillerin ihrac fiyatı yüzde 95 olarak tesbit edilmiştir. Ya. ni 20 Hralık birlik tahvi! bedeli 19 ve 500 liralık tahvil bedeli de 475 liradır. Kayıt — müuamelesi — Türkiye Cumhuriyet — Merkez, Türkiye — Cumhuriyet Ziraat, Türliye İş, Emlâk ve Evtam, Halk, Türk Ticaret, Tni Mraaler vüği &r vasitasiyle de tıhDvı#e:lm temin olmıhmı,h. mınm” ve ı.wm'..uı en ve en çol sahalarda işletmek iıtcm bu on beş günlük suskripsiyon müddeti —zarfında — bankalara müracaatla bu hisse senetlerine kaydolunmaları menfaatleri ik. tizesındandır. ——— Nazire : Ne demeli ? * (Münkir) inkâr edici, olan bir işi saklayıp söylemiyen demektir. Müslüman — itikadınca — öldükten îhııu:ı mezarma gelip kendisine ret sitali soran Melek, (Münkir) (Münker) dir. (Münkir) dememeli, (Münkı ) li, — (Münker) * Bir toman tercümesinde Ak. ber Şah gibi bir isim okuyoruz. Bildiğim (Ekber) i filân veya fa. lan Lâtin harfı kullanan — millet de öyle yazmış olabilirler, Çok şü. kür bizim dilimiz dönüyor: (Ak. ber) dememeli, Ekber demeli. * Bir kere daha yazalım: (Ma. tâlibat) 'ne Türkçedir, ne Arabca! İstek demek olmak üzere Arahen da bir (matlab) var; cem'i matâ- lib'dir. Bir de (mutalebe) vardır ki cam'i (Mmutalebat) olur. Bari di. yeceksek (matalibat) dememeli Ingiliz Said Paşa k 'nağında bir konuşma Osmanlı Meb- usan Meclisinde ispartayı temall etmiş olan Bacı zade Süleyman Sami Bey mer- hum (İsparta tâ riâl) adı İle ko- ca bir eser telif etmiştir. Kitap Basılı — değildir. Tek yazma nüs- hüsı, şimdi İs parta kalkevinin Kkütüphanesi yanm mebusu Süleyman da bir yer tah- Saml Bey sis edilmiş olan Ha- Hi Hamit Paşa kütüphanesinde bu lunuyor. Kitabı bir arkadaşımız zi yaret etmiş ve 1808 da İngiltere- de Hik tahsil eden talebe — olduğu için İngülr Mükabile anılan Eğinli Sait paşanın konağında — geçip Al man ihtirasınım daha yarım asır ev- veli Ösmanlı devlet adamlarının da gözüne çarplığımı gösteren bir konuşmayı kitaplan kopya ederek gazelemize vermiştir. Süleyman Sami Bey eserin 669 ve 670 incl sahifelerinde söyle ya zıyor: *“Bu yazılarımm sebebi tahriri ol- düğünu arat maksada beyan etli- ğim İngiliz Salt paşa konağında 413009" senesi ziyaretine vardığım zaman orada hazir bulunan Avru- pa efkürı siyasiyesine vükif bir kaç büyük zat, bizden ve bizim vilâye- timizden bahis açılmca, paşanm Konyadan Antalya ve Mersin iske- lelerine doğru yayılmasını düşün - düğü dahilf ve milli gimeandiferle- rin inşası Ücaret ve sınaat elhetin- den harsiyat ve iktısadiyatı dahili- .' yeye pek çok fayda balış olabile - cek taşebbiüsatı mühimmeden iken buna dahilf rağbet gösterilmemesi | vücuhla şayanı teessüf olduğu der- moyan edildiği esnada, zevatı mu- malleyhimden en vükıf ve sahibi tec rübe ve dikkatbiri: “İngiliz Alman yanın Londra ticareti behriye vü berriyesine rekabet ve tefevvuk etmek için bir zamandanberi tut- tuğu meslek-i memaiye galebe ede- bilmek maksaadile Hin: gare g1 Septe bofna hük'miyetini teyit zuanmda kıt'al Muariyenin tahti Eski İxsp nüfuzlarında — bulundurulması ve Irak cihetindan de Basra kürtfezi- nin elde edilmesi ve bununla be- Taber ananevi bir htra ve arzularır na hâll olabilmek üzere Rusya im- paratorluğunu ve Almanlarım haz- mı kavisi olan Fransa devletimi da- hi dairei ittifakma alarak İran kıta sından ve Suriyeden menalfli müş- terekeye hlasedar etmek suretile Almanyayı tahtı tehdide alması gi- bi tedabiri siyasiyel dürendişanede tesamüh göstermeyip bu hale mü- kabil tevali dainedi nüfaz ve tlenret eylemek meeburiyetinde bulunan Almanlar Amerika ve Afrika krta- larmda bu Mmecburiyetlerini temin edebilecek karargih ve müstemle- bulamaymea gözlerini Asya: dada kadar ea vüsi salâhiyet ve müsaadeyi havi Anadolu demiryo- lu imtiyazını almışlardır. Bunlar bü hat bhayunda )-ıpıbilıoul_d_ari Konya ve Ankara ve Bursa vilâ - yetleri dahilinde muamelâtı ticari- yeyi doğrudan doğruya ellerine a- larak bizim halka siyadesite teshi- lât ve mürnasat göstereceklerinden bir taraftan bunları tamamile dal- rel inkıyadlarma aldıktan sonra bir taraftan da muhaceret sure « tinde Almanya nüfusunu nakil ve iskân ederek hat boyunu Alman- laştırmak oemeline dilşeceklar ve bütün Anadoluyu cll: caklar ve o vakitlerde yetleri bağdada kadar Alman pü- zart haline koyacaklar ve hu se- kâfi gevelingüh bulmağa ve derun ve Antalya ve femir körlez- lerinde müstemlekât — ve nlâkalar peydn Gtmeğe caltancaklardır.,, de- miz idiler. 1326 senesinde İstanhuldan cs- nayi tatilde Konya seyahetine gil. tiğimde gözümle gördüm ki bu ha> lin mukaddematı demek olan men kezi vilâyette ve hat boyu İstaa-. yonlarında Alman memurları ve tacirleri zücran bizim sirsat bant | kaları izrazatından daha kolay ve | menfaatli bir şekilde kefaleti mü- | teselsile ile ve tohumluk zahire ve | alütr codidel zirmiye ve para vori- Yöorlardı. Hâlâ hâkaniı mahidun hâtrratt olmuk üzere İalanbul Sabah gaze- tetinin 16 kânunusani 1328 tarlih- N nüsbazmda okuduğum mündere- cata göre hâkani müşarünileyh hayli zaman evvel: “Alman nüfu- zunun tezayüdüne artık bir netice | vermek Samanı gelmişti, baron | mareşsale, kendisine Alman politi- kasma it'madımız olduğunu göster- meğe mecburuz, Berlin sefirimiz, imparator Vilkolmin plânı Anado- lada bir Alman dairel nüfuzu vücu- fe getirmek husmuna matuf ol- duğunu yazıyor, Alman gazeteleri Bağdat hattı boyunda Almanların koloni teşki! etmeler'ni tavsiye e- “diyor, bu Alman gaseteleri ne dü- sünüvarler? Bix ArsAehia yalnız kalmale istivoruz.., demistir. Işıkların karartıl- ması hakkında (Baş tarafı 1 inokde) b — Pencere ve menferler örtülmek suretiyle ışıklar hari - ce karşı tamamen maskelen. mezse o halde, lâmbanm üstü. nü ve etrafmı siyah veya koyu lâcivert kâğıt veya bezle örte. rek işığın pencore ve duvarla. ra aksetmesine mani — olmak ve yalnız iş yerini sayıf bir su. rette aydınlatmak icap eder Veya koyu mavi lümba kulla. nılır ki, bu halde limbayı mas. kelemeye lüzum kalmaz. € — Binalarda ışıkları yuka. rıya doğru aksettiren camlı ör- tüler ve tarasalar, ışıkları ha - rice Vermiyecek şekilde — tadil olunur veya yukartda söylenen üsüllerle veya başka — münasip bir usulle harice ışık sızdırmı. yacak şekilde Maskelenir. d — Alevi gürlünen ve Işık göğteren diğer hor nevi lâmba, mum ve sair tenvir vasıtalariy. le soba, firın ve diğer 1sıtma ve pişirme cihazlarıım ışıkları da görünmiyecek şekilde tan. zim olunur ve maskelenir. Işık sızdırmayan bölmeler: ÜUmumf yerlerde ve evlerde methal ve dış kapılar — açıldığı zaman içerden barice 1sık ak. Betmemek için ıçık — sızdırmaz bölmeler yapılır. . Bu bölmeler iki kapılr bir 8. ralıktan ibaret olup burada sık eve bağlayan diğer bu bölmeyi kapı kapalı bulunur. Evlerde küçük vestiyerler ve | 4; dış kapı aralıkları kolayca işik sızdırmaz bölme haline konabi - lir. Bölmenin iç kapısı yerine | kalın ve iyice örtülen bir perde de kullanılabilir, İhtiyat tedbiri Elektrikle tenvirat yapılma. dığı zamanlar, — aydınlatılması | Hzrmeelen yerlerin tenviri için | petrol lâmbaları, mum ve diğer tenvir vasıtaları tedarik ve mu. | hafaza olurnmalıdır. KOYU RENKLİ BİR KAĞIT » “TİPİ . Koyu mavi kâğıt tedarikinde müşkülâta uğrayan okuyucula. rımıza, bu hizmeti kolaylıkla görecek bir hâğıt tipi hazirla. yabilmeleri için gu tavsiyede bulunacağız: Bir miktar gazete — kâğıdını yanyana koyunuz, bu suretle elde edilecek kâğıt tabakası Ü. zerine aynı şekilde küğıtları — diziniz. — Böylelikle kalm bir tabaka kâğıt elde et- miş olursunuz. — Bu kâğıtları, Fuma denflen bir. nevi siyah | toz boya ile boyarsanız, Sİyayı ş aksettirmeven bir kâğit — tipi mevdana gelmiş olur. Fuma bolamadıfınız - takdir. de, bu iş isin weHhorda ve mü. te"âsif çivit de kullanabilirsi. eZ U a 'g'vj b g Ö'_ İFIKRA: 3 el © Matba,; 5OO Üncü yılı üncü yılı Matbaa icat ve kuruluşunun 500 Üncü yıldönümü idrâk e. dildi. Bu münasebetle gşehir ve inkılâp mÜzesinde — zengin bir Bergi açıldı. Matbaa icat edil. meden önce kitapların nasıl ba. sıllığını şöyle anlatıyor: “Kitabçı denilen adamın her ilimde veyahut. birçok ilimlerde tam melümatt olması Jâzım ge. lirdi. İstinsah olunacak nüsha - yı bir kere okuyup yanlışları tashihten sonra hattata teslim ederdi. Hattat terşecinin yumu. şak deriyi temizleyip cilâlan. dirmak — süretile — hazırladığı levhalar Üzerine bu kitabı ya- zar, sonra müzehhep en hâz ba. yalar ve lüzumu kadar yaldız. larla levhaları <iynetlerdi. En nihayet mücellit burları bıribi. rine Taj cildi - vücuda getirtrdler » Bu güretle vücuda — getirilen kitabın bir servet — olduğunda şüphe yoktur. Zaten bu kitap. lar, okuma rahlesinin bir kena. “Fukara Tevratı,, — basılmıştı. Bu Tevrat, tahta üzerine yağlı mürekkep ile yazılarak — bura. dan litozrafya usulüne benzer bir usulle teksir edilirdi. Fakat “Fukara Tovratı,, da fukara işine benzer, yazılar okunmaz. Maamafih, bu devirden çok Önceleri tahta, tuğla ve kerniç üÜzerine yazılmış kitaplar vardı. Milâttan yirmi dört asır önce Bıvbîl devleti çamurdan yoğu. —— Tulmuş levhalar — Üzerine çivi * yazısı İle hâkkederek — oserler deniyet 500 yıl önce, matbas. — nm açılması ile başladı. Onun içindir ki, daima bu yıl kutlan. maktadır. melerce mücadele etmişti. Fransa matbaaya kavustuğu gün, 12 inci Lüi “Bu sanatı in. san fcadımdan ziyade Allah ih- sanı olarak telikiei ederim,, de. misti, Bizde ilk mathıa 1726 yılında kurulmuştu. Yani 214 Bena ;q'.'veî Göterterg, ilk matbaayı ha. —| zırtıklarmıı daha evvel ikmal e- * Parise 26, İzvi 32, Landrava 37, ı—ımdm.ıî”ım. Cire 147 sene sonra girebildi. 382 sene gonra da Amerikanm Bzlvar gehrine girmişti. FPakat gu muhakkak, ki harf inkılâbı. Türkiyede Belediyeler — bankaları Eti Bankdlar tarafın. | mutâlebat demeli. Tefrika Numarası 41 Lütfiya devam ediyordu; ——“Gülseren Hanım müzaade ederlerse hizmetle- rindo bulunmağı zevk bilirim” diyor: cok nazik kihar. terbiyeli bir adamdır. — © olmasa hile her hâlde bu davayı sen bir avu- Kat arkadaşa ver; kendin İâztm olunes hir celse İçin mückkıl olarak gider, sorulan şeylere cevap vorir, dö- nersin; uğraşma bu işle... Gülreren dügündükçe aklı bu ite Yatıyordu. — Hakkın var; dedi, madem #en girmiyorsun, baş- ka bir avukata vekâletaame verip İsİn içinden çıkma- ... Kim olursa olaun, sen bir münasibin! bul! Bir kaç gün sönra da Lütfiye yazıhaneye yanında kır seçli, altma gözlüklü, kolalı yakalı, plüstron böyun- bağlı, boyunbağınm ortesinda elmas bir İğte nerlâr yan, siyah ceket, çizgili pantalonla merasime g'tmek Üzere evden çıktığı zannedilen, kelli felli bir adamla birlikte geldi. Gülsoren henüz mahkemeye çıkmamak. la berabor yazıaneye gelen davalara alâka gösteriyor ve bunların hazırlanmalarında hizmet ediyordu. Masa- amın bağında bir temyiz lâyihasının müsveddesi Üstün. >de çalıgıyordu. Lütfiye ona yaklaşarak: — Meslektarımız Ali Akyol... dedi. sana kendi sinden behsetmistim. * Söonra İrr seçir avukata döndü: — Gülseron, Va Vati ve yeni, biri erkok biri kadın T avıbat biyi. e v D » — — — ae n GÜŞ —a ee — aa a ve Haydarpaşadan hele Gülserenin yalntr admin söylenmiş olmast iki ta- rafın biribiri hakkımda ve bilhassa kır saçlı avukatın Lütfiyonin yoni ortağı bakkında uzun boylu malüma- ta aabip olduğunu anlatıyordu. Yaşlı avukat, Lütfiyenin yazıhanesinde kendi bi- rosundaymış gibi rahat, her yeri tanıyan, köşe buca- Zt bilen bir eda İle ve emniyetle oturuyordu. Lütfiye ile konuçurken töklifsiz, fakat ciddi ve terbiyeli bir hali vardı; Gülserene dönünce birden ağdalı bir neza- ket bu eiddiliğe ilâve edil'yordu. Sanki uzün boylu ko- daşmuşlar da artık neticeye vasıl oluyorlarmış gibi: —— Böondeniz de Lütfiya Hanımefendi gibi dişü- nüyorum, efendim, diye söze başladı; zâütr ulyânız... — Fstağfurullah... — Zâtı ulyânız bu talâk meselesi için Üzülmeyi- niz; altıncı noterde bir vekâletmmnme — müsveddesi bı- raktım, geçerken uğramak İitfunda — bulunursanız, © gamana kadar hazırlamıs olurlar, İmza buyurunuz. ve başka bir şeve kartşmaymız. Hizmetinizde bulunmak,... — Estağturullah... — Kulunuz için,, — Fstağfurul'ah,.. — Şeref teşkil edscektir. — Teşekkür ederim, zalımet ed'yoramuz, — ÂAman hanım-fendimiz, işte şimdi estağfurullah strası bendenise geldi! Gülseren, konuşurken Sdeta üwönmyarmue eibi ö müne bakan bu adamin müha'lfalı nezaketina tinirle- necek M oldu, Paket nicir ? Herkesin kenAtrina rüre bir türlü buve vok mu.. Hem bundan sonra İstan- yakılmaz. Dış kapı açılırken, ni cgdzbtwutvnm 5 SAD e D AN e Vç li Refik-Ahmed: Sevendil bülda avukallık etmağa kalktığına göre her gün Ayrı bir mizaçta, ayrı karaklerde, ayrı görünlişte çeşit ça git insanlarIk. dilşüp kalkacak, Alışımalı! Veküâletname — hazırlandı; A Axyol, Gülserenin Savukatı sifatile işe girişti ve genç kadını her türlü güçlüklerden kurtardı; ösnten Erdoğanın da gönll rı- zasile bu işten.-sıyrıtmağa istekli olması vasiyeti kolay. laştırıyordu. Yalnız bir gün Gülserenle Erdoğan kar. gılıklı hâkim huzuruna — çıkacaklar ve Ali Akyol işin bir celsede bitmes! için elden gelen her geyİ YAPacaktı, Ali Akyol, bir gün müekkilini aynı haada aynı kat- ta olan kendi yazıhanesine davet etti. Lütfiyenin bi rosu bir büyücek oda İle yanı başmdaki küclük bir böl. meden ibaret olduğu halde avukat Ali Akvolun yazıha- nesl aynı katta 'bir korddorun İetünde dört ayrı odadan teşekkül ediyordu. Birisinde bir kaç lisan bilen güzel bir genç kız, daktilo mahkinesi başında oturuyor ve ça- tır çatır, süratle, matbu baslıkir koca koca kiğitlara iş mektupları, ist!danameler, Hâyihalar doldürüyordu. Aye ni odada muntazam ve gık dosya dolâplarında dava doa- yaları, mühebere — dosyaları, yazıkanenin iİş hreminin büyüklüğünü gösteren bir heybetle yükselip sıralamı- yordu, Meşbur avukatın işlerini takip eden ve iş içinde Pişİp yetismeğe cahsan hukuk talehesi genç hir erkek kâtip icin o yine bu odada b'r baska masa yertestirii- mlsti, İ«ten geldiği zaman © da bu odada oturup calı- giyordü, Ali Akyol, veni meslekdeısma — yazıhanesini gerdirirten bu İenhatı verd'ikten sonra: — İki e>»o kargılıklı daha iyi, daha neşeli, daha zevkli çalışırlar,.. (Dovamı var) dolduramıyacağı — bir. boşluğu doldurmuştur. Matbaanın kuruluşundan son. ra Türkivede — olduğu — kadar dim ve kudretli hamle hic bir devir ve memlekette görülme. miştir. Bunun misalleri içinde yaşıyoruz. Niyazl Ahmet - Mareşal Peten'in Amerikalılara : hitabesi Nevyork, 19 ÇALA,) — Havast Fransız devlet reisi, bu mesıjmda Fransanm ti memleketin — mirasını teşkil eden asil ideallerile dalmu xadık uj Moskovadaki Ingiliz sefirinin görüşmeleri Moskova, 19 (A.A.) — Rövter çisi Stafford Cripps sonra İmridye_ halk komise vini B. Vişi bulunmuştur.