KAKOCA YUZU İSKENDERE. SERTELLİ Çardak altında yağlanan koca | arsları birdenbire ortaya atıldı | v l vet Bey, yer sahibinin yanma Yaklaştı: — Kuzum Nodim Bey! Ben namuslu bir adamsın! Doğruyu söylemekten çekinmemin! Ab- lahaşkma, bana hakikati söy. le: Ba Sait denilen pehlivan, kendisinden daha kuvvetli ve ağır görünen Sarıyerliyi nasıl oldu da yendi? Ben, birinci gil- Toşte yenilen — Aliş pehlivanı tanımıyorum. Hattâ adımı bile duymadım ama, bu Sarıyerli İz. Zetin iki kere güreşini gördüm. Pokâlâ uğraştırıcı, ve soluk l TMadan hamleler yapıcı bir peh. Uvandı. Kara Saide nasıl yenil şaşıyorum doğrusu, Nedim Bey ciddi bir tavırla bevap verdi: — A beyim, kuvyetin enda" Zesi olur mu? Kuvvetli kim ise Meydanda o belli olur. Saidi gelimsiz, zayıf görüyorsunuz a. ma.. Sörvet Bey, yer sahibinin sör Zünü kesti: — Bir Müsevinin dediği gibi, elleri uzundur mu diyeceksin? Nedim Bey güldü: — Evet. Uzun kollu pehli. van, hâamını, her zaman değil" Be bile, çok defa yenebilir. U. Zit kolun güreşteki rolünü in kâr mı ediyorsunuz a paşam? — İyl ama, asma kabağı gi. Uzun koldan ne çıkar? Hele #a İzzetin şişkin pazılarma bir Ak. Bu adam kolay kolay ye" ;*'ir&mı hiç? Sen ne dersen €. Benim aklım almıyor vesse. n tm almıyor vesse, Nodim Bey manalr bir gülüş- le Bervet Beyin omuzunu okşa, dı: — Uzatmayın, rin sayenizde beş on kurüş ka. Zanacağır. Servet Be: la birşey ve çocuklarının — İşin icyüzü cüukler! Maç, güreş Meydi Bufa gelmişti. Çardak altında yâğlanan kor Ca arslan, birden ertaya atılrp: “— Bu kadarı da rezalettir. Bilerek yenilen bir pehlivanda haysiyet ve ş yok demek. ve bağırmak istiyordu. Ka" Ti Suidin — yalan ve danışık. İt da olsa —- bu muvaffakıyeti” he nasıl tahammül edilebilirdi? Seyirciler araşında Yusufu fanıyanlar çoktu. — Acaba Yusuf kiminle gü Tüsecek * Merakile — sabırsızlananların | Sayızı çoğalıyordu. | Nedim Boay: .— Simdi - Yusuf Kara Sait güreşecek. Dedi. Bunu zaten — iskele bar $itda erkenden İlân etmişlerdi. Yusuf bir. arslan heybetile Meydana çıktı. İki pehlivanı yenmenin ver. dİği gurürle ortada dolaşan Sa' | İdin omuzları birdantire — Yu. #ufu görünce — çöküvermişti. Üstüste iki güreş seyretmek” let usanan bazr Müşteriler: — Başka bir eğlence yok mu Yahu burada? Mütemadiyen gü Teş mi seyredoceğiz? ,Diye söyleniyordu. Yer sahibi Nedim Bey, ayağa kalktı ve <Bek gesle müşterilere hita, bağırdı: ç— Acete etmeyini YÜk, &a heyecanlı Olacak, Belki içinizdi Yanlar da vardır: Meydana çr kan güresşci, — meçhur — Yusul pohlivandır. Onun güreşini sey. | Tetmek icin küçük çöcuklar bi , pehlivanla le sabırsızlanryordu. Yusuf her zamanki tevazula aşça başmı sallayarak, ken. mi şiddetle alkışlayanları se âmladıktan sonra, elini Saido uzattı: —— Merhaba.. Kara oğlan! — Merhaba.. Saldin sesi pek yavaş ve can” Bizdi. Saidin içinde garip bir şüphe vardı: Ya bu adam benden in. tikam almağa kalkışırsa..?! Bu şüphe içinde bunalıp ka'. lan Saidin fazla düşünmeğe vak ti var mıydı yal Yusuf pehlivan derheal, nege. li bir sesle: — Hoyyy... Diye mırıldanarak Saldin en” sesine yapışmıştı. Sait birdenbire sendeledi.. Fa kat, Yusuf âdeta herkese his. settiriressine şakalar yapıyor ve gülüyordu. Yusufun maksadı, biras fazla €a yorulmuş olan bu eski has- Tamı kızdırmak ve güreşe bız vermekti, Bunu seyizciler de anlamıştı, Hattâ müşterilerden birinin: — Baydi, adamakıllı kapışın bel Diye bağırmasından de anlaşı İtyordu ki, müşteriler arasında güreşten anlayanlar da vardı. Mabeyin kâtiplerinden Servet Bey güreşi dikkatle takip edi. a. Servet Bey o gün Yakacıktar ki güreşlere fena halde içerle. mişti. Yanmdaki dostlarmdan birine: — Aman! Tayyarenizden bir geyler düştü. 12.10.940 Cumartesi 800: Program — ve memleket snat ayarı, $.03: Müzik: Hafif — programe| (PL) 8.18: Ajana haberleri, 8.30: Mü. gik: Hafif programın devamı — (Pi.) 00: Ev kadımı — Yetek İlateni, (Pi.) 13.80: Ajana haberleri, Müzik, 1645/15.30: Konuşma tistik umum müdürü Bay Celâl Ay. bar tarafından). 14.00: Program ve | memleket sast ayarı, 18.08: — Müzü Reâyo caz orkestrası, 18.40: Müzik: 1200: Konuşma ( Bibliyografya) 19.15 Müzik; Halk türküleri, 19.30: Memler ket anat ayarı ve Ajans haberleri YAS: Müzik: Faml heyeti, 20.15: Radyo gazetesi, 20.48: Müzik; Muh> telif garkılar, 2115: Konuşma — (C0 mün meseleleri), 21.30: Müzil: Radyo Balan örkestrası, 22.20: Memleket aa — Garsom! Çabuk bana bir aksijen makisti gönderin de şu Difteği kessin! —< Pazar 131.Teş. || VI Kamazan hizir 161 Cumarte .ı 121.Teş. 10 Ramazan Bızr 6 Vakiller Vunalı bucanı Vanili Keman GüDedİR Go 1243 gağuşıa z0ı — 626 1500 084 m34 1200 1906 — LS0 430 1z.00 Yatsı Tamaak at ayarı, Ajans haberleri; 2280: Ko Buşma (Eenebi dlllerde — Yalnız ki. an dalga postastle), 22.50: — Müzüke; Cazband (PL) (Saat 28.10 a kadar yakız uzun dülga postasile), 23.28/ 2330: Yarınki program ve kapanış, Ramazan fıkraları; Mübarek ramazan günü Yalancı vüzzn biri Ramazan günü kürsüye çıkmış. Ne söylesin? İlk yerinde kotunu kaldırırken enfiye kutusu ile tü Taaz YZ istifini bozmnmiş ve sözünü şöyle bitirmiz: ğ — İşte mübarek Ramazan günü, ben de bu Iki muzir ve günüh nw.qqğ burzurunuzda atıyorum.. Küçük Hikâye : Akşam Üstleri, sant beş altı sularna doğru, bir pastahane- 8— VAKIT N BİRİNCİYEŞRİN 1910 BEYKOZ KÜYLERİNDE BiR | GEZİRTİNİN HiKÂYESİ Mizancı Murad'ın Ahmod Mithat'a orvwon verdiği kitap --- 22 ÇATAL TEPEYE Sabahleyin havayı sla içindo bul- dük. Rutubet dahi ziyade idi; bu- munla beraber çayımız: İçtikten Bonra yola çıkmadan geri kulma, * Kira yolumuz uzunca Kdi Akşama hanemize avdet et- mek lüzımdı. “BL"' Yirmi kalarak köyden çık Yol yokuş yukarı gidiyor; mut- fasıl çıkacağız. Çıka çıka Çatal t © penin sırtını bulacağız Bir saatten ziyade — çalıştıktan BOnrA Sirta vasıl olduk: Sis kaybolmuştu; yükseldikço manzara hoşlaşıyordu. tepeden atfolunan enzar-i te. cemls zahmetimizi unutturdu. EŞEK MEYDANI hînı gıkıyorur. Eşkiyanın me- A telükileri olan E g © k Moydanına geldik. Arkadaşların biri bu mahalde ne- €0 bigünakm kanları döküldüğünü n:'ynrdu. ükaten erba.l gerr için bun- dan muvafık meydan bulunamaz: Etrafa hükim bir tepe ki hangi Lıkni olursa olsun daha bir saat- Myoldııı gtlen giden seçilebilir. 'a olarak her tarafa doğru ka- palt dereler ve açık — sirtlar gidi- x-:ı'ân_rün içtima etmeak pek ko- uğu gibi dağılıp k dahi kolaydır. ee gezlyeğğ Burada bir karakolun, bir bek- lemenin lüzumu derkür ise de on- lardan eser yoktur. NİHAYET İNKISAM NOKTASI. Nihayet noktaf inkısama vasıl huk. Dağ çimdiye Kadar — çıktığımız Mmürlefi manzara dahi nisbetsiz derece ge- niştir. Nereye bakacağını insan ge- gaırıyor. İbtida geldiğimiz tarafa dönüyoruz: Solda boyuna Irvadereasi, Polonezköyleri, LATAçIft Diği, Hüseyinli, Kı irglr veKaradenizdir Gece servisi Kenan Hulüsi de sıcak bir çay, yabut bir tabak dolusu dondurma ve küçük bir İxi pasta yemek dalma iyi olur. Şumdan dolayı ki, akşam yeme- Bine bir hazırlık yaptığmıa gibi, uğramayı itiyat edindiğiniz paa. tahane birinci sını/sa size hizmet gören beyaz prostelâlı mat- mazellerle bafif tertip ahbaplık da etmiş olurtunuz. Bunim ne faydaları var? Demeyin! Bir çok faydalârı vardır ki derhal gör- meseniz bile, bir tomurcuktan koca bir gl çıkar gibi kendini yavaş yavaş belli do Bizim pastahanelerimlede bu çeşit çalışanlardan — ekserisi Rus ve Polonyalıdır. Onların nasıl gelip yerleştiklerini burada antatacak do » Yirmi sene evrel Rus hicretinde açlık vo ö- lüm tahlikesini atlatarak bize kadar geldikleri vakit, yapacak cu Iyi iş olmak Üzere bunu buldular. Bir de unutuyordum: Plüj modasını icat ettiler ve eroin kullanmayı öğrettiler: Pastahane- lerdeki teşkilâtları da © kadar mükemme! oldu ki aradan sene. ler geçtiği halda bu teşkilâtm içine, meselâ ne bir Alman kadımı; ae da bir Fransmm ve İngiliz matmazeli giremedi: Sanki pasta- hane âervisinde yalnız Beyaz Rus tadınları ile Vargşova dilber- leri mütehasınamış xibi nereye giderseniz onlara restgelirsiniz! İşte Vanda da anlatmak istediğ'm pastahanelerde, akzam üetleri, gümüsş kaplı bir servisle arcak çayımı getirirken selâm- bu kadmlardan — biriydi. Kırk yaşında kadardı. Uzün boylu ve sarışındı. Tipki yeni tutulmüş bir balık gibi hareket ediyordu. Yahut bütün vüeudunu kaplayan derisinin altımda bir- lerce küçük balrk vahdı. Önlar, gözleriniz'n oltasmı durma. dan birer birer Vuruyor? Sonra bepel birden — toplana Van- dayı moydana getirdikleri vekit, afınızıa birdenbire dolu oldu- Zumu görüyordunuz! Ama, bütün burları bir tarafa brrakalım- Çünkü ben, kadın Vandadan daha siyade, kondisinin bile bilme- diği tir Vandadan bahsetmek istiyorum: Ara sıra Vanda ile konuşurdum. Fakat — siyasetten konu Hurduk! Potrogradın merdiven başnda, yorulduğu vakit, zem ya getirdiği çayın geşnis'ni yoklamak, yahıl sizar tahlarmdak! Külü temizlemek için bana doğru gölir; Deanziz meselesini $ö- rarâı: " Z. No dersiniz? Almanlar biz Polonyahlarla harp edecek: ler mi? *Dia Polonyalılar!- dan çok bir Uk- razyalı göşmektenre Maropal Sim'glinin barplerile Polom yordu. Galiba büyük habası kaki olacaktı: — Kıstllar fona adaml yordu. Ve, bir çiftlikte, müfre 20 harpleri strasmda, Kızıl süvarilerin bir gece Ukranyadaki ev. lerini bastr; hatırlayarak: — Ah, diyordu: kocam! Sonra eşyalarmmız! Çiftlikte yüz- lerce hayvan vardı. Babaranı — Macar'standa avladığı hay Vlar.. Ama hepsi bizimdi. Kunllar bir gece içarisinde onları bi- törcih edi- tirdiler. Demek ki şimdi de Almanlara karşı vurugacağız! Bunuünla beraber onu teskin ediyor; ve mutlaka bir şey söy- lemiş olmak için: — Zannetmem, diyordum. Çünkü Almanlar, Franta ve İn. Ziltereden çok Sovyet Rusyadan çekinirler. — Polonya, ikisinin arasında bir tampon devlet vazifesini görüyor. Bir dakika, bu tampon devletin yıkılarak Sovyet ve Alman hudutlarıım y tiğini düşününüz! Zannetmem; zgannetmem!.. Bütün tahminlerimin hilâfına, Sovyet —— Alman paklını mütcakip başlıyan harbin beşinci günü idi. Bir « güü di Akgamdı. Vanda acele acele geldi: — Sizi dışarıda bekliyoceğli! dedi. Haberler fena!.. Polonya harbinin başladığı gündenberi Vandayı tlçüineti de- fa görüyondum. Saç tuvaletini değiştirmişti: —— Onlarla uğraşamıyorum; diyordu. —Sabahları mlatmayı tereih ederek fam ortasmdan aymıyondu. İçin şurası merak'ı idi ki, bunlar Vandaya daha çok yakıştyordu; ve yüzü, sanki bir kalp gibi Idi Bir talmumu adamıı la met arasında bir kalp! Vanda için kırk yaşında demiştim? Özünden çıkarılmış beyaz- Ama, bu kadar fazla göstermezdi Vanda! Yahut daha fazla bile gösterirdi. Fakat - nun yaş il esinde, herhangi bir kadmıt, daha çok öğreteceği şeyler olduğunu düsünt, ik hareketi için size Vandasın kır. kında değil, bu yaşı birdenbire Zecerek dada (a terdiniz! Nazıl düşünürseniz, düşlünün, işte).. O gün servle saati biler bitmez, Va: dim! Saat on birdi. Göce İdi- Yakası semarkı gamaole vardı; ve lücivert bir bere y yulmuş bir me luma girdi: — Bize gidelim; dedi; ah, konuşmak yva kadar açık gösteriyorndu. İlk ndayı drermda bokle- ğ kapali koyu bir Yüzünü —kabuklarmdan *0- defa olarak ko- istiyorum. Ni Vargovaya kadar Herlayebilecek mi Almanlar! Sonra Marösal Simigliden bahaetti; onum hak gu söyledi: Ben da barp yolları ve mia yatında Alman ekal kon 'en iyi hariciş 6 İngiliz ve P: üm. Polo: larmı iyi bilaj kadar hata ettiğini an Simiglinin ne de Koloncl Bek'in bundan haberdar olaçaklarmı g*, n6 olursa oltun her tey bir emrivakidi. Al- söylüyordu. Fak: manlar hududa 10 ne düşmüstü: a ile girmişlerdi. V: lüyetine karşt bir tef trm- Buna hi skiki bir asker ÖsüL Ve, kolonel v Üyordu. Tansız gazetelerinde okudu. ek için de iklerini, hükümotin iş hâ- " tofrik gözetmemekle ne ür türlü İnanmıyor; ne Rit arşova açlık tehlikesi- (Yarm bitecek) Önde Sıraptınar, Avci koru Sağda Yolkentepe, A- rızalımeydan, Dinde- re Sırtm bu tarafmma dönaeniz: Sağda Vakıfkoru, Bulb , Karlıtepe Önde Elmalı, Alemda: B ı uzakta Çamlı Çataltepeleri solda bırakârak in. meye başladık. Yollar pok fena. Ö- arabası gimdi g İökin . Kışın geçmek tü aldir. Ezcümle çamurda garkola- Dik bir yokuşu yarım saat ka- dar İniyoruz; sonta tekrar çıkfyo- l $ Nihi Manol Kâhya nn mer'ası denilen ikinci sıttr bu: luyoruz. Buranın da matızarası pek lâtiftin. Çatalda ğ m yama- emda Arifbeyeiftliği, daha beride Kineooğluağı. e. Babusus bu ağıl pek hoştur. Sola Goöğru dağlar ufalarak ovas ya iniyor. Uzakta bu taraf çiflliklerinin en mükemmeli bulunan Sultamn beyliği belli oluyor; Bahriye Nazırının - uühdesinde imiğ. Sahip olmak — bahtiyarlığında bulunduğu kadar gelip eğlenmek — hususunda tiyar de ALEMDAĞININ YEŞİL SAKALIm Lâkin bunlardan ziyade öndeki manzara bizi calib oluyor; çünkül mahall-i maksudumuz olan Alemi dağı işte bin yıllık yeşil sakalımt sallıyarak bizi davet edip dyruyor Korunun — methaline agkulmüş Etmenikö yü nün kilises, Sair ebniyeden teferrüd ediyor- Bu kadar kırlart dolaşlık; — hiç bir enmi-İ gerifi bu kadar teferrid e- d0 N dik. İçini te çin gelmiş fat: İr Su takımlarile dolmuş bulduk. Zaten duracak değildik. KORUNUN İÇİNDEm İşte azamet ve mehabeti hüşüş ve letafotine katmış buluzan koflr ya dahil olduk. Ellüke ser çelmniş olan deyler Hbas itibarile ancak yeşil taç ile iktifa etmişlerdi. Kametlerinin ike tikamet ve tel için yanlarına Hvormişlor; hi sarmaşıllar, © misilli dâmet-p le teevir eylemecmişlerdir. Pek iaa- bet etmişlerdi. © sayede boy boslarmın temayasile — hayren olabiliriz. KORUDA KAYBOLMAK nda kaybolmak Jâkırdıst çok irşitilmiştir; sahte bir kibarlık rı zannederdim; şimdi tasdik etmeyo meecbur oldum Korunun altı temiz olduğu için hör taraf yoldan fark olunmuyor Hakikaten yollar da az değildir Yaşırmak pok kı bunun içia Taşdelene giderkon yolu irae etmek Üzare aşr boya ile ağaç- | Jara icra edilen işaretleri pok becii ihat-! erbaayı kolay- fira ağaçların yalnığ fi yosunludur. Şimal tara- cağı asikârdı TAŞDELEN PINARI Taşdelen pmarmın önün. Iniz ikl Br lâkin çok göçmeden kadım, erkek olmak Üzere bir çok Ermeniler, Rurmlar, hattâ müslüman kedmları * göip cre yerleçi Biz ise mevaklin en âlüsmı tut- muştak. (Arkasr var) S por — - Boksörleri davet İstanbul Boks Ajanlığındam i Ankara Boksürlerde — karşılaşmak üzere yapılan geçmelere İşlrük eden bütün boksörlerin tarllmak Üzere 2/10/040 Cumartesi BÜRÜ acat 13 ten 14 # kadar Bölge merkezine gel- meheri rica olunur. a SA Ğ gy