# — VAKIT 26 AĞUSTOS n ğ quen amcasını - Öldürdü Katil de başından! ağır yaralı Antakya, 28 (Hususi) — Bu sa. & bah saat 1 1 çok feci bir & cinayet olmu cardan Osman Mistikoğlu —Abdurtahman — Mrstik adlı bir genç bir para me zünden münakaşa etli; Ümer Mr t kendi sabunt öldürmüştür. | Katilin tabancasından çıkân üç N kurşundan ikisi amcasıma biri da — kendi başına isabet ederek ağır su. rette yaralanmazma > olmuş ilmiştar. tindan Ümit yoktur. Konyada otomobiller 20 kilometreden fazla gidemiyecekler ; Konya, 23 (Hususi) — Konyada — gehir içinde şoförlerin fazla süret- © le gitmeleri menedilmiştir. Şoför . lere 20 kilometreden fazla gitme- — meleri tenbih edilmiştir. Aksina hareket ödenlör şiddetle cezalan. dırılacaktır. % İkbal şilebi Mersinden arpa yükledi Mersin — Mersin limanına ge- len “İkbal” şilebi Mersin iskele- ginden Toprak mahsulleri ofisi A, dana — ajansmın — mübayaatmımdan 1,800.000 kilo arpa ve yulaf ala- * rak İskenderuna hareket etmiş. tir. İakenderunda da 3.000 ton buğ day alacak olan vapur bu hamule- 'i Bİnİ Tekirdağ, Çanakkalo ve Geli- boluda boşaltacaktır. f Adanada parasız sinema Adana — Halkevi sinemasında * İki hafta halka parasız ıüıtcı'llıı filmleri 12,000 kişinin seyrettiği anlaşılmıştır. % İncir satışları Borsada. yapılacak İzmir, 25 (A-A-) — Bu sene in- €ir satışlarının münhasıran borsa. — da yapılması ve borsa haricinda İncir süfşr yapılmaması katiyetle karar altına alımmıştır. —H Simav Panayırı açılıyor Simav: 24 (A-A-) — Her sone olduğu gibi bu sane de tahii gü gelliği ve hayat — verici 1lienlarile Mmeşhur kaza merkezinde eylülün üçüncü günü Simav panayırı açıla- caktır. Panayar üç gün devam e. decek ve eylülün altıncı günü lı- Çevirn: Suat Derviş — Sizin birinci sualinize cevap yereyim: Mister Hargreaves felâ- ket haberini derin bir hayretle kar gıladı. Bu da gayet normal bir şey. dir. Bu ilk hayret geçince genç n- dam tabil surette, babasımın ölü. münden dolayı bükin bir halde o. lan Misters Bayford ile meşgul ol- du. İkinci sualinize gelince: Aile- den olmadığım için tabildir ki aile- 'nin aralarında re gibi sırları oldu- Bunu bilemem. Bütün aile eiradı bana Mister Brunton'un gösterdi- Bi emniyeti göstermezler. Size söy- liyeceğim şeyler ancak şahsi fikir- lerim olabilir. Ötedenberi Mister Hargreaves'in, Misters Baylord ile gocukluk arkadaşları olduklarını ' dıx,ı. . Fakat kendisini yeni t tudım. Misters Bayford evli | zaman genç adam İngiltereyi ter. ketmiş, iki sene ecnebi memleketle- rinde bulunmuş, atcak son zaman. larda âvdet etmiş. — Anlıyorum. Acaba evvelce Mister Hargreaves ile Misters Bayford'un izdivacı mevzuu bal- solmuş mu zannediyorsunuz? D d b 1940 A — ĞAT VA Antakyada feci bir otobüs kazası Altısı ağır olmak üzere on üç kişi yaralandı ıılıısıı—ıı Narlıca şofürün Antakya, zayı müteakip firar ödon &0. bebiyet uvll'.'l anl & yaralıları hastaneye kaldır- Yaralılar arasında bul 'a İle Iki kadının Kaza panasında yaralanan yoleu ların isimleri şunlardır: Dörtayak mahallesinden Yahya oğlu Mahmut, Köofeâbit köyün- den Hasan ağlu Dibo, Mırhanodan Cuma oğlu Antakyadan Halef Esmeri beyardan Muan oğla Ahmet, Türkmef mazraasın- dan İbrahim oğla Halik Ali kızı Havva, Hami Antakyalı förün —ehliyetnamesiz olduğu vo nayet, Mahmut kızi Vedia, Şükrü kazaya fazla yük ve yolcu almak. — Gürler, Sabri Bona: tan başka goförün acemiliğinin se İ ZKYÖS el Romen - Macar Kısa haberler Buenos-Airet, 28 (A.A.) — güruşmelen Arjantin meclisi bir reye karşı Ai yüz yetmiş reyle Reisicumhur 5 (Baş tarafı 1 incide) Doktor Ortizin istifasını reddet - | Dün akçam saat 22,10 da harici- miştir. ye nezareti matbuat seryisi Şangay, 25 (A.A.) — Tas a- jansının haber aldığına göre, Ja- ponca Şangay Haymişi gazetesi, Çin hükümetinin Şang Knige git- tiğindenberi kapalı -bulunmakta olan Fransız konsoloshanesi tek- rar açılmıştır. Berlin, 25 (A.A.) — D. N. B. 22 ağustosta doğumunun 80 inci devir senesşini tesit eden te- levizyon mucidi B. Paul Nipkol, cumartesi sabahı kalp sektesin - de ölmüştür. Vaşington, 25 (A.A.) — Har- biye nezaretinden bildirildiğine göre, Amerika Başkumandanı ge neral Marshall, merkeri ve cenu- bi cumhuriyetleri başkumarfdan- larile bu memleketlerden birer zabiti, Amerikanın askeri tesisat- larını gezmek üzere teşrinlevvel- de Amerikaya davet etmiştir. Vaşingtof, 25 (ALA.) — D. N. B. bildifiyor: Hariciye nezareti Troçkinin ce sedinin Amerikaya nakline mü - saade etmemiştir. Şanghay, 25 (A.A.) — Şang hayda yapılmast mutat beynelmi lel bir merasim esnasında oto - mobille gitmekte olan iki Japon zabitine Çinliler taş atarak teca- vüz etmişlerdir. Zabitlerden biri alnından yaralanmış ve hastane- ye kaldırılmıştır. Londra, 25 (A.A.) — Londra salâhiyettar mahfellerinde bugün beyan edildiğine göre, General Dö Gol kumandasındaki kuvvet- ler devarmlı ve her taraftan artan yardım görmektedirler. Dünyanın her tarafından bil - hassa ÂAmerikadan gelen Fransız. lar bu artan küvvetlere — iltihak etmektedirler. e ğ — Bunu bilemem. Bana ait bir şey olmadığı için beni alâkadar et- mez. Ben herkesi nDe karışan a- damlardan değilir — Şayanı tebriksiniz Mister Harrison. Mister Hargreaves ile nile efradı arasında olan münase- betin ne şekilde olduğunu da söy- Tiyemez misi —- Bunu söyliyebilirim efendim. Mister Hargreaves'in gelmesinde 1 birkaç günevv ler Brunton, çalışmakta oldluğum mesal odasına s bir. mektup ,ızrlıvdı. Bu mektupta evvelci Maeş olduğu bir ziyale! dediyordu. Konuşmasından anla &r Hargreaves'in geliş Mister Hrunuın üp canını sıkıyor- ecburum Bruünte nasıl sözlerle, Mi »tru.u.ıc.nc, gelmes inden memnun olmadığını size S etti? - Bunu .uılca söylemedi ama sözlerinden b Na Çıkıyordi Şüimdi doğrusu nılı—ıım olduğu gi- şeli Bazetecilere her iki murahhas heye' ti namına aşağıdaki reemi tebliği okumuştur. “Murahhas heyetlerin müzakerelerin seyri hakkmda men sup ol ları hükümetlere şağsan izahat verdikten sonra Macar - ve Römen heyetleri 24 ağustosta saat 1030 da üçüncü bir içtima akdet" mişlerdir. Heyetler buğünkü celse şefleri protokolunun, Almanca metin esas | ittihaz edilmek üzere, almanca ve fransızca olarak tal edilmesi kaydile konlerans lisanının alman" Ca olması, hususunda mutabık kal" mışlardır. Murahhas “Hory,,. Ma: car kraliyet hükümetinin bir muh” tırasını okumuş ve bu muhtıranın tetkiki için celse iki buçuk — saat tatil edilmiştir. Celse tekrar açıldı ğt zaman Romen murahhas “Valer Pop,, öğleden evvel Macar müurah" has heyeti tarafından tevdi edilen muhüuraya cevap vermiştir. Müza kereler için bir esas — bulunamar ması dolayısile Macar heyeti şefi" rün talebi üzerine görüşmelerin ni' hayet bulduğu bi'dirilmiştir. Bw nunla beraber Mju müzakerelerin pek kısa bir zamanda tekrar başla" ması ümidi mevcuttur. Macar mu rahhas heyeti dün akşam Budapeş teye hareket etmiştir. Heyet, öğre nildiğine göre görüşmelere gelecek çarşamba günü devam edilmesini teklif ve bundan maada müzakere” lerin Macar arazisinde kâin “Szer gedende cereyan etmesini teklif ey" lemiştir. Macar heyeti relsl Peşteye döndü Budapeşte, 25 (ÂA-) — Tam salâhiyetli elçi Horti, Macar heye- tiyle birlikte bu sabah Turnu . Se- verin'den Budapeşteye — gelmiştir. Horti muvasalatmı mütcakip der. hal Başvekile ve hariclye nazırına raporunu vermiştir. ada tekrar edemiyeceğim. ı yolda bir şey olduğunu 'alete gidemiye- orğ vım. Aksi ııbı gu Hargreaves ayni günde gelmeğe kalktı... Ne can sıkacak şeyi...,, Daha sonra da, ziyaletten iki gün sonta olacak bir randevudan bahsederken: “ÖO gün de şu Hargreaves bizde buluna- cak...» dedi: Şunu söylemek istiyo- rüm ki elendim, açıkça bir şey söy- 1 halde Mister Ha etinden memnuün olmadığı rdı, Mâ d . de başka sual huz? Nasıl?.. Tekrar eder 'n Jüri beyeti « isafir. Mis Lamort'ta nizi istiyoz. P bu misalirin, y unu söylemişti bir şey ilâve eder mi teride giyi- nirken mütemadiyen: >“Allahıma, Allahım!.,, diye — nurıldanıyordu. İRADYO| 26.8.940 Pazartesi 7.20: Program, ve saat ayarı, T.â8: Müzik: Hafıf Musiki (Pi.) 8.00: Ajana 8.10: Ev kadınt, 8.20/8.38: Müzik: Ha. fif Musiki, (PLy 1230: Program ve memleket saat ayarı, 1235: — Müzik: Fasil beyeti, 13.20/M4,00: Müzik, Ka- rışık program (P1.) 18.00; Program ve memleket sant ayarı, 1806: Müzik, Oda musikiai, (Pi,) 18.60; Müzik Rad: ye Caz örkestrası, 10.10: Müzik, 1045 Memleket saat ayarı ve Ajana, 20.00: Müzik, 2030: Konuşma, 2045: Müzik, Dinleyici tatekleri, 21.10: Müzik: Bes- teflâr Simaları serisinden, 21.30 (Rad. yo Gazeteni), ZL45: Müzik: Radyo sar kan erkestrası, 22.90: Memleket saat ayarı, Ajana, Ziraat, Esham — Tahvi lât, Kambiyo — Nukut boraası — (Fi- yat), 2245: Müzik: Radyo salön or. kostrnst, 23.00: Müzik: Dana Müziği (PL) 23.25/28.00: Yarınki program, 27.8.940 Salı ve' memleket ssat izlik: Hafif Musiki (PI) 8.10: 'Kv Kadını Müzik: Ha Program ve fZ musiki (Pi.), nleket saat ayarr, 1235: — Müzik: Müuhtelif garkılar (PL) 12.50: Ajana, 12.05; Müzik: Plâklarla mudtelif şari kılar, 1380714 00: Müzik, 1£00: Pror Eram, ve memleket eat ayarı, 18,08: Müzik: Cazlabd (Pİ.) 1830: Çocuk Sasti, 15.00: — Müzik: — Çocuklar içim (PL) 19.15: Fasıl Heyeti, 1945: Mem- leket aaat ayarı ve Ajana, 20.00: Mü. zik; Çifiçinin saati, 20,18: Konuşma, 20.80: Müzik, Ankara Radyosu küme ves ve aaz heyeti, 21.15: Serbest snat, 21.80: Konuşma A(Radyo — gazetesi), 21,45; Müzik: Radyo Salan orkestrası, 22.30: Memleket #ânt ayarı, Ajana haberleri, ziraat, Kaham — Tahvilât, Kambhiyo — Nukut borsası — (Fiyat), 2245: Müzik: Radyo aalon orkestraaı programının — devamı, 29,00; — Müzik: Cazband (PL) 23.29/2920: Yarınki program ve Kapanış. Balıkesirde atış müsabakaları yapılıyor Balıkesir, 28 — Balıkesir böl- gesi atıcılık - ajanlığı, — şehrimizde mevcut bilâmum kadım ve erkek vatandaşları atıcılığa teşvik mak- sadile muayyen tarih ve günlerde atış yaptırmağa karar vermiş ve ilk defa olarak hükümet memur lart arasında bir seri müsabakalar tertip öderek — güzel bir program hazırlamıştır. Tanzim edilen bu programa gö, re ilk atış dün sast 18 dae vilâyet ferberlik daireleri tarafımndan ya- pilmiştir. — erkânt ve memurini ile nafla ve şe. | YA/AN $ — İ3i9 Berla birdenbire bir burgunun , kalbini deldiğini hissetti; Mediha, ya yaklaştı. Genç kadın şimdi ye- nidon yaralanacağını, başka bir - tırapla perişan olacağını sezmiş gihidir. — Peki, ne var? Bana niçin böyle garip garip bakıyorsun- Medihanın sesi - korkak, müte. reddit bir hal aldı- Aradığt kelime- leri bulamıyor: Bu hakikihati ni, çin evlenmeden evvel Berindan gizlemişlerdi, buna ne lüzüm var- dı sanki? Eğer öyle yapmış olsa- lardı şimdi boş yero Galiple Beria biribirini yaralamamış olacaklar . di. Mediha bütün cesaretini topladı: — Dinle Berla, dedi: Galibin A- daya İlk geldiği gümü halırlarsın değil mi? Hani seninle beraber an. nerin yanma girdiğimiz vakit onu arada bulmuştuk: İşte 0 güne Beria gözleri arkadaşına dikili, Babırsız sabirsız sordu : — Ey: © gün ne olmuş? — O gün Galip zaten - biliyor: muğ- — Neyi biliyormuş? — Turgudun evlendiğini- Berianın gözbebeklerinde şim . Şekler çaktı. Medihaya — öfkeli ve kindar bir bakışla baktı. Mediha gittikçe daha fazla sa', kinleşerek sözüne devam etti: — Öfkelenme! Sükünetini mu, hafaza ederek dinlemeğe çalış- Sa. na hakikati olduğu gibi söylüyorum. Kocan-. Galip Mısırdan dönerken birkaç gün de Berutta kalmış- İşte Galip Berutta iken Turgutla, Be- rutun zengin allelerinden birisinin kızı olan Betul'un nikâhı kıyılıyor. muş Bu uğurlu döğünü bütüna Bu” riye gazeteleri yazmış. Fakat bu gazeteler İstanbula gelmediği için bu evlenmenin Türkiyede pek akis Jeri duyülmamız. Beria şiddetle itiraz etti: Doğru değil, yalan söylüyor. sün. " Berin öfkeden.tilriyerek arkada: şınıt Üzerine yürüyordu- — Yalar söylüyorsun-. Bu defa | da bu masalkt uydurdunuz- Fakat i- nanmıyorum, hiç birinize inanmı, Yyorum artık... —« le lüzum görmeden avazı çıktığı kadar bağıra bağıra bu sözleri söy. Tüyordu. Kapımnın arkasında. merak fan patlayan hizmetçiler, artık ku* laklarımı kı 'a dayamadan Tahat rahat dinleyebiliyorlardı. Mediha sinirli sinirli: — Ricra ederim Beria, dedi. Re- zalet çıkarmağa lüzüm yok. Söyle, diklerim yalan değil, hakikattir. İabatı çok kolay olan bakikatlere Beria kulaklarını tıkadı; l Beria, en ufak bir tereddüde bit Diyarbakırda sıcaktan ölenler Diyarbakır — — Diyarbakırda bu yıl müthiş sıcaklar hüküm sürmek. tedir. Sıvaktan ölenler vardır. Di. yarbakır belediyesi halkın öğle za- manı uyumaması için şehrin her tarafında ilânlar yapıştırtmıştır. Mütemadiyen tekrar ettiği bu söz- ler insanm sinirlerini bozuyordu. Sofaya inince, cesaret ve kuvvet bulmak ister imiş gibi Misters Brunton'un kolları arasına atıldı. ok müteheyyiçti. Bu felâket ha- beri karşısında, bütün aile efradı çok daha fazla soğukkanlı bulun- muşlardı. Hizmetkârların söyl diklerine nazaran ertesi sabah ak- şama kadar odasında yatmış, ve ağzına bir lokma ekmek bile koy. mamış. Birkaç defasında da inler gibi bir sesle bir şeyler mırıldandı- ğanı duydum. Hiç'şüphe yok ki bu facia ona son derece tesir etmiştir. — Teşekkür ederim. Mister Harrison sizi bu kadar uzun istic- vap ettiğime çok mütsessifim ama, soracak bir sualim daha var. — Buyurunuz rica ederim- Ben burada vazilemi yapıyorum. — Esasen bu sonuncu sualim- dir. Mister Brunton'un hususi kâ- tibi olmak sıfatiyle, mesaf odasına her girişte kaprya vürmak - itiya- dında mı z? — Ne münasebet! Bunu ancak hizmetkârlar yapmak mechuriye- tindedirler. Benim vazifem esasen bu mesaf odasındadır. Ve bu odayı bizaz da kendime ait kıyas ederim, — O halde acaba neden o gece odaya girmeden evyel kaptya vur- mak zahmetini ihtiyar ettiniz? Kendi iladenize nazaran mesai o- — Olamaz- Turgut böyle bir iş yapmaz. Mediha arkadaşma fısıldar gibi: — BHatırla, dedi. Turgut İstan" buldan ayrıldıktan bir müddet son rTa niçin mekluplarını kesti. Evlen. mek için kararlaştırdığınız gün yak laştığı halde bile zahmet edip de - ki satır bile yazmıyordu. Döndüğü haberini gazetelerden öğrenmedin yaklaştı vo MUZAFF!:R lıbl'.' mi? İş apaçık meydanda. * Mediha söyledikçe Berlanın yü. ü bozuluyor. Gözlerinde — şaşıran insanların mânasıt Çadesi var, in” leyen bir sesle sordu: — Fakat niçin, niçin bunu yaptı Turgut? Mediha omuzlarını silkti: — Niçin yapmasın- İngilis Adil ve şürekâmı müessesesinin fena hal de olduğunu öğrenmişti de ondan. Onun için seninle evlenmekten kor- kuyordu. — Turgut ve korkuü-- Yanyana duramıyan iki kelime. — Korkar, o da korkar-. Her sporcunun ürktüğü bir dakika var” dir: O, zaten korktuğu için İstan. buldan ayrıldı. Seninle yüz yüze gelmekten utanıyordu, onun hicabr Nt yabanct memleketlerde takla - mağa gitti. Borin muztarip inledi: — Sus, Mediha, sus! Ve yüzünü ellerile kapadı. Mediha arkadaşmı kardeşçe ku - * takladı; bir koltuğa oturttu, ve'bu" gşını kızıl saçlarına dayadı: — Beni incittim yavrum, fakat kabahat benim değil. Sen Turgudu kepdine bir emel edinmiştin. Onun hayalini aşktan bir sehpa - üzerine oturtmuş. — tapryordun. evdiğin Turğut değil, yarattığın bir hayal. di. Seni bu hayalden ayırmak iste- yenlere, sana hakikati gösterenlerc kızıyordun. Turgüt, güzel, purlak yakışıklı bir delikanlıydı. Sen bu güzel, parlak. yakışıklı delikanlıyı dünyanım en iyl en temiz, en dü- rüst insant gibi görmeğe çalışıyor" dün: “Yanlış.. Her türbede evliya yatmaz. Berim tekrar hararetlendi: — Hayır, bu meselede aldanmış olamam. dedi, onu her bir gün bir. parçasını anlayarak tanıdım- — Hayır, Boria, hakikati kapa. mâağa uğraşma! İşte bütün gilrini kaybetmiş olarak bakikat apaçık kargında duruyor. Turgüut rannetti* ğin aşk mabudü değildir. Hattâ Suriyedeki evlenişe dair bile dedi- kodular var. Eğer söylenenlere i* nanmak İâzımgelirse Turgutla Bo. tül'ün evlenmesi öyle kolay olma- miş. Turgut bu temiz sile — kızmı lekeledikten sonra bırakıp kaçmak iatiyormuş. Fakat zengin aile isim- Terinin bu suretle lekelenmesine ra* zt olmamış-: Turgüdü evlenmeğe debar etiniş. Delikanlının çalışmak zevki yok, bol paraya da ihtiyacı var— Onun için bu izdivacı kabulde bir mahzüur görmemiş. Beria bozulmuş çehresini yavaş yavaş kaldırdı. Bütün hulyası bir an İçersinde yıkılıvermişti. ve bu hulya kâinatının bir parçası olan ıztırabından bile elinde bir yey ka. Jamıyordu. Artık bu hulya âleminin acı ve sönük birkatmasından başka bir gey kalmıyacak- Şuuru bir an içersinde boşalmış gibi. Ellerini ümitsiz. bir vaziyette birleştiterek : — Aman yarabbi! — diye inledi, öyle ise aşk ne oluyot, münasız bir kelime mi? (Devamı var) dasında ışık görerek Mister Brun- ton'un hâlâ çalıştığına hükmetmiş ve kapıya vurmuşsunuz! Bunu Ne- den yaptınız? İzah eder misi — Bu sualiniz beni müşkül mevkie koydu. Halbuki ben. tün bildiklerimi açık ve samiml bir surette anlattığımı zannetmistim. Her halde buna çok gayret ettim, — Bunu teslim ederim Mister Harrison, Şimdi de yine ayni tarz- da bu sualime de cevap vereceğini- zi ümit ediyorum. Her nedense o gece, kapıya vurmadan mesal oda- sına girmek istememişsiniz: Şüphe- siz ki bunu yaparak Mister Brun- ton'u rahatsız etmemeği düşündü- nüz... Yani Mister Brunton'un bu şeyden rahatsız olacağına hükmet- tiniz! Öyle mi? — Eğer bu hususta benden bir cevap almakta ısrar ediyorsanız si- ze: Evet diyeceğim. — — Mister Harrison burada mah- keme huzurundasınız, isticvap edi- Tiyorsunuz, şimdi lütfen açık suret- te cevap veriniz. Demek Mister Brunton, odaya, kapıya vurmadan girmenizi istemiyordu. Yani bunun için ortada her hangi bir sebep vardı? — Bu sualinize cevap vermeğe gerçekten mecbur muyum? — Tabil! Rica ederim bana va- kit kaybettirmeyiniz, Şimdiye ka- dar hiç tereddüt etmeden konuştu- nuz, rica ederim bu tarzda devam ediniz, — Pekâlâ efendim. —İstediğiniz gibi yapacağım. Madem ki benden bir Cceyap isuyorsunuz, bu cevadı vermek vazitemdir. zannediyorum. İşte o gece mesai odasının kapısı« na niçil vurdüğuümü izan edeyim; Vurmadan girmek istemedim, çün- kü belki de Mister Brunton'un içe- nde yalnız olmadığını düşündüm, — O halde cevap almayınca ne- den buna rağmen kapıyı açtınız? Madem ki yalnız bir randeyuyu kaydetmek için geliyordunuz, bu- nu sonraya bırakabilirdiniz, değil mi? — Bu bir iş meselesidir efendim. Müsaade ediniz de bu geyin ne ka- dar mühim olduğuna ben hükme- deyim. Mister Brunton daima be- nim işlerimden memnundu. Esa- sen yanında uzun müddet kalmış olmaklığım da bunu isbat eder, Ne dereceye kadar harekâtımda ser- best olabileceğimi benden başka kimse bilemez, Esasen Mister Brun'un yalnız olmadığı muhak- kak değildi. Belki de bir şey oku- mağa veya yazmağa dalmıştı. — Peki, peki, İçeride biri oldu- ğunu (arzettiğiniz zaman Mister Brunton'un kiminle olabileceğini düşündünüz? Kızı ile mi? Karısı ile mi? Oğlu ile mi? (Devamsı var), di d ü H & « H vi ti K ik ki | & - M R k L & R p y u c xa