30 Mart 1940 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 3

30 Mart 1940 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

H%m ölümünden sonra | - A Yerin Ssenelik talobesi K TERLUEMEK , hh . | OK AAT : : zarear Ocasının ebe mek Uzak ]Fm|and|ya hicretinden Tası x N l“-ll'dugunu anlatıyor : LN Z| demis, Tiçca, Sarkta acı manzaralar murtanın hepsini kafanda kırma. Sına imkân yok. Bir, nihayet iki tanesini kırar, Arzusunu yapmış olur.. Adam ianmamış, Hocamız be. raberinde, evine gitmiş, Bir se. pet yumurta getirtmiş, gebe ka. dını da çağırmış: — Hanım, demiş, al şu yumur. taları kocanın kafasında kır.. Kadın iki yumurta kırdıktan sonra vazgeçmiş.. Hocamız bu hik ken ebe kadınların © ği rahatsızlıklarımı — say aklımızdan çıkmıyacak kalfamıza sokardı. Bayan Ş: , mezun olduktan ve mesleğe tan sonra da hocası ile alâka smemiş, her d olduğu vakit Sörup öğrenmek için sık gi. dermiş ve bu Bezim Ömeri son | derece memnun edermiş: — Aferin kızım, tam benim is. tediğim gibi y Bak ben hâ. İâ okuyor, erüm, İlmin sonu yoktur, Da: ıma en i. n yenisini » der ve sorulan — suâllere hassas olduğu iç sında en çok Tevi Kenan Tevliği sever, onların ça. | lışmalarımı ö ü Şahin çbeye Besim Ömerden | evvel ebeliğin nasıl olduğunu sor. | dum: — Benim annem de ebe idi, fa. kat kendiliğinden yetişmiş ebe idi. Besim Ömer mektep açınca devam etmiş, oradan diploma al. mişti, Her zaman: — Biz de ebe geçiniyorduk. Meğer ne cahil imişi Bir şey bilmiyormuşuz.. derdi. Annemin | bu sözleri, Besim Ömerin getirdi. | gi ebeliği anlatır sanryorum Çocuk doğurtmak., yani, do güm en kolay ve en güç şeydir. 'Tabii doğumlar kolaydır. Fakat her doğum tabil midir ya?.. Ne. lerle karşılaşıyoruz. Çocuk dön. müş olur, son gelmez, daha bun. lara benzer bircok hâdiseler olur, ki bu gibi ahvalde mutlaka bilgi lâzım, Eskiden bunları bilmeyen ebeler lohusa ölünce: v — Allahın emri.. Günü gelmiş tarenin.. der, çıkarlardı. Hocamız Besim Ömer, işte bunları yöketti. Yetiştirdiği ebe- lerle binlerce vatan evlâdi kur. tardığına yemin edebilirim. Ebe Şahin'a gözleri vaşla idi. ünü şövle bitirdi: — Nur içinde yatsın.. Çok kö. tü günleri aydımnlattı. B aydınlık Rünleri kendisi de gördü, N. A, Yeni Antalye valisi Antalya valiliğine tavin edil. miş olan Erzurum val İşcan Erzurumden ve' Ankara istir. Yeni Anta! dolu | 4 Hasim | Düasif müdafaası için bir rapor ne halde? Tokyodan gelen telgraflara gö. re Moskovadaki Japon sefiri ile Sovyet hükümeti arasında bir ti. caret muahedesi hazırlamak için yapılan müzakereler, gayet mü. | sait Lir hava içinde inkişaf !î-l mektedir. Esasen bu görüşmeler münha. sıran iktısadi meseleler üzerinde | yapılmayor. Politikaya da temas ediliyor. E ftan Japonya Sovyetlerin Ş; ke yi dan ve Çin komü! tutmaktan vazg diğer taraftarı Moskova diğer ba. Wi aa ter kadar | — —— Madem, ki gebedir, gebele. n Tİğ A n |a Taraerm Hi eebedir, gobele | k Unüttu. î'ı': Rı,ııı'ı—.lîîi. .ı-ı la:i:ı.::’:"olı)kî:: Bovyat 4 Almaan faaliyeti | Ü AT Abdulhamıt VB ölü karısını yabancı topraklarda | İngiliz gazetecisi bırakmak istemiyen Finlı k Franşsızca Parisuyaz gazetesi. nin yeni Fin . Rus hududundaki muhabiri bildiriyor : Helsinkiyi Viborga bağlıyan yol üzerindeyim, Her taraf çam. hk. Az ileride devriye gezen iki askerinin bir çam ağacı üze. u tarihi kazmış olduklarını orum, “19 Mart 1940, saat ri gör | 20.” Biliyorum ki hemen altı yüz Mmetre kadar ileride Ruslar da zı metaliple birlikte Mançuko. | başka bir çam ağacının üzerine nun gayri askeri bir mıntaka hali. | 3ymı tarihi atmışlardır. Çünkü ne getirilmesini ve Harbine Mo. | 19 Marttan itibaren burası yeni vali arasındaki şimendifer hat. | Fin - Rus hududunu teşkil edi. tının kendine t Btiyor. yi aa Eğer bugüne kadar bu müza, | | F '.?_prıklan Üzerinde rastla. kereler henüz Sovyet - Japon mü. | diğım Virolahti kazasının zabıta nasebetini iyi bir şekle sokacak | Şefi: müsbet bir neticeye eriştirileme. mişse de Çinden gelen bazı ha. ber göre Sovyet bükümeti şimdiden Şangayçeke Japonlar tarafından yapılacak bir mütare. ke teklifini uluorta reddetmeme. in etmiştir. zamanda Sovyetler Maskovadaki Çin sefirine memleketine daha zi. yade silâh ve cepbane vermenin Sovyetler için mümkün olmadığı. nt söylemişlerdir. Bütün bu gayretler Alınan ve Sovyetlerin müşterek gayelerinin eseridir. Almanlar ve Sovyetler uzak şarkta tam bir süküt iste. mektedirler, Buttun için yalnız Japoslarla Sövyetlerin değil, Ja. ponlarla Çinlilerin de anlaşması. na çabalamaktadırlar. Almanyanın bugüne kadar har. bi nasıl idare ettiği tetkik - edile. cek olursa Sovyetlere Japonya ile bir anlaşma yapmayı ve Şangay. çeke Japon tekliflerinin kabul e- gilmesini söylemeyi telkin edenin Almanyapeliüğln açık Hin surette görünmektedir, Moskova, Çin “Türkistanının Japonlar tarafından Savyet nüfuz mıntakası dahilinde bulunmasının kabul edilmesini ve harici Mon. golistanın da dalima müstağil sa. yılmasını istiyor, | Çin Türkistanma' gelince Sing Kiang Çine yar lan Sovyet dırm için yolla harp malzemeri in topraklarından geçmesine müsaa. | de etmiştir. Şimal kısmının bü. yük bir parçasının Ruş nüfuzu altına girmesine de müsaade et. miştir. Fakat Şarki İngiliz nüfu. zu altında bulunmaktadır. Şunu da geçerken kaydetmek isteriz ki: Bu vaziyet İngilterenin hoşuna gitmemektedir. Çünkü İngiltere merkezl Asyayı daima â nüluzu altında tutması ve aynı zamanda cepheden Rusya. a. ya çarpmak ih kınmas'ını Balkarla: inden de istemektedir. — İst ister Yakın ve n şevler elde edile. bilmek İcin yapılmakta oluşu. — Yeni ve büyük Rusyayı mı görmek istiyorsunuz? Gelin be. nimle beraber... Dedi ve beş kilometre kadar u. zağa götürerek eliyle uzaktaki bir evi ve bir çam ormanını gös. terdi? — İşte oradan ötesi.. O gördü. günüz yer de Renikaladır.. Ne kü e de Kurkela kazasının kime ait olduğu henüz belli de. ğil.. Rusların harita üzerinde ka. Im kalemle çizmiş oldukları hu. dudu birçok mıntakalarda kabul etmiyoruz.. Fakat herhangi bir muhasamatı bertaraf etmek için buralarını tahliye ettik. Ruslar da bizim tayin ettiğimiz hudutta kaldılar.. Poliş şefi yorgun bir balle sö. züne devam ediyor: — BSekiz bin nüfusu olan kü. çük Virolahti kasabamızdan 1700 kişi evlerini yuvalarını terkede. rek içerilere kaçtılar.. Yirmi iki kasabadan dokuz tanesi Ruşlara geçti.. Bu havalide on sekiz mek. tepten altı tanesi artık Fin yav. rularını göremiyecek. — İşgal edilmiş olan mıntaka. larda Finlerin kalmış oldukları. nı tahmin ediyor musunuz? — Bunu ben de merak ediyo. rum. Dün hudutta teşadüf - etti. ğgim bir kızıl zabit ile bir- siyasi komisere sordum.. Kendi tarafla. rında hiç bir Finlandiyalının kıl.î İ mamış olduğunu söylediler.. Be. nim burada gördüğüme göre bu mıntakada ikamet eden altmış bin Finlandiyalırın belki birkaç bin | tanesi — Rusların - tarafında. kal. mıştır. — Tabliye işi nasıl yapıldı? — Gayetle çabuk hareket et. mek Jâzımdı. Elimizde olan bütün nakliye vasıtaları ile muhacırları evvelâ Fin topraklarına, hemen | hududun arkasına naklettik, son. ra geri dönerek ötekileri aldık, | Herkes birim hudut tarafına nak. en sonra muhacırları mü, | vakkat olarak hazırlanan yerleri. ne taksim ettik ve bilâhare ora. lardan da alarak memleket içinde Londrada bulundu Londradan bildiriliyor: Kanterburi kilisesinin bahçe - sinde toprak altında bir cep gü- neş saatl bulunmuştur. Bunun dünyaniın em eski saati olduğu . İzmir. (Rumsi ) — İzmirte | İçte de tetkikler yapmış, bu a- rada İzmir müdafaa servislerini hazırlamak Üüzere gelen Pransır | faalivet halinde görmüştür. ter amiralı Mure, Nozilli bas, Resimde Amiral bu tecrübe Ma fabrikasının pasif müdafaası | ler esnasında görülüyor. na güphe edilmemektedir. Tarihi kıymeti haiz olanı, bu saat Britiş Müzeume konulmuş. tur. atin kadranı gümüşten, ka- da altındandır. Ayrıca saa- üzerine güzel bir. hayvan başı vontulmuş ve bu hayvvanın göz vearlerine krymetli taşlar ça- kılmıştır. Güreşin meylini gösterecek o. lan ibre yerinden çıkmakla ve | kullanılmadığı zamanlar saatin altında bulunan bir kutu içinde # muhafaza edilmektedir, | Santi anlamak için, güneşin meyline işaret edecek ibre yeri. ne takıldıktan — sonra güneşe doğru çevrilecektir. Kadran üze. rinde şu kelimeler okunmakta - dir: “Pax Possesori, Salus Fac- tori,, « I Londra üniversitesi mütehas. sısları ve bilhassa doktor Smit |bu eski saati tetkik etmişler ve hâlâ da oldukça doğru işliyebi. İ leceğini kabul etmişlerdir. Dünyanın en eski saati | başka yerlere götürdük, Bu züavalli adamların ne müt. hiş, ne acımacak halleri vardı. Bu muhacerette ne feci manzaralarla karşılaşıyorduk, Askerler de bizim tarafa geç. mişlerdi.. Bu yorulmaz askerlerin binlercesini skileri üstünde yor. gun çehreleri, Çukurlara kaçmış dumanlı gözleriyle gördüm. Yüz. lerce kızak silâh ve mühimmat naklediyordu.. Fakat gariptir, bu silâhlar arasında ne toplar, ne de mitralyözler vardı, Dört Çocuk Ve Bir Tabut Yollarda pek az sivil halka te. sadüf ettim.. Fakat bunlar ara. sında rastladığım bir manzara yüreğimi parça paarça etti.. Bir adam kızağının Üzerinde, kürk parçalarına sarmış olduğu dört yavrusunu, tencere gibi mutfak levazımının yanına yerleştirmiş, Finlandiya topraklarına geçiri. yordu..Aynı kızak üzerinde bir dikiş makinesinin yanına uzatıl. miş bir tabut mnazarı dikkatimi celbetti., Sordum., Adam, hiç bir heye. can hattâ teessür göstermeden, büyük bir sadelikle $u izahati verdi: — Bu tabutta karımın — cesedi var.. Kasahamız hemen tamamen Rus tayyarelerinin bombalariyle tahrip olundu. Fakat bu bombar. dımanlardan birimizin burnu bi. le kanamadı, tayyareler gelince, koruya kaçıyor; tehlikeyi atlatı. yorduk.. İşte bu sıralarda karım soğuk aldı ve hastalanarak öldü.. Onun cesedini artık bize ait ol. mıyan topraklarda brrakmak iste. medim.. Onun için bu tabutu ya. fımda taşıyorum, karımın cesedi. ;ğ yeni evimin yanına gömece. d, N Bu, bir tesadüllün — gösterdiği feci manzara., Fakat kahraman Finlandiyalıların bu son savaşla. ti kimbilir ne kadar gizli facia. larla doludur. Görüp düşündükçe Harp haberlevi, siyasi müzake, reler ve temaslar, ajanslara kati. yet kosbetlikten sonra intikal e. diyor. Gazeteler ihtimalleri, henüz kat'ileşmiyen haberleri, hükümetlerce gizli tutulan vazi. yetleri kendi istihber vasıtalariy. le öğreniyor, yazıyorlar. Fakat böyle havadisler, kuşkulanan ta, rafın derhal tekzibine uğrayor. Son aylar içinde İngilir gazete. lerinde çıkan haberler, derbal Al. manm matbuatında tekzip oediliyor. Fakat bütün bunlar harp sonunda | meydana çıkacaktır. Ben İngiliz gazetelerinde çıkan hangi bava. disin ne zaman, nasıl tekzip edil. diğini mralıyacak değilim. Evve. lâ şuna işarte etmek istiyorum, ki İngiliz gazeteleri her şeye rağ. mon dalma en doğru vermekle tanınmışlı kü İngiliz gazeteci budur, Onlar, kendi bir havadis için İngiliz gazetecisi islenen parayı sarfetmeye me. zundur. Mitat paşanın muhakemesi ya. pilirken İstanbulda bulunan İngi. liz gazetecilerinden meşhur Ma. kenzi Vallas gazetesine gönderdi. ği havadisler arasına o vakte ka, dar saraydan dişarı sızmamış, kimsenin ağzına imkân olmıyan bir vakayı kaydediyor. du. Padişahın hazimedarı — Hafız Behram ağa, mabeyinci Fahci be. yi dövmüştü. Pek basit görünen bu vakanın ehemmiyeti şunda: İngiliz gazetecisi muhakemeyi bütün tafsilâtı ile ve en ince te. ferrüntına kadar zaptetmiş bulu. nuyordu. Fakat Abdülhamit, en ziyade bu habere köpürmüş, hid. detlenmiş ve Makenzi Vallasa şu haberi göndermişti; — Yazdığı vaka sahihdir. Kim. dan haber aldı ise namıtı söyle. sin, Beyani hakikate vesatatından dolayı kendisine mükâfat edeyim. Hiç şüphe yok, ki İngiliz ga. zetecisi bu havadisleri almak için (Lütfen sahifeyi çeviriniz) Bir ağacın macerası! Gümüşsuyuyla Dolmabahçeyi birleştiren eski yol, berbad bir şeydi. Geçenlerde Gazhane önüne kadar olan tarafı güzel bir asfaltla döşendi. Genişletildi; belki İstanbulun en güzel caddelerinden biri haline konuklu. Fakat bu güze, hattâ muhteşem cadde Hasahırlara dö- nerkon, eski bir berbatlıkla karşılaşiyor, sırma saçta şimşir tarak gibi göze batiyordu. Son günleride oraya da taşlar yığıldı, ameleler Üşüştürül. dü, silindirler getirildi ve o çirkin dirsek ortadan kaldırıla- rak, cadde Dolmabahçenin saati önünc doğru İindirikli. Orada rencperler çalışır, çekleler İşler ve silindirler dü- dük çalıp bubar saçarak gidip gı 'irken, ben seviniyordum. Kvet doğrusu şu, ki semte lâyık bir cadde yapılıyordu. Şehir plânına göre buraya bir stadyum yapılacağı için, dökülen para ile harcanan emeğe acınımaz,. Fakant yol, ana meydana vardığı zaman, bir ağaç dizişile karşılaşıldı. Caddenin bitim yerinde iki k ü kazıdılar. Ötek bir: Birini kestiler; köl n gövde dikilmişti. sağda kalmıştı. Beton döşenirken, onun dibine çepçevre bir yuva yaptılar, Yo- lu ikiye böldüğü ve otobüslerin buradan gelip geçtikleri İçin, koendi kendime: “Ağaç, belki bir işaret vazifesini görecektir.,, diyordum. Bir arkadaşıı, bir gün bu ağacı göstererek £ — Bunu da kesecekler! Dedi. — Nasil olur; beton döşendi, etralına yuva yapıldı, Kos- koca ağaç, etrafı harap olmadan sökülemez. Eğer böyle bir nle yetleri olxaydı, beton dökülmeden yaparlardı. Diyecek oldum. Arkadaşım, çok konuşmadı. Kısaca: — Görürsün! Dedi. Dün, hakikaten gördüm, Meğer benim akla sığımaz san- dıiğım şey, bir çırpıda — gerçekleşiverebilirmiş!.. Ağaç yerinde yoktu. Beton tabakaları parçalanmış, o güzel, o parıl partl cad. de üstünde geniş ve derin yara açılmı Oraya beton döşemek için kac milletin hazinesinden kaç gündelik ödenmişti? yine neler harcandı, parçalamak, sökmek için, nele, kaç gün çalışmış, Sonra tekrar Çukur, öyle bırakılamıyacağına göre, bir kere daha elden geçirilecek, bir- çok para daha sokağa atılacaktır. Acaba, burası yapılırken, mühendisler görmediler mi? O ağacın öoraya yakışmıyacağını evvelden kestiremediler mi? Bu kadar basit bir şeyi exvvelden kestiremiyenlere böyle işler verilir mi? — Şu boşuna harcanan paraların mesulü kimdir? Kimlerdir? Göürünmeyen köylere kılavuz tutulmasına, hadi bir şey demiyelim. Fakat büylesiyle karşılaşınca, susmak ka- bil olur mu? Umarız ki, bu işin en büyük âmiri kimse, oraya kadar giderek millete verilen zararı görüp hesaplatır ve sebep olanlara ödetir. Millet hazinesi Acizlerin, kayıtaızların tecrübe tahtası değildir. HAKKI SÜHA GEZGİN

Bu sayıdan diğer sayfalar: