TUT YT (Dünkü sayımızdan devam) Jİngiliz filosu Akdenize n ğindenberi İngilterenin en bü: emeli Boğazları kendi bâki, tt sitesi içine sokmak Ool- | Stur. Napolyon harpleri zama- da Türkiye birinci defa — ola- İngiltere ile bir muahede yap- Bu muahede ile İngiliz harp Çölerniden başka bütün —harp | vkrine Boğazları kapamağı dhüt etti, Kırım harbi zama- |da Türkiye, İngilterenin teh- | | Üzerine Boğazları Fransız tilerine de açtı. takip eden 1856 sulhu lgzlere, bet yöolü Ruslara — ta- tniyle kapamağa hak verdi. Vaziyet Berlin konfransına Sar devam etti. Umumi harp- 4 Sonra ise Sevr muahedesiyle İyük Britanya Boğazları gayri t&ti birer mıntaka yaptı ve İn- görenin idare ettiği bir beynel. 1 kontrol ve mürakabeye tâbi almasını istedi. 1936 da akte- 'a Möntrö konferansiyle Tür- B _Boğıılır üzerindeki hâkimi- ni tekrar ele aldı. Habeşistan Çi İngilizleri politikalarını de- rrmeğe mecbur etti ve İngil. Türkiye ile Rusyayı İtalya- arşı yapılacak bir Akdeniz ma kazanmak istiyordu. İEürkler Boğazları yeniden tah- ç edecekler, orada kışlalar ya- ileceklerdi. Buna — mukabil lar sulh zamanında harp ge- tri Kronştad'dan veya Vla. stoktan Sivastopola gidip, tbitmek için Bağazlardan &: çe geçecekler, bir harp vu- inda Fransız, İngiliz ordusu- | Karadenize geçmesini de bu öhede temin ediyordu. — Fa- Sunun için bir harp vukuun. p ürkiye hâkem olacak ve İn- 4 Fransızların Cemiyeti Ak- M tarifine göre mütecavize 8 harp açtıklarına karar gütce buna müsaade edecekti; “tt Türkiyenin müttefiklerin. 4 birine yardım edileceği za- N, başka muhâriplere Boğaz- N kullanılmasına — müsaade “Ühk muhalaza edeceği de ka- | tdilmişti. Sonra da Londrada tüterenin Türkiye üzerindeki Közunun daha artacağı ümidi edede mevcut olan ehem- İ'ttli noktalardan biri sulh za. da Karadenizde - bulunabi- * olan ve Rusyaya ait olmı- * harp gemilerinin — tonajı idi. fonaj 15.000 1 geçmiyecekti. © Boğazlardan büyük harp lerini geçiremiyecekti. De- 1 bu suretle Montrö konferan. © galibi Türkiye idi. Yine O politika oyununu — oynamış, ya ile İngiltereyi karşı karşı. 4 Oyarak bundan kendi lehine eler almağa başlamıştı. 'hzhr üzerindeki hâkimi- yoluyla Boğazların müşte- Sahibi olabilmek... Sekizinci lrm İstanbulu ziyareti ve Â. "kle görüşmesi bunun içindi. Türk devlet reb ş i dostlarma İngil- ile Türkiyenin yakınlaşması. temininin İngilir politikası- k :’ııhca vazifesi olduğunu SÖY ti, Ürkiyeye yaklaşmağa İngilte- sevkeden sebepler umumi | 'Bteki sebeplerin aynıdır. Hiç İğmemiştir. Fakat Türkiyenin Z ve Rus devletleri arasın- VYaptığı politika uzun seneler İh. ile Türkiyeyi biribirine meş olan menfaât - birlikleri İki mesaisinden sonra çok da. Köçleşmiş bulunuyor. Bilizlerin niyetleri tamamiyle Btrajinin İcabatma Ve umu- Bolitik vaziyetin ihtiyacatına tdir. İngilizlerin büyük a$ ;muhırrirleri Binbaşı D. H. gçe İmperlal — Military Geo hşiY” isimli kitabında bu şeyin **jik kısmını şöyle izah etmiş- 'Tu'_ldye ile Yunan filolarımın Teti çok azdır. Halbuki bu hlevletin Akdenizin şark “s4- ,_";de öyle mevkileri vardır P olduğu takdirde şu veya 'ıd. harbe iştirake mecbur dır.” (Dava var) TTTT Dünyanı ihtikâr komisyonu cün toplandı İhtikâr komisyonu kısa bir fa- sıladan sonra dün saaât 15 to mıntaka Ticaret müdürlüğünde yeniden toplantılarına ba tır. Komiayon, Ticaret V Nazmi Topçuoğlunun direktikle rine uyarak çalışmalarımı daha müessir bir şekle sokacaktır. lk olarak gida — maddi rindeki — sebebsiz fiat —yükse « lişleri esaslı su! 0 tetkik edile- tektir. Gıda maddosi satan bütün toptaneı tüccarlara haber veril- miş ve yarın komisyon toplantımı na gelmeleri bildirilmiştir. Kendi- lerinden giıda maddelerindeki fiat yükselişinin gebobleri sorulacaktır. Büundan sonra Jâzımgelen tedbirler almacaktır. Gıda maddelerinin tetkiki bitin ce, sırasile bltün tüccarlar, grüp- lar halinde, komlsyona davet edi- leceklerdir. Son tedbirler üzerine — toptanci- lar birçok maddelerin fiatında v faktefek tenzilât yapmışlardır. Fa- kat perakendeciler kâlâ eski yük- sek fiatlara mal satmaktadırlar. Manifatura çegitlerinde yapıları tenzilâtin da küçük — perakendeci esnaf tarafından hiç nazarı itiba- ra alınmadığı gözülmektedir. Alâ- kadarlar bu gibi hareketlere karşı ğ.îmtâîiı(ıbir muahe. | katif todbirler - alacaklar, sikr “ve P D ÖL D Dini, Ütere ile İtalya, veya İngil AAAT [Ş;'mnne Ka mlüle, *Harp ,h:ılı:::ıyl y nn | SON daireleri 6 gün — yeluyor, erkekler dövüşmeğe git- lizlere karşı dostane bir bi- | kapalı l::;!l;gl :;:z"!crülımil;:ı:mln&:y:î İstanbul Cumhüriyet — Müddelirmi- | Çi cin, asırdanberi Finlandiyalı miliğinden: 839 senesinin bitmesi — dolayısiyla İcra ve İflâs dalrelerindeki dasyala- rım tasnifi ve yeni âeneye devri için 28 - 29 - 30 Birincikânun Perçembe, Cuma ve Cumarteti günleri 2. 8, 4 İkineikânin 940 salı, Ççarşamba ve perçembe günleri memürlar bu taznif İşi fle meşgul ölacaklarından ihliyati tedbir ve haciz ile müddete tAbi işler gibi acele muamelât müstesna ol k üzere yukarda yazılı çünlerde iş sa- hiplerinia müracaatlarının kabul odi temiyeceği ilân olutu —— Satılan sefaret otomobilleri Dahiliye vekâletinden belediye- ye gelen bir tamimde, sefaretler nam ve hesabına getirilen otomo- billerin sonradan bâaz: eşhasa sa. tıldığı ve bunların gümrük re- simleri ile belediye resimlerinin verilmediği yapılar tetkiklerden anlaşıldığı bildirilmiştir. Vekâlet bu gibi satışların takip edilerek resimleri tahsil edilmesini bildir- miştri. Ekmek fiyatı nasıl indirilecek Belediye, ticaret vekâletine mü- racaat ederek İstanbulda ekmek fiyatlarında ucuzluğu temin et mek için toprak mahsulleri ofisi- nin buğday fiyatlarını indirmesi ni istemişti. Bu istekten dahili- ye vekâletine de malümat veril - miş, dahiliye de alâkadar ohr!k ticaret vekâletiyle temasa geçmiş- safhasındadır. k buğdayın beş beş kuruşa, sert tir. Vaziyet tetkik Belodiye yumuşa! buçuk kuruştan buğdayın beş T döî kfmq otur paraya indirilme- sini istemişti. Bu takdirde eğmtk fiyatı dokuz buçuağa inecektir. Ekmek mayası Paşa Hmanır daki mayâ fabri- kasının çıkardığı mayâ _île yapı. lan francalaların çok iyi piştiği anlaşılmış. bu fabrikanın mayala. rınidan ekmekler için de kullanıl- masına karar werilmiştir. .i Ancak, daha evvel belediye bir tecrübe yapacak, sonra bu fabri- kanın mayasını kullanmayı mec- bur tutacaktır. L Finlandiya : Kadın- lJlar Cumhuriyeti... n hiçbir yerinde kazanılamıyan hakları kadınlar | Finlandiyada yarım asır evvel kazanmışlardır... i Bir Fin Finlandiyanın merkezi Hel. sinki'de herhangi bir bankaya girelim, İlk kattan en Üst kata kadar çıkalım bu modern bina. da göreceğimiz vaziyetten dola. yı hayretler içinde kalırız, Bü. tün masaların başında, bütün Kİ- X gelerin urkasmda, dudaklarında sevimli — te lerile, küçük ebe gın başlı Fin kudmları gü kadır, her türlü mil'i vazir- le fiket sosyal hattâ askeri saha. larda erkeklerle iş birliği yap. mış bulunuyor. KADINLAR CUMHURİYETİ 45000 göle malik bulunan Finlandiyada, — kadınlar daha 1906 senesinde dünyada ilk de. fa olarak seçmek hakkını ka - zanmışlardı.. t bu hareketin a. pARI Vaziy e olan, hemcine. lerine eh medeni hakları kazan. diran kadın alelâlde bir kadın, ek alınlı, zeki gözlü Milna isminde eski bir hizmet. çidir. Finlandiyanın en fakir ve en vahşi bir mıntakası olan Ka. reli'de dünyaya gelmiş olan Mil, na Silempa daha çok küçükken bohcası elinde Helsinki'ye gel- mişti. Gecen asrın sonunda idi. Bü kızcağız zengin kapılarında hiz. metcilik ariyordu. Bin bir müş. külâttar sonra nihayet bir yere kapılanmağa — muvaflak oldu. Bütün gününü ortalık hizmeti yapmak, yemek pişirmekle ge - çiriyordu, Geceleri yorgun dü - şünce hâlâ kendinde okuvacak, çalışacak kuvvet buluyor ve geç saatlere kadar tahsille meşgül 0- luyordu. SİYASİ KADIN Çok canlı ve zeki olan Milna Silampa az zamanda mükemmel bir tahsil vapmıştı.. İşte bundan | sonra önünde yeni bir hayat a. | çıldı. Derhal siyasete başladı. Bir kaç serlbp sonra Çarlık Rus. ya polisinin bütün mumansatı. na rağmen eski hizmetçi kız bü. yük bir mana alan hir feminist hareketinin başında görüldü. Milna Silampa evvelâ zavallı hemşirelerinin, hizmetçilik, a5. çılıkla geçinen fakir kadınların haklarını korumak için bayrak actı ve bu işe bütün aşkile su. rıldı. K Seneler geçti. Fski küçük köy- Yü siyasi bir bartide oldukça mühim bir mevki işgal etti. Ar- | tık serbestee hareket etmek im. kânlarını kazanmış bulunuyor « d — CXpIN ORDUSU Nihayet 1917 öhülâli geldi. Finlandiya istiklâlini kazandı. Tarihin bir kaç yaprağı kanla kadını sulandı. Bu kanlı harpte Milna Silampa cephede askerin vanın. da silâh elinde dövüştü. Bir çok kadınlar da onu taklit etmişler. 1919 senesinde Finlandiva hü. kümeti kadınlara da vatan mü. faasına bilfiil iştirak etmek 'esini verdi. -e “tan fr hak ve wazifeleri *eren bu formülü kabul ettirmek icin fev. kalide gayret göstermişti. Bu haktan sonra Milna Si. lampa'nın teşvikile en kenar ma. halle, en fakir köy halkma va. rıncaya| kadar bütün , kadınlar bu yeni orduya intisan ettiler. Mükemmel bir kadın ordusu teş. kil olundu. Basit bir üniforma seçildi ve silâh omuzda Fin ka. dınları sırasında erkeklerile o. muz omuza dövüşmek icin siste. matik hir şekilde hazırlandılar. Bugün valnız asker olarak de. ğit, erkânıhbarbiyenin ortasına kadar kadınların sokulduğu Pö. rülüyor. Bir kimyaser veya bir hartacı vatan müdafaast mev. zwu bahsolan bir meselede umu. mi plân üzerinde rol oynuyor.. İste bucün Ruslarla çarpışan medeni Finlandiyaya kadınlara verdiği bu emsalsiz haklar ba. kımından, bir kadın cumhuriye. tidir denebilir. Gümrük ve inhisarlar müsteşarlığı Ankara, 26 (Hususi) — Güm- ruk ve inhişarlar müsteşarlığına gümrükler umum müdürü Mah. mut Nedim esaleten tayin edil- miştir. Yerine İzmir gümrükleri baş- müdürü Seyfinin tayini —muhte- meldir, GERBREEİ Zeytinyağı tasfiye eden fabrikalar Ankeca, 26 (Hus Ab. durrahman Naci Demi yaptı. ğı bir kantrt teklifiyle zeytinyağı tasfiye eden fabrikaların da mu- amele vergisintden istisna edilme- lerini istedi. yğn Ruznameye alınan lâyihalar Ankara, 26 (Hususi) — Tür- kiyede silâh ve mühimmat yapan hususi — sanayi müesseselerinin kontrolü baxkındaki lâyiha Tuz- nameye alındı. Bundan başka as. keri malüllerin terfihine dair ka> nunda tadilât yapan- kanunun ü- çüncü maddesi değiştirilecektir. Buna ait lâyiha da ruznameye a- lınmuştır. erkeklerlenyi 3—VAKIT 27 BİRİNCİKANUN 1839 ————M—M———— İzmitlilerin bir dileği Banlıya hatt nın temdidi isteniyor İzmit, (Hususi) — Haydarpa. ile Pendik arasında işleyen ve silâhara Gebzeve kadar — uzatı. an banliyö trenlerinin İzmite “adar temdidi etrafında başlı . an temayüllerin her gün bir ih. A"J:l" şekline girdiği görülmek. sedir. Deniz vasıtasının noksan ve kifayetsiz oluşu, bu ihtiyaca da. ha vâzıh hatlarla ifade etmak. tedir. Bahusus sellüloz sanayil müesseselerinin — kuruluşundan sonta nüfusu bir misli artan İzmitin İstazbul ile datmi ve her zaman olan muvasalasını temin mekte cok güçlük çektiği gö. ülmektedir. İstanbula iki üç saat bir me. safede ve adeta bir mahallesi sa. yılan İzmitin tren hatlarından ucuz bir tarife ile istifade etme. si arzu edilmektedir. Pendikten sonra çift hattın İzmite kadar vzatılması devlet. çe de takarrür etmiştir. Bütçe ve ahval mülâhazaları ile şim. dilik inşasına imkân bulunmu . vacağı sövlenen bu hattın ileri. de yapılacağı muhakkaktır. Yalnız İzmitlilerin temennisi gu ki, banliyö trenleri Gebzeye olduğ İzmite kadar tek Üniversitede oku:- yan fakir talebeler İstanbul Üniversitesinde oku, yan fakir talebeye yardım mak. sadile geçen ders yılı lan itibaren tesis edilen Burs yar. edi. lecektir. Üniversite rekti başkanlığı altında toplanan de. kanlar meclisi, bu meselevi tet. kik etmiştir. Burs faaliyetine sömestr tatilinden İtibaren baş- lanacaktır. Her bursun krvmeti muhtelif olacaktır. . Rektörlük burs faalivetinden mühim se. mereler almacağını ümit etmek. tedir. Şimdiye kadar 4500 lira toplanmıştır. Bic, iki nokta: Kelimeleri yerle- rinde kullanalım Geçen hafta sonunda verilen ( yapılan rek. izılaya tam yardım, — ola. rda, balonun ndçe — bir cağı yazılryordu. “Tam vaktinde bir yardım!,, ?— bir harp arifesinde mi, bir yangın ve zelzele fe. ti içinde miyiz?, Büyük be. Tiyyeler karşısında halkın şef. katine müracaat etmek İâzım zteldiği zaman acaba nâsıl bir kelime kullanacağız? Biraz dik. kat! Kelimeleri yerinde ve za. manında istimal edelim ? Şair Y. Ziyanın altını ' Nuaret Safa hir akşam gaze. tesinde tammış — muharrirlerin matbuat hatıralarını naklediyor. Bu arade gair Yusuf Ziyaya da uğraşmış. Üstadın her günkü ge. taretinden daha büyük bir mu. habbet hokkabazlığı üzerinde ola cak ki Türk yurdu mecmuasım. dan aldığı ilk vazı Ücretini an. latırken şöyle diyor: “Bir sarı altının Tezzelini va kuvvetini eğer bissat tatmadı. nızsa ben sisze anlatamam. O. mnunla adaya gitmiştik. Dikkat ediniz, gitmiştim demiyorum. Yemekler yemiştik, biralar iç « miştik, arabalara — binmişlik. İ. şin tuhafı bu kadar zevkü safa. dan sonra dönüşte bir kaç Mmeci, diye ile bir baç çeyrek te cebim. de kalmaştı, Bizim bildiğimize göre bir al. tm beş mecidiyedir. “Bir kaç,, tâdat sıfatı en asağı üç mecidi. veye işaret ettiği gibi “bir kaç veyrek,, te aynı şekilde en aşa. ğt onbeş kuruştur. Bu takdirde yemekler, biralar, arabalar ve bir kaç kişi.. Hensi 25 kuruş!. Doğrusu, bu bolluktan bizim pek haberimiz voktu. Hülâh hi. kâyesini bir tarafa bırakalım; Tiristan Bernar bir sosyete ka. dimı De konüşürken kadın: — Mösvö, der, bir kişinin yiyeceği yemekle iki kişi de geçinir. <- Evet, iki £i dört kişi geçindiği gibi.. — Tabil, dört kişilik yemek. le sekiz kişi niçin doymasın?7.. 'Tiristan Bernar kendini zap . tedemez: — Hakkınız var madam, der, eğovr bir mumdan bahsediyorsa. nız! Fıkrayı belki iyi anlatamadık. Fakat şair Yusuf Ziyanın Akba. ba kolleksiyonlarında onu bul. mak için güçlük çekmiyecekleri. ni ümit ederiz. Herhangi bir cil. de ellerini şöylece bir uzatrver. sinler... Mecidiyeköyün plânı Mecidiye köyünde yeniden ya- pılacak bin yataklı hastahane yü- zünden Mecidiye köy plânında tadilât yıâodmış. yeni plân tasdik edilmek Üzere nafıa vekâletine gönderilmiştir. Görüp düşündükçe Yakındaki facia Karada, havada beri, acı haberler, heyeci alar okuyup dinledik: B dürmüştür. Kiminin karşısınd ve denizde boğuşma başladığı günden- li hüdiseler, tüyler ürpertici faci- aların her biri, beni ayrı ayrı düşün- da — yalnız Azap, sade merhamet, kiminin önünde âzap ve merhametle birlikte utanç da duydüm. Kendi yoluna giden, tapsuz, tüfeksiz ve içinde kebe ka- dunlar, memede çocuklar taşıyan bir g cak, hem de iİnsanı utançlan rindeki bayrak, ne olursa olsun, böyle bir facin kar hem a dir, şasında hixsim değişmez, eminin torpille batışı, ağlatacak bir hâdiser Moğer felâketten felâkete fark varmış. Dün bizim “Kızıl- ırmak,, şilebinin Sinop kaya aklarında parçalandığını duyun" daha başka ve çok daha derin bir acı ile kıvrandım. Gemi, kaç seneliktir? Bu kazada denizle fırtmadan baş- ka sehbeplerin rolü var mı? Bilmiyorum. Bunları araştırmağan da halim yok, Çünkü mal, rine konabilir. Fakat Kızılırmağı yirmi iki camı da dalgalara gömüldü. eanın yongası olsa da, alın teriyle tekrar yo- parçalayan ka; mlıklarda Yirmi iki can,.. Bu yirmi iki adamın bir tanesini, dünyanım bütün hazineleri, bütün ser: vetleri yerine koyamaz. Şimdi kimbilir o kanlı ve w ğultulu kıyılarda kaç ana, kac kardes, kaç öksüz köpüklü derinliklere baka baka ağlaştyorlar?” Bazan “mozar,, bile gözümüzde tütmeğe başlayınca, bir teselli olur. Kaybettiğimiz bir sevgili onun altında yattığı yere ko sar, Lasını, mermerini oksar, topratını koklarız. Bu talihsiz Terin böyle son bir tesellileri de yok, öylesi hepsinden acı Yarın fırtma dinecek, şişkin dalgalar sönecek, köpükler kesl lecek. O durgün ve güzel sularm altındaki korkunç halle, yu- müuşak bir ipek porde ile örtülecek. Ve bir gün kim bilir, zulm tamanı olsun diye, dibinde kurban iskeletleri çıtırdıyan o felâ- ket yecekler... sahnesinin üstünde, belki aşıklar saz calıp türkü de söyli- HAKKI SÜHA GEZĞİN ilik yemekle — — *