18 Aralık 1939 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4

18 Aralık 1939 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

— VAKIT Mod, Liettayin birini alatak: assisa, ikisi de aymı.. Sulh. yerverane.. dedi.. Hiç bir zaman bu kadar bir taksim yapılmış de- idir. * Nocera d'ğer kavanozu cebine yerleştirdi ve tekrar otomobiline bindi ... Zavallr Mod! Dünyanın en bü- | yük şehirlerinde muntazam otel- lerde, asri krezüslerin lükx villa- larmda yaşamağa alıştıktan son. Ta bu zavallı fakir evi, ona ne ka- dar karanlık, ne kadar gamlı, iç sakaçı görünüyortdu. Birkaç haltadanberi yin rene avdet etmiş bulunuyordu. Son «larak Senegal semaları al- tında dancetmiş ve kanında ©o memleketin hararetinden bir ze olsün balmış idi.. Attık ha- yattan çekilmek, sonuna — kadar kalmak üzere çocukluğundan kal. ma eski, mütevazı küçük oda. cığına kapanmağa karar vermiş. Ü. Esasen Turene de bunun için gelmemiş miydi? Burada, bu fakir odasında, eşki iskambil kâğıtları, boş badem şe- keri kutularr, sayfaları yırtılmış, dağılmış romanlar, sararmış Ste- no blokları, kumaş parçaları, ren. gi atmış kordelâ parçaları bül- muş idi. Ve halırasında da eski hatr. ları buluyordu: Titonun kendisi- ni ilk defa olarak öpmüş olduğu yer.. _lıu. bütün kanının kaynadığı bir yaz günü, öğleden sonra, is- mini bile bilmediği bir adamm, bir kelebek iğneler gibi kendisine malik olduğu oda ve — dayandığı tahta kapı.. Ve bu otlada yaşamaktan, bu. Tada yaşayıp ölmektem bir haz, melânkolik bir haz duyacağını hüssetti. Titoya sadık kalamamış olmak, hiç değilse sadık olduğu hissini bile verememekten mütevellit bir pişmanlık, bir vicdan azabı ile bu odaya bağlanacak, hayatını ölen arkadaşınım hatırasına has- redecekti. Şimdiye kadar ona sadık kala- mamıştı, fakat artık ilelebet ona bağlanacak, ona sattrk kalacaktı. Tito onun son üşrkı olmak is. tiyordu.. O da onun son âşığı o. larak kalacak.. Sevgilisinin bu ar- zusunu yerine getirecekti! Yatağının üzerine kürküsü koydu ve bir sepet içine köpeği- nin yemeğini hazırlamağa başla- dı.. Bu hayvan da sonsuz bir me. zuniyet almış olan ansiklapedik oda hizmetçisi Pierina gittikter soara huysuzlanıp dürüuyordu. Odası muhtelif otel ve gemile. rin retgârenk etiketleri ile ha. kiki rengini kaybetmiş olan çan- talar, bavullar ile dolu idi. Pencerenin yanıma yerleştiril- miş ve kendisine büro vazifesini gören bir masa üzerine Titonun bir tesmini yerleştirdi ve kenar. ları işlemeli bir örtü üzerine de içimlde ince sarı bir toz bulunan kavanosu koydu. Bu tarı toz, Tito idi.. Bir baca. ı M? Başı ve bir kolu? İki bal- dıri ile boynu? Nasıl - bilmeliydi ki? Ve şimdi her şev gibi değiştirmiş olan vücutta tır rengi bir toz haline Raşel pudrasına benziyordu. Büyük Zabıta #omanı Sinek Beyı' Bunlar korkak bir bizmetçi kü. | mesi idi. Hepsi de Janın ne ya. pacağını merak etmişler ve ar. ka yoldan dönerek delikanlının Felinetin bulunduğu yere girip mııuı olduğuna bıkmıgı ©. nd 'esaretini ölçmeğe gelmiş. 19 hizmetçilerin dünüsünü Filhakika çok kısa bir zaman sonra hizmetçiler dön. müşlerdi.. İçlerinden biri: — Ben size göylememiş miv. dim, İmkânı yok odava girmeğe cesaret edemez. Haydi yatalım.. diye fikir beyan ediyordu. Hep. &i önünden gecerken ona küfre. diyor, nleyhinde söylüyorlardı. Fakat Jan bunlara kulak nsma. dr bile... Hepsl sözünü bitirdik. ten ve ayak sesleri tamamen ke. sildikten sonra Jan acasizce yl. rüyüşüne devama koyuldu. Çok kısa bir zamanda birin. Ta. | neb- | Jan yerinden hile kıpıtda. | İ | tasında gördüğü 18 BIRINCİKAKUN ıs.ıs şündü: —AÂA bu hatıralar ortasın- da ölüme hazırlanapbilirim. İ Nocera doktorların, eczacının, | cenaze makliye şirketinin hesap larmt ödedi ve borcunu — vermek üzere bu kere kiliseye gitti. — Hesabımiz nedir? Hesap çoktan hazırlarımış, hat- tâ beş mizline çıkarılmıştı. —Hiç | münakaşa etmeden hattâ bir ten. vilât bile istemeden derhal para- " ları saydı. Filhakika sekiz papas gelmişti ama bir tanesi topaldı. Bundan sonra gömülme mera. | Simi için vahatsız olan birkaç ki- şiye de para verdi.. Soruyorum. Düşünüyarum.. Acaba ölen — bir | insan neden bu ka çök kimse. veriyor. Ö gün gele- cek ki insan cesetlerini de köpek leşi gibi bir çukura atacaklar. Ölünün yüksek arzularını yeri. ne getirdi.. Bazı kimselere teşek- kür mektupları gönderdi.. Tito nuün odasında kalmış ölan birkaç parça eşyayı aldı. Yatağının al- tında nasıl oldu ise bi rçift kun. düra kalmıştı.. Ah ölünün kunduraları.. Ne Teci manzara!.. Bu siyah şeyler | artık mevtut olmıyan — varlığın | şekillerini muhalaza ederler. ... Pariste iken Pietro Nocera, hiç bir zaman Moda yaklaşmak — fir- satına malik olamamış idi Onu Parisli güzel kadınlar or. | zamanlar de, Mod ona, İtalyan köylüsünün bü- tün basitliği, soğukluğu ile gö- rülmüştü. Fakat öona Türen'de tesadüf et- Yiği saman bu emsalsiz gezici ka. | dının letafetine hayran — olmuştu. Fakat hasta aşığa karşı duyduğu | bağlıık onu müteessir ediyordu. Genç kadına büyük bir acımak | hissi duyuyardu. — Fakat acı- | mak kelimesi ile arzu etmek ke. limesi aranında lügatte çok uzun bir aralık vardır. Bir sabah (cenaze gömüleli üç xın oknuştu) Madlen pencere- simin önünde sütlü kahvesini içer. ken bir mektup euıdıkı Bu Haemlede —yk'ub' OKU ne geçirdiği ilk kâğıt parçıs:m şu cevabr karalamağa başladı. “Aziz dostum Nocera? Siz bo. ni sevmiyorsunuz. Belki beni sev. diğinizi zannediyorsunuz... Ba. na bir daha bu şekilde mektup yazmayınız.. Artık ne sizin olu- | rum, ne de hiç kimsenin.. Asla! Tito benim son âşığım olarak ka. Ertesi sabah Noceradan yeni bi rmektup geliyordu. Bu na- mede de Nocera gene kadının emsakiz vücudunu kolları arası. na almak istediğini bildiriyordu. Mod şu çevabı verdi: “Aziz dostum Nocera; benim | vücudum israf olunmuştur. —Ar- | tık ne sevebilirim, we de sevil. mek istiyerum. Benim von ğam zavallı Titodur. Ona bütün hayatımca sadık " Ertesi Babah yeni bir. mektup bekledi.. İki gün, üç gün derisini kavuran bir ihtiras ile bu mektu. | bu bekledi.. Nocera niçin işrar etmiyordu. — Sana bir mektup Madlen., — Teşekkür ederim baba.. Bu Noceradan gelen ateş dolu bir mektup idi.. Delikanlı yanıp tutuşuyor, genç kadını sakin bir ci katta Kontun ıı'ndnme mah. sus odalarıma varmıştı. İlk ted. bir olarak ışığm — sıizmamasmı temin maksadile odanm çift perdelerini aşağıya kadar çekti. Sonra cebinden çıkardığı kü . Çük bir eloktrik lümbasile oda. Ğa mevcut mobilyaların bütün gekmelerini, gözlerini araştır . mağu, tetkike koyuldu. Bütün parkelerin altını, dü. var aralarını hattâ şömineyi &- raştırdı, bir şev bulamadı.. Ü. midi kırılmıstı bir şekilder — Yazık hiç bir şey yok! di. ye mırıldandı. Fakat aralık duran kücük bir cekmecede gözüne bir çok ka. dm mektupları çarptı.. Bunların üzerindekiler hep kadın yazısıy- dı. Hepsi de ailesine mensup kadınlardan gelmekte ve küçükx isimle atılmıs imzalar taşımak. ta idiler.. Jan bunların üzerin. 2030 18 - 12 - 939 Pazartesi | 12440: Pro 1245 memileket könl ve Metcoroloji M ve Afaa Sü: Yürk Müziği (PL) Müzik (Mafif müzik 1BM5: Mesitile, Ajans ve met Müzik: Radyo Konuxntu : (Ünun, ü Mallar Haftası Ulusa m. haberleri. 1 Ürkeslranı. 19, çu Tosarmuf ve Ve ünasebet ile Ekonümi ve Artlırma Kurumu namına C. W İdare Heyeti üzası Ürabron me xa Sirri Day . doralından) — 19 'ürk Müziği Karışık progr Kunuşma; — (llatip nasıl — yetişir) Türk Mü; Fasıl heyeti Müyik: Küçük orkestra (Sefz Aşkın). £ — Felix Glessmer: ırlangıçların Vedai, 2 — B ma Felermok Suitinden Aşk gü- lü. 3 — Maüs Löhr: Memleketten Mlekete (Muhtelif memleketlerin ine — Napsodi), 4 — t: Küçük Dük. ht: Bir hikâye, 6 tabile (Viyolonsel Beocce: Arnalfi Ser 2445 Nesip l assel. v Kemanın Ayk şarkı. | İtatyan Sere- saat ayarı, esham Nukul borsası 2.20: Müzik: Küçük erkes- a mın devaını) nadı. ZZ00 Ajans haberleri; nik — parçalar Carband (PL) program ve Müzik: : Yarınki panış, Vözekatüdeki gilane örine daret ediyor, gölmesi için yalvarryordu. Onu sevdiğini ve onu arzu etti- gini, onun etine, kokusuna ihti. yacı olduğunu yazryordu. Madlen birkaç dakika için dü- | şünceye daldı.. Sonra bir rarf kâ. | ğrt cekti ve bir illkbahar gibi te- bessüm ederek kreaca şu kelime- | leri yazdı: “Saat dörtte sende olacağım... Öp beni,..” ... Bir kurutma kâğıdı aradı, fa- kat bulamadı. Etrafına bakındı... Kum da yoktu. Fakat gözlerinin önünde beyaz ve işlemeli bir örtü üzerine yerleştirilmiş bir kava. w:ı Raşel puı-ıı; gibi sarı in- € bir toz Madlen kavanozun kapağını kaldırdı. parmaklariyle — kava- nozü kâğıdın Üzerine eğdi ve toz. dan bir parça, henüz kurumamış | olan mürekkebin üzerine döktü, sonra kâğıdı büktü ve fazla ge- len sarı tozu tekrar kavanoza bo. şalttı. Zarlı itina ile kapattı; ka- pıda bekliyen adama verdi ve bir * lâhza sanki güzel bir musiki par. | çası dinler gibi hareketsiz dur- du, Sonra kalktı.. Alt dudağını ha. fifçe tırdı, üst dudağı ile ku- rüttu ve kırmızı kalemi gayetle ustalıkla ve itina ile yavaşça iki dudağı üzerinden geçirdi Cebinden çıkardığı anahtarlar. dan küçük yassı çantayı açamını Beçti. Kendisini öyle neşeli, ruhunu öyle hafif, öyle geffaf hissediyor- du ki... Dudakları kapalı, içinden — bir şarkı mırıldanmağa — başladı. ve lerce çift çorap karşısına diz çöküp, bunların arasından en in. cesini, ateşli derisini hemen he- men çıplak gibi gösterecek olanı. hi aradı... -BİTTr — Çetiren: MUZAFFER ACAR de Albertin, Suzan, Terez isim. lerini okudu.. Bunlar Mösyö Se. rizol'e ailesi hakkında malümat veriyorlar ve onun sıhhatini so. ruyorlardı. Bunlar hiç bir şey | ifade etmiyen alelâde hattâ ma. nasız mektuplardı. Mektuplar . dan biri bir Kuzinden, diğeri bir haladan, üçüncüsü de bir kız kardeşten geliyordu. Kontun 2ilesine mensup kim. | selerin — böyle basit — ifadelerle mektup yazmaları Janı hayret. te bıraktı.. Mektuplara işik ti tarak bakmanın doğru olacağı | kanaatine vardıktan sonra kiâ. gıtlara bir kibrit yanaştırdı ve titredi: Küğıtta bazı işaretler, harfler görünmeğe başlamıştı. — Nihayet yakaladık! dedi. Müşkülâtla bazı satırları ©. kudu: — Bunlar bana kâfi bile, di. ye mırıldandı.. Fakat - ihtiyat | tedbiri olmak üzere iki tane da. ha alalım. Bundan sonra çekmeceyi dik. katie kapadı. Fakat tatmin e. dilmemiş olduğu yüzünden bel. i idi. Her şeyi voluna koyduk. tan sonra, hiç bir iz brrakma. mış nlduguu emin olarak ye. niden aşağıya indi. 2015 | — Geriye... Yamaçlara... Yamaçlarda kumandanın bu. lundukları yerden gelen davul sezleri, Lop gürültüleri arasında ancak duyulabiliyordu. Zaten ortada düşman kal: mıştı. Geridekilere saldırmak ise faydasızdı; çünkü kendi azkerle- rini gerilerine almış olan tanklar- la toplar ateşlerini alabildiğine sıklaştırıyorlardı Üstelik havayı da biz motör ho- murtusu doldurmuş, yirmi kadar lyan tayyaresi Habeşlerin üs. tüne bomba yağdırmaya, topta. ğın ve kayaların altını üstüne ge. tirmeğe başlamışlardı. Artık Habeşler de yamaçlara, kayalıkların arasına, oyuklara ve daha gerilere doğru kaçışıyorlar- di Bu moödeen akbaba ve fil avı, vadiyi ve yamaçları dolduran yüzlerce İtalyan ve Habeş ölüsü- | ne, inleyen ve can çekişen yara- hlara mal olmuş; —- j ADUVAYA |.. Önde giden tanklarla ıaxa!lıkı | tayyarelere güvenerek İtalyanlar şimdi bir zaler sevinci içindeydiler. Bir cennet kadar güryel olan İtalyadan gelerek çıplak, çorak ve öldürücü memle. kette cam veren arkadaşlarını san. ki görmüyorlar, yarın kendileti. nin de böyle olacaklarını düşün. müyorlardı. — Aduvaya!... Şarkısın: söylüyorlardı - Genç ve dinç sesler bazan tankların homurdanışlarını, tayyarelerin u. gultularını, hattâ ara sıra düyü- lan silâh ve bömba seslerini hile bastırıyor gibiydi. Şimdi Habeşler çete başlamışlardı. Asıl küvvetler Aduva önlerin. de düşmanı karşılamak için hızla- nıyordu,. Dağınık xerler ise ça hların, kayaların ardında gizle- nerek, çukurlardam yürüyerek İ. Llılyııı askerlerini avlamak — için fırsat arayorlardı. *Ara sıra bu askerlerden biri gizlendiği - çalı veya kayanın ardından düşmana ateş ediyordu; fakat bu tüfeğin ihtiyar ve kof sesi bile onun ne mal olduğunu anlatmak için ye- tiyordu. Bu köhne ve paslı silâh. tan çıkan hantal kurşun hatlarının üzerinden — vızlayarak geçiyor: o zaman saflar arasında kahkahalar duyuluyordu : — Hah, hah, hah, hah!... — İşte son sistem bir Habeş mavzeri!... İçlerinden birisi kurşunun gel- diği tarafa bağırıyordu: , — Bununla mı bizi yolumuz - dan alıkoyacaktınız?.. Uzakta dalgalı ve kumlu bir düzlük var. Orada Habeşlerin beyazımtırak hayaletleri üyor. — İndir makizeliyi... At.. Mitralyözler aralıksız ve son hızla takırdamağa başlıyor. Ha- beşlerin göründükleri ve — onlara yakın yerler baştanbaşa bir kur. sun sağnağı altında sanki kaynı- yor. Vuruyorlar mı? Ne gezer?... Yalnız dört yana korku salıyor lar: kurşunla artık kimsenin kalmadığı anlaşı- hyor. harbine ! Bu kere doğruğda kaplanın ka. palbı bulunduğu mahzene yol . Jandı. , bulabileceğim.. diye mırıldanı. yordu.. Çünkü Kontun kaplanla oynamak bahanesile bir çok ke. reler buraya girip uzun müddet meşgul olduğuna şahit oldum. Her halde burada daha bir gok şeyler de bulunmalı.. Muhafı . zan çok sadık olduğu muhakkak sonra sırrını bu kafeste sakla. cek vaziyette değil. Hele bir ke. re tecrübe ödelim. Biraz evvel de orada bir kö. şeye bırakmış olduğu et narça. sımı aldı.. Dişi kaplan havykırı . | yordu. Cebinden çıkardığı bir | kutu içinden bir kaç yuvarlak | hap çıkardı, bunları etin ara . sıma karıştırdı. Sonra demir parmaklıklardan içeriye beli u- Felinete uzattı. Hayvan büyük bir sevinç için. de önüne atılmış olan et parça. sını vemeğe başladı. Adam de. mir parmaklıkların arkasımda | beklivordu. Hayvanın hareketle. İyini seyretmekle vakit geçiriyor AA Italyan | taranan — yerlerde | — Asıl aradıklarımı burada | mağa mecbur. Münakasa ede. | zatarak iliştirdiği et parçasını | KI YONUSUYOR Yazan* Kadircan Kafl! İ İtalyanlar o zaman dizi kolun. | da, durmadan ileri yürüyorlar.. Henüz yürz adım gitmemişlerdi | ki İtalyan kolunua yan tarafında otuz kırk adım uzaktaki çalılığın | arkasından birdenbire bir Habeş | hrlteyor; davranmak — için vakit kalmadan bir mızrak havada ıslık | | çalarak geliyor, bir neferin göğ- süne saplanıyor... Söylenen şarkı bıçakla — kesil. | mik gibi duruyor; İtalyanlar ken- dilerini toparlıyarak silâha dav- ranmak istiyorlar; fakat ikinci bir mızrak yine sinsi fırlayışla başka bir askerin göğsünü dele. rek sırtından çıkıyor Onbaşı ileri atılıyor: — Silâha davran!.. Ateş.. c Yakalayın!. Zavallı onbaşı belki daha da söyliyecek ve kendisi en önde ol duğu halde düşmanı yakalamak içim askerleri ileri sürecekti; 1â- kin üçüncü bir mızrak en beklen- miyen bir zamanda enu da yere seriyor... Manga diz çökü mızrakla. | | tın geldikleri yere yaylım ateşi a- çıyor. Hü- a hep birden, korkunç bir y ve küfürlerle pusuya saldırıyorlar. Bir Habeşin beyaz catarisi ça. | Hların arasında dalgalanıyor. O söon mizrağmı atmıştır; kentiti de aynı saniyede yere yı- | kılıyor... Ona yaklaşanlar göğsü- nü ve kalasını delik deşik bulu- yorlar. Bir İtalyan askeri de bu na rağmen onun göğsüne süngü. | sünü saplıyor... Karşıda küçük bir tepe... Ora. da çalılar var ve bu çalıların ara. | sına birçok Habeş savaşçıları giz- | lenmişlerdir. Aralık ancak — yedi, | sekiz yüz metredir. irdenbire yüzlerce ağızdan çıkan vahşi bir haykırış düyülüyor: — Aaaaaaaaaa!... Tüfekler yine o paslı seslerle patlıyor ve kurşunlar İtalyan as- kerlerinin bışlırınrn üzerinden ıtlık çalarak geçiyor. Habeşlarin kısa muzraklarını oldukça uzak yerlerden atışları vEyle > uetalıklr ki : » Kurşumnların yüzde doksan beşi boşa gittiği halde mızrakların hepsi de birer | | ttalyanı cansız olarak yere seri. yor. Yürüyüş kolunun ucunda bir düdük ötüyor; mitralyözler susu. yor ve bir kumanda duyuluyor : — Yere ya.... tti İtalyan askerleri bir anda yere yatarak siper alryorlar, Habeşler saldırıyorlar.. Köpüklü ve dalgalı, korkunç bir sel gibi yaklaşıyorlar. Bu kor. kunç sel gittikçe daha çok büyü- yor, dalgalı ©or, köpürüyor ve | coşuyor. Bütün yadiyi ve hattâ | tepeleri dolduran yaman bir kük- reyiy var, Bu zamatıda tüfeklerin maka. | nizmaları bile ateş gibi yanıyor. Fakat Habeşlerin ellerindeki ge- ağızlı kılıçlar, kürek gibi en- i ve kısa satırlar, mızrak ve kal- kanların parıltıları, damarları dom durüyor. Ayaklardan — kalalara | doğru sanki bir buz fitili sokulu. yor... Ürpermeler hissediliyor... | — Habeşler yaklaşıyorlar; İtal - | yanlar hiç kımıldamadan, par - | maklar tetikte, eller namluda | bekliyorlar... | (— Arada üç yüz adım kaldı. Hâlâ | PPPT SŞ IRPPRRR II PPP LAİ ve gözlerinin ara sıra sabit na. | zarlarla üzerinde durduğunu gö. | rüyordu. Felinet vemeğini çabuk bitir. mişti.. Bir köşeye çekildi otur. | du, ayaklarını valamağa, büyük | | kırmızı dilini bıyıkları etrafın. | | da gezdirmeğe başladı. Sonra | kıvrıldı ve uyüyor gibi göründü. | Adam celik beli İleriye doğru | Puzatarak ihtiyatla kapıya doğru Iuı.'mdı.. Kanınımn kilidini oynat. t. Dişi kanlan verinden bile kı. pırdamamıştı. Bunun üzerine Jan kaptyı acarak içeriye girdi. | Felinet bu gürültü üzerine de hiç yerinden kalkmayarak ba. gardı. Jan ilerledi bu kere kap. lan yerinden kalkarak hamle yapmağa hazırlandı. Jan kargı. | sında ateş gibi vanarr vahşi göz. | |leri ve parlayan beyaz dişleri gö. | rüyordu. Durdu o da mukabole tedbirleri alıyordu. Fakat hayvan içeriye girenin | efendisi alduğunu zannederek | kuyruğunu asşağıya” indirdi ve [ııılu uslu dolaşğmağa başladı. ucunda salya vardı. Ağzmın i hayvanım gözleri biraz bulanmız. pt (Daka vâr) * susuyorlar... İşte bir düdük vesi 0Ü Yaylım ateş başladı. Mitralyözler Habeş kâ a: durmadan tarayorlar. birkaç beyaz catarili yıkılıyor. Fakat kalanlar bile sendelemeden gM madan, daha kızgın ve #F larak yaklaşıyorlar... Ateş büsbütün hızlanı Habeş kalabalığı epeyet | rekleşiyor... Bütün butilar beş aıki’ yor ve Habeşlerin geriyt & pek azı yılgın bir halde lar... O zaman İtalyan sip sağ ve solundan tanklarıü diğ görülüyoc: mnnıyö'“ küçük çaptaki toplarla * ! bir ateş devam ediyor. İtalyan askerleri kef açılan yoldan iletliyordar burada birçok Habeş 1.1M beyaz elbiseleri kan ifŞf bu beyazlık üstündeki & keler Avrapa mea.emyzuf mağafıdır. — İtalyanlar bu ölülerit ne basarak, onları ara #fâ meliyerek yürüyorlar, Htf çekişenlere süngüyü sap da oluyor. Habeş ölülerinin ) henür kullanamadıkları raklar, hattâ bazılarının okları var... Daha ötede henüz ki lan bir çukura bir tank beş altı Habeşliyi de al! rak yamyassı yapmış. dişlileri kan içinde... Küçük bir tepeye çıkâft talyan keşif müfrezesi aSil vetlere bayrakla işaret vf Yürüyorlar, yamaca $ zaman uzakta Aduva F | y" | yor... Şehir bir iki büyücek yüzlerce kulübeden ibartt Toplar, biraz önce di rin tanklar altında ezildild” kura yerleştirilerek ateşt * yorlar. j (Dahâ ALEMDAR sinemlâ Harp M: ulıcbı'ri_ Sahra Bekçileri SERİR TİYATRÜ Bu geca 208 Komedi w' İKİZLER ğti HALK - OF Bu akşaft Zozo Daliti ENAYİİ PVAKIT Garetede cıkan — bütün resimlerin huükuku l ABOYR TARİFESİ Memleket — M ictnde | w5 155 | 180 6 aylık 260 £ yıllık ı: 475 900 Tarifeden Balkan Birlgi ayda otuz kuruş düşülür. birliğine girmiyen yeri vetmis beser kuruş zam Abon bildireS $i telgraf ücretini. Aylık 8 aylık rine alır. Bekiyopin he ünde VAKIT'a abone YÜ Adres değiştirme Ö 25 kuruşta: HLAY VOCR Vicaret Münlarının santif tırı sondan itibaren ilân rında 40: c sayfalarda düncü saylada 14 r ncüde 3: birinciiyi baslık vanı kesmece $ İ Rüyük, cok devamhı. İ renkli ilân verenlere #Y tadirmeler yamlır. Resmf tın santim , setıiçi 90 kul Ticari Mahivette Ol! Küçük Nânlar Bir defa M0. iki defasi delasi 65. dört defası defası 100 kurustar. Ü6 Z "D"B"n'mn bir di vadır. satırı gecet fazla satırları bes kuru!" *ap edilir. Vakıt heti doğrüdan kendi. İdare yerinde. Kara caddesinde Vakıl altda — KEMALEDDİN İlân Rürosa eliyle — MWR, #Ner # Rürarın İet-tant,

Bu sayıdan diğer sayfalar: