VAKİT bir kumaş gibi gözlerine mor ışık aüzmeleri saçıyordu, Kokainin | verdiği müthiş sersemlik — içinde | “Tito, Modun pek bol olan saçla. Orını büyük bir ahenkle - birleş. ' miş, bir kül teşkil etmiş, madeni gocuklara benzetiyordu. Müzik ona çok uzaklardan ge- lüyor ve Modun üzerinde danset. — tiği parke gözüne sıcak hir güneş Altında, ara sıra serin bir rüzgür- la dalgalanan bir manzara — gibi görünüyordu. Mod ile konuşmağa muvaffak olur olmaz: — —— Sen, danslarınla meçhul dünyaları, keşledilmemiş güzel. ikleri meytdana koyuyorsun.. de. | di. Sonra dansözün Napolyon ote. lindeki odasına çıktığı zaman da w sözleri tekrar etti. Ve o gece, açık kalan pencere. — den şehrin mor ışıklarının açıldı. ğını görünceye kadar, çıplak, ter. Hi vücutlarını serin bir rüzgâr ok. en sık sik bu iltifatını tek. | Tar etti. Ertesi gün Tito, Bordoya mü- meccıhen hareket ediyordu. Se. gün Bordoda kaldı ve sonra acele olarak Parise çağrıldı. Gazete direktörüyle, Berna. teinin bir sahnesi gibi katf ve | feci bir mülâkat yaptıktan sonra, derhal Napolyon oteline döndü ve Modu bir yabancı İle birlikte /— yatarken yakaladı. — Bu larkıncı... — Diye hağırarak yabanct adam yatakta doğruldu ve açık —vücu. dunü örtmeğe bile lüzum — gör. meden ve titremeden Titoyu sü. züyordu. —- Bu adet de ne demek?.. di. Mod sordu.. — Bu kırkıncı kocan.. — — Hayır kocam değil.. — Şır halde kim? — Aşıkım.. — Şu hakle yetmiş altı.. 'Tito yabancıyı derhal tanımış. G1L Bu zenci boksör Kerry idi.. Büunlar bir kere görüldükten son. artık umütulmasına imkân ol. başlardır. Tito da zenci iksörü tanmmakta bir an gecik. O kadar sert ve parlak bir deri ile zırhi: di ki, bir rovelverin kurşunu muhakkak ki tesir et. mezdi.. _Blnıenıı:y)ı ateş etmekte hiç bir fayda memul değildi. “Tito çekilirken içeriden kapan. $ mümkün olmıyan otel oda. İ _Hlid:vine küfrederek hırsını |teskin etmeğe çalışıyordu. — Odasına girdi, gri kumlu bir kostüm giyidi, mor bir gravat tak. |Bi ve yavaş yavaş yürüyerek Ka. atanın villasına, Allah bilir han. tarihi hata neticesi olarak Pa. in göbeğine gelmiş olan bu Yunan mabedi kılıklı aşk yuva. sına doğru yollandı. *.. Burada çift kadınla müdafaa edecek değilim.. Fakat Titonun iki kadım arasında tam ir müvazene ile yaşamakta oldu. ğunu kabul etmek lâzımdır. — “Ne Motlu, ne de Kalantanı sev. ]lu elini uzattı, ihtiyar Rumen adamın elini avuçları içine uzun uzun sıktı: — Allaha ısmarladık Mözsyö Heııri » dedi.. Ben fena bir n değilim.. ibilir belki de f nasihatler almış bulıınuyo. — Tum., Takdir ödersiniz, iş adam. fazla incelikten mahrumdur. .. Mesele yalnızca petrol kuyu- ları ve onların zengin ettikleri |değildir. Fakat öyle zannediyo. Tuüum ki benim düşüncem, güttü. gâaye doğrudur,. İnsanların =ı olduğu kanunlar un da kanunu var.. Büyük babalarımızın. alınlarının — teriyle zanıp Nikola ile bana bıraktık. toptaklardan bütün ailenin de etmesi meşru bir hak ide. Bil midir? — Uzun bir süküt oldu, bu müd. zarfımda odada bulunan — üç şi de karışmış oldukları bu (a. rollerini düşünüyorlardı. “Yenilen Demetrin sesi sükütu *Titrek bir sesle: — Gel Florika, artık burada pâcak hiç bir işimiz kalmadı., ordu. Genç kız ceva> vermedi.. Ça olduğu küyede bür kenara ü hatap olasış vüzümnü, N | lanmaz Moda gelmek için | sarfettiğinin ancak beşte 26 BİRİNCİTEŞRİN 1939 gini zannediyordu. Birinden biri kendisine ıstırap çektirdiği za - teselli man diğerinin kollarında buluyor rincisinde temizlik ve sadakat bu- luyordu.. Mod uzun zaman ken. disine sadık kalınca, kıskançlığın alevleyen hareketini duymadı. ğından artık onu sevmemeğe baş. hyarak Kalantana yaklaşmak ar. zusunu duüyüyordu. Fakat Med başka bir erkeğe bağlanır bağ- Ka. lantanı terkediyordu. Ve ihtirası, Modu diğer erkek. lerden uzaklaştırmağa küâfi gel- diği müddetçe, genç kadını bir aşk zırhı ile sarıyor, fakat diğer | erkeklerin onun bu mukaveme. tinden istifadeye — başladıklarını görünce unutmak, ıstirabinı. u. nutmak için, halılar ve yastıklar. la dolu salonda Kalantaâanm — ya- nında aşkı aramağa, elemini u- nutmağa koşuyordu. Zavallı Mod “Pöh Gazino” da birini kazanabiliyordu. Fakat bazı zen. gin kimseler kendisine sarfetti. ğinin on mislini vermekten de çekinmiyorlardı. Şu sual varid olabilir: Mod ne kadar kazanıyor? Ne kadar sar. fediyor? Bu genç efendilerden geliri nedir? Ve Titonun açıkça vaziyeti nedir? İşte bunlar Logaritma tablola. Tt ile değil, fakat çok daha ba- sit, pratik usuller ile hallolunan meselelerdir. Bunumr için * Tito. nun yaptığı gibi harekette bulun. mak kâfidir: Modun kapısına bir kere vurulur.. Eğer içerden “gi. rilemez” diye bağırırsa o takdir. de “pardon” deyip çekilmek, üç saat sonra tekrar gelmek icap eder. Oh! Sabırlı ve müsamahakâr 'Tito, kaç kereler girmezden ev- vel üç saat beklemeğe mecbür 0- luyordu. Fakat o daima gri elbisesi, yu. muşak fulir gravatiyle Madamı )Iılıııtlm'hlaı.khuimiılrkv. resinlamutur,.çünkü her gün gü. zel saçları arasına beyaz bir Ka. melya takmağa müktedir olan Ermeni kadının ateşi her zaman için onu teselliye kâfi gelioyr. dü. Şayet, Modun odasına avdet ettiği zaman bir tariz yapmak ce. saretini gösterirse, o zaman Mod bütün vücuduyla ona sarılıyor ve yüzünü gözünü öpücüklere gark ederek: — Böyle şeyler söyleme, be. nim yavrum! Bu anda tamamen seninim.. Diğer erkekler, hattâ şimdi buradan çıkan bile mazi ol. dular ve mazi bizi hiç alâkadar etmez, haydi gel, gel barışalım yavrum., diyordu. Barışmak isteyen iki erkek gi- dip birlikte yemek yerler.. Biri erkek, biri kadım olunca; yatmağa giderler... Tito ile Mod; malüm ve gayri malüm maziyi unutmak için he- men her gün barış görüş oluyor. lardı. #NDaha -e saçlarını elleri arasına almış, sar. sıla sarsıla ağlayordu. Genç Fran. sız Demetr Tavereskoya: — Bir dakika ,dedi, bir şey öğ- renmek istiyorum. Hiç tereddüt etmeden bana cevâp veriniz, Mat. mazel Pavcsko sizin müvyacehe. nizde tamamen serbest midir ? — Florika, kendisinden mesul. dür, — Şu halde, Genç kız l.o Meestriyenin yanı. işti « Gözlerinde bü. bir Ümidin ışıkları parılda- yordu. Biribirlerine baktılar, gözlerin. de idoğup dudaklarında. - beliren bir tebessüm sevinçlerine — işaret ediyordu. Demetr: — Hepinize Allaha ısmarladık öyleyıe... Dedi ve arkasına bile bakma. dan çıktı, gitti... Fakir çoban kulübesinin tavan arasmdan ayrı'mazdan evvel Flo. | n ' TÜRKİYE HAYÖDİFÜZYON POSTALARI Ankara Radyosu Her gün yalnız kısa dalga 31,7 m, 9465 Ke/s postamızla neşredilmekte olan Yabancı Dillerde Haberler sa- atleri aşağıda yösterilmiştir: GHusizça ve 20,15 de ZB <ibil bön Cumltak 12.26: Istasyonun açılışı (Benebi illerle nnons), Iınuıîı mürşi, Büy- Başkan Veklli De. Refik pulüklerı. 13.20: Ulus Meydanında: ki merasim. 14.00: Müzik (Riyaseti tarafından Ajaf& — haberleri. ş ik — (Küçük örkes, ira). 17.00: Açılış Oluhtelif diller, de onans). İstiklâl — marşı 0: Müzik (Dans ve neğeli müzik — plâk). 1 Camhuriyet devrinde milli bankacılığın — inkişafı, tasar- ruf harekelleri ve para politikamız tevaulü konuşma - (ölerkez Banka. sı müdürlerin 18.30: 1'ıırk lıılı'ılğl 19351 Cumhüriyet adliyesi — mevzulu ko. nuşma (Temyix mahkemesi birinci hukuük duiresi reisi Bay Fuat Hulh., si Demirelli tarafından). 19.31 bilanın umumi durumu — meyzulu konuşma (Emniyeli umumiye arşix müdürü Bay İhsan Çağlıyongil. la- rafından). 20153: Türk — müziği, 2115; Kımılay kurümü mevzulü ko, nuşma (Kızılay cemiyeli umuml mehusu Bay Hüsamettin. Kural tarafından). Müzik (Dans müxiği — Plâk) merkezi reisi ve Aj Dr. : Saal ayarı, ajans — haberleri, v 2290: Müzik (Dans ve neşeli müzik — Plâk). 2990 Kapanış ve İSÜKİZİ marşı, Sinema ve Tiyatrolar ; m lemdar Sınomas.l Kanatlı İnsanlar son kozu $EHİR TİYATROSU KOMEDİ KISMI: Buzün gündür. 14 te ço- « cuk tiyatrosu. Gece 20.30 da: HİNDİSTAN CEVİZİ — Tepebaşı Drakımsı: — 20.30 da: AZRAİL TATİL YAPIYOR ——— RAŞİT RİZA E. SADİ TEK TİYATROSU BU GECE Eskişehir Yeni Sinemada: ÜCçüncü Temsil? Gaib Aranıyor Pazartesi: Üsküdarda (TAŞ PARÇCASI TER P g HALK ÖPERETİ d Bu akşam (9) da (Kadınların — Be- dendiği) Öperet 3 Perde 'Tabanca bir daha patladı. Bir daha... Bir daha... Be$t defa patlamış ve her d_eîa_. sınıda bir yarasayı yere sermişti. Artık bavada yarasa görünmü. yordu. Saliyanti ise onlardan hiç ol. mazsa daha iki tame istiyordu. Getasu parıltılı gözlerle çavu- RI wwswa İ Yazan: Kadircan Kaflı bile insana bütün — yorgunlukları unutturuyor; buraya uyumak i. çin değil, görüşmek ve konuşmak için geldik. Çok büyük ikram. lartda bulunuyorsunuz. Umazım | ki buna olan şükranımızı göste. şu başından ayağına kadar süz- | dü, Matanyo, çavuşun vuracak ya. rasa bulamayışmı fırsat bildi ve: — Anlaşıklı!... Bırak artık Sa- liyanti!.. Sana söylüyorum!.. Diye bağırdı. Çavuş artık bunu da dinleme. mezlik yapamazdı. Getasuya baktı. Gözleri onun gözleriyle karşı. Taştı. Aynı saniyede Matanyo elini Getasunun omuzuna koydu: — Aziz dostum... Birim çavuş senin kadar nişancı olduğumu de- Kil, bizim de İngilizler kadar gü- zel silâh yapabildiğimizi göster. mek istedi. Kendi tabancasını çıkardı: — Bu da çavuşun tabancası. nin aynıdır ve sana armağan edi. yorum, Diye ilâve etti. Getaşunun yüzünde büyük bir sevinç görüldü, kendisine uzatı. lan tabancayı aldı. Evirdi, çevirdi. Yeniden başlarının üstünde u. çan yarasalara iki lefa ateş et. ti, fakat vuramadı. Onu çavuşa urzattı ve! Değişelim... Bu seninki gibi Yüzbaşı, Saliyantiye: — Veri... Diye işaret etti. Çavuş bu em- re uydu. Yatsu da şöyle söy. ledi: e— Biraz alışmak ikter.... Bu da tıpki at gibidir; insan hemen iyi kullanamaz ; yarın gündüz gö. züyle denemelerini yaparız! Şim. di kılıfma koy da dursun.... OL maz mı?... Getasu 'silâhe' sahilen nbıtcıı O mişti. Kendi belindeki hıgmt ta. bancayı sola çekerek yenisini sağ tarala yerleştirdi. Gerek yüzbaşının ve gerek ça. vuşun boyunlarına sarılarak on. ları düdaklarından öptü: Sevincinden Adisababada öğ. rendiği Avrupalı âdetini unut- muş, tam bir Habeşli gibi dav. ranmıştı. Ras Yatsu ayağa kalktı: — Biz karmımızı doyurduk, fakat askerlerim hâlâ açtır. Şim- di sıra onların!... Dedi. Matanyonun omuzuna elini ko. yarak çok candan bir seşle şun. ları ilâve etti; — Biliyorum ki yoruldunuz ve erkenden uyumak iyi olur; fakat askerlerime çekeceğim — ziyafet hiç bizimkine benzemiyecektir; bu tam bir Habeş ziyafeti ola. | ve sol elini de solunda bağdaş o. caktır ve görülmeğe kabul edeceksiniz!... Yüzbaşr gülümseyerek azacık başını eğdi: — Sizin yanımızda bulunmak değdiğini NAKIZI rika bozulmuş samanlar üzerinde aşkının, vücudunun “izini sakla. yan köşeye eğildi ve hâlâ ılık o. lan samanları sevgi ile öptü. VELE BALAYI SEYAHATLERİ Morenanide bu muhtelif vaka. lar cereyan ederken, Deltadaki küçük evde, görünüşte her za. manki durgun çiftçi hayatı de. vam ediyordu. Fakat bu yalnızca bir görünüş idi.. Jan Lö Mestri. yenin Valkovdan ayrılmış oldu. ğgunu — öğrendiğindenberi — artık kurtarılmasını hiç düşünmüyordu bile... Esasen bunü temenni de etmi. yordu.. O da bic şey istiyor; fa. kat ne ümit ettiğini bilmiyordu.. Kimbilir. belki de bir mucize.. Çünkü onun mesut olabilmesi i. çin, yalnızca habasının Demetrin tekliflerini kabul etmesi değil, fakat aynı zamanda kendisini Konstantinin yanında bırakması lâzımdı. Şimdi hisleri tamamen aydın. lanmış bir şekilde, bu bekleme müddeti zarfında genç, adam.: yanında bulunmasınır kendisine vermekte olduğu büyük zevki takdir ediyordu. Lö Mestriyenin — Valkovdan geçtiği sıralarda husule gelmiş olan kaza, aralarındaki münase. het şeklinde hiç bir değişiklik yapmamıstı. O anda çok kısa bir müddet için âşıklar gibi biribir. lerine yaklaşmıslar, fakat yeni. den derhal arkadaş oluvermişler. di. Konstantin, Dömnikanım yarı baygın vücudu Üzerine eğilmiş olduğu gün duyduğu zevki, he. yeranı bir daha hissetmedi.. O çok mesut gündenberi bir daha banyoya doğru gitmeğe ce. saret edemedi.. Ve genç kızın yıkanmak icin hamam — şekline soktukları aralığa gittiği zaman. rebilmek için siz de mümkün o. Jan en yakım günde Barakitte bi. ze gşerel verirsiniz. — Bunu borç bilirim! run, şimdi yukarı çıkâlım. Beraberce sofranın bulunduğu yerden Ayrıldılar. Bir dakika sonra Ras Yatsunun saray dediği büyücek evin önün. Buyu. | de, hasır, hâlr ve kuüştüyü min. ' yor gibi hazır duruyorlardı. | derlerle döşenmiş olan yere otur. dular. Ras Yatşunun İâzımgeleri & - mirleri önceden verdiği anlaşılı. yordu. Ateşlere yeniden odunlar atılı. yor, alevler azgım birer ejderin ağzından fışkırır gibi havaya yük- seliyor, karanlıkla boğuşuyordu. Bu sıtada içeriden bir çocuk seti duyuüldü. Ağlayordu. Ras Yatsu birkaç adrm geride dimdik duran uşaklardan birine emrettir: — Onu buraya getirsinler !.. Uşak koşarak eve girdi. Bir dakika geçmemişti ki genç bir cariye, üç yaşındaki bir. ço. cukla göründü. Ağlayan çocuk önündeki kala. balığı ve ateşleri görünce gözle. tini hayran hayran açmış, onlara bakmış ve susmuştu. Ras Yatsu çocuğu kucağına aldı, yüzbaşıya dönerek: — İşte benim oğlum... Mikael.. Sana bahsetmiştim... Dedi, Bu, gürbüz bir yavru idi; yü. zünde pembelikle esmerlik biri. birine karışıyor, bambaşka bir güzellikle gülümseyordu. Ras Yatsu gene ona dair dilek.- lerini anlatmağa başlamıştı. Yıııbııı. yavruyu ılrnık iste. S Yekak geh yüzü birden ka- tardı ve kaşlar ıçatıldı. Cariyenin kucııını atıldı, nRAR Yatsırı - HDİ N ür bi şep billktyo ta kat çabulmulştta sane avr Dedi, Cariyeye verecek ıçerı gönderdi. Zaıın meydanda ziyafet başla. i Bu. sahiden görülecek bir şey. di: Demindenberi sürüp giden kay naşma ve uğultu, artık ketilmiş gibiydi. Meydarnın dört tarafına boydan boya karşılıklı oturulmuştu. Bun. ların üçte ikisi kadın ve üçte hi. ri erkekti. Bu kadar az zamanda birdenbire bu kadar çok kadın nereden çıkmıştı? Kadınların ellerinde birer br. çak ve önlerinde küçük kütükler vardı. Hepsi de bir kumandâyı bekli. Her erkek, sağ elini sağımda turan kadınm dizine koymuştu. Ağızlarımı da sanki havadan uçup gelecek olan bir Jokmayı hemen gövdeye indirebilecek şe. kilde açık tutuyorlardı. lJar Konstantin evde kalıyor ve onun giyinmiş olarak avdet edip, yanında her zamanki yerini al. masını bekliyordu. Domnika her gün yaptığı bu oznyolı.rdı vücudunun güzelliği. 2i takdir odiyordu. hattâ Biariç. te bile hütün erkekler kendisini zevkle seyrederlerken © hiç bir zaman derisinden gurur duyma. mıiştı. Şimdi kemdisinde gizli bir ıı'. zunun saklı olduğunu bıııedıynr. j bu varlığın meyvalarımı — sevgili arkadaşına lâyık görüyordu. Sevişmenin vereceği zevki he. nüz düşünemiyecek kadar, saf, bâkir, olmasıma Tağmen olgun Rgöğsünün, yuvarlak bacaklarının, muntazam karnımın, erkek zevki için yapılmış olduğunu hissedi. yordu. Tren macerasını, Kı.—nıtınılnç— çıplak hoyuunu nası| göstermiş olduğunu muğlâk bir hatıra ola. rak hatırlayordu.. Bu büyük bir #evk vermiyen genç kız hoppalık. İ Tarından biriydi. Zevkin kudretini anlıyabilmesi için, Jan Lö Mestrivenin geçtiği gün, bir kaza tesadüfüyle çıplak vücudu üzerine eğilen Konstan. #nin allak bullak olmuş yüzünü görmesi İcap nmlıd. “Trtin marı, e işte o zaman Matanyo ziy#t”| tin nasıl olacağını hemen AMTEL mıştı. Bu Habeş Ülkesinin kısım yerlerinde, hele onların hındukları şimal taraflariyle disababa civarında artık görü yen bir şeydi. Yalnız, bin yedi yüz yt? yıllarında Habeşistanda d0 bir seyyahını kitabında o aşağı yukarı bütün — riyafe' böyle verildiğini okumuştu. Matanyo, okuyup — işittil göreceği için heyecân du; du. Mülüzim Macyo ile arkada! ise bunu bilmiyorlardı. Macyo yüzbaşıya sordu. Matanyo: — Şimdi göreceksin; sam artık bu bir sürpriz o tan çıkar... Dedi. Bu aralık meydanın — örtasi sekizer onar k n yedeği! on kadar boğa ve inek geldi. Hepsini de çabucak çakıları zıklara sımsıkı bağladılar. İpleri ve hayvanları bir taff Biş, , tam da kendileri tutuyorlardı. g, Yalın bıçaklı üçer dorder a İıg.ı v Öf tetr L uım de hayvanların arkalarına geç tlre ©.. ' H:r hayvanın etrafında bU'LUna nanların yaptıkları işler biribif# İN , dem farksızdı; bunun için sofP ha. nu merak edenler, bunlardan hS t ız birisine bakıyorlardı. | Haa En yakın olan en iyi görüt/ |" yordu. G *T Bu, alnında beyaz bir leke ÖÜ Tail kapkara ve genç bir boğa idili talyanların hepsi de gözlerini ç na dikmişlerdi. t ı Boğanın gerisindeki dört #Fi t birden onun arka bacaklarıma gildiler; sımsıkı tuttular. İçlerinden biri bıçağiyle bacif| larından birinin derisini asi kesti, biraz kan akıttı. Hayvan zaten deminden kurtulmak için savaşıyor, soluğa ipleri koparmak, ken ni tutanların ellerinden sıyrıld?| için çırpınıp duruyordu; bu sef) can acısiyle yerinde sarsıldı; K€) “kin'ayağiyle tekme vermak Ç fırlayıp kaçmak için Uuğraşti' kin hiç bir şey yapamıyordu! p," | kadar sıkr ştr. : *'î Zaten dört kişi birden bir z' v da hayvanı diri diri yuıımie Ü h lJamışlardı. Bu işi hiç kan a#f Ü, madan ve öyle Hlyükbu-ıı talilin la beceriyorlardı ki, ga z | mümkün değikli. l& Boğa çırpınıyor, bılmyvt. Bk piniyordu. Ah, Diğer hayvanlar da onun v | idiler. ö (Daha var)uf ti ,' VAKIT *|» ği ABOYE TARİFESİ | i;!ı Memleket — Memleki î tcinde dıştada | Bi Aylık 95 155 K 8 aylık 260 25 «K 6 aylık 475 820 « EEN 1 yıllık 900 1600 « | lt Tarileden Balkan — Birliği içif| y ayda oluz kurus düsülür, — Posi n birliğine Girmiyen verlere aydf| İ velmis beser kurus zammedilir. | $ » Abone kaydımı bildiren me a tup — ve telgraf ücrelini, ab D barasının posta — ve: | yoll Geretini idare kendi üze | Pu,, Füne r. $ Setteamin ha. ea *A mapt” D Bi nde VAKIT'a abone yazılı? | >: Adres değiştirme ücreti Tn 85 kuruştur. MAN ÜCRETLER! — | ' Ticaret Wönlarının vantim « hırı Sondan iliharen ilân sa manda 40: iç sayfalarda 50 kar rus: dördüncü sayfada 1; iki9 ve ücüncüde 2: birincide * hasbk vene kesmece 5 liradıf- Böüvük. cok devamlı, renkli Hân. verenlere ıyn“l imelirmeler yapılır. Resmi 1i çın sanlim / galırı 30 kuruştur Ticar? Wahivette Olmtyan Küçük Hânlar Bir dela 20. 1ki defası S0 defasi K5. dürt defası 75 ve OED defası 100 kurnstur. Ve aslih “lân verenlerin bir defası , vadır. Dürt satırı ıem ınııııf- Yarla salırları beş kuruştan <an edilir. j Vakıl hem doğrüdan dull"' kendi İdare verinde, f E. a. özs”'s | kara coddecinde Vakıt W'. â ultında. KEMALEDDİN — İRESİ Hân Rürosu elivle — ilân a ğ od eder; (Büromma teletonn: LA a ea rr ae VB