t — VAKIT 18 BİRİNCİTESRİN 1939 - 33 Cüzldelerde müvezziler yaygar rayı basarak, Jamaik muallime - lerini katletmiş olan Amfosy hak kında idam hükmünün — infazımı bütüm telerrüatile anlatarı gazete sisin husust? nüshasını satıyorlar- dı. Bu sesler Napolyon dördüncü katmdaki odaların bi- rimde oturan Titomun küulaklarır na kadar geliyordu. Madam Ter . Gregorianz'ın kocası tükenmesi imkântız — olan petrol kuyularnıa sahip bulunu- yordu. — Doktör Tito Arnodiyi tak dim ederim. Kocası Titoyu büyük bir maza- ketle karşıladı: — Bizittile beraber yemeğe Kalmanızı rica edeceğim. Diye kendisini davet etei. Madam Gregorlanzın kocası - nın bütün petrol kuyularına rağ. men maalesef cascavlak bir kala- Si vardı.. Fakat zenginliğine rağ- men de henüz pek genç idi. Karısmı pek az, Parisi ise hiç sevmiyordu. Biri ve diğeri muh. telif fasılalarla hoşuna gitmek- te idi, Het üç ayda bir yabancı memleketleri gezmekte, ecnebi kadınlarla düşüp kalkmağa kısa bir fasıla verir, bu zamanlarını Paris ile karısına hasrederdi. Fa- | kat güzel Ermeni kadını değiş. miyen vasıfları ile onun pek ho- Şuna gitmezdi. Çok hareketli, _ç;ılı tanlı ve çok asabi bir kaklın idi.. Kocası ise şişman kadınlardan zevk duyardı.. Kadım ne kadar şişman olursa olsun onu o kadâar çok cezbederdi. Aşkta da meşhur kızımın kaklesine uymağı âdet e* dinmişti: Cazibe daima — ağırlık ile mütenasiptir.. Bu münasebetle karıstı onu çak cüz'i bir şekilde cezbediyordu. — Yafın karım ile birlikte Do. vile gideceğiz.. Bilmem denizi ever misiniz? Sizin için de kür gük bhir daire tutabiliciz. — Tito kabul etti. “ Erteki gün direk rden bir ay- O lik izin alamadığı için bu izni kendi kendine verdi ve Ter - Gre- görlarır silesiyle birlikte meşhur ve modern plâj şehrine doğru yola koyuldu. İki erkek pek çabuk anlaşmış. lar, döst olmuşlardı. Birlikte briç veya bilârdo oynayorlar, de- niz kenarında otomobil ile uzun gezintiler yapıyorlar, suların pı- rıltısını, dalgaların şırıltısını din. Jeyorlar; bazan da bir Pierodan daha hassaş görünen Tito, Ver" Jen ile birlikte “denizia kiliseler. den daha güzel” olduğunu söylü- yorlardı. Gecelerini umumiyetle gazinoda geçiriyorlar ve bol bol yürüyorlardı. Yüzüyorlardı. Daha doğrusu 'Tito yüzüyordu.. Ermeni güzeli- nin kocası yüzmek bilmiyordu.. Fakat Tito ona derhal ilk ders. leri vermiş: tabil Manşi geçmek müsabakasına iştirak icin değil, ancak boğulmaktan kendini kur" tarabilecek kadlar yüzmeyi öğret. mişti. Tito bu derslerde talebe sinin vücutça pek zayıf olması yüzünden çok müşkülâta maruz PÜİKRİE0 — — Lö Mestriyenin duymakta ol * duğu kıskançlık, bu güzel, em. salsiz vücudun ilk hevesini ça- Jan, onun ilk heyecanımı, ilk tit reyişini histeden Adama karşıy . dı, Bu düşlincesini genç kadına da anlattı: — Ne kadar Ha safsın.. diye genç kadın cevap verdi. Madem ki ben onu istemiyordum. Asıl şimdi ben hakikaten mesudum. Florika beni hiçbir zaman unut- miyacaksın, değil mi ? — Hayır Dominika, biz hiçbir zaman biribirimizden ayrılmıya * cağız ve ne zaman ben... Genç kadın başını - salladı, Lö Mestriye boynunta siyah saçla - ren tatlı temasını hissetti: — Artık bundan sonra Donni ka yok.. Bu itirafta acr bir eda vardı. Lö Mestriye hareketinden ye- niden hicap duydu. Kendisinden nefret edilmekte olduğunu zan - nediyotdu. Görünmiyen çıplak - vücude doğru eğildi, hâlâ tatlı ihtilâçiar içinde kıvratan sıcak derinin te- masınt duydu, büyük bir teslimni" yetle uranıtış olan bü kadının hareketsiz, hattâ cansız gibi du - ran ellerini Söpmeğe başladı. Domnitea ben bunu yapma - malıydım., Beni affet.. ötelinin | kalıyor, bilhaşsa yüzüstü suda duvrtayı bi rtürki öğretemiyor- du. 'Tito talebesini belinden yaka. ktyor ve bürnumr dört parmmak kadar suya sokup bütün — vücur düm girmesini, kollarını da ger. gin bir şekilde ileriye üzatma- sını, böylece sa Özerinde durmayı öğretmeğe çalışıyordu. Tito işi daha ilmi rmahiyette mütalea etti- Ki zaman Argşimit'in meghur fizik kanunlarından bahsediyordu. Fakat Tito bıralıır. bırakmaz, emeklerinin boşa gittiğini atıla - yor, çünkü Ermeni derhâl suyun dibini boylayordu. Her sabah Madam Kalantan mütebessim bir çehre ile: — Nasl, dersler yolunda gidi- yor mu? Diye soruyorlu. Kocası — kale fethetmiş bir kahraman tâvriyle — Suyun dibinde dakikada on iki metre yüzüyorum, fakat su üzerinde hareketsiz durmağa ge. Hnce, bir türlü beceremiyordu. Diye ievap veriyordu. Bir sâbah Mösyö Ter - Grego. rlanz guların sakin ve alçak ol duğunu görünce yalıız başma yüzmek istedi.. Pakat dipten açı kan bir anafor, derhal kendisini sulârm arasına karıstırdı, yuttu, gidiyordu.. Bağırmak istedi, ağ. zımı açtı, içine sular doldu.. U. rzaktan çabalayan, istimdat eden iki bacak görüldü ve sonra bu da silindi.. Tito ancak akşama doğru dür biniyle denizi seyrederken, uzak- Tarda sularda, vücudu iyice uzan- mış. kolları ileriye doğru geril. miş ve burnu dört parmak suya girmiş bir cesedin yüzdüğünü gördü, Tito akşamleyin yalnız başmma otele döndüğü zaman Madam Ka- lantan elleri ipek pijamasının ceplerinde olduğu halde karşısı" na dikildi: — Nası!, kocam yüzmesini, yü- xükoyun su üzerinde dpurmasını öğrendi mi? Diye sordu.. Tito cevap verdi: — Evet... ... Mösyö Ter - Gregorianz Pa. risteki Ermeni mezarlığına — def. nolundu. Cenaze merasiminde dul kadır nın bütün sabık âşıklarını, hattâ müstakbel Aşıklarını da — seyret- | mek mümkündü., Bu müstakbel âşıklar arasında Tito ilk safta göze çarpıyordu. Titonun güzel Ermeni kadını. na nasıl hulül etmiş - olduğuna gelince, bunu herhangi bir — za- manda bulmanız mümkiündür. Aşkın ve ihtirasın bütün safaha. tını kitap sayfalarında takip et mek isteyenler, yüzlerce saylfa saçma okuduktan sonra aşkın ilk busesiyle biten romanlara mü- Tacaat etsinler.. Birçok romanla. Tn sonu oları bu nokta bizim ro- matnrmızın başlatıgıcıdır.. Kahraman şimdi sahneye giri. yör, roman; bundâan sonra başlı yacaktır. /Daha var) ' RADYO İ 12.20: Program ve memleket shat Ajfams te metroroloj 30: Türk müziği: «Pl) düzik ÇKüçük orkes ip Aşkın), 1 — Sup. arf alıyı komik öpe- Fasının üvertürü, r Çocuk prens öperelinden — patpuri, Naktürme, No, 7 dekmi: Yakına Sap mad), İ8AK Program, 18.05: Kel sanf ayurm, teoroloji haberleri. 18.2 ziği; Çalanlar; Fahire F fik Ferson, Cevdet Çağla, Ç — Okuyani Sadi Hüşsex 1 — Rost Peşrevi, 2 — Arif Bey — Rasi yarkı: (Filneler — gizlemişk). 3 - Şükrlüü — Rasi şarkı: Pyusamı Köğ. Arİf Bey — hansın — dideden) Mühur şarkı * & — Kemal İki görün SA7 SEeHMİSİ - Franz Lel 3 — Ckopia * — Vittorio (Se 2 * ve me Yözk Mü- san, Re, Vecihe süne — koysum). Raxl — şarl 5 — Relik Ferson — (Düma yine gönüm Kai . İ — Mahu Okayam: Sefiye — Toki Cevidel — Çağlü — Kommt 2 — Bimen Şen — Besteriğâr şar: kı: (Mer zamaen serde havayı zültü canan eser). 3 — İshak Varin — Hestenizlr şarkı: 166NÜl sana çuk> Ud bende). 4 — Udi Mehmiyt - Hüzzam Şşarkaz ÇAçınam — açamam söyliyemem çünkü derirde)). 3 — | Okuyan: Maslafa Cuğlar, 1 — Udi Ahmet — Karcığar şarkı: (Beni bi. göne mi sandımn). 2 Beoa Hamcı. yan — Karcığur lürküz (Hifinem ki safa neşe bu özürüm neresinde)). $ — HMülk Türküsü: (Sabahtan kulk- Demirci- Gt Konuşma” (Dış politika hüsiseleriy.) — WWA0: (Wasıl heyetiy. 20.30: Konuşmu, (Haftalık posta kotusuk, )21,10: Mützik (Hiya, seticumhur Bandosu — Şef: Temsil, şu 2 — Eaffet: Böle Zeybek. 9 — Viktor Nadeglla: Hapsodi Oryantal. 4 — Ki Mayour. Su konker Sölotsu, &5 Massemet ; Scenes Akariennes: A) Dimanehe Malin. B Aw Caharet, C) Soos Çes Tilleuis, D) Dimanehe Soir, 2200 ; Memlekel süni ayarı, Ağans haberte — Tahvilüt, Kam- ri, ziraat, esla biye Nukuüt borsası. — (Fiyat), 22.20: Serbesi gnat, : Müzlk: (Cüzband — PL) — 23.25/21.30: Yu, rinki program ve kapanış. ” ŞENİR TIRATNDSI Kkündül “komedi Ücce: 20.30 da: ——— Tepebaşı Dram Kısmız AZBAN. TATİK, YAPIYOR —iğerkk RASİT RİZA E. SADİ TEK 'TİYATROSU Bu gece Bakırköy Miltiyadi Sinema- sında (Yeklâ) Vadvil 34 Perde —— ırRF' HALK ÖOPERETİ Hindislan Cevizi, Bu akşamı 9 da Zır Deliler) Yazan; Y, Süruüri Yakında: — (Kadın ların — Beğendiği) —— EĞE TİYATROSU | Nüri Genç ve ar, | kadaşları 20 Bi rinciteşrin Cuma- dan Hibaren Kırktareli — Zafer l |18.10-939 ç.r,.-b.l | İhsan | Künecerk. 1 — M. Ali. Mahweir mar. SARI Yazan : Bu düşüncesini sımsıkı ve a. € duyarak aklında -attu. Ka. sabaya döndü. Büyük oğlunu çağırttı, ve; söyleyecek sözüm Oğlu: — Öyle ise buyur!.. İşte gel. dim!.. dedi. Fakat Vang Lung lâkırdıya başlamak istediği zaman, bir. den ne söyliyeceğini unuttu, hatırlayamadı, — ve — gözletine yaşlar doldu- Zira meseleyi o | kadar acı duyarak unutmamaya calıştığı halde, şimdi inadına | aklından çıkmış bulunuyordu,. | Bunur üzerine Armut Gancası. | nı çağırdı, ve ona: — Yavrum dedi.. Ben bir sev söyliyecektim.. Neydi, acaba? Armut Goncası şefkatle ce. vap verdi; — Bügün neredeydiniz, nere. lere sittinizdi". Vang Lung senç kızın yüzü. ne bakarak, ve bir sevler kuran bir tavırla vevap verdi: — Araziye orkmıştım. Genç kız yine mülâyim bir sesle sordu: — Arazinin neresinde?. O zaman, Vang Tamg unut. tuğu şe iden hatırladı, ve ıılık_ güzlerile gülerek bağırdı: — Hatırladim.. Hatırladım. Oğlum. Topraktaki yerimi ha. tırladım. Burası, babamla, kar. deşinin bu'lunduğu yerin aşağı. sma, ananın mezarının üst ta. rafma ve Çing'in de vanma dü- şüyor.. Ölmeden evvel de tabu. tumu tedarik etmek isterim. O zaman Vang Lung'un en büyük oğlu, kaldesince ve va. zifesini bilen bir insan gibi: — Böyle sözlet söyleme ba. ba.. dedi. Fakat emrini yerine getireceğim, Bunun üzerine Vang Lungun oğlu, büyük ve kokulu bir ağac kütüğünden yapılma oymalı bir Aabut astım aldı, Bu Sadece içinde -ölü bulunduğu htide toprağa gömülürdü. Baş. ka bir işe yaramazdı. Zira, ke- restesi demir kadar cağlam, in. san kemiklerinden kat kat da. yanıklı idi. Vang Lung'un da gönlü rahat etti. Derken birden başka bir şev hatırladı, ve: — Tabutun, toprak — evime nakledilmesini istiyorum, Son Kgünlerimi orada geçirecek, ve orada öleceğim,.. dedi. Ve bu fikrine ne derece bağ. landığını görünce, oğulları ba. ğ lı_mım arzusunu yerine ge - tirdi. Vang Lung, vanmda Ar- mut Goncası, zavallı aptal kızı ve ihtiyacları olan hizmetçiler. le, arazisinde, toprağmdaki evi. ıcriöndüm ang g. tekrar öz t e Kina yerleşti, ve kuabudıuıîırı'x. duğu evi de ailesina bıraktı. Bahar geçti, yaz da geçti Hasat mevsimi erişti. Kış gel. meden evvelki sonbaharın kız. gn güneşin altında, Vang Lung evvelleri babasmım arkasını du. vara dayayarak oturduğu yer. de oturdu. Artık kendi topra . TUNAKIZI Diye yalvarryordu. Genç kadın gecenin sesçizliği içinde çınlayaı bir kahkaha koyvendi. Biraz ev - vel gürültü yapmamasınm L5 Mestriyeye tavsiye eden bu ka. dındı. Bu kahkahadan korkan genç Fransız eliyle kadının ağ - zanı kapamağa çalişirken nezaket le geri itildiğini hissetti, Bu kere yüksek sesle: — Benden af dilemene hacet yok diyordu, sen gayetle iyi kü * şük bir Fransız dostumsun be * him, Oturdu, samarnlar üzerinden mantosunu aldı, çıplak vücudunu kumaşa sardı ve seslendi: — Demetr.. Elindeki küçük bir fenerle yo- dunu seçen ihtiyar bir adam mey dana çıktı. Biraz evvel Janın ma: lik olduğu kadın nasıl ki Domni . kayâa benziyorsa, bu ihtiyar adam da Nikcla Taveskoya benziyor. du. Lö Mestriye derhal vaziyeti kavramıştı. — Öh, çok şükür ki o değil - re içine müthiş bir acı çöktü. O- nun bütün kalbi, bütün hisleri ve Biarit? hatrrasile sgevmiş olduğu kız bu karanfil kokulu, ateşli kızdı. Ve nihayet Domnika onu aldatmış oluyordu. Haftalardanberi hayalini kurca iyan masum Dömnika ve kolla- rının arasında alıp önüne geçil. mez bir heves, bir arzu ile xev - miş göğtünün Üzerinde sıkmış olduğu itriraslı, ateşli Domnika.. Şimdi bunların her ikisini de aynı zamanda kaybediyordu. Kederi o kadar büyüktü ki, tehditle kapının önüne dikilmiş olan iriyarı ihtiyarı bile gözü gör müyordu. Gözlerini, vücudunun üzerin - deki nefis kokulu teri hâlâ kuru- mamış olan genç kadından ayıra- muyordu.. Güzeldi.. Hattâ belki de Domnikadan da daha güzeldi. Aynı mağrur gözleri görüyordu. Fakat bunlar daha parlak, da'ıa miş.. Diye bağırdı.. Fakat birdenbi * âlevliydi, Saçları kıvırcık, hattâ Domnikanın saçlarından — daha kıvırcıktı. Derisinin altında daha canlı bir kan dolaştığı seziliyor, uzun ve mevzumt bacaklarr üze - rinde gerilen güzel vücudunun ermsâlsiz hatlarından, pöğsünden yayılan mis gibi kokudan etra. fında bir şehvet havası yaratryor- du. Genç kadın şimdi kollarınr kal dırmış, saçlarını şekle soküyor, buklelerinin arasına sokulmuş sa man parçalarınt ayıklıyordu. Müs tehzi bir tebesslm yüzünü aydın- latıyor, dudaklarını geriyor. Be- yaz ve ince dişlerini meydana koyuyordu. — Nasil Florika seni tatmin etmedi mi? dodi. — Ne olacak ki, bu alelâde bir Flörikadır bence... Lö Mestriye, Florika ismini telâiluz ederken sesine — bütün nefretini, gayızlarımı toplamıstı. Demetr Taveresko ayağa kalktı üzerindeki pejmürde elbiseye rağ tabutlar A Pearl Buck, Çeviren: İbrahim Hoyi TeT ğından, suyundan ve yiyeceğin- sut getireceğini, veya tohumların ekileceği işiyle alâ. kadar olmadı, Yalnız toprağmı düşündü, arada sırada eğilerek, avucuna toprak doldurdu. Bü halde oturdu, ve toprağı sımısı. kı elinde tuttu, ve varmakları- nım arasında bütün bir hayat çağladığını sandı. Toprağı böy- le elinde tutmakla derin bir memnuniyet duydu, ve — orada | bulunan tabutu ile bu toprağı özleyerek düşündü, ve iyi, müş. fik toprak ta, Vang Lung ona gidinceye kadar gcele etmeden bekledi. İ Oğulları babalarına kâfi de- recede hürmetle muamele etti. ler, Her gün, veya hiç olmaz. sa iki günde bir ziyaretire gel- diler, ve Vanıg Lung'na, linde yiyebileceği gibi ince ye. mekler gönderdiler, "nkat Vang Lunş en fazla, pirinci sıcak su- da kaynatıp, bebası gibi yeme. sini seviyordu. Oğulları her gün relmediği zamanlar. bazan onlardan şiki. yette bulundu, ve her zanan yanmda bulunan Armut Gon - casına * — Peki.. Bu kadar uğraşacat ne işleri var?., diye -ordu. Armut Goncası: — Onlar havatlarının en civ. civli zamanlarmı vasıyorlar, ve bir çok işleri var. En büyük oğlunuz kasabada zengin adam. İar arasmda zabit seçildi. Yeni bir karısı da var, Örtanca oğ. lunuz da, kendi başma büyük bir zahire nazarı acıyor.. dedi. ği zaman Vang Lung dinledi. Dinledi. Fakat bütün bu nen şeyleri iyice kavramadı, Tamadı; ve gözlerini cevirip, toprağmıma baktığı zaman da büsbütün unuttu. Fakat bir gün Vang Lung kı. - Bar bir-zamam itin her Yeyi* apı açık gör > anladı, İki o, nun da kendisini ziyarete gel Ki bir gündü. Cocuklar kendisini hürmetle selâmladıktan sonra dığarı çıktılar, evi dolaştıktan sonra araziye vollandılar, Vane Lung da onları sessizce izledi. Oğlanlar bir verde durdular. Vang Lung da çocuklarına ya. vaş vavaş yaklaştı. Oğlanlar, ne babalarının ayak — seslerini, ne de sopasmın yumuşak topraktr akseden sadasını duvmadılar Vang Lung ortanca oğlunun o ince, gevrek sesiyle göyle dedi. ginl Şetti: — Bu tarlavı, gurasmı da ea tarız, Parasınt da aramızda ya. rı yarıya pavlasırız. Senin his. seni de ivi faizle ödünç olarak alacğım. Zira baştan başa ceti, len veni demiryoluyla denize pirinç — gönderobileceğim.. — ve ben.. Fakat ihtiyar adam valnı» a t satarız!', kelimeler'ni ldi ve bağırarak seslen. i. Hiddetinden sesinin titre. mesine, ve kesik kesik çıkması. na mani olamadı: — Sizi gidi melân, haylâx o. AAA eli LA B e B LA men azametli bir hali vardı. Ga - yetle acı bir sesle, yılan rslığı gi- bit — Müsyö Lö Mestriye, dedi... Bütün bunlara rağmer siz gece. yi yine Nikola Tavereskonun kı- z ile geeçirmiş oldunuz. Florika meydan okurcasına Lö den başka hiç bir şeyi düşüıı.) medi, Artık t?mrığır. ne mah . P VA K ! Mestriyeyi — üzüyordu... Gen; Fransıza gelince o da bu güzel kadını hayretle — seyrediyordu.. Acaba bu garip âile hakkında da. ha neler öğrenecekti? İhtiyar a- dam sözüne şöyle devam etti: — Her öğreneceksini: Mösyö Lö l’;’:dye- Fakat m; şünmermiş, kendişinin hapsoluna- cağınr hatırından bile geçirme. mişti. Hattâ çimdi artık açıkça anlatılmış olan tehlike bile ona yapılmış olan garip vaziyet ka. dar alâkasını kurcalamamıştı. O hâlâ biraz evvel cereyan eden sahnelerin şimdi almış oldukları gülünç vaziyeti düşünüyordu, (Daha var) ABOYE TARİF! Wemleket içinde Aylık v5 8 aylık 260 6 aylık 475 1 yıllık 000 Larileden Balkan ayda oluz kuruş düşülü birliğime #irmiyen yefi vetimiş beşer kurus zalfiği Abone kaydım - bild Wwp ve telgrat ücretli BarasıNıN nosta volluma ücretini idar€ rine alır. “Ürüfyonin hew İzinde VAKIT'a a Adres değistirme 25 kuruştur. KLAN ÜCRETİ Ticaret Wönlarının tiri sondan Hiberen İ rında iç savfaları rus: Mürdüncü sayfadik ve üçüneüde 2: bi baslık vanı kesinece & Rüyük. çok dovaral renkli ân verenlere İij tmelirmeler vapılır. Resf, rın sanlim , sâlırı 30 Vivari Mahivertı Bir defa 30, iki del dlefası 65. dört defası defası — 140 kurustur. ilâ verenlerin bir di vadır. Dört satırı geçeri fazla tafırları bes kül sap edilir. Vakıt bem döğrüdati kendi. idare yerinde. kara endilrsinde — Vaki altında — KEMALEDDİR Hân Bürosu — elivle eder. (Büronun teletol Lorel — H Harbe gidiyr , ; Altın Mab Yeni iyat: neşriyat | d:: Oğlum Örü'si; Öğütlerim|"in ân! General — Pertev Deffiitiz züxel ahlâk kilabı İkbal Pidan sinde satılmaktadır. Ta Bi gullar.. dedi. Topraf| ya ha!.. e- Vang Lung âdeta Btr, bi oldu. Neredevse dÜ? ten Bulları kendisini tutiN v kk Ğir .B e OU e disini teskin ettiler B , dırmaya çalışarak: Pk ( — Hayır.. hayır: $ bir rak satacak değiliz.. P. p l.şlıııg Lüng kızgifi Ü t — Toprak satılmâİğ! & dı mı idi, Bu ailenin EPT k volması demektir. hü.ı tan geldik. Toprak' ka yine de oraya ul: / ah toprağınızı saklarsaliği'> bilirsiniz. Kimse sisi Ştr. nızdan mahrum et h se toprağmızı elinli : Ve ihtiyar adam Ara ırmı yan HLA kuruttu. Ve bu tuzlu lekeler 4 Vang Lung yere b avuç ftoprak aldı. US li Hi rabksinöğreri İN Ve iki oğlu, bab İ lar, Her birisi bir n kolundan lep AR ol Toprak sİğla terih ol. İ dediler, | Fakat ihtiyar Vi başının üzerinden