, kolaylaşlırmağa .VAKIT 2 BİRİNCİTEŞRİN 1939 —-7 — Netekim zamanımızdaki in. an cemliyetleri İçinde sgadece aşıyanlara tesolli olacak bir, gok Uaovanlar vardır: Meselâ aastahanelere (Sağlıkovi) der. r; birçok kimselerin ölmek üzere gittikleri yerlere (Sana. toryom) denildiği gibi. Titonun arkadaşı Pietro No- cera kendisine elinden geldiği kadar gazete işlerinde yardım #diyordu. Adeta fedakâr bir Kardeş şefkati ile onun işlerini çalışıyordu. Muvaffakiyetine hizmet eyli, yordu. Tito Dir gün kendisine şöyle dedi: Şimdi bana yardım ediyor. sun. Fakat çok sürmez, bir gün gelecek ki sen de buna sır. tını döneceksin. Benim aldığım lasaş seninkinden az oldukça, b gazetedeki mevkilm sen | den aşağı bulundukça bana karşı yardımın devam eder, Neni himaye edersin, Arkadas. lara karşı ben meziyetleri- mi söylersin. Fakat ben yük. Sek bir muaşa geçersem İnsan. Yar için kiymet ölçüsü olan üc, | Tet derecesi ile seninkine mü- Bavi bir mevkie gelecek olur. Bam benim hiç bir işe yaramaz, budaladan başka bir şey olma. | dığımı söylemeğe başlıyacak. sın, Bu, tabif bir insanlık kal- desidir. Allah bile dünya cen. netinde Hazreti Ademe iyi bir mevki verdikten sonra bir zün pişman oldu; bu mevkiden onu uzaklaştırmak için derhal bir şebep buldn.., Pietro Nocera bu gözlere şöyle mukabelede bulundu: *— Tito, zannederim, sen yi- ne biraz kokâain almış olacak, sın. Ne vakit sen incilden bahis ile mukayeseler yapmağa kal- kışırsan anlıyorum ki mutla. ka kokaln tesirt altmdasın. Mutlaka burpunda bir kaç gram beyaxz kokaln tozu var- dır.,, « Mesele orada — değil. Sen boni düsürmek için elinden ge. leni yapacaksın. Nocera Pietro tekrar Ted detti: — Aslâ! Aslâ! Azizim, bu türlü yanlış fikirleri zihninden çıkar! Sen, benim alelâde in. sanltardan — Tarklı. olduğumu henliz anlıyamadın. Bende se. nin tahmip ettiğin kusurlar. dan hiç biri yoktur. Ben bu türlü küçüklüklerden münez- zehim, Ben bu hayatta biç bir kimsenin mevklini kıskanmam, Ne senin, ne de gazete dira törünün mevklini. Anladın m Hatrâ ben bu gazetede çalışı- yorum, EZra ayda benim cebi, me üç bin frangm girmesi lâ- zım, Sadede bu paraya ihtiya. “gımı var, Bundan başka hiç bir şey düşünmem. Sen şu veya bu tarzda yüksek bir mevie geç- mek için bir gğyret sarfına hiç lüzum görmüyorum. Hayatım, da hırsın, hasedin, gıptanın, büyümek arzusunun hiç bir yerl yoktur. Biz bu dünayaya yoktan geliyoruz. Yine yoklu #a gideceğiz. Arada hayat de. nilen şey kısa süren bir anli- zi Ruman kızları, altın - sarısı renkli saçlr, ciddi, hattâ gablı delta kızlı rasına dağılmış bi - rer leke gibi duruyorlardı. Küçük çocukların — yayagarası | gökleri tutuyor, üçüncü sınıf lo- kantaların tahta kanepeleri üze- tine oturan anneleri bazan uçları gert memelerini, bazan da şeker- li suya batırdıkları küçük par. maklarını çocukların ağzına da. yıyarak feryadın önüne geçiyor - hardı. İskelelenden yolcu ile beraber wapura kümes hayvanları, koyun ve keçileri de yüklüyorlardı. Üniformalarının içinde birer heykel gibi dikilen polis memur- |* ları insanları ve hayvanları aynı ; sertlikle ite kaka vapura soku- | yorlar, her taraftan feryatlar, kahkahalar ve koyunların mele. meleri duyuluyordu. Bu Insan keşmekeşinin için . şanbrada görünmekten başka bir şey değildir. İasan antişam, brada no yapar? İçeriyo gir- me kiçin kendine nöbet gelin. ceye kadar duvarlardak! tab. Tolara bakar, biraz da etrafı lle konuşur, havadan, sudan b kaç lâf eder. Fakat çalışma; Mademki bir kere öbür tarafa geçince bir hiçten ibaret ola. cağız. Orada hiç bir şey gü miyeceğiz, ©o halde beyhude uğraşmak niçin? Ben otrafı mızda bulunan Insanların mü, temadiyen didişmelerine, mü cadele etmelerine sebep 'gör. müyorum. Kimisi kahraman rolü oynuyor. kimisi demagoji yapıyor, pürültüler, patırdılar. Yendi fikirler neşredenler mi derslu, bir sistemi yıkanlar mı dersin, herkesin hürmetle an- dığı bir adamı yere batırmak için çabalayanlar mı dersla!... Fakat bütüh bunlar ne mak satla oluyor? Mademki bugün milyonlarca fusanı bir parma- ğt ile harekete getiren bir a. dam yarın bir kahvehaneye &4 | rerek orada içüliği bir bardak v İle bir mikrop aldıktan, bir milimetrenin binde biri dere. cesinde küçük olan bu mikrop ile tedavi kabul etmez bir has. | talığa tutularak — mozara Llr, dikten sonra!.. Sana ge eğer bir gün ben senin içi kalarına aptaldır. ahmaktir, | hiç bir işe yaramaz bir adam. dır diyecek olursam, o lıa>kı4. larmım akıllı, zeki mmsanlar ol- duğuna inanmış olmanm gelir. Bilâkis, ben kendi etra. frmda böyle insanlar görmi ram. Benim burada adamlar — hep uldulııııudııı başka türlü görünen, b rma ait olan fikirleri kanaatleri imiş gibi gösteren kimselerdir. Bunların — hepsi nazikâne — haroketler, güzel cümlelerle kendi hakiki be liklerini gizliyorlar. Sahte tas vırlar ve sözlerle kendilerinde ki kusurları örtmeğe çalışıyorn lar. Kışın pardesti giymiyon bir kimse bunun sılıhi old nu söyler. Eğer bunu söy kimsenin “vinde kürkl paltosu olsa emin ol ki gece yatağında bile onu giyecektir Bir takım adamlar var kl, zivadan boşlandıklarımı sdy ler; emin ol ki bunların onda dokuzu herkesin kendilerin den kaçındığı takımdandır. Eğer bir adam ebedi bi küt içinde pek derin felsefi dü- şüncelere dalımış gibi görünü, yorsa emin ol ki bu, kafasın- da en küçük bir fikir bulunmı. yan boş beyinli biridir. Sükütü derin düşüneclere dalmış ol- masından değil, söyliyecek hiç bir şeyi olmamasındandır. E. ğer bir adata bana bu dünya- nin zevklerinden artık kendi. gile gına geldiğini, eğlence yerlerinden biç bir haz & dığını, tosan için hakil det ancak - ölümde — olduğ söyliyecek 0' vsa onun bu Söz. lerinde sarimi olduğuna an. cak kafasına bir tabanca | | codun gül kokan. £ ıAlemdarSinemasıiğş uğı szaman İpanırım, | /Daha ıfrrl da Tunada şafak atıyordu... Tuna şarkısının söylediği gibi biç de mavi değildi, suları, bilâkis yeşile bıkın kirli bir gri rekteydi. Karadenize yaklaşıldığı nisbet- te genişliği de artıyordu. Lö | Mestriye, şehre doğru yayılmağa başlıyan sis tabakasına tTağmen sahilleri farkedebildi. Güneş u . fukta yükselip suları kızıl renk. lere boyadığı zaman sahiller de tamamen meydana çıktı. Bu topraklar da Baltadan fark- İt bir manzara arzetmiyorlardı.. Yüksek otlarla kaplı yeşil düz - lükler ve şurada burada toplan - den Lö Mestriyenin boğazını t- | fış söğüt ağacr'kümeleri... kayarak, nefes almasını güçleşti- ren bir ter ve pislik kokusu yük- seliyordu. Sonra vamur veniden yola ko . v bir iki sast icin sula. m Ve arı e'ra gece- korken — bir bayvanın — feryadından başka bir w eütütu bermüyordu. ibe ve yeşil renkler arasın- Uzakta ufukta hic bir leke yok. tu. Ne bir bulut, ne bir iz.. De. niz gibi sakin bir ufuk.. Geriler - de Step biraz daha yüksek nehir ile avnı veşi'lik arasında kaybolu- yördü. Şimti ucları kalkık uzün kayıklar Tuna üzerinde izler bı - rakarak kaymaza baslammlardı... Baslarında yağlı kasketleri, rö beklerine kadar İnen sakalları , Sonra yeni bir i«kele, hepsinden RADYO 2-10-939 Pazartesi 12.30; Programı ve memleket saat ayarı. 12, Ajans ve meteorololi haberleri. : PD k: (Karışık pro. » 18.00: Program, 1805 at ayarı, Ajans ve me- Müzik: Memleket teoroloji hu (Radyo - cazı). : Kanuşma; ak terbiyesi hakkımda), 10.15: TÜR KMÜZİĞİ: Calanlar: Vecihe, an: » A — Osman Boy B— Bi mayun şar- ü deruna. C — r — Hicaz şaşkı — rsal D — Zeki A, rif — Şeteraban — şa mscttin Yasdanıp Ahme an baslasıyım, D — S isuf — Hiçaz şarkı — A, kına raptettin. B w — Seh, perişanım. F — * Şehnaz sazsema Konuşma. (Doklorun saati 'Tück Müziği: (Vasıl heyeti). Müzik GKüçük. . Şef Necip Aşkı hira (İnter Hazine valsi, şarkı — naz şarkı — Ben Nikolakinin 15 ıııknır.—; .4 — Pa Lin, Olur.nlar,olur. (Şen parça), Eşkiya öpeertinden Sehubert (Küçük — orkta. Sı kar programın devamı) Müzik: (PD. 2 ı_VıH program ve kapaniış. Sinema ve Tiyatro CASUS AVCISI ğ — .KIRIK HAYAT | NN I'İİK TİY. ATROSU Bu gece Üsküdar Hale sinemasında Saçlarından Utan Ayağını makineye kaptırdı Kalafat yerinde tamirde bulu. nan Güneş motörü sahibi, motö- rünün makinesine yağ vermekte iken, birtlenbire ayağını makine- ye kaptırmış ve âağır surette ya - ralanmıştır. saralı hastaneye kaldırılmıştır. Üü Dövme vakaları Dün şehrin muhtelif semtle - rinde beş dövme vakası olmuş, hepsinin de failleri polis tarafın- dan tesbit edilerek yakalanmış - meşhukl suçlar mah . İ verilmişlerdir. bulunan balıkçılar, şarkılar söylü. yerek ağlarımı topluyorlardı. Vapur biraz daha ileriledikten daha küçük, hepsinden daha fa- kir Lir iekele göründü; Burast Valkov Wi, Ayakları çizmeli, fakat röğsü bağrı açık bir çocuk bağajlarını ürürken Lö Mestriye, kimbi- ir belki de Domnikanın yaşa . makta olduğu bu fakir şehri göz. den geçiriyordu. Fakat bütün bul rağmen Valkov muhakkak Baltadan daha vüzel, daha rahattı. Valkovun bir tek caddesi var- Tek katlı. basit:; fakat göze Ği en kücük evler bu cad denin kenarına sıralanmıstı.. Be. vaz, kirec sıvakı, veya açık renk. lere boyanmış duvarları İnsanm lüvordu. Caddeye ba- evlerin arka- dı. 9.90; Ya, *A | | ti hüahceler bireok — kilmes havveanları ve bilhassa ördekler - Te doluydu. Yazan: Vang Lung daima celâllı, hiddeti burnunda olan delikan- lmm kendisine bir fenalık yap. masından korkarak ona seslen. di: — Bildiğin gibi yapl.. Key. fin nasıl isterse öyle yap.. Yal. nız beni rahatsız etme... Bunu duyan delikanlı, babası fikrinden cayar korkusuyla hız. la avludan uzaklaştı, ve gayet memnun bir halde evine gitti. Derhal Suşav'dan oymalı ve iş-ıl lemeli masalar, gandalyalar, ka. nt aralıklarıma aamak için kır. mazı ipek perdeler; büyük kü. ük vuzolar, ve temin edebil. | dıgı kadar güzel kadın resimle- | rile dolu kâğıt tablolar, mupı kısımlarında gördüğü gibi av- lularda suni kayalıklar vücuda getirmek için türlü türlü ve a. | cayip kayalar gatın aldı, ve| bunlarla da günlerce uğraşlı. | Bütün bu şuraya buraya gi. dip gelmeler yüzünden, bir çok defalar, hattâ her gün dış avlu. lardan geçmek mecburiyetinde Kkaldı. Avlulardaki adi halkın ara. sından burunu tıkamadan bkf türlü geçemedi. Onlara taham. mül edemiyordu. Öyle ki orada | bulunanlar, o gittikten sonra | arkasından güldüler ve: — Babasının — çiftliğindeki kapıda yığılr duran gübrelerin kokusunu unutmuş! dediler. İ Buna rağmen, hiç birisi de| o geçerken bu sözleri söyliye- medi. Zira, obir zengin adamm oğlu idi, Sene başı gelip te, kiralar konuşulduğu zaman, bu avlularda yaşıyan adi halk, o. daların ve ı“ılım aylıkları. nın ziyadesile vükselmiş oldu. Kunu, zira bir başkasının daha fazla verdiğini öğrendiler ve o. | turdukları yerlerden taşımmak | mecburiyetinde kaldılar. Her ne kıdur Vang Lung'un oğlu zeki, e bu hususla kimseya bir. şey uımunuı. ve bütün jşini ee, | nebi diyarlarda bulunan eski #ar | hibi ihtiyar Hvang'a mektuplar | Ivua.rıık ıîurmi:îr idiyse de, ıuıa.] » avluları 'alayanın Lamg'un büyük ugımldugı= anladılar. İhtiyar Hvang'm oğ. lu da, eski evine, nereden ve ne suretle olursa olsun en cok pa, ra temin etmekten başka bir şoy düşünmezdi. Bunun üzerine de ahali ora. dan- taşmmak mecburiyetinde kaldı, ve zengin bir adamın keyfine kurban ettikleri için de küfürler yağdırarak, şikâyet. lerde bulunarak — yırtık, yırtık eşyalarını toplayarak odaların- dan çıktılar, ve hiddetleri arta arta, zenginler çok zenginleş. seler de bile, fakirlerin daima geri geldiğinden, günün birinde Muhakkak buralara tokrar dö. neceklerini homurdanarak u. zaklaştılar, Fakat bütün bu tehditleri Vang Lüng duvmadı bile., Zira daimaiç avlulardı vaş-yor, pek nadir olarak dışarıva — çıkıyor. du. Yaşlandıkca daha fazla ra- hatma düşkünlesivor, yevip ici. yor, uyuyordu. Bütün işleri de | Lö Mestriye bilâhara bu fakir evleri ziyaret ettiği zaman gerek evknn. gerekse bu küçük evlerin Ginlerinde gördüğü temizlikten hayretlere düştü. Bunların en - fakirlerinde bile alaturka bir banyo vardı.. Bura. da yaşayan Livojenler her gün di. ni âdetleri üzerine birçok kereler bu banyolarda yıkanır, temizle - nirlerdi. Burada yaşayanlar muhakkak ki Braile Caltasındaki kardeşle - rinden daba az vahşi idiler. Fa- kat hepsi de avnı tipteydiler. Sa. | rr saçlar. mavi gözler, uzun bit sakal. Kostüfleri de fraktızdı: Rus usulü gömlekler beli dar elbiseler,, Sonra nazarı dikkate carnan bir hususiyet. heosine ga. Hp bir Bususiyet; katlınların ıy.—.ı dalem bakışları... Valkovda, Tuna denize dökül * mezden evvef Bir kere daha bir- cok parralara taksim oluyordu. Bu sekilde şehir birçok küçük a- dacıklar Üzerinde kurulmuş idi.. Pearl "uck Çeviren: &e 954 büyük oğlunun e&line hxrumışı bulunuyordu. Büyük oğlu, doğ. ramacıları, marangozları ve us. ta dülgerleri çağırdı. Onlar da üdi halkın kaba, savruk kulla. | nişları yüzünden harap ettikle. ri odaları ve avlular arasmda- | ki kavisleri kapıları tamir etti. | ler, Delikanlı havuzları yenider yaptırdı, ve içine atmak için Ö” mercan balıkları, alabalıklar sa tın aldı. Her geyi tamamlandır tan, ve güzzelliktan anladığı ka dar her yeri bezedikten, gcüğe! lestirdiklen sonra havuzlara ni lüferler zambaklar, Hindistanır kızıl yeminli bambularını ve ce. nup kısmmlarında #örün te hatır. layabildiği her şeyi dikti. Karı. &t da, kocasının neler yantığını görmek icin dışarıva geldi ikisi birlikte, her oda ve av! gezdiler..Kadın daha takım şevlerin, öte berinin eğ> sik olduğunu farketti, Delikanlı da, bunları algm dive karısını büyük bir dikkatle dinledi. | Kasabanın sokaklarmdaki halk, da. Vang Lung'un vaptır. dığı şeyleri duvdu, ve ahali tek. yar zongin bir adamın oturmak, ta olduğu büyük evde olup bi. tenlerin dedikodusnu yabtı Vaktile Vang Lung'u çifu-' Vane diye ananlar, şi onu BÜY F'K ADAM VANG, yahut ta ZENGİN VANG diye çağır- maya başladılar. ; Bütün bu yapılar, işler için harcanan para Vang Lung'un elinden ceste cesle cıktı. O ka- dar ki Vang Lung bu para. larm ne zaman harcandığını anlamadı bile. Zira büyük oğ- Tan her seferinde geldi: — Şurası için yüz gümüş sik. ke, lüzem. —Azıcık bir para İle ta. mir edilebilecek ve vepyeni ola. cak bir kapı var.. Veyahut ta şuraya bir masa ister. de VWang Lung.da avlusunda d Dengrek, diterün “gukuğunu tüt- itünerek azarakar gümüşleri 0ü. I luna verdi. iZra, her hasat mev. siminde toprağından bolca pırıl gelivordu. Bundan ötürü de, oğ. İu her ne zaman para istedivse reddetmedi, ve kolaylıkla çıka, rıp verdi. Bir sabah. giüneş da: ha henüz duvarı aştığı sırada ortanca oğlu onun avlusuna ge- lip te: — Baba, böyle oluk gibi pa- ranın akmasının, harcanması. nın bir sonu zelmiyecek mi?.. Bizim de bir sarayda oturma - mıza lüzum var mı?, Bu kadar parayt yüzde yirmi ile faize yatırsak, gu kadar evümüş para kazanırız. Hem, bütün bu ha. vuzların, meyva bile vermiyen çiçekli ağaçlarm, ve bu mana- sız, gonca açmış zambakların favdası ne?.. Demese idi. Vang Lung o ana kadar harecadığı paranm mikta. rından haberi olmıvacaktı. Vang Lune, iki kardesin bu yüzden kavgava tutusacakları. nr anladı. ve hüzürü - hozulara. cağırdan korkarak 4:9]1— acele cevan verdi: — Bütün bunl, Bırf senin Bu adacıkların arasında bazısı şehir tarafından, diğerleri de iyk sanlar tarafından yapılmış küçük kanallar bulunuyordu. Şehrin yegâne caddesi dof ruca kiliseye gidiyordu. Yağrali? yağ- | dığı zamanlarda bu cadd€ bir ça - mur deryası halini ağf ve ancak beygir sırtında bir tifaftan diğer tarafa geçmek mü kün olurdu, İşte bunun için iştidirimlar yük seltilmiş ve evlietin önüne bü: tasşlar kon İŞtu. Şimdi de pü kaldırımlar üzerin- de şehrin #9 büyük eğlencesi o. lan vapuş yolcularını seyre çıka'ı güzel kadınlar, sehrin kibarları bulunyyorlardı.. Böyle müstesna günlere mahsus olmak üzere ke. naşfarı kürklü kısa bir ceket, iş- lemeli şallar ve uzun ökreli is - Karpinler piymislerdi. Fakat U - mumiyetle cınlak avak yürümePe | alışık oldukları için bu vüksek | ökceli iskarninler icinde hi de rahot olmadıkları açıkça görünü. | yardu. Lö Mestrivenin indiği sehrin vesâne otel'nde daha ziyada bir han hali vardı. Hattf penis av . €u ve hir #vl kenerme erraları- meç Ahreler, her terefle dağılmız kümes havvanları intana bir çift- Hikte olduğu hizsini veriyordu. #Daha ver) ük İbrahim Hoyi P VAKIT ABÖONE TARİFESİ Memleket — Üemlel içinde dışında 95 — 156 200 — 425 n Gaylık — 475 — 820 w tyıllık — 900 1600 a| Tarifeden Balkan Birliği ayda otuz kuruş düşülür. Po ne Kİtmiyen yerlere ayd vetmiş beşer kuruş zammedilir. Aböne kaydımı bi tup ve telgraf Geretini, parasının posta veya banka yollama üeretini İdare kendi üZ rine alır. Cürkiyenin her posta me nde VAKIT'a aböne yazı! Adres değiştirme ücreti 25 kuruştur. İLAN ÜCRETLERİ Ticaret ilânlarının santim - ftırı sondan itibaren ilân sayfalkğ rında 4Ü: iç sayfalı 80 ki rüş; dördüncü sayfada 1İz (ikinCj ve üçüncüde 2: birincide baslık vanı kesmece 5 liradır. Büyük, çok devamlı. — klik renkli İlân verenlere ayrı a indirmeler yapılır. Resmt flâ: rın santim , satırı $Ö kuruştür: Ticari Mahiyette Olmayan | Büyük İlânlar —— Bir defa 30. Ikf defası 50, defası G5, dört defası 75 ve Of delası 100 kurüştür. - Üç Hân verenlerin bir defası bed vadır. Dört salırı geçen ilânlari fazla satırları bes kuruşlan B sap edilir. Vakıt hem doğrudan kendi idare yorinde, kara- caddasinde Vakıt altında — KEMALEDDİN Hlân Bürosu eliyle eder. /Büranan telefonu, Aylık 8 aylık Yorl O zaman genç âdam, bir tavırln gülümseyerel hiç te memnuniyot, sevinç de etmiyen bir sesle bab bu sözlerini karşıladı: — Bir düğününr, selindett ml5li fazlaya mal olmasi Öldüğün zaman bolıınccek olan mirasımız, Ti ağabeyimin lüzumsuz bir Bi sinden dolay çar çur e0 sayrulup gidiyor.. dedi. Vang Lung bu ağlunı un deyin peygamber demediğ onunla münakaşaya gil lâ başa çıkamıyacağını bilf Onun için derha! tevap veri — Âlâ.. âlâ.. Bu işe bif hayet vereceğim. Ağ konuşacağım Ve keıeı.n P da kapayadağım. Artık Hakkın var!.. Genç adım, içinde ağa nin hı;ıı);drı."ı bütün yazan bir küğrt getirmişti. Lung bu kâğıdın. um baktı ve acele acele: — Daha â:mek yemedimi. ni yaşımda da, basahlafi SFI- yemezsem içim balıyfiğ Buna bir başka zaman bi rız. dedi, ve geri dönerek di Odasma girdi. Böylelikle ortunca oğflunu savdı. Fakat o akşam büyük ile konuştu. Ona : — Artık bütün bu boysl temizleme işlerini bitir, BU.$ darı yeter. Biz nihayet insanlarız!.. dedi. Fakat delikanlı gururlü vap verdi : — Hayır biz köylü deği Kasabadakiler bizi büyük ailesi dive anmaya başlal 'unuvorlar. Bu - isme lâyık isme lâvık bir şekilde y mız verindedir. Değer de. kardesim, gümüşün » valnız gümüs olarak tel divor. ve ondan ilerisini EŞ Mivor ve bu kabiliyette d€ karımla, ben ismimizin şef ni vükseltecek koruyacağıf, Vang Lune o ana - k: gihallerm, kendi evine mi verdirlerinden haberi ©* vueti. Zira vaslandıkça, mdir olarak cayhanelere f vor, hele kendi işini görecö tanca #öle olduğu icin de F v* DAzarlarına hıç uğramıyol Bundan ötürü de bu habe€ gizlce memnun oldu ve: — — — Pek âlâ,. dedi, Büyük # Ter de tonraktan vetişmedi! toprağa bağlıdırlar. ) y H (Daha veti