Yazan : Muazzez Kaptanoğlu Yaz sakallarımı sv.l.——'ıılha_u nasıl kaçırdığını r anlat buruşuklarla Örül- “ta lik gençliğin kudretini anla- K yını!_.. ahile | birisine d.ı)—ırırnk karşı uk parıl kısmı$, denize dalmıştı! | Anlatmasımı bekliyord inun herkesçe meşhur mi gını, kendi ağzından b yle coşkun bir ânmdua ardığı cızarasını, fa kıvırarak » O baş ı başka - şeyi|t çekilmiş kayıklardan kıyı ları sülzmeğe başladı. Gözle dudaklarını kemirerek um, O-| meera -| ilhass; dinle . »| mek bulunmaz hir şe ydi: — “Aalatacak değdi.... Kürşı yakıda düğ den arkadaşlar, bir akşa ( ae yaka paça sürükledi çakmağının ma Stla Bt o'muş yıltarı ha. | kafaları HüdUlemiş, ":';l,"l'ı: *| kahalarle güten çekitmiş bir resmi.. Yanındakl erkek Meloyn Duplar'dı İ Ürta meb şündüm... zerine şarkı söyliyorduk! : “| neler anlatazak bu ağır başlı weldezt güldürüvor. bu FİTE tenin Aı:vku'!" girdiğim Ük|den kızlar arasında, gözlerime —D sre e v ,'ı" bir yaramazlıkla|takılan iki göz sesimi boğazıma P d P a / hlerinden — birinin ak-| tıktr... ak ğ 'ğd"' Kütüphanede, çocuk Kör gibi yanan bu gözlerin a z a r a n a z a r a at “ğğüm, * Unutan bir dalg'nlıkla | sahibi-Dir anda aklımı — büşim. de T Mmıl'““ istemedikleri — bir|dan almıştı Tusütenmiş kafamın w .. &? e !ıı,u__' N Sayfalarına dalmıştım. | ye gençildin Kuvyeti ile ant ut-| / k' mı Sok sevdiğim iyat|tim ki, dönerken bu kızıda be. 0 az Oy erln e l a' _"' Sesi ile irkildim. Göz: | ryabor götüröceğim!. - Bizde de —vy alı bir gülü$|adet olduğu gibi, bu kıyıda da >abi | ». 'du. Yüzü meşt başkayere kiz vermezlerdi.Hele| cgj) n , * bir çok uzun yılları bu. / böyle alev gözlü, sülün boylu -| az Sonu u usu rasi İ r.“_:htlvmuıen bahseder- | Jarı hiç!, o ğ) Snn P*Sini çıplak birakan sac.| — Onun da gözleri benden ay- de ”$ '!ııhı karıştırarak aynı Üttek| primiyordu... W,Xa[::hmk );:nîmı:, YAZAN: ai Senin aulayacağın, o da bana| F “"cı AESELAŞ M GÖS n Ball D aa Ka Gti | Y OSMAN Cemal ' ’"— Ve Ümet Ağa:- gibi. Mmaktan güçlük cr_k. LUZün uyun konuşmustu: İr tma çıkmıştı. ler nı bel emizi ““BÜm çocuksun.. < YarıL ** kiz olacakayn.., Buglün ak Üstüne kapan gunu anladığım kızın ev kehârıma geldi İNi | pencerede sgeçtim.... . Eltmle aşafı gel, diye verdim.. Beni> hiç tani hatde geldi.. Ruzgâr esl r kendi ket l:ı insanlarız bileme, olduğundan o ! U löbter rlı.kı ç şıyordu.. alılığını beke l — genimle gelirmisin günlerde| aai Seni istesem ba! Üz Baçlarımız — aklarla, ni P Oruşuklarla dolduğu öne a? Ki bir zamanlar biz '%q Stik... Gençi nn harcadığım “Açliği yaşamadık.. Mütalaa zili çalmış, .”:['-"l“ Islak, hocamı onun YMüzi Iğiyle dinlediğim hal- Sünün neden bu kadaf Sa. *rinin neden böyle ıslak | ş'ıı.l M anlamadan koşa koşa *Ye gitmiştim!... 'Titriyordu., Böz Böy Ba halde değildi. ği arayarak gün, © da beni istiyor, Hemen kızı kucakladı. deaçıldık!.. İki Kıyı delikanlıları girdiler. “Fakat Salha Öl kadar benim oldu!. » Slnde ; ıstü.. Balhayi anlıyordum!... Gene bağıntsalladı.. K bi ;*" Cıgğarasından ço efesi çırpınan denize İlerken, kelime ile anla. kalan çığarasın & gönçlik hâsrı -İlatarak karşı Kıyıya "’;"kz—ııu. gözlerinin kt.| mırıldandı! ) Sinda okuyorduğ: — Gençlik bu evlât... ::"'—xm" Ağa, dedim. an- ter n günlerin bir da ıu'*i bi x(ıî' İreceğini,, gençken l şey yapmadığın :tı': :I:"î“' Pişmanlığı, bun- Bi iztırabı gözlerinde h p Köcuz Byalli "k < yangın Lüleburgaz — ayın || inci cuma günü n ivbiri. İşağt 11,30 - 12 öni 4 $dn Ş bir gülüşla omu Küçük hanma!, e d0ğün gc nedirk *ki sızıyı duyabili Yörum? -İgen miştir. Belediye a: Kim bilir, bulunmaması ve bol su I"h Tütma ,,l ıım”"d' doğru!|ki imkânsizliği yangının dandı | 'ıı,. h—sıu.l.: mı... Onun Velmına sebep o!muşıur Haldr, Hocem Yangın, iyi bir fırm, H nl'W“ium ama, ön- Dü HYüyor mü 14 yupılm D, Ye m Ömaş © kurtulmak için TAPa dedim, ; Bana hiplerine Bütün kıyt çocukları Çınar 1 meydanında toplanmıştı. Biz ne var evlât, üne gi- m beni ler &it labalık dağıldı.. Müthiş bir fir.lüzerinde, boyuna tatlı tatlı adam Arkadaşlar ünlçekiştiriyorlar. gafakla çıkmmanızı süyliyerek Der|dostlar arasına, arada bir bııhı r köşeye çeklidiler., aşça isminin Salha oldu- ine yü. rüdüm., Çitle örülmüş bahçenin gim zaman, onu işaret madığı yordü Salba-|* na vYer. Götüreyim mi senl!. liyecek Fakat gözlerinden anladım ki|| Bım Bt- bi sahlile koştum,. Fırtına Iı.'lıı.xıı Brtesi günü kıyamöt koptu..| ünceye İkt yıl uvı—ı gömdüğü 1 hatırlayarak üzütdüğü- üçücük 1 dalgalara fır.' baktı vej Lüleburgazda Şehrimizde gecesi raddelerinde lnhısaxhr sokağında büyük bir yangım olmuüş: bu büyük yan. » saatlarca o sokağı tehdit et- razösünün şehirde tedari. deva- yeni ış bir şekerci dükkânmı 1en zarar yapmıştır. © bir de köfteci dükkânmı ta- | İmamen yakmış, bu dükkân sa. !elle zuhur ettiği büyük zrrarlar ac- mektedir. “İdur meşelikli yüksek bir dağ.. Baş örlüsü uçuyor, saçları karı- eşelikli y ğ İsveçti y irilen adamlar, eşi Bu ç e adım karışıyar gibi... Çünkü oular, uyuyor sanıyor. lar, halbuki ben, uyumuyor, yarı yalandan, yarı sahiden uyuklu yorum. Bulunduğumuz yer, çukurda | | n ve gık ağaçlıklı bir yer.. Karşı - amız bol fundalıklı ve yer yer bo- Arkamız çalılık, çırpılık dar hir yamaç.. Sağımız gökyüzü görün- miyen İnişli yokuşlu bir — koru.. Solumuz genişçe ve sulak bir de e içk. Sonra iki dağ arasına W| Romancı Remelikavaklı Ali ve zanan bir boğaz.. Solumuzdaki | —— yaz; Patma Böğürtlen igenişçe dere içinin bazı yerlerin” de ufak ufak misır tarlaları, fa- sulye herlekleri, asmakabağı çar- dakları var.. Bunların kenarları da bol ve gümrah böğürtlen- ler çitiliyor. Vakıt akşama yakın.. Yaz sot! Tarının haylice kısalmış olan gün- Jerinde, Bolumuzdaki sulak derc” nin içinden ağustos böcekleri vec de içli, ne de firaklı ötüşüyorlar İŞezlong kırmasında, gözlerim ka palı, içim yarı geçmiş, hem bir şeyler — düşünüyor , hem de a- İlgcalı bir rüya görür gibiyim... Sulak, rutubetli — dere böyü inun biraz uzaklarından yarı te lüşlı, yarı nazlı bir inek böğürtü- igü... Arkasından ve daha uzaklar- | 'dan henüz altı aylık kadar bir da-| Neden sonra inekle danası bi- İnanın aynmı eda ile ona cevabı.. |rer defa daha böğürüşüyorlar. Arkadaşlardan biri ötekilete ' Fakat bu üçüncü böğürüşlerin â- isesleniyor: 'ırngı büsbütün başka.. Bunlar — Hayvan ne güzel böğürdü. (âdeta makam ve nota ile böğü- duydunuz ya! rüş.. Ötekilerden biri: ) " * | Yine arkadaşlardan biri yanın | fakilere fısıldıyor: duğu gibi, sesin bile genci, taze- si, körpesi seviliyor. Ben büsbütün kendimden geç- mek Üzereyim... İnek, kendisin- den hayli uzaktaki *evrnsuna tek rar sesleniyor. ve pek az sonra yavrusu da önü tekrar cevap ve- riyor. Fakat, onların, bu kalınlı, inceli ve tatlı tatlı” böğürüşlerini bu sefer, ben sanki altı ayhk yol- dan duyuyormuşum gibi... Yanı- başımdaki arkadaşların fısıltıları kelimeler gittikçe anlaşılmaz ge- killer ahyor ve ben gittikçe ken- limden geçiyorum. — Cidden güzeldi. Bir başkası: — Yavrusununki daha güzel! —— Uyşgşak değil mi bu? geldi bana! — Hayır, Hicaz! — Tabil,.. Çünkü o henüz gene| — Hicaz değil yahu, hicaz henüz körpe bir yavru! kâr! — Ne derseniz, her şeyin ol-| — Hayır, süzinâk! — Bırakın çimdi süzinâki fa- Pan da şu şeyi çaldıralım! — Neyi? | | | | — ——— | mıştır. Tüccar Hüseyine de kıs. | Yangının nereden ve ne su. tahkik edil- — Baçlarıma ak düştüyü — © nehuventtir a bebeği ldır Grela Görbo ağır Mıflıığı ile maraflar, Onun ne filmTerinde, ne de hasust hayatında kahkaha ile güldüğü, hallâ kbenllııı elliği vörülmez. Fakal Ünsanların t ürlü |da gittikçe İnceliyor, pesleşiyor, s v ida, Bir aşk faclası Bir ingiliz muharrir ölü olarak bulundu Danimarkadan yazılıyor: Geçen gün Kopenhag polisi aec le olarak şehrin büyük otellerin- den birine çağırılmış ve esraren Bgiz bir ölümden bahsedilmiştir. Filhakika odaya giren zabrta kuv vetleri birkaç saat evvel kara . ya çıkarak bu odayı kiralamış o. lan bir İngiliz yolcusunun cesedi- ni yerde Ölü olarak bulmuşlar - dır. Cesedin sağ tarafında geniş siçak yaraları görülmüştür. Zabıta ölünün hilviyetini tes . bit etmekte güçlük çekmemiş ve cesedin Bymn Varth namile ma. ruf İngiliz muharriri Duglas Vahd'a alt olduğunu meydana koymuştur. Derhal yapılan tahkikatım ilk safhasmda İngiliz muharririn bu seyahatinin esrarengiz hir ka - raktere malik olduğu —möydana şıkarılmıştır. Varth bundan bir buçuk sene kadar evvel meşhur heykeltraş Epstein'e modellik etmesile met- hur olan dansöz Pola Hirenska ile evlenmişti. zoafları var. İşte Grelanın kah. r. Bu genç ve neşeli arlist kimbilir Birkaç aylık müşterek hayal, tan sonra aralarında rabıta bo e zulmuş ve serbest kalan Varthı bir hissi rabıta doğuvermiştir. Geçen cuma için Varth, Ko - rmhı.şı geçerek sevgilisiyle bu- ı — Nehavent, mehavent, sen bu,î&î :çîğmığıunı:;mmmıam“ çalmana bak! İnek bir daha böğürür gibi olu-|telgrafta: “B; artık yor. Ama bu defaki böğürtü bira$ İher şey bitti. yı:;ılendımu:: uzunca.. Biraz değil, fazla uzun-İyorum..,, kelimeleri yazılıydı. — ca.. Hem bu nasıl böğürtü böy- le? Bu, bir böğürtüden ziyade yaz akşamları ağır ağır dönmeğe ııulıyın bir bostan dolabının gı- yırtısını andırıyor. Hem ben, bir rek Danimarka merkezine gitti. bostan dolabmın böyle ağır ağır| İşte bu şekilde şeygilisinin pe- ve perde perde bütün makamları|şine düşen İngiliz muharrir ka- tolaşarak döndüğünü, ömrümde|raya çıktıktan birkaç saat son Ik defa duyuyorum, ra, öteldeki odasında ölü olarak bulundu. Polis, İngiliz muharri. rin bir cinayete mi, yoksa bir aşk facınssma mt kurban gitmiş olduğunu kestirememiştir. hal seyahate karar verdi ve Ko. Sonra, bu alaca makamlı do- ap gıcırtısına ikide bir, hafif ha- fE “düm,, “tok, ve yine arada bir, pes perdeden koyun çıngıra> Şi gibi bir geyler karışıyor. Der- ken bu alaca makamlı ve h: nek böğürtüsü, birden hırlaşıp| V© gecesi durmadan, dinlenme - tizleşiyor ve bütün o dolaştığı a- | Jen ça'ınan radyolarda, okuyup. taturka makamlardan sıyrılıp ta- 'h)“)mı“ isterse dünyanın en mamiyle nihaventleşiyor. Hem! [ıarmnklı gösterilen hanende ve öyle bir nihavent ki bunu Neyzen ısuendeleri olsunlar, onları, bu Tevfik bile duysa, dinlese mest|dediğim şekil ve tarzda, şehrin olur, kendinden geçer. Fakat bu|bay ve huyu ve kafamın yorgun- makam, tam bir nihavent ama,|lukları arasında dinledikçe, hani, ses nedir, ses inek böğürtüsü mü-|bunların hepsi de bana vız geli- dür, koyun melemesi midir, bos-|yor; daha doğrusu kafamı şişiri- tan dolabı gicırtisi midir, - kavaljyor, beynimi patlatıyor; fakat bu İmıdir, viyolonsel azmanı mıdır?|dediğim yerde, yani boğazın, de- *arkedebilene aşkolsun! ğil çarşılardan, pazarlardan, sa- | Taksim, tam karurını kılarker |hillerden bile uzak ve dağlar, de- yrası bir değişiyor; sanki ben şim-|reler, sırtlar, yamaçlar arasında di, İstanbul kıraathanelerinin bi.|ki en sakin ve en cana yakın bit rinde radyonun karşısında imi-|yerinde, bir yaz sonu akşamı, tat- im gibi oluyor ve bir dakika|lı rüyalarla geçen bir kır uykusu geçmeden. sazla birlikte şarkı|nun mahmurluğu ile dinlenen şu başlıyor: zavallı baba kızın çaldıkları her- bangi bir külüstür parçaya bile Sinirlenerek gözlerimi — açıyor ve birdenbire pek nerede olduğu- ae mu !uktdı-mıl;îıck etrafıma î:- z ğüktee (:?nhrîî_:_ıîâeı N " ylerinde: m:"â;î;:î::mî:fıwan" gü Çamlıca sırtlarından yavaş yavaş V N Jazalmaya başlayacak olan yaz c — Burada da mı radyo? vıltıları.. Koru, orman, su bası, Derken birde bakıyorum ki 5e- |plâj âlemlerinden, bağlar ve üzüm nim ayak ucumdaki sandalyalarimevsimine giriş, Gittikçe yakla- ra kurulmuş olan şu baba, kız:'gun kış düşüncesi... türkünün alt tarafını çalıp oku | Bu düşünceler, belki klâsik! mayorlar mı: |Yani bir hayli modası geçmiş dü- Gönlüme susmak düşt'i. — İşüncelerdir. Fakat, ne de olsa Bir feryat bulamadım! tanzimattan sonraki edebiyatı . M mızda iyi, kötü, yahut kırık, dö Musikinin, değil iyisi, kötüsü kük bir hayli bahsedilmiş olan t1 'bllc yerinde olunca seviliyor. İs- manzaralar, ne olurdu, birazr tanbul kahve ve kıraathanele - da muüsikimizde kendilerini gö jrinde, şehrin çarşı ve pazarların - terebilmiş olsalardı! mahalle aralarının sık ev ve, Osman Cemal Koy- ... Yaz sonları... Kısalan günler... Danimarkalı bir genç kızla ta « — nışmıştı. Bu tesadüften derhal — Fakat gsevgilisinaen gelen bir Buna rağmen Bymn Varth de penhaga giden ilk postaya bine - — İ İ İ apastımanlarında, tanrının günü '