"ğılkh sayıdan devam) '© O, yatıyor musun Vla- hâ'â bir türlü o- anlamak istemi- Gigi, -!a ursından deli olacaktı. Bah, ü 'ııafll_îdan yakalamak, y Tsa, Daşını duvara - Vura: şını duvara vu S C3 k.dmş-'omıiıynı musun alçak ’o.ğ"" lüyorum; boğulu- bir ;î;'_."k için yüreğinde vahşi Riha, Yeç duydu. Halbuki Se- Meyek 1 SEndisini bir deli , iali kadın... Bir yeri ağ- bi ldan içeriye girerken İ Tetesiz çörünse, sabal K başın görünse, sabaha y a bek tuç #ibi oturur; onu bir ço« Mnıçv“'l”: eğlendirir. üti A, 7 cok sencler geçme- ı');: ;“l_yu.nd:ı. ne çehre. & leğişiklik olmamıştı. îd»_thkı Malik ne ise, kinı. Faka!' araya bir ü- Riz Sirmesi, bütün aile ini Dözmüs, alt üst et- m:'mgyeıin mânası bu iydi?.. Haniya kadın, Yatına karışınca, sa- t hududu r: saâtlerce îğz_üî “Zenl, Küti el tiye Metin ** * ) neşe artı. _ctî_f ve kahkaha tufanı & Sekilen ıztıraplar, duyü- .© ve. 2A klı Ui yorgunluklar a Lil:"flıfyordıı!_ Demek a- t ün Güncü girince, biraz ı“' küd&l:': Yakışıklı oluverin. Veri, öri * nazariyeler deği. "k,“' 'iie dizlerin bağı © Bü :'»ıh hukuku, karı koca. v Kalki h'*y.-.,_h_' tü ortadan kalkıyor- acı bir nedametle KDA eu :" Yue:'- niçin yaptım?.. Dd. “:ı._ı_ a kendi elimle boz. SAA l - & 'a St a e & gi | , Haj ';ıf“ ;(: İııl:,;uk,i başbaşa ne mesut Il’;( B:'“ kî Smür sürüyorlardı!.. ıp" —*'h Ne öyle kalsaydılar: BN v 2:;: ıüî:ıas—fıydıl.ır: başbaşa tdi> ydiler. Nihayet ne * Malil Yarı falik Bey, karısını arka- ASA W | n ğ k'(;“---.d('ğıîı'","f'-""" ne kaba . bu mi>., j;' _(_;yn L&ıd,_l erini bahtiyar ede- £ wı(_,'"'"li te"'"ü Aralarında, saa- m'lı Ş t edebilecek bir Sde tek ne ihtiyaç vardı?.. Tar : İ o etti; ğ“”ur.'ğ" yaptım. yarabbi?. 'hunu endi elimle bozdum. n hisy Naci, ilk eve girdiği yde açi Miş: daha o zaman, İden lı düşmüştü. — Saniha, WN Ntk-- rken: Züzel| delikanlı!.. de- kibar, çok zarif gö- &tü & öyle demişti. Fa- bir değirmen taşı gencliği, hilıqi î'.'YI'Idn:uı. zaman, 'Ordu anaatleri de kör- Tüzelr” Daha gencini, da- tlin; KEL İ A MA ten, Di Ğnzüne tü B & R GA eı; &görünce, Sanihanm BO e ;'î';:,yiıı[ı"i dğğiş- & ena görü- Hİİ Ş: me;ı:,.;_ her Rüreketi * y ğt buluyordu. di bp“::uM-,ıik onu, canm- NU Yiirğkb" parça gibi, iç- &) Ve Üti ten gelen bir ar- k y fiyakla ze h ver, ondan U- Hhh bir ı'lıı Bgünle-, hayatında ı;ıx’yiil : Siklik dayar; onu Rözler; rken içli bir cocuk 1 dolar; ağlamak is işte görüyordu. : ’:';!:,ek'î'"d—— on bir senelik s_n“_'laun bütün batı. ıı;î at BAA S * Fi 9E D Mi Kiz, 'Anmm zihninden si- K nsa e <3 MÜthar ot a hej ” SiSaydı, ihtiyarlı. ST elinden tutan biri kudreti | Balayları geçince.. Yazan: Dr. Cemil Süleyman olurdu. Fakat onda, bu ümit de yoktu. Bir oğlan çocukları dünyaya gelmiş; yaşını doldur. bir hastalık almış götür. müştü. Yürek açısı nedir?. O. nu biliyordu. - Fakat evlilikte saadet... O, duymadan, zevki- nai ya benziyordu, Ve işte netice çözünün önündeydi. Bütün neşru münaşebetler gibi. kar- sısında bir ümit ve saadet sah- yesi açılmış; fakat başının üs- tünden esen: korkunç felâket rüzgârı, kurduğu salaştan bina.- yı söküp savurmuştu. Bu sah- nede aşk ve ihanet rolünü alan kadın, bizzat kendi karışıydı. Karşısında yalnız onu bulmuş; onu aldatryordu. Fakat bir gün * |bu sahnede, bir facia ile karşı karşıya gelmeden çok korku- yor; bu âkıheti gözlerinin önü- İ'ne getirdikçe dehşetinden tüy- İleri ürperiyordu. Birden aklma | geldi. Onları, öteki odada, ken- Vai kendilerine yalnız bırakmış olmaktan kuşkulanarak kalktı; söylenenleri iyi işitebilmek için koltuğu biraz daha onlara yak- laştırarak oturdu. — Onlardan ayrı bulunursa, krrkulaân bir fırsatı kendi eliyle hazırlamış olacağını tahm ediyordu. Sa- niha, birden onu, sararmış gö- rünce: — Ne oldun Malik?.. dedi. Benzin uçmuş.. Gene kendini üşüttün galiba ! yordu da ona hâlâ kendin şüttün diyorlardı. İçinde bi hırsından dudak.- karanı kemirereki — Hayır.. dedi. Bir şeyim yok.. sana öyle gelmiş.. Yalan söylediği âzikârdı. Fa. kat ne olsa, onlara zaafını bel. G etmiyecekti. Halbuki hale. candan - boğuluyor; hemen ol. duğu yere yığılıp bayılacak bir |hale geliyordu. Bir zamandan- beri sinirlerinden çok rahatsız. 41 Hekimler ona, açık havada kür, mutlak - istirahat tavsiye etmişlerdi. Fakat hangi küt, hangi istirahat! | O, her gün böyle kendi ken- dini yiye yiye helâk oluyor; günden güne iştahtan kesili. yor: yemiye.yemi kuvvet. ten düşüyordu. Günün bütün |saatleri buhran ve heyecan i- çinde geçiyordu. Naciye nasıl: — Git, beni sükünumla, mahremiyetimle yalnız bırak... diyebilirdi?.. Onun bir dakika evden uzaklaşmasına razı ol- mıyan, kendi eşi/ kendi ailesiy. di. Ona: — Rahat et, başını dinle... diyorlardı. Fakat kimse, çektiği ıztıra. irdiği buhranın farkım- Naci, hâlâ hikâyesi. ni anlatıyor. ve bitirmiyordu. Saniha, eli çenesinde, zeykle, beyecanla korkulu masal dinli- yen çocuklar gibi sokulmuş: — Ne tatlı anlatıyorsunuz, Naci Bey!.. Diye ağzının içine bakıyor; şnı çevirip bir saniye kendi. siyle alâkadar görünmüyordu. Saniha Naciyi dinlerken, Ma- lik, onun gözlerinin içini arı. yordu: Sonra Naciye dikkat et. ti. O, Sanihaya karşı lâkayt gö- |rünmiye çalışıyordu. Fakat çok sevimli ve sıhhatli bir çocuktu. Siyah ve parlak gözleri, keskin ve kudretli bakışları vardı. Bir de kendi sararmış çehresini, za- Vitlikten, yorgunlukta cukura gitmiş gö: bir kadın, clbette zi ( Daha var) vi, lezzetini tatmaya vakit bul. : nadan mihayet bulan bir rüya- | | | İya adında bir Resimlerini raklısı olduğu için jede meşbur elmeği vaadeden Fakat iki genç kozin akıbelli halde bir bataklıkta bulunmuş, bü vek bayatı kurtarılmıştır. gördüğünüz kırlar da ndisine Holivutta bir film şirketi müme bir adamna peşine takılarak memlekelle rin: çok feci olmuş ve küçüğü Rut Dun'un ü Jan Hultoa'a gelince veren ve ken n ayrılmışlardır. n (le Şarl Bovaye ile bir mülâkat Holivut dünyanın en sakin şehri imiş DeannaDurbin ile yeni Holivuttan Fransaya gelmiş olan Şarl Boye şerefine bir kokteyl ziyafeti verilmiştir. Şarl Boyer Amerikaya gider. ken birçok kimseler onun mu« vaffak olamıyacağını söylemiş. | lerdi. Fakat Fransız artist kısa bir zaman zarfında sinema â- leminde parlamış ve bütün ka- dınların hayallerini oyalayan | erkek olmuştu. Geçen gün Andre Daver'nin | Şarl Boyer şerefine vermiş al. duğu ziyafette birçok tarımmış | kimseler hazır bulunmuşlardır. Malüm olduğu üzere Şarl Bo« ! ye Pariste kaldığı müddetçe | “Korsan,, isimli bir film çevi. recektir. Şarl Bovaye bu film | hakkmda şunları söylemekte- | dir: j — Filmin senaryosunu A- | merikaya kadar bana - yolladı. | lar. Hakikaten güzel.. Bılhassa Tabanca karıştırırken | Beyoğlunda Bostanbaşında | Kapıkolu sokağında oturan Zi- | nin karısı, ken- | disinden ayrılmış ve bir me- | murla beraber oturmağa başla- miştır. Ziyam 16 yaşlarmdaki oğlu Fethi dün annesini görmek ü- zere evlerine gitmiş, evdeki babasının meydana bıraktığı tabancasını - karıştırmağa Daş- | lamıştır. Bu sırada tabanca birdenbi. re patlayarak çıkan kurşun co- cuğun kafasına isabet etmiştir. Başı parçalanan Fethi henen ölmüştür. Cesedi muayene e- den adliye doktoru defnine ruhsat vermiştir. — Orta okulda zam gören öğretmenler Ortaokul öğretmenlerinden zlerini düştündü. Sanie 'zam görenlerin İist. ha gibi, ruhu zevk ve aşk dolü (yem şekline uygun olmak ü: ibninde Dir İre hazırlanmıştır. Yakında ken. i yeni ba- dilerine tebliğ edilecektir. bir film çeviriyor Marsel Aşar, Mark Alegre ve Andre Daver ile Deraber bu. lunmaktan fevkalâde memnun olacağım. Bu münasebetle ya. kında Nise giderek beş hafta kadar orada kalacağım. Bu müddet zafında filmin harici sahnelerini çevireceğim. Bir Teşrinievvelden itiharen de Amerikada İren Dun ile birlik. te çevirmiş olduğum yeni filmi düble etmeğe başlıyacağım. Karsanda birlikte oynıyacağım Matmazel Mişel Olga çok pare lak istikbal vaadeden bir yıldız. gır. — Sonra ne yapacaksınız? — İşlerini itmam ettikten sonra da Parise dönüp bir müddet istirahat edecek ve ye. ni piyesleri seyredeceğim. Bi. lâhara ikinciteşrin iptidasında Holivuta dönmek istiyarum. — Yeni bir film çevirecek misiniz? — Evet Deanna Durhin ile. Fakat henüz senaryoyu bilmi- yorum.. Eğer Amerikan sansö. vü müsaade ederse bu takdirde © film Mayerling'den daha az kuvvetli olmıyacaktı-. Bu hu. susta size şimdi ancak filmin renkli ve eski kostümler ile 0. lacağını söyliyebilirim. — Günde kaç saat çalışıyor. sunuz? — Sekiz saat.. Sabah do- kuzdan on ikiye, ve on üç Düue çuktan on sekize kadar. Çalış. ma sistemine gelince Amerika« da da Fransada kullanılan metod tercih edilmektedir. — Holivutta ne gibi bir ye. nilik var? — Hiç.. Holivut, dünyanın en sakin — şehridi Bir dostu ziyaret icabetmese — bazan bir ay bile evden dışarıya çıkmam. Biliyorsunuz Bverley Hilds'de bir dağ evinde oturuyorum. Orada tenis, gölf oynarım, yü zerim. Boş vakitlerde istirahat ederim.. Diyorum ya, size çok sekin bir şehirdir Holivut. film çevi Şarl Buaye ve kendi 5 — VAKIT an biri on yedi, diğeri on dokuz yaşındadır. Her ikisl de sinema me- ini beyaz per- delik deşik bir onun da bir kulübeye kapalı olduğu öğrenile- Tledia, S .Ğı 16 AĞUSTOS 1939 —Çâiıslnvakya Almanya ile Ma- caristan arasında taksim edilecekmiş a, (Hususi) — Lehista. nin cenup hududuna Almanya: nın asker sevkiyatı. devam et mektedir. Almanyanın Slovak- yayı İ$şgü ek maksadiyle ha- zırlıklara devam etüiği bildirili. yor. Almanlar, Macaristanla an- şabilir. ve Macarları mihver devl yapına almaya mu- Tse Slovakyayı n edecek ve bir kıstm Slo- zisini Macaristana vere- eklerdir. Binaenaleyh, Macaristan Üze- rine başlayan Alman tazyiki bir hati daha devam — edocektir. M? tenin Alman tasyikine boyun öğeceği zannolmâmakta- dır. Siyasi buhran Eylül ayında baş gösterecekmiş Roma, (Hususi) — Salâhiyet- tar siyasi mahfillerde söylendi. #ine göre, ağustos ayı sükünet içinde geçecektir. Salsburgda başlayan İtalyan - Alman mütza- 4 leri askeri ve siyas! Baha- larda stos AytT nihayetine ka- lar devam edecektir. Bu müzakerelerde eylül ayın- patlak vermesi gayri kabili içiinap olan buhran esnasında mihver devletlerinin takip ede- erkleri hattı hareket takarrür etlirllecektir. Graf Çanorayla Fon Ribben. trop arasında, Dunziz meselesi- nin halli esnasında Almanyanın h müuhtemel güçlük- lero İtalyanın göstereceği yar- dimtn şekli konuşolmuştur, Ka aa Londrada yeni mu- ahedeler için müzakereler oluyor Londra, (Hususi) — İngiliz hariciye nezareti son günlerde Orta ve Cenubu Şarkt Avrupa iş. leriyle fazla meşgul olmaktadır. Londradaki Romanya büyük el- çisl Tilen Lord Halifaks'la gö- ştüğünün örtesi günü Bükre- hareket etmiştir. Biçinin, İn. giltere İle Romanya arasında imzalanacak muahede projesini birlikte götürdüğü bilölriliyor.' Lehistanla İngiltere arasında imzalanacak muahede — projesi de hazırlanmıştır. Londradaki Leh elçisi Graf Raçiveki Hali- faksla iki gün ardısıra görüş mekte Londra büyük elçi. miz Rüştü Aras da Halifaksla üşmüştür. Türk - İngiliz mü- kereleri hayli — ilerlomişse de hede henlz imzalanmınmış omanya ile İngiltere ara a bir muahode imzalana: rl ak olabilir vak & vi ka n ur, nda ktır. Atinadaki İngiliz sefiri de Başyekil Metaksas İle görüşmliş- Yunanistan ile de bir mua. hede imzalanacaktır. tas ve Deyli Telegraf ga- bu muahedelerin imza- oldüuğünü gı bir zarüret Kkta azır satıyoruz Avrupaya buyıl ipek kozası ihraç - edilmeği 'ı Avrupaya ipek kozası | | İmahsulünden |başlanmıştır. İlk defa İsviçreye 10 bin ki- lloluk bir parti gönderilmiştir. Bu malların kilosu 223 - 225 |kuruş arasındadır. K İsviçreden yeni talepler var. do Deraber dır. Fiyatlar yükselmektedir.