İ !,ğ:’çk'luı Sanmış! ğ Vck'a âkıt Mmüharrirlerin. War bir K agıp _tmınvuydu latuncağız ayakta Ona yer vermez de Ta gelen genç bir ba. Dce ayağa kalkıp: UYurunuz ! *hqyi":'ni ©na verir. Bunu » Miyar kadın sorar: 4 k Ü, *on e 1 )E' G_ı—ne bir rob mu yap B h Tİn Çılgınca masrafla . lecek parayı nere. sanıyorsun 7? Bi hwlcxğım lıq(m. Z silkti: Rütim Giğım, ben belki biraz Umma mütecossis deği | T e Glatasırayı C » ç“îu'( araya Olmalı t — Anns, bak, gu be. talonl, , », 'u adam Galatasa. ı"-'nı[ı! y le v ulx Neden anladın? SEnda l_— antalcnunun ar- N ı::m'll. cekelinin ar- “B'üne 1 damgalar var da.. li (K Gini et ( 5 ğ Kendi beyaz fi bi “".i'fıâlna bakarak) : a Ca|: Grolası otobüs, bi. dlasaraylı yaptı gali- A kabinesine girdi. | çöktü, fevkalâde ş oktor, dedi;. dün e: tzh DA kırpamadım.. Bu hî değil midir? R ; — Biraz fazla çalış. n KN Sle s_“rmcnnı olmalı.. Bdi “ğ:bır haldir.. Ben si. ni y"__d?ktoı bayır. Nev. $ *7)&, ilim, Uyuyamama. j A K:.ıad'ni efendim, anla. Ve Veya çay tiryaki. Hm).' di di d x g :ılîılur, hiç bir şe. | İRSİf Rizanın gözlerinden öperim Geçen gün Neyzen Tevfik Sirkecide Raşit Rıza ile karşı- laşır, bir kenara çekilip ayakta dertleşmeye - başlarlar. Biraz ken, Tevfik Raşide sorar: iüğün var mı? | — Raşit hiç bozmaz: Hayır, der, gördüğüm yok ! — Benim de gördüğüm yok da merak ediyorum, ücaba oğ- İlancağız ne âlemde? — Kimbilir ne â'-zmde! — Bari görürsen çok çok | elâmımı söyle, benim tarafım. lan gözlerinden öpüver! — Selâm söylerinı ama göz- “erinden öpemem ! — Neden öpemezsin? — Öpmeme katiyyen imkân yok! — Sebep ne canım? — A benim iki gözüm Tev. ikçiğim, hiç insan kendi ken- inin gözlerinden öpebilir mi? Tevfik afallayıp biraz dü- tündükten sonra Raşidin boy- vuna sarılır! — İlâhi Raşitciğim der, ben seni karşımda demindenberi Şallı İbrahim sanıp - dürüyor. düm. sakiişpiküset Aşkın Zararları — Kızım hoşta! — Hani bir. çiçekçinii nindü g.uşıysıuü-r'? AY — Çiçekçi işine verdi. — Neden? — Eline çiçek geçince he. men işini beni seviyor mu, sevmiyor mu?,, diye papatya falına bak- mağa Daşlıyormuş. ği Çocuk Akli Küçük Perihan yemek ma. sastna oturmuş, ÇçorDa gelince- ve kadar bebeğiyle oynuyordu. Bir ara bebeği masenm altına düşüverdi, eğildi, aldı. Kalkar. ken başmı masaya çarptı. Ağ- ö nihayet sizi muayene et. îmuaythuıı doktor... Bar kadar bala ver. nuah katta oturuyo. İ e: l:ığr_z;ıınan devam z *ğini sormağa gel- amağa başladı.. Annesi: — Aman yavrur> - çorbanı iç, o zaman başın şişmez, dedi. Çocuk çarbayi içti, birrmüd. ündükten sonra: — Anne, dedi,. Develer de corba içmiş olsalar idi vi olmaz mıydı?.. sonra - birbirlerinden ayrılırlar. — Yahu, Raşit Rızayı gör. çoktandır unutup — “Nişanlım l Yazıları Osman Ce Ben şapkamı ceket sanıl Konuştuğum ukalânıan Halbuki ben dümbel Bir batında dokuz Akşamları biraz pirna, hamam Konuşltuğum ukalânın birçoğu ten diyoı Evvelki hafta yapılan ikinci at yarışlarınm tafsilâtınt geçen Perşembe vermiştik. Bugün de geçen Pazar yapılmış olan ü- çüncü at yarışlarını aynen bil. diriyoruz: Birinci Koşu Adı Müsiki Koşusu olan bu kaşuya dört hayvan iştirâk et. Mühittinin - (Kurabiye) isimli ve kurşuni tayı, Diri cilt dökto. ru Doçent Cevat Kerimin (Kurdeşen) isimli ve çil renkli atı, biri Münir — Nurettinin (Beste Nigâr) adlır. ve krem İrenkli kısrağı, biri de Ertuğru Muhsinin (Jön Premiye) li ve baj makiyajlı tayı idi. Bunlardan kurabiyeye Sul. tanâhmedin —meşhur şekercisi Pabucubüyük — İbrahim Hoca, Kurdeşene Doktor ve Ront. genci Muühterem, Beste Nigüâra Üstat Nuri Halil, Jön Premiye. ye de Şehir Tiyatrosundan Hâ. zım binmişlerdi. Mesafe 1250 metre idi. Yarış başlar başlamaz, Bes. te Nigâra kurülmuş olan Nuri Halil hemen, klâsik bestekâr. lardan meşhur Nikogos A nn şu Ferahnâk şarkısını tut. turdu: Beğendim seni — efendim, geçmem aslâ ben! Tabii Hâzım da buna iştirâk edince Pabucubüyükkk Doktor Muhterem bir olup onlar da bir başka şa'»'ya başladılar. Böy- lelikle, bu musikili yarış pek hoş bir tarzda ve herkesin ai- kışları arasında sona erdi. . Önce herkes Jön Premiye. nin birinci geleceğini beklerken yarışın yarısında Şekerci Pabu. cübüyüğün gizlice hayvanın ağzına Dirkaç lâtilokum sokuş- turması üzerine Kurabiye bi. tinci, Jân Premiye ikinci, Beste Nigâr üçüncü, Kurdeşen de dördüncü geldiler. Kurdeşenin en sona kalmasi. nn sehebi jokey Muhteremin yarışın sonlarına doğru kendi ensesini kaşımaya dalarak diz. ginleri gevşetmesindendir. Bunlardan birinciye beş kü. lâh mevlid şekeri, ikinçigyee ora- daki Osmaniyeköy ılçı!:l:ınn. dan üç kavun, üçüncüye on ta. ne yumurta mükâfat verilmiş. tir. İkinci Koşu Bu koşunun adı Kübik ko« ti. Bunlardan biri- Şekerci Ali |- ı yazan: mal Kaygılı Neyzen Tevfiğin en son şarkısı Bir topatan kavun aldım, bir do keslim: Kelek çıktı, Konuştuğum ukalânın bir çoğu dümbelek , fakat o da yeli çoğu dümbelek ç de 2urna severim, ek doğuran Turna severim! da kurna severim, dümbelek çıktı! Neyzen Tevfik Üçüncü at yarışları şu idi. Buna şu. hayvanlar gir- Koca — (Karısma): Yahu, dün akşam gelirken ilâç yap- mak için biraz şerbet şekeri ge- tirip şuracığa koymuştum, şim- di orada yok, nereye kaldırdın onu? Kadın — Sen kalkmadan, sabahleyin kızlar onunla du. daklarını boyuyoarlardı. Kim. bilir, nereye koydular? HMA Şaşkınlıkla... Heyecanla anlatıyordu: — Alevler içinde çayır çayır yanan eve daldı ve kaynanası- nt ölümden kurtardı. Muhatabı başmı salladı: — Bilirim, dostum, bilirim, insanın öyle zamanlarda aklı başından - gider. ğği Canı Yanmış! Ev sahibi antika vazolarını ve tabaklarını misafirlerine gös terdi: — Bunlar bana babamdan kaldı, yirmi beş senedir saklı. yorum, Misafirlerden biri yanımda. kinin kulağına fısıldadı: di: Şair Orhan Velinin (Tere. lelli) isimli ve ard ayakları na. sırlı, boz merkebi. Neyzan Tevfiğin (Gurbet) isimli iki yaşındaki deve yav. rusu. Ş Nizamettin Nazifin (Delioğ- İlan) ismili, yağız beygiri. rullah Ataç, Garibe eski tapu memurlarından Hacı Şeref ve Delioğlana da Halit Fahri O. zansoy — binmişlerdi. Mesafe |1500 metre idi. Fakat daha ya« rışın ilk dakikalarında Delioğ. lan jokeyinin dalgınlıkla hay- vana ters binmiş olduğu anla. şılınca hayvanlar -durdurulup, |kaşuya tekrar başlandı. Bu koşuda birinciliği, bütün ümitlerin hilâfına olarak Tere. lelli aldı ve mükâfatı olan dört |köşe bir melon şapka alkışlar arasında kendisine verildi. Delioğlan ikinci geldi, bu. nun da mükâfatı bir deste sar. mısaktı. Neyzan Tevfiğin Ga- ribine gelince, o zavallıya bin- miş olan Hacr Şeref, yarı yerde | uyuya kaldığı için yarıştan dis. | kalifye edildi. Üçüncü Yarış Bu yarışm adı İmambayıldı koşusu idi. Buna Tan gazetesi Laahiplerinden — Halil Lütfinin (Altınbabası) isimli ve demir. küfü esteri, Doktor Fahrettin Kerimin (Melânkolik) isimli sarımtırak kısrağı, meşhur av. cılardan Bedci Ziy.nım (Sak. sağan) adlı, alaca atı girmiş. lerdir. Bunlardan — Altımbabasına Tan muharrirlerinden: İmam Sait, Melânkoliye Doktor ve muharrir Fahri Celâl, Saksağa. na da Bakırköyün * meşhur ıI Salih Paşası! binmişlerdi. Mesafe yöorülüup duruncaya kadardı. Yarış ilk devrede çok I i. Fakat çayırı ikinci Altımbahasının jokeyi İ. caktan düşüp Ha. yıldığı için bütün seyirciler: — Eyvah, imambayıldımı! Diye bağırmaya başlayınca 'yu yarış yarıda kaldı. Gelecek yarışları ayrıca ya. Roağız. Eski Binicilerden: FELEK BURHAN | Bünlardan Tarelelliye Nü jlt - — Ben de bu aileyi zengin sanırdım. — Zengin değiller mi? — Değil tabii! — Nereden anladınız? — Zengin olsalardı evlerin. de hizmetçi bulundururlardı. — Hizmetcçileri yok mu? — Olmuş olsaydı bu vazo. Bablarişrğir tanesi Yastık Bekâr delikanlı mağazaya girdi ve güzel tezgühtar kıza: — Ban, dedi, bir yastık kılı. fı verir misiniz? — Hayhay efendim. Ne bü. yüklükte olsun? Delikanlı, kızım güzelliği kalır |karşısında ne söyliceğini şaşır. mıştı, kekeledi: — Şey, bilmem... Ben 58 numara şapka giyiyorum ama! e aiğğrel Fatura Bayan, sokaktan geldi ve hizmetçiye sordu: — Terzinin hesabı geldi mi? Hizmetçi cevap verdi: — Ben de dışarı çımıştım, fakat geldiğini zannetmem ba- yan. Çünkü beyefendi şarkı Mevlânekapıda dudak boyası Delikanlı çıkmıştı. Tenha b dular, Delikanlı: — Ah! dedi, şeyler oluyor. Genç kız, tenha bir yerde ol. dukları zaman nişanlısının vü. cuduna ârız olan rahatsızlıkla. rım sebebini artık öğrenmiş bu. lunduğu için tereddüt etmeksi. zin ve alacağı cevaptan emin olarak sordu: z — Bana olan aşkından mı? Delikanlı müteredditdi — Ben de onu merak edi. yorum ya! dedi. Sana olan aş. kımdan mı, yoksa öğle yeme. ğinde biraz fazla pilâv yediğim. |den mi? lisile kıra c yerde otur. kalbime - bir — Merak etmeyi, Son moda bir şapka giymiş olan kadm, sir a arkasında oturan adama dönd — Affederşiniz efendim, şap. kamm tüyü sizin perdeyi görme nize mani olmuyor ya., — Hayır efendim hiç merak etmeyin,, Benden evvel burada oturan onu çoktan kesmiş.. — Yavaş Yavaş — Bir cigara verir misin? — Biraz evvel cigara meğe karar verdiğini & tin. — Evet ama şimdilik kendi n çme. ylemiş. cigaralaymı — içmemekle işe |başlıyorum. i—ARr üN ı & — Yapma canım, sahi mi söylüyorsun? Kocandan bu kadar çabuk ayrıldın ha? — Ne yapayım, saçları kır. miziydi, salonun eşyasının ten. gine uymuyordu. — Demek artık kocanla an- laşıyorsun? Tabiatini mi değiş. tirdin ? — Hayır, kocamı! — Ben sizin eski karınızm kocasıyım. — Evvelden sizi tanıyor. dum. Ben de şimdiki karmızm eski kocasınm sabık karısımın kacasıyım! ( eĞ İkram Kadın telâşla çırpındı: — Eyvah! Çocuk kibritleri yuttu. Şimdi ben ne yapayım? Misafirlerden biri atıldı: — Buyurun bayan, benim söylüyor, keyfi pek yerinde... İçakmağımı kullanın. Meşhur muharrir — Beni Meçhul berber — Aman efendim, haddimiz mi? şöyle bir ustaca tıraş et baka.