Sayfayı yapan——— | Osman Cemal Cehennemin dibi | I nerede ? $i q'cl_ Özpapel) Cumartesi 'M " İşinden gücünden evine .'..“Y:nn gelmişti. Aksi gi. İgtln onun umduğu kadar da x a üştı. Buna sebep te karı. Subahki huysuzluğu idi. dan dolayı bir taraftan yor :l“ı bi kten sonra — Yasefaçinin M düşen sinek bin parça *% . Karısı işin farkıma var eit onu bir müddet, rahat - Giğteyip kendi haline bıraktı. hı *rtesi gün pazardı. Kadın * Söcuklar olsun yarın mut. İıq_,!'ımeı:—c gitmek isterlerdi. &. Bonra, yani tam yatacak . KçtDan, kadın en kücük oğlu !,n?'hupeıı İ kocasmın yanı. İ). ladr, Yasefaçi geceliğini & "İâm yatağa uzanacağı sı. h,t“îük Jak güler yüzle ona S .. k“?-'l yarın pazar... Bi Yötüreceksin ? ©? taraftan can sıkm . | * Yemeği bile iştahsız yedi. | gaziçinde mi, yoksam Adalarda mı? — Yit annene sor, o bilir nere. de olduğunu! Çocuk ters yüzüne dönüp ana. sına koştu: — Anne be! — Ne var, çabuk soylec! — Elinin körü nerede? Kadın vaziyeti kavradığı İçin şimdi o da ters cevap verdi: — Cohennemin dibinde! — Cehennemin dibi nerede? — Ne bileyim ben, yit babana sor, o bilir! Jak, tekrar babasına gitti: - Buba! — Karm ağrısı, ne var? — Annem söyledi ki cehenne . min dibi nerededir? Yit bana sor, o bilir! Büu sefer Yasefaçi kiddetlenerek: — Haydi oradan be, dedi, yu. büsbütün izi murcak oğlu yumurcak! Orası kendisitin öz memleketi, öz va. Ai çocuğun yüzüne bile | tanı... Eninde de, sonunda da o. K tevap verdi: _hh!n körüne! x::—ğn körü 'nerede? Si nnemin dibinde? Bir sikâ *& ir şikâyet Fica eylerim "lep ftöz, toprak, marsık ve Çiktı. Prtesi gün beş çeki ldim, hep gürgen ve yaş 'aha ertesi gün elbiselik .__L":ı aldım, çürük çıktı, Da- 3 ! gün üç çift kadın çora. h. Bizim bayan daha bun. birini giyerken iplik iplik En gonra kendime bir is. h in ikinci günü keharla. Patladı. Çünkü oralarda ı“'ı'::ıgı varmış, İşte bütün İiçin merelinin 1 celbetmenizi dilerim. 'da; Mehmet Ali Açıkgöz MT girdi suya, Ti tenin yuya.. ç K, Nn çıktı sudan, ) q:ü bıktı sudan, k beyaz vücudu Tlıktı sudan! '(ğ:ı'yu Leylâ içti, —aneyn içti.. Mecmin ise * Vaveylâ içti! Büyu içen kızlar, Yeni biçen kızlar, yedi yüz kilo köınnrı | bun yideceği yerin nerede oldu . Buny o, bilmezse ben nereden bi. leceğim? X Menemin dibi nerede, Bo. | Osman Cemal Oduncunun yemini —"îldakl şikâyetimin muh | Bay Bohoraçi, Fenerde öodun l:lze(eu:zle neşrini hürmet tücecarı Bay Simonun deposuna girdi, Simona sordu: — Usta, kaça odunun çekisi? — İki yüz yetmiş beşe! — Çok pahalı be! — Ama haliz meşa! — Meşeye pek benzemiyor... — Vallahi, halis meşe diyorum sonu be adam! — Yalan yere yemin etme, yu. üldim ve bunları ayağıma aha yirersin! — Neden günaha girer mişim! — Çünkü ben halig meşe deği. sonunda ve bir tomar halinde bi. 7& gönderirseniz biz de onâ hu. kalırsa viz biraz aha Bab. sust bir sayfa tahsis edip hepsi. M şikâyetlerinizi her yıl ni birden ayrı ayrı neşrederiz. — NURULLAH ATACA — Su Boğuldüu. kokuyal! — LÂÜDRİ! — Henüz kasım gelmeden Kalplerden göçen kızlar! Yolunuz açık olsun, Gönlünüz saçık olsun, Saçınız lüle lüle, Aklmız kaçık olsun! Mecnüne dönün siz de, Aşkla dövünün siz de, Yanın, tutusun, fakat Acırım: sönün siz de! — Kaygısız Aptal — Ka ı %Rck!âm z : Yeni ıtriyat mağazası Bayan hemşirelerime yaz . lik bir cemile olmak üzere bu kere, Sirkecide yepyeni bir itriyat mağazası açtım. Yeni açılan bu mağazamızda bil. hassa mevsime mahsus ağaç çileği, karadut ve gayet ne . fis Mustabey armudu kolon. yalarile halis yerli domates. ten yapılmış en tabil rujlar vardır. Mağazamızın. hususi olarak yaptırdığı yeğil dol - malık biber esansı ise bir şah eserdir. Bütün bayanların mevsim geçmeden bir defa olsun ma. ğazamıza uğramalarını can ve gönülden tavsiye ederim. Birkecide — tramvay yolunda yeni açılan Yeni İtriyat Mağa. zası sahibi: Suat Derviş Mğeti l_im. sen kargındakine iyi bak! | Mihver devletleri faaliyette | Şimdi de Groenlandı kandırmak istiyorlar! Bulgaristanı dahi kandırmaya muvaffak olamıyan mihverciler şimdi kendilerine açık denizler. de yardımcı olmak Üüzere (Groen. land) lılar nezdinde mühim siya. si teşebbüslere başlamışlardır. Bunün için İtalyanın en meşhur pelitika adamlarından biri bu . günlerde tayyara ile (Groenland) adasına. gidip Eskimoların da nuhvere girmeierine çalışacak . tur. Sivrisinekler İki ihtiyar sinek ilkbaharda biribirlerine tesadüf ederek dert. leştiler. Birisi sordu; — Kışı nasıl geçirdin?, İ — Çaok fena.. Eski bir duvar santinin içine girmiştim, gürül . tüden göüzümü kapamak nasip ol. madı, Sen kişi nasıl geçirdin? Öndeki — Su Neclâ ne alık Tızdır, ÜR gözağrımın bir bogsör olduğunu söyledim, Hemen inan dı.. l Arkadaki — Ne şaşıyorsun a yol, buna kim olsainanır.. Fransız fıkrası Mariyüs ve Oliv bir «razi ihti. lâfmdan dolayı mahkemeye düş . müşlerdi. Kararm verilmesinden bir gün evvel Muriyüs avukatma gitti: — Karar yarın veriliyor. Hâ. kime nasıl bir hediye götürsem acaba ? Avukat itiraz etti: — Sakın hediye falan gönder. meyin, Kanun nazarında bu suç. tur, Aynı zamanda hâkimde se . nin hakarz olduğun kanaatini u - | yandırır. Ertesi günül mahkeme kararını bildirdi. Mariyüs kazanmış, Oliv kaybetmişti. Mariyis, sevinç içinde avuka. tmr buldu: — Hediyenin tesirini gördünüz | mü? Avukat şaştı: — Hâkime hediye mi gönder - | miştin. ? — Eveti. Fakat kutunun içine | Olivin kartını koymuştum, Bayan M. daktilo Adadan ve Modadan sonra İstanbul tapu dairesinin genç kâtiplerinden Hüseyin Rüştüyü, âmiri, kendi odasına çağırıp ona, Bordu: h — Sen evvelki pazar nereye gittin? Hüseyin Rüştü cevap verdi: — Adaya! - — Ya geçen pazar? — Modaya! Amir, bu sefer merkezden gel, |miş'olan bir emirnayi uzatarak; ü — Bu hafta da dedi gidersin Dadaya! Genç kâtip, bir de emirnameyi eküyünca kendisinin - (Daday) kazasma tapu memuru tayin edil miş olduğunu gördü ve yarı gü, dümseyerek mırıldandı: — Adaya... Modaya... Dadaya... Sonra lâve etti : — Tevekkeli çağırmamış Bay mümeyyiz beni bu odaya! Bayatiden bir gazel! Bizim sürtük hizmetçi, hop evde, hop kapıda, Bir kıyak pazardır ki geçirdik Topkapıda! Keyfeyledik, zevkettik, safa sürdük bal gibi, Emrimize alesta durdu (Zenop) kapıda! Mezeler tempo tuttu carmakcura uşşaktan, Şeftaliye yan baktı yumurta lop kapıda! Bir de ne görsek bayım, balıkçı deli Haçik: Gün batarken bir küfe armutla cop kapıdal Bay Horene okuttuk bayatiden bir gazel, Yanık yanık ut çaldı şişman Agop kapıda, Bir aralık coşup ta Şöyle bir ah cektimse: Gelen geçen gaşırdı, dertop oldu kapıda! W