öT Küçük Zavallılar Dostum — Maurice ile beraber Yürüyorduk. O bana eğlenceli bir anlatıyordu. Bilir. Birdenbi, gözle Töğru yaklaştı ı“ sinin de yakalarında matem ? “meti olan siyah A oğul pler va geçtikten zi elele, bi iç *Mra dostuma sor syö Gaussere'i — tanırmı- tn> — Hayır... diye cevap verdi aİniz bi ) | bir hatıra canlandı... Babam da ülm elimden — böyle tutardı... “Nhem öldüğü zaman ben de şu üğümüz çocuğun yaşlarında İnanmazsın, henüz or öldüğünü bil Babam bana ondan hiç “ahsetmedi... Ben de sormağa ce- Saret Bi hastalıktan ""Cm edemi m... Emin değilim zannediyorum... - İyi KA kanser ğim bir şey varsa hastalığın | İYlarca iyi olmuyacak bir hastalık I'Mugmu Biliyordum... Bunu ba. “amın bitişik odada birine söyle- ŞU len — Ööğrenmiştim; Yizmi sekiz yaşında... Yalnız yir- Ti şekiz... Ve bu hastalıktan kı Uluş olmadı. düşündükçe.. derecede cazip bir kı yorum herki annem i- tesi çok güzeldi!,, der. hesini söylerik Yanılabilir. Annem belki zannetti. gibi güzel deği Fakat ©- h in çok cazip bir kadın olduğun- aa eminim, Hâlâ anacığımın Yü Bi g önündedir, O çok göz çok şe tatlı bir Dudaklarında her za- mün #ğeli katli ve çok Ahlüktu. Mtan Bevimli ve müstehzi bi O & ! maşalları le hatırlarım. Bu masalları din- gülü- manlar bana anlat. saa rdr, sâlâ büyük b onun diz rouyna dayar “Aman ya- da ağırsınız. Bele- Ülye reisi efendi!,, derdi. Fakat İzlerine yerleşmekliğim için beni ine tırma. umu b ana Tabbi ne kadar tendine doğ Sük vücudu k Kikardı. Yalnız bab, ginı di yerinden fırlarken beni “İşte efendimiz gel ek kaprya koşardı. Onu boynuna asılmış gördü- “Asıl çocuk ben , diye düşünürdüm. ları arasında m sokak ka uğu zamanlar manla Bil ol Evet azizim, benim annem dün. azip kadını idi kadar... Ölmeğe Fün en tatlı Ta düyşe kadar! hasta tlayana uhakkak surette öldüğünü Son zamanlara kadar gitti Hemen hemen kadar sık gülüyor gülüşleri değişmişti ü ve müstehzi olan im iki türlü Müte. Annem Önceleri sev- bu kadar kümüu — vardır; an edenler! &n edenlerdendi. uğu: an hisetti. O » Yanıyordu! r da âdeta bir zalim ol- çıkarmalarına du, Şüphesiz ki beni günlerin artık sayılı ol- nu hissediyordu Fikat yanında kaldığım zaman, patlatıyorsun... kafamı şikâyet ediyor olmuştu. Onun eve avü onları görünce başımda es.| d “|kalkamıyordu. Yatağın nsan |/ u çeker, zayıf ve kü.| K0 da hirçin ve sabitsizdi. Bazan; | y  Hikâye Çeviren: Suat Derviş sun? dilini mi yuttun!,, diye azar- hyordu. Birçok defalar da haykır. mağa başlıyor: “Defol buradı Git odana çabuk!,, sından koğuyordu. diye beni oda- Babama karşı da merhametsiz | t edeceği saati dakikası dakikasına tesbit etmek için o eve gelmeden yarım saat evvel gözlerini saatten ayıt- mıyordu, Belki de bilhassa saatini| alıyordu, | Bur müstehzi tebes. | sümle babama şu sözleri söylemek | için yapıyordu ; * di yalnız, Büğün yine ken beş dakikalık bir tatil ver- Halbuki zavallı adamcağız, eve biran evvel yetişmek il içinde kalmış bir halde içeri gi. rerdi. Babam kendisine yaklaştığı za man uzandığı yerden yavaşça doğ rulur ve onun elbiselerini koklar- dt, Her defasında da kaşlatını ça. tar, yüzünü buruştururdu. Bu, ba bamın üstünde bir başka kadınım kokusunu bulduğundan değil, sn üstünde sokağın bulduğundandı. Bir daha ayak a. © kokusunu |tamıyacağı sokakların kokusunu... Bir gün babam kendisine bir demet gül getirmişti. Bunu gören nem acı ve müstehzi bir gülüş le: “Şimdiden kendini alıştırmak için mi bu çiçek, demişti. Sonlarına doğru artık yataktan başucun- daki küçük masanın üstünde bir zil vardı. Odada beş dakika yaldız kalacak olsa, hemen bu zile bası- yerd yemeklerin üni çok rahatsız etmese mu hakkak kenidi odasında yemek ye- memiz için ısrar ederdi. Fakat ye. mek kokusümu duydukça Tenalaşı- Yordu! Yemek odasında babamla karşı- lhıklı yemek yerken müteaddit de, falar zil çalınır, ve her defasında babam onun yanına koşardı. Ba- zan içerden haykırırdı: “Hâlâ ye- Eğer kokusu kendi meğinizi bitiremediniz mi?,, Zavalh anneciğim, kocasını se. verdi, oğlunu severdi, ve ölüyı du, İstemiyerek, âzap içü yor, sevdiklerinden — zorla ayrılı. yordu. Ve bu ıyıı!ışuı ıuinl: )ur— çınlaşarak en sevdi Nihayet bir gün öldü. Ertesi |gün babamla ikimiz aylardanberi defa olarak masadan her daki. | ka kalkmağa mecbur olmadan ye- izi yedik. Yemek ortasında sesiyle irkildik. Her hangi İbir zil sesi bizi biran için şaşır meği mıştı. Çatallarımızı bırakarak birbiri. mize baktık, Ve ayni saniyede ha- fif bir tebessümle gülüştük. Hiç şüphesiz ki o da benim gözlerimde | benim onun gözlerinde gördüğüm| şeyi farketmiştir. Yine aynı za-| manda ik de kızararak başımı. zı önümüze eğdik. Çünkü rahatça bir yemek yemek zevkini duydu- ğu dimizden utanmıştık. Annemin rahat ve süküna kavuş muş gibi idik. Halbuki eminim ba- bam karısını çok severdi, ben an. nemi çok severdim. Daha sonraları babam benim €- limden tutar beni gezmeğe götü- rürdü. Biz birbirtimize itiraf edi. lemiyecek olan bir sırla bağlı iki gibi idik. İkimiz de, ağır bir yükten kurtul- | muş ve âdeta kurtuluştan bahti- rlık hissetmekten mahcup bir h:lde idik. | | On sene evvel babam da öldü. İOnun:son dakikalarında gözlerin. de derin bir enklişe sezer gibi ol muştum. Bilmem bu belki de bir vehimdi. Bana öyle gelmişti ki o son dakikalarda bütün hayatınca t bir hatıranın gölgesi idi.. z o uz için birbirimizden ve ken- Ö rtağı Bütün hayatımızca utandığıı Müssolih! hariciye vekili h.rL karısı Edda Ciano Avrıu lunduğu zamanlar ansız] pek hc en mü a bu. no' .un Vİ mlı bir genç ardan hiş |tac 2 — VAKİIT 20 HAZİRAN 1930 Musolinin kızı Kontes Ciano dansediyor Fransa İle italya kolkola EBdda Ciano'nur inünde eğiliyor, kendisini dansa da Bu Kgenç Fransız Paris Kontunun karı. Fransı rıııdm biridir. |sı İsabelle'in kardeşi Jean'dır. Fak 'F'ı!h Ciano halen Bue- İşte Te görüldüğü gibi nos . Âyreste İstirahattedir. O. |Fransa ile İtalya birlikte danset. rada gayet sakin bir hayat sürü. | mektedirler, Her i in de duy yor. Resim İtalyan scfnr(l.ndrld*ı,:lîın memnuüniyet gayet v ve bir. suarede almmıştır. 'zıhtır. gaa ölüyeüe &$)| Avusturya eski Başvekılı Şuşnig nerede? Madam Şuşnig'e kocasını görmek menedildi Bir İngiliz gazetesi yazıyc arkadaş vakından alâkadar olmaktadır. haftada bir kere kocasını gö “Doktor betile Evvelce © uşnig'in kilin nig bir kaç haftadanberi kocasını gör rı son güzlerde sabık Başve- nek müsaadesini al le ve ınd.m bahsedildiğini işitmemektedir. Geçenlerde Berlinde sona erdiği bildirilme! neşredile ı nig'in kısa müddetle tecrit cdi kle ( Alman tebliği şudur: “Alman idari mahafili, sa'»k Avusturya Başvekili Kurt Von Metropol ote kısa müddetli tecridin dir, Karısnın her zaman caşını gürmeğe mÜüsuad ski bi bütün © etmektedir.., n her zamanki gibi Vi e biy elinde olduğunu bildi. Mahpusun âkıbeti hakkında m haftâda bir defa muntazaman ko, rdir, lerinde bir endişe, 'derin bir"endi.| şe vardı... Sanki | Yavrum, diyordu. Benim müm de sana rahat verecek! l)—ıı;ıaxm. .. Bana bakan zavallı sönen göz-| de mi sana ağır bir yük tum?,, ! Ben olmuş. iyamarken bana tebessüm etmişti. | ebliğde eski Baş, olduğu bu müdde. na Gestaposu merkez binaat olan nektedir, ikan şayialara, tatbik olunan vermiş olduğu zannedilmek in on dört yaşındaki oğlu da kendi yaşındaki kek çocuklar gibi Hitlet ” gencliği teşkilâtına kaydetti. rilmiştir. Şimdi 8 üncü kıtada mecburi askeri talimlere iştirâk Ümit ediyorum ki gözlerim ba- bu gözler bana: bama bu cevabı vermeğe muvaf- ik olmuştur; Hiç Çünkü habam hayata gözlerini Hayı dir zaman!,, "Yok babacığım... Marlen Ditrih- in eşyaları Yıldız senelik vergisini vermediği için Avrupaya - hare- ket ederken müsadere olundu transatlantiğinin miş olduğu kan N ma sasti gi hayretini mucip olmuş Normandi bir çok ki dise dolayısi Lxrı. dakika röltar yapmıştır. ı Yolcuların gemiyi terketme rini bildiren gönk çaldığı zaman resmi memurlar vapura: gelerek yıldız Marlen Ditrih'in ba rını müsadere etmişlerdir. Amerikan bir. kaç hafta evvel Armnerikan tabily | geçmiş olan yıldızdan 1936 . senesine ait 234.000 dolar hükümeti, t memurlar kları bu e ka - zanç vergisi istemekte da kâfi görmemişler ve bun Memurlar- yirmi & , iki |üzerine Marlen 100.000 dolar bavul ve on kadar paket almış . | kıymetinde oldukları tahmin o « lardır. lunan mülcevheratını da rehin ©. Bu - sıralarda, kocası Mösyü Rudolf Sleber, kızı Marya ve kö. peği ile lüks kabinesine kapan . n!:'ı Marlen, bıçkırarak ağ. larak bırakmıştır. Bu sebepten dolayı *5 haziran. da Avrupaya hareket eden Nor. madi transatla ge0 kalmıştır. Çemherlaynın şemsiyesi, Heryonun piposu sene Bir kaç | evvel memleke timizi esnasında müsbet ar birakmış c- Türk dostu riyâreti çok intiba . lan Mösyö Edvard Herriot, — geçen lerde ilk defa o- larak bir edebiyat jü. ri heyetinde bu. lunmağa Fransada mec - bur kalmıştır. Fakat Müösyö Herriot'nun bı dan daha bü k bir derdi vardı: O gün piposu- nü unutmuştu, Malüm oldu. Bu üzere Fra Bız meclis Herriot'nun dudaklarından pi asla eksik olmaz. O gün nasılsa piposunu unu Tüş . Hem de işin tuhafı nere« de unutmüş olduğunu bilmiyor - du. Mösyö Hezriot, jüri heyetinde. ki arkadaşlarının sözlerini dinle . mekteyken bir yandan da acaha nerede unütt ye düşünmek - teydi. Bu sırada Mösyö Leon Berard ve Herriot'nun rahat olma- farketti, Kendisini — oyalar Herriot, dal lgın dalgın sıgarını — yakarken piposunu da hatırladı. Mebuslar meçclisinde unutmuştu.. a İ Bir -postacr Herriot'nun meş- Pi hur piposunu — resmi bir zarf i-/etti ve namzetlerden Jan çinde getirdi. Muhterem- meclis | tuttu. reisi piposu: D Mösyö Herriot'nun — piposuz arkadaşlarını daha rahatça dinle. kaldığı bir gün onun en rahatsız eserleri daha dikkatle tetkik na kavuştuktan so: Ğ lolduğu gündür, » 'e : ( Biş 5