e resassesecen e | :| ğ $ grem n | KÜÇÜK BİLGİLER şeyler | Çin seddi ne | zaman yapıdı? Meşhur Çin Sedinin niçin yapıl. dığını hepiniz bilirsiniz. Türkle- rin sık sık Çin üzerine yaptıkları * Felemenkliler büna itirar et | Tnt önlemek için... B ü ine sare | Seddi, Çin imparatoru Şi.Muang rdir. Onların kanaatine göte v 4 B | tarihten önceki zamanlarda zııİ sıma barfleri Koster icat et | ,, yapmıştır. Duvar 10 senede bi. tirilmiştir. Yüksekliği 15 — 30 ayak bo. * İngilterede ilk matbaz 1477 | yundadır. Alt kısmınm genişligi 25, üst kısmının 15 ayak kadar- dır. * İlk kitap basma harflerini Al nanyalı Kötanberg yapmıştır. de açılmıştır. * Bir pirenin boyu iki veya üç Sıçradı. zamân otuz santimetre kadar uzd. Annesi küçük Sevime seslendi; — Haydi bakalım, dişlerini gü. | € yıka, sinemaya gideceğiz, milimetre — arasındadır. Uğa kaçar. Yani kend rinden FULULPRRRERK P v ; | RARERDTARA Ağacı sev Gölgesinde serinlertin, Olgün meyva verir, yersin, Söyle başka ne istersin?, Ağacı sev, ağacı sev, Meşe, Gürgen, Söğüt, Çınar Daha birçok cinsleri var; Hepsi de bir işe yarar Ağacı sev, ağacı sev. Ülkemizi süsler ağaç, Yurdu zengin eder ağaç, Bir vatandır, bil, her ağaç Ağacı sev, ağacı sev. CELAL ALNIĞENİŞ yüz misli ileri atılıyor, demektir. *Karmmcanın yaptığı işler de pi Sevim cevap verdi: | — Şimdi gözlerimi yıkasam da bilmiyor musun? Mesclâ senin bir pastacıya giderken — dişlerimi yı- pastan olsa, arkadaşına yarısın: | | sasam daha iyi olmaz m: versen olmaz mı? | <ye çok benzer. Bir karınca vü- | sudünün on beş misli büy | Öğretmen sordu: ğünde yük taşıyabilir. | — Yardım ne demek olduğunu | ŞEN FIKRALAR — Elini cebime gok, parayı al Sirkeciye bir bilet kea, dedi. 1 hayretle sordu: — Kollarmı niçin kapamıyor. sun? — Camın ölçüsü kaybolmasın diye, Banyo merakı Öğretmen anlatıyordu: — Âltı çocuk banyoya gide . ceklerdi. Fakat iki tanesi hasta - landı. Banyoya gitmes! sdildi. Acaba kaç kişi banyoya “ a Camın ölçüsü Evin camı kıılmıştı. Anne& küçük Doğana camcıya gitmesi . ni söyledi ile '*—’M nehri kenarında oturan ,Medeniyette o kadar geridir.| — “Doğan, camın ölçüsünü al m. v İllet ve ustura nedir bilmiz-| ,, camcıya söyle de ona göre ..s..h"'mv tesimde g*_"""f'ğ“"bîı.r cam alarak yerine taksın. hı!_,m,bi iplik ile bağlar ve öyle | küçcük Değan kollarını açtı. &k yolarlar. Garip değil mi? / Camm ölçüsünlü aldı, Evden çık: tı. Yolda ölçü kaybolmasın diye |hep kolları açık olarak gidiyor - du. Tramvaya bindi, Biletçi gel- | b gitti. di: ' — Bilet, Çocuklar bağırıştılar: a emilepsi gişndim, hepek, <. 4 wW VİRLAIEİ Değçl., Doğan. YAZISIZ HİKAYE Maymunları — tabiat bilgis —'İtnndz görmüşsünüzdür. Bu '."lnlır çok zekidirler. — Bil- t—l pire yakalamak hususunda | İk Ustadırlar, Yukarıdaki resim- | bunu pekâlâ izbat edebilir. Ba & fe güzel pireleniyorlar. İbü, Ydi ilistinde yolların tâmiri işi tün başkadır. Orada makine ç mühim bir kısmını develer | ,:"':ı Yollarda silindir. taşlarını lere çektirirler. Yol işlerinde tk Mmiktarda deve çalıştırılır. ,“:'Ğnlınn süse ne kadar me |Bdç tş Olduklarını bu resim bir kte- Nhh. size öğretecektir. Yapı. b Sraştırmalara göre dünyanın N'“” Servetlerinin dörtte üçü kar Mların üzerindeki mücevher- in teşkil etmektedirler. Bunların |* y":mlimıııl Hintli " kadınlardır. |© » < kşirıdaki resimde görülen mü.|? Berli Hintli kadıma bakınız. — | ner avcı Memişin söylediği hi . kâyeyi dinliyordu ve diyordu ki: lav hayvanlarından hiç korkma - malr bazı aveıilar bu yüzden çok av kaçırırlar. yasak | yanından bir tavşan geçiyor. ladı, — Olmaz. — Neden?, — Vermem, kavga ederim. Kazlar; “Vak, vak, vak, diyor. lardı, bahçe kapısı, açık küçük tay kaçtı, bozağılardan biri de gidiyor, işte biz de onun için bağırıştyo. ruz, biz de gideceğiz.,, Sarman kapıdan başını uzatmış sörüyordu : *“Nereye gideceksiniz?,, Kazlar “Nereye olursa, sokak- larda gezeceğiz, kapı açık.,, diyor. lardı. Güner, Memişe seslendi: Bunun üzerine Arslan havlama- —Aman, bakm ayaklarmızın | ga başladı. Bu havlama, kazlara: *“Haydi havuzun kenarına.,, di- yör gibiydi. Avda Ava çıkmışlardı. Küçük Gü - — Avda hiçbir. gşeyden, hele Memiş sıçradı. Bağırmağa baş Aman tufun beni 1sırmasm! | K eti VP -. * » & - YŞ a ağa çalışıyor, küçük Hasan ta. n arkaşından koşuyor, sokakta sovalamağa çalışıyordu. Küçek tay Hasanın ne kadar iyi koştuğu- nu bilmiyordu. Yalnız ara gıra ar. kasına bakıyor, onun gelip gelme- diğini anlamak istiyordu. Koştu, koştu. Bir aralık arkasından Hasa. | nın gelmediğini görmüştü. Güzel çayırlarda dinlenmek ne İyi olur diye hemen oturdu. Fakat Haşan llı)'ord'.:. Fakat ağlamak işe yaı mı? Çiftlikte herkes — yerli yerli idi, buzağı annesinin yanına kulmuş, evden ayrılmadığfına se niyor, tavuklar uyuyor, atlar , mek yiyorlardı. Yalnız küçük | yoktu. Hasan Arslanla beral belki on defa gittiği halde etra onu görememişti. Küçük tay yalnız başına uy duğu tarlada Hasanı düşünüyr *Keski burada olsayidı, bana na mek verir okşardı,, diyor, H yetişiyordu. Tekrar koşu başladı. | san yatağında küçük tayını kai Küçük tay o kadar güzel koşuyor- & | u ki, artık Hasan yetişemiyece. ğgini anladı, Başını önüne iğdi ve eve döndü. Hasan çok kederlen. mişti. Çünkü, bahçe kapısını o a- çık bırakmıştı. Küçük tay oraları çok beğendi. Serbest ovalarda do. laşırken öyle seviniyordu ki.. | Sıçraya sıçraya köşarken tozları | kaldırıyor, her tarafı toz duman içinde gören kuşlar ağaçlardan | sarkarak bunun kim ulduğunui ğ örmek istiyorlardı. Oralarda do- | 'açan bir tavşan bu koşudan öyle korkmuşta ki, ormandaki yeşil e- vine kaçmcaya kadar nefes bile al. madan koştu. Küçük tay “Yaşa, yaşa, diyor. du. Ne iyi, belki hiç de eve dön miyecefim... yi D O arâlık yakındaki tarladan tisinden bir ses geliyordu. B ları kesen bir makinenin sesi idi. Yakat küçük tayı korkutmağa b üfiydi. “Keşki Hasan burada olsaydı.,, | diye etrafında Hasan: arıyor, kor- kudan tarlaların etrafına telleri atlıyordu. Bir defa öyle çir. kin atlaraıştı ki teller ayakların kesti. ot A A I j Hasan evde i açık bıraktığın: söylemiş, tayının kaçtığına beraber kederlenmişler- di. Akşam-eve babası geldiği za. man da göracaktı. O akşam babası we geç geldi, konuşurken çoculk larına “Büyütmek istediğiniz hay. Wi e | vazlara dikkatle bakmız, diyortlu i ğ annesine kapıyı | *© dığı için ağlıyordu. Ertesi sabah — tarlasında tayı gören çiftçi onu dışarıya Ç karırken hiddetli hiddetli söyl yordu; ç “Senin benim tarlamda ne İşi var, bakayım. Aksi hayvan? Ha: di işine.,, Küçük tay yine ur beyaz yollarda yalnız kaldı. Ağa İlardan bakan kuşlar "Bu, toz d man fırtınası yapan küçlk at mı diye birbirlerine onu gösteriyo: lardı. Ayakları ne fena ağrıyordi Dün akşam teller ayaklarını ke tiğindenberi kimse cza bakmamı tı. Hasan bu yaralara ıstlak bez! saracak, ne güzel şeyler söyliyel rek onü teselli edecekti. Artık ki çük tay eve dönmeğe karar verd Topallayan ayaklariyle yürüyerel Lahçe kapısına gelmişti. Bahçe pisirr âaçan aşçı baba onu görü örmez Öyle şaşırmış, Arslarnı 8: öyle havlamaya başlamış! 4, bütün çiftlik vakayı haber ald Kazlar vaklayarak soruyorlardı: “Ne o?. Neye geriye döndün?, Bu aralık Hasan tayına hiç b şey sormuyordu. Yalnız başını o! or, onu geldiği için seviyordi ük tay Hasanın dizlerii dJuğu ilâçlardan rahat ediyor, rkes i daha güzel yer yok,, diyordu. Şimdi kocaman — bir at olduğ bir daha kapıdan kaçma! kendisine söylenmedikçel kapıya bakmıyordu bile, Hasan da o günden sonra artı! hiç bir kapıyı açık bırakmıyordı ş İ vir daha yok.., Hasan bunu du- UU vunca küçük tayını hatırlamış, ağ- (Anne Masallarından