31 MAYIS 1939 4 — VAKIT —| Hakiki vakalara istinaden Amerikada Alman casusları mış olduğu seyahatte de nakli- ye masraflarının çok yükstek ol- GRİEBL'İN/YARDIMİYLE İmasrmma rağmen bu otomobili Al- HERMAN VOSS'U DA TEVKİF|manyaya götürmüştü.. Bu para ETTİK nereden geliyordu? Bunu keş.| Doktor Grlebi bana en ehem-|fetmek hiç de müşkül değildi. miyetli ajanlarından birinin de| Herman Vossa, Severeky tayyare tayyare işlerinde çalışan Hor-|fabrikalarında çalışıyordu. man Vosg olduğunu bildirmişti. | Voss'u elde edebilmek Için dok- tor Grlebll muayenehanesine gütürdük ve Voss'u oraya ğırttık.. Bundan sonra tam sekiz gün Herman Vossş hakklında tahki- kat yaptık ve haftada ancak kırk beş dolar kazanmakta ol. duğu halde bankada sekiz bin dolar parası bulunduğunu — ve peşin para ile yeni bir otomobil Böbrek buhranından sonra - Sistoskopi K YCl)he;znîa“rlı.Cemal Gece yarısı başlayıp gittikçe artarak dayanılmaz bir hale gelen ıztırap, sabaha yakın, beni yarı — cansız bir külçe —halinde ya- — tağa serdikten sonra, çat kapı, — mahalle doktoru gelebilmiş; fa- — kat artık iş işten geçtiği için dok. torun yapacağı enjeksiyona ha- eet kalmamıştı. Gündüz saat on buçukta, göz - lerimi açtığım zaman sanklım ki dünyaya yeniden gelmiştim. O günü ve o geceyi hayli rahat ge- girip ertesi gün hastaneye dam. ladım; röontkenler, kan, idrar mu- #ir— Bu söz üzerine Voss wlur gi-j Teklifini kabul ettim, biz otomobilden inince ben — Yanlış.. Bu, büyük bir ha-|disiyle yürümeğe başladI? Badır u Beni şüphelendirmemek Diye bağırdı. Soğuk kanlılık.İhiç bir mümanaat göst : Yazıhanesinde on sened bankaya yatırmış olduğu ”| ların besabını buldum. * adam kimlerle münaseb lunduğunu bildiren muS” bir defter tutmuştu.. Bi re bir göz atınca çok müh” iz yakalamış olduğumuzU dım.. 3 Tahbkikat bürosuna döf müz zaman Voss büyük detle kendisinin masum ğunu fdâla etmeğe başlağ'; kat doktor Grieblin onu? Hayret ve ürküntüm büs! arttı: — Onlar neye iyi sanki? — Çıkarmız da siz, şu terlik - leri giyiniz! j Ben daha eğilip iskarpinlerin bağlarına yapışmadan hademe on. ları hemen çözmüş ve ayaklarım- dan çekmeğe başlamıştı. Bu aralık profesör Ali Eşref i- çeriye girdi ve gülerek; — Yatırın dedi, bayı, şu koltu- ğa! Bu sefer şüphem daha farlala. şarak ona sordum : g — Doğrudur.. dedim. bunu anlarsınız.. Sükünet buldu . Bonra birden. bire karısını görmek arzusunu gösterdi.. Merak edebileceğini Hleri sürüyordu.. Birkaç gündenberi kendisini tarassut etmekte olduğumuz için karısının evde olmadığını biliyordum, fakat Voss bu ha- reketiyle suçunu meydana ko- Jyacak hazı kâğıtları ortadan |kaldırmak imkânlarını arayor- Şimdi Bir gün iki memür ile birlik- to Saversky fabrikasıma gittim. Vossu müdüriyet odasına çağırt tım ve kim olduğumuzu öğre- nince rengi attı.. Emniyet di. rektörlüğüne kadar bizimle be- raber geleceğini kendisine söy- Tedim.. Otomabilde — giderken Woss hayret içinde sordu: ça. — Beni niçin polis müdüriye- tine götürmek istiyorsunuz? ayeneleri falan filândan sonra da| — Yatmaklar olmaz mı? İsatın almış olduğunu öğrendik.| — Çünkü Herman Voss — siz/du. (Devamı profesör Ali Eşrefin karşısıne | — Tabil olmaz, hem yatınca |Son defa olarak Almanyaya yap| bir Almun casususunuz.. vaziyet aldım... Doktor: daha kolay, daha rahat olur! BT — Haydi, bakalım, dedi, gir| — İyi amma bu olacak gey ne-| — Hayır hayiır, vazgeçtim, vaz |ta gülümsüyordu. .Bu manzara . şuraya! ldi!, onu anlıyamadım! geçtim! * karşısında, tabil, biz de işe razı P — Nereye ? | — Sistoskopi yapacağız! — Canım bunda vazgeçecek bir ' olatak tekrar koltuğa uzandık, ı ı | şey yok! Yat aşağı biraz da he- men olup bitiversin! tekrar çizmeler bacağımıza geçi. — Yanmmızdaki odaya, İ rildi ve doktor da eline âletini a- — Orası ne odasıdır? | — Aman doktorcuğum, ne o- lur şu işi ayakta yapsanız! y &ı | Bi K b — Sistoskopi odası! bT Dodez yatın bakayım şöyle! -Ben Ol_l:.uJuıuı:n yerde mütered |lıp önümüze çöktü. Çöktü amma, B . « . İ — Burada 'e için bakmıyor.| — Bir de bektım oradakiler kol . ( ve müteeyyiç; ——— — | bende yeniden ve eskisinden daha| Baş Diş, Nezle, Grip, Romatiz sunuz? tuğu ayar edince bizi arkalistll o-| , — Peki, olsun amma, çizmesiz |kuvvetli bir heyecan, bir korku, — Orası daha iyi! nul Özerlee tndürverdiler. olsun, hele siz şu çizmeleri çıka-| bir titremedir başladı. Bu defa i-| Nevralji, kırıklık ve tün ağrılarınızı kef ! Önden bir hademe, Aarkaklan| Siz, şimdi ceyredin bendeki he- | TR! a < ”|8l tekrar savsaklamak , istemiyen İcabında günde 3 kaşe alınabilir. ben, daha arkadan hastabakıcı|lecan, heyecan ve.. korkuyu! Asistanlardan biri gülümsiye -| dokter, asistanlara seslendi: , |rek: — Anastizi yapalım, anastizi sistoskopi odasmma daldık. Daldık | Derken bir de ne göreyim, hade- amma, ben oradaki acayip koltuk | menin biri sağ, biri de sol ayağı.' ları ve çeşit çeşit gişeleri, bar- ma kalın, branda bezinden birer dakları, pamukları, — eczaları ve| çizme giydirmeğe başlamasınlar bilhassa âlet ve edevatları gözün | mı? €e afallaklım. İçerideki asistanlar.| — Aman, onlar da nesi öyle? — Çizmeler sizin için değil, bi zim için! — Nasıl sizin için? — Yani, onları size giydirmek. ten maksadımız, bize birşey bu - (iptali his) getirin şu neokaini ba na! Artık gelen, gerçekten neokain mi idi, yoksa beni aldatmak için haliş kaynamış terkos mu idi, far VAKIT SPOR MUSABAKASI ae Futbol, Güreş, Yüzme dan biri: Çorap! Taşmasın diye... kında değilim. Zaten artık, benim - — Öyle ise siz giyin çizmeleri!| de ağrımı açacak halim kalmamış ğ : Soyununuz! , y — Na çorabı? Bu sefer, onlar hep birden kah|tr. Çünkü, ya bu iş bugün yapıl. ve A“'"ım Amamflerl , (ğ:ıh;lmi, pek yıdn'dıı- — Sistoskopide âdet böyledir! kahayi salıverirlerken bu işin nam| odanın raflarma, do-| —— Yazgeçin canım, bu h&vada|İr üstadı Ali Eşref eiddiyetini ta- rma yaylı kanapelerine gez -| benim ayağımklaki kendi incecik| kınatak: erek — gayet yavaşça ceketi- | oo L l L Ca geli-| — Şu balde dedi, kalsın, Arasında SPOR maz da bir gece önceki o, daya - nılmaz, müthiş buhran tekrarlar - | sa diye artık herşeyi göze almış- IVAN FİYODOROVIİÇ şılaşmaktan / hoşlanıyordu. Çünkü bu — Günkü genç kadın ondan başkasına ses — da mar kalacak? Hiç bir zaman ziyaretleri uııma' İ bakışlarda, sessiz; fakat kati, sarsıl. (. armıyor, yalnız Aliyoşaya açılıyor. — Grüşinika! miyen Aliyoşadan başka, genç Kü M BĞ b"h'f"'": kuvveti okunuyor, bü. —. İçini döküyor, fikir danışıyor ve ö. — — Evet, divanın üttünde ona bir ya. —Vit Kkimseyi kabul etmiyı “'d"'hr tün varlığına bu kuvvetten bir şeyler Hüt istiyordu. Bazan delikanlı da söyli. —tak yap! Samnunova gelince, artık hastalığ'| Çocuk bu son sözleri Adeta hırçın denilecek bir sertlikle söylemişti. Hız. k hızlı uzaklaştı. GRUŞİNİKANIN EVİNDE Aliyoşa, klise meydanı yoliyle Gru. şinikanın evine gidiyordu. Sabahleyin genç kadın, Fenyayı göndererek onu çağırtmıştı. Aliyoşanın, — hizmetçiden öğrendiğine göre hanımı sabahtanberi büyük bir heyecan içinde imiş. Mitya. nın tevkifindenberi geçen iki aytlır, ki Aliyoşa, kendi isteğinden ziyade Di- mitrinin emriyle buraya sık sık geliyor- du. Faciadan Üç gün sonra, Gruşinika tehlikeli, ağır bir hastalığa tutulmuş ve beş hafta hemen hemen hiç kendini bil. miyerek yatmıştı. Genç kadın çok de. ğişmiş, zayıflamış, solmuştu. Fakat Ali. K b ğ “ Karamazof Kardeşler Yazan: Dostoyevski " Çeviremi Hakkı Süha Gezgin Mür (6, yoşaya göre bu solgunluk, onun güzet Eğini daha müessir, daha alımlı bir ha- le koymuştu, Delikanlı Gruşinikanın gözlerine çöken mahzun bakışlarla 'kar. siniyordu. Kaşları arasında ince bir çizgi peyda olmuştu, ki yüzüne ilk bakışta mahzun bir vakar veriyordu. Onda hafiflikten hiç bir eşer kalmamıştı. Yalnız Aliyoşa, bunca ketler ve ıztıraptan, hastalıktan sonra genç kadında hâlâ neşenin sön- memesine şaşıyordu. Öyle ya... Düşlü- nün ki bu zavallı kız, sevdiği adama rvu. han nişanlandığı gece, angn korkunc. iğrenç bir cinayetle itham — edilerek yakalandığını görmüştü. Çektiği hasta. hğa, kati bir mahkümiyet ihtimaline rağmen İşte hâlâ şendi. O mağrür gözlerde şimdi, yumuşak, sıcak bir ışık vardı. Yalnız, geçmişi dü. şündükçe bakışlarında fena bir pariltı- v4 g gittikçe büyüyen bir endişe var gibiydi. Bu enkilişe, Katerin İvanovnanın yüzün- dendi. Zavallı Gruşinika, hasta İken hep bunu sayıklamış durmuştu. Katerinayı kıskandığını Aliyoşa an. kyordu. Halbuki Katerin, bir kerecik olsun hapishaneye de ziyarete gitme. mişti. Halbuki bütün olup bitenlere Tağmen böyle bir ziyaret, pekâlâ yerin. de bir hareket sayılabilirdi. İş böyle i- ken de Gruşinikanın içinden kıskançlık yılanı bir türlü çıkmıyordu. Bu ruh me- selesi Aliyoşanın başına iİş açmıştı. yecek söz bulamıyordu. İşte zihninde bu türlü düşüncelerle oraya varmıştı. Gruşinika da henüz ha. pishaneden dönüyordu. Kendisini kar- gılayışındaki telâş ve heyecandan, ka- dının yine bir. buhran içinde olduğu anlaşılıyordu. Masa üstünde oyun kâ. gıtları vardı ve Gatak haline konmuş bir sedirde de hasta maksimov yatıyor. du. İhtiyar, zayıflamış, solmuştu. Ama, yine yüzü gülüyordu. Bu yersiz yurtsuz ihtiyar, facla ge- cesi yağmur ve çamur içindle kasabaya Gruşinikanım arabasında dönmüş ve o gündenberi genç kaklından ayrılmamış. tı. Eve vardıkları. gün, divanın tstüne «& bar ya-|tım! Fakat, bu işte zaten göze ı.i N a i yor! c0 pılmasın ! lıtacak pek birşey yokmuş ki Kü _A'—l“" tekrarladı; ğ — Ziyanı yok, siz giyin! Onun bu sözleri üzerine boynu|Hani aşağı yukarı (pire ısırır gi- | Y ld — Soyununuz, soyununuz! Adımna çorap denilen bu yelken |mu bükerek: bi) bir şeymiş!.. | l lZlnl Lüzumsuz bir soruşla #ordum: | bezinden beyaz çizmeler, beni| - — Ne yapayım dedim, korku-| İki dakika sonra, orada gülerek | - — Yeleği de mi çıkarayım? şimdi iki misli daha ürkütmüş ve | yorum! bize; — Tabit, yeleği de, pantalonu | çileden çıkartmıştı. Şefkatle yüzüme bakan doktor| — Geçmiş olsun? seçlyoruz da... Öyle geliyordu ki bunlar, bultekrar yumuşadı ve tam o sıra-| Diyen diyene... Yant sizin anlı- Yine tenbel bir tavırla yeleği | upuzun çizmeleri de bana giydir-|da, yanıbaşımdaki koltuğa yatı- | yacağmız, benimle hafiften alay BIRINCIYE de çıkarıp durdum. dikten sonra bacaklarımla kolla - |nılmış ve çizmeleri falan giydiri .| eden edene... , BİCE — Durmayınız, lütfen panto-|rımı sımsıkı koltuğa bağlıyacak |Jip emre hazır bir hale getirilmiş| Belki şimdi siz de bana ya sa B|r BİSİ k Ie* Denizol 'A. Neji '*(M)— fonunuzu da çıkarınız! ve şubenin şefi Ali Eşref, kolu.|olan ihtiyar, gayet zayıf, bitkin |mimt olarak, yahut şakadan: Tkinciye; — Şık ve kı H bi 4 ü. bizü ğ bir $ — Pantalon çıkmasa olmaz|nun içine saklamış olduğu — âleti |bir adamcağızı bana göstererek: | — Geçmiş olsun! işka: '"cz;d;ıu " );:. l:-“bı:ı' şun_cu"' KA A €a? Bt böbreklerime ve yahut icap eden| — Peki, idedi, siz olduğunuz | Diyeceksiniz. Fakat, hele du. Ru?ılfı'ihl:ı bo"."_ıltm :' a şın:ıyek.ı;rmr iref — Olmaz! başka bir yerime daldırıp ceviz â- | yerde biraz istirahat edin, bakı-İrun bakalım, bizim böbrekler he- nıbıl Di H!*' n:ıı. 'nc! :ünnun:u?ııo aet bjB“r ğ | Ben tereddütle pantalonu dal| yıklar gibi içimdeki taşları ayık -|nız, bu adamcağıza yapılırken e- nüz tam temiz raporunu almadi- şu İ ye MEEE GİN İPENİL Sarape X MÜY NS | gıkarırken gözlerim melül melâl|layacak! Hademeler ikinci çizme -| ğer o hınk derse siz He bu işe ra lar; galiba ayni çizmeleri birkaç e yahe MY.I”RU A ERI L okayüedama Di "; Bileya tikikile. Söblediüe Ât Ke- vi d M ğ ; a n a yükkolonya; 15 okuyucumuza birer şişe küçük kolonyao piyi ş, p $- İy ayağıma geçirirlerken bir ..| zı olmayın! |delfa daha giyeceğiz gibi... Hele iye birer tuvalet sabunu; 150 ki: uhtelif cin$ — vefi gözlüyorlardı. den doğruldum: Aradan bir dakika — geçmeden, | kumlardan, taşlardan tertemiz ve| | givege — YU SAbUnu; ayrıca 150 kişiye muhtel j h:ınh:n dıbs!ki:î;m ı:n. — Aumın, aman, aman... Ben|baktım ki zavallı, ihtiyar, bitkin |piripâk olalım, o zaman tamami- aa Ü . o ki sara biz rpinlere | vazgeçtim bu işten! adamın arızalı yerine koca Slet |le: K e Ş , gekli — Yahu korkma birşey yok, | yerleştirilmiş; fakat ihtiyarcık ses — — Geçmiş olsun! l "“”baka” İştlf.k Knpnnu 1-84-— | — İskarpinleri de çıkarmız! — |duymazsın bile! çıkarmak değil, yattığı yerde âde| — Dersiniz. A R İN ll aa DAĞ ı! nin yarıp söndüğ 'dü. İçinde — oturup mahzun bir gülümseyişle ev sa. — ihtiyar aşçı da onu kovmayarak * hibine bakıyordu, Gruşinika, keder ve felâketten etrafını görecek halde değil- di. Sonra hastalığın ilk alâmetleri de başgöstermişti. Aklına hiç bir şey gel- miyerek bu zavallıya baktı. İhtiyarın üÜrkek ve mahzun gözlerle karşılaşın. ta, Fenyayı çağırarak yemek vermesini #öyledi. Maksimov, karnını doyurduk. tan sonra bütün gün uyuşuk bir halde köşesine büzülüp kaldı. Akşam hava kararınca, curları kapaklıktan sonra; — Madam, demişti; bu Fenya pan- efendi bura. Cevabını verdi. Çünkü genç kadın, onunla konuşur. ken, zavallının perişanlığını görmüş, hele: — Bana bakan Kalganov, elime beş ruble vererek, “Artık ne halin varsa görl,, dedi. — Öyle ise buralda kal! Demişti. İçinde keder — bulunanlar, felâkete uğrayanların — ıztırabınr daha iyi anlarlar ve daha cömert olurlar. İh- tiyarın dudakları titremiş, gözelri ya- şarmıştı. İşte oraya yamanması böyle olmuş ve hattâ Gruşinika hasta yatar. ken bile evden ayrılmamıştı. Fenya ile diler ve divanın Üüstünde yatf müsaade ettiler, Gruşinika da bu ihtiyara alışeii, kendine gelir gelmez, Mityayı 7i koşmuştu. Hapishane döşünlerin! derini avutmak için Maksimoyla şur, onun gevezeliklerini dinlerdi- Gitgide ihtiyarın masal, hikâyt latmakta kendine mahsus bir caf olduğu görülüyordu. Böyle böyle * simov, Gruşinika için âdeta bir ” olmuştu. ağırlaşmıştı, kasabada hayatında? kesilmişti. Netekim, — Mityanın BÖ giydiğinden bir hafta sonra öldü. münden Üüç bafta evvel, son d:ml" yaklaştığını sezerek oğullariyle TiNİ yanıma çağırmış ve bir dahâ malarına izin vermemişti. Ogünde baren hizmetçilerine Gruşinikayt * etmemesi emrini vermiş ve şaytt se, kendi tarafından ona; Ki — Efendimiz, sizin uzun ve © yaşamanıza dua ediyor! Demelerini tenbih etmişti. beraber, Grüşinika, her gün allari İ derip ihtiyarın hatırın: sorduruy” (Devamı var) —— |