YAZAN: » BİR RESİM: B. Tevfik Gnu öyle semtleri var» | ©ketli merkezlerin mıbaşında oldukları Win muayyen bir # Sonra, bir köy sessiz Te, lerden biri de Kaba -| Min, orada oturan bir | ndir git ştim, Taksim tin hemen Üç daki- 0 Mimi. Oturduk. Tatlı, İİ bet ettik, Gitme zama- * Çıktık, Yanımda bir yarar. Hava yağmuf yla çay, Karanlık. gol” 4 Kariköy ip ora- Yaşka tramvayla Tak - Wüğa karar verdik. W i şi Vermek ve yapmak ay lerdir, Bu hakikati, Saha, yağmur altında, | || Kölkik paltolarımızda kleri gibi büzülerek, | MUK. Tramvay denilen r gibi, yağmur n altında uza - iz, bu ses k- Hoş, bu bissimi te- p a bir hadise de olmadı | rdan, 8 ar bir »kupa arabalarına ben “mobil görünlü, Ne A diye dim Ortası. İ P#rabbi! Ben kayatım dar rahat Koltuğa & hatırlıyorum, ne de çize manzarası olan İle; & birbirimize bakış» MW: gibi azametle ku- * Ve ikimizin birden, dâ, geçit resimlerin ibi, etrafımıza hima İli, Tane ve şahane 86- Vek, #imak arzularımız * EHİR RÖPORTAJLARI MN —— en eski| şoförü gezdiren bay Tevfik $ MR Rl — LA a KA -—---İ| SINEMA 7— VAKIT 4 MART 1939 Alman artistlerinden Karola Hön ile Henri Miller ve Paul Ves. termeyer “Yeşil İmparator,, minde bir film çevirmeğe başla. mışlardır, Filmin mevzuu Erezil, yada geçmektedir. Karola Hn, Jen minde Brezilyalı bir &ız rolündedir. Resimde filme iştirak eden yıldızlarından Hildebrant ile 82 Elen Baury görülmektedir. İki & yıldızım tuvaletleri de şayanı dik Slmnladık: İphk eski bir model tip, Ken, Şarlonun oto - İk, arsın yapmı- kaş X di, N gi kA erva; meselâ “Ma lân,, gibi, salon film ilen hususi şoförle- rg, sesler kkat a Tophnneden te Gelmiştir. Bey- Ne M6 çıktığımız . za“ t Map boşanmı; bulu- * hayal fabrikaların Olâh halk, hayali 0-, İŞ eniz muhafaza edil: | yede bir teşkilat olmadığı için| vbil tipinde olduğu | mabil hediye etmek; istiyordu. Kayser Vühelmi İstanbulda ge tomobilimize ? karak du. gülüşü- Şoförle ta; ki; — Istanbulun en esk gum için, en e m k ben o mobiline de sahip olm tabii birşey olamuz. Ben b sene dir. O zaman- danberi laniyorum. Fronle- rini bile de nedim. Hayretle yüzüne baktık. gâyet tabii bir oda il — Evet, dedi, d tomobilt ta aldim. “Fia rmedim. | © saya fark ja ediyorduk. !. ni anlatt hor kullan var. Ben, makineyi mam, ve makine nedir birimi” Gittikçe merak Şotür, bize hikâyes 'Devfiktir. - Benim zim Soy adım Güçyete 9 yaşın-! dayım. Dediğim gibi, İstanbu- lun en eski şoförü benim, Fv- veice, mülâzımsani idim, ordu- ya 1324 senesinde ilk gelen ©- tomobi i, beş ârkadaşımla ben kullandık. bunlar Hotehkiss marka, beş «la otomobil idi, Ben Topha- ne fabrikasında. tesviyeel (dim. Bize iler, sonra, ikimizi E ülrneve, birimizi Selfniğe, iki i Krzuruma (o gönderdiler. i Ber, Edirneye gitmiştim. İsmet İrör.t o zaman yüzbaşıydı, ors - Bizi de onun majyetine verdiler, tabyaları gezmek iste diği zaman, ben götürürdüm. Zırhlı otomobili, örade, Kıyık tulyasına koyduk, sonra askeri mahfile naklettik. 31 mart vakasında, bereket ordusu İle beraber İstanbula geldik, bizi Şevket Turgut pü- şanın maiyetine verdiler. Karar) gühımız Galatasaray mektebin deydi. Zırhlı otomobiller bahçe de dürurdu. Ben orada, bölükte ve taburda mualilimlik eder- dim. O siralarda birçok kimseler şoförlük öğreniyorlardı. Beledi | imtihanlarını ben yapar, ehii- yetnamelerin! ben verirdim. Son ra, harbı umumi öldu. Enver Paşa, Şerif Hüseyine bir oto- Beni “gönderdiler, otomobille |. Medineye kadar. gittim. Fakat bir türlü Mekkeye yaramadık. Yolda, otomobil, çöle, hurarete| dayanamadı. Ötesinden, berisin N den Çatladı, söküp heçiniere yükletmeği düşündük. Olmadı: Nihayet yolda, bedeviler tara - fından htcuma uğradık. Oto- mobili parçaladılar; ben, deve (Devamı 11 incide) evvel pi onayına istemiyorum. da pantolonun eski? — Ne yaparsın! Tiyatroda kim pantolonunu vestiyere bırakma er Vihelm ve Enver Paşayı N — FİKRET ADİL et O ya, Bazı e ğım var... » Neye paltön Du kadar Şık — Dağ rare çıkıyoruz, Bir de oda tuttuk. — Otelde mi? o — Hayır, hastanede, —- a arkadaşlarımız evlen- miş, Siz niçin evlenmediniz? asıl onun için tereddüt | 2 kattir, | Binbirgeze düğünü Prenses Fevziye İrana Neler Götürüyor Ayın on besinde İran vellahti ile Kahirede düğünleri yapılacak olan Mısır Prensesi Fevziyenin çeyizi yedi kürk manto, 55.000 sterli değerinde mücevherat, 100 Top, 200 sandık ve bavul ile yeni eşyadan mürekkeptir. Satye binası işi mahkemede İ Nefıa Vekâleti Binayı Teslim Alıyor Denizbank, Salipazarındaki Sa, jtie binasını normalden fazla bir ücretle satın aldığın: anladıktan sonra, birinci Ticaret mahkeme- Sine müracaat ederek atışın feshini istemiş ve tedbiri ihtiyati olarak ta Satlenin Ayazpaşada - ki atelyesi ile Beyazıttaki binası. na haciz koydurmuştur. Diğer taraftan Nafia Vekâle. ti de, Satie binasını Denizbank - tan önce 146 bin küsür liraya i& timlâk ettiğinden, binayı almak istemişti. fakat bn, binaya haciz konduğundan mümkün olama . mış, bu sefer Nafia bagka bir tek Mite bulunmuştu. Nafin Satie şirketine Salıpa - zarmdaki binâsımm bedeli olarak vereceği 146,100 lirayı bankaya yatıracak ve haciz bu paranm üs tüne konulacaktı. Bu suretle de| bina Nafia Vekâletine ferağ e- dilebilecekti. Denizbank, 146.100 liranın a. lacağından az bir miktar olması. a .İna rağmen teklif: kabul etmiş, Satie de muvafakat ettiğinden iş mahkemenin kararma kalmış. gtr. Birinci Ticaret mahkemesi dür sabah bu tedbir mürafaası hak - kında verdiği kararı bildirmiştir. — İşte onun icin evlenmedim | Mahkeme, mevr“ubâhis 146,100 yat litanın Merkez Tankasma yatı - rıldığı takdirde; Satle Şikketinin iktisadi messleler; — Balkan Federasyonu Iktisadi bakımdan tahkiki kabil olan bir fikir rient” dığı bir makalede şöyle Türkçe arkadaşlarımızdan biri, Balkan Antantı Konicransı münâ- sebetiyle, Antant Devletlerin ara. sında bir konfederasyon kurulma- i tekrar ortaya atıyor. esiz güzel bir fikir, Fakat daha uzun seneler için tahakkuk imkânı olmıyan bir şey. Bizde ga- zetemizde, iktısadi bakımdas, Bal kan Antantı memleketleri arasın- la, Oslo anlaşması modeli üzerin- | de bir birlik kurulması fikrini bir. xaç defa mevzuu bahsetmiştik. "Türkiye, Romanya, Yunanistan ve Yugoslavya arasında bir güm- rük, ticaret ve para birliği olmı- yasak bir şey değiklir. Bununla beraber, şunu derhal kabul'ederiz ki bu fikrin henüz z w'değildir. Bunun da birçok pieri vardır ki, bunlardâari bi“ ri siyasi eldilğü' kadar iktsNdidl Bulgaristan girmedikçe böyle bir federasyon natamam kalacaktır. Tam bir iktisadi anlaşma kabil ğilse bile, ayrı ayrı anlaşmalar İ yapılması lüzumundan bahisle hiç ide zamansız değildir. Acaba Balkan Antantı devletle- rini aralarında, gerek umumi ola. rak, gerek bir tek mahsul Üüzerin- de, ayrı ayrı anlaşmalara sevke- den sebepler nelerdit? Türkiye, Romanya ve Yuğos- r ziraat memleketidir| ılacak maddeler dej Türkiye başlıca Almanyaya pamuk ihraç etmekte- ile Yugoslavya da pamuk yetiştir. orlar. Onların da , Almanya © rler, müşte Yugcalavya aiyon| ibra; eizrler, Bu sahada iki me leket arasında geç : ünistaın Va- ziyeti ayni pan bu iş arka, daşalrının vâaziyetine benzemez. Çünkü Yunanistan zirai olmaktan ziyade sınai bir memlekettir. Bu- nunla beraber, tütün de istihsal mtktedir ve bu çihetten ki- yenin rakibi . vaziyetindedir. Yu- hanistan, yine Türkiye gibi, kuru yemiş ve zeytinyağı da ihraç eder. Madem ki bu gibi müşterek nok talar var, Balkan memleketleri a» rasında iktısadi bir anl vilir. Çünkü anlaşma olmayınca, yu müşterek noktalar çarpışmaya, ve olmazsa rekabete sebep teşkil ediyor. Bu rekabet ixe, fi vara mani oluyor, Bunun da zara üyor. Çünk ile satı ma ola. eta münaka: binalarına konulan tedbiri ihti . yatinin refi ile hâdzin paraya konmasınıa karar vermiştir. Nafia bir kaç güne kadar Sa. İstanbulda çıkan fransızca “Economiste d'O- gazetesi, Balkan antantı devletleri arasın- da bir federasyon kurulması fikri halkında yaz- diyor: Bunün önüne nasıl geçilekii Buğday, tütün, kuru y nyağı ve daha sonra, pa rinde bir seri anlaşmalar yaparak. Bir misal alalım ve buğday U- zerinde böyle bir anlaşma şeması çizelim, lik yapılacak şey, buğday iştih- sal eden her Balkan memleketin« de, yedeki gibi, bir buğday olisi tesis etmektir. Bu milli ofis- ler — Türkiye, Romanya ve Yu. goslavya buğday ofisleri — bir üksek komite intihap edecekler, Komitenin âzaları anlaşmaya da- hil üç memleketin her birinden ses gilecek ve komite manya ve müstahsili irkiye, Ro- Yunanistan buğday ini temsil ddöçök,” Kendisine geniş salâhiyetler ve» rilmiş olan bu yüksek komite, buğ day fiyatlarını, malım cinsine gö. re tesbit edi y Jaştırılmasını kararlaştıracak, has riç memleketlerde satış ve reklâm daireleri açacak ve bütün buğday satışları bu komite eliyle yapılas cak. Ayni teşekkül, çiftçilere lâzım olan âletleri ve levazımı da temin vazifesini de Üzerine olacak. Böyle bir teşekkülün salâhiye* İleri silolar kurmak ve zirat kredi“ ler açmak gibi diğer işlere de teş. mil edilebilir. Bu cihetten, büyük öir ehemmiyet kazandığı için, han . gi develtle olursa olsu meselelerini müzakerey bir hale gelir. buğday müktedir Hayal, diyecekler. , hiçde hayal değil Fakat güç, çünkü na“ Jzik bir mesele. İstediğimiz şey nis İhayet nedir? Balkan memleketle- ri çerçevesi içinde bir tröst. Bir. birine rakip olan müesseseler ara. larında anlaşıyorlar, başka mem- leketlerde kalan, kauçuk tröstü vantıkları gibi tröst kuruyorlar. Alman sna! sendikaları gibi fiyat- ları sendikalaştırıyorlar ve, sonra daha iyi terakki edebilmek için, cabettiği zaman fedakârlık yap- mayı kabul ederek bir tek birlik teşkil ediyorlar. İş adamlarının yaptıklarını dev- letler niçin yapamasın? Aralarında ilâflar olmayınca bunu abildir. vasi ib yapmak Belediye Memurları Teavün Cemiyeti Nizamnamesi Bslediye memurları taavün ce. etinin rizamnamesinde bazı klikler. yapılmasına kurar Imiştir. Bu urada vefat eden arm ailelerine yapılmakta olan yardımın ayni miktarda ol- ması meselesi tetkik olunmakta, dır, Şimdiye kadar bir memur ve. lıpazarındaki binayı Denizbank » İtan teslim alacaktır. fat edince ailesine maaşmmn Üç misli veriliyordu.