Bu Hafta Gösterilen Filmler, Nasıldır ? lee üye line 4 İla yy erek * KARILI KRAL e Çarli, Löğton “2 yaf fak, falnız.. ya Kipa Demasında bu hafta “Altı İsmi altmda © gösterilen Ke lendirimiş filmde İngil - Yapay AN Sekizinci Hanri ro- le b al Loğtonun şöhreti, MA eşler daha artiz. Bu artist, talğ *çinde” filminde do Ne- i Mi, YAbinaşti, İ a u— olanlar arasmda kadın- * çok isim sayılması ka - “a, bunlardan hiç bahsedil - M Şünkü, asıl oyniyan ap! Mia Siten, kabasaba; ahmaklaş- Veb mi bir tip ortaya koy- meş, tipi, en ufak hareket « iç, , Ya kadar gülünçleştirmiş, ML, | Stmiştir. O, yapmağı gö- | Ryyy, 118 muvaffak olmuş rm - Ne Şu halde?... ii Bere: mevzu; gerek tipin A a, o runluk derecesi ne o » Sekizinci Hanri, filmde - ni Hari m ağ Maş jye kadar görülen ve bi- ir. Öyle ki, film, umu - tarihi film oluş mahiye- İç ve bir icormedi filmi ol - i :* rağmen! Fantezileşen Yihut groteskleşan bir fa- iy, * #lyebiliriz. Hattâ, bu ha- e bile tesirini göstermiş - May An Boleynin başını kes - Tansadan getirilen cellât- hili cellâtla konuşma sah- — Sberya ilminin Bir Eksiği! bu hafta “Si - m »ve “Camlı getiri” isi Fransızça söz - Almanca izahlı.. a 2 “Basübadelmeve” hn, “ Sdibi Kont Leon Tols- aş, pi erinden slmarak ya - Naser, sessiz film za unu filme ver. Yapılan film, bura cini “Si a AZ tutmuştu. e * Lupe Velezle Con a Si Katuşa rölü, hiç de Oynadığını gör değil, Sıcak Oğul iklimin kadını, iniyziinm nem m ii nn SA RR ; taraftan Kraliçe başları | Mahkümları mahkümları” | / Elza Lançester Ve Çaris Loğton, Filmde Eğer filmdeki yapılış maksadı, böy - le bir yenilik olarak kabul olunursa, O zaman ortada msiele kalmaz. Tarihi İ #ilm çeşnisinde böyle bir değişiklik de- ilir ve film, yadırgansa da, bu balm dan seyredilir! Şunu da ilâve edelim ki, Çarls Loğ- ton, mevzudan ve teferrüattan siyri - lp, filmde görüldüğü gibi, nevi şahsı- İ na mahsus bir tip olarak tek başına da ortaya çıksa, bütün mevzu ve teferrü- at ortasındaki (o muvaffakiyeti kadar İ tam bir mevaffaliyet elde edebilirdi, demek, onun vaziyetini anlatış yollu yerindedir. Mevzu ve teferrüat, o ka- dar sudandır. Onun yanımda! Asıl adı “Bir Kral ve altı kadın” olan bu filmin rejisör, Aleksandr l Kordadır. Kadn olarak en çok görü - | nen Katrin Hovard rolünü yapan Bin. niBarnestir. Meri Oberon, An Boleyn rolünde filmin başında bir görünüyor ban olan köylü kız olmuş. Dalma a - teşli, cevval görülmeğe alışılan yıldız, durgun, mahzun, elemli bir kadın ro- lünde... Bu rolü benimsiyememiş mi?. Bilâkis! Artist kadın, değişmesini bik miş, Con Bols de, genç zabit Dimitri rolünde iyidir. Fakat, her iki artistin de rollerini benimseyişle oynayışma rağmen, film, umumi vaziyet itibariyle orta bir film- dir. Neden?... Çünkü, (bu gayet made vaka, teferrüntla beslenerek film için elverişli hale konulamamıştır. Zaten, sessiz film zamanındaki “Basübadel - mevt” 'de de 'ayni kusur göze çarp! - yordu. Bu mevzu, temsil noktasından — şimdiki halde — filmden ziyade sab- nede iyi o canlandırılabiliyor. Eseri, İstanbulda da sahnede görmüştük. Yu- nanistanım genç ve müstesna sahne ar tisti Helen Papadaki, bir kaç sene ©v- vel “Fransız Tiyatrosu” sahnesinde Katuşayı hassasiyetle canlandırmağa İ muvaffak olmuştu! Canlı Getir ! “İpek” sinemasındaki ikinci film, İ “Canlı getiri”, vahşi hayvanları gös» teren bir Filmdir. Ekleme mevzu fa.- lan yoktur. Zaten buna Jüzum da yokum Meşhur avcı Frank Bukum iç orman - larda diri olarak yakalayıp Filâdelfiya hayvan bahçesine getirdiği hayvanlar rm, aralarındaki mücadelelerin seyri yeter. Bilhassa yılan, — şimdiye kadar buraya getirilen bu tarzdaki filmlerde hemen hemân eksikti. Bu filmde çok iyi görmek mümkündür. Tarzında raw- vaffak, merakla seyredilecek Ni film! vin vir ve milet said LL ve hemen başı kesiliyor. Resimdeki, Kralm yatak odasmda geçen bir sahnedir. Kral, evlendiği Ak man Prensesi Anna fon Klevle, iskam- bil oyniyarak konuşuyor. Bu sahnede ikisi arasında geçen sözler, Almanya- da şiddetli neşriyata sebep teşkil et - miştir. Bu arada temiz bir Alman ka- dınnm şarkı söylemediğini ileri sil - | ren Prensesin buna mukabil iskambil oynamaktan çekinnemesi, Almanların gülünç bulduğu taraftır. “Bakm, İngi- liz rejisör, Alman Prensesini nasıl ta- savvur ediyor!” diyorlar, Karılık, ko- | calık vaziyetinin tekemmülü behsine temas ediliş tarzma, Prensesin çocu» gu beyleğin bacadan sikime sözlere | sine karşı Kralın tavuk - horoz muka- yessi yapmasına da, Almanyada bü- cum noktası olarak dokumuluyor. Ta- bil, bu safhamm işin sanat cephesiyle slükası yok! Gizli Sevda OE yy yy Orta Derecede.. “Melek” sinemasında bu hafta İn. gilizce sözlü bir film bulunuyor. “Gizli sevda” ismi altında gösterilen bu film de oyniyanlar, Ayrin Dan, Filips Holms ve Laynel Atvil., Ayrin Dan, geçen mevsimde gös - terilen “Hayatım sana feda” filminde Con Bölsle birlikte oynamıştı, O film- de çok muvaffak olmuştu. - Ami adı “Madam Blanşın sırrı” olan bu filmde o filmdeki kadar kendisini gösteremi - yor! Bu filmin mevzuu, kısaca, hem ka- rn, hem ana sifatiyle betbaht olan bir | kadınım macerasıdır. Bu mevzuda bir film, geçen mevsimde de “Saray” si - nömasında programa almıştı. Helen Heysin muvaffakiyetle oynadığı film! “ğizli sevda". Bu İsim hiç'de uy - ğun düşürülmemiş ya, ne ise işte... » bu Silim, netice itibariyle orta derece - | de bir filmdir. Dar bir çerçeve içeri - sinde derlenip toplünan bir geçiş.. Bu, vakanm geçişidir. Dar çerçeve, artist leri o kadar çenberi içine almış ki. Hiç biri, artistliklerini 'tam ola ortaya koyma imkânm: bulamıyorlar. Söngiryonun daha başka türlü, daha ustahıklı hazırlanması lâzımdı! | Filmde gerek Ayrin Dan, Filips Holms, birinci safhadan ziyade ikinci safhada iyidirler. Oldukça iyi... “Kara yılan” filminde baş artist ola- rak benimseyişle rol yapan Laynel At- vil, bu filmile küğük bir roldedir! © | İ bir şekilde ortaya konulmuştur. Düşü- İ bayır, gidiş değil, yerinde sayış! Se « i sızz da işte bu | ve yer Yer şarkılıdır. Musikil., gerek ine üstün musiki!. Güzel bestelerin iyi çalınışı. Dolgun, zengin, mükemmel | Y — VAKİT Düşman Elinde Esir i Bu Haftanın En Berbat Filmidir ! | “Türk” sinemasmda bu hafta gös- terilen Gil, “Mevsimin en muazzam İ harp filmi” diye ortaya atılan “Düş - man elinde esir” filmi, “Haftanın en | kötü, en berbat filmi” dir. Niçin? Niçin mi? Çünkü, Büyük harp »0 - | nundanberi yapılan bir çok filmde gö- re göre artık bıkkınlık getiren, bayat - lsyan bir harp ortası vakası, gene mev- zu olarak alınmış ve filmde pek «ikici | İ nünüz ki, hemen bütün vaka, harp sa- basında, bilhassa bir esirler garnizo - munda geçiyor. Hep bir teviye gidiş. naryo, o kadar yeknesak tertip edil - miş... Sona doğru katılan harp gürül. tü, patırdısı da kuvvetli sahneler gös- tererek, filmdeki umumi ağızlığı biraz olsun hareketlendirecek mahiyette ol. maktan çok uzak! Böyle karanlık, sıktcı, boğucu ve manasız bir film, geçen mevsimde de | “İpek” O sinmasmda — gösterilmişti, | “Kartallar uçarken” filmi. o Tıpkı o filmde olduğu gibi, bunda da Okadm | rolü yok!... Hayır, var ama ancak fil | min baş tarafda, bir kaç dakika sö- ren bir rol! Öteki filmde Karol Lom - | bardm görünüşü kadar süreksiz olarak 3: Teşrinisani 1934 sunuz bu filmde de Margrit Lindzeyin görü « müşü! Anlaşılan, Film ütüm kemdrm- sz kalmasın, Güçüneiyie böyle bir sahneyo yer ayırmışlar! Kadınsız film olmaz mı?.. Neden ol- masın. Olabilir. Ancak, hakiki bir san. Mirna Loy at eseri olmazsa,... kadınlısı da, kadın. mmm am “Düşman elinde esir” filmi gibi olur! Filmde rol alanlar, oDuğlas Fer. banksm oğlu, Lesli Hovard, Paul Lu- kas... Umumi tertibin & bozukluğuna, Bu Mükemmel Konser Filminde Hans Jaray Bestekâr Şubert, Marta Eggert Kontes Esterhazi Rollerini yapıyorlar “Sumer” sinemasında bu hafta gös- terilen film, “Bitmemiş senfoni” dir. Asıl ismi “Şarkılarım hafifçe yalvarı- yor” olan bu “Almanca (sözlü filmin mevzuunda, hayatı yeisle geçen bü - yük bestekâr Frants Şubert, ön plân- dadır. Daha doğrusu onun besteleri. | Film, baştan sona kadar musikili | Hem bir konser filmi! | Bununla beraber, büyük bestekâ - rm hayatımdan bir safha, hüzünlü bir hâdise, mevzu olarak vardır. İnkişaf safhaları, derlitoplu geçiyor. Beste ve daha doğrusu tertipsizliğe takılan ar - tistler de, kendilerini | gösterebilmek imlânmdan mahrum kalmışlardır! “Düşman elinde esir”, işte böyle bir filmdir! şarkı dinletme safhaları da, iyi hazır lanmıştır. Açılışlar, geçişler ve kapa « nışlar yerliyerinde!.. Filmin rejisörü, Villi Forsttur, O peret filmlerinde srk sik görülen Villi Forst, artist olarak pek muvaffak sa- © yılamaz. Hiç değilse her zaman.. O, bu filmde ilk defa rejisörlük tecrübe- sine girişmiştir. Bu ilk tecrübesi, esas itibariyle lehinde not verilebilecek bir ötnek ortaya koymasına yaramıştır. Hans Jaray, Marta Eggart, Luize Ulrih, artistler... Bunlar, artist olarak fazla yüklü değildirler. Yukarda da i- şaret ettik. Bu, dolğun, zengin, mü « kemmel bir konser filmil ç SEN km, <0 RAM;