— *— VAKİT 3 Teşrinisan! 1934, Puankare'nin vasiyetnamesi Raynıon Puankare, 1914-1916 siyasi i faaliyetlerini nasıl anlatıyor ? Geçende vefat eden Fransanm büyük siyasi adamı Reymon Puan- kare 1914 ve 1916 senelerinde gös- terdiği siyasi faaliyetlere dair iki mükim vesika yazmışve bunları birer vasiyetname halinde, öldük- ten sonra neşredilmek üzere, Ma - ten gazetesine vermişti, Bu gaze - te şimdi iki vesikayı da neşredi - yor. Biz bunlardan 1916 senesine ait olanm mühim kısımlarını eli - yoruz ki bunda 1914 senesine dair i kısnwlar da vardır, Puankare vasiyetnamesine şöy- le başlıyor: yi “Dünyanın üzerine çökmüş olan bu müthiş felâketin sonunu görebilecek miyim? Cepheye yap - tığım ziyaretlerde bir Alman pro - jektilile ölebilirim. Hertarafta bir düşman ajanınm, bir katilin, bir divanenin darbesine maruz bulu - nuyorum. Harp bitmezden evvel, eğer bu suretle ölecek olursam, böyle bir hâdiseden dolayı heye - cana düşmemesini Fransadan rica ederim. O kadar kahramanm memleket için kanlarını döktükle- ri bu zamanda, bir adamm ölümü pek az bir ehemimyeti haizdir.,, Umumi harp içinde nasil olur - sa olsun bir sulh yapmak taraftarı olanlardan bahsederk'diyor ki: “Zayıf fikirli olanlar yalnız güçlükleri ve harbm icap ettirdiği teisrleri görüyorlar. Alman pro- pagandasınm devamlı ve müessir olması, yalan haberlerin sinirlen - dirici nüfuzu, bedbinlerin yaptık- ları tesir bazı Fransızları bu va - dide aldatmış olabilir. Onları ta - ayyün etmemiş bir zaferle vakitsiz bir sulh aramğa sevkedebilir. On- lar manevi kuvvetlerinin yokluğu ile, istikbale karşı ehanet edecek- ler ve Fransa ergeç bu cesaretsiz- Vk ve nutma dakikasını pahalı ö- deyecektir.,, Sonra, bu münasebetle kendisi- ne muhalefet edenlerden bahsedi- yor: “Beni, kendi meş'um teşebbüs- leririn karşısında (o azimkâr gör - dükleri içindir ki derhal ve nasıl olursa olsun bir sulh rüyası gören bazı enternasyonalistler hususi iç- timalarda, hattâ pek serbest ola - rak meclisin kürsüsünde bana kar- # alçak bir iftira mücadelesine gir riştiler.,, Harbı Umuminin mes'uliyetle - rini de şöyle anlatıyor: “1914 senesi 14 ağustosunda, Parlamentoya memlekete karşı 8- çıkça diyordum ki, infilâk eden harp için yalnız Almanya İmpa - ratorluğu tarih önünde cevap ver- mek mecburiyetindedir, Kimse ba- na aksini iddia etmek cesaretini gösleremiyordu. Bütün dünya an - İryordu ki biz, lâyik olmayan bir taarruzun kurbanı idik. Hiç bir Fransız yoktu ki bunu menetmek için çalışmış olmasın. Gayret, sr - kıntı ve matemle dolmuş olan bu kadar aydan sonra hakikati ka - rartmak pek kolaydır.,, Bundan sonra M. Puankare ken- disinin ne kadar sulh sever bir si- ” yaset adamı olduğunu ispat etmek icin birçok misaller saymaktadır. Bunların arasında Fas ve Libya meselelerinde İtalya ile muhafaza etmekte olduğu iyi münasebet, ge- i m esinde ne a e re dostça anlaşarak ve onları incit - miyerek elde etmeğe muvaffak ol. duğu yeni arazi, 1904 de başlıyan Fransız - İngiliz dostluğuna da - ha sıkı bir bağlantı vermek, hattâ Avrupa sulhu tehditedilirse salâ - M. Puankare hiyetlerinin birleştirme çarelerini aramak gibi mühim şeyler vardır. İlk fırma bulutlarının Balkan ufuklarda toplandığı zaman, müselles ittifak ile müselleş itilâf arasmda, müzakerelere girişmenin tehlikeli olacağını hissetmiş, bü - tünsefirlerin iştirakile . Londrada bir içtima yapmak teklifinde bu - lunmuş, bu iş için İngiltere de bera ber çalışmış, evvelâ harbı menet - mek, sonra bu kabil olamaymea tahdit eylemek ietemistir. Cumhur reisliğine seçildiği gü- nü, sonra çektiği meşekkatları, ra- | kiplerin kendisne karşı açtıkları | mücadeley zamanında teşekkül e- den kabinelerin vaziyetlerini anla- tiyor, bazı nazırları tenkit ediyor. Harbı Umuminin ilk başlangı - cnda M. Puankare Başvekil M. Vivyani ile Rusya İmparatoruna İsveç, Norveç ve Danimarka kıral- larmı ziyarete gitmişti. Sarayova hâdisesini Kronştatta iken haber aldr. İptidada bunun bir harp do- ğuracağma ihtimal verilmiyordu. Rusyadan ayrıldıktan son- ra, Avusturyanın, (o Sırbista- na verdiği oltimatomdan ha- berdar oldular. Bu hâdiseye Pu - ankare şu manayı vermektedir; “Avusturyalılarm oltimatomu tehir etmelerindeki maksat, biz Rusyada iken, Rus imparatoru ve ricali ile bu mes'eleden doğacak neticeleri karşı karşıya konuşma » mıza meydan vermemekti.., Bununla beraber M. Puankare gene sulh için çalışıyor. M. Vivya- ni telsizle vapurdan mütemadiyen telgraflar gönderiyor, Viyanaya itidal, Petresbürga ihtiyat, Bel - grada düşünce tavsiye ediyor. Nihayet harp başlıyor, Alman- ya bütün cinayetleri yapıyor. Bu sırada bazı kimseler Almanya pro- pagandası için çalıştığı halde Pu- ankare, elinden geldiği kadar, Fransayı tehdit eden müthiş tehli- kenin atlatılmasma uğraşıyor. Bütün badire arasmda M. Pu- ankare diyor ki: “Eğer zaferden evvel ölürsem, hiç olmazsa Fransız milletini het | zamandan daha büyük, daha gü - zel, müttefiklerin zaferine metin | bir ümit ile bağlı görmüş olmak di yaz Dil inkilâbı Mecliste di tutulması lâzım geldiğine yüksek | bir işaret diye alınabilir. Gazi Hazretlerinin son nutuk - larmda kullandıkları yeni Öz Türkçe sözlerin çoğu zaten hepi- mize yabancı şeyler değildir; dili- mizin yazık yere terkolunmuş, u - nutulmuş, hazinesinden Gazi elile dirimliğe çıkarılmaktadır; i Ekim (ziraat), denk (müsavi), (Baş tarafı 1 inci sayıfada) mek (methetmek), övünç Çifti - har), pekiştirmek (tahkim etmek) gibi, elde bir söz kılavuzu olmasa bile herkes bunlarm nutuk içinde manasını kolayca anlıyabilir. Sayın (muhterem) genel (umu- mi) özel (hususi) gibi kelimeler de aynı kökten olan (saygı), (ge » niş) (öz, özlü) gibi aile mensup » larını hatırlamak sayesinde kısa | bakanlık (vekâlet, nezaret), öy - i bir düşünce ile anlaşılan, belleni - len sözlerdendir. Yalnız üye (aza), evren (felek, kâinat), ulusal (milli), evrönsel (âlemşümul), soysal (içtimat), ü- rüm (mahsul, hasılat), kural (ka- ide), siyasa (siyaset), anik (hazır ve âmade) gibi bazı kelimeler var ki bunlar asıllarmı ancak tara - ma dergisi gibi eserlerin verdiği malümat arasında toplanmış bul- duk, Bununla beraber bu sözlerin de nerelerden geldikleri anlaşılm- ca göz önünde çok geçmeden ya- bancılıkları gidiyor. Aramızda çok eski zamanlardanberi tanışık- lik varmış gibi bir duygu hasıl o- luyor, Herhalde (evrensel), yahut ulusal'süzü— aneen yer — ğu gün (âlemşümul), yahut (mil li) kelimelerinden ziyade bize zevk verecek, fazla olarak maksa- dı daha kuvvetle ifade edecektir. Ancak bu iyi neticeye varmak için bütün Türk münevverlerinin, okur yazarlarının dil işine ken - dilerini vermeleri, hergün yarım saat, bir saat kadar boş vakitlerini buna tahsis etmeleri şarttır, Tabii bizim bu mütalealarımız tahsillerini bitirmiş, artık hayat içinde birer yer almış olanlar için- dir. Henüz mekteplerde tahsil ve terbiye çağında olan gençler kar- ma karışık Arapça ve Farsça keli- meler ve tabirleri öğrenmek zor - luğundan kurtulacaklar, doğru - dan doğruya her fikrin öz Türkçe, karşılığını göreceklerdir. Harf in- kılâbı maarif işlerinde nasıl büyük bir feyiz yapmış ise dil inkılâbınm iyilikleri de yeni yetişen gençler üzerinde derhal anlaşılacaktır Mehmet ASIM 15 Yıl Evvelki VAKIT | 3 2inci Teşrini920 Uzun müddettenberi Maltada esa- ret hayatı imrar etmekte olan vatan- daşlarımızın Anadoludaki Ingiliz €- sirleri ile mübadele muamelesi ikmal edilmiş ve bu vatandaşlardan sekiz kişi, dün şehrimize gelmiştir. Şehrimize gelenler, Ahmet Emin, Celâl Nuri, Aka Gündüz, Istanbul mebusu Numan, Kaymakam Adil, binbaşı Burhanettin, polis müdüriyeti kismi siyasi müdürü Muammer Bey- lerle İzmitli Hoca Rıfat Efendi Montolu vapurunda, Mitat Şükrü, Süleyman Nazif ve Sait Beyler öe Krizantem vapurunda idiler. $ Bugün, Adananın tahliyesine baş- Tanıyor. Anadolu mücahedei milliyesi | bu tahliyeden sonra 2500 kilometre İl diklerinizi bir mektupla murabhar vüsatinde araziyle iktisal kuvvet edecektir, .. İM) ği e EZ Talebe birliği toplantısı Sehit Habbe Molla tram — Hu biletçi, Ihlamura bir bilet.. Bile verdi; — Analık Ihlamura gitmez, at kes" r.. — Kes öyleyse!.. (Kahka Geçenlerde (Haber) de yazdı- ğım (Düttürü Leylâ), (Zibidi oğ- | © Kocakarı — (Bir lan) gibi ona da dün tramvayda | randıktan sonra)! o A rastladım, bilet mi kalır, kimbil” Önde oturmuş, boyuna içeriye | hangi cehenneme k? girip çıkanları süzüyor. Ve güya Kontrol — Iyi arat” $“ her birinde bir kusur görmüş gibi | lie? d“ içinden bir şeyler mırıldanıyordu. Kocakarı — (Tekr |“ Veznecilerde biletçi sokuldu: | Yok, işte körolası! — Nereye analık? Kontrol — nere)? “ — Ihlamura! sen? Ihlamur isminde bir istasyon Kocakarı — Şeyt“ | tı hatırliyamıyan biletçi: İ sine! A — Ihlamura gitmez bu, Atkes- Kontrol — At kef” tanesine kadar.. resi? Kocakarı — Elis 5. * bileyim ben, (BiletçiTi*, ben Ihlamura gide” İp! kestanesine verdi! (Tekrar kahkaha Kocakarı — (Hi kestanesi kadar yağsın emi? Zaten süpürgesinin (ya gel” 4 hut kızı) elinden bir | Irm kalmıştı, onu d8* iş receksiniz! iy. Kontrol — Hidd ğım, hiddetlenme, ! yenisini alırsın! ğ Kocakarı — (Diş* incecik bükülmüş bil Nah buldum, buldum? Kontrol — Neredelii Kocakarı — Demi TU oradan ötesini sora sora bulurum! Biletçi yanında kutu tutan yeni stajyere: — Kes bir Beşiktaş. Pişkin ta- rafından! (Herkeste gülüşmeler) Kocakarı — (Ayakta gülüş“ mekte olan iki genç kıza) Ne gü- lüyorsunuz, çengi mi oynuyor? Kızm biri — Size değil, biletçi- ye gülüzoruz!. . Koca karı — Onu buraya bilet- çi yapanda kabahat! Musibeti bu- raya biletçi yapacaklarına Naşidin tiyatrosuna palyaço yapsalarmış daha iyi olurdu! GidbE PTS Eee nm karşısma dikildi) TEPEBAŞI 1-2 ŞEHİR TIYATROSU TEMSİLLERİ Bugece saat 20 de., Madam Tetsahat Belediyesi San Jen ŞehirTiyatrosu Komedi 3 Perde ve 1 başlangıç. Yazanlar: Vik- toryen (oSardu ve Emil Moro. Çeviren: Seniha Bedri H. da unutmuşum! Eski Fransız Tiyatrosunda Bu gece saat 20 de, İstördu! Belediyesi YARASA ŞehirTiyatrasy Operet 3 Par. de. Besteliyen : Talebe birliği dün sabah Cağa- loğlundaki binasında bir toplantı yapacaktı, Ekseriyet bulunmadığı için toplartı başka güne bırakıl - mıştır. VAKITın Hekimi Bertlerinizi, sağlık yo- lunda öğrenmek iste- sorunuz cevap verelim I a