amm Müellifleri:Edmondet Julesne Goncourt Kalino büyük bir ev tuttu. Oda oda kiraya veriyor: — Her keseye elverişli odalar yar; On, on beş, yirmi frank.. Ba- kınız odalar güzel, temiz perde var, masa var, ayna var.. — Bu nedir?. —Bü tapa.. — Ya bu?. A a — Bunlara ne lüzum var?, — Efendim binada fare dolu.. Eğer bir delikten bir farenin çık- tığını görürseniz, kalkacak, deliği bu tapayla tıkıyacak, etrafına al- çıyı süreceksiniz. On franklık o- dalarda bu yoktur. Fareler burnu» muza, kulağınıza girerler. . : 4 Kalino der ki: “Napolyon mu!.. o Muhterisin biri, Jozefinin karısı ve topçu binbaşısı kalsaydı, gene Fransayı sidare ederdi.,, » * * Kalino başçavuş; — Kimdir o iki ayağını birden kaldıran?.. ... . Kalino muharebede: — Eğer müfrezemi doğru yü- rütürsem hepsi vurulacaklar.. Bir sağa, bir sola çevireyim.. Kumandayı verdi: — Yarım sağa.. Yarım sola.. Askerin © hepsi — arkalarını döndüler. Düşman ateşe başladı. Hepsi vuruldu. Kumandan koştu: — Ne yaptın be adam, hepsini öldürttün.. — Ama arkadan vuruldular, yurulduklarını görmediler ya. Kalino meyhanede. Bir masada oturmuş kafayı çe- kiyor. Vakit geç. | Meyhaneci haykırıyor: — Işıkları söndüreceğim.. | Uzun bir müddet sonra Kalino: — Yahu, meyhaneci (ışıkları söndürdü mü?.. Söndürünce bana haber verin.. 04000 118 Artist Matmazel Mars öldü. Cenaze günü Kalinoya sordu- lar: — Sen gelmiyor musun?. — Nereye?. — Matmazel Marsın cenazesi - ne. — Gelmiyorum. — Ama herkes gidiyor. — Onlar gidebilirler, Ben, be * nim cenazeme gelmiyenlerin ce - nazesine gidemem.. .» Kalinoya bir baston hediye et- | tiler. Baston biraz uzundu. Kalino bastonun sapını kesti.. — Neden altını kesmedin.. — Beni yukarı tarafı rahatsız ediyordu”. AE — Kalino, kilise çanlarının gü- rültüsünden şikâyet ediyordu: — Neden bu çanları lâstikten yapmamışlar! ş . *» » Kalino koleradan ölüyotdu. Ölüm döşeğinde söylendi; — İsa peygamber gibi tam kırk üç yaşında ölüyorum. — Aldanıyorsun. O otuz üç ya- şında öldü. — Öyleyse on sene acele etmiş. EEE REM EEEAAAAEEEKEEEAEEEN EEE EEEEEAEEYEEEEEEEE EEE EEYEEEEEEEYENEEUEANE NN Ticaret ve Zahire borsası 1 — İthalât: O Buğday 915, arpa 345, kepek 30, tiftik 43.5 yapak 35.5, K. ceviz 3, peynir “22.5, kaşar 1/2, çavdar 12, iç fındık 34, kil 1.5, misur 25, fa- sulye 1, mercimek 3, Yulaf 369 ton, . afyon 425 kilo. İhracat: o Tiftik 105 1/4, ya pak 208, pamuk 120 1/4. 2 — Satışlar: Buğday yu. © muşak kilosu 4 küruş 20 paradan 4 kuruş 281/2 paraya kadar, buğday sert kilosu 4 uruş 15 pa. — radan 4 kuruş 38 paraya kadar, -Arpa kilosu 3 kuruş 17 1/2 para © dan 3 kuruş 25 paraya Küâdar. > Çavdar kilosu 3 kuruş 5 paradan. © İlç fındık kilosu 39 kuruştan 40 © kuruşa kadar. B. peynir kilosu — — 35 kuruş 30 paradan 39 kuruşa kadar. 3 — Telgraflar: Londra mısır Laplata eylül T. . evvel tahmili korteri 22/10 1/2 Heybeli adadaki tut yolu tamir ediliyor Heybeliadadaki tur yolunun yeniden tamiri belediyece karar- laşmıştır. Yalnız 934 bütçesinde fazla tahsisat olmadığı için yolun tamiri maşrafına hükümetin de yardım etmesi temin edilecektir. Gelecek yaza kadar adalarda bü- yük yehilikler yapılacaktır. | Davetler | “Şehit yetimleri Beyoğlu Askerlik şubesinden: kanan ve elyevm maaşlarının Beyoğlu omvalinden .. almakta ve on senelik maaşlarını alarak hazine ile alâkaları kesilen şubemizde kayitli bilumum şehit yetimlerinin 15 - Teşrini ii 934 tarihine kadar şubeye müracaat- leri ilân olunur, ens 1 ea amam rinci teşrin tahmili buşeli 82 7/8 | o Şi, Ki3Kr.255. Londra keten | sent. Ki.3 Kr.715. tohumu Laplata eylül T. evvel © tahmili tonu 10/10 Ster. Ki. 6 © Kr. 405. > Liverpol buğday birinci teşrin — tahmili 100 libresi 5/7, 5/8$i. 3 Kr. 4S. i Şikago y Hertvinter ey - b buşeli 103 sent. 4 Kr. day Manitoba bi- | Ki. 39 Kr. 845. Anvers arpa Lehistan eylül bi. rinci teşrin tahmili 100 kilo 68 B, Frank. Ki.3Kr.61 5. Hamburg İç fndık Giresun der- hal tahmili 100 kilo 84 R, mark. Ki. 40 Kr. 32 5. Hamburg iç fındık Levan der- hal tahmili 100 kilo 83 R. mark. v Belediye intihabı GA” (Bağ tarafı 1 inci sayıfada) lerini ihtiva etmek üzere iki def - ter hazırlanmış, bu suretle dün | sabah İstanbulda şehir hududu dahilinde köyler de dahil olmak üzere 367 yerde 734 defter asıl - mıştır, Bu defterlerde rey verme hak- kımı haiz dört yüz bine yakın yurtdaşm da adr yazılıdır. Dün kaymakamlar mahalleleri bizzat dolaşarak defterlerin inti- zam ile asılmalarına nezaret ve vaziyeti kontrol etmişlerdir. Yurtdaşlar, dün mahallelerde defterlerin asılı oldukları yerler - de kalabalık topluluklar halinde birikerek defterlerde isimlerinin olup olmadığını tetkik etmişler- dir. Vali ve belediye reisi dün mahal- lerdeki intihap encümenlerine bir | tini Mereye sevketmek istediğini | nöbetçisiyle konuştum. Sabahın tamim göndererek halkın defter- ların dünden itibaren altı gün i- çinde süratle tetkik ve intaç edil- mesini bildirmiştir. Halkın intihap sandıkları ba - şinda fazla beklememelerini ve kolayca reylerini verebilmelerini temin için belediyece numara pu- sulalarr bastırıldığnı yazmıştık. Bu pusulalarm nümerote edilmesi İ dün bitmiştir. Pusulaların bele - diyeden kazalara gönderilmesine başlanılmıştır. Kazalardaki inti - hap encümenleri bu pusulalarm üstündeki müntehibin adı ve ad - tesi yerlerini doldurup evlere müntehiplere dağıtılması ile meş- gul olacaklardır. İntihap sandıkları Eylülün son günü kazalarda büyük merasimle belediye şube merkezlerine götü- rülüp konulacaktır. Sandık alay» larının mutantan bir surette ya- pılması için tertibat alınacaktır. Halkımız da belediye intihabatı - na alâkâ ve heyecanla iştirak et- mek için büyük bir istek göster - mektedir. İntihabatın büyük bir canlılık içinde geçeceği anlaşılı - yor. Belediye inithabatı ve beledi- ye işleri hakkında halkımızı ten- vir temek üzere İstanbul radyo « sunda, C. H. F. merkez ve şube- lerinde, sinema ve mektep salon- larında ve halk kürsülerinde kon- feranslar verilmesi, hitabeler söy- İenilmesi kararlatırılmıştır. Istanbul radyosunda belediye intihabatr hakkında üç konferans verilecektir: 20 Eylül “pazartesi günü saat on sekiz buçukta Refik Ahmet Bey, 23 Eylülde Nakiye Hanım 26 Eylülde (Halkevi reisi Ali Riza Bey radyoda söz söyliye- ceklerdir. Fırka, sinema ve mektep bi- nalarile halk kürsülerindeki kon- fehanslar eylülün yirmi beşin. den itibaren başlıyacaktır. Almanyanın harici ticaret plânçosu Berlin, 15 (A.A.) — Alman - Yanın ağustos zarfındaki harici Hzaret pilânçosu temmuza naza - ran takriben dokuz milyon eksik- lik göstermektedir. Ithalât 342.5 ve ihracat 334 milyondur. Geçen ay bu rakamlar 302 milyon 800 bin ve 231 milyon idi. Bu rakamlara göre ihracat yüzde dört artmıştır. kadaşlarına: “Başıma bir hal ge- Ondan şüpheleniyorum. Tomas Ben de bu izlere orada rasgeldim. Raul hasmınnı maneviyatının yıkıldığını görüyordu. Artık mu - kavemet beklenemezdi. Tomas Raulün (dayanılması kabil olmıyan tazyiki altına gir - | - ..— — ” * ed ? AE Arsen Lüpen'in Sergüzeştleri Kanlı İntikam! Arsen Lüpen, oğlunun düşmanı mı? Yazan: Maurice Leblanc i -28— > Belki, fakat öğrenilecektir.. | ralandığı gecede sen ne yapıyor * Centilmen acenteden çıkarken ar- | dun? i — Onlarla mutabık olarak bir lirse Tomas sorguya çekilmelidir? | kamyon kiralamış ve bana ihti » yaçları olması dolayısiyle . sŞatu Zanzi — Bar'da bulunur.,, demiş. | yakınında beklemekte bulunmuş” tum. Başka bir yolla evlerine dönmüş olmaları zannına düşerek gece yarısında Şatu'dan ayrıldım. — Pek âlâ, Şatu'dan ayrıldığın saati ispat edebilir misin? — Evet, kamyonu garaja teş * mişti. Tomas artık Raulün kendi « lim ettiğim zaman garajdaki ge: bile araştırmak istemiyordu. To - masta bir katilik vicdan azabı i - çindeki bali değil, emreden bir şefin kuvvetli iradesi'altında inki- yat gösteren bir adamm hali var- dr. Raul elini Tomasım (omuzuna koyarak onu oturttu ve samimi bir şefkatle sözüne devam ederek: — Artık kaçmak istemezsin, değil mi? Hizmetçilerim seni kol- lamaktadırlar, Bana inan, Lüpe- ne kafa tutulamıyalağını bil... Bi- lâkis beni dinler ve itaat edersen ucuz kurtulursun. Yalnız, kayitsiz ve şarlsızca bana itaat etmen lâ- zımdır. Senden istediğim gayret | ve dürüstlüktür, Adli,sicilin var m? , 4 b vi ve — Yoktur. — Hırsızlık, dolandırıcılık gibi sabıkaların var mı — Yoktur. — Polis müdürlüğünde parmak izlerin var mı? — Yoktur. — Yemin edebilir misin? — Yemin ederim. — Şu halde sen tam aradığım adamsın. Bir kaç dakikaya ka - dar Guso ve arkadaşları gelecek- tr. “Tevkif edilmene itiraz etmi- yeceksin? — Sen delirmişsin! — Pençeme düşkikten sonra po Tisin eline düşmenden one çıkar? İ Benim pençeme düşmen çok daha | berbat ve tehlikelidir. Bu suretle yalnız muhit değiştirmiş oluyor - sun demektir. Halbuki ayni za - manda bana da büyük'bir hizmet etmiş olacakim. — Sana da hizmet etmiş olu - yorum, değil mi? dedi. — Hiç şüphesiz! Bundan maa- da böyle büyük Hizmetlerin değe- ri pata İle ve bol bol ödenir. Hem çok bol bir surette.. o Benim için mühim olan nokta Felisiyenin oğ- Tam olup olmadığını anlamaktır.. Bunu ise, ancak kendisini sorgu - ya çekmekle öğrenebilirim, Neye mal olursa olsun onu görmem lâ- zım. - Oğlum ise onu hapiste bı - rakmıyacağımı pek âlâ bilirsin! — Buna bir çare göremiyorum. — Sen merak etme. Bunun da çaresi var. Felisiyen hakkındaki itham delilleri sırf zan ve farazi" yeden ibarettir. & Senin tevkifin ve itirafların polisin itham siste * mini alt üst edecektir. eyarakeı © N birini az geçiyordu... — Mükemmel... Şu halde bütün bunları tahkikat hâkiminin bu * zurunda tekrar edeceksin. Şatu yanında beklediğini ( söyliyecek, fakat gece yarısı olmadan, sözüme | dikkat et, gece yarısı olmadan en | dişelenmeğe başladığını, bunun i- köşkü çin Vesinede “Oranjeri,, etrafında dolaşmağa başladığını gölcüğe çıkan çıkmaz sokağa gire . kayıkla dolaştığını ve ne diğini, Simona ve ne de Bartölemiye te sadüf eylemediğinden kamyons döndüğünü söyliyeceksin, bu ka- dar, Tomas bu sözleri büyük bir dik- katle dinledikten sonra başını — Bu teklifin çok tehlikeli bir iştir. Bunu yapacak olursam be - ni suç ortaklığı ile itham ederler. Düşün bir kere!... “Oranjeri,, et * rafında dolaşmak ve bir kayıkla gezinmek meseleye vakıf bulun * duğumu gösterir. — Evet, fakat bu fer'an suç or taklığı demektir ve cezası altı ay- dır. Asıl maksat kardeşin Simon ile Jerom Helmasın yaralandıklar rı zamandan evvel Parise dönmüş olduğunu ispat etmektir. — Evet, sen bütün bunları iste“ diğin gibi tertip ediyorsun. Fakat ben en aşağı üç seneyi o yularım. Felisiyen de tahliye edilir. — Tabii! Benim de istediğim | bundan başka bir şey değil.. Tah- kikat, kayıkta görülenin Felisiyen olmadğı ve bunun sen olduğunun zannını hasıl eder etmez Felisi - yen hakkındaki bütün zan ve tah“ minler sukut eder. Tomas son hir düşünmeden sonra dedi ki: — Olsun! Yalnız... — Söyle, söyle... Ne demek isti" yorsun? — Bütün bunlar vereceğin fis te bağlıdır.. Kendimi zennettiğin den çok daha büyük bir tehlikeye atıyorum. — Tahmininden çok daha yük” sek bir para vereceğim. Umdu- ğundan cok daha fazla... — Ne vereceksin? -- Felisiyen'in tahliye edilece ği gün yüz bin, senin tahliye cejin gün de yüz bin frank. Her iki meblâğı tahliye edileceğin gün alacaksın. Tomasın neşeden gözleri | #ü” züldü ve sendeledi: — İki yüz bin frank... Ne gü* . | zelbirrakam, “ “Â ola