işa RETLER Radyo muharebesi! Eskiden rahatın formülü şuydu: “.— Hudutlarda kuvvetli misiniz? Kuvvetliyim, dediğiniz gün rahat e debilirdiniz. Halbuki şimdi rahatın formülü bu kadar basit, bu kadar göze görünür, el le tutulur bir halde değildir. Hudutlarımız kuvvetli olsa da, Havalara hükmetseniz de, Üniversitede İmtihanlara Cumartesi günü başlaniyor LAL Ae Üniversitede imtihanlara önü - yonlar Eğer idareniz altındaki insanların) müzdeki cumartesi gününden iti- e eğer) baren başlanacaktır. Sılaya git - kuvvetli bir ağız mütemadiyen sizin| miş olan talebenin çoğu dönmüş | adamlarınızın kulağına o mütemadiyen| dünden itibaren fakülte kalemle - bir şeyler söylüyorsa, korkunuz, korkunun hakikat olması ihtimalini hiç aklınızdan çıkarmayınız. Hudutlar bugün yalniz kara suları nın biraz ilerisinden, hudut kulelerinin eteklerinden başlamaz. Göklerin mavi derinlikleri de değildir. Bugün mil- letlerin müdafaa hatları bunlarla birlike-| te milletlerin ruhu, piskolojisi kalbidir. dır. Bu sene imtihanların ara gün- i nin her imtihanı iki gün ara ile İ yapılacaktır. Biliyorsunuz ki büyük harbin en büyük bozgununu ne top, ne süngü, ne mitralyöz, ne torpil, ne zehirli gaz yap- tu. En büyük bozgunun, en muzaffer kumandanı, bozgun veren bir kıt'anın kumandanı gibi bazı insanların düşman tarafın kalbine girebilmesi onun imanı- nı yıkması, fikir ve his birliğinde ge dikler açmasıdır. Buna kısaca propaganda diyoruz. Propaganda türlü, türlü olur. Fakat bunların en keskini, en tesirlisi sözle 0- lanıdır. Radya bir söz bataryasıdır. Bir fik- rin yaytlması, bir fikrin yıkması, bir kanaatin kökleşmesi veyahut çürük, ha» vap bir hale konulması için bir toptan da| tesirli olarak kullanılır. Milletler çocuklarımı ve geniş halk kütlelerini bununla terbiye ettikleri gi- bi yabancı milletler safları arasın da da bozgun vermek için onu bir hü- cum silâhı olarak kullanıyorlar, Devleşen, yükselen küvvetli bir vadyo merkezi korkunç bir şeydir. İsti. | e Srdünun en korkunç vazifesi bu- ur. Bunun önüne vüşmek Formül aynidir. Onu ruk, dişe diş denirmiş. Bugün de söze söz Radvovx, vadyo! Sadri Etem —— aaa Maarifte- EDE ERER İkmal mektepleri İkmal mektepleri hocalıkları için Galtasaray lisesinde ilk mek- tep hocalarma açılan kursta ted » risat evvelki gün bitmiş ve dün - den itibaren imtihanlara başlan - muştr. Kursa yirmi dokuz hoca devam etmiştir. İmtihanı o kazananlar ikmal mektebi hocalıklarına tayin edile- <eklerdir, Muallim kadroları Liselerin ve orta mekteplerin muallim kadroları dünden itiba » ren bütün mekteplere bildirilmiş- tir, Maarif Vekâleti bu sene orta ve lise muallimleri arasnda pek 37 değişiklikler yapmıştır. aya gidecek talebenin! durmak, bunlarla dö- yumruğa yüm- Geçen sene hazırlanan imti- han talimatnamesi son zamanlar- da tasdik edilmek üzere Vekâle » İ te gönderildiği için geri kalmış ve tatbik edilememişti. Bu sene bu talimatname üzerinde yeniden bazı değişiklikler yapılarak tas- dik edilmek üzere Vekâlete gön - | derilmiştir. İmtihana : girme şartları ile imtihan şekilleri < değiştirlmştr, İmtihan, biri şfahi, döğer tahrri olmak üzere ki defa yapılacaktır. Bundan sonra da imtihanlar İ bir kere yapılacak, eylül imtihan devresi kaldırılacaktır. Üniversitede âyni zamanda cumartesi gününden itibaren yeni talebe yazımına da başlanacaktır. Dokuz Hukuk mezunu Avrupaya gönderilecek Bu sene İstanbul Üniversite - dokuz kişi Avrupaya tahsile gön- derilecektir. Bu talebeler Hukuk fakültesi mezunları arasından pek iyi de- rece almış olanlardan seçilecek - tir. Ayni zamanda lisan bilenler tercih edilecektir. yöreye Ticaret işlerimiz İktsat vekâleti, iç ticaret umu- mi müdürü İsmail Hakkı Bey dün öğleden sonra ticaret odasına gel- miş ve Türkiye iç ticareti hakkın- da bir rapor hazırlamıştır. İsmail Hakki Bey bir (o aydanberi İstan- bulda bulunuyordu. Bilhassa yük- sek “iktisat ve ticaret mektebi 1s- lah işleri ile meşgul olmuş ve iktı- sat vekili Celâl Beye Edirne seya- hatinde refakat etmişti. İsmail Hakkı Beyin bu akşam Ankaraya hareket etmesi çok muhtemeldir. ——— m ————-— derilecek lise mezunlarının müsa- baka imtihanr bir kaç güne ka - imtihanı Bu yıl Avrupaya tahsile gön - dar Pertevniyal lisesinde yapıla - caktır, leri pek azdır. Hukuk fakültesi- sinden dört, Ankara Üniversites | ile Tafta Vekili Ali Bey telsiz istas- ınıtetkik etti! Yakında Tünel şirketi işlerine de bakılacak Nafra vekili Ali Bey, dünden rine müracaat ederek imtihan | itibaren posta ve telgraf işlerimiz günlerini öğrenmeğe başlamışlar- | üzerinde tetkikata başlamıştır. Nafıa vekâleti posta, telgraf müşaviri Kadri ve posta telgraf u- mum işletme müdürü Bekir Vefa Beyle bir gün evel, şehrimizdeki posta telgraf merkezini, telsiz is - tasyonlarını gezmek üzere gönde - rilmişlerdi. Dün bizzat vekil Bey, öğleden sonra telsiz (istasyonuna gitmiştir. Nafıa vekili (o Ali Bey önce Osmaniye telsiz istasyonuna gitmiş, bir saat kadar kalmış, son- ra Yeşilköy telsiz (o istasyonuna gitmiştir. rinden geç vakit dönmüştür. Şark demiryollarında Bugünkü iktısadi şartları göze i alarak, şark demiryolları şirke » tinin banliyö ücretlerinde yapma” sı lâzım gelen tenzilât hakkında, şirketle Paristeki merkezleri ara » dir. Muhabereler, Nafia vekili Be- yin şirkette tetkikatının hemen er- tesi günü başlamıştı. Netice itibariyle banliyö ücret- lerinin ineceğine, muhakak gözü i l « U: gir N it bir zemin bulmuştur. Tünel şirketi Nafıa vekâletinin şirketler hak» kında yaptığı tetkikat arasında, Tünel şirketi işlerine de bakılaca» ğı söylenmektedir. e Mimle e ğa Gel Bandırma — İzmir ekspre- sinin hareket saatleri Teşrinievvel başından itibaren Bandırma — İzmir ekspiresi ih- das olunmaktadır. Bu seferler, İstanbuldan İz- mir için kalkan yolculara büyük kolaylık temin edecektir. Şimdiki halde İstanbuldan ak- şam üzeri vapurla kalkan yolcu- lar, gece yarısı Bandırmaya var- maktadır ve sabaha kadar — kış- men açıkta tren beklemektedirler, Yeni ihdas olunan Bandırma — İzmir ekspiresi ise yolcuları he- men gece yarısı vapurdan alacak stnda muhabere devam etmekte - | 7G üzerine Fatma hanım da haftada iki defa olmak üzere bir | ve sabaha doğru İzmire vardıra» « « . Ondan sonra bir mecnun gibi sokaklarda dolaşmağa rak adliyeye verilmiştir. 7 ei CA Za Sahte nikâh mı? Muhtar Asım Efendi, suçum yok, diyor Sahte nikâh muamelesi Fatma hanım şunları söylemiştir: — Muamelemiz yapıldıktan bir ayrıldık. Bundan sonra nikâh muamelasinin sahte olduğunu öğrendim. Musta- müddet sonra kocamla fa Asım efendiye mektup yazdım. Cevap vermedi. Mülkiye müfet - ! tişliğine müracaat ettim. Mustafa Asım efendi benden bu iş için otuz | Tira almıştı. Mustafa Asım efendi söyledi: — Ben katiyen otuz lira alma» şunları dım. Bu hanım, nüfus kaydını! Nafıa vekili Ali Bey tetkikle - | sormak için Kemerburgaza gel - mişti. Ayni zamanda Fatih evlen- me dairesinden (tekemmül elmiş evlenme evrakını hamildi,evlenme muamelesinin yapılıp yapılmıya - cağını sordu. Ben de nikâh me- muru Kâmil efendiye sordum. “İmkânı var,, cevabını verdi. O - bir gün evrakı bana verdi. Ben, Kâ- mil efendiye tekrar müracaat et » tim. Kâmil efendi o rahatsızdı. Bana muamele şeklini tarif etti. Kanun dâiresinde yaptım. Bunda hiç bir kanuni suç yoktur. Otuz li- raya gelince katiyen böyle bir pa» ea almadım. Zaten muam tekemmül etmiş olduğu için da- vacı taraf ben istesem bile otuz li- ra vermezlerdi. Bundan sonra omaznun vekili müekkilinin gayri mevkuf olarak muhakemesinin devamını istedi. Hukuku amme şahitleri dinlenme- miş olduğundan bu istek reddedi- lerek muhakeme başka bir güne bırakıldı, Bir çocuk tabanca kurşunile yaralandı İzmirde Karşıyaka iskelesinde ! Hakkı Beyin gazinosunda iki ar - kadaşiyle oturmakta olan Osman oğlu Derviş Mehmet İzmirden ge- len vapurdan atılan havai fişekleri seyrederken tabancasiyle bir el a- teş etmiş, çıkan mermi o civarda bulunan gazete müvezzii altı yaş- larında Nejat namındaki çocuğa isabet etmiştir. Nejat elinden ve kasığından ağır surette (o yaralan- mıştır. Derviş Mehmet yakalana- .. . Kendisinden kaçan karısına kerar bu suretle sadakat göstererek onu yapa" rak otuz lira almaktan suçlu muh- tar Mustafa Asım efendinin mu - hakemesine dün ağır ceza mahke- mesinde devam edilmiştir. Davacı 3: VAKIT 13 EYLÜL 1934 MEKTUPLAR Bir cevap “Eve düşen yıldırım,, etrafında .. Vakıt'ın 11/9/934 tarihli nüshasin- da Selimi İzzet Beyin “Eve düşen Yıl dırım,, başlıklı ve istihza dolu lisanma göre yıldırımı bana düşürmek iddialı yazısını okudum. Gazete sütunlarında münakaşalara girişmekten haz etmedi. ğim için, bu yazıyı cevapsız bırakmak ğ mizacıma çok daha uygundu. Fakat “ süküt kendisinin iddia ettiği şeyleri kar bul sayılabileceği için, şu bir kaç satırı yazmağa mecbur oluyorum. Selâmi İzzet Beyin (Bağ bozumu) isminde bir tefrikası çıktığından habe rim dahi yoktu. Roman ve hikâyeleri. nin adapte olup olmadığını da hiç mes vak etmiş ve bu hususta zihin veya çe- | me yormuş değilim, Kendisinin bir hay- li fıkrasını okumuş ve kıvrak İisanını beğenmiş olmakla beraber, hikâye ve roman sahasındaki o yazılarından daha tek satır okumadım. İllâve edeyim ki, bunu kendisinin benim hakkımda (bazı makalelerini okudumdu ama romanları. nı okumuş değildirn) cümlesine bir ma zire veya mukabele olsun diye söylemi yorum. Benim çıkmış romanlarım €sa- sen yoktur, en uzun yazım olan bu (Eve düşen yıldırım) da bir romandan ziyade bir büyük hikâyedir. “g Selâmi İzzet Beyin yazı ve kitapla rı bahsini artık bir tarafa bırakarak, © ismini yeni duyduğum bu (Bağ bozu- mu) nu adapte eltiği fransızca esere ge lelim. ğ Yazık ki bu kitabın ismi ve müellifi meçhul kalıyor. Selâmi İzzet Bey aca ba bu muharririn ve bu kitabın isimler rini niçin söylememiş? Dokunaklı, ima ve alaylı yazı yazmağa kendisi gibi meys yal olsaydım, adamcağızın ismi öğreni- lirse, başka eserleri de yağma edilir ve ” ekmeğimden olurum diye düşündüğü: nü, yahut ta, senelerdenberi eserlerini adapte ettiği kitapların çokluğundan, irwzasını taşıyan bu kitapların asıl mu- harrirlerinin isimleri bile hafızasında kalmadığını söylerdim. Fakat, hele son senelerde pek az roman okuduğum için, (Eve düşen yıldırım) ın eşini değil, bir d Eğer mizahi ve biraz da meslekdaş- lık icaplarına mugayir bir şekilde yazi lan bu yazıya fazla bir kıymet versey» dim, Eve düşen yıldırımın vekayiine sahne olan evin hâlâ Ankaranm Cebe ci sırtlarında durduğunu ve kitabım için deki bir çok insanların hemen kitaptaki şekil ve hüviyetleriyle hayatta bulun duklarımı, kendilerinden müsaade ala- rak söylerdim. Selâmi İzzet Beyin yazısı münasebe» tiyle verdiğim bu izahatin, zoraki söy- lenen şeylerle samimiyet dilini birbi” rinden ayırt eden okuyucular tenvir ise isnat ve iftiraya inanmak veya inan- | miş görünmek asıl olduğu için, böyle i ler varsa onlar zaten intihal iddiasmı | kabul etmişlerdir. Ve binanealeyh, sö” zü daha fazla uzatmak zahmetine gir- miyeceğimi Selâmi İzzet Beye şimdiden Dehri Ef, — Evlenene zaten deridir derler. Bu tarzda karısını aramağa kal. | kışan iki katlı deli olacağından iyi ete mişler de hapse tıkmışlar!,,