—i— VAKIT 29 TEMMUZ 1934 Bir cevap Azizim Seyyah Bey, (Vakit) sütunlarında çıkan bir ya- zımdan fazla alınmışsınız. Hakikaten ben o yazımı sizin (Vur abalıya) baş- İsklr fıkranızdan aldığım intibalar üze rine karalamıştım. Bununla beraber | mâkalemin hükümleri unumi mahi- yette idi ve o makale içinde size ta- allök eden satırlar ancak yüzde bir nisbetinde azdı denebilir. Benim o yazımın umumi olan mev- zuu şudur: Ahlâk kitaplarında, milli ahlâk ananelerinde, “Zayıflara yardım etmeli”, “Düşkünlerin aczinden isti « fade etmek küçüklüğüne düşmemeli.” Şeklinde bazı düsturlar vardır. Bu ka- ideler İnsanlar arasında ferdi münase- betler mevzuu bahsolduğu vakit tama- men doğrudur. Fakat bu kaireler mil- İetlerin mütekabil münasebetlerine tat- bik edilemez. Meselâ zayıf bir millete kuvveti olan diğer milletlerin mutlaka yardım etmesi lâzım gelmez. Onun İ- gin “Vaktiyle Ertuğrul Bey nasil Sel- çukilerin ordusu mağlöp bir vaziyette iken yardım etmiş, o mağlüp orduyu galip getirmiş ise herkes bu tarzı ha- reketi imtisal nümunesi olarak alma- Udır” denemez. Öyle zannediyorum ki, bu esasa siz de itiraz etmezsiniz. Ancak (Vur aba Uya) başlık: yazınızda her nasılsa muhtelif milletlere mensup ordular a- rasında cereyan etmiş tarihi bir yar » dım hâdisesini ferdi münasebat saha- sına tatbik etmişsiniz. ON #ekim eski Osmanlı tarihini o yazanların hemen hepsi bu hataya düşmüşlerdir. İşte be- nim umumi bir ahlâk kaidesi olarak yazılarınızda doğru bulmadığım nok- ta Bu ödü. Bu hükümde hususi bir ah- | lâk zafıma işaretin zerresi olmadığını söylemek tabil fazladır. Ferdi hayatta (abalı) olmak, sizin telâkkinizle aciz ve kuvvetsiz bulun « mak bir şeref olmasa bile bir suç de- ğildir. Fakat milletler için beynelmi - Jel siyasi hayatta “abalı olmak” “silâh- sır bulunmak” her Kalde bir günah- tr. Bu günahin cezas da silâhk “ bâillâtler tarafından merhametsizçe vu- rulmaktır. Onun için bugün hemen her millet elinden geldiği kadar silâh - İanmağa çalışıyor. Silâhlı olmakta, a- balı olmamakta diğer milletlerden geri kalmamak istiyor. Beynelmilel siyaset sahasında silâhsız, zayif ve aciz vazi- yette kalan milletler silâhlılar tarafın- | dan bir gün vurulmağı da göze almak demektir. Esefle itiraf etmek icap e - | der ki, Akvam Cemiyeti misakları he- nüz beynelmilel bir ahlâk umdesi ha- İline gelmiş değildir. Binaenaleyh bey- nelmilel hissiyat sahasında silâhlı mil- İetere hitap ederek: “Zayıflara yardım ediniz. Kuvvetsizlere yapılacak teca- vözlere mani olunuz.” Tarzında söz söyliyecek yerde bilâkis silâhsız mil- letere hitap ederek: “Miiletler için si- Jâhsız ve zayıf olmak tehlikelidir. Ken- dinizi korumak İsterseniz kendinizi müdafaa edecek vasıtaları ihmal et - meyiniz. Silâh ve küyvet tedarik edi- niz.” Demek daha doğrudur. (Vur abalıya) başlıklı yazınızda bi- zim son kavgalara bir iğne bulunup bulunmaması meselesine gelince, yal- nız ben değil, bütün arkadaşlarınız böy- le bir iğnenin mevcudiyetini hissetmiş. lerdir. İhtimal ki bu yazıyr siz son kay. galarla aslâ münasebet düşünmiyerek yazmışsınız. Ancak 9 yazının tamo kavga günlerine tesadüf edişi, bir | de mutat şekilde yazılarımız hep gaze- | tenin ikinci veya üçüncü sayıfasında çıkarken ogün ilk sayfaya geçirilişi herkeste bu zannı uyandırmıştır. Siz böyle'bir zanım çok yanlış ©- lacağınr göstermek için “Bu türlü kâvgalarda bir tarafı tutmak için in - sanda yatanma gibi küçük düşüncele- rin bulunması lâzımdır. Benim dalka- vuk olmadığımı siz herkesten iyi bilir- siniz. Bana on beş sene patronluk et- tinir. Bir dakika tahakküm edebildiği- nizi, bana inanmadığım bir şeyi söy- letebildiğinizi hatırlar mısınız?” Diyor. sunuz. Bilmem ki, bir kalem kavgasında i- ki taraftan birini tutmak için mutlaka varanma veya dalkavukluk gibi kü - çük düşüncelerin bulunması neden İ- cap ediyor? Siz eğer o kavgalara karış- mış olsaydınız her halde ben bunu dal ka , yahut yaranmak gibi şeyle- | dei il, sade: m i Sarkı 4 0 masal; t Elektrik” “| Saat kiralarının indiril- mesi kararlaştırıldı Elektrik tarife komisyonu dün | Nafıa komiseri İbrahim Beyin re- isliği altında toplanmıştır. Dün- kü toplantıda elektrik ücretleri, saat ve kutu kiraları esaslı surette konuşulmuştur. lektrik kilovatı gene 15.5 ku- ruşta bırakılmıştır. Yalnız saat kiralarında tenzilât yapılması ka» rarlaşmıştır. Bu tenzilâtm nisbeti üzerinde elektrik şirketi murah - hası ile komisyon azaları arasın - da anlaşılamamıştır. | Bu işi Nafra Vekâletinin halle- deceği anlaşılmaktadır. Hazırla - nan râpor bir kaç güne kadar An- karaya gönderilecektir. lekeleri Geri alınacak telefon paraları hakkında 1 temmuz 1932 den 1 kânunu- sani 1934 tarihine .kadar olan müddet zarfında . telefon şirketi tarafından mukavele harici fazla alınan paraları bir çok aboneler! belediyeye terketmişler ve birer de taahhütname vermişlerdir. Fakat bir kısım aboneler bil - hassa telefonlarını bırakıp Ana - doluya ve harice gidenlerden bu taahhüt mektupları altinamamış - tır. Nafıa Vekâleti yaptığı bir ilânla telefon şirketi tarafından alınır (“Ja paraların kendilerine iadesini istiyen abonelerin on a - #ustosa kadar Ârikarada Ponte Telgraf umum müdürlüğüne bir istida ile mitracaat etmelerini bil- dirmiştir. Bu müddet bittikten sonra cevap vermiyen abonelerin alacakları belediyeye geçmiş ola- caktır. meksizin, iki tarafı dinlemeksizin yal- İ nız bir tarafın sözlerine inanıyormuş | olmak gibi bir hataya hamlederdim. Fakat burada ben de size bir sual 30- rayım: Beraber çalıştığımız on beş sene zarlında size bir gün patron gibi mu- amele ettim mi, bahusus inanmadığı - tız bir şeyi gazeteye yazmak için bir delacık olsun bir teklifte bulundum mu? Nihayet on beş sene içinde be- nim kendi inanmadığım bir şeyi yaz dığımı, yahut bir arkadaşa yazdırdığı- mı gördünüz mü? On beş sene arkadaşirktan sonra birbirimizden ayrıldık. Fakat dediği - niz gibi gene arkadaş olarak kaldık. Size karşı bugün de bu bissim değiş- miş değildir. Yazılarımda cinayet, ha- makat gibi bir şey varsa tabii başkalarma aittir. Ben yazılarım. da sizi muhatap tutmadığım, sa- dece bir yazınız vesilesiyle umumi mütalealar yazdığım için şimdiye ka- | dar görüp geçirdiğimiz tecrübelerin yazılarıma aksetmesine mani olmadım. Evet, yirmi, yitmi beş seneden beri i- ginde dolaştığımız siyasi hayat bize çok | acı tecrübeler gösterdi: Meselâ Meş- rutiyet devrinde “Talât Paşa selim vermedi” diye muhalif fırkalarına ge- genler bulunduğunu işittik. o Iantâ Cümhuriyet devrinde bile “Sadece ar- kadaşlık hatırı için Halk fırkasından ' uzaklaşarak Terakkipeiyetlere iltihak edenler” i gördük. Nihayet şahsi iğbirarlar ile mem. leket hiyanetine kadar gidenleri de gördük: Her halde sizin de bunlara ölen malüllerin 2400 lirası! Adliye, mühim bir hadise-| nin tahkikatın yapıyor | Fatih malmüdürlüğü kâtiple:| rinden Refik Beyle diğer birkaç memur ve hariçten on dokuz kişi hakkında adliyece tahkikat yapılı" yor. Refik Bey, mevkuftur. Tahkikat mevzuu, ölen iki ma- lâl namma ilmühaber çıkarılarak maaş almaktır. Bu suretle sui is timal edilen paranın yekünu, 2,40( lira tutmaktadır. Adliye, iddianın ne derecey« kadar varit ve ne dereceye kada: şumullü olduğunu, ehemmiyetle a- raşlırıyor. Rumca “Foni,, mecmuası mah- kemede! Rumca “Foni,, mecmuası aley- hine açılan matbuat kanununa muhalif hareket davasma İstan - bul üçüncü ceza mahkemesinde dün bakılmıştır. Neşriyat müdürü Perikli Vasi - lâki Dimitriyadis Bey mahkemeye gelmişti. Mecmuanm sahibi A - leksandra Kotorini Hanım yoktu. Kendisinin şimdi Ayancıkta Zın- gal şirketinde bulunduğu anlaşıl - dı. Neşriyat müdürünün bir ismi, vilâyetin ili, ön - derdiği tezi ya zılmıştı. Bunun asir “Perikli,, ol - duğu anlaşıldı. Müddeiumumi, iddianameyi bü suretle düzeltti. Vilâyet, müddeiumumiliğe gön- diği noktasmdan dava açılmış... Mecmua sahibinin Ayancık ce- za mahkemesinde istinabe yoliyle ifadesi alınmak ve neşriyat müdü- rünün de gelecek celsede sorgusu yapılmak üzere muhakeme, yirmi ağustos saat ona kaldı. Kaçakçılık Odesa baş konsolosu ihtisas mahkemesinde Odesa baş konsolosu Rauf Hay ri Bey, geçenlerde Çiçerin vapuru ile İstanbula gelmiş ve eşyaların - dan bir kısmı açıldığı vakit, bir şey olmadığını söylediği halde, içinden ayakkabı derisi, sadakor kumaş gibi bazı eşyalar bulun * muştu. Diğer bir denk te açıldı - ğı yakit, içinde kilosu yalnız 160 lira gümrük resmine tabi olduğu söylenen gayet kıymettar üç tane misk kürkü ile gene çok kıymetli! tablolar çıkmıştı Rauf Hayri Bey, kürkleri Ode-, sada bir kadının paltoya sayet ustalıkla, görünmezbir halde dik- tiğini, ve bundan haberi olmadı J benzer bâzı müşahedeleriniz olacak- tir. Bilmiyorum; bu izahlarım ile ya- zılarımda sizi alâkadar edebilecek nok- tayi tenvir ve sizi tatmin edebildim mi? Mehmet ASIM ğını söylemiştir. Bizzat Seyfi Bey tarafından ya: ; ana yy ilk mekteplerde 300 hoca merkezden köylere gönderilecek Yeni ders senesi başında İstan- bul mıntakası dahilinde merkez - de bulunan muallimler arasından 300 kadarının köy mekteplerine nakli kararlaştırılmıştır. Alâka - dar munlimlere yakında tebligat yapılacaktır. Bu sene diğer vilâyetlerden İs- tanbula hiç bir rakil muamelesi yapılmıyacaktır. Yalnız sıhhi se- bepler dolayısiyle nakilleri icap "eden muallimlerin müracaatları tetkik olunmaktadır. Baş muallimler ve sınıf hocalığı Yeni ders senesi başından iti - baren ilk mektep baş ae rine de sınıf muallimliği verilme- si kararlaştırılmıştır. Şimdiye ka J dar ilk mektep baş muallimleri idari vazifeleriyle mektebin ter - biye ve tedrisatının müfredat programı dahilinde yürümesini te min etmek ve mektebin sınıf mev- cutlarma göre de haftada 6-12: at ders okutmakla mükelleftiler. Bu hale göre, baş muallimler şimdi yalnız bir sınıfın muniliml” ğini deruhte edecek ve mektebir idart işleriyle meşgul olacaklar - dır. Bu mesele etrafında dün bazı ilk mektep baş muallimleriyle görü - şen bir muharririmize *!“'adar- ar şuriları söylemisierdir: — Bir ilk mektep baş mualli - minin vazifesi mektebin idari kıs- mına ait kayitleri tutmak, tedri - satın müfredat programı dahilin- de cereyan etmesini temin etmek ve haftada 6 — 12 saat ders okut maktır. Orta mektep müdür'-»i- nin vazifeleri kadar ağir olan baş muallimlerin vazifeleri muavin » siz görülüyordu. Halbuki orta me! teplerde mektebin muhtelif idari işlerine bakmak üzere iki, üç de muavin bulunmaktadır. Başmual- limlerin bir sın:f muallimliğini de deruhte etmeleri, mektebin idari işlerinin geri ve tedrisatın kon - trolsüz kalmasını mucip olacak - tır. Alâkadarların bu hususları da nazarı dikkate alacaklarını ü- mit ederiz.,, Sıcak münase- betile.. Memurlar saat üçten sonra çalışmıyaecaklar .. Sıcaklar yüzünden belediyede iki memur bayılmıştı. : Bir kısım memurlar da çalışamıyorlardı. Bu günden itibaren : memurlar gene sekiz buçukta vazifeleri başına gelecekler ve saat üçte paydos yapacaklardır. Yaln:z her kalem - (de bir memur nöbetçi kalacaktır. Şube müdürleri ve âmirler ge- ne beşe kadar vazifeleri başında İ bulunacaklardır. Dün sabah şehrimizde saat ye- pılan tahkikat neticesinde Rauf dide 21 on dörtte 27.2 harareti Hayri Beyin evrakı dün akşam | derecesi kaydedilmiştir. Rüzgâr sekizinci ihtisas mahkemesine ve- ilmi tir. dn inle yıldızdan esmiş, en çok hızı sani- yede sekiz metreye çıkmıştır. Italyan siyas ulaL* mağlübiyetii ve (Başmakaleden * felerine nihayet vermi İtalyan — Arnavutluk İ zulmuştur. Binaenaleyf luk vasıtasiyle İtalyan? larda kazandığı o nüfuöi düşmüştür. Vakıa bu defa Avu vekili Dolfusun katli ile yasetinin gördüğü zarai”. disesi kadar o mühim Dolfusun yerine gelen met reisin'n ne derecefiğ. talya ile teşriki mesai belli değildir. Onun diseler üzerine © Musso' hal bir kısım hava ve ki rını Brenner geçidine d* kete getirmiştir. Ayni Avusturya üzerinde mü müdahale tarzı bulmak giltere ve Fransa hükt temasa geçmiştir. Bu işte garip olan © İtalya Avrupada reviz! ketinin başında olan bir bu nokto'a Macaristan ya ile birliktir. Bu iki umumi harpten gördüğü muahedelerin tadili sv men tazmin ve telâfi © yardım eder o gibi gö itibarla bir taraftan Av“ diğer taraftan Almany” luğunu temin ediyordu: vusturyanın istiklâli muahedelerin tadilini fazasını şiddetle ilti du. Yalnız bu nokta lt manya arasında bir b9'j. ediyordu. Simdi Almsf ——..n ma dü Aaa lus — siyaseti Dolfüsuf neticelenince (ve w diğer ( devletlerden 2 talya aleyhinde (o tez” 8 son zamanlarda biraZ bir manzara alan | man dostluğu da daha #ğ uğrıyacaktır. Bu da # İtalyanm revizyonist faaliyetini kıracaktır. Acaba İtalya siyi 4 raftan Arabistanda, tan Balkanlarda nihayf pada husule getirdiği * i Romada nasıl bir tesi" İtalyan siyaseti önün€ ler ve makös harek“ hiddet ve şiddete kap” tiruş denilen istikar”” ve siyaset mi tutacak: bir gün dünya sul wi tan tehlikeye düşm' ge olacak? Yoksa hilli yerine makuliyet v9 tutarak dünya sul zasina Mi çalışacak Bu suallere en diselerin bundan *9 ları verecektir. Ve İtalyan siyasetini” di ikinci istikameti 19”. itleri vardır. milleri v eh, cağı bakla ve yi ) j sil mi, ağu K rındaki konteni j bin kentaldan 4 karmıştır. $ Ayni zamandt d nuhut ta Türkiy