7 p der. mesi “ing ted eyle ileri b gors nın ap a b SETLER > ) Senelik sarif plânı ş YE işleri etrafında ne kadar çok O vardır? Ne taraftan baş- | isin maarif mücadeledir. Binaena- ümmi kökünden kaldırmak , tahsili bütün Türkiye hudut- *min bir hale koymak, yüz- etmek demektir. Bugün sahasının verimi 1922 den | tükenmez. Fakat Tür- İ meselesinin belkemi - | senelere nazaran yüzde bin faz-| t bizim önümüzde tahakkuku- imiz büyük hakikatin çer- Keniştir, Şehirler, kasaba- Her bu kadronun içindedi- » irlerin kasabaların mecburi tah- Yaları hemen hemen halledilmiş » En büyük mesele köylerde ön, mücadeledir. 90 köyden ancak 3700 tane teşkilâtı vardır. 3700 | köyleri maarif bakımın. Gm y bu işlerin bir günde, bir ka. | tatbik edebileceğini san- — teşkilâtlanma ve-persönel i- Ne davasıdır. Teşkilât vü- *titmek, persönel bulmak, büt- kem apenk muayyen bir 72- de vücude getirilebilir. Min için Maarif Vekâletinin 10 »r maarif plânı hazirladığını bir haber aldık. Henüz tam | tekil almış olmıyan bu plâ- Yrüntmdan bahsedecek deği - | maarif işlerinde bir pölnim | Ya karar verilmiş olması ve Mecburi tahsili: > Yayacak, ) Mevcut tahsili derinleştirecek Üilde bulunması esnaların ciddi - bir fikir vermektedir. » Türk hayatında çok e Yerim sal a yoktur, seneden bekledi; - ol yim ilk plânda gelen hedef- | a saflık olur. Bu iyi ber şeyden İ “Aman, si ölkcağın- | milli hayatın hem rejim | n, hem de dünya milletleri | j Dimer mukavemet etme ba. tadur; ürkiye vatandaşların yalnız rey- Sayısı ile bu reylerin ağırlığı, üstünlüğü ile rejimi koru- r e le edecek, eğimi vacaktır, İnrimız arasmda ümemilerin yin binde İle sayılmak» birbirleri arasında yaşa- mukavemet imkân: ar- ue meselesi halini almıştır. a bae teksiği kullanmak artık üm- rini amaaan Hayat kabili - Yan milletler çek girift bütün telerrüatını “ma uyğun bir zihniyet sa- | vi fertlerin topluluğu halini eni un için 10 senelik ma- biran evvel tamamlan - Zi iz. Sadri Etem DEHRİ tle tatbikat sahasına | İ İ İ 7 ii Yeni Postahanenin adliyeye! | tahsis edilen kısmındaki © en üsti katından dün saat on beş buçukla | on altı arasında şiddetli bir çığlık kopmuş, sokaktan < da işitilecek derecede şiddetli ve ayni zaman» İ da sürekli olan bu çığlığı işitenler, binanın arka tarafındaki sokakta, camiin yanına toplanmışlardır. İ Pek fazla meraka kapılıp' da, binanın içerisine giren ve yüksek | | merdivenleri tırmananlar, ağır ce- za mahkemesi salonuna bakan ko- | ridorda, kırk, kırk beş yaşında; kadar görünen mantolu bir kadı - İ nin çığlık çığlığa” haykırdığını,! yandım !;, diye “dizini! dövdüğünü — görmüşlerdir. Etra «| ! fındakiler, kendisini teskine ça- | İışıyorlar, çarpınmasına mani ol- mak için © uğraşıyorlar, güçiyle| muvaffak oluyorlardı. | — Ne olmuş?.. Nesi var?.. Ne- den bağırıyor? Tanıdık, tanımadık biribirle- rine bunu soruyorlardı. o Nihayet, İ hadise ve sebebi öğrenildi. Bilen, bilmiyene, öğrenen öğrenmiyene ! anlatarak, işin içyüzü malüm ol! du! Koridorda bağıran ve dövünen kadm, Aksarayda Çoban - çavuş! mahallesinde oturan Cemile ha-! nimmiş. Cemile hanım, tahminen on senedenberi polis İzzet efendi Ihtikârın önüne geçmek | için komisyon Yeni ölçülerin tatbikinden son- * ra bazı satıcılarm yaptıkları ihti- ! | kârm önüne geçmek üzere Dahili- ye vekâletinin emriyle şehrimizde bir komisoyn teşkil olunmuştur. İhtikâr yapılıp yapılmadığını ve| yapıldığı takdirde O önüne geçme tedbirlerinin neler olduğunu tet- kik ve tesbit edecek olan komis - yonda ticaret odasından, belediye. den, vilâyetten ayri ayrı o murah- haslar bulunmaktadır. Komisyon önümüzdeki tetkiklerine başlıyacaktır. — Belediyede bir tayin Geçenlerde vefat eden belediye | umuru bukukiye müdür muavini Adil Beyin yerine belediye avu - hafta katlarından Adil Bey tayin edil miştir. İ i Tulüâtçıların istedikleri Efendi | Davasını kaybeden bir kadının telâşı ed İ aleyhine muhtelif hukuk mahke-| melerinde davalar açmış. Nesep| tayini davaları.. Davacı, on, on iki yaşındaki kızının babasının bu İzzet efendi olduğu iddiasınday» | mış. Fakat, İzzet efendi bu id -| diayı kabul etmiyor, “Bu kız, Ce- mile hanımın kocası Abdülkerim! efendinin kızıdır. Ne diye ben babası olayım?,, diyormuş. Açı-| lan nesep davaları hep redde uğ-| ramış, hata temyiz de bu yolda kararı tasdik etmi;. Cemile hanım, nihayet ayni e- sastan yeni bir dava açıyor. Bu ir va, altıncı hukuk mahkemesinde | görülüyor ve eski (o davaları gibi, buda reddediliyor. Red kararı | dün bildirilirken, davacı mahke-| me salonunda yokmuş, avukatı 0-| rada imiş. Avukatı salondan çık-! mış, karşı taraftaki ağır ceza ko-| ridorunun nihayetinde ( bekliyen| Cemile hanımın yanına (o gitmiş, neticeyi söylemiş. Söyler söylemez, Cemile ha - nım “Ne?.. Genemi o davayı kay- bettik?.. Aman, yandım... Bir da- ha yandım!,, diye bağıra çağıra koridor boyunca, O altıncı hukuk mahkemesi koridorunun kapısına doğru koşmuş. Bu sırada içeride başka bir muhakemeye bakılışor- muş. met Bey, ötedenberi davalar a - Talebe birliğinin tertip ettiği deniz gezintisi Talebe birliği temmuzun on be- şinci pazar günü bir deniz gezinti- si yapacaktır. Hususi bir vapur saat 9 da köprüden kalkacak, ge- zintiye iştirak edenleri Beykoza! götürecektir. Beykozda geç vakte kadar eğlenildikten sonra adalara gidilecek, Marmarada dolaşıla- caktır. Gezintiye, şehrimizde bu- lunan Balkanlı talebe de davet e- dilmiştir. Bahçe ve sair eğlence mahal lerinde temsiller veren tulüatçılar, geceleri paydos saatinin O on bir oluşu ile zarar ettiklerini ileri sür- müşler ve kapanma © saatinin on ikiye çıkarılmasını istemişlerdir. Belediye, kendilerine elde mev- cut talimatname haricine çıkılamı. yacağını bildirmiştir. Nasıi » « Meşhur âbideleriyle... | Mahkemenin mübaşiri Ah- ! i Gemiler biribirinin eşidir ve her Adliyede bir feryat: Aman yandım! “Bu kız Cemile Hanımın kocası Aptülkerim Ef.nin kızıdır, ne diye ben babası olayım ?!,, çan Cemile hanımı sesinden tanı- mış, derhal kapının önüne çıkmış, Salonun kapısını kapatmış ve zor- la içeriye girmek istiyen Cemile hanıma (o “Olmaz, hanım! Şimdi içeride muhakeme var!,, diyerek, ssabileşen kadını kapıdan çevir » miş. Bu suretle, içerideki muha- kemenin, davası biten (o Cemile hanımın bağıra çağıra tekrar içe-| riye girmesi suretiyle fasılaya uğ- raması ihtimalinin önüne geçici | tedbir almıştır. | İşte, bundan sonra Cemile ha- nım tekrar koridor boyunca geri-! ye dönüyor, dövünüyor, “Aman,| yandım!,, diye çığlık çığlık üstüne | atıyor. İçeridekiler onun etrafı-! na, dışardakiler binanın yanma; toplanıyorlar.. o Cemile hanım | “Aman, yandım!,, dediği “için, birçok kişinin ağzından “Yeni E liye dairesi de yanıyormuş. Yan gin çıkmış. Koşun!,, sözleri du- İ yulmuş, fakat hakiki vaziyet ça- buk anlaşilarak, lüzumsuz telâş! bastırılmıştır. Cemile hanım, adliye doktorlu-! ğu odasına götürülerek © adliye! doktorlarından Salih Haşim Bey tarafından tedavi ve teskin edil - miş, su içirilmiş, ondan sonra biraz sükünet bulmuş © ve çikip gitmiş,.. miştir! —— — Bugün iki Amerikan sahil gemisi geliyor Kayuga ve Sebago adlı iki A-İ merikan sahil muhafaza O gemisi! bugün Cezairden limanımıza ge- lecektir. Amerikan bahriye zabit namzetlerinin tetkik seyahatleri: | ne tahsis edilen Amerikan gemile- ri şehrimizde beş gün kaldıktan sonra Pireye gideceklerdir. Yüzbaşı Randolphe Ridgelynin kumandasında bulunan bu iki ge- mide 25 zabit, 110 zabit namzedi, 10 zabit vekili ve 120 tayfa vardır. biri ikişer bin ton hacmindedir. Her iki gemi haziranın üçünde Amerikada New London'dan ha- reket etmişlerdir. aaa Anadolu hisarında elektrik Belediye, sokaklarmda el'an petrol lâmbası yakılan (o Anadolu Hisarında da elektrik tesisatı yap- mağa karar vermiştir. Görüvor? GT . .. Müzelerini göstermek Türkiye hakkında iyi bir propagandadır, »4 A VA yy ge eş pay ŞA e ANN PE hadise de bu suretle bit-; 3 — VAKIT 10 TEMMUZ 1934 sna SOHBETLER i (Çardaşı dinlerken Evelki gece, Budapeşte Radyosu Çardaş operetini verdi. Çeyrek asır. dan beri, bütün cihan dillerine çevri » len ve her memlekette tekrar tekrar oynanan bu operet, hâlâ revaçta, Bu- dapeşte radyosu, Çardaşı bir tiyatro- dan naklen veriyordu. Her muzik par. çasının, şiddetle alkışlanışı, bu opere- tin elân eskimediğine delildir. OÖperet iyi bir zanaattır. Operelten çok daha iyi bir zanaat gibi görünen sinemanm, sahne operetinden istifade #tmemesi imkânsızdı. Çardaşı filme çektiler. Ne olacak?.. Hiç; Bermutat bir kaç hafta oynanacak, ondan sonra depoya atılacak. Her temsil edildikçe bir kere Çardaş operetini seyre giden- ler, bir tek kerecik ya gidecekler veya gitmiyecekler, Sahnede yaşıyan Çardaş filmde ö- lecek. Bizim stüdyoda da “Lüks Hayat” | operetinin filme alımacağını duydum. “Lüks Hayat” operetinin muvaffa- kiyetini duymıyan kalmadı. Bu opere- ti, tiyatro ve sinema meraklıları için. de İstanbulda görmiyen de kalmadı | diyebiliriz. İşte, herkes tarafından beğenilen, seve seve seyredilen bu operet — şim- diden iddia ediyoruz — filme alınınca, güzelliğini kaybedecektir. Sahnede, yirmi dakikadan fazla, Hazımla Vasfi- nin ağzında sakızlanan anahtar baksi- ni kahkahalarla dinleyenler, sinemada o muhavereye, beş dakika tahammül edemiyeceklerdir. Vasfiyi sahnede kün- nak illetine uğratan Zeynebim türkü- sü, operet salonunda uyandırdığı zev- ki uyandıramıyacaktır. İki ay, hinca hinç dolu bir halk önünde oynanan bu operetin filmini seyredenler, eğer « « pereti seyreltilerie: “A.... Sinema kö- tü şeymiş!” Diyecekler, olanlar, şaşacaklar: “Bu opretin nere- si beğenildi?” Diyeceklerdir. Sinema, sade sahne sanatından de- ğil, operet gibi sahne zanaatından is - tifadeye kalkındığı zaman muhakkak sapa oturur. Sinema senaryodur ve bu senaryo- seyretmemiş İ lar sahne eserlerinden yapılmamal.dır. Bilhassa çok gürülmüş, beğenilmiş €- i serler filme çekilmemelidir. Sinema, kötüyü iyi yapmağa bazan muktedirdir. Fakat iyiyi daha iyi yap- mak iktidarının haricindedir. Sinema zanaatı, orijinalitenin hare- ketli resmidir. Senaryosu orijinal ol. duğu zaman zanaattır, Sinemadan her zaman yeni bir manzara görmek, yeni bir şey öğrenmek, yeni bir beste duy- mak isteriz. Selâmi izzet e — ——————— —.ea erme Gelenler, Gidenler Etilere ait yazıları tetkik için Prag üniversitesi profesörlerin- den M. Hrosni şehrimize gelmiş- tir, Profesör, şehrimiz müzesinde Etilere ait eski yazıları tetkik ede- cektir. Çek profesörü şimdiye ka- dar Etilere ait elli kadar (o yazıyı tercüme ve neşretmiştir. Dehri Efendi — Bilâkis dostum bilâkis... Topkapu müzesindeki padi- şah sorguciyle Bizans sürlerinin hara- besini göstermek, yeni Türk inkilâbi- na hizmet sayılmaz. © e,