PARE e m Ra e pi m &—VAKIT 6 TEMMUZ 1 Meraklı birsergüzeşt romanı Edgar Pip'in son maceraları Yazn : Arnold Galopen 934 “Hırsız kadın şayanı hayret bir soğuk kanlılık gösteriyordu. —1 — Hırsız bulunmadığı iddia o- lunamaz, — Hiç şüphe yok.. Fakat kim- / bilir? Kaptan adeta çıldırmışa dön dü, Vapurda böyle bir hal ilk defa vuku buluyor. Bunun için o bütün kamaraları araştırırsa hayret etme “ meli, Hattâ yolcuların araştırılma- sını bile emretmesi mümkündür. — Böyle bir emir hiç te yanlış , olmaz. Fakat şunu da unutmama» a ki hırsız çaldığını emin bir yer- de saklamış olmalı. © — Evet... Doğru söylüyorsu- nuz. Gerdanlığı vapurun bir köşe- sine saklamış olması o muhtemel- > dir... Meselâ geminin dibinde bir - yerde veyahut kömür yığınları al- tında saklamış ise git te bul.. Ma- dam Gonzalez gerdanlığı veya hır osızı bulana yirmi beş bin İspanya — İrangı vermeği vadediyor. Bunun “İçin tayfalar geminin altını üstüne > getirecek ve gerdanlığı obulmağa ışacaklardır. © Bu Madam Gnzalez Santa — o Roza Cümhuriyeti reisinin karısı “ imiş, Esmer, tostoparlak vücutlu, sa ve tombul kollu bir kadın, Gü > vertede etrafına toplananlara dert “yanıyor. Yanmda Konçita da bulu- “ nuyor ve vapurda emniyetin kâfi > derecede temin edilmemiş ( oldu- , ğundan büyük bir saffetle şikâyeti ediyordu. Melezin bu soğuk kanlı- lığını ve küstahlığını yakından örmek ve takdir etmek için daha “ziyade yaklaştım. © Doğrusu bu ya meleze şaşmak- © tan kendimi alamıyordum. Bu kadın hakikaten bir hırsıza metres olmak için lâzım olan bü - istidat ve kabiliyetleri haiz ola- “rak yaradılmış.. Ah!.. Bundan bir © kaç sene evvel onu tanımış olsay- dım ne yaman bir iş arkadaşı bul- nuş olacaktım. Madam Gonzalze fazla gürültü yaptığından ve ağlaştığından kap- tan kendisini kamarasına çağırdı. Yolcular hâdise hakkında biribir- lerine fikir ve o mütalea beyanma — devam etiler. Bunlardan biri: — Mademki (o mücevehratımız camaralarımızda emniyet altında bulunmiyor, bunları vapur komise- rinin odaşma tesli metmekten baş- ka yapacak bir şey yoktur. — Komiser böyle bir mes'uliyeti bul edemez. — Bu takdirde soyulmağa razı olmaktan başka yapılacak bir şey yoktur. © Konçita söze karışarak: © — Ben, dedi, bütün mücevhe - ratımı üstümde ( taşıyacağım. En emin hareket tarzı budur. â © Dikkatle Konçtanm yüzüne ba-| — Öyle... Dedim., Madam Gon-| zalez bu ihtiyatkârlıkta bulunsaydı ine i gerdanlığı şimdi boynunda o- lurdu.. — Konçina başını çevirdi ve son) raftan kamaranın ! da duruyordum. Konçina kamara - | sma gidiyordu. Fakat geçebilme « si için yol vermem lâzım geliyor | du. Çekilmedim ve çekilmediğimi! görünce: — Müsaade ediniz efendim, de- di. ! — Madam sizinle konuşmak is 1 tiyorum, — Benim sizinle konupşacak hiç bir şeyim yok.. Rica ederim geç- meme müsaade ediniz. . — Hayır yol vermiyeceğim, çün. kü size bahsetmek istediğim mese- le çok mühim ve vahimdir. — Ah... Çok oluyorsunuz.. Yol veriniz, yoksa bağırırım!., — Hayır bağıramazsınız, bağı- rip halkı etrafımıza toplamak si - Zin için hayırlı olmaz. . Konçita şaşırmıştı: — Fakat ne demek istiyorsunz?. Siz kimsiniz?. — Sivil polisim madam! Hafifçe titremeğe başladı, fakat derhal kendini toplayrak: — Sivil polis misiniz?. Pekâlâ, benden ne istiyorsunuz? Benim si- vil polislerle işim yok.. — Öyle mi zannediyorsunuz?. Fakat şurada kalmıyalım, kamara- nıza girelim.. Tereddüt ettiğini görünce şid- detle ihtira ettim: ? -- Kamaranıza girelim diyorum SİZEv... « AÂmirane bir vaziyetle Koncita - yı ittim. Mukavemete kalkışmadı..| Kamaraya girip yalnız kalınca ka-| pıyı kilitledim ve yanına yaklaşıp yavaşça: — İnci gerdanlık, dedim, gerdanlığı nerede sakladınız? . Bütün soğuk kanlılığını takın - muıştı ve bana ateş püsküren gözler- le bakıyordu. — Siz çıldırmışsınız?. — Gerdanlık nerede?. — Çıkmız yoksa bağıracağım!, Elektrik düğmesine atılacak ol - du. — Düğmeye basınız isterseniz !. Gelecekler sizin bir hırsız olduğu- nuzu anlıyacaklar!.. Boğuk bir feryatla kendini! yatağa attı ve başını iki eli arasına alarak hıçkıra hıçkıra (o ağlamağa başladı : — Müthiş, müthiş!,. Böyle söz - ler işitmek müthiş., Ah!. Hayır ha- yır bunlara ( tahammül edemem.. Gidip kaptanı bulacak ve.. — Hayır hiçbir şey yapmıya - caksınız!.. Vapurda henüz kimse sizden şüphe etmiyor.. Dün akşam Madam Gonzalezin kamarasından çıkarken sizi kimse görmedi. Fa - kat bana hakkınızda malümat ve - İ rilmişti, sizi takip ediyordum. Sizi meşhut cürüm halinde (gördüm. İstediğiniz kadar yapmacıklar ya” pınız, mahvoldunuz demektir. Bir taraftan söylüyor, diğer ta- döşemelerini inci zamanlarda kur yaptığı gencin ko-| tetki kediyordum.. Bir aralık iğil- Tu gitti. - Akşam salonda dans edenler a- kayboluduğu için Konçi -| rınca ortaya bir kutu çıktı. nayı görmedim... Gece kamarala -! yu yakalayıp Ta geçit cveren merdiven başlığın»; danlık göründü.. girdi ve vapurun diğer ucuna) dim ve tahtaları elimle yokladım . Köşelerden birinde tahtaların oy - naştığını hissettim. Tahtayı kaldı- Kutu açınca içinde ger - (Devami var) İ dırdı, şimdiye kadar yalnız bir de- İ lerinin görünüşüne een ala Nasıl gidilir ? Dağcılık klübünün teşeb- büsü İnegölde sevinç uyandırdı. İnegöl, (Hsüsi) — İstanbul Dağ- cılık klübünün İnegölden Uludağa! çıkarak oradan Bursaya inmek su-! retiyle Uzunca bir seyahat tertip| etmek kararı burada (da seyahati dağcılık meraklılarını alâkalan 4 fa yapılan bu çok faydalı © ve eğ, lenceli olacak seyahate iştirake ka- rar verildi, Dağcılık klübünün bu kararın - daki doğruluk buradan dağa çıkı» lınca daha iyi anlaşılacaktır. Dağa buradan o çıkıp Bursadan inmek bir kaç bakımdan faydaları vardır. : Yedi yıl evvel bu yol ile yaptığımız bir dağ gezintisindeki görgülerimize güvenerek bu iyilik- leri sayabiliriz.: Evvelâ dağlarda üç dört gün gezileceği için hakiki bir dağcılık sporu yapılmış olacak- tır, İnegölden çıkılınca birinci ko- nak yeri Kıran köyüdür. Pek eski ve yerli ahalinin oturduğu bu yük- sek köyün bazı yerlerinde Bizanslı. lar devrine ait olduğu tahmin edi - len eski harabelere tesadüf edil - mektedir, Yol, bu köyden sonra | beş altı saat sık ağaçlı ormanlar içinde de- vam ettikten sonra dağın sız ve çiplak (kısmına (geçiyor. Manzâra buradan itibaren başka İaşır, Saha artık tamamen ağaçsız» dır. Tek bir çırpı bulmak mümkün değildir. Fakat buna mukabil kış- tan henüz kurtulmuş ve daimi bir ilkbaharı andıran taze ot ve çiçek- ve kokusuna doyum olmaz. Ufuk artık genişle- mektedir. o Bu açık sahada bir iki! saat yürüyüşe devam edilince Ulu! dağın İnegöl ( tarafından birinci kademesi olan (Karakoca) yayla- sına çıkılmış olur. İnegölden © görünen en yüksek tepe burasıdır. Bursa — Karaköy şosesine ve o istikamete giden di - ğer yollara tamamen hâkim bir va- ziyette olan bu tepede milli mü - cadelede Yunanlılar karakol bu - lunduruyorlardı. O zaman Yunan askerlerinin yaptıkları zeminlikler şimdi çobanların çok işlerine yara» maktadır. Karakoca yaylâsından iki saat! kadar ilerleyince ( ikinci ve daha yüksek bir tepeye çıkılır ki insan burada karşılaştığı (manzaranın güzellik ve ihtişamiyle sermest o- lur: Şimaldle Marmara denizi İs - tanbulun Bakırköy Ove Yeşilköy semtleri, İzmit körfezi, Sapanca gölü, şarkta Yenişehir ovası ve kü- çük tümsekleri gibi görünen Ahi- dağr, garpta dağları havalisi ve ce npta da yemyeşil bir (deniz gibi Uludağ ormanları. Hep bu uzak yerler bu tepede a- yakların bastığı nokta (o üzerinde dönmekle görülür. Gene bu tepe- nin tam zirvesinde kimbilir ne ca- zip hülyalarla temelleri (altüst e- dilmiş bir manastır harabesi var * dır. Vaktiyle Bizans sürgünü pa - paslarm mevası olan bu (binanın düvarlari yarım metre mik'âbı ve | mofonlu dans mahallinden başka ge- MEMLEKET HABERLERİ Bağlar ve meyva bahçe- leri içindeki Kalecik Ankaranın yanıbaşındaki şirin ve gm tarihi kasaba inkişaf ediyor , gW Kaleciğin güzel manzaralarından Kalecik, (Hususi) — Kalecik, An- karanın 75 kilometre kadar şimal şar. kımda, Ankaraya $os6 ve demiryolla- rile bağlı şirin ve tarihi bir kasabadır. Bozkır hudutları içindedir. Fakat ta- biat, buradaki güzellikleri Bozkırın hiçbir tarafına vermemiştir. Kasabayı iki çay sular. Bu çayla - rın binleres dönüme baliğ olan havza- ları meyva bahçeleri ile doludur. Kızılırmak kasabanın dört kilo - metre cenup garbında, İstasyon önün- den geçer. Irmak kıyıları kilometre - lerce mesafe dahilinde bağlık ve bah- çeliktir. Kaleciğin meşhur şarapları vs güzel meyvaları bu bağ ve bahçelerin mahsulünden yapılır. Fakat tabiatin vahşetinden hemen hiç bir şey yok Meyva bahçelerinde ağaçlar âde- ta bakir ormanlar halindedir, Kaynak- ları boldur. Dağlar bir renk meşheridir. Çay ve Kızılırmak tatlı su balıklarile, funda - Iklar ve kayalıklar av kuşlarile dolu- dur. Kaleciğin verim kıymeti çok yük- sek olan toprakları killidir. — Bu killi toprakların saf kısmından, Kaleciğin ötedenberi meşkur olan soğuk su tes- tileri yapılır. Havası ve suyu güzeldir. Bilhassa Dadak suyunun Taşdelen - den üstün olduğu bilkimya anlaşılmış- tır. Pek çok olan mesirâ mahallerinden en meşhuru Uludere, Keçidere ve Çay- kumluktur. Çaykumluk istasyon civa- rında ve hat güzergâhında, büyük tren köprüsünün hemen önünde, derenin ırmağa karıştığı yerdedir. Burası ahiren Kalecik belediyesi tarafından yeniden tanzim ve ıslah e- dilmiştir. Her türlü yiyecek ve içecek bulunduran bir büfe, gazino, sahra gra: rek umumi şekilde, gerekse kısım ki- sım oturabilecek gezip eğlenilecek yer- ler ve kum, çay, ırmak hamamları, ban- yo mahalli yaptırılmıştır. daha büyük hacimde (muntazam kesilmiş mermerlerle örülmüş taş- ların üzerindeki lâtin yazıları bu- gün bile vazihan okunacak bir şe- kildedir. İkinci geceyi buraya ci- var vadilerde geçirmek © zarureti vardır. Üçüncü gün yürüyüşe devam €-| dilirse akşama doğru belki Bursa! üzerindeki tepelere yakın göllere! yetişilebilir. Ve nihayet dördüncü| gün Bursaya inebilmek kolaylaşır. Bu çok cazip dağ gezintisinde spordan başka bakımdan da istifa- de etmek meselâ jeolojik, dağ ne - batı, ve haşaratı hakkında tetkik - ler yapmak mümkündür. Hamdi Çaykumluk esasen meyva bahçe « leri arasmda bulunduğu için istenii « diği kadar taze ve bol meyvayı dalm- dan koparttırmak suretile tedarik et- mek mümkündür. Arzu edenler Ankaradan kasaba- nın tarihi kale ve mezarlıklarını gö - | mek için gidebilecek vasıtalar bulabi- lirler. Fiyatlar bedava denecek kadar ucuzdur. Kaleciğin Çaykum denilen gezin- ti yeri, Haziranın son haftasında bir çok halkın ve civardan gelen köylü - lerin iştirakile açılmıştır. Kalecik kaymakamı Ragıp bey de- ğerli ve çalışkan bir idarecidir. Anka- ranın bu güzel kazasının terakki ve mma, iğ, LR Balıkesirde Balıkesir — Evvelki gece Aziz ve Hüseyin isminde iki hırsız tutulmuş - tur. Aziz ve Hüseyin dün gece Meh - met oğlu Mustafa ve Haci Ali Ağa - ların tabakhanelerinden deri çalıp kaç tıkları bir sırada Oruçgazi mahallesi bekçisi İsmail Ağa tarafından görül - müşlerdir. İsmail Ağa sırtlarında de- ri olduğu halde kaçan hırsızların pe - sini brrakmıyarak İzmirliler mahalle- sine kadar takip etmiş ve burada ken- dilerine: — Teslim olun! İhtarımda bulunmuştur. Bekçinin bu ihtarma hırsızlardan Hüseyin #i - lâhla cevap verdiğinden bekçi de si - lâhla mukabelede bulunmak mecburi- yetinde kalmış ve bu suretle dere ke- narında kisa bir müsademe olmuştur. Neticede Aziz yakalanmış, Hüseyin kaçmağa muvaffak olmuştur. Hüse - yin zabıta tarafından yapılan sıkı bir arama neticesinde vakadan © vakadan bir kaç saat sonra saklandığı yerde tu- tulmuştur, Hırsızlardan Aziz Mecidiye mahal- lesinden Fahri isminde birinin, Hüse- yin ise Sahanhisar mahallesinden nal- bant İsmail Ağanm oğludur ve tabak- lık yapmaktadır. Aziz ile Hüseyin iki kişilik bir kum panya halinde faaliyette bulundukla - rı anlaşılmaktadır. İki buçuk ay ev » vel Ensekes oğullarından Yakup ağa- nin dükkânını soyanların da bunlar olduğu tesbit edilmiştir. Hırsızlar Çarşı karakolundan mer- keze getirilmiş, oradan da Cümhuri - yet müddiumumiliğine gönderilerek teslim olunmuşlardır. Niğde Valisi Vilâyete getirilecek tenvirat e lektrik tesisatı işlerini takip etmek için Niğde valisi Ziya Bey Anka - raya gitmiştir. o Ziya Bey bir ka€ | gün Ankarada kalacaktır. Bu tesi* sat icin Belediyeler bankasından İ ayrica bir istikraz yapacaklardır.