28 Haziran 1934 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 7

28 Haziran 1934 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sinema san Henry Bordea Son günlerde e ya san 3 dük ali di da bir çok münakaşalar olmaktadır. Bazı kimseler Güzel sanat olduğunu, bazıları da olmadığını iddia etmekte- dirler, Vaktiyle, yani 1925 sızların “Kurtlar Mucizesi” adr altın da illeri filmi senesinde Fran- in Opera beli dük ee etmiş rı da bu çarktan çıkma yeni Gi an. atin bu büyük zaferini Gi lar - dı. Sinema Gi pe Yoksa değil kg Bu ri eni zel sanatlara dair mevzu karşısın. da olduğu gibi fikirlerin ayrılması, an teşkil olunması tabiidir. Bu idir. Mi ih bu mevzu -abancı Hüninlekellerdeki fi. dağ ge göstermel dur. Doğru mu, değil mi? Bu boğuş daimi olacak mı, olmıyacak mı? Bun- enç güzel bir çiftin teşkil et - ii Tün hiç te fena değildir. 325 senesinde me muharrir lerin: se M. Henry ix Pariste in Fy Made” m bere - Kiral muhtevi olarak merve bir ma - kalede şöyle diyordu: Kin ve sinema ipli sıyt muhafaza eden şeylerdir. Biz Me sosyete çizi hayat bütün eğlenceler amatörü olan bir iletir akik toplu halde bulu nlara e sir vi için mükem: elişi içtimai bir Fakat tiyatro p kadar sün ağir Çünkü te eme unur. Kitap, ile kari sa taati olu - nan bir dialog'dır. Kari okur, durak - m. ye eder ve yahut atlayıp el asan ne > si pilinin Halbuki, ti oy: niyan aktörlerin tavır ve etmelerine meydan verme: gri Bordeaux bu mütl rı Ky ili sonra ya a duğu gibi hoşa gider piyesler mey - dana getirilmesi Jüzumundan bahsedi ör yı Seri sürükler ve düşünüp ehe 'at değilmi? ux ne diyor? mii, vaar ve > — sa - yesi vardır. tasını “para” ni ettiği muhakkak - tır. es — — beri bir rl ge m © a iple bir “resim ve has r ki, ro sanati ile m e yeni iie “lal elde zmn siki şaheseri meydana çıkmıştır. Tiyatro öteden beri içtimai ve fel- sefi bir mektep olarak tanımıştır. Ti- tro düşünülerek anlaşılır ve anlaşıl- iks sonra muhakeme edilir. Tiy: vo dalma bir psikoloji tahlilidir. Sine- ma ise m itibariyle poı seydir. sy Öz soy piyesinden parçalar Münir Hayri Bey tarafından ya- vinde sahneye (O konulan (Ö piyesinin nasıl hazırl: nandığını evelce yazmıştık. Bugün piysten bazı parçaları naklediyo - ruz: İlk tabloda bir Ozan, destana başlar. Ve kendisini tanıtır, Ey beni dinleyenler, ey karşıdaki erler Tanır mısınız beni *. Bana “Öz Ozan,, derler. Benim sesim haykırır, fakat sazım ağlama; Gönlüm doğruyu duyar, boşa. Tanıdınız. mı beni Ozan derler... Ve kendisinin diğer destan mu- harrirlerinden ai im anlatarak diyor Tarih diyor ki bize.. Me Bırakısefal Bu soy zaman durur ın zamanı durur sanma, Si a aci gayrisine Nihayet kd kırk bin yıl eskiye göl ta rüyor vebu Ssı- rada ikinci tabi gözümüzün ö- nünde beki İkinci © tabloda ş a h i Bon R i z a ser Alihazreta! Şahidi İranra der dil ki tahti dade Türk fitabı canra aguş daşt ükşade Türk. Hergiz ey şiri Huda şüd Farsra dildade Türk, ürk. İnçünin arşi tecelli kerd ora amade T İmşeb ez şadi furugi taze dared mahi nev Rehni mn eği her re' Asümi Nafei in mişayed ber aramgâhi nev. Pişter ez tarih şüdend İranü Turan kâmeran, Efseri şan ber serü kr musret dermeyan. Halei ikbal hurşidest ber taci Kiyan, Levhai iclâl m in Kirk an, Erguvan ba sebz vakti bamdad. Vahyi dilhast in ei mabel ittihad. İnçünin mesti nedaned kes ki, imruz ey Fuad! Rengi hurşidest der cami zümürrüd çün mürad. İn sipihr ez afiriniş ma'kesi ezkâri mast. Zulmü zulmet dü: üşmeni ma, adlü ihsan Aşti dilhahi ma, nurü ziya dildari mast. yari mast Hürremü ferhunde vü, asude bad İran zemin Ayeti ihlâs mihanem bigüşi, müslimin! Nami Gazi vü Rıza bayend hirzi can hemin. *» 4 Iran Şahenşahı Rıza Han Hazretlerine ur her ne duyarsa, arsa, hükmü baharsa, inde ahlâki ve felsefi soyler görül . düğü vaki ştur. Meselâ Paul Wegener ile Brigitta Helm'in oyna - tirdikleri “Mavi ” insanı düşün- düren eseridirler. Fakat bunlara kadar se; mektedir ki, sinema heyeti umumiyesiyle, hitap eden bir sanat addolunamaz. np sonra nazarı dikkate alınma - 1 icap eden nokta yn bi sahne sanatkârı le bir si yaa ları arasındaki büyük farklardır. Ti - aro sanatkârları hayatta rae ve çin güzel bir ba; vücut, enrejistre edilebilecek bir ses > sahibi olmak 0 ca olmıyan bir şi una #ağmen terbiyevi kuvveti ka- bili ri Seir sinemacılık — bu kabiliyet ekseri: enfi şekillerd. kei etmektedir — kere N a mü vasıtasıdın ükemme! bir ime vasıta - ra sıdır. Fakat yalnız bir eğlence vasıta- . Bunun için, tiyatroyu sarmış ol - masına rağmen tamamen boğabileceği idin « olunamaz. Tiyatro ülvidir, mil. mükemmel bir eğlence va» bir mihrabınm önünde bir Krom- lek de buluyoruz. Türk dilinin bilinen en eski duasını burada bı yavrusu dünyaya gelmek üzere - ir, Dört yanm, doğunun, batmm, gün ortasmın ve kara Yurdun beyleri.. Bu mavi gecede Ulu Hakan Feridunun Çağrışına kulak © verdiniz ve buraya toplan- drnz Ve işte Feridun da geliyor. Derin gi wuz kartallar, Sizi m bey öz e selâmlar, ayı silecek gibi harçm siz en varılmaz en yalçm Ününüz yüce olsün, yurduma hoş geldiniz. Koro cevap verir: Yaşa yaşa Feridun sen başımızda var ol. Ve Feridun: Size şölen hazırdır. Kurbanlar sizi bekler, lam, bir oldunuz. (Ha y muta beylersiniz. (Üntnüz. yüce lam Yardım a hoş geldiniz. Heyecanlı bekleme artık biti - anda, bu gün sinede, canda, cihanda Allah. ey şanlı şahenşah! Ti Türkün ki yüzünden okunı ü üstünde bütün ei sevgisi Fi r Ruhunda, şaşılmaz, bu günü; k Kalbinde ayırmış ebedi bir köşe Farsa. v uğurmuş, © © En bariz olan hasleti her dosta vefadır. F Yer e Ezel Türkü bu fıtretle vlan a A iğ elinin vadi saf: r 2 şaşılmaz, emelin e varsa, $ eri vk ey şah ezeli komşusu Farsa. K Kardaşlığımız öyle kavidir ki bu a Ay doğdu, ş doğdu r Kisra gil ibi nam bu d ır, Seni meal vatanda a ımlanıyor gözleri bir aşkın. ş Şenliklerimiz sel gibi, Kime is ı ne kadaf era edersek bugün ey şah! ı Ismarladı şi ları (o Kardaşlara g Gazi yaşasın, I ar İl “dahilere Allah. Temyiz mahkemesi isi ve İflâs dairesi reisi - - Fuat Hulüsi bı karşılıyor. Yerler göğe yaklaşır. Nurlar gözleri sular. Ve korot Selâm senindir hatun, senindir aylâ güneş Yedi felek gökten yere siyer. Ve hediyelerini sunuyorlar u yu daima dünyanın en gürbüz $0- disini karanlık perisi karşı karşıya buluyor. Ahriman kendisinin bu vE bhlaigi öz 80- yor ve fakat sinemanın mazhar olduğu rağbeti vura o Ayni at mai İnemadaki maal tsdyodeki si Yötromin His dei m beya , | tikiden başka bir şey değildir. Bir | Ve nihayet Hatunda iki gürbüz ilâ bonla nd isi ai filmdeki musiki parçalarını dinlerken | yavrusiyle (sahneye (getiriliyor. pk ni e İn mevcut hattı fasıla | Man lezzet Yikit l İlde 3 ty ii wa, | ten başka bir şey olamaz. Tonlarda yeni bir nur la eli e e metal nüansları hâkimdir. Dinlenir, | Yurd " leşecekl dinlenir amma hassas bir kula; . ME a 100 ze mler imi bei Hot, dnleyi Mar Biri oilan biri Kart ladik elllzmeliğ, Soktu — ne halle saratine ve ne de, ” erytztinden kötülürün Kökünü Kaldırsınbur.) tok yakınlaştığı halde romana benze- radıkları zaten sy o eğlenceli | adına annelik vatan severliktir bey diyor. tülmemesini muvafık buluyordu. Ona | '»*vZ0ar ve Pre sinemanın kendine mahsus tek - #: Bunu Feridunun şu güzel ceva»! şu Bi dir; nir yi Proaik'tir, eye yor, Feriduna baba olduğu müj « desi geliyor, yu olacak ve bütün insanlığın iyi» liği onlardan doğacak. Bu iki çocuk hiç ölmiyecekler ve daima panele İbtiyarlı yacaklar fakat ne vakit milletleri- e ie rsa yeniden u dilekler üzerine büyük şen- lik başlıyor. Fırtına ve gökten dü-| ç yıldırımlar arasında bu şen k dağılıyor. Göz gözü görmü-! yor ve hatun iki yavrusuyla ken- annenin ödül ni bulacaktır. Annenin sesi gök Kübbede Annenin dilediği ne ise öyle olur. (Ve hakim bir sen duyulur) a dördüncü defa elele w Ahriman çatlıymcak yiz mr i

Bu sayıdan diğer sayfalar: