Nakleden: Selâmi özet Kaya Hasana müracaat edecek , ve Kaya Hasanın katil olduğuna, celeri bizzat Kaya Hasanı inandıracak-! Zi ni ti, vem Bu imkânsız şeyi nasıl yapacak! r, Anei 112. mülâkti. Ali Naki henüz bilmiyordu, € doği fakat buna da muvaffak olacağı-| cenin na emindi. cir, $ ”— Hasanı görmek istedi. pek Uzun müddet düşünmedi. Pek ok döndü ve ahbabı vardı. Kaya saölakik. Hasanı istintak eden müstantiği en oldi de tanıyordu. işküldü Ona gitti, aşve ji Katil Kaya Hasanı çok merak nda iğini, görmek, istintakı esna - gi sında, eğer bir mal yoksa, bu- de bu lunmak arzu ettiğini söyledi. maki i Ali Naki bey ış bir Z: ii tı. Bu arzusu is'af edilebilirdi. ii —- Yarın gelirseniz : görürsü - nüz. r — e vi çe” a amafih gi Gem! bir tip A değil. Sör, dil ağzından e miskalla r, Başı önünde. — Bakılan sahte. Mücrim, mücrim ” v2 ma, adi mücrim. Şayanı hayret un s0 vü kg ve nan)? öt rürüm. bi Deki a Ali Naki Kaya Ha- tire? ii sa ona yüzünü gösterdi. Kaya Hasanın, Ali Na- Li yoktu. atıldı, diye düşün- dü, hem 3 murfkıyele atıl - İz bğa Bundan sonra o adamla ğa rim. Beni imkânı yok tanıyamaz O akşam, Muallânın yanma gü ,, b? ler yüzle, memnun bir tavırla gir- p ten” di ler — Gördüm, dedi, senin bir tür- Lir | lü yz inanmak istemediğin elin adamı gördüm. are — Kimi?.. etin Muallâ, sanki kocasının deği- LAN şik yüzünü farketmemiş gibiydi.. ın$ Bitgin bir sesle sualini tekrar et- nde ti: . şe — Kimi?, — e Hasanı.. a ri Ali Naki şaşmış gö- — cl, adam olduğunu sormu sun?.. Fikrimi öğrenmek iste- musun?. ocasına soğuk soğuk baktı: — Sen mutlaka istiyorsan.. etti: ge Ve ilâve etti e Si y — Fikriniz nedir beyefendi?. Ty — Kârata veee “yi — Anlamadım? i ie — Sefilin er Tesadüfen zen- ati acaksın.. Her halde, ben zengin ol onun katil olduğuna kaniim, — a? Gerd e kaniim. > a imi ye Pek â in. Fakat artık bana > Ne ii tme. Hele katil- 88, hiç bal iğ hear enti S5 — Yeniz bir merhamet. > Merhametin yersizi olmaz. > Senin merhametli, yufka | Türekli iy hadım olduğunu bili « Vakıt'ın Edebi Tefrikası: 25 1. 7x BREMEN AMME DEN LE Aa ma im. Fakat merhamet çok metlidir, sağa sı lâzımdır. — Merak buyurma, tahmin tiğin gibi merhameitni israf et- mem. Bir müddet sustu. kinle kocasını süzdü. sg ilâve etti: u kanlı macera, rahatımı, ei ei 7 Asabım fe - na halde . Bunun için tek- rar rica mene imi bana artık bu hâdiseyi hatırlatmi Bu ricanı emir telâkki ede- rim,. Ama, senin başına fazilet çelengi iklim o adam hak - kındaki benim düşüncemi.. — İstihzaya da hiç lüzum yok. — Öyle olsun. Susayım. Yal - niz şunu bil, ki hakikat daima meydana çıkar ve herkes cezasını dam kıy sola harcanmama- et hs a da cezasını elbet- e bulacaktır. uallâ mukabele etmedi. Birden! bire Ali Naki mevzuu — Bıyıklarım için bir şey söyle medin?.. Bıyıklarımı şemm - ni, hatta bıyıklarımdan ve nü ve çekindiğini ylyocd fedakârlığı da yaptım. Seni ie barışmak için bu arzuna da bo - n iğdim.. İşte bu da oldu. Ve ilerledi, elini uzattı: — Ver elini öpeyim! Muallânın elini, asabi parma! larının arasına almıştı bile, Fa - at Bu cekiste -2: ret hamlesi vardı. Ali Naki, gülünç bir vaziyette iki büklüm kaldı. Fakat, Muallânın her hareketi- ni ili ker a idmanlıydı. ir kahkaha ai — Bir gören e sana hâlâ sen eğil, Ali Naki arkasını döndü, gitti- Muallâ, neye inanacağına şa- le ve bu karı- düşün, umurumda bile d şaşırıp kal - mıştı. İlk zamanlardaki kadar ko casından şüphe edemiyordu. İlk anlardaki kuvvetli ittihamı za - yılıyordu Artık düşünmüyordu, dü mafya hali, mecali kalma - » Hassas kalbi, isyan etmiş, sonra alkil Ruhu takat - ten düşmüştü. Artık Ali Naki hâkimdi. Mual- lâ ondan gene nefret ediyor, ge ne iğreniyordu. Ona gene kini vardı. Fakat mücadele elsi azmini, iradesini kaybetmişti. On dan gene şüphe ediyor, fakat ar- tık söylemiyordu, Kafa tutamı - yordu. Hem ne sanki, Ali Naki doğru- u söylemiş olabilirdi. Cinayeti işliyen Kaya Hasan olabilirdi. Boynunu büküyor, susuyordu. Ali Naki kendini istediği gibi müdafaa edecek, aasını hür ve serbest hazırlıyacaktı, Es linde en kuvvetli bir yardımcı | vardıt Zaman, (Devamı var) oki Sessiz bir Muallâ birdenbire elini çek: i ve mek-| Oz dilimizle: Dün ve bugün Bugüni anlıyabilmek ün değerini, gereği > için, dünü anmalı, dün olanı, biteni göz önüne getir- eliyiz. ugün acununun kamu ulusları lerle sr ve onları yı Yurdun dört bucağında yeşe - — ağaçları bu yeeşrti- yi, bu gelişmeyi e ne denli eri çeki ren rıcının yo- i kurtar ee dll büyük ülkünün| velce hab artaması için nice savaştılar. ekleri yurt sevgisi| k. Bu yolda yürel odu ie tutuşanlar nice içten ve ağ gelen nice yonaklar altında Idı Alkış yerine ine eni İ çerde ve dışarda ni k sü işi Sie ki allümilşi iri için-| yı rmekte ası ride —- in sapmağa bası mak dilekleriydi onların.. Hiz meg isti Kar e geçirmek istiyorlardı . Bunlar, tarihten arta ( kalmış bayrı bozgunculardı. İşte, bütün bunları bakana ba: kana devirerektir ki kara dünü ak bugüne 2 ele girdi. Bundan ü, bugün üzerinde bir yargı irem dünü analım ve unutmıyalım diyoruz. in. çin en ii ak başbuğ ne güç engel-| arjpiz. Suyun pis kokusu, ği de yenemiyecek Arkadaşlar da gayet yeni ve sağlam teke bei le lar almışlardı. Hududu: , Biz de bu tulumları tedarik ter gibi bir sandık ta maden suyu almak ihtiyatkarlığında bulunmuştuk. vvel bars kurmle denemek istedi. Tul an bir bardak su getirdiler. A ve n Allah! Yem: hi. yen bataklık sularının üstü 1 ei suyu sr hizmetçiler tel deri sinden yapılmış tuluma doldu uşlar, Bataklığın pis a A - ei dee kokusu da ilâve o- ve güzel bir bardakla iç- meğe ie ille Artık kimse tec- rübeye kalkışmadı. Fakat mesele mühimdi. Ekmek yapılacak, iki bölük asker yemeği pişecek, bizim | yemeklerimiz pişecek, bunların Türk - İran hudutlarında Kuman Yazan: Erzincan mebusu Aziz Samih Su diye, pis, iğrenç bir mayi getirdiler ın sularına el uzatmadan| tem. iy) vardaki kabilelerden bir kaç kişi 23 HAZİRAN 1934 — VAKIT Neler gördüm? ekmeği de yeme- bir hale getirmişti hımıza geldik, Bütün gece yağmur ve fırtına devam etti. i Doviriç deresi âdi ha; yvanla geçilebilirse de yağmur. lu günlerde dir. Suyu tat i lüzumsuz görülmesi muh iii » Fak relerin içinde tatlı sulu di d ereler müstesna teşkil edildiklerinden dolayı mr İngilizlerin Hint suvari bölüğü bizden kel gelerek nehrin civa « vla hayvanlarını. rında ta ıyvan! bağlamış ve oraya yerleşmişti. Ci- dünün şen ve kutlu bugüne ne yol- da eriştiğini göz önünde bulundur mak gerektir. Türkün yalımını çiğneme çağı.. Bu dündür. Baylık ve kendi başına buyu - rukluk çağr.. buda bugündür. er Milliye) M.N Bu ,eçen sözlerden bir takı- minm ag dilde karşılıkları: — Dün; ya Küm — Cümle, kâffe Ulus — Millet De: — Kelime Belen — Girive uri En büyük Dönenme — İnkilap rtamak — Mahvolmak Yonak — Töhmet Kalış — İtap Altut — Kao (chaos) Ası ayda Basırmak — ton etmek Dölek — Teenni Barım — İktidar Bayrı — Kıdemli Bakna — Kademi Yargı — Hüküm? Basan — Kâbu: Yalın — İzzeti nefis (Bü sözler tarama dergısmden alın- miştir.) Kasımpaşa hastanesi Şimdiye kadar bahriye mekte- bine merbut revir olarak idare e- dilen mülga bahriye hastanesi tekrar gis olarak açılmıştır.) Hastani yatak vardır. Mü- esi sesenin tin noksanları ikmal edilmi Yeni kabile Hanımlar Tıp fakültesi kabile mektebinin nla siki için basanlar eli bolla ği den suyunun içmesi iyi amma ve kahvesi bile hoşa gitmiyor. Ye meklerde gördük ki bataklık ve teke kokusu ekmeğe de yemeğe de ” da sinmiş. Yiyemedik. 'naleyh buradan çabuk kalkıp 'n başka çare yoktu. Fa- udun bu eye me İran lı arkadaşlarla Ha- gam ver- emler karar vermişti. Bizim noktai nazarımız haklı rülmüştü. Hudut ümmlbeşerden sonra nehrülamayı ve oradan Cebeli Hamrayı takip etmesi kararlaş - mıştı. gö- m Mali eke. kat taliin tersliğine bakınız ki hu- Um 16 Şubatta hiç oturulması kabil ba | Batıdan esmeğe başladı. Hava a « yük halini almıştı. inaena pas emir almadıklarından bir şey m ar, civarda ğı olan bilahare Beni Die aşireti yn yormuş. “di Haber Mei Ve kendi - iğ sinin de g beni görmesini ve hayranları getirmesini bildirdim - kinci gün de $i . Akşama ka dar bir yere kımıldayamadık. Ge- yin de fı ) çıldı. Fakat Dopriç nehri de en bü Kırmızı bir sel — yatağı e - Geçmeni roma m Öğle olmuş, güneş âdeta in sanın beynini yakıyordu. Şubatta- ki bu sıcağı tabii İstanbulda kim « se tahmin edemez, Arkadaşlardan birisi ileriye doğrü gitti. Ben İngi-| di liz heyeti reisi M. Vretislâv'ın çadı rına gittim, Mekkirelerin geri gel mesi çadırların kurulması epeyi sürdü. Biz de hep aç ve biilâç ak- şamı ettik, E | Kabri Sabırdan sonra (Şattul. imtihanları nihayet | bulmuştur.! ama) denilen kör dere boyunca Mektepten bu sene 32 hanım kabi.! ileriledik, (Dopriç) nehrinin şark le diplomasını almıştır. kenarlarındaki kurulmuş ordugâ « lir ye günde olacaktı. Bunu bek- liyemezdik. Iki süvari göndererek Halfaya- ie taşınması kabil bir kayık i iler 20 Şubatta Hint süvari bölü « yem çalınan atlar getirildi. Gü- ya bunları başka hırsızlar çalmış, fakat Gaziyan aşireti görerek on - lardan istirdat ederek bize yolla - |o— mış. İnanmış göründük, Atları da Hintlilere verdik, Gazbanın ikin » ci kâtibi de beraber geldi: Şeyh va hatsızmış, gelememiş, İtizar edi « yormuş, —Devamı var—