Banker, burnu o havada bir a- damdı. İri yarı, göbekli, saatinin çifte kösteği kalınca bir adam... mi inneke kolay kolay mezzül etm: ii re bile gör- mezdi. O kadar burnu havada, o kadar kibirli bir adam!... Bu adamı, hemen © hiç kimse dursun, Banker, daima m siye alışmıştı. Meselâ, o; a emi oyun ii me ü —- Miçe İlini söylerdi. a ken, kendisini dinliyen kim olur- *a olsun, derhal şöyle derdi: Eşik Ve £şek! di menfaat uğrunda böyle manevi bir fedakârlığa katlandı! akat, ne de olsa, oyuna kar- şı ger nefreti, oyuncuları hor görüşünü belli etmekten ken- dini inni — Bili iyor musunuz, dedi. Ben, yirmi beş senedir hiç bir iye eşiğini parma Adım- ere daima geri geri gi Pek e biri iki de- Tanınmış a onu U Cevapsız — Geçen kış,kaynanamın beni ziydete vk ei gün, Malike Hanım, pek titiz bir ka- bahsederek, en konforu tam evde bile rahatsız olur! ee şu — bahsi..... En > Güzelin Kusuru! rı sıralıyabi! mların hep- | sinin bin — tereddüte karşılana- il cağından emin olari Şunu Pa gre ki pek zengin ©l la beraber, kendisi- İ-İ inevi verin Temelli olarak ev beğenip orada yerleşmesine imkân göremediğinden, tm alır, ne de yaptırır. surette değistirmek üzere, kira evlerinde oturmağı tercih eder! Malike ee şu yazlik: ew vr a . me ir. Nedimin balli Bülland. de bir köşki sözi Yepyeni, terte- müre ii ra Semaya. “Saadâbat,, semtin- ver. bağlı, bahçeli, o bol aydınlık bel “ii e i gi bas z şey — tabii zamanında! ona| ve güneş alan bir ci kan ni | ov laymanda geldiği ger Gl eğimi, ölsüliüü Gk köşkü üğ oldi ER — 3 2 ei < İL mı evine dön Pz ki gene rahat edemez, orada| madan miniş cesaret Ken Sike bet ERSE İmigi a bin bir üzüntü içinde yaşardı.| kocası, bir aralık tereddütle mr iğini g & Hu Mn pk Ge yak erk bar ilme şey değil.. Bir de bana sorunuz... Sarhoş o Mu ? Tk imdir be MUS Mi iy — Ne gibi?... Ne?.... Bir adam içmiş, içmiş, 8: EN Şimdi yaz.. Sayfi di Bük ksk alin meli Vİ le seneler var, ki yalpa vurarak yürürken, nihayet| simi... H. da bir köşk arı-| liyor uk ay- ka sgeğini gözel şöyle kirli, o o na yetişemedim bile! — Hakikaten © öyledir. Niçin — Oynarlar?... Bilinmez! “Eşek,, ve İri eklem ye basit!.. Maksat, para le, ağznd “e e deni ki. Enkat, ler?... dön banker, ndisine mühim ii öiçin giderler menfaat sne edecek işi bir an bilimi Akıl ermez ki.. için unuttu, hiddetle aktörün ya- sr, e saikini beş İan ayrıldı! iniz. — Gayet basit. £ Soytarıl hoşlanırlar İLe vd : oO—Bendenizcede.. Tamamiy- le İştirak ederim! sapan her lâfını in bu a him ig işi rl Dolaymiyle © Munla oyun sma giriş” le bir münakaşaya girişmi ten çekindiği gibi, üstelik ev sa- hibinin, takdim ettiği tanınmış ak- rün elini sıkmak, onunla konuş- Mak tenezzülünde bulundu. Mad- Enrmmeren J dan,, Bütün tiyatroya gidenler,... | İ hapsi, sayisi Ermesi — Yeğenim, yarın yirmi iki yaşına mm el ve ii hediye etmeği di rum. O, senin İreszdi büyüdü. vr dersin? Daha makbule geçecek bir he- diye verebilir miyim? —Şüph Beşyüz yerine bin lira ver- mek suretile! U Ü Se — eek evi yalnız başına soydun ? Yapayım, müdür Beyl.. Bu dünyada emniyetli Mann bülmak gili esiz, Hanımefendi. bir dara dibine yıkılıp ile çok kişi (o üşüşmüş, onu ayle çalışıyorlardı. gözlerini aralıyan sai dakilerin yüzüne alık alık baka- oda bei iş, e... De... Yim m kişi, ağız kalabalığı ile dan şehrin bi parmağı ile gi — İşte, tam burada! Sarhoştan şu cevabı aldı: — Sarhoş musun, nesin sen, herif?.. Hiç ben o kadarcık ye- re sığar mıyım? Malike yor. Nerede, nasıl? İki buçı > aradığı halde onu daha bilmi- Acaba Adalard. yn li kestiremediği halde, bütün bu yerlerde dolaşıyor, önde) hi di leşip nefes dan kış gelir çatar, o zaman da kış| lık ev aramağa sıra gelir. Artı Nerede olsun, nasıl olsun? ti .asav- vur edebileceğiniz bütün cevapla-| yor! ans Mal 2. Hanım, ilk defa olarak, şöyle cevap verdi: — Evet, > fena değil... — Oh, oh — ai — Aman!.....? Yalnız, pencerelerden içeri» l an fazla güneş giri- yor. Bu da çok güneşli! lem Değil! / si hiç dimmer , kızım! Şoförün lar ADASINA hak iz — Evet,.. daha t ! kadaşları gibi ustalıklı yapamı- Lr Ediyor! eyecanla yukarı kattan li yanına indi; . Geldi mi? — Bedri, bugün gelip beni sen- den istiyecekti! Trbbi bir kitabı gözden geçiren| doktor, gözlerini sayıfalardan a yır gm Saz verdi: , evet!... Bekleme salonu- ın bom! © buldu da ayna ergimiş bir saattir pruva edi- — Annem beni denize götürecek, amca! — Peki, çocuğum ... Gel, öp benide.. Ondan sonra git yıkan! er vermesini (o söyledim. Bekliyorum! Kız, asabileşti. Ökçesini hızla yere vurarak, sordu: — Neden bahsediyorsun, baba? Neyi pi mili de ani - ni! ———— Daha Fenası! Bir baloda kadın, & kocasına çıkışıyor: — Fakat, Muhsin bu yaptığın olur şey değil!.. Tam dördüncü defadır, ki büfeye gidip bir tabak| üzere, ilâç mahiyetinde olmıyan) Mahiyet Farkı! — Karımın nesi var, dokto: — Kayda değer hiç bir şey yok. Gayet giri bir sinir buhranı Onun kendisine sinirlerin teskin li dolusu pe ge Görenler, hak-| bir su vereceğim! kmda ne bir söyleyişle, öfkeli karısını tes kine çalıştı: — Merak benim hak kımda bir şey e ma Tabağı| te ücreti mahiyetinde o doldururken, “Karıma götüreces| bir ücret vermemi hoş ( görürsüs gim,, diyorum! nüz! Doktor, reçeteyi yazmağa o Ağzı DA olan kocası, zoraki! tururken, koca; şunları söyledi: | ©. : ği | tiye elime geçti. — Mükemmel, doktor! halle, ilâç mahiyetinde yah s vizi» pike Ancak Bukadara ! kati değildi ya.. yemek re e ma bir ar- kadaşına so — Ne ile bu akşam opere- te gidip gitmemeği düşünüyorum. Kırk gündenberi oynuyorlar. Sen de görmüşsündür belki... — Evet, gördüm! — Gitmeğe değer mi? Bilet parası verecek di Ee — Yalnı: — on kurut, gezene on har Aldığı dai şu olduz — Eh, bukadar para vermeğe değer! iie