— Baba a ,beni bırakma! J ii. de er ki gelmek .. Ben burada yal- iz kalmak istemiyorum. a Hasan, göz Kül kal : Bin. kalori Oğlunun, bal - mumu gibi sararan yüzüne, Hil- ; mi Müşfik beyin, Ca duran © gözlerine bakıyordu ve içinden: “Artık bu ikisi beraber, Yal hsan ae yaşıyorsak, d kl Yakın Edebi Tefrikası:24 Baba-Oğul Nakleden: Selâmi izzet VAKIT 2 ni 16 HAZIRAN 1934 Zi Tevkif edildiği zaman — hasta r- vk uğrâşacak metali kalmamış - Zi altında olmak izzetinefsi- ni, tamir edilmiyecek surette kır- m gi hadisatın gidişi - Me > Tekrar — Size emanet ediyorum. Bep serbest ve kadar siz ba - kın. Hilmi Müşfik: ya yüreği ağzına geldi e nün eli tuttu, sıktı ve ken- am edenlere, esirin ina m” göğsünü kabarta- rak alnı açık baktı. Ona inanan, onu itham e n biri vardı. İrire titrsik Beraet etmiş ka - “dar oldu. Başın ve artık. Artık dizle- Yi Gtremi u. Oğlunu öptü ve dışarı fırladı. len inmeye başladı. sade dan görmeye Ma riyen, hıçkıran İh: dı. Çocuğun elinden tuttu. Sonr: iğildi. İhsanm gözyaşlarımı sil - mek ve onu teselli için öpmek is- sağ m öpeceği zaman irkildi. nın yüzü camitleşmiş, ta kallüs etmişti, Gözlerinde kor - ii bir ifade vardı. Değil ada - lek gi tek kalı bile kımılda - şakaklarını üşfik, çocuğun ye tu. Alnı buz gibiydi. Nabzını em dre aldı. Kalbi, hissedilmiye - z sek kadar yavaş atıyordu. a Adeta haykır. iplerini? — İhsan. İh hadise” İhsan cevap vermedi. ni, Telif — İhsan!.. Çocuğum!., yurlaş” orkud mütevellit yar b bir. felç lm ile, kaskatı, kı- ginkisi mildamadan duruyordu. niyeti ,Hilmi Müşfik söylendi “Biçare çocuk!.. Biçare masum Yavru.. age orsun, fakat se - zf! z Zİyorsu, yi şayet! Geze ik, balmumu gibi sarar » iy, Sl #8, gözlerini babasınm çıktığı et kapıya dikmiş, hareketsiz duru - di dei Yordu. Yi jl m. istintak çekil” ; Kaya Hasan tevkifhaneye gö * gr) di, ; doğr” Odası asma girerken derin bir hu- e Mine, Orada, hiç değilse — 1 az betbahttı, çünkü yalnız - bone * di Alemin tecessüsü onu harap diyo ordu. Maznun için yalnızlık, ik e, yarı serbestidir. Son- lavaş yavaş, bu uzlet bir iş - m ki e dinmez bir acı ol- Kaderde olan, m çıkan rdu. Öyle bir an gelir ki, artık is - edilmi mez, Ki Öyle bir an gelir, ki i insan, mü- cadele etmeden canını v: Kaya Hasan düşünüyordu; “Onlar beni itham in beni mahküm edebilii muslu bir adamım. İş — ima Eğer İhsan olmasa, kendim! dafaa bile eml Bu dün dan bana ne hayır var ki.. ei Kain MA etmemiş olaydı.. Gülfel Ve çeş u İSİM, atay rai bü m tün bir âlem ihya Gün kararmıya başl di en kot. kuya düşüyor, vaziyetten ürkme- ye başlıyordu.. Tesadüfün, bir tesadüfün pençesindeydi. O e siler iilanyi aca ün fena > ER çıkan kadımı ni arizah etmeye — beyhu - imkân Müdafaa tarzı çok zayıftı. Söyledikleri inanılır sa — Manasızdı. Mantık n. ma eler tutar yeri yoktu. Kaya laa bile bazan şüp - di heye düşüyor “Sahiden o kadın gördüm mü? Konuştum mu Diye emma nen ve maddeten zayıfladı- $I için, son dakikada, en mühim anlarda bağıracak, haykıracak kuvveti kendinde bulamıyordü. Çan ve gönülden gelen feryatlar vardır, ki her şüpheyi siler. İşte Hasan, bu feryadı koparamıyor- du. Evvelâ ithamı saçma na- sız buldu. Şimdi artık kabul et - miş gibiydi. — Buna bir diyeceğim yek, di- yordu. Bazan da dediği gibi, hiçbir - söylemiyor, cevap vermiyor - Birini, Bazan, maznunu ağzından kan bir m bir keli, iseler, sö r cümle, masumiyeti - ai dahaki ettirirmiş. Bir © an, bir ürek hâkimler karşıla - ındaki adamın günahsız olduğu: na kanâat ii Bunun pek çok misali varmış. (Devamı var) O. .İ cesi kapan uklarını ve sergiye mej a ye zevatın isimlerini mübey- yapt “| rılması meal pi ldirilecek olur- üçüncü Yerli 7 sergisi , (Hususi) — Konya ü- ii sanayi sergisi EB Hazf sl sar ve 10 Temmuz ge- Sergiye Konyada Me te- pesi karşısında (Gazipaşa) mekte-. bi tahsis EMEK Sele ya, nız yerli mamulât, masnuat mensucatı kir edilir. Ser, mi er Sergiye yalnız erli al eden fabrikalar sanayi pe iştirak ederler. Fir- maları ne gibi mal ii dl ve se n bir vesikayı bulundukları ma- halli ticaret ve sanayi odalariyle milli iktisat ve tasarruf cemiyeti Near birisine yari ettir- mek suretiyle sergiye iştirak ede- bilirler. Sergiye e vi fir malar sergide teşhir ve satış yapa- sahili dı: ibaret oluğun ve sf se luğunda yer tefrik e a iki metre olüp zunluğun ona göre Si lâzımdır. Sergide pisi iğ sergi heyetinin tespit ettiği tarzda o ve Si Ae Stantla- rm sergi hi rafından Kii “lâzımdır. ak r murabbaı yerin geliş işgal ücret- leri iki bucuk liradır. Sergiye işti- rak etmek istiyenler milli iktisat ve tasarruf cemiyeti Konya sergi heyeti reisliğine 20 lira göndere- rek kaydını icra ettirmelidirler. Sergiye seal edenlerin bu 20 lirasmı sergi sonunda elektrik v sair hesabata ii icra edile cektir. Sergiye iştirak edecekler serginin küşadmdan > gün evvel Pı mallarını nıf halka göre ucuz cteller de temin edilmiştir. Türkçe konuşturma Mersin, — hararetle devam © edilmektedir. Yapılacak hücum» ları ilân için. Paris şehrine karşı yapılacak! hallesine büyük âletler maher tur, Rasıt mevkilerinde e hücumu ve gaz gelişi görülür rülmez bu âletler müthiş bir ie Eskiden şehrin eg sin > kahvelerde, iemalarda şulan yabancı ik imdi Mili bile l halinde örne düdükleri gibi bağırmağa başlıyacak ve halk bu sesleri işitir işitmez gizlenmek ças relerini arıyacaktır, vi İmei rümzu hg e H.) harf- âzım yaptırıyı t smda kabul a -İ rm akşam a! lâkı güzel, İstanbulda sefaretha - çalışmalarınua gençler tarafından| —M0— Saat sekizde (Kav) a geldik. Denizi gördük, geri döndük. Sa- at on buçukta re (Fi- liye) durduk. ) kasrının Şeyh Ear öldürerek yerine geçmiş ve İranı dah i tanı - üzerinde ve iki tarafında ve ellerinde kalkan tu - tan iki küçük aslan ny var, Kalkanların ( Şb bi sey bir de tiyatro i tiyatro bina - a my bitmemişti. Kendisi hsus bir salon vardır. Orada isil — srklağ bir saat nm yüzü di enli. peri ii fahişe - lerini — oynatarak — zev ediyormuş. Talip Basraya avdetimizde gene bizi buldu. Ya- emeğe davet etti, Fa- Polis müdürü ve jandar ek bu adamm da ırlanmış eşyamı- z taşıyacak mekâreler bulunmuş- ir hakikaten bunlarla birleşme- ğe gidecektik. örme pini ” ml pe ık, re İde il lak ara Er çer en vapurla hare- ket ettik. Şeyh Haz'alin Mahmare Eg vapurda (bize yoldaştık et e (varınca lâ İran heyetini ziyaret ettik. İran heyeti bir evde yerleşmişti. Hey- et reisi İtilâelmelik çok kibar ve nede memuriyete bulunduğun - dan iyi Türkçe konuşur, | İstan - bula meftun ve Türklere muhab - Türk - İran hudutlarında Neler gördüm? Numnum Yazan: Erzincan mebusu Aziz Samih Şeyh Hazalin tiyatrosu! Burada, Basranın yüzü döğmeli, burunları bold fahişeleri oynatılır, şeyh keyf edermiş de yegâne kadın da bu idi. Ma- Bina dolağı tatlı ve bize Sar in betli idi. Kendisi büyük babaları- yat mütahassısı getirmiş- id Herken buna natüralist der di. ini bile bilmiyorum. Tam e adamı olan bu zat en ufak kuşları vurmıya ma sus tüfekler, tabancalar en ufak balıkları tutmıya yarar âletler ge tirdiği halde, banisi pardesü, palto, r unutum Akşam la kırlarda ou rak topladığı taşları, çiçekleri ot- ları muhafaza i için çalışır ZN Dünyada kendi işinden başl faydalı ve leme bir şey oldu kat reye (gideceğimizi söyliyerek reddettik. Biz buralar) ğuna kani deği ar mevzu da va-| Jar üzerin ŞE ziyette değildik. ve ni gülerdi. Binaenaleyh bizi da: Rusları da ziyaretten sonra sadmı anlayamıyordum. Yerliler! İngiliz eli gittik. diyorlar ki buraya gel, zi Bunlar kasabanın dışarısında tm ona gitmesi ahali (arasındaki çile kurmuş otada oturuyor- ğ u arttırır, o Sizin vee -İ lardı. yekliğinizi Keliyyen hazmede Heyet reisi Mösyö Vi mez, idi. Şehirlerin, sie He rin hepsini tanır, he büyük kıftı. İyi Arapça söylerdi. Kendi si genç, cevval fakat kibirli, inat çı ve sinirli idi. Maamafih müna sebeti hususiye ve resmiyede ei centilmen hareket ederdi. stabulda yaptığımız vali Ruslar bir Kazak böli ve İngilizler bir Hint süvari üğü getirmişlerdi. şıyan mekâreler W i blemeiçiler ölme gi kişi kadar oluyotdü. zile, Ruslar, ve mai Hirite yapıl» mış çök muntazam iki katlı ve ba atları odalara takö' imiş ça- dırlara maliktiler. Bizim ad is. birisi Abdi Paşa çadırı demi. len büyükçe bir magma diğerleri nefer çadırlarından ibaretti. (evimi vat) rinde idi. Bütün hudut heyetin» Heyet > pler topoğraf heyetleri, suva | ri bay vi ve mağ ve ai ta» Ki venli