aip bir halini almış ki, onun ne oldu r yazarlarımız - i hepimiz yal kudretine göre bir t ediyoruz. Avrupaların Ri benziyen i er edilmi e A İigist bl yoktur, Katolik al, ağ et ya kâ afir! r Protestanlığı Ee #inamulâtı diye sini: imiz daha i : Ve İni sö R. ei acayip şekilde anla- ki, lâyik, ebe ik Diye ba- 934 te yaşı iyi bir Gel, vi ve yaşta olarak m urupalı — ki sürülü verile; ndan | bebi Sleek üzere, 2 Onun -İlacak!,, sisi Şahitler eld, a - İstanbul ağır ceza mahkeme - sinde, idam ve dört sene a- ğir hapis kararlariyle neticelen - ki bir davanın dün ak- i görülmesine yirmi sene evvel cı da, yaşı yirmiden küçük gu için, yirmi dört sene ağır hap” se ar iş gre ra tasarlanıp mii işlendiği sabit © olarak bu kararda, cinayetin se- Celâl © Beyin ii kardeşini Hakkıyı ek emesi, Üsküdarda bahçivanlık bül Ali Efendiye ( nişanlaması gösterilmişti. Bundan dolayı Hakkı, intikam almak sikii ve kardeşi Hacı, a vi yardım etmiş.. e , bu kararı bazı nökta * ki ş, bozmadan sonra, dosya, ir adliye sarayı yan- Kl yandığı için, yenilenmiş - Dk muhakemede, gl | “Hacı elindeki: tabanca ile altı el ateş etti. Ağabeyim yaralandı, sendeledi. Bu sırada .. ,, lardan Celâl Beyin dayısı Osman Nuri Paşa, ötedenberi kız mesele- sinden dolayı Hakkı ve Hacı tara- fından tehdide uğradıklarını, ni - hayet iki karı ken - disinin yeğeni olan genci vurduk- larını, önce Hacının, * sonra d. mek Mar, Tabii muvaffak o- ama K gayi, gidiyordu. O gün kardeş, karşıdaki Selay pence - rmuş, amofon resi önünde otu nn rakı içiyorları u vaziyetten kaale karin ei etti m. çi “bize ne dölü bir oldu. Elindeki tabanca ile altr el ateş etti. Ağabeyi kurşun sokuyordu. im, yaralandı, endeledi. Hacı, erik ağacı altın » aa durmuş, tabancasına yeniden u sırada, Hakkı, hendekten a Hal m tabanca ile ateş ettikleri) dan ağabeyimin kafa: üç . N ni gördüğü söyledi. i. Üstüste ateş etti, tam altı el...| herkes yeğin Yalnız bi lenini dayısının ; şahitliğinde gabeyim, on iki el, kurşunla) MAM ea Oem deği de A sonra, ei kü kardeşi elek:| kanlar: içerisinde yere | serildi. e « Sm el trik şirketi meli iliği Kâmil| Hakkı, ağabeyimin üstüne basa - ünlük, açık yazı yazımının eleba « Bey, şahit yerine çağrıldı. da | rak öbür tarafa atladı, Kaçtı. Ben| şılığını yi . Hiç değilse telya- |“ — Takı şöyle anlattı: o za ocuk denilebilecek ki zılarını, terkipsiz Tü . — Hakkı, kızkardeşim Zeyne-|dar kü: rp O kalmış -) dir." emrü i ö narak, kucakladım, başındaki de- ii iŞ per m İlin e Nür Baf yetişti, Oda #alleğ uzaktan görmüş.. Elinde tabiki vardı. Fakat, kullana - madı, yere düş ii elince, b ladım. Hakkı, a er ei u. Çok geçmeden jandarma ve polis yetişti. İkisini de yakala- dılar!,, Şal hçıvan Recep ve « Arif Efendiler de dinlenildiler. Osman Nuri Paşa ile Kâmil — Bey tekrar çağrıldılar. Bazı cihetler daha $0- ruldu. S ri yarldağunu ar ke yim çok iyi, sakin bir adamdı. Bi hk H 11 keme, diğer şahitlerin çağrılması, hkik jandar kur: kardeşi Hacı da, “* dişi Kimi de bize kn at - w isabet o- ti. Dinpropagandası yapanlar da kim? Evww am “Haber,, gaze- -İ tesinde pak çocuklarımı» yöner papazlar tarafından hansti- aki ir küçül“kalüle. yahında; gördüm mle beraber, anasına söve- Görme: rek kardeşimin üzerine “satılması Boğulan kimmiş? Kabataş önlerinde odun yüklü bir kayığın battığını ve iki sie boğulduğunu yazmıştık. Boğula; lardan birinin kayık sahibi — | li Hüseyin oğlu Ahmet olduğu an- aşılmıştır. Diğerinin hüviyeti he- nüz belli değildir, yanlık propağandası yapmal a çe ve ve “Selâmet,, m: atba- sında basılmış “Allah nedir?,, is- sapa küçük si kitabın, köprü- den geçen bir çocuğun eline sıkış- tırıldığından bahsolunuyor, alâka- dar makamların dikati -celbedili- decilmeni kanunen lâzım alid, l5 taplar arasında bu isimde bir ki: tabın bulunmadığını asmdan bu kitabın bir nüshasını getirtmiş- tir, malarla polislerin aranıp bulun - ması karariyle muhakemeyi başka güne bıraktı. Bir okka esrar bulundu! Gümrük muhafaza ve zabıta memurları tatafından dün akşam Pangaltıda Mehmet kalfanın kah- Mehmet kalfa yakalanmıştır. Tah- kikat devam etmektedir. seal Bir müsamere Yıldızdaki Hakimiyeti e alebesi mektebinin son sınıf ti 3— VAKIT SOHBETLE LER Ajans yazılarına Ben, kendi imizi ne yayini sıksak, Öze türkçeyi gönülsara anlayışla ya - zamıyacağı ryorum. — Ahımiza, ne de olsa, osi ca tı dar, de- yimlerimizi yerinde harcayıp, yazımızı isteğimizdenli / güzelleştiremiyeceğiz « | Hiç değilse, yazımıza uyarlık veremi » yeceğiz. Bi günkü dilde karşılıkları: — amm i Gelenler, Gidenler i ann 31 MAYIS, 1934 saman düzen vermeli çalı alay etmek gibi bir şey olu » Selâmi izzet razılardaki tektük sözlerin bu * Deyim: Kelime. Denli: Kadar. Uyarlık: Ahenk. En gücür Elbette, İnan: İman, İşçen, yeğin: Faal, Oysam: Halbuki. e inhisarlar Umum Müdürü Bütç Meclisinde kai tçenin (Millet müzakeresi esnasında Ankarada pe ödürü bisi lr la i Asarı atika 'mütehassısı di M. Gabriel Asarıâtika mütehassısı M. Gab- riel bir Kaç gün kalmak mıştır. ül reyi değer yerlerini geze « akya elçiliği müsteşarı rı M. Di Gurina dün şehri- mize gerer. İtalya ateşena- vali M. Soldati başka çi ta- yin edildiğinden yarın memleketi- amma! yordu; Şimdi matbuat tetkik bürosu,| saat on beşte mekteplerinde a ay mizden ayrılacaktır. Yeni ateşe & karışık, a | Müddeiumumilik, matbuat tet:| “Allah nedir?,, isimli kitabı tetkik| rılık Pöremesii vereceklerdir. | navallığa tayin «edilmiş olan M, i kik bürosu, bu neşriyatı görünce;| le meşguldür. Netice, bu tetkik| Müsamerede marşlar söylenecek,| Rumyon dün şehrimize gelmiş ve i Etem büroya, tetkik edilmek üzere gön-! bitince anlaşılacaktır. piyesler temsil edilecekti tir, vazfesine başlamıştır. DEHERi Efendi Nasıl Görüyor? ss» Gazetelerde okuyorum, . . Herkes sabahları horul horul w-; ken, | de satıcıların bağır ss. Mahalleleri ması menediliyorr çırdıkları anlaşılmış... ormuş, çünkü ek İstanbulluların uykusunu, rahatını kar Dehri Efendi — Bence doğru den gil, eğer uyku kaçırma meselesi olsaydı, alâkadar memurların il Ül e