z Sen yalancı Mi Göğüştüm. Neticede işte bu hale g hakikat Zarar yı < herifin birisin!,, deyince, eldi ii t olan şey uğru! r. Öte: Di öyük nteği, ileride İn ir - - | Git, Zekâ Satın Al? ai iL evli bir ad Me Çocuğu denberi gi rt ald ye e en ai dersini basını ev- a ayıma bir hayli uğraşmasma | dersi, bir türlü aklı alı le hazırlıyamıyor, bal bili Hali büsbütün şa- an çocuk, 2i ibni karma karışık ağ — Buçuk... Üç buçuk! ipe Mitat Bey, yerinden adeta ike çiğ bir erkek çocuğu in tam mânasi- | hopladı: dünyaya gelince — sevin a ve 0- - hal kafallığı er ığ N meye ayağı değil bu,. p yi Baba, lata diye böyle olduğu Kali de tama- | ye bir türlü akıl vi git > ğ > mile buna zıt bir le idi, | tikce ide artan babasını küp- | başını bir sağa, bir sola salladı, Çocuk, büyüd vaziyet daha lere İM sonra öfke il bei ri iyi anlaşılıyor, babası üzülüp du- ım, bunda eği erene isi EE ei ruyordu. Çocuk, en basit (şeyleri RE ke iki di ört ol ğe s e idrakten âcizdi. Halbuki, | Bak, bu bir, bu iki... Gördün ar. ia e tat Bey, çocuğu: “Leb,, de-| Şimdi eray bir anil koy... Ö- i EE Si Ni g kuruş anak “Leblebi,, yi ze bir | bür tar ci Di Zeki, balli aliğr di: - z > oda kp vii - akat, eşiği Sak. olacağmı tahmin ederdi. K Keke Simdi bunları bi ok. insan, dalma mücadele etmelidir!. e a been — ğer intikal edeceğine kanidi! Zeki, bir müddet gram Babası, aikesindan seslendi: d Unutkan Bir Adam /> Nihayet, çocuk mektebe gitme | 0973, tereddütlü bir mr) — Ne durdun?... Yürüsenel çağına girdi. Babası, belki de ba- | rıldandı: — Şey, baba. Sadık, ae ele ki Obaşka içerisinde, gizli bir köşede| — İki... Üç! — Ne?. biz adamdı. pine önderilmesi sener yapılırdı. | saklı duran ozekânn m oğlum, li Hadi — a ri kendime dalgmlık, unut see mrasma ner Gali sele yok! meydana çıkacağı d üşüncesile, o Büküm, biraz daha gayret et. Bi- | mi alacağı mete #öre büyük zararlar wiki bir | © Bir gün Sad ie Efendi, ri e 7 şan vw geçinirdi. Tica- © ve unutkanlık rekorunu e i Çı l gu n lis ğu © AŞ bir Ml muh- | daf iş mıldan Kastamonuya bir Ken. saral gönderilmişti. disi oraya varı Seli mey Ep dan... Adam- cağız, d be: Me memur edilirdi. Bu işleri pek öyle lâ, ile başaramazdı. - Fa- ka, tam m bir muvaffakıyet göste- işinden - çıkarılması, sebep, li etmezdi. Çünkü; heli'hi menin emektar adamı idi, . ayni zamanda boğaz alam denilebilecek kadar az gama “Sali muvasale Maalesef serer ti- çarenin adı hatırımdan çıktı. L Mühim işlerin | halli de, tica- yy “Eğer Yardım Etmezse.. un e. bir talebe, mekte- begi sabah kendisine ba refakat teklif eden boyacının çeh- resi, pek öyleemniyet verici bir hre değildi. Eğ bul telgrafir | | sın? b — Aman, nasıl olduğumu hiç sorma! üstünde eski arka- > n Nahide rastgeldi. Kaç senedir görüşme imkânmı bula- mamışlardı. — Yahu, nerelerdesin?... — Ne var, ne oldu? Geçmiş ol- yma gelenler!... ke lili olsaydı! —M Keş- “Oradaki ti Notalarımı o karala- tun beni... Söyle, sarhanesdir. gri zl Tam diği için seni bir temiz izum. Belki bir çare eni filân adık | döveceğim. Çık oradan | yardım edebilirim! — İ Efemdisimiz!, dışarıyal. — İmkânsız, e . Ah im- nl yy Ayyy yy kânsız! âşık Tutmak | |oldum! Balık Olta ile Boğaziçi sahilerinde balık avlamak en büyük zevki o- — Çıldırasıya âşık olmak!... Bu Map sag şey!... Fakat, Eş se s Nasıl- Za emmel! vuşmanın e sekilli Seni sevmiyor mu? —— Size o da beni çıldırasiye — tv ya... İki çılğın. — Evet, ama ortada mühim bir mani var! Gl nım, O, mesele değil. O cihet halledildi bile! — Şu halde sebebini ere miyeceğim. Uzatma da söyle! Nahit, içini çekti ve ona mek- tepte “Altına tapan” lâkabı takıl- diğinı bir an için unutmuş olan Ra» ufa, şu cevabı verdi: ve verdiği bir lira haftalığ pg türmüştü, Bir lira ve bir bir haftal.. Bir hafta rirse, e Ge almabile- Misi, V yollardan geri vi Der: kalmağı ceza- andrılmağı ta ii düşündüğü yok- tu. “ pi Jirayı her halde bulma - Halil, ısrarla ee teklifine | şu sözle mukabe! — Eğer aramaya yardım eder - sen, hiç birşey vermem. Fakat ririm. H ii yar rd etmezsen, payarı bulunca di!lh an Sabri Beye, Bebek rıhtımmda | y; len birl ği — Kızın beş parası yok! Beyefendi, sizin balık avla - maktan bi: sıkıcı bir şey değil mi bu?... — Neden can sıkıcı olsun? — az YE beki, sz ni k pe bir viranede gözleri Yerde, ş bir vel sit, si azmi hele — emi İnsan olta il gözlerini hep ken, oradan geçen, kendisinden biraz kabaca bir kundur Sabunlu Yemeki ayni yle dikip beklemez, et - moi acı” | rafına toplanan çeşit çeşit vey “durdu. O) b dei lere pe bir göz attı. bur bir ip — Ne Par kayb gal d. ir bey, sofra b. har, il otururken, kadının hoşuna Hep Sastuğana iki Hani b ö Yegi — Siz, son derecede vam SE hami Bir alk semti > le. merakımı, seri len bırakarak, annesi d Kadın k ii eleği arıyalım. gülümsedi, O zaman, başmı all Ken- disine but kli bulunana baktır. By oyacıyı Yu cevabı verdi: — Sen işine bak, Köşe başmda "tur, Oradan gelip geçenler çokuu. Belki potin biri akar! — Müş eri çok, canım. da bulurum ben müşteri... Yardım edeyim!.... Hilii, büsbütün iF Sana ir — en anladınız? Misafir, böyle bir sualle karşı - I Ş ğ hi; tn. işti Ev- de her tarafım tertemiz olduğun - dan falan bahsederek, cevap ver - mek varken, nasılsa şöyle bir ce- vap verdi: — Yediğim her şey, sabun ko - kuyor, Her yemekte sabun tadı var! Para aramak i için bu kadar ısrarla | kaş yapalım derken — Burada bir tiyatro ilânı var! — Hangi in “Darülbe - dayi” şimdi tat — Oyun ranıyor. Böyle bir ilân... Figi lar tiyatroda ne yaparlar?.. — Onlar oyunda hiç bir şey yapmazlar Sahnede öyle put gibi Sa lar, hiç ağız açmazlar! , Kı, biran sustu. Sonra, söyledi: şöyle ık, babam için pek göz çıkarmış oldu. Hanım, kızdı! muvafık bir iş, değil mi?! değil a, anne, Figüran a- | Demek, kocanızın bilmiyorsunuz?. Mümkün şimdi nerede olduğunu mü?.. Giderken gece yarısına kadar büroda işi olduğunu söyledi! Anası, babasr rağr ölmüyor