Vakıt'ın Edebi Tefrikası a No.15 Minimini Kız Ve Âşk — Sus baba.. — Neden kızım?. — İtiraf etme.. — Seni öpeyim mi? — Öpsen ne çıkar baba.. Tesel- li bulmam ki.. Bunlar, bakışlarla konuşuldu. Bütün bunlar, bu söz kalplerinden geçti, fakat ağızlirından çıkma- dı. —15— İşte sözler: ç — Haydi girelim kızım, annen bekler. — Girelim baba, — Kapıdan dinliyor diye mat- mazeli koğdum. Kapılardan dinle mek ayıp şeydir. — Bu gece rahat uyu. — Peki baba, — Haydi girelim. — Girelim baba. Ve köşkün büyük salonuna girdiler. Annesi oradaydı: — Nerede kaldınız? dedi. Ali bey cevap verdi. — Gezdik.. Hava çok güzel. Fakat minimini kızın kalbinde, gözlerin sözleri vardı. Sustu. Hayatın sükütu, ruhumuzun ye gâne sözüdür. ik e Ali Beyin karısı artık yaşımak- tan korkuyordu ve bu müthiş kor- ku gözlerinde okunuyordu. İnsan şişman olur, ubur olur ve günlük bir faciaya tahammül eder. Bir cambazı varılır ama, istiha kesilmax . Her gün selen masajcı kadın erişemez.. İnsiltir, kurtaramaz. Aşkları bir kurtarıcıydı. Aşka kurban oldu- lar. İstediği zaman çocuğu olma- dı, Ali isteyince Gülseren doğdu. Gece, bu adamla bu kıza gü- zel görünüyordu. Bu kadma yı- bancıydılar ve kadına gece bir facia gibi görünüyordu.. Aşk uzun sürmez, kısa sürer. Annelik mi?. Çocuk, çocukluğunu muhafaza ettikçe -nne, annedir. Ondan sonra haydi yapayalnız yo la devam.. —Al. — Ne var?. — Matmazele böyle yol verdi- ğine iyi etmedin. Ali bey çatıldı: — Zaten hep ben kabahatli: , yim. Artık bu şişman kadını, sevmi- yordu. Fakat Gülseren her ikisini de seviyordu. Yalnız babasını karşı biraz daha zaafı vardı. — Anne.. — Ne var kızım?. — Matmazelin senin için söyle- diklerini söylesem. — Ne diyordu?. — Babamın hakkı var. — Ne diyordu?. — Babam koğduğuna iyi etti. — Ne diyordu diyorum sana.. 5 insa keyifli değil Sl ve münakaşa etmez., Ali Bey: aradayız.. Berıberiz. — Dersini aldın " en di Frei dedi. N an yn tı m it di; * dina. Belli ölmedim. © Gülseren: — Uykum var, dedi. — Ci yat. Uykusu yoktu. Yazan : Selâmi İzzet Yatmaktan, odasından, karyola ce, soyunup yatınca öteki gelecek- ti. Fakat babasiyle anasmn arası” na girmek de istemiyordu. Artık kavgalarını, dinliyecek yaşta de- İ ildi. Eskiden ne ona hak veriyor» du, ne de berikine. Başını önüne iğiyor, fırtınanın geçmesini bek- liyordu. Matmazeli düşünüyor, içinden: “Bugün eğlence var..,, diyordu. Odadan usulca sıvışıyor, gittiğinin farkına ne anası varr yordu, ne babası. Fakat bu gece, facianın k-hra- dan biriydi. Çünkü öteki vardı. Annesi: — Haydi, git yat, dedi. gidip yatmadı. — Bana ihtiyacın yok mu ba- ka?. lından ölüm geçiyordu. Şişman kadın, bütün hayatımı ona veren kadın, kızını da verdi: tiyacı var. gecesi. (Devamı var) Polis haberleri i ran Savanın on yaşındaki çırağı lanmıştır. Eve taarruz etmiş ç Fenerde Molla Aşki mahal- lesinde oturan Nadire Hanımm €- vine dün gece kafası fazla derece- de tüssülü olan Ali çavuş taarruz , etmişse de kadınım feryadı üzeri- iştir, Motosiklet çalındı Beyoğlunda oturan Alman mil- letinden Feritzik; Arapcamili Kir yako tarafından motosikletinin ça lındığını iddin etmiş, suçlu yaka- lanmıştır. Eroin bulundu Kalyoncuda, Kilit sokağında o turan Mahmut adlı birinin şüphe üzerine odası aranmış, ve bir mik- Kumarbazlar yakalandı Sirkecide, şimendifer o istasyo- meşhut halinde yakalanarak hak- larında takibata başlanmıştır. Ayağı kaydı Haydarpaşa rıhtımında (o bağlı bulunan Alman bandıralı Kavala vapurunda amele Cemal ambar üzerinden geçerken ayağı kayarak zincirlerin üzerine düşmüş, ehem- miyetli surette yaralanarak Zey- nep Kâmil hastahanesine kaldırıl- mıştır. Kardeş kavgası sından korkuyordu. Odaya girin- | manlarından değilse de eşhasın- (İstanbul sporları klübü) 4 Marpuçşularda; sürülük ya * dyacı Kavgalı maç cezâları kat'ileşti İstanbul, 4 (A.A.) — İstanbul mıntakası futbol heyeti riyasetin- den: | Galatasaray — Fenerbahçe ma- i çında vukua gelen hâdisede alâka- dar görülen sporcular hakkıda, | alelusul itirazlardan sonra heyeti- mizce ittihaz edilen mukarrerata tebliğat o 4—mart934 tarihinde mensup oldukları klüp reislikleri vasıtasiyle kendi namlarına yapıl” mıştır. Keyfiyeti bu suretle alâkadar- lara beyan ve tebliğ eyleriz efen- dim. Su sporları toplantısı İstanbul3 (A.A) —İ.S.K. nden tebliğ edilmiştir: Klübümüzün müessisler toplan- ması 18 mart 934 pzar günü saat 15 te Moda iskelesi üstündeki klüp Bu emri verdiler diye Gülseren dairelerinde yapılacaktır. Bu top” İ anmaya gelen müessislerin $ayısı İ ne olursa olsun karar vermek selâ- İ hiyetine malik bulunacaklarmdan — Sana ihtiyacım var mini mi- | âzanın behemehal teşrifleri rica İni, Eğer sen olmasaydın.. Ve ak- | olunur. Güreşçilerin teşvik müsabakaları İstanbul, 4 (A.A.) — İstanbul — Madem ki babanın sana ih: | yntakası güreş heyeti riyasetin- den: Ve camların ardnda Marmara| 9. 3. 934 cuma günü C. H.F. Beyoğlu kaza merkezindeki mın taka idman salonunda tecrübesiz güreşçiler arasında bir teşvik mü- sabıkası yapılacaktır. 1— Tartı 12 den 13 e kadardır. On yaşında hırsız!) Müsabaka tam saat 13,30 da baş: ktır; 2 — Müsabakaya federasyon- Ohanes tarafından 37 Jirasınm ça dan lisans almış müsabiklar gire- lındığı iddia edilmiş, çocuk yaka- | bileceğinden lisanssız güreşçilerin beyhude müracaat etmemeleri. 3 — Tartı zafnanma yetişemi- yen güreşçilerde müsabakaya gi- remezler. 4 — Müsabakayı tecrübesiz gü- reşçiler idare edeceğinden tecrü- beli güreşçilerin de vakit ve zama- | ne suçlu polisler tarafından yaka, | nında hazır bulunmaları tebliğ o- lunur, Uludağda bir rekor İL klübü umumi kâtibi Saim ve mu- harrir Musa Beyler dün sabah sa- at 7,5 te otelden Uludağın zirvesi” ne hareket ve rüzgârların süpür- düğü karların altında meydana çı- kan geniş buz kitleleri üzerinde müşkül bir şersitle iki buçuk smat- te zirviye çıkarak kasada mahfuz defterleri imzılamışlar ve bir saat- jar eroin bulunarık müsadere €-| te otele dönerek biraz istirahatten dilmiş ve kendisi de adliye ihti-| sonya otel — Karabelen — Elma- sas mahkemesine tevdi edilmiştir. | çukuru yoliyle, gece saat 16 da Burasaya dönmüşlerdir. Zirviye tırmanmak suretiyle ya- nunda dün kumar oynamakta o-| Pılan bu bir günlük seyyahat ka- lan İsmet, Tahir, Rızı ve Bayram | Yakçılar arasında yeni bir rekor isimlerindeki sabıkalılar o cürmü; | 1sis etmiştir. TEŞEKKUR Müptelâ olduğum hastalığın emri tedavisinde gösterdiği haza- katten dolayı Kadrköyünde Ayna- lı fırın sokağında doktor Ömer Seyfettin Beyefendiye âlenen te- şekkürü bir vecibe addederim. Kadıköy Nabizade sokak 9 nu- maralı hanede ikinci ticaret baş kâtibi Zühtü ri Eminönünde Soğanağa mahalle- | dir. Hasan kardeşi Aliyi sustalı sinde 8 numar-İr evde oturan Ali! çakı ile sol böğüründen yaraladı» ile kardeşi Hasan kavga etmişler | ğrndan yakalanmıştır. İ 5—VAKIT $ MART 1934 —— UMUMI HARPTEG Teşkilâtı Mahsusa A VAKIT'm yeni Tefrikası: 121 A ci Yazan: A. MiL 20 bin kişiden 600 üne silâh verilebilmişti.. Bu esnada Makedonyada ve! Onun için iltica eden Türklerin a» Trakyada bulunan Türk çeteleri | rasından yalnız 600 kişi seçerek bidayette onar, on beşer kişiden İ onları teslih etmiş ve mevcut 150 mürekkep iken görülen lüzum ür | kişilik kuvvete ilâve ederek 750 zerine efradın adedi arttırılarak | kişilik bir kuvvet vücuda getirme- yüz kişiye ve hattâ daha fazlasına * ğe muvaffak olmuştu. di çıkarılmıştı. Çeteler artık çetelik- | , ten çikarak birer bölük haline gel- | yüzbaşı Yusuf Bey Tikveşli Hü- mişti, Başlarında bulunan kaptan- | seyin kaptanın çetesine, yüzbaşı ları ve reisleri cessur olmakla be- | Nuri Bey Tikveşli Ali Bey çetesine raber yüz ve yüzden fazla efradı | ve yüzbaşı Ridvan Bey diğer Ali idare edecek iktidara malik değil- | Bey çetesine memur edilmişlerdi. diler. Onun için İbrahim Bey İs- tanbula yazarak çeteler için birer zabit yollamağı teşkilâtı mâhsusa merkezinden rica etmişti. man İstanbuldan gelen bu zabitle- ri orada bulmuştu. İttihadüterakki merkezi umumisi azasından küçük Telât Beyin biraderi yüzbaşı mer- hum Yusuf Bey, şimdi jandarma alay kumandanı olan yüzbaşı Nu- ri Bey, şimdi leçazım binbaşısı o- lan yüzbaşı Ridvan Beydi. Bu tec- rübeli ve muktedir zabitlerden başka İstanbuldan Kayalarlı meş- hur Arif Kaptan, Üsküp eşrafın- dan İdris Bey zade Kahraman ve Küözum Vlâssa Beyler de gelip Sof- yada teşkilâtı mahsusaya iltihak eylemişlerdi. Arif kaptan Make- donyalı bir çeteci idi. Onun bilâ- hare İstiklâl harbinde Bursa mın- takasında da hizmetleri görül müştü. İbrahim bey, yeni gelen bu za- bitler ve diğer çetecilerle buluşa- rak müzakere etmişti. e Zabitlere birer liste verilerek bunda yapıla- cak teşkilât izah edilmişti. Ondan sonra İbrahim Bey Sofyada bulu- nan Bulgar komitelerinin depola- rından fazla miktarda dinamit, bomba ve silâh ta tedarik etmişti. Bu mühimmat ve silâhlar kamyon- lara yüklenerek İstrumcaya gön derilmişti.Nevrokopta bulunan Ha lil Efendi de İbrahim Beyle be- raber bulunuyordu. İbrahim Be- yin maksadı İstrumcadaki Türk çetelerini takviye etmek ve şehit Mehmet Ali Beyin intikamını al- maktı, Silâh ve cephane ve mühimmat | İstrumcaya nakledildikten sonra İstanbuldan gelen zabitlerden İsmail Hakkı Beyin ve Zeki kap- tanın çetelerile beraber vücuda | gelen bu beş çetenin mecmu efra> | 8 İdı yukarıdada yazdığımız veçhile Ibrahim Bey, Sofyaya gittiği za- | 750 kişiden ibaret bulunuyordu. © Bu çeteler, Bulgarların komite merkezinde kararlaştırıldığı veç* hile Bulgar çetelerile birleştikten sonra Sırpların Bulgar - Sırp hu- dudundaki merkezlerinden (Va- landova) ve (Hodova) mevkileri basılacak, Sırp hudut karakolleri i itlâf edilecek, Sırp toprağına ge çilecek, (Valandova) da (Var. dar) nehri üzerindeki köprü dina” | mitle berhava edilecek ve çeteler ileri hareketlerine devamla Tikveş - Pirlepe istikametinde büyük mik- yasta faaliyete geçeceklerdi. İbrahim Bey takip olunacak" bu program için lâzim gelen terti- batı almıştı. Sırbistan içlerine gön” i derilen ve gizli hareket eden a- damlar vasıtasile Sırpların askeri hareketlerine ve vaziyetlerine dair muntazaman raporlar alıyordu. İ İstihbarat teşkilâtı muntazam bir surette işliyordu. Çeteler arasında | irtibat vazifesini görecek olan a- damlar işlerini lâyikile ifaya muk- tedir olduklarmı gösteriyorlar ve | huduttaki Sırp nöbetçilerine gö» rünmeen Sırp toprağındaki Türk köylerine kadar gidip gelebiliyor- lardı. Bu intizamı arada sırada ihlâl edenier Bulgar hudut zabitleriydi. Bulgar hükümetinin vaziyeti ma- lâm olmadıkça ve harbe iştirak et- | medikçe bu müşkülâtın devam © i deceğine şüphe yoktu. (İbrahim Beyin neşrettiği beyanname Üze- İ rine Sırbistandan kaçıp gelen, İ Ibrahim Bey de maiyetile beraber | Türkler hududu geçerken Bulgar- (Aleksandrof) un otomobiline bi- nerek (Samakof), (Cumaibâlâ) tarikile İstrumcaya | vasıl olmuştu. İbrahim Bey İst- rumcaya gelir gelmez derhal faa- liyete geçmeğe karar vermişti. Bu münasebetle Makedonyadaki 1s- lâmlara bir beyanname neşrede- rek eli silâh tutanları kendisine il | tibaka çağırmıştı. Bu beyanname üzerine (tip), | (Gevgili, ve (Pravişte) tarafın. daki Türkler akın akın Bulgar hu- dudunu geçerek İstrumcaya gel- meğe başlamışlardı. Ailelerile ve yalnız başlarına iltica eden bu Türklerin adedi az zamanda yirmi bin kisiyi tecavüz etmişti. Fakat Ibrahim Beyin elinde yalnız yedi yüz kadar fazla silâh bulunduğun- dan gelen bu Türklerin hepsinden istifade edilmesine imkân yoktu. lar tarafından gayet sıkı bir mua- (Dubruça), İ meleye tâbi tutuluyorlardı. Bulk garlar onları, niçin geldiklerini, ne yapmak istediklerini, (nereye gittiklerini sormak gibi uzun sor- gulardan geçirmekle kalmıyorlar, bazılarını da tevkif ederek içeriye bırakmıyorlardı. a Teşkilâtı mahsusaya klavuzluk ve yataklık yaptıktan sonra Sır bistahdan © Bulgaristana geçen j Türkler arasında beştanesi bu su- İ retle Bulgarlar tarafından tevkif edilerek ölümle tehdit edilmişler- di. Bu işi yapan İstrumcaya civar olan bir mmtakadaki Bulgar hur- dut zabitiydi. Bu beş arkadaş bir karakol binasında her gün idama intizar ediyorlardı. Fakat içlerin- den biri kendilerini bekliyen Bul. gar nöbetçilerini aldatarak kaçma mk