26 Şubat 1934 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 10

26 Şubat 1934 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

EE Ye sürme s1 — — Yani siz, daymız Mister Brisben ve Mister Reymond ile bi: daymız Arşerin kapısını dışardan sürmelemek için çare a- ramakla mı meşgul oldunuz? — Evet! Mis Hilda zerre kadar endişe etmeden, zerre kadar ehemmiyet vermeden müspet cevap vermiş ve ilâve etmişti: — Bu tecrübeyi bir kaç kerre yaptık, Fakat bunun imkân dahi- linde olmadığını kararlaştırdık . | Vans durdu. Kendisi bir ra - şeye uğramış gibiydi. Kendimizi mühim bir noktaya © varıyormuş gibi hissettim. Nihayet Vans, sakin bir sesle sordu: — Sizin bu müz»kerelerinizi . başka bir dinliyen bulundu mu? — Dayım Arşerden başka bir kimse duymadı. Kendisi bizim bu tecrübelerimizle istihza eder du » rurdu. — Çinli Liyang, sizin bu konuş- malarınızı duymuş, sizin bu tec * rübelerinizi görmüş olamaz mi? — Duymuş olabilir. “Çünkü bu “ işlerden ekseriyetle yemek ması - -“sde bahsederdik. Vans, ilâve etti: — Sizin yapamadığımız iş, ya - pılmış bulunuyor. ! Vans, odanın içinde enine bo - yuna dolaştıktan sonra kapıya doğru gitti. Mis Hildaya döne - « rek: — Teşekkür ederiz Mis! dedi. Sizi, pek lâzım olmadıkça rahat - sız etmiyeceğiz. Yalnız akşam ye- meği vaktine kader odanızda kal- manızı rica edeceğiz. Mis memnun olm-mışir: — Aifedersiniz: dedi, odamda kalmamdan hiç birşey çıkmaz. Bununla beraber emrinizi yerine getireceğim. . Hilda kapıya doğru O yürüdü. Kapınm eşiğinde durarak: — Müsa-de ederseniz, dayım Brisbenin kitaplarından birini a- layım da okuya okuya vakit ge - sireyim. Vans, müsaade etmedi: — Olmaz! dedi. Fakst hangi kitabı emrediyorsanız söyleyiniz. Size odanıza göndeririz. Hilda, bir şey demeden dönüp gilti, “AKIT 26 ŞUBAT 19: Kapımı Cinayeti YAZAN: S. VAN DiNE garp tarafından cephede idi. O - danın şark tar3fındaki duyarında bir sürü raflar vardı ve bu raf - lar tavana kadar uzanıyordu. Bunnlarm üzerinde üç, dört yüz kadar cilt kitap duruyordu, hep- si de muntazam bir surette yer - leştirilmişti, Vans, odanın perdelerini kal - dırdı. Sonra bir sandalya çekerek kitaplara yaklaştı. Sandılyanın üzerine çıkarak kitapları tetkik etti, Kitapların çoğu onun tanıdı- ğı kitaplardı. Ben Yansın arka -! sırda durarak kitapların isimleri- ne baktım, His ile Markam, ocak önündeki koltuklara oturdular ve Vanşı sıkılarak beklediler. Brisbenin kütüphanesi, tamdı, ancak bir kaç cilt eksiği vardı. Bunlar da ilâve edildiği takdirde burası tam bir heyet kitaphanesi olurdu. Brisben neler toplamımış- tı! Skondlandyarın çıkardığı po - lis ansiklopedisi, polis almanağı oklleksiyonu, en mühim davalar kolleksiyonu, en mühim (davalar serileri, Almanca eserler, almanca ile çıkan cinaiyat | ansiklopedisi, ve bunlara benzer bir çok eserler. Bilhassa caniler hakkında yazılan canilerin her halini tahlil eden ciltler çoktu. Bu eserlerin : yalnız isimlerine bakan bir insan, Bris * benin cinai işlerde derin bir vu - kuf sahibi olduğunu hemen an- lardır. Raflarm en alttaki üçü ci » nai romanları tahsis olunmuştu. Klâsik zabıta romanlarının he» men hepsi burada idi. Vans, kitapları sür'atle, fakat dikkatle süzüyordu. Bunların ço - | ğu onun kütüphanesinde de var * dı. Vans, on beş dakika kadar kis taplarla meşgul olduktan sonra sandalyayı oturarak bir sigara yaktı. Kendi kendine konuşur gi- bi; — O da, burada bulunmalıydı. Acaba bir yere mi götürüldü?, Dedi. Senra tekrar sandalyanın üzerine çıkar-k rafları bir hayli aradıktna (sonra etrafı yaldızlı kırmızı kaplı ince bir cildi aldı. Bunu biraz karıştırdıktan sonra bir tarafı koydu ve yeniden ta- harrilerine devam etti ve #radığı nı bulmuş olduğunu gösteren bir işaretle meşhur Edgar Wallace'm «Yeni toplu iğnen serlevhalı ese » Vans, onun yukarı çıkıp odasi” ! rini çekti ve sayıfalarmı karıştır. na girdiğini duyduktan sonra bi- | dr. Sonra bize bekarak eserden ze bâktı ve: — Nasıl? dedi. Sonra ilâve etti: — Bu kadının bize anlattığı en mühim mesele, dayısı Brisben ve! Reymond ile Arşerin kapısını di- şardan sürmelemek için uğraşma” larıdır. Markam ilâve etti: — Bana kalırsı, Mis Hilda bir çok şeyler biliyor da söylemiyor ve bizi şaşırtmak için uğraşıyor. — Bir şey teklif ediyor musun? — Şimdilik hayır. — O halde, ne yapacığız? — İlk önce Brisbenin kitapla - rmı tetkik edeceğim! Vans'ın tecrübeleri Perşembe günü 11 Teşrinievel sönt 4. Brisbenin odasına gittik. Oda, yüksek setle okumığa başladı: «Fakat bizim elimizde fki top: lu iğne ile bir dikiş iğnesi var.» Çocuklarda görülen ölüm akıllara korku verecek rakam- lara balig olmaktadır. Buna verilecek ehemmiyet ve çareleri İlk yaşlarını hastalıksız geçiren çocuklar sonradan da pek az has- ta olurlar, ve bunlara gelen hasta» liklar pek te hafif geçer. Hastalık- lı kâhillerin bir çoğu küçük yaşlar- da hastalanmış olanlardır. Mese - lâ: Barsakları ufak bir sebeple bo zulan bir genç küçük yaşta bir tağdiye teşevvüşü geçirmiştir. En| az bir hava değişmesine şiddetli bir bron$itle cevap veren bir mek- İ tep çocuğu ilk senesi içinde bir İ bronko - pnömoni geçirendir. O halde çocuğu ilk yaşı için hasta et- memeğe uğraşmak onun hayatmı sıhhatli geçirmesi için de lâzrm- dır. Ne ekilirse o biçilir. Bunun. en güzel misali çocuk ile onun kâhil- lik devresindeki büyümüş halidir. Bir insanm çocukluk ozamanmda nasıl beslendiği, hangi ve ne gibi hastalıklara uğradığı, nasıl terbi- ye gördüğü, onun hareketlerine, yüzüne, içine, muhitine bakmakla | derhal anlaşılır. Çocukluğunu iyi geçirmemiş olan büyükler o za- i manda yapılan hatalarm maddi ve manevi cezasını bütün ömürle- rinde çekeceklerdir. İlk yaşını has talıksız geçirenlerin atisi ise par» lak olacak ve onlar hayatlarmı sıhhatli geçireceklerdir. e Yüzde yüz vahdette bir insana malik ol- mak için çocuğa ilk yaşta iyi bak- mak lâzımdır. be Yalnız kalan bir ana çocuk ba » krmı hususunda yanlış yollara sa- pabilir. Onu yalnız bırakmamak, onü irşat etmek lâzımdır. Bu, ev- velemirde babaya, ebeye, - hemşi- reye ve hekime aittir. Bir anayı komşuların yanlış tavsiyelerinden sakındırmak, onu doğru yola ge- tirmek, çocuğu kurtarmak nokta - sından pek mühimdir. Basta pek hafif denen bir çok bastalıklar, tu tulan yanlış yol neticesi, bir kaç gün içinde en şiddetli ihtilâtlar ya- pabilirler, ve bu yanlıslık vergisi. de ekseriya çocuğun hayatı ile ö - denir. Mezarlıklara girdiğimiz zaman | etrafımıza bakarsak, orada büyük | kadar çok küçük mezarlar görü- rüz. Sokaktan geçen - tebutlarm boyları kısa olanları veya bekçi kucağında bir tahta Üzerine uza- tılmış, kıymetli şallara sarılı daha kıymetli vücutlar, cesetler daha çoktur. Hastanelerin vefiyat cetvelleri - Vans, Markama bekarak anlat- | ni yoklıralım: Küçük yastakilere b; ait olan koğuşlardan ne kadarda — İğnelerin nasıl kullanılaca » | çok ölü gikryor. Polklin'kleri ele ğrmdan bahseden bu roman ynm- | alelrm: Bir kadımın ne kader esk da Karl Berneştien'in eserile kar- | çocuğu o'rauş, fakat mazlosef elin şılaşıyoruz. Bu eserleri kısaca tet- | dene kadar azı kalmış, Bu müna- kike mecburum. Bilmem müsaa « | sebetle, Sişli Cocuk hastanesinde de eder misiniz? yapirifımız şu statistik şayanı dik - Markam cevap verdi: kattir: — İstediğiniz kadır tetkik e - PoliHiniklere gelen 373 anne debilirsiniz. Ben aşağı ineceğim | 3151. çoc doğurmuş, Obunm ve bir kaç yere telefon edeceğim. | 2359 zu sağ, 792 si ölmüştür. Bir His ile ben de Markama refakat "mnsYe vasati olarak 223 coenk ettik ve Vansı B-isbenin odasın -| “üzüyor. Pennn 42 (2/4) da yalnız bır-ktık. sağ, 091 5 (1/b) öldür, Ba ölen Vansın tetkikleri bir saat kadar: “9<“'avn hengi yaşlarda öldük- sürdü. Bir saat sonra bizi çağırdı. leri *Övledir- Hepimiz de Arşerin yatak od-sm- | Yaş Ölem (o U. vefiyatı da birleştik. Vans o iki kitabı bir“! gre nisbeti likte getirmişti. pal 40 A YE “ Gdevazi var) 1-2 140 - 17,67 6 2—3 100 12,62 Se 3—4 sı 6,44 Se 4—5 2 3,53 Jp s—s(©w) 3i 39 T 78 10 2 8—9 z 0,25 9—10 2 0,25 Se 10-16 17 2,26 (Bu son altı yaşta (ölenlerin mecmuu 17 olduğuna göre, her yaşa 0,378 ölüm isabet etmek- tedir.) O halde, 0—16 yaşlar arasın- daki ölüm miktarı 792 olduğuna göre bunun 408 i yani 51,49 u ilk sene içinde ölmüştür. Akıllara korku (o veren bu ra- kamlar karşısında vefiyatı etfale mani olacak tedbirlerin ehemmi- yeti tebarüz etmektedir, Eskiden daha müthiş bir ye- küna baliğ olan çocuk ölümü son asırda azalmağa yüz tuttu; istik- balin seneleri bize bu iyi yolda da- ha emin yerler hazırlamaktadır. .., Lâtin harflerinin kabulü bizde çocuk ölümünü azaltmıştır. Eski arap harflerinin okuma ve yazma- daki güçlüğü sebebiyle o zamana kadar ilk mektebe birkaç sene de- vam etmiş olmasına rağmen oku- mamış ve yazmamış olan anneler, babalar, yeni Türk (harflerinin kabulünden sonra gözlerini açtı lar. Hükümeti cümhuriyenin he- men her yerde açlığı halk mektep- lerine girerek yazma ve okumayı pek kolayca öğrendiler. Bu hal yalnız bir süsten ibaret kalmadr. Onlar kolayca © okumalarma de- vam ettiler ve faydalı birçok şey- ler öğrendiler. Dünyaya bakan gözlerinin ufku büyüdü. Bu me- yanda çocuklarını da daha başka bir gözle görmeğe başladılar. Mü- nevver bir ânnenin bakışı ile ca- hil bir annenin bakımı arasında şüphesiz ki bir fark vardır. Her kesin gözü bir olmadığma rağ- men tabiate bakışbile insana göre değişir. Meselâ manzarası güzel bir yere ç:kmp da etrafa bakanla- rın her biri o manzarayı kendine göre tefsir eder. Her hangi bir yeşilliğe bir ressam bakışı ile bir çiftçinin bakışı arasında fark var» dır. Bunun gibi olrumuş bir an nenin çocuğuna bakması daha yo- | unda olur. İşte okumadan etti- ğimiz bir istifale de budur. Çocuğa verilen ehemmiyet o! memleketin medeniyetiyle müva- zidir. Padişahlık devrinde çocu-| ğun ehemmiyeti olmaması o de- virlerin herhalde şavanı arzu za- manlar olmadığına delildir. Cümhuriyet kurulalı çocuk hu- susunda atılan adımlar dev adımı denecek kadardır. Burada sıhhat | ve maarif vekâletlerinin kurdukla- | rı binalar zikre değer. Sıhbat ve | kâletinin adına (takılan içtimai mmavenet kelimesi bir süsten iba- yet değildir. Doğum evleri, çocuk bakım yuvaları, kreşler, dispan- serler, çok çocuklulara | yardım, Maarif vekâletinin kız mekteple- rinde çocuk bakımma ait dersler ihdas etmesi ve bu dersin sonra” | dan muallim, ebe ve küçük sıhhi- ye memurları mekteplerinde de o- kutulması, fakir çocuklara yemek | Yeni üniversitemizde çocuk bakı- mına da yer verilmiştir | verme, gezintiler, kamplar, ye- niden birçok mektep hekimlikleri, sıhhat müfettişlikleri ihdası, bun- dan başka Himayei Etfal cemiye- tinin teşekkülü ve onun da ağuşu- na birçok çocukları toplaması zik re şayandır. Bu suretle bir mes- nete muhtaç olan çocuk için yal- nız annenin ve babanın kucağı de- ğil, onlarla beraber ve bazı saha- larda hatta onlardan ziyade çalı şan devlet müesseseleri vardır. 54” Çocuk deyince akla çocuk heki- minin gelmemesi kabil (değildir. Hekim kelimesi hastalıkla müra- dif sanılır. Fakat çocuklukta he- kim onun yalnız hastalığında de- gil, sağlığında da ağza alınacak bir şahsiyettir. Eskiden hekim belki ağlıyan, bağıran çocukları azarlardı. Fa- kat hiç şüphesiz onu musyene et- tikten sonra ellerini yıkardı. Şim- diki madern çocuk hekimliği ise, tatlı, arkadaşlıkla onun göynünü almak ister ve ona dokunmadan evel ellerini yıkar. Aradaki far- kı şu bir misalde izah etmek kâfi- dir. *»; O halde demek oluyor ki, ço- cuk ilmi bu son senelerde kendi- sine her memlekette bir mevki te- min etmiştir. İşte buna yeni üni- | versitemizde de bir yer verilmiş, ve yeniden çocuk “ hastalıkları ve bakımı diye bir kürsü tesis edil- miştir. Dünyaya ölüler hakimdir diyen eski cümlenin yanma vata- nm istikbal: çocukların elindedir diye bir fıkra ilâvesi hiç de yanlış olmasa gerektir. ihsan Hilmi | (8) 6—7 yapta ölüm 8 hp ölenler yüzde 039 unu teşkil ediyor. —w— — İngiliz kabinesinde i değişiklik | Paris, 25 (A.A.) — “Daily.Ma- i,, gazetesinin Paris nüshasında çıkan bir habere göre İngiliz ka- | binesinle vukubulacak değişik- lik belki sıhhat işleri (o nazırı Sir Hiltonyungdan mazda hiç bir na- rm istifasını mucip olmıyacaktır, | Sin Con Simon, Sir Con Gilmo- run yerine dahiliyeye ( geçecek | şimdiki harbiye nazırı Lord Ha- ilshors büyük kançılarlık lodu o- | lacak ve harbiye nezaretini ise | Sir Con Gilor deruhte edecektir. | Ankâra'nin en büyük Kitap; gazete ve LE AKBA ETT TECİL TA GUY Erer ati Tar EE vr mecmua ve kitap Her nevi kırtasiye esyası ve mektep levazır Her türlü Fi Aa Eri ancak ve amatör işleri İCE Kütahya çinil

Bu sayıdan diğer sayfalar: