istilâ! muharebesindeki kahramanlıklardan : kahramanları?!. Adana 1337 senesinde Adananın en matemli günlerinden birinde idi. (OFransız kuv- vetleri Adana ve havalisini işgal etmiş- lerdi, daha içeriye doğru giderek Türk yurdunu felâkete boğmak istiyorlardı. Fransız ordusu; Pozantıda toplanarak muharebeyi idare edecekti. Fakat buna lüzum yoktu ki.. Çünkü Adana ve ha- yalisinde, bilhassa Tarsus civarında ne kuvvetli bir çete ve nede Türk (askeri vardı. Köylerin çoğu Fransrz kuvvetle- rinin emi altında idi. Maamafih ne ©- İursa olsun tedbir almak icap ediyordu Adana işgal kumandanı bunu düşünerek kıta kumandanına hususi bazı (emirler verdi. Fransız zabit, kumandan tara fından verilen emirleri dikkatle dinledik- ten sara kendi kendine: dedi... hasta olan Bundan sonra on- — Adam sende.. Türkler zaten ölmüş. lardan korkmak ve çekinmek fazla buda-| alık olur. Hele koskoca Fransız kuvveti karşısında bir tek Türk olmadıktan sonra... ... Fransız zabitinin idaresindeki kişilik işgal kuvveti derhal © harekete geçti. Fakat bir gün. idaresindeki her türlü askeri kuvvetlere sahip olan muaz- zam kuvvet; kahraman Türk evlâtları tarafından birdenbire imha edildi. işgal askeri 2 bin kumandanı da esir oldu. Bu nasıl olmuş. tu? En ufak bir asker veya çete kuvve Hi olmuyan bu havalide bu kahramanlığı yapan kimlerdi? ... Tarsusun şimalinde (Gülek) boğazı we köyü vardır. Fransızların esareti al- tında yaşamıya tahammül edememiş olan asil ruhla Türk evlâtları, burada topla- narak işgal kuvvetlerine karşı birçok çe- “teler teşkil etmişlerdi. Bu çetelerin ye- güne o maksadı Fransız kuvvetlerinin Türk yurdundaki faaliyetine o mani ol maktı, Bunun için çeteler Pozantıda toplanmakta olan Fransızlara mütemadi-| yen baskınlar yapıyorlar maalesef mi bet hiç bir muvaffakıyete kavuşamıyor- lardı. Çünkü Pozantıdaki Fransız kuv- vetleri ve cephanelikleri etrafı tel örgü- lerle çevrilmiş, ayni zamanda kuvvetli bir kıta tarafından muhafaza ediliyordu. Bir gün Gülekte garip bir haber çal. kandı. Gülek dağlarında bulunan Türk çeteleri Fransız kuvvetleri tarafından e) sir edilecekmiş. Bu haber köydeki bü- tün Türk evlitlarmı, birdenbire heye. cana sevketti. Biraz sonra Gülek kö; wün içi bomboş kaldı. Çünkü köyün en gürbüz gençleri, Tarsus cephesine baskına gitmişlerdi. Köyde ise orta yaş- klarla ihtiyarlar ve bir de kadınlar var. dı. Fakat. bin bir felâkete uğramış o- an Türk ruhu böyle ufak Fransız kuv- vetlerinden korkar mı? Derhal köyde- ki eli silâh tutanlar mavzerlerine sarıl- dı. 33 kişiye baliğ olan bu kuvvete ka- tüfekleri ve çakmaklı tüfelderle d,ipıtk dınlar da katıldı. Gülek köyünün gene ayni kahramanları bir ay evel 100 kişilik hem de av tüfekleri mahvetmemişler korkulacak ne vardı? Ayni zamanda Fransızlardan kalan bom- teşkilat Fransız kuvetini ve çakmaklı tüfeklerle miydi? Şimdi balar hâlâ duruyordu. Artık tamamdı. Yalnız ufak bir haber bekli- yordu, Fransizlar yürümeğe başlamış- lar mı, başlamamışlar mı? Bunu öğren- mek için giden Öksüz Hasan da henüz gelmemişti. Beklediler beklediler. Ni- hayet Öksüz Hasan koşa koşa geldi vaziyeti anlattı. — Fransızlar Öksüz Hasanı yakala- mışlar, Gük İbrahim ile İsmaili de dava- rm başından çobanlık ederken almışlar, ve mikmandar tayin ederek Gülek geçidini! göçmek istemişle”. Fakat © asil ruhlu Türk köylüsü kendi eliyle yurdunu düş-| manın pis çizmeleri altında mal? Bu üç köylü; Fransızları Gülek geçi- dine getirecek yerde Elmalı © yolundan sarp dağların içine sokmuşlar. Bu esna- da da Öksüz Hasan kaçarak köye ka- vuşmuş. Uzun bekleme neticesi anlaş knca, bütün köy halkımın gözleri parla- dı. — Fransızlar Elmalı dağlarında mizlenecek... Derhal köyün en ziyade kazanan ağası köylüye hareket kirlettirir te itimadını emrini Bir| kısmı esir oldu bir kısmı da öldü. Krta| Senenin en kısa ayı Senenin en kısa ayı şubattır. O da 28 — 29 gündür. Neden 29 ba- zan 28.. Bunun sebebi şudur: Bir sene 365 veyahut tam 366 ! gün değildir. Bir sene 365 gün 6 saattır. Ya. ni biz hesap ederken birinci sene- İ yi365 gün demiş isek o 365 gün 6 saat demektir. İkinci sene (365 gün 12 saattir. Üçüncü sene 355 | gün 18 saattir ve bir gün 24 saat | olduğu iç'n dördüncü sene 365 gün İ24 saat yani 366 gündür. Senenin son ayı evvelce şubat o- larak tanmmıştı. O zamanki in- | sanlar senenin bu çok veya az ol- duğu günleri senenin son günü o- lan şubata yüklemeği muvafık gör müşlerdir. Bu sebepten senenin en kısa ayı şubat olarak kalmıştır. Ve şubat ta 3 sene 28 gün, dördün- cü sene 29 gündür. Senenin en kısa günü Şubat senenin en kısa ayıdır. Fa- | kat senenin en kısa günü hangisi- dir? Güzel Adana mekteplileri bayram Yapıyorlar 1. verdi. Biraz sonra 33 silâhk arkalarında eadım ve erkek köylüler arasıda görün- İkadımlar Elmalıya doğru yürümeğe baş-ce birdenbire haykırdı; ladılar. — Molla Kerim hazretleriyle görüş- Fakat akşama da bir şey kalmamıştı.İmek istiyorum. Nitekim Elmalı sırtlarına varılmadan or-) o Köylülerin kahkahası her tarafı inlet- talık kararmış, ileri giden köylülerden düşmanım Elmalı deresinde gecelediği an- laşıldı. “. — Efendim ne Molla Kerim var. ne| de efrat.. İşte hepimiz şu | gördüğünüz! köylüleriz. Maâamafih emin olunuz esir olan askerleriniz hiç bir felâkete uğra- İmamıştır. Düşman kumandanı bu vaziyet kar. şısında hiddetinden kızardı. Gözleri kan- landı. Kudurmuş gibi haykırdı: — Köylülere teslim olmak ha. Askeri şerefim mahvoldu. Köylüler ona lâkaydane cevap verdi- ler: ... Sabahın alaca karanlığında sarp El- malı dağlarında (Kok, kok) setleri öliyordu. Bu sesler kahraman Türk köylüsünün aralarındaki parola idi. Bir «z sonra herkes elinde silâh: kendisine uygun ve mahfuz birer ağaç dibi, kaya arkası bulmuş; mevzi alarak düşmanı gö- zetlemeğe başlamıştı. Artık kan ve ö- lüm kokusu gelmeğe başlıyordu. Çünkü Fransızların sesleri, nal şıkırtıları dağ larda akisler yapıyordu. Mevzi içindeki Türk köylüsü heyecandan titriyor Mus- tafa çavuşun silâh sesini | bekliyorlardı. Zira sabahleyin köylülerin ağası tarafım- dan verilen emirde Mustafa çavuş silâh patlatmadan kimse ateş etmiyecekti... Fakat işte düşmanlar... Fransız asker- leri meydana çıkmıştı. Köylüler Fransız askerlerini birer birer sayıyorlar ve ken- dilerine hedef olarak nişan © alıyorlardı. İArtık şimsede tahammül kalmamıştı, Ni- tekim birdenbire Mustafa çavuşun mav- zeri Elmalı dağlarının yalçın kayalarında uzun bir akis yaptı. Arkasından mavzer şakırtıları faaliyete o geçti. Bombalar İkulıtından çıktı. Biraz sonra (O koskoca düşman kütlesi biribirine karıştı. Yayga- ralar, feryatlar, çığlıklar, hayvanların sesleri biribirine girdi. Yarım saat de. vam eden bu kızıl kıyametten sonra ağa- nın emri geldi: — Arkadaşlar ateşi kesin... Birkaç dakika sonra dağlardan aşağı doğru muzaffer Türk köylüsü birer za- fer kartalı gibi uçuyordu. sanidir. Bundan sonra günler u- zamağa başlar. Senenin en uzun günü Senenin en uzun günü 23 hazi- randır. Burdan sonr& günler kı- salmağa başlar. Kuşun neden kuyruğu var Kuşun neden kuyruğu var? di ye sormadan evvel: — Kuşun neden kanadı var? di- ye soralım. Bunun sebehini de sormuğa lü- zum görmeden irab #delim. Kuş havada uçan bir hayvandır. Uç- mak için kanada lüzum vardır. Şu halde uçan ve kanadı olan bir hayvan havada müvazereyi i- yice temin edebilmek için bir de dü mene ihtiyacı vardır. Bu dümen de kuyruğudur. Kuyruğu uzun olan kuşlar daha çok uçarlar. Olmıyanla» da pek az ve kısa mesafede uçabilirler. Tayın bacakları neden uzun ? Sokakta yeni doğmuş tayları | görürsünüz. oOUpuzun bacakları i vardır. Acaba neden? Görüyorsunuz ki beygirin yav- rusu olan tay anası ile birlikte koş- mağa ve ona yelişmeğe mecbur- dur. o Bundan başka © annesinin memesini emebilmek için boyunun uzun olması lâzımdır. Tabiat tayların hacağmı — Müteessir olmaymız... Sizin aske- ri şerefiniz mahvoldu ise, Türk köylü. İsünün şerefi yükselmiştir.,, 0) ülerin Fransız kumandanma taktıkları lâkap. Masalcı EY YAR DA 1934 Gürbüz Cocuk Müsabakası Yavrularınızın en son fotoğralını bize gönderiniz MI nl * arlak Es. $ta Haydar v- saygı ile alkışlar bir sene içinde çok “mişti, Kongre münakas* di. Ku'üpte ayrılan * larm İistesinin okunu" sı, ayrılanlar arasını dalyası kazanmış ola! yalarmın ver” “lip veril lülerin reisi hemen cebinden bir kâğrt ka-| rinde eneyce konusuldu lem çıkardı. Bir şeyler yazdıktan sonra bir kısmının “ yanında oturan Nuzj efendi ile uzun uza- er mii dıya konuştular. Nihayet: tiçesi ayr Yy — Arkadaşlar... dedi, biz Nurettin e- İğu gibi ayrılan'arın fendi ile Fransızların kumandanı in bulunduğu soka (Ağaçbacaka) (1) gidiyoruz. taraftar ol; . . Akşam askerce bir tekmil haberi ve- rildi: — 800 esir, 600 yaralı var. kumandanı da geriye kaçarken boğazımda sıkıştırıldı. Bu vaziyet karşısında düşünen Fransız Elmalı) köy. uzun olan Biz gel. Senenin en kısa günü 21 teşrini- | | | Bunları Biliyor musunuz? | Kuş yuvaları! Kuşlar yuvalarmı çok büyük zahmetle yaparlar. Oraya yu murtlarlar. Fakat çocuklır veya insanlardan birisi kuş (yuvasına dokununca hemen kuşlar yuvala- rından kaçarlır, — Niçin?.. Kuşlar büyük bir dikkatle yu- Yalarını yaparlar. Çok hassas ol- dukları için kimsenin bunu gör- mesin; istemezler, gördüklerini de derhal anlarlır. Hele el ile do- kunulduğunu anlayınca yuvaları- nın bozulduğuna kanaat getire- rek korkarlar ve kaçarlır.. Sakın kuş yuvalarına dokun- maymız. Kediler ağlar mı? Kedilere vurduğumuz zaman gözlerinden yaş akar zannederiz. Acaba kediler de ağlar mı?, Ağlamak bir acının gösterilme- sidir. Bunu da hissetmek Jâzım- dır. Halbuki kedilerde insanlar gibi his yoktur. Bunun için keder bilmezler. Tabii ağlamazlar, Yoksul çocuklar Biz refah ve sandetler içinde yaşarken felâketler arasında Yuvarlanan zavallı yoksul yavruları unutmamalıyız. Bunla- rı unutmak biraz olsun yardım etmemek vatana karşı yapılan bir hıyanettir. Bu yardımları da şu surette yapabili p İmayeietfal, Hilâhahmer gibi bir çok” har yırlı cemiyetlere bir miktar para vere- rek, yavruların ihtiyaçlarını biraz olsun, temin etmiş oluruz. Temenni ederim ki, her Türk çocuğu bu ufak yardımdan çe kinmemeli; çünkü bu çocuklara bakıl- makla vatana, billete birçok hayırlı ev. lâtlar yetiştirmiş oluruz ve Türk konca- sm soldurmamış oluruz. Vatanm bizden beklediği fevkalâde ve bizim vatana kar- şı olan borcumuz bu ufak yardımlardan başka bir şey değildir. Alman mektebi ihzari (2 B) den: Celâl Uluğ ge si ile beraber gezebilecek, ne de karnını doyurabilmek iç'n annesi- yaratmamış o'sa idi, tay ne anne- | nin memesini emebilecekti. imezsek hakkınızı helâl ediniz. dar boş haa .. İzmir Jah #4 yaprak Tütün yübeni Amiri Ziya Beyin kızı | Mübeccel EL. : Iki saat sonra (Fransız kumandanı Türk murahhaslarını kabul etmiş tercü-| (| 1933 senesi başında tertip ettiğimiz Köyküle. güzel ve gürbüz çocuk müsabakası ve İSO okuyucumuza çıkardığı lesiyle birçok Yavruları tanıtmış ve onla» kâğıdı düşmanına verdi. ra birçok de bediyeler vermiştik. | İkuttu. Kumandan: İ 1934 senesi güzel ve gürbüz (o çocuk ” iy Bugün cenup cephesindeki kuvvetle: müşahakamız da geçen haftadanberi baş-| 19'den cümle teşkilidir: rimi toplayıp Çamalana geldirs. Gönder lamıştır. Ti — bit— ta —at — şub — diğim murahhaslara silâhlarınızı teslim! O Müsabakamıza iştirak etmek çok ko-| 1 —ay—sa —kı-—nin —s6— ederseniz hiç bir ferdin burnu O kanamı- laydır: yacaktır. Aksi takdirde bugünkü 1 — Kız veya erkek 10 yaşıma kadar o 2 i geceleyin sizi de mahvedecektir. yavrunuzun &n son çekilmiş bir fotoğrâ-| Doğru 5 e 2 ig pa Milli kuvvetler cenup cephesi kuman-|fını bize gönderiniz. Ma. muhtelif hediyeler verece danı miralay Molla Kerim.,, 2 — Fotoğraflar kart postal veya da, SIZ: Düşman kumandanı ayağa © kalktı.lha büyük boyda olmalıdır. dolaştı dolaştı, Nihayet dalgın dalgın: 3 — Fotoğrafların arkasına yavrumu-'rine) olarak gönderi — Pek âlâ... diyebildi. #un ismi ve adresinizi okunaklı o olarak) © Bize gönderilen her fotoğrafı sıra ik Sabaha karşı Gülek köyüne esir ola- yazınız. muhakkak surette gazetemize basacağız. rak gelen Fransız kumandanı kendisini o 4 — VAKIT (Çocuk sayfası muharri-) © Bunların basılması man vasıtasiyle konuşuyordu. rin reisi bir aralık cebinden inmez nf Bu haftaki bilmecemiz hece- | ne. ateş| Jrserenrensenaan esasaransansasa san 7934 BİLMECESİ; 2 Ömerin hediye veriyoruz Hediyelerimiz arasında çiko- lata, bisküi, kitap, kartpostal da vardır, $ Hal varzkalarına isimlerinizi ve adres'erinizi okunaklı yazarık (VAKIT Çocuk Sayıfası Muhar- ririne) gönderiniz. mn Anadolu ve İstanbul okuyucula- “mızın iştirak edebileceği (o şekilde bir seçme yapacağız ve yavrulara hediyeler bittikten sonra|vereceğiz.