| bir diplomat için, © salona — — MEM gk ra ape Vakıt'ın Kısa Roman Tefrikası Ey Bry yl Ka Neden Evlenemedik Nakleden Seiâmi İzzet gp a Evet, kadının da, benim kadar heyecanlı olduğunu hissediyorum. Ben onu ne kadar beğendimse, o da beni okadar beğenmişti. O Ve tam ayrılacağımız sırada — çünkü ayrılacaktık ve bir daha görüşme- mek üzere, ayrılacaktık — O da, beni seveceğini hissetmiş, saade- tin yanıbaşından geçtiğini anla- mıştı, Ne olurdu, ayaklarma kapansay dım da, her şeyi itiraf etseydim!. Beni deli zânnedecekti; belki de daha beter bir kanaat besl'yecek, beni kovacaktı... Selma hanım, elini çekti, selâm verdi, salondan çıktı. Biraz sonra, yollarda, sersem sezsem dolaşıyordum. O Hulyam mahvolmuş, ümidim kırılmış, pe- rişan olmuştum. Adaya döndüm. Otelin hesa- | bını gördüm. Muhlis beye (o bir moktup yazıp evlenmekten vazgeç- tiğimi, manasiz bir bahane bula- rak yazdım. Ertes: günü kolordu- ya müracaat ettim ve uzak bir fır- ada vazife istedim, başımı kaştım. Perranı bir daha görmedim. Ev- lenmiş.. Selma hanımefendinin ev- velisi sene İzmirde öldüğünü ha-- ber aldım... İşte, yegâne evlenmek teşebbü- süm. Şimdi sıra senin... me iz Sobayı karıştırdım, bir iki odun attım: seeretin KATİP, Uöüm.. Gin maceran harukulâde.. Ateşli bir a- damın başdan geçen mâcera... Be nimki ise, rakik bir gencin sergü- alıp z6sş1i., Rakik insanlar hayatta bet- | K baht olurlar.. Danimarka sefaretine tayin e- dildiğim zamaz çok gençtim. O zaman bana “Güzel İhsan, ! derlerdi. Amirim fevkalâde iyi bir insandı.. Gençlere daima mua- vensi göstermiş, yer tutmalarına, yükselmelerine gayret etmişti. 15 senedenberi de Kopenhagdaydı.-- Ora örf ve âdatiyle ünsiyet peyda etmi; adeti Danimarkalı (olmus. kendini herkese sevdirmişti. Yol da selâm vermediği hemen hemen | i hiç kimse yoktu. Akşamları sekiz- le dokuz arası, Tivoli bahçesinde yemek yerdi. Bahçeye girdiği 78“ man, herkes kalkıp onu selümlar- dı... Gençleri seven Adil beyefendi, beni de çok sevdi. Beni Kopenha- ğm en kibar muhitlerine ( #oktu, |, dosilarına tanıttı... Kontes Hansbergi böyle tan dım. Kontes duldu, — serveti yoktu. Kırk beşlik bir kadındı. Kızı Ek za ile beraber oturuyordu. Elza güzeldi. Yeşine kusuru parasız olmasıydı... Biz de, artık parasız kız almak şöyle dursun, pa rasız kibarlar selâm bile vermiyor” ler. Halbuki Danimarkada asa'e- tin büyük bir kıymeti var. Kontes erkân askeriyye ile Bayazıt mebusu Ha- resi ve kolordu şube re'slerine, le görüşmek adetâ şöhret... Kontes te domuzuna âşil. Görüştükle- rini seçerek görüşüyordu, İste acizleri de salonuna kabul edi'dim. Bilirsin va, ben mf'oyazi hir a- dam. O salona dim, Fakat âmirim ısrar etti, Gene girmek ğ 3 ii dsi p yay agg şarttır, | İlk bakışta, kontesten madım, Bu eski güzel, sürüp sürüş- türmüş, podraya bulanmış, beni koltuğunda, resmen kabul etti... O- turduğu koltuk adetâ bir tahttı.. Bir kere bu sahte mizanse ne kızdım. Bir takım insanların, ko- nusmadan, boyunlarını çevirme- dini eğilmeden, masada oturup kâğıt oynamaları sinirime dokun- du, Kalisıp kaçacaktım. Bu aralık salona kontesin kızı hoşlan- | girdi. O kızın salona girişini unutmı- İ yacağım. ; İki aydır, oKopenhağdaydım. | Sarışın görmekten gözlerim yorul- muştu. Oradaki kadınlarm dörtte üçü, solgun gözlü ve olgun başak rengi saçlı... Salona giren ve annesinin yanı- İ na giden genç kız da Skandinav tip'ydi.. Hani iyi yapılmış, şahe- ser melek resimleri vardır. - İşte Elza o resimlere benziyordu. Ar- kasma, kol kalmlığmda iki saç ör- güsü vardı. Saçları, belinden aşa- ğı akiyordu... Üstünde siyahlar vardı. Matemdeydiler.. Fakat göz“ leri, zümrüt gibi yeşil gözleri, ba- karken; Ben masumum... Ben ba- kire bir kızım!... diyordu. Matmazel Elzaya takdim olun- dum. Yüzü kadar sesi de güzeldi. İnsanın kalbini okşuyordu. Da ba 'Ik sözünü söyler söylemez, da- ha ilk tebessimünde, aşk harekete 5 Görmek hassamı deyişti- Kontes hoşuma gitti, koltu- ğunu beğendim, iskambil oynıyan- lara bayıldım. Asık olmuştum azizim, Matma- | el Elzaya önül vermiştim, gönlü mü tırmuştım. İbi Artik her gece onlara gidiyor- | cum. Başka yerde eğlenmiyor. dum, (Devamı var) a m Lİ ÖLÜM | Pş. nın on dör sene başyaverliğini yap- Jem r. Yücuf Bey henüz larında, fakat çok dinç ve te- . hayatında hastalık o görme- Miş bir insandı. Onun için birdenbire veat kendisini tanıyanlar: derin bir te- Şösür ile beraber hayrete düşürmüştür. | Yusuf Bey evelki gün Kadıköy vapurun- da bir fenalik hissetmiştir. Bu fenalık bir anjin dö puvatrin aksesi idi, Fakat Hiç bir vakit, hiç bir sebeple vazifesini biralımainış olan Yusuf Bey buna ehem- miyet vermemişlir. Vapurdan çıktıktan gitmiştir. Yolda ir. Bunun üzerine üşsuyu hastanesine götürülmüştür. Orada birkaç saat sonra vefat © etmi Jvoest Bey heliharırda Beşiktaş eslreri dairesi reisi idi. Bundan erel de ursum /konaklar kumandanlığında bulunmuştu. jJKendisini tanıyanların bilâ istisna hür İmet ve muhabbetini | Dün cenaze |kaldırılarak Baik pa götürülmüş, ora Yl gömülmüştür. Cenaze me- İrasiminde İstanbulda bulünan en yüksek İlit Bey ve diğer birçok maruf zevat ha- zır bulunmuştur. ... Aleni teşekkür 9 *9|Büyük beto.arme Askeri şüra nzasından ferik © Cevat |54$ olan kaymakam Yusuf Bey evelki İmüştü kark İdan Eyüp Sultana © makledilerele ailesi) Adanad mühim bir eser bitmek üzere li İ | #örüün köprsü Nafia Vekâletinden aldığımız malümata göre, Seyhan vilâyeti Jen yol nshririn (o Syakların'lan Eğlerce suyu üzerinde ( yapı'makta olen Körkün köprüsünün esaslı kıs m- ları bitirilmiş, ve köprünün iske lesi alınmıştır . Köprü, 72 metre açıklığında, bir gözlüdür. o Betcnarme olarek yapılmıştır. o Körkün köprüsü & çıklık itibariyle memleket'mizin ik'nci büyük betonarme köprüsü- dür. mak için iskele aşağıya indirilmiş tir, Kemerler anahtarda (Veren'd- rolik) denilen aletler vasıtasiyle onar milimetre açılarak yukarıya kaldırılmak © suretiyle köprünün yükü iskeleden kemetlere nakle- | dilm'ştir. Kemerlerin açılması için her iki kemer& 520 tonlük”bir kuvvet tatbik etmek icap etmiştir. Avru- İ pada bile ancak son senelerde bir İ nazik ameliye (sayesinde, iskele indirilirken vukuu muhtemel sar- sıntılarm önü alınmış olduğu gibi köprünün mukavemeti de mühim bir surette arttırılmıştır, Anahtarda, kemerlerin açılma» 81 icap eden 10 milimetrelik mik- tör dakik hesaplar neticesinde bu- lurmuştur. o Bu aç'lma sebebiyle betonda müruru zamanla husule gelen kısalma hâdisesinin zarar- ları izale edilmiştir. Bu muazzam eser 47.385 liraya malolacaktır. Körkün köprüsü, İ Avrupada da emsaline niren te- İ sadüf edilecek mühim betonar- me eserlerdendir. a Matbaamıza gelen eserler; sanan een | Adaletin dilekleri Temyiz mahkemesi reislerinden "Fahreddin Bey bu isimle bir eser neşretmiştir. Eski, ( tecrübeli ve iBey bu kücük k'tabımia adliyenin nasrl islah edilebileceği, o âdalet muhitinin nasıl kuvvetlendirilmesi mümkün olduğu hakkmda dikkate lâyık mütaelalar söylüyor. Tavsiye "ederiz. esans vena kumandanı paşalar (o hazeralıns, Gümüşsuyu hastahinesi başheki- köprü dah linde Adanadan — Kara:sa" | üzerinde Seyhan İnş-atta bir hususiyet olmak ü- zere kemerleri iskeleden kurtar» | 3 a UMUM! : Teşkilât # erim RE VAKIT'ın yeni Tefrikası e > Kadın olduğu için kur- i şuna dizilmiyecekti.. Hemen muhakemesi lizımdı. O kumandanı (Stançe) B. çin casus karın derhal o- Bunun üzeri- ne (Stange) bey teşkil etmiş ve gürcü kadın bu vanı harbe sevkolunmuştu. Neti- csi muhakemede kadının casus'u- ğu taba! lar bu noltadan bizim cephem gerisine göndermeğe (muvaffak olmuşlardı. Kadının vazifesi te- lefon hatlarını keserek ve harekâ- tumız hakkında tahkikat yapar Ruslar oralara kadar geline: dar g zlenerek Rusları bekl em: Bizim kuvvetler ricat ettiği zaman kadm biz yere gizlenerek Rusları bekliyecek ve onlar geldiği zaman meydana çıkarak vaziyet'mizi on- lara anlatacakatır. Kadmın bu suretle (casusluk yapmak maksadiyle karargâh ci- varında bulunduğu tebeyyün edin- ce divanı harp onun idamına karar 104 ik eylemişti, Onu Rus- | —VAKIT 16 ŞUTAT 1914 — HARPTEd Mahsusa ln A İl Lak KİL Yazan: A. MiL rilmiş, fakat diğer kısmı cas nde kalmıştı. Rus torpitola- «öprü civarını ateş açması e efrat arkalarındaki dina- mt sandıklarını yol üzerine bıra- karak kaçmışiırdı. Şimdi bütün yel boyunca dinamit sandıkları dizilmişti. Hem bu sandıklara, hem de camie düşman mermilerin isabet etmesi çok (o muhtemeldi. İ Efrat bunu anladıkları için dina mitlerle berhava olmak isteme mişler ve çil yavrusu gibi etrafa dağılmışlardı. | gö Dinam'tler nakledilirken Nail kâtibi mes'ul beyler cami ö- nünde bulunuyorlar ve dinsmitle- İrin nakline nezaret ediyorlardı. Binaenaleyh bembardıman başlar yınca ikisi de çok tehlikeli bir vaziyete düşmüşlerdi. Onlar da efrat gibi kaçımazlardı. Çünkü kaçmıya imkân yoktu, Cimiö- nünde bulunmakla yolu takiben kaçmak arzusunda hemen hiç bir > v Pk. EŞ e vermişti. Fakat kadın olduğundan | fark yoktu. Rus terpitolarının at- kurşuna dizilmiyecek, ipe çekile- | tığı mermiler camie isebet edece rek idam olunacaktı. Idam hük-| gi gibi yol üzerinde bırakılan di- mü şefakla beraber topçu mülâzi-! y-mit sandıklarına da isabet ede» kaç köprüde tatbik edilen bu çok ideğerli bir adliyeci olsn Fahreddin! mi Adil Efendi tarafından infaz e dilecekti. Divanı harbin kararı bu merkezdeydi. Fakat bir çok kimseler gibi mü- lâzim Adil efendi de gürcü katı. nın bigünah olduğuna ve yaptığı şeylerin cinnet alâim'inden başka bir şey olmadığına kani idi. Onun için divanıharp kararma rağmen kadmı asmamaya karar vermiş- ti, Ertesi günü Adil efendi casus kadmın asıldığını raporu ile Stange beye bildirirken kadın dan tahliye edilmiş bulunuyordu. Bu hâdise casus kadın kaçtıktan sonra duyulmuştu. Fakat mesele- Çünkü o esn*da hüküm süren ka- rışıklık ve kargaşalık arasmda bu işle mesgul olacak bir kimse yok- tu. Artık herkes kendi başının ça- resine bakmıya çalışıyordu. Bu karışıklık esnasında (Mur- gul) da elde edilen dinamit san- dıkları hatıra gelmişti. Bu birkaç sandık dinamiti ORuslarm eline geçirtmemek lâzım geliyordu. Cephe geriye alınınca dinemitle- ri de geri tarafta mahfuz bir ye- re naklederek oradı muvakkat bir zaman için saklamak icap €- diyordu. Bu maksatla çete efradı- | Rin bazıları diramitlerin bulundu ğu camie sevkedilerek onların İ nakline başlanmıştı. Fakat sandıkları (o arkalarına yükliyerek taşıyan efrat yola ko- yulduklırı zamn Karadenizde mi ve arkadaşlarıma, askerl'k dai! birkaç rus torpitosu görünmüştü. G. Halk Fırkası vilâyet idare heyeti- Torpitolar harp vaziyeti aldıktan sonra Arhavi civarını ateş altına ne, Beşiktaş kaza Okaym-kamı ile almıya başlamışlırdı. Yapılan en- bir çok (O meslekdaş ve dostlarına derin saygılarımı, hususi şükranla- İ dahta nazaran Ruslar Arbavi su- yu üzerine kurulan köprüyü tah-! İ w Zevcim Beş'ktaş askerlik şube-'rımla ayrı ayrı yazm-gı teessürüm! rip etmek istiyorlardı. si re'si kaymakam Yusuf Beyin ce- 'eden Şörayı âli askeri âzaları ,kol- 'ordu, fırka kun-andanı ve merkez, mâni olduğund-n gazetenizin bu Halbuki bu köprü *dinamitle- girmivsk'lir. /gazesi merasimine canlan işt'rak'vaz'feyi ifasını riez ederim, Ef. | rin bulunduğu câm'e çok yakmdı. çoktanberi Adil efendi tarıfın- | yi tahkik etmeye imkân yoktu.| ; bilirdi. | Nail bey tehlikenin arttığını gö | rünce kâtibi mes'ul beye: “— Burada durmak intihar-et» İ mek demektir. Gel kuytu bir yere çekilerek bombardımaının hitamı- İna kadar orada bekliyelim!,, de- İ mişti. Fakat kâtibi mes'ul bey kaçmak ve gizlenmek için hiç mü nasip bir yer göremiyordu. Çün- kü mermi'er her tarafa düşüyor du ve gittikçe hedef olan köprüye ve b'naenzleyh camie de yaklaşı» yordu. Kitibj mes'ul (teşkilâtı mahsusaya iştirak © edelidenberi | başından geçen tehlikeleri birer birer gözünün önünde tecesüm (| ettiriyor ve nihayet o andaki vas ziyet; ve onun ne kadar tehlikeli olduğunu düşünerek artık bu defa kurtulamıyacağına kanaat getiri» yordu. Tam İstanbula dönmek üzere olduğu bir zımanda ve cephedeki son günlerinde böyle felâketli bir vaz'yete gireceğini hatırından geçirmemişti. Onun için bunları düşündükten sonra Nail beyin kaçmak hususunda yaptığı teklife cevaben demişti ki; ji “.— Nail bey, görüyorsunuz ki pasıl olsa öldük. Bu vaziyette ar- tk bizim için kurtuluş yoktur. Geliniz, cxmiin arkasma gidelim, Etrafa isabet eden mermilerden sakınmak için en emin Yer orasi» dır. Şayet mermilerden birisi cas mie isabet edecek olursa o zaman | içerde bulunan binlerce kilo dina- mit bir ande iştial edeceği için biz de e-mile beraber berhava oluruz. Öldüğümüzün farkma bis le varmayız. (Devamı var), Konyalıların Çayı Konya lisesinden yetişenler (o arasında tertip edilen ve 162.934 cuma günü Parkotelde verilecek çay ziyafeti havas Merhümun ailesi Düriye, Keri- Bu esnzda din-mitlerin bir kısmı pon bozulması yüzünden geri kalmıştır. mesi Afife, oğlu Celal, (13365) | çete efradı tarafından çıkarılarak .Ziyafet günü tekrar ilân edilecektir. Alâkadarlarm bildirdiklerine göre