V. | TAKTın Edebi Tefrikası : 24 YANNANINNANANNNN AKISKANÇ Wi Makleden : Selâmi Izzet | | K. , O Evet,, RE e hayata kavuşacağım. vet, hayata kavuşacksın.. dârane baktı, gülümse - di; iz Bu hayati, size borçlu oldu- acağ j ları ede; Yoksa... Nal £; Yaptınız!.. a w* halde bana büyük bir imi ike atlattırdınız. Şimdi siz - bir ricam daha var.. Yurun,, EN > olu; diğun öm. Bir “sağ mİ vermedim.. Sünlerde, bundan böyle, hai tedavi etmemi istiyeceği ma gelmişti ama, bunu fazla ÜşünmEmMİştim > ... Cesaret edemi- il sanıyordum. cesaret et- hire onu caydırır diye | nuz., ben sizi çağıraca- di Bunu nee bir hastalık zuhurunda si ma er tabii idi. Ama t am'ı surette bu adamı <tmem lâzım gelecekti. Ba Da gi dr #eyi anlatacaktı. Onun ya- Yavaş sırdaşı oalcaktım.. Sıh haini ke, artık manen değil, mad- e de nefret ediyordum. Yü- nie baktıkça tiksiniyordum. Ha 4.) ÇİNE atlar vardır, ceset yanından rna rken irkilirler. İşte ben de dum dan geçerken irkiliyor- ba Muayene ederken aklıma hayır, lü şey geliyordu. Hayır S We yapamazdım. ana Emredersiniz, ama buna lü- lıkla, ok Ufak tefek rahatsız - 1 kim olsa tedavi eder.. dip 29 çatıldı, adeta mütees - “£ mi ediyorsunu?. Her hal Ni çoğ, o sözleriniz değildir... Be- ei edersiniz. Yır efendim, rettetmek bahs değil... Size kolay-| diye söyliyorum.. Hem | di içimin bir iki dakika sürdü. pa Pençerenin önünde, masa ii aa limonata ya- | yet: mazi We rar etmesene, dedi, > Ba atel Bimefengi. istek meselesi değil Ha - Li am , NASİ anlatayım?, e her hastalığın müte- ai i PreMİpimı vard Sonra da bir Se yanan de den bii için prensi- bırakır... G An meslek, “dürüstlüğü de - Arağe oldu, olduğum 5 için Ferdi göremi Yordu. y. Düzü gülümsiyerek ; üğü de bırakır!. De. yi klifi kabul ederken, o, l- devam ekti, —3— yak olduk. : sık onlara gidiyorum... da buluşuyo- we Göz göze geldik... dan sonra benim dokto- | Her halde hastalan- | ite korktuğum başıma gelmiş a katiyen istemiyordum... matayı yapmakta devam e-| ruz. Ferdi de, ayda bir kere, ba- zan iki kere muayenehaneme uğ- rıyor.. İ Adeta “merakı, oldu. Aklı fik İri sıhhatinde.. Burnu aksa telefon i ediyor. Hayır, randevu almak için yalnız kalacağımı soruyor. da buluyorum.. Behire ile de sık sık buluşuyo- ruz.. Bazan sokağa çıkıyoruz. Şe hir haricinde, mahalle kahveleri - nin önünde oturup çay içiyoruz. Çok defa da, bütün bir hafta, beş bir zaman, bir fırsat bulup apartı- | mana gelemiyordu.. Can sıkıcı haller de o'uyordu... Meselâ akşama kadar Behire ile geziyor veya Behireden apartıman da ayrılıyordum. Ellerinin hara- reli avuçlarımda iken muayeneha jneme geliyordum. Karşıma Fer - İdi çıkıyordu: “.- Biraz boğazım yanıyor da... Hemen odama giriyordum ve ellerimi, üstümü başımı kokluyor- dum.. Behirenin kokusu kalmış olmasın. Elimi yüzümü yıkıyorum. Ba: l sıma kolonya sürüyordum. Siga - “İra yakıyorum, dumanını avuçları- ma üfleyip üzerime yayıyordum. Bu iş bitince muayene odasına giriyorum. Doktor tavrını takını- yorum. Ferdiyi karşıma oturtu - yorum — Açınız ağzınızı!, ““Bazay'muayeneden sönra çıkıp | ruhiyeme göre, kendisini karşılayı şıma göre, oturuyor, yerleşiyor, ko nuşup anlatıyor.. — Aman ne güzel kokuyorsun. Muhakkak güzel bir kadınla ran - devun vardı.. — Bilâkis, gayet çirkin ve ibti- | yar bir kadındı.. ye söylerim; doktor ciddiyeti ile kim bilir ne çapkınlıklar yapar, — Behire Hanım ne diyor7. — Behire mi?.. Güler.. Bir gün! idedi ki... Ama söylemiyeyim.. — Neden?. ii — Dedi kodu olmaz mi?. — Yok canım. — Dedi ki: “Doktorun sevgili - | leri her halde hoş vakit geçirirler.,, Gırtlağım vap vermek isterken, gözlerimin | İ önüne bin bir şey geliyor... İzete.... » Bir resim “Tıp âleminin meşhur bir siması,, ... “Katilin tev- kifi,, .... “Cinayetin sebebi bir tür- Me inu Silkinirim. (Devami var) i Kadıköy Türk fukara- perver cemiyeti Kadıköyünde (o senelerdenberi hayır çalışmakta olan Fukaraper- ver cemiyeti cümhuriyetin onuncu yıl dönümü şerefine (o olarak ilk mektep talebelerinden 100 çocuğu giydirmiştir. ! Köyün eşrafından Asım zade Nuri Bey tarafın'lan da iki koyun hediye edilmiş ve bunlar kesilerek fukaraya dağıtılmıştı. e Kadıköy halkının yüksek şefkati sayesinde mevcudiyetini (oOidame etmekte olan bu cemiyetin gösterdiği met takdire değer. i değil, dost randevu alır mı?, Kaç- | İta hastalarımın arkası alınacağını, | Son hastam gidince onu salon - | raber boş durmamak için Kara Ke | gidiyor; bazan da'6 günkü haleti | — Gizleme. Ben daima Behire- | düğümleniyor. Ce| Bir ga- | kilât Ortada bir karar olmamakla be | İmal Beyle bazı kâtibi mesuiler | Gürcülerle müzakereye başlamış - lardı. Bu müzakerelerde Gürcü- lerin ne gibi maksatlar takip ettik- leri, maksatlarını nasıl tatbik ede- "cekleri öğrenilmek isteniliyordu. | Bundan başka bu müzakereler es- nasında atideki noktalar da tesbit! edilerek onlara harfiyen riayet o- eylemişti: 1 — Türkleri Rus'ara karşı em- | kendisinin Trabzona gelmesi ken, diğer taraftan doktor Bahaet- tin Şakir Beyle cepheyi ve faali - yeti birleştirmek için lâzım gelen teşebbüsata girişiyordu. Bu mak- satla doktor Bahaettin Şakir Be - yin Erzurumdan Trabzona davet olunması tekarrür eylemişti. O - nunla Trabzonda neye karar ve - rilirse istikbalde o suretle hareket olunacaktı. Fakat davet için çe- kilen telgrafnameye doktor Baha- lunması sureti katiyede tekarrür! Bey tarafından verilen cevapta! başlanılan bir çok işlerden dolayı bir ri vaki karşısında bulundurma - |çok vakit ziyaına sebebiyet vere - mak ve her hangi bir tecavüzkü - | ceğinden her iki tarafın yarı yolda rane hareketten geri durmak için | bir maha'de buluşarak konuşmala Gürcüler en ufak bir hareketleri - ni bile Trabzon teşkilâtı mahsüsa riyaseti ile müzakere etmeden ya- pamıyacaklardı. 2 — İstanbuldan gelen on altı hal vermiyecek surette hareket e- decek ve daima ona göre barınma- nın çaresine bakacaklardı. 3 — Gelen Gürcülerin tabiiyet- leri meçhul olduğundan şimdilik onlar Türk tebeası addedilecek ve o suretle teşkilâtı smahsusaya alı - İ nacaklardı. 4 — Gürcüler bu suretle doğrır dan doğruya Türk teşkilâtı mah» susası riyasetine bağlı kalacak'a - rından Almanlarla olan her türlü münasebetleri katedilecekti, 5 — Ne Almanlar, ne de Gür- cüler Trabzon teşkilâtı mahsusa - sından bir Türk zat olmadan mem İleket dahilinde resmi makamlarla İ ve Alman konsoloshanesiyle görü semiyecekleri gibi teşkilâtı mahsu- i sanın müsaadesi olmaksızın otel - den dışarı çıkamıyacaklar ve kim- idi.,, Her ihtimale karşı Almanları ve | l | Gürcüleri teşkilâtı mahsusaya bağ | İ Lıyan bu kararlar tesbit edildikten İ İ sonra onlara riayet edilmesi husu- sunda nezaret edilmesi için bu! mukarrerat Trabzon valisi Cemal ! ! Azmi Beye de tebliğ olunmuştu. O aralık Cemal Azmi Beyin teşki- İlâtı mahsusaya bir çok hizmetleri dokunuyordu. Ve ileride de kem- disinden çok istifade edileceğine şüphe yoktu. Onun için vali be - yin dahi bittahlif teşkilâtı mahsu- | i saya alınması tekarrür ederek mu- | | amelesi ifa olunduktan sonra Ce- | İmal Azmi Bey dahi Trabzondaki ; İ meğe başlamıştır. Trabzon heyeti, Almanların ve | Gürcülerin riayet edecekleri ve yukarıda yazılı olan noktaları ka- rarlaştırdıktan sonra onlarla yap- tığı müzkerelerin hulâsasını bir deftere kaydetmek ve imzalarını almak suretiyle zapta geçiriyordu. Bu suretle istiyordu ki Almanlar ve Gürcüler, evvelce vermiş olduk ları sözlerden ve alınan kararlar | dan nügul etmesinler ve şayet ede | cek olurlarsa zabıtlar önlerine ko- nularak kendileri süküte ve sözle- | him- | rine riayete davet olunabilsinler. rabzon heyeti, bir taraftan Al- | lerle meşgul ölür) Gürcü daima hiç bir şüpheye ma- | seyi de otele kabul edemiyecekler ! rı daha muvafık olacağı bildiril - mişti, Bunun üzerine Köşkte bulunan Hilmi Bey ile de muhabere edile- rek onun da Erzuruma avdeti te- min edildikten sonra her iki tara- fın (Bayburt) ta buluşması karar- Jaştırılmıştı. Bunun üzerine Kara i Kemal Bey, doktor Bahaettin Şa- re Trabzondan kendisine atideki telgrafnamyi çekmişti: “Dün akşam Könkte Hilmi Bey ile de muhabere ettik. Bugün Könkten hareketle Erzuruma ge - lecek. Şu hale nazaran cuma gü- nü Bayburtta birleşmemiz kabil! olacaktır. Ana göre hareket edil. | mek üzere emrinize muntazırım.,, Bu aralık İstanbuldaki Teşkilâ- man Askeri Beyden gelen emirde teşkilâtı mahsusa sark mıntakasın da Rusyaya karşı yapılacak hare- kât ve tecessüsatta bir ahengi tam İtemini için Kemal, Rıza, Hilmi ve doktor Bahaettin Şakir Beylerin birleşerek bir talimatname vücu - jde getirmeleri talep olunduğun - İdan Erzurumda doktor Bahaettin ikir Beyin son kararını almak üze-| tı mahsusa merkezi reisi Süley -| 5 — VAKIT 7 2.nci teşrin 1937 BUWMUMI HARPT E eyni Teşkilatı Mahsusa EAA YAK RA AE EE VAKIT'ın yeni Tefrikası : 6 Yazan: A. MiL Gürcüler ve Trabzondaki teş- mahsusanın faaliyeti kat üzerine Kemal ve Rıza Beyler otomobile rakiben Trabzondan Bayburda mütevecccihen hareket eylemiş'erdi. Aynı zamanda dok- tor Baha Bey de Hilmi Beyle bir- likte Erzurumdan Bayburda hare- ket etmişti, Kemal ve Riza eyler yolda gi- derken bir iki defa büyücek oto- mobil kazaları atlattıktan sonra tayin edilen günde Bayburda mu- vasalat eylemişler ve doktor Ba - haettin Şakir ve Hilmi Beylere mülâki olmuşlardı. Bir kaç gün devam eden bu Bayburt müzake - releri esnasında her iki tarafın ile- ride ne suretle harekett edeceği bütün teferrüatiyle tesbit edilerek alınmıştı. İlâtı mahsusa şark cephesi artık i “Kafkasya ihtilâl cemiyeti,, namı ja altında hareket eyliyecekti. Şark cephesi, birisi Erzurumdan ve di- geri, ileride hududa yakın olan bir mahalle nakledilmek kaydile, şim dilik Trabzondan idare edilmek üzere ikiye ayrılacktı. Her iki kı- sım, mesafenin uzaklığından dola- yı da doğrudan doğruya İstanbul- iile muhabere etmek salâhiyetini İ haiz olacaktı. Erzurum kısmı dok itor Bahaettin Şakir, Hilmi ve Er - zurum valiliğine tayin edilen Tah- isin Beyler tarafından idare oluna- çaktı. Gayet gizli tutulması ve yaban- cılarım eline geçmemesine fevkalâ de dikkat edilmesi lâzım gelen o nizamname Trabzonda tabettirile- rek alâkadar olan zevata ve teşki- raişti.. (Devamı var) ——————aaz Çocukları siyanet için yeni bir kanun! Çocukları: himaye ve muhafaza için İngilterede yeni bir kanun kabul olundu. Yeni kanun iki e- sasa istinat ediyor: Birincisi: Devletin çocuğu fe- ina tesirlerden, fena içtimalardan ; koruması. İkincisi: - 17 yaşma kadar ço - cuklardan kanun aleyhinde her| hangi harekette bulunanların mu- | hakemeleri esnasında sıhhat ve is. heyetlerin içtimalarına iştirak et - İ sirahatlarntn gözetilmesi ve veri- | İlecek cezaların kabahatlere muta- bık olmasıdır. Birinci esas; ana babalık huku- du. Onun için yeni İandbnğ ço - cuklarının ahlâkını bozacak mahi- yette olan ana babalardan çocuk- larını aldığı gibi yaşamak şaraiti çok bozuk olan evlerdeki çocukla- rı almaktadır. İkinci esas; çocukları tedavi ve iıslah etmeyi istihdaf ettiği için, bi! Çünkü rinciden daha mühimidr.. bu sayede çocuğa ait dava, onu 15- lah etmek noktai nazarından tet - kik edilecek ve hüküm ona göre Bir zaferin yıl dönümünde nümayiş yaptılar Chambery, 6 (A.A) — Vittorio Veneto zaferinin hatırasını anmak de hazır oldukları halde yapılan / Gir toplantıya faşist aleyhtarı bir ler, bunun üzerine bir itişip kakış- ma olmuştur. İki Fransız komünisti ile dört vi | talyan tevkif edilmiştir. i Toplantı bittikten sonra kim ol. dukları bilinmeyen 3 adam İtalyan | konsolosluğu kâtibi Macchiolo” kaçmışlardır. Öğleden sonra da faşistler muarızları arasında yeni bir kavga çıkmıştır. Bir kişi yaralanmıştır. rafından muhafaza altına alınmış tır. verilecektir. Londra gazeteleri, bu yeni ka - nunu, medeniyet namına terakki saymaktadırlar, / Beyden gelen kati cevabı mitvafa-. bu hususta bir nizamname kaleme | Bu nizamname mucibince teşki- lâtı mahsusa şubelerine tevzi edil. Faşizm düşmanları , üzere İtalyan ceneral konsolosu ve İtalyan meb'uslarımdan M. Basile | kaç İtalyan da karışmak istemiş - i sopa ile döverek yaralamışlar o ve ile i İtalyan konsolosluğu polise ta * ss sb v0 Vee CE BR eva ea