——ğ— VAKIT 2 B. teşrin 1933 » LAV 0 AK “Devlet ve Meclis: NASAL AL ş6 Omni Muharriri: Celâl Nuri MM Şarki Roma, yeni Roma, yani köhne Bizans ta aynı işi gördü. | bu devlet (anasından bunak doğan bu devlet), lâtinceyi unuttuktan sonra yunanlılaştı. Saltanat geniş | ülküleri muhtevi idi. Bunlar Kons- tantiniyede kaynaştı. Ermeni, Türk, Arap, İslâv, Frenk barbar hepsi yunan kisvesine gir. di. Bizansta Araptan imparator- lar görüyoruz. Yeni Romaya halef olan Os- manlı İslânbulu da öyle. (Hadi-| katülvüzera) ya bakacak olursanız | sadrazamların azı, hattâ pek azı Türk, çoğu İslâv ve Araptır. Lâ-| kin devlet camiasız, türklük yuka- rıda bahsi geçen asli hasleti, seci- yesi bunların hepsini Türk etmiş - tir, Resmi dil, milliyetin terekkü » bünde pek mühim bir âmildir. A-' sıl Hırvat olan Sokullu merhum, bihakkın ve kemaliyle Türktür.| Onu yetiştiren türk kültürü, muhi- | ti, duygusu, ideali, devleti, dili, â detleri, zihniyetidir. Buna mukabil aslen, ırkan su katılmamış Türk olup ta arabça veya fariside şaheserler vücude| getiren, başka âlemlerde parlıyan Türk olmıyan bir devlette kemal gösteren birini bizden addetmeğe hakkımız yoktur. Her iki makuleyi Türk sayarsak iki ölçümüz olur; insafsızlık doğ- ru değildir. MİLLİYETE AİT BAHİSLER Milliyetin fertten sorulması Bir ferdin milliyetini anlamak “ çin onu Kendisine sormak müm - kündür. Eğer gayri vicdani bir sa- ik ile cevap vermiyorsa sözüne iti- bar olunur. — Sen hangi millettensin?. — Türküm, Yunanım, Arnavu- dum, Arabım ve saire. Fakat bazı yerlerdle, hususiyle milliyet nazariyesinin bugünkü te- barüzünden evvel bir çok diyarlar- | da, Hehistanda, Rusyanın kavimle- | rin karıştığı havalilerinde böyle cevap almak ta güç idi. Büyük Rws, Küçük Rus (Rüten — Ukran: | yalı), Beyaz Rus arasındaki farkı bulmak, eskiden, çetin imiş. Eğer fert ortodoks ise Büyük veya Kü- çük Rusa, katolik, uniyat ise Leh'e kayıyor. > Sabık Osmanlı İmparatorluğun- da bu gibi hallere tesadüf olunur- du. Bir ferdin, hattâ bir cemaatin, bir menfaat muktezası olarak, bel- ki nefret ettiği bir milletin azasın- dan olduğunu iddia etmesi de va- rittir. Bunun içindir ki bu ölçü - | nün de yüzde yüz doğruluğunu id- İ dia etmek kabil değildir. Görüyor musunz? Muhal bir ta- rifi aramaktayız. Şu saydığımız bir kaç unsurdan birini bir millete daha bariz, ötekini, daha az bariz görüyoruz. Milliyetler, umumiyeti itibariyle ! birbirine benzemiyor. Bunun için- dri ki tariflerde de umumiyet, şü- mul aramak zaittir. Bir yerde dil ve ! ırk galiptir (Almanya). Bir yerde din mütefevviktir (Şark). Bir di.! ğerinde menfaat esastır (Belçika, | İsviçre). Milliyetten evvel Millet, yeni” yahut yenice bir mefhumdur. Dada evvelleri milet şeklinde değil de, başka tarzlarda toplan - mış insan kümelerine tesadüf edi- liyordu. Ümmet, bir peygambere mensup olmak mühim bir camia idi. Üm- meti Musa, Ümmeti İsa, Ümmeti Muhammet. (Müslümanca, kadi - men “millet, kelimesinin şimdiki telâkki üzere yoktu). Çinde, Hindistanda, eski Mısır- da, eski Babilde kuvvet'i insan kü- me ve kütleleri görüyoruz. Fakat bunlarda milliyetin bahsetttiğimiz unsurlarını Sami'lerde (İbrani Arap) kabile fikri pek galiptir. Kadim Atina ve İspartada Cit& (Polis, Medine) fikri çok kahir ve belki milli vahdete mânidi. Büyük imparatorluklar (tarihi! İran, Roma) bir çok insanları bir | araya toplamakla beraber bir mil- | liyet teşkiline doğru gidememiş'er- dir. Tekrar edelim vatansız cema- atlerin de misali bulunabilir. Ya - hudiler, Parsiler ve belki Ermeni- İer. Confâdâration ve f&döration şek İ linde toplanmış devletlerin ahalisi arasında bir nevi milliyet teşekkül ediyor mu? Amerikada ve İsviç - rede evet; sabık Avusturya — Ma- caristanda hayır. .»$ Evet, bin sene, beş yüz sene ev- vel, şimdiki milliyetsevenlerin te - “ümmet,, ten farkı aramak beyhudedir. | üç lirayı kim çaldı? Heybeli adada oturan Ahmet Efendi, köprüde gişeden bilet a - lırken cebinden üç lirası çalınmış- tır. Ahmet Efendinin iddiası üze- rine Namık isminde biri yakalan- mıştır. Mekteplerdeki teftişlerin neticesi Maarif müfettişleri senelik u - mumi raporlarını maarif müdürlü ğüne vermişlerdir. Maarif müdür. | lüğünde bir komisyon dün bu ra- porları tetkik etmeğe başlamıştır. Raporların tetkikatı bir iki gün sü recektir. Edebiyat Fakültesinde Edebiyat fakültesinde ve fakül- i teye tâbi zümrelerde bugünden iti baren Eylül devresi mezuniyet im- | tihanlarına başlanacaktır, İmtihan lar on beş gün sürecektir. i Teşrii masuniyetinin kal- dırılması istenilenler Denizli mebusu Haydar Rüştü, Manisa mebusu Tahir (o Beylerin teşrii masuniyetlerinin ref'i hak - kındaki Başvekâlet | tezkereleri meclise gelmiştir. imtihana giren iki kardeşin vaziyeti İmtihana iştirak eden iki kar- i deşin her ikisi de muvaffak oldu « ğu takdirde maliye müfettiş mua- | vinliğine kabul edilip edilmiye- ! İ cekleri hakkında hükümetin istif- lâkkisiyle millet yoktu. Acaba bu. | sarı üzerine devlet şürası umumi | na Romanın zavalinden sonra mı müsadif olunuyor? Diyorlar ki Ro- | ma belki bir vatandı; yahut ona yakın bir kemmiyetti. Lâkino de- rece gayri mütecanis idi ki bu he- yete şu airın telâkkisiyle bir mil- let denemezdi. Romanın zavali ve umumi müuhaceret üzerine, bir cenin gibi, milliyet görünmeğe his- sedilmeğe başlıyor. Bu muhaceretler ve onlardan iti baren Fransa, Burgondia, Lombor |! dia, daha sonra Normandia'yı sah- nede görüyoruz. ka başka yollardan, aynı milli var- İrğa doğru gidiyorlar. Bu Avrupa devletlerinde temes- sül oldu. Buna mukabil Osmanlı elinde böyle temessül'er olmadı. Bilhassa müslümanlarla hristiyan - lar pek ayrı yaşadılar. İçtimai â- i lemde hudut kuleleri görüyoruz. Avrupadaki temsil daha kolay- dı. Çünkü tesalübün en mühim se- bebi birliğe giren bütün unsurların aynı dinden, yani hristiyan olma- ları idi.. İstanbul şehri gibi Osmanlı mer- İ kezlerinde de müslüman olan Os- manlslar türklüğe temessül edebil- di. Arap, Boşnak, Arnavut ekse riyetle Türk'eşti. meni, Bulgar ayrı kaldı, karışma- i dı, kaynaşmadı. Garpta, galip muhacir ve muha- cimler kendiliklerinden Romanın mütekâmil olan dinlerini aldılar. Kezalk daha geri olan dillerini de unuttular, Galip Cermanlar mağ- lüp Lâtinlerin kadınları ile fazla- <a evlendiler. Hasil yenilen'er yenenleri sonunda yediler ve iyice i hazmettiler, Muhtelif yerlerde milli birliğin ayrı ayrı sebeplerine rastgeliyoruz. Mese'â Fransada hükümdar hane- | danı bu vahdetin başlıca müsebbi- | bidir. İtalyada ise vahdet filen hasıl j olmadan evvel zihinlerde husul bulmuştu. Halbuki Avusturya — Macaristanda bu hâdiseye tesadüf edilemiyor. Fransa, Alman: | ya, İngiltere, İtalya, İspanya, baş! Lâkin Rum, Er- | heyeti, imtihanda en fazla muvaf- | fakıyet gösteren kardeşin kabu- lü ile diğerinin ademi kabulü lâ- zım geleceğine karar vermiştir. Pazartesi TAKVİM 2 T.evel Salı 3 T.evel 11 Cema.ahir Gün doğuşu 12 Cema.ahir Gü yı “7 12,04 15,9 17,59 19,23 “18 “6 pa Sabah dama Öğle namazı kindi namazı .” 1104 19.27 2 Yatsı pamazı 10,25 İmsak “is Yılın geçen günler 975 Yele kalan “ > | Akşam namazı RADYO Bugün | ISTANBUL : ..—19 191945 19,5 — 20,$0 Sevim 18 — 18,30 gramofon ierlemiş olaninra Tramsize Hikmet Rıza Hanim , | Hanım, — 20,39 — 2130 Münir Nurettin Bey | 2. ve arkadaşları. 280 — 22 24 den itibaren ajmms, borsa, saat, VİYANA: 12,30 öğle gramofen SIRA m, — konseri — 15 devam — l M,l0 — 15 plâkia meşhur beştekiirlarm © | serleri — 16, Mhkla ses konseri yarka santi — konser — 2145 oda mu » sikisi —33 plâkin aksam konseri, MUDAPEŞTE: 8505 0 — 13,03 radyo konseri — 14,50 konser — 17 kadın saati — 18 hamle — 1945 piyann konseri — 20,50 pik — 1300 akşam ha - berleri, konser. BÜURREŞ. Mirim — 18 haberler, plâkia hefit musiki — Oi plâkla orkestra “ — 19,15 Könterin devamı — Barit 2145 sarkı, — 22,15 Teodoresko Kuvarteti . #1 konser, VARŞOVA İY m — 13,03 plâk, haberler — 16,53 hafif musiki — 114 Solp konser — Yİ konser 2148 #por — 2105 dans pihldari KONYA: rm 12 plâk — 13,05 sadva musiki — 18 radye orkestra 20 sarkı ve musiki — Yi sakenfon, asik akşamı, orkestrası — 17 plakları — 29 radyo orkestrası — 3180 opra PAR SE? m 10,10 Arnavutça haberler — 2020 mhte- 11 Tisanlarda haberler, — 21 haberler, pilk , 2180 haberler, opren, sohbet, tiyatroya dalr | notlar, haberler. keman İkonseri — 18 dans 18.23 | İ | i ! sayılı bölümlerinde taşarak yanla- DÜZELTİYORUZ! yarara eee eetenna rar 'Yabancı sözlere karşılık bulurlsme dal ziyade gözümüzü açmalı, yanlış yapmamalıyız! Milliyetten: “Münevver, kudretli bir reisin idaresinde inkişaf eden Türkiye nin sulh yolundaki samimi mesa - her tarafta takdir ediliyor., , Düzeltelim; “Uyanık, güçlü bir reisin (baş- | buğun) çekip çevirmesiyle ileriye yolalan, açılan Türkiyenin barış görüş yolundaki gönülden gelme çalışması her yanda iyi karşılan » makta, öğülmektedir.,, (Cumhuriyet) in nalıma mıhına ! sütunundan: “Ben üç senedir yerli malı kul lanmak meselesini nazariyattan filiyata döktüm.,, Düzeltelim:; “Ben, üç yıldır yerli malı kul - lanmayı sözden işe döktüm.,, Cumhuriyetten: “Türk — Yunan hududu üzerin- den geçen Meriç nehrinin senenin muayyen mevsimlerinde taşarak etrafındaki araziyi istilâ etmesi, her iki memleketin zararını mucip olduğundan mühtelit bir komisyon jteşkili ile vaziyeti mahallinde tet- kik ve icabeden tedbirlerin ittiha- zına karar verilmiştir.,, Düzeltelim: “Türk — Yunan sınırı üzerin - den geğen Meriç ırmağının yılın isi rnıdaki toprakları basması her iki Jlülkenin kayıbma yol açtığından karışık bir detnek kurularak işin gidişi yerinde araştırılmış ve gere: ğen tedbirlerin alınması kararlaş - tırılmıştır.,, Maarif müefttişleri Birinci sınıf maarif müfettişli- ğine ikinci sınıf müfettişlerden Ha run Reşit, ikinci sınıf müfettişli - ğe üçüncü sınıf o müfettişlerden| i Hikmet, Tevfik ve Refik Beylerin tayinleri â'i tasdika iktiran etmiş: | | j tir. Bir mahkümiyet Beşinci şube memurlarından Fahri Efendinin dairedeki odasın- da üç şişe içinde 6 klo kaçak kon- yak bu'unmuş, ve Fahr Efendi se- kizinci ihtisas mahkemesine veril mişti. İki aydanberi devam eden bu dava dün netcelenmiş, Fahri Efendi evvelâ üç sene hapse mah- Not: Vaktile şu düzeltme direği (sütun) açmamdan bir iki gün ra Son Postada A. E. Beyin yazısı çıktı. Bu yazı, beni gazetelere sür koymakla kötülüyordu. gözündeki çöpü arastıranların kef di gözlerindeki merteği görme: leri. Dayanılır şeylerden olmadı! içindir ki — karınca kaderince ben bu direği açtım ve kapı yol daşlarımını yazı yazarken daha tiz davranmalrını diledimdi. Yalnız şurası var ki, biz sözler kullanırken rast gele ve lişi güzel davranmamak gerektiği ni de söyliyeyim. Dünkü Son Postada şu satır vardı: “Kadıköyünde faal bir beledi ye reisi vardı. Bu mevkie geldi ği gündenberi göze batacak bi şeyler yaptı. İskele civarın!temi ledi, sahillere çamlar diktirdi. v.8., Bu yazıda düzeltilecek ve kar sılığı kolayca bulunabilecek “Faal, “mevki, “civar,, “sahil, gibi sö7" İer yok değildir. Lâkin şimdi id geçelim ve bu sözlerin öz türkçe kayğısile yazıldığını kabullenelim. Ama o “göze batacak, sanımın (si fat) yersizliğine göz yummak el den gelmez. i Arkadaşımız bu san yerine ke-| layca “Göze çarpacak, Amed miydi?. Kcal Se Püre deği el dar faydası dokunsun bari.. ISTANBUL BELEDİYESİ ! Darülbedayi Temsilleri Yarınki sali gü- nü saat 21 de Pergünt İS PERDE Yazan : Herrik İbsen İstanbul Belediyesi m Vürkçeye çeviren Seniha Bedr Muallim ve talebe gecesi küm edilmiş, tai kaçak eşyanın i azlığı nazarı dikkate alınarak ce- | za müddeti iki seneye indirilmiş » i i Best:liven : E."Grieg tir, Şımdiye kadar yapılan Türkçe filmlerin en güzeli Söz Rejsörü: Ertuztul Muhsin — Bir, Allah Bir Musiki : o Mublis Sabahattin Perşembe günü saat 2,30 dan itibaren IPEK ve ELHA Suvareler İçin numerolu biletleri MRA sinemalarında rinizi şimdiden aldırabilirsiniz Telefon: IPEK: 44289 — ELHAMRA 40118 00000 v0 even aar0raptomaneaAN ARA Alak buat erkânıca gösterileceğinden mazbüar lar müdürleri sinemamızın serbese dühüli leri rica olunur 5 Teşrinievvel TURK Sin (HENRY BERNSTEİNİ in meşhur Pi M E (MUL YALI vav APA 4 YA ENB AMME YEAR Bir filmi bugün saat 10.30 da İPEK sinemasında şehrimiz mat» müntesibini, film şirkeleri ve sinema ye varskasını haiz dostlarımızın — teşrif. (8064) Perşembe akşamı emasında yesinden muktebet İissi bir şaheser 9 DUDAKLAR) (Fransızca sözlü) İ GABY MORLAY—VICTOR FRANCEN—PIERRE BLANCHAR 18067; dı )