| da i oki ormda ilerlemiş bir: kar © var. Yifak clabilirdin.. Ben işi mükem ' yg yy gar Se ZĞTMZİ Bülent gene etrafına baktı. Göz | me! lertip'etmiştim. » Şıktın. Bü- İzzet u*'mu ti. muhteşem salonun eşyalarım. | tün gençleri dâvet paliyordgme Se- 8 ayrı ayri takılip kaldı.” Gün: | ni zengin zannediyorlardı!. Fakir 3yla evlenecek olursa, süreceği ba: olduğunu nikâh günü veya ondan a hayatı düşündü.. Halbuki Et-| sonra söylerdin.. Ma ile ovlenirsö, tahat, zengin bir | hayatı olacaktı, — Bunu sormağa hacet var mı? dedi, Eğer orası daha iyi olsaydı, büarya, gelmezdim.. İ Esma sordu: >> Günay daha adadan inmed' in kalkıyordu. : Günay bir az daha | dolaşmak için aşağıya indi.. — Bir iki gün sonra inecek. , 7 Avukatın yanında gene dak- Hloluğa başlıyacak. ii Esma bunu, Bülendi şaşalatmak Için söylemişti.. Fakat Bülendin hayret etmediğini görünce kendisi İaştı. “Bülent sadece: — Biliyorum, dedi.. — Günayın babası da küçük bir | mMurmuş.. Bülent gene sadece: — Evet, dedi., Esma düşündü: “Bunları nereden biliyor?. Aca»! ba Günay mı söyledi?.,, Bu nokta üzerinde bir az daha durdu; — Belki yakmda evlenir... 5 Bunu bilmiyorum. Sen: bili» Yor rausun?. — Neo, telâş öttin?. Genç, ser- *t bir kız, elbette evlenir ! — Fulenisp fakat şimdilik nişan | Tr değil, — İşterbümu da bilmiyorsun. Bel nisanlı değil, fakat arala - evleri bir genç wwar ki en çıkmıyor. Belki Gü Day onunla evlenmek istemez, fax kat her halde gönlünü eğlendiri* Yor.. Esma, için için alay ediyordu: | > Bülent bunün farkına vardı: 5 — Bana ne, bize ne.. Canının İstediğini yapar... Artık ondan ahsetmiyelim.. Esma, başını Bülendin omzuna | dayadı — Evet, artık kendimizden bahs *de'im... Ne. vakit evleneceğiz | ülent?.. ©, Bülent kolunu Esmanın beline doladı ve karar vermekten başka Sresi olmıyan bir adam sesiyle, | *ini çekerek: »— Mümkün olduğu kadar ça» Buk!, Dedi. ALİN Valizler hazırdı. Çantalar yer- İestirilmişti. Günay, güler yüzle *Syaları toplıyordu.. Nezihe: —G'tmek için can atıyorsun, dedi, halbuik burada pek âlâ eğ. ndin Günay, karyolasının kenarında | “turan halasını öptü: > Beni sakın nankör zannetme | hala, Burada çok eğlendim.. Ve bir ayın hatıralarını ömrüm ok ukça unutmıyacağım.. Fakat an Nemle babama, işime kavuşacağım diye *eviniyorum.. Gene eski Gün AY olacağım için memnunum, Nezihe başını salladı: > Be bir aydan lâyıkile istifade in. Burada pekâlâ bir koca bulabilirdin. Günay acı acı güldü: — Her kes sizin gibi talili ola - ii hala. Zengin kocalar, zengin dırlar içindir. Nezihe sinirlendi, omuz silkti: >— Sen budalasın!. Pek âlâ mu- | hayatta kimseyi aldatmadım.. iz : İ divacı da para tuzağı addetmedim. mışsın bile... — Hazırlandım enişte. Gidi- yorum... — Müteessifim.. — Ben de mütcesifim.. Fakat, artık gitmem lâzım... nuz, ki benim yerim burası değil. Ben işimin başında olmalıyım. Günay: sinirlendi: — İşte bunu yapamazdım.. Ben Nezihe kızdı: — Öyle ise kaderine küs!. Saat altı idi. Son vapur sekizde Aşağıda Hilmi Beye tesadüf et- Hilmi Bey: — Ne o Günay, dedi, hazırlan- Görüyorsu- (Devamı var) 200 seyyah Bulgarya vapurile nadan şehrimize 200 seyyah gel- miştir. Gelen seyyahlar Macar, Çekos'ovak, Alman ve Avustur- yalıdır'ar. Eurada üç gün kala- caklardır. Var- —e— Celâl beyin dönüşü Avrupada bulunan iktisat ve- kili Celâl bey eylülün dördüncü günü şehrimize gelecektir. Celâ beyin avdette Solfyada bir gün kalarak Bulgarlarla ya pılmakta olan iktisıdi müzakere- lerle alâkadar olacağı söylen- mektedir, YA «8 E'w'L Ee Varlık Varlık mecmuasının 1 eylül tarihli 4 üncü sayısı Mehmet Saffet, Sadri Etem, Cemil Sena Abdülhak Şinasi, Sabri Esat, Behiç Enver, Kemalettin Kâmi, Server Ziya, Vasfi Mahir, Yaşar Nabi, Eurhan Ümt, Ali Mümtaz, Ziya Osman ve Nabit Sırrı Bey- lerin yazıları ile intişar etmiştir. Askerliğin psikolojisi Kuleli ve Maltepe askeri lise- leri felsefe muallimi Ahmet Faik beyin bu isimli kitabının yeni tabı intişar etmiştir. Gazi Hazretlerinin renkli bir resimlerile. zabit ve kumandan ile basbihal isimli ve 1914 sene- sinde Sofyada iken yazdıkları değerli bir makale gözel esere şeref ve kiymet verdiği gibi üniversite (psikoloji | profesörü | Şekip beyin bir tahlil isimli mâ- | kalesi de eserin yeni tab'ına iâ ve edilmiştir. Abmet Faik beyin eserini o asker okuyacularımıza hararetle tavs'ye ederiz. Resimli Şark 33 numaralı Ey ü! rus'ası üç renkli gayet güzel bir kapak içinde: lürk dili için Kaynak'ar -Herman Kayser lirg ve felsefesi» Suriyede asarı âtıka * Macideden Sevince mektuplar - Meryem ana- Kandan düğme ve gübre zenci idi, İsa geceleri pijama gündüzleri smoking giyerdi: Her- | cai-Beyaz ve siyah ırkalar Ef â- | tunun cömburiyeti - Tanıdığınız irsanlar » Bizde Argo- O yeşil gözler benden ne istemişlerdir - V.S Nasıl şiddetli bir mücâ- | deleye tabi tutuluyor Berlin, 31 (Hususi) — Aiman- yada fubuşla kat'i bir mücadele başlamıştır. Bugüne kadar zabı- ! ta 24 randevü evi kapatmıştır. Lu evler arasında yalnız kadın ve yalnız erkek randevü evleri de vardir. Bundan başka, kadın garson kullanan birçok barlar da kapın- mışiir. Gizi odaları o'an. koa” örer ve masaj mücsseseleride sıkı bir teftişe tâbi tutulmuşlar: dır. Sıkıya koşulan bu gibi mües sese.erin pek çoğu Hitlerin alâ meti tar kası olan uçarı kıvrık haçla olularını süslemişler, ken- dileride göğüslerine bu haçı takmış'ardır. Fakat bütün bunlar fayda ver. memiştir. Fuhuşla mücadeleye devam edilecektir. — m Mezbahadaki kanlardan düğ- me ve gübre yapmak üzre isti fade hakkının beş sene müddet- le. Sait B, isminde bir müteab- hide verildiğini evve'ce yazmış tık. Sait beyin Almanyaya sipa- riş eltiği makineler gelmiştir. Bunları işletmek için Almanya: dan bir de mütehassıs getirilmiş: tir, Fabrika yakında çalışmaya başlıyacaktır. ———— 77 yaşındaki sarhoş Şehremininde 17 numaralı ev- de oturan Cemal dün akşam ka- fayı dumanlıyarak gezmeğe çık mış. İçtiği rakının başına vurdu: ğunu gören, sarhoş Cemal bir sade kahve içmek için Çarşıka- pıda Ali Efendinin kahvesine girmiş. Fakat daha kahveye gi- rerken küfretmeğe, camı çerçe- veyi indirmeğe başlamış kendisi fazla büyük bir mesele çıkarma- dan yakalanmıştır. © —rm | Bir kamyon devrildi“ | Süleymaniyede, Karacahamza sokağında oluran Bekir Saminin idare ettiği kamyon, Veznecilere gelirken yolda açılan su çuku- runa yuyarlanmışlır. Kamşon ol dukça hasara duçar olmuş ve | devrilen kamyon bir müddet | tramvayların — işlemesine engel olmuşlur. Nihayet etraftan bir çok kimselerin yardımile kam- yon yoldan kaldırılmış ve böyle- likle tramvay işliyebiimiştir. Şo- före bir şey olmamıştır. İ — piki Bir kayık devrildi Dün sabah saat dokuzda Salı pazarı açıklarında Yemişten Or- taköye sebze nakleden Yasef EF. ye ait 1110 numaralı pazar | kayığı devrilmiş ve içindekiler civardaki kayıkçılar tarafından kurtarılmışlır. İçindeki mallarda da hiçbir zayiat yoktur. $ Dön saat 12,55 te Kurtu'uş ta o'uran 68 yaşlarında Isak Ef. iramvay yo'undan karşıya ge çerken 283 nümaialı vatman Ömer Ef. nin idaresindeki tram- vay çarpmış ve hafıf surette ya: ralamıştır. $ Şehremininde 17 numaralı banede oturai Cemal dün ak- şam fazlaca sarhoş olmuş, Çar- şıkapıda Ali Ef.nin kahvesine i kapandı.. 5 ii. Birden gözlerine sıcak yaşların | dolduğunu hisetti. Mehmet, yalnız | âmansız bir kılıcın darbesile kendi- | si gibi olacaktı. Artık her şey mahv olmuştu.. Ne kraliçe Ketevanın | mektubunu Hünkâra verebilecek. | lerdi. Ne de Kafkasya orduların: | da kendilerine vadedilen vazifeleri alabileceklerdi. Rahim, bütün vücudunu kıskaç gibi sıkan bir ağırlıkla yere yıkık dığını hisetti.. Birden, nihayetsiz bir gürültü, gök gürültüsünü andıran sesler gözlerinde şimşekler çaktığını his- setti. esler duyuyordu: — Geliyoruz.. Savulun.. mussuz Abaza serserileri.. Fazla bir şey duymadı.. Göz ka pakları tatlı bir rüyaya dalar gibi Kuru topraklara seril - diğini hisset. Oİşte o vakit — ALA, saat ikide burada... Göğsünde mukavemetsiz bir s1- zı duydu.. Gelenler kasabalılar idi. İhtiyarın | karısı kahveye giderek kocasınm | Na - ! söylediklerini haber vermişti. De-| likanlılar toplanmışlar, mademki Gafur baba böyle istiyor, düşünmeden gideriz. Abaza Paşalılar, neye uğradık- larını anlıyamadan perişan bir hal de kaçacak yer aradılar... Fakat biz de İdi. öyle kıs kıvrak kuşatılmışlardı ki, bir yere gidemezlerdi. Bir kaç atlarına o binerek kaçmak istedi. Fakat O silâh sesleri, bağırış « malardan atlar çok ürkerek birer tarafa savuşmuşlardı. Karanlık gecenin savaşı yarım saat sürdü.. Sekiz Abazalı canlı yakalanmış, diğerleri. Öldürülmüş | tü. Gafur baba, kolundan tehli- keli bir yara almış, Iki köylü can vermiş, Rahim ortadan kaybolmuş tu.. Yakalananların kolları bağla - narak bir ahıra tıkıldı. Mehmet, ihtiyarın yarasım bağladıktan son ra, kendi yaralarına aldırmadı, Rahimi aramıya çıktılar, Rahim, ancak sabaha karşı bu- lunmuştu. Bahçenin kuytu bir kö şesnie kadar sürüklenmiş ve orada yüzü kuyun kalmıştı. Sabah ağarmıştı.. Üç süvari tenha yollarda Konyaya doğru at- larını koşturuyordu. Bunlar Meh met, Rahim ve Gafur baba idi. Uçu de yaralı idi. Üçünün de; vücudunun birer kısımları sancı». yordu. Fakat gözlerinde ıztırap değil, sevinç ışıkları parlıyordu. Gafur baba: — Rahim, dedi.. Seno işi yap- j masa idin, bu hale gelmiyecektik, Hepsini kıskıvrak yakalıyacaktık. Rahim, mert ihtiyarın gözlerine baktı: — Baba, diye cevap verdi.. Da- yanamadım.. Abaza adamları çok alçak, — İnşaallah belâl borçlu idi. Gözlerinin önüne A « elm ine baza askerinin kılıç sapladığı Mehmetle Rahimi bir türlü yak geldi. Sonra ihtiyarın: bulacaklar. nız birakmağa razi olamıyan Ga- fur baba, yaralı, hem de ağır yara- holduğu halde onlarla yola çık» atıldığını, onu bir anda ye diğini düşündü.. Bu mert ihtiya yağıyacağım.. Benim yaş Ne için her şeyi göze alabilirdi: miştı.. Zaten, diyordu, ne kadar gelerek cam'arını indirmiş, fakat j kim ne istifade edecek, ahir öm - polis tarafından derhal yakalan- rümde bir iş yapabilirsem, içim ra- | * Paşalılar değildir. hat gözümü yumarım.. mıştır. İru değildi. . "a ii —VAKIT 1 Ev'ül 1933 7 Üç arkadaş o gün akşama kadar yol'aldılar.. Hava kararmağa baş | kalmıştı. Belki biraz sonra o da | layınca Mehmet, geceyi geçirmek için bir köye uğremalarını söyle - Gafur baba: j — Yok, yok.. Diye itiraz etti.. Yürüyelim. Bir an evvel ulaşalım 3 vakit geçirmeğe gelmez.. i Gafur baba yaralı idi. Yarası çok ağırdı. O, bir iki gün daha yaşıyacağına emin değildi.. Ölme den orduya ulaşmak arzusunda i- ! di. Artık etraf kararmıştı ve yolcw lar yol alıyorlardı. Bir tepeyi he- ! nüz aşmışlardı. Çok yakında bir ordunun çadır kurmuş olduklarını j gördüler.. Ateşler yanıyor, sesler bir uğultu halinde yüküeliyordu © Bunlar kimdi?.. y Rahim: İ — Gafur baba, dedi, bunlar A. | bazadan olmasa gerek?. . Gafur baba cevap vermedi, De- rin bir nefes alarak kolunu oğuş turmıya başladı. Saatlerce kan a» kıtan bu zavallı İhtiyar, artık bit- kin bir hale gelmişti. K Gafur baba.. Gafur baba şimdi atın üstünde | iki büklüm olmuş, dişlerini kaş | katı birbirine geçirmişti. j Mehmet atından atlıyarak Gas 4 fur babanın yanına koştu. Onu kucaklıyarak yere indirdi. Yerde | bir parça dinlenen İhtiyar bir az. sonra kendine geldi: ARİ — Bunlar da Abaza... Di mırıldandı., İki arkadaş ne yapacaklarını / şaşırmışlardı. Birden sordular; — Abaza askerleri mi?, Gafur baba cevap vereme Gözlerini Rahimin, sonra Mehı din gözlerine çevirdi... 'Bir şe söylemek istediği anlaşılıyordu. Fakat bunu gözleriyele de ifade - ye muvaffak olamadı. Bitkin bi; halde, up uzun yere uazndı. Gözleri kapandı. Ölmemişti... Nefes alıyordu. Kalbi çarpıpıyor du.. : İki arkadaş yeisle birbirlerine baktılar. Ne yapalım demek isti yorlardı. Burada beklemek do Bir yer bulm yatağa yatırmak lâzımdı. Mehmet: — Rahim, dedi, bu ordu Ak Paşa ordusu olmasa gerek.. — Ya Abaza Paşa ordusu ise Mehmet, bir müddet düsündi ten sonra: — Kim olursa olsun.. Gafur ba bayı burada öldüremeyiz. Gide « lim. Orada belki bir çaresini b: luruz. Bizi asacak değiller ya. — Çok tehlikeli Mehmet... — Göze alalım Rahim. Bizi ölümden kurtaran Gafur baba için ölürsem gam yemem., 4 Gafur babaya Rahim daha çok — Arkadaş. Diye bağırarak askerin üz — Gidelim, dedi..: Belki Abas (Devami var)