Eyy yy yy Sed772i Fakat kadın, genç Hanımefen- dinin halinden bir şeyler sezdi de- di ki: | — Bir şey söyliyecekseniz söyle ! : Bülendin evlenmekten vaz geç- tiğini anlamıştı... Bülent onunla, WE parası olmadığı için evlenmi - Yodru,.. Bir an durdu:. Nasıl olmuştu da ON Parasız bir kızı, zengince bir! *rkeğin alacağını ümit etmişti?.. | "ayr, böyle bir hareketi, böyle muhabbeti Bülentten bekliye - Mezdi. Silkindi: > Hayır, keyfim kaçmadı. ke- derlenmedim... Kederim, derdim Yeki. Fakat sesi titriyordu.. Şimdi, Orhan, Kayanın imalarını hatırlı » Yordu., — Kim bilir şimdi benimle ne İzzet minin yiniz. Kendilerine haber vereyim. Genç hanım gene tereddüt et - i İ ti: | — Bir şey söylemiyeceğim, de- di.. — Şu halde beyhude bekleme yin, her halde pek çabuk gelmez- ler. ledi: cektim., kadar alay edecek... Acaba Bülent na meseleyi olduğu gibi anlatmış Mıdır? Ahlâksızlığını bu derece- YE vardırmış mıdır?. Hayır, buna inanmak istemiyor- | du. Artık bunu düşünmek te is-| iyordu.. Bir tek isteği vardı; | dan kaçmak, gitmek, evine, yurduna kavuşmak istiyordu. Gitmek ve Cafer Ali Beyin yazıha Mesinde işine başlamak, alın terile ığını yemek, o kazançla ya Samak istiyordu. , Aynasının karşısma geçti, ken dine baktı ve kendi kendine ko» Muştu; >— Günay, kızım, kendine gel!. Bülentle evlenmek için genç ve gü Zel olmanın kâfi geldiğini sandın. © Aldandım. Onunla evlenmiyorsun diye karalar bağlıyacak değilsin ya?.. vadiyi a — Halam hiç bir şeyin farkına Varmamalıdır.. Bir kere evime, Anama, babama, iyi yürekli Şişli- Ye kavuşsam.. Annesinin sözlerini hatırladı: “İzin veriyorum, ama sonra ba- na kabahat bulma.,, Ona hangi hakla kabahat bula. Saktı, Dışrıdan biri seslendi: — Günay!. , Günay irkildi. Bu Kayan se *iydi.. Evvelâ cevap vermedi. Fa-! t tekrar çağrıldı.. Balkona çıktı. Kaya dedi ki: — Öğle vapuru ile Istanbula ine Seğiz. Bizimle gelir misin?. — Hayır, gelemem.. Kızın söz söyleyişi Kayayı şüp- İelendirdi. Müstehzi 'bir gülüşle tüldü; — Hal... Anladım! Günay odaya girdi, kendisini asına attı: — Bu Orhan Kayadan nefret & diyorum... | Şibtli hıçkıra hıçkıra ağlıyordu. | Kaprer, şık Hanımefendinin ö « Dünde bir az hayretle durdu. Ziya. tçi sordu: © da ezilip büzüldü: (Devamı var) Katil ele başı Rizede tutulmuş Bur- saya götürülmüştür Bursa 28 — Bursa soyguncu larının elebaşısı ve azılısı olan Rizeli Hüseyin namındaki şerir, Rizede tutularak bugün şehri- mize getirilmiştir. Jandarmaların muhafazası al- tında bulunan ve boynundan ayaklarına kader zincirle bağı olan şerir, adliye önünde Oolo- büsten indirildiği vakit etrafını büyük bir kalabalık satmıştır. Hüseyin adliyede isticvap edil dikten sonra tevkifaneye götü- Bursa, 28 — Komlnistlere ait tevkifat devam etmektedir, Daha bazı eşhasın dz tevkif edileceği söylenmektedir. Aynı mesele do- layısile İstanbulda da bazı kim- selerin tevkif edileceği iddiala- rmın arkası kesilmiştir. Halk düşmanı diye bir çok-| ların malı alınıyor Berlin, 29 (A.A) — Volf #jansından : Halk düşmanlarının servetlerinin zaptı kanununa is- tinaden memurlar sosyalist. ko- | münist veya Alman bâyrağı ma- halli teşkilâtlarının emvalini zap- tetmiştir. Münir Otomobil kazalarına karşı çare ve ruhiyat Paris, 20 ( Hususi) — Uumi ruhiyat enstitösü bu bafta bir kongre aktederek, otomobil ka- zalarının önüne geçmek çarele- rini müzakere edecektir. Profesör Arsomualin telifi ile yapılacak olan bu kongre hak- kında, profesör diyor ki: — Bu meselede ruhiyatın ne alâkası var, diyeceksiniz ? Gayet basit, Son istatistikler otomobil ”— Günay Hanım burada mı?. | kazalarının yüzde o sekseninin, >— Hayır efendim.. makine (o bozuklüğundan değil, dö Demek hâlâ adadan gelme- şolörlerin o ruhi (o haletlerinden — Bu ayın sonunda gelecek. >> Annesi burada değil mi?, , , apucu tekrar hanıma baktı... çlaklarnda inci küpeler vardı. *tündeki elbise fevkalâde ağırdı. Y narak cevap verdi: i re Yoklar efendim. Ziyaretçi hanımefendi bir az te- İd etti ve tekrar sordu: — Acaba kaçta gelir?. — Bilemem Efendim.. neşet ettiğini gösteriyor. Bu me- seleyi tetkik edeceğiz. —— . Evlenme kayitleri Dahiliye vekâleti belediyeye evlenme kuyudatının muhakkak surette kârgir binalarda saklam- ması İüzumunu bildirmiştir. Evlenme dairelerinde kayma" kamlıklar ahşap olursa kuyudat başka kârgir binalarda saklana- caktır. Tramvayda Kendilerini atanlar içinde Bunun üzerine genç hanım, çan- İ tasını açtı... “Bir para çıkardı, ka» | pucunun eline sıkıştırdı ve söyle - | diğinden kendi de korkarak keke. | — Sizden bazı malümat istiye - Kapucu parayı avcunda sıktı ve Polis, Haberleri ağır yaralı var Harbiye - Fatih battına işliyen 753 numaralı vatman Fabri efen dinin idaresindeki 54 numaralı | ikinci mevki araba saat 22,45 | de Saraçhane başında iken ma- | kinede âni bir kontak olmuş ve arabanın ber tarafı derbal alevler içinde kalmıştır. Yo'cular yürümekte devam eden tram vaydan © canlarını © kurtarmak için kendilerini (yola atmağa kalkmışlardır. Bu kargâşaklık ve bengame esnasında yolculardan Solularda Salih Efendi sokağın da 18 numaralı evde Oturan Server Hanım ve aynı evde otu- ran Beyoğ'u Tebbirane memuru Reşat Efendi, Sekbanbaşı Ibrahim ağa mahal- lesinde 44 numaralı evde oluran | Ifakat Hanım kendilerini tram- vaydan aşağı atmışlardır. Bunların içinde Server Ha- nım ile İfakat Hanım başla rından Reşat Efendi de elinden | fena halde yaralanmışlardır. Di- » cektir, ğer bir Reşat Efendi ile vatman Fahri efendi o kuvvetli o bir elektrik o ceryanına kapılarak baygın bir halde yere seril- mişlerdir. Vak'adan sonra etraf- tan polisler yetişmiş yerde yatan- ların etrafını çevreleyen büyük kalabalığı dağıtarak kazazede kadınları Hasekinisa hastanesine ve Cerrahpaşa hastanesine kal- dırmışlardır. 3,5 lira hırsızı Sirkecide, Fındık zade hanın- yangın| HÜKÜMDAR ili Yazan: Niyazi Ahme: Basık tavanlı bir odaya girdiler. ! ne gelince, dizginleri çekiyor v İhtiyar, misafirlerine yer gösterdi. | duraklıyorlardı. Süvari çok ace Lâtife ederek konuşuyor, güldürür | le karanlıklarda akisler yapan bi cü şeyler söyliyordu. Kirli bir El sesle ihtiyarı çağırıyordu: derin altına elini sokarken: re Hey.. İhtiyar.. Nerede ise — Size kahve pişiremiyeceğim, | meydana çık. dedi. Şimdi silâhlarınızr muayene Kırkçeşmelerde | edin.. Ve minderin altından kurşunlu bir martinle kısa fil dişi kabzalı bir hançer çıkardı. Uzun uzun muayene etti. San. ki elindeki demir parçası canlı bir i mahlüktu. Ona şefkatle bakıyor- du: -— Bu gördüğünüz hançer, diye söze başladı. Kırk iki senedir ya- nımdan ayrılmadı. hepsi babamdan yadiğârdır. Ba- bam, oğlum bunlar seninle meza- ra gidecek.. Muhafaza et demiş- ti.. Çok işime yaradı. Rahim, ihtiyara bakımıyordu bile... Piştorlarını muayene ediyor uzun kılıcını, yağdanlığından çı - kardığı yağla temizliyordu. İhtiyar işlerini bitirdikten son - ra ayâğa kalkt:. — Çocuklar, dedi.. Şimdi biz bahçeye çıkacağız.. Süvariler bi. ze uğrıyacaklar.. Siz gizlenirsiniz. Benimle konuşacaklar. Siz bir şe ye karışmayın.. Bahçeye çıktılar.. Bir az evvel hava berrak iken şimdi gök yüzü- da 18 numarada oturmakta olan yolda bir #ucu dükkânında su içmekte iken o esnada tanıma- dığı bir şabsın göğsüne vurarak kaçtığını hissetmiş, derhal cebi- ve elini atarak paralarına bak- mış ve üç buçuk lirasının yerin- de yeller estigini görünce hemen polise koşarak vaziyeti bildir- miştir.Bunun üzerine derhal tah- kikata girişen polis yaptığı araş- tırma neticesinde bu becerikli yankesicinin Nedim isminde biri olduğunu anlıyarak yakalamış ve parayı müsadere ve sa- ihbine iade etmiştir. $ Galatada Zürafa sokağında kabveci Şevkinin dükkânı Uüs- | tündeki odada oturmakta olan Sofya evinde bulunmadığı sıra- da dostu Zeki tarafından oda- sındaki eşyası ile çamaşırları ve sandığında sakladığı 25 lirası çalınmıştır. Sofyanın müracaatı üzerine Zeki yakalanarak hak- kında tahkikata başlanmıştır. ŞBabrisefit otelinde misafireten bulunan yağ tüccarı Mehmet B. in karısı Hatice dün gece Kılr cali mahallesinde tramvay durak yerinde tramvaydan inerken dü- şerek kolundan ve köğründen yaralanmışlır. $Yeniköyde oturan Yorgi efen- dinin İ2 yaşlarındaki Temistert- lis ismindeki oğlu elinde ağzı açık bir sustalı çakı ile koşar- ken Madam Evrideki isminde bir kadına çarpmış ve elin deki çakı kadıncağızın eline ba tarak yaralamıştır. Sadri Etem Beyin konferansı Bu akşam radyoda muharrir- lerimizden Sadri Etem Bey ta- rafından bir konferans verile- İ İN A 0 0 ça yavaşlıyorlardı. isesleri arasından bir tanesi daha yakından geliyordu, Mehmet, Ra- hime kımıldamamasını "tembih e- derken, bahçenin dış kapısına doğru bir atlının yaklaştığını gör düler.. süvari atladı. çevirerek seslendi: nü kara bulutlar kaplamıştı. Etraf zifiri karanlıktı. İhtiyar, Rahimle Mehmede bekliyecekleri yeri yös- terdi. İki arkadaş yerlerine çekilmiş - lerdi. At seslerinin çok yakından gelmekte olduğunu duydular. İh. tiyar, tekrar heyecanla yanlarına geldi. Bu sefer ihtiyarın sesi daha ka - İm çıkıyor. Vücüdu daha dinç gözüküyor - du: — Benden emir almadan hiç bir İ şey yapmayın,. Yerinizden kımıl. damayımız.. Dedi ve karanlıklarda kaybol « du. İhtiyar nereye gitmişti. İki ar- kadaş fark edemediler.. Onunla fazla alâkadar olamadılar. Çün- kü atlılar, artık tamamiyle yaklaş- mışlardı. İhtiyarın evi, bahçe kapısının daha ilerisinde idi.. Sokakta açı- lan bir kapıdan bahçeye geçilir! ve'oradan kulübemsi eve varılır - | dı.. Bahçenin etrafı çitle çevril « mişti. Mehmetle Rahim, bahçe kapısı- nın on «metre ilerisinde, meyve a - | ğaçlarının arasında idiler, Bahçe-| nin her tarafında cereyan edecek | mükâlemeleri zahmetsizce dinliye bilirlerdi. Atlılar ihtiyarın evine yaklaştık Kalabalık at At birden durdu ve üstünden bir Başını eve doğru — Hey.. Baba.. Buraya gel. Silâhlarımın | Rahim, bahçenin önünde birik miş süvarilerin adedinden haber siz, kılıcının kabzasından yuka'a mış, bu serser' adamı tepelemek a; zusunu yenemiyordu.. ” Fakat, onun ihtiyatsızlıkların daima göz önünde tutan Mehmet i Rahimi bir kolundan yakalamış, Ye rinden kımıldamasına mani oluyo: du... Rahim, daha çok bu süvari, nin kendilerin oyun ettiğine kızı yor, arkadaşları gibi onun da iş kembesini deşmek istiyordu. Süvari son derece hiddetlenmiş olacak ki, dış kapıyı bir tekme ile parçaladı. Bahçeye daldı, eve / doğru ilerilerken gene bağırdı; — Ihtiyar... Süvari evin bir kapısma doğru ilerlerken Mehmet, arkalarmdar bir gölgenin'yerlere sürünerek e- ve doğru koştuğunu gördü.. Ka- ranlıkta pek fark edilememekle beraber, onun ihtiyardan başkası olmadığını da anlamıştı. Fakat, ne münasebet... O biraz evvel, süvariler yanaşmadan eve doğru gitmişti... Şimdi nereden çıkıyor M2 Süvarinin son bağırışı üzerine ih tiyar evin önünde belirdi. j — Kimdir gece yarısı beni uyan dıran?. Diye yabancıya doğru yanaştı., Süvari: Wi — Geberesice bunak. İki sa attir gırtlağımı parçaladım.. — Ne istiyorsunuz? — Onlar nerede? — Kimler?, — Atlılar... — Buraya hiç bir atlı kelmedi, — Peki atlar nereye gitti?, : — Atları içeri ahıra aldım. il — Şimdi doğru kahveye git, Orada iki yabancı var, Onlar gece senin evinde misafir kal lardı. Söyle gelsinler.. 1 — Baş üstüne efendim.. (Devamı var) | | 4 j yi Kimsesiz çocuklar” Darülâcezeye kimsesiz çocuk» ların kabul edilmesi icap eder- ken son günlerde, bir çok ço: j cukların gönderildiği görülmüş» tör. Bunlar arasında öyle çocuk» lar vardır ki, bunların kendileri- j le yakından alâkadar olmağa mecbur aileleri vardır. Yakın akrabaları olan çocukların Da: 3 rülâcezeye kabul edilmemesi ait | makamı tarafından tebliğ olun- v muştur. * ——e Muhtarlıklar gidiyor Haber aldığımıza göre, y müzdeki birinci kânundan ren şebrimizde bulunan (| bülün mubtarlıklâr o lağvedilecektir. Belediye izap edi dbirl cümlesini alarak muht; Arkadan bir sürü atlı daha yak- laşıyordu. Atlılar, bahçenin önü. / leri şimdiden tesbit. fesile iştigal edec