2 Ea a EM ; KE Vakağ'ın edebi tefrikası : Bülent memnun, gölümsiyerek | telli, yerine oturdu. kadaşlarına sordu: > Ne dersiniz?. yn, gülmekten gözleri ya- Harmıştı >> Aman, dedi, ne komikti, ne komikii,. Kaya, kaşlarını çattı: İ -— Ama, dedi, Esma Hanım için | komik değildi.. Bu soğuk şa“! isen mi yaptın Bülent?. Bi, beta; bizzat ben yaptım.. ya bir ders vermek lâzımdı.. nay, kendini tutamadı: > Sahi lâzımdı, dedi. Ve birden, Kayanın sert sert ağa in görünce, başmı önüne > Neden Günay?. > Çok kıskanç, çok haris kız.. e öne insanlardan nefret ede - Bek, Akşam odama delgi, bana *£ yolladılar diye söylemediğini bw Yal... dı. Bir az tereddütle sordu: | dmg Güzel beyaz karanfiller al - » “Siz gönderdiniz değil mi?. ada her kes birbiriyle konu- Ordu.. Bülent, Nezihe ile mü- 'a girişmişti.. Cemal Ra - > Meliha ortâdan kaşbolmuş- Günay, merakla bekledi. ç77 Mademki çiçekleri gönderen | min; söylememiş, demek, ki söy: o Ömek istemiyor.. Günay, gülümsedi: ide söylemeği sınutmuş- | Ka Ha yetmişe YA başını salladı: ke Olabilir. her halde çiçekleri G yolladığını söylemiyeceğim ay, ben değilim.. N— Tuhaf şey... Bu çiçekleri kirn dermiş olabilir?. > Pek mi hoşunuza gitti, rin Çiçek herkesin hoşuna gitey, | 8 insan kimden geldiğini bil - Sue Hala, kuzum biraz şam eğ verir misiniz... b? Y rengi, pırıltılı içkiyi yadum 5 Süm içi, ülent şaka etti: ik, Busün haylı içtiniz. Hâlâ k;, Zluğunuz geçmedi mi?. Bunu | a şerefine içiyorsunuz?. İ nay kadehini bıraktı. Ba - sallıyarak saçlarını silkti, Or- yy Sy Selmi tuzağı Izzet isitin lâmı verdi.. Yürüdü.. Bülent omuz şilkti: — Ne aksi adam!. Huyunu de ğiştirmiyecek.. Günay şaştı: — Ben onâ ne yaptım?. bana darıldı?. — Size darılmadı, onun huyu böyledir. O, şakadan anlamaz. Günay sararmıştı. Hilmi Bey: — Sen de geç vakte kadar kal- ma, gidip yatsan iyi olur, dedi A- sil sen yorgunsun.. e İŞ m Neye İ tiklal marşr öğretilmiş, marş hep Sabahleyin erkenden Günay wi şağıya indi. Annesiyle babasına mektup yazacaktı. Bütün gece rahat uyuyamamış- ti... Neden Orhan Kaya ona darıl - mıştı?. Neden kalkıp gitmişti?. Halbuki onunla samimi olmak, candan konuşmak istiyord&. Fa- kat bu arsuzunu, Kayanın soğuk hali, acı istihzası kırıyordu. Fakat Günay, kendini kolay ko- lay hüzne kaptıran kızlardan de - ğildi. Esmaya söylediği söz hatı rına geldi: “Bence sevmek, beklemek, ve eğer anlaşmak kabil olmazsa, hiç şikâyet etmeden bu sevdadan vaz geçmektir.,, Bir türlü anlaşamıyorlardı. Ka» ya onu anlıyamiyordu. Ona ehem miyet vermiyordu. .. Yavaş yavaş, Kayanın sert ve müştehzi çehresi gözlerinden sili- niyor, onun yerine Bülendin çeh- resi kaim oluyordu. Dügümelük 4 — Bülent ondan daha iyi insan. Kazayı unutayım... Bülendin a - yanslarına neden mukabele etmiye yim? Yaraş yavaş, bu fikir zihnine yerleşiyordu. — O beni beğeniyor.. Hattâ be- ni seviyor.. Kayayı unutmalıyım.. Mösyö Darvel, gayet cazip, ya- kışıklı bir zotti.. Vapur güzel, de- niz gayet hoş bir mavi renkte idi, Teklif olunan ücret te yüksekti, Bu defada eski mantık galebe çaldı... Az zamanda çok para ka zanarak biriktirmeli, sonra müş - takbel bir meslek temini için dansa çalışmalı idim. (Devamı var) Ya, yan gözle ons bakıyor 4So/yadan gelen profesör İva nayın ne diyeceğini bek. Günay, de, gözleri Bülendin gözle- sakrak bir sesle cevap var. haçan kurtaranım, senin şerefi- | *Yorum!., eng zlerinde bir sevinç yandı, Bü. — >ezaketle eğildi: UN Ben de sizin hayatta mesut ii içiyorum.. o Yakın izdi - N Izin şerefine içiyorum.. ve Hanım güldü: a üray kiminle evleniyor.. Bam kızarttınız!, İle gp ünyanın en mesut adamı aiyor!.. Dedi. a birdenbire kalktı: üm içi mesut adam ben olmadı. | h, müzaadenizle gidiyorum, Yin, Sok yorgunum. Küusuru- yınız. İyi tiriyorda. Nezihenin elini Günaya yatım bir baş se - Sofya Üniversitesi kulak, bo - ğaz ve burun hastalıkları — klinigi müdürü profesör Eerlinoff şehri - mize gelmiştir. Celi İstanbula gelişi, doktorlarımız tarafından alâka ile karşılanan M. Berlinoff evvelki gün Cülhane hastahane ve tatbikat mektebinde “Had meri iltihabının tedavisi, mevzuu üzerinde bir konferans vererek kendisinin bulduğu tedavi usulünü izah etmiştir. lan Belediye kooperatifi Belediye kooperatif idare mec - lisi içtimamda mühim bazı karar - lar verilmiştir. Bu meyanda bele - | İ —— nk mmm m İN — m m mmm mİ alan VER “ Bir Macar gazeteci Macsristanda ç-kan (Azest) | gazetesinin diplomatik muharriri | Mösyö (Vaoarkelyi Ference) tay- | yare ile İstanbula gelmiş ve Mösyö | (Heryo) ile görüşmüştür. (VA - zest) geneteri Türkiyeye büyük bir seyahat tertip etmiştir. Bu seyaha- tin teşrinisani ayında vapılması| muhtemeldir. İ Ankara musevileri ANKARA, 23 -—— Ankrara Mu - sevileri dün akşam Türklük kültür | klübünde bir toplantı yapmışlar * dır. Riyaseticiimhur orkestra sefi tarafından Musevilere İs - | birlikte taganni edilmiştir. Ankara musevileri Halkevine | kaydolunmaktadırlar. Kartalda susuzluk Kartal son günlerde susuz kal - muştır, Halk sabahlara kadar çeş - me başında su beklemektedir. Kar- tal belediyesi su işini yoluna koy - mak için 60 — 70 binliralık bir is- tikraz yapmak niyetindedir. Sokaklarda tozlar Bundan sonra bütün sokaklar arkerslen tenha iken süpürülecek ve toz saçılmamaşına dikkat edile- cektir. Gündüz, kalabalık zamanlarda ortadaki çöplerin toplnmasına ih- tiyaç varsa uzun uzadıya süpürül - meden bunlar yerden kaldırılacak- Gazi köprüsü Gazi köprüsünü inşa için bir Ma- car grupu belediyeye müracaat ot- miştir. Grup üç milyon liralık ma- den kömürü alarak köprüyü yap - mayı teklif etmiştir. 20 bin limon kaçakcılığı > Dünkü gazetelerden birisi © bin limon Vİ e mekte idi. Dün İstanbul gümrük idaresi başmüdürü Seyfi Bey bu- nun çok eski bir şey olduğunu söy- lemiştir. Ölçüler müfettişliği İstanbul ölçüler müfettişliğine tayin edilen Nuri Bey İstanbula gelerek işine başlamıştır. Bozuk Terkos saatları Fatih civarında her gün öğleden sonra Terkos suyu kesilmektedir . Bu, halkın şikâyetlerine sebebiyet vermektedir. Yaptığımız tahkikata göre Şehzadebaşından Fatihe ka - dar uzanan sahada ve bu civardaki mahallelerde Terkos su miktarının çoğaltılması için mevcut eski bo » rular kaldırılarak yerlerine kalın borular getirildiği ve inşaata baş - landığı cihetle susuzluk muvakkat telâkki edilmektedir. — Taksimde koca bir sarnıç Belediye fen heyeti tetkikat ya- parken, Taksimde Cümhuriyet meydanı civarındaki Taksim suyu sarıncından istifadeyi düşünmüş ve tecrübe için sarıncın sularını bo- şaltmıştır, Sular boşalınca sarnıcın çok muhkem ve nefis bir eser ol - duğu görülmüştür. Sarnıç gayet san'atkârane imal | edilmiş 24 gözden müteşekkildir . | Alâkadarlar, bu gözlerin daha bin sene tamire ihtiyaç hissetmiyecek derecede muhkem olduğunu söyle- diye lokantasının üst katında ye - mektedirler. ni bir salon tesisine başlanmıştır . Bu salonun cumartesiye açılması | dan aldığı son sistem bir makine | arka tarafa geçtiler. İkisinin de| kararlaştırılmıştır. Bundan başka daha konforu ha- iz olarak Beyoğlunda bir belediye | göreceği işi, üç kişi ile görmekte » | duydular. Rahim, elektriklenmiş İbe yeni talebe kayt ve ka lokantası tesis olunacaktır. | Belediye Terkos için Amerika - ile bu cesim sarnıcın içini sıvamış - tır. Bu makine yüzlerce amelenin dir, “- 5 ii m, a ARM ie b e — li 5 — VAKIT 25 Ağus'so 1931 AŞK DELİSİ HÜKÜMDAR —33— Yazan : Niyazi Ahmet e e | Üç kişi bir kadını aralarına al. — H.a..t... Bize Abazalının mışlardı. Biri kadının kollarından gözü dumanlıları derler. i yakalamış, öbürleri seyrediyor ve -— Kıyam oğul.. İ kahkahalarla gülüyorlardı. Kadı — Sen sus kaltak.. nın açık ağzından ses yerine bir Ve bir tekme ile ihtiyar bir köy- ! hırıltıdan başka bir şey çıkmıyor- lü kadını yerlere serildi. du... Sivastan Konyaya kadar yayı - Hey..t... Bran kadını! lan Abaza' Paşa haşaratı, her yeri Üç kişi birden, bu yabancı sesle kasıp kayuruyordu. Başı boş ser-! dona kalmışlardı Silâhlarma dav seriler: runmak istediler. Rahim ikinci bir — İstanbula gidiyoruz... İ emir verdi: Diye asıp kesiyorlardı. — Yakarım alimallah.. Abaza, bütün maiyetlerine bü - Serseri, kadını hâlâ bırakmıoyr- yük mevkiler vadediyor, hea edi İ vaffakiyet için ellerinden geldiği E. : : kadar çalışmalarını rica ediyordu. Brak diyorum., Diye haykır » 5» köylü d ili makla beraber piştovunu ateş etti. mir e ei ga: dali Adanı, iki yana sendeliyerek oldı. e iş bi A sere e, *ü çiğ ğu yere yıkıldı. Arkadaşları vakit ER aş ri vt pi a geçirmeden hançerlerini sıyırmış « binen Bese e dell > "lardır. Rahim de ayni süratle uzun Çolevükit geçmessişti Bizbilih kılıcını havada sallıyarak ileri a» * | tıldı. pa mea eee ere İlk hamlede ikincisinin de uzun e pi e İN #4 * İ kılıcının sivri ucu ile işkembesi de- » ilmisti, Serseriler evi talan ediyorlardı. — Si Evin arka e silâh sesine -“ Saltık! Diye üçüncüye hür esek . a iç m cum ederken Mehmet odadan içe a arla aşınca şaşırdı. ri atıldı. Abaza askerleri kahkahalarla — Dur.. Diye haykırdı. gülüyorlardı. İçlerinden biri: Üçüncü serseri mukavemet bile — Yok... Bize öyle fırtınalı su | edemiyordu. Mehmedin odaya gir- ral yapma... Yoksa seni de koca-| diğini görünce elindeki hançeri ye nın gittiği yere göndeririz. Bize! re fırlatarak yalvarmağa başladı.. Abazalı.... Mehmet yerdeki hançeri aldı.. apulcu sözünü bitir. e işti,. | Serserinin belindeki kınına soktuk Kadin sesinin çıktığı kadar bağır. | tan sona: m mağa, yırtınmağa başladı. — Bizden medet umanlara fe « nalığımız dokunmaz, dedi.. — Mehmet bak bir de kadın se | Rahbn, bunun da işkembesini! si var... Bu 163 can korkusundan | deşemediği için kızıyor, kendisi çikan sese benziyor... mani olan Mehmede hiddetle ba — Gider görürüz.. kıyordu.. Ses bir an daha hızlı gelmeğe Mehmet: ; başladı. Bir müddet duyulmaz ol| o Ne olur, Rahim, dedi. Sok du... i kılıcı kınına.. — Abaza askerleri olsa gerek | OBir kenara çekilmiş, baygın bir Rahim.. ” halde bulunan kadını yerinden kal — Yetişelim Mehmet.. dırdılar, İki atlı, son süratle sesin geldiği | O Mehmet: tarafa atlarını sürdüler.. i — Haydi hemsire, dedi.. Rahim, atını çatlatırcasına koş- ydi hemsire, edi. Onla cezalarını buldular.. Bunu da sen turuyordu.. i mey Beş dakika sonra evin önüne ge : çi ileri. Mehmet fazla bir şey söyleme- !di.. Rahime, peşini takip etmesini Evin önünde, elleriyle kambur iğiirek; etlikte aörrisi aakdre B00E belini oğuşturan ve kalkmağa uğ- du: raşan ihtiyar bir kadın yatıyordu.) Rahim süratle atından atlıyarak ye iinde? yanaştı: EĞ si — Yaralı mısın anne... E Abazadan mısın?. 2 vet. Diye sordu.. — Bizimle arkadaş olur musun? Meram rar) —a Tepebaşı bahçesi Belediye ile Tepebaşı babçesi Kadın inliyerek cevap verdi: | — Belimi kırdılar evlât... İ Kadım sorulan suale düşünme - den verdiği cevaptan sonra yaban cıların yüzüne dikkatle bakmağa | başladı. Sonra: müsteciri arasındaki ihtilâf hal- — Siz Abazalı değil misiniz?, | !edilmiştir. £ Belediye, bahçe- Diye sordu. deki bütün tes'sata sihip olacak buna mukabil modern sinemayı iki sene bilâ bedel kiralıyacak Gardenbarda Darülbedayi valarını yapacak ve bale temsiller verecektir. Bahçede belediye gelecek sene istifa edecektir. — Düşmanıyız Abazanım.. İhtiyar kadının gözünde sevinç ışıkları parlamağa başladı: — Koşun, diye yalvardı, Koşun evde kızımı öldürüyorlar, yetişin. Mehmet te atından inmişti. İki- si birden evin içine daldılar. Hiç kimseler yoktu. Koşarak Istanbul kız lisesi İstanbul kız lisesi erkek muak lim mektebine taşınmıştır. Mekte- piştovları ellerinde idi. Katılasıya gülen bir kahkaha gibi sesin gelliği tarafa koştu. İ başlanmıştır. Güdü simli ike 4 de &