3 e mi p * NR G AN fi ii rk gidiyordu.. a, mavi deniz, sanki derin Ya dalmıştı. Sıcak güneş, |, APin ta dibine nüfüz edi- hava ve neşe ile mest fözlerini yumdu ve birden ir sesle; R.* Büzel, dedi, insan ömrü ol , le yaşamalı .. Nur için- i gi mir ama) iç siki, <9 Kaya, hayretle genç kıza © Bu sözler hoşuna gitmişti .. w nay, sade Bülendin müs- hkahasın; duydu: Padişabınım kızı, hilkat. almağa başladı.. Lirik- ““ Müsunuz?, id irkildi... Bir pot kırdığı. , Seti ve ruhuna bir düğüm Le v eri Mİ ia ) İn. dedi, lirizmden nef. konuşmadan, münakaşaya den bafif tozlv yoldan gi- ! tdi. Etraf sakindi. Bazı k Sin kapısın-la, tek tük snsan eörünüyordu... Ada henüz yarı : şiarı uyanık bir halde, mah- vi dakika sonra, Dilden dö- 0 Srükaliye indiler.. li 1 oldukça kalabalıktı. De * ye kahkahalar duyuluyordu... *eua oturanlar, denizdekile < a eğlencelerine iştirak ediyor - a NM arala Jake çalık gelmiş *t tufup oturmuşlardı. Me. .. ni onları el çırpıp karşıla- ve 4 Gelinim ğtari, verdi senmi Gece ü acağı:. yömeği burada Mi). ği Himaycietfalin gece İlk varmış. Plajda dans “kmiş,, yn kız, sevirçten mesut sa» . kıp kırmızı olmuşiu. &, bira bardağından başını R Or; gelenlere bakmıyor - Bı fında her kes eğleniyor. vilent, Günayı kumluğa sü- iu, #ti, karşiki burunu gösteri- Kk ğ e ” hn Büzel bilseniz... Öbürada ie ta Yeşilköy fenerine a onları takip etmişti: di yürüyelim, dedi.. İş - e iler. V. çe delim.. Ne e seslendiler; ep, | Ar, buruna gidiyoruz. N yi kalktrla,. Günay başını N Ni a. gidiniz, bea burada ka. işim var, İşiniz var?, ubum yarıda kaldı, mek em — tamamı Iyacağım.. koptu, iiraz ektiler. yle bir ye-e gitmiyece « ş “eyi Ahsen, mektubu A, iYa yazdığını sordu . da yemle babama yazıyorum. bi Mrakardımız. tamamlıya - İN a Kaya; , de sizinle beraber otu - i Tüsunu söyliyeyim, A tup Yazmağa mecbu - #5 ie ii t. > bur, 1 Kinoyu ri pestahare mi, SGS bir sesle: | m z > a Sy ” m M7 edebi tefrikası: 9 Seas Si, 3 Selâmi İzzet um Bi, ; il, 2 sonra Günay, « Kaya ile| Yindü.. Hepsi onu takip etti - V0 arasında oturmuş, etra -İler. Yalnız Bü'cnt mütsreditti Meliha Avni seslendi: — Bülent, Bey haydi geliniz.: Günay: — Uanım, arkadaşınızı yalvart maşan'7 a, G'ye »lay etti Bülent gitmek mecburiyetinde kaldi Güttay, Orhan Kaya, masölar - dan birine baş başa oturdular. Gar sona e"“retileri: — Kâğıt, zarf, mürekkep, ka - lem... Garınnun bunları bulmas: hayli üşkül oldu.. Nihayet, ikisi de yazıya koyul- dular ş Güray, günde hiç ceğilss en az on or beş mekiuş yazmağa alış - kan olduğu için, fasılasız yazıyor. | du... Orhan Kıya şaşlı: — Ne ke'ay, nc çabuk yazıyor. sunuz?.. Sanki ömrünüz mektup yazm' kla geçmiş... Günay gü'dü.. Son zarfın üzerini yazmca, Or- han Kayanın gözü ilişti; — Affedersiniz, dedi, bi'hassa baker: dum, © gözüm kuydı, Cafer Ali ismini okudum. Ahbabınız mıdır? Günay olgun kiraz gibi kıp kır- mızı kesildi.. Bi an tereddüt et- ti. Srnra: —S>fer Ali Beve çok hürmetim | vardır., Tanır wisiuz?. Kızın tereddüzü, Kayanın na - zarı dikkatini celbetti: — İsineni tanir#m, tedi; kıymetli dir bglüjentoyemlöö . a cmic mel 8» hatiptir.. Günay cöştu... — Mükemel kir insandır. İyi « dir, «smimidir; fevkalâde zekidir.. Onu «zlışırken, .ş başında görse - niz, hryran olursunuz... Her şeye derhal âmir ve hakim olur... Ha- kimiyetini bissedetsiniz... fn ba- sit sözünde derin maralar vardır. | Cidden yüksek inarcır.. (Devamı var) Tiftik kıymetleniyor Istanbul Ticaret ve zahire bor- sasında dün tiftik üzerine çok iyi muamele olmuştur. Geçen hafta 45 - 46 kuruşa sa» tılan tiftikler dün borsada 54-66 kuruş arasında muamele görmüştür. Alıcı fazla olduğu için öğleden üçe kadar 400 balyeden fazla tiftik satılmıştır, Tıftik o fiatlerinin yükselmesi | tacirleri sevindirmektedir. Dön bu hususta görüştüğümüz bir tacir şunları söylemiştir : “Tiftik bilhassa son günler- de fazla kıymet getirmeye baş- | ladı. Bunun sebebi ihracatın faz- lalığı ve yerli fabrikaların yerli tiftiklere fazla ehemmiyet verme- leridir. Tiftik fiatlerinin yükselmesi mem- leketimiz için çok hayırlı bir iştir. Çünkü köylü elindeki tiftik keçi» lerini tiftik para etmiyor diye mütemadiyen kasablık satmakta idi. “Ankara, Çerkeş ve civarındaki tiftiklerin de bu suretle azalmakta olduğu rivayet halinde söyleni- yordu. “Maamafıh tiftiğin yükselmesi üzerine tiftik keçilerine köylünün eski ehemmiyeti vereceği aşikâr- dır... e TEN eş Polis Haberleri Dün akşam yerli mallar ser- gisinde şübeli bir vaziyette do- laşan ve arkası takip edilesi Ba- latta sakin öjeni, kuyumcu Sabri Beyin camekânının üzerinde bu- lunan kolyeyi alarak kaçarken polis tarafından yakalanmıştır. Otobüs çarptı Bebek hattına tramvayın arkasına on üç yaşında Hasan, arkadan gelen Tramvay şirketinin iki nu- maralı o'osüsünün çarpması n&- ticesinde yaralanmıştır. Döğüşmüşler ! Dün gece Sabaha karşı Derviş sokağında 17 numaralı hanede oturan Adil ile mezkür hanede »iracı Babratof efendi kira be- deli meselesinden münazaa ede: rek birbirlerini dövdüklerinden ikisi de zabıta tarafından yaka lanmıştır. Elinde bıçakla .. Dün sabah saat altıda Gala- tada Bahçe sokağında 4 numa- rah hanede Ooluran İbrabim | Mumhane caddesinde elinde bi- çak olduğu halde koşmakta iken mahalle bekçisi Sait efendi ta- rafından görülerek bıçakla bera- ber yakalanmıştır. Vapurdaki kaza Felemenk bandıralı Egimyode vapurunda amele Halidin eli üzerine eşya düşmüş, Halit ha- fifçe yaralanmıştır. işliyen tutonan Samsunda | Mıntaka Ticaret odaları kongresi * toplandı Samsun, 13 (A.A.) — Bugün Somsun Ticaret Odesı ve minta- kanın ticaret odaları kongresi müştereken yapıldı. Kongre açıl- madan evvel Fırka reisi Dr. Na- yif Bey tarafından kongrenin mabiyeti ve bütün dünyada ikti sadi . işlerin — iktisap © eylediği ehemmiyeti izah eden ve kon- greye muvalfakiyet diliyen bir nutuk söylemiştir. Müteakıben - ticaret müdürü tarafından kongre açılarak mü- zakereye başlanmıştır. Müzake- rede mükim olarak Çarşamba hattının Termeye kadar temdidi Samsun limanının bir an evvel yapılması, milli mahsulâtın yağ- mur ve çamurdan muhafazası için silo teşkilâtım havi vası bir hangarın derhal yapılması ve ih» racat eşyasına âit nakliyat ta- rifelerinin biraz daha: tehzili ve köylüye kalbur makinaları tevzii hususları vardır, Amerika — Asya uçuşu kahramanlarına ziyafet Marsilya; 13 (A.A) — Havas ajansı bildiriyor; Dün Godos ile Rossi'nin şere- fine iki ziyafet verilmiştir. Birisi Provence hava klübünde hava hazırı W. Pierre Cot'un, tayyare yapıcısı Louis Bleriot, tayyareci Cortes ve Bossoutrot'un iştiraki: le olmuştur. Ikincisi, belediye o binasında yapılmıştır. Bütün belediye aza- ları Amerika Asya uçuşu kahra- manlarına Marsilya şehri namına gümüş bir madalya vermişlerdir. Belediyeden çıkınca, tayyare- ciler halkın alkışlarile karşılaş- mışlardır. Provence çiçekçi ce- miyetleri kendilerine birçok de- metler vermişlerdir. Sergide kolyeçalan idu. Emretti; 5s HÜKÜ | 2 Kahvenin önünde dolaşanlardan birini çağırdı.. Maiyet askeri, res- mi bir selâm verdi, Müuğravın göz leri kan çanağına dönmüştü. Çok i asabi ve hiddetli olduğu belli idi. Askerin gözlerinin içine bakıyor - du.. Asker, Muğrayın bakışlarından | titremişti. Muğrav: — Ne istiyorsunuz?. diye sor- dus. : Askerin cevap vermesine mey- dan kalmadı.. Baştan ayağa ka- dar siyah bir çarşafa bürünmüş, gezişinden genç kız olduğu anla- şılan bir kadın Muğrava yaklaştı. Tam Muğravın karşısına gelince, yüzündeki peçeyi; bir deli gibi gay ritabii bir hareketle yırtarak yü- i züne fırlattı... Elbiselerini parça- liyor, avazı çıktığı kadar bağırı - yordu.. Muğrav, ne olduğunu anlıyama miştr. Kadın; | — Namussuz. Irz düşmanı kâ- fir.. Utanmaz. Beni kim zan - netin.. Şahın memleketinde kim- se müdafaadan âciz kadınlara tas arruz edemez.. İş bununla kalmadı. Genç kı. zm arkasından bir ihtiyar çıktı. İ İhtiyar uzaktan bağırmağa başla- mıştı: — Kanun, adalet yok mu?. So. kak ortasında kızıma taarruz eden hain kimdir?, Muğravın yanır'da bulunan mu- hafız ortadan kaybolmuştu. Fa - kat diğer taraftan bir sürü asker koşarak geliyordu.. Otuz kadar asker Muğravın etrafını sarmışlar dis. | Gçlerinden kumandan oldüğu an laşılan biri Muğrava yaklaştı: — Siz ne cesaretle bu kıza ta. | dan daha geri çekilmiş ve arruz ediyorsunuz? Diye sert bir eda ile bağırdı. Bu esnada Yadigârla Kara oğ- lan da kapıya çıkmışlardı. Kara oğlan, Yadigârın kolundan yaka. lamış, mütemadiyen geri çekiyor ve ikide bir kulağına eğilerek: — Sabret, diyordu... Muğrav haklazından gelemezse biz karışı. | riz... Fakat Yadigâr duramıyordu: — Bunlar, diyordu. İstiyorlar. Bak nasıl iftira ediyorlar. — Bekle bakalım.. Ne olacak. — Götürmek isterlerse allah bir durmam.. Muğrav iyi adamdır.. Bizimle iki lâf etti.. Kumandan kılıklı adam, haki. katen Muğravı götürmek istiyor - — Yürüyünüz!,.. Muğrav, gayet sakin mukabele ettir — Ben kimim biliyor musunuz? — Kim olursanız olun.. Sokak. | ta bir kadına tecavüz edenin ceza sı büyüktür. Kadınların ikisi de hâlâ söyle - niyorlar, Muğrava hain hain baki yorlardı. Muğrav, bu işin mürettep oldu- ğanu, hem de Karaciğay Han tara fından yaptırılmakta olduğunu an İryordu.. Fakat kime anlatacaktı, i Gürültüyü duyan halk gitikçe kah venin önünde birikiyordu.. Bir kaç ihtiyar da: AŞK DELİSİ | ki çakmaklıyı çekerek ateş etmiş. — VAKIT 14 Ağustos 1933 — MDAR Yazan: Niyazi Ahmet — Götürün yezidi.. . Derisinden kan sızıncıya kadar dnyak vesin!, — Dayak az gelir.. Bacakların i dan asınalı.. — Derisini yüzmeli edepsizin.. Aleme ibret olsur., Bütün bu gürültüler, kumanda. na bir teşvik gibi geliyordu.. Em- i rine ştaat etmeyince etrafındaki | askerlere emir verdi: — Tutun kollarını bağlaym.. Sekiz on kada; asker, Muğra « vin etrafını sardı.. O, yerinden kımıldamıyor, dudaklarında hafif i bir tebessümle seyrediyordu. Etrafına toplanan askerler dona kaldılar... Hiç mukavemet etmi- yen bu, buğa kadar adama ne ya- pacaklardı?. Cesaretini göstermek istiyen bir asker, Muğravın omzundan yaka- ladı, silâhlarını teslim etmesini söyledi.. Koca hükümdar, bir askerin kar | şısında elbette silâhmı teslim et - mezdi.. Bir defa dişlerini gıcır - dattı.. Bu diş gıcırtısı Muğravın j hidetini yenememesine alâmtti.. Asabiyetini yenmek ister, kendini itidals sevk etmek için erini gı cırdatır,. Hicideti haddinden fazla olacak” ki durduğu yerde gerildi önünde, silâhlarmı istiyen askere ani bir tokat salladı.. Bir saniye, hiç bek lenmiyen bu tokat, herkesi şaşırt. tı.. Asker, yıldırımla çarpı! bi Muğravın ayaklarının altına se» rildi.. Up uzün uzanan bu a kaldırmak istiyenler onu, mosmor ve cansız buldular, Mia Tokatla başlıyan birinci ölüm askeri yıldırmakla beraber, kuman beki mıştı: — Hemen yakalayınız.. Teslim olmazsa öldürünüz., Sesi duyuldu. Kumandan: i — Ah... Vuruldum.. Diye deledi ve yere yıkıldı... Bu silâhı atan Yadigârdı.. Her an ileri atılmağa hazırlanan vd beli Yadigâr, bütün askerlerin ha | reketlerini takip ediyordu. Ku - vermez tabancasını çekmiş, Muğ. rava nişan almıştı. Yadigâr bu- nu görür görmez, Kara oğlanm ya nından fırlamış, bir saniye belinde ti. Kurşun hedefe isabet etmiş ve kumandan yere serilmişti.. Yadigâr, kumandanı yere serdik ten sonra palasını sıyırmış ve mey dana atılmıştı., Hiç beklenmiyen ikinci şahrs, Muğrava hücum edenleri de yerin de duraklatmıştı.. Yarligâr: —— Ha.viyt!... askeri yere sermişti.. Askerler Muğravla yadigâr, tamamiyle sar. dılar.. Hepsi palalarını çekmişler di.. Muğrav, önüne gelen bir as. keri belinden kavrıyarak yere çarptı. Asker düştüğü yerde bir daha kımıldanamadı.. ii et «, Ni a mek istiyen ikinci ask ile vere serildi. p (Devamı var) e t ğ a mandan geri çekilerek emri verir | Diye haykırdı. İlk atılışta bir 7